25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TÜRK BİLİM İNSANLARININ NANOTIP ALANINDAKİ BAŞARISI: Doğrudan tümörler hedef almıyor cc ı—-t y— cc Gazi Üniversitesi NanoTıp ve lleri Teknolojiler Araştırma Merkezi'nden Türk bilim insanları, Amerikalı meslektaşları ile birlikte yiirüttükleri bir çalışmada, içinde ilaç molekülleri bulunan altın nano-kapsüllerden yararlanarak kanserli hücreleri yok etmeyi amaçlıyor. Doğrudan tümör hücre- lerini ya da tiimörün geliştiği bölgeleri hedef alan nano-kapsüller, daha düşük ilaç dozları ile daha yüksek tedavi şansının önünü açıyor. Reyhan Oksay lışmalar mı yaptı? Washington Üniversitesi'nde yürütülen deneylerde taşıytcı altın nanoparçacıkların üretimi, karakterizasyo- nu yapıkh ve hücre-doku serilerinde invitro deneyleri ger- çekleştirildi. Bundaıi sonraki en önemli aşama, deney hay- vanlarında yapılacak olan "preklinik faz" çalışmalarıdır. Gerek nanopartiküllerin üretilmesi, gerek yüzey modi- fıkasyonu vc gerekse invivo hayvan deneylerine ait ile- ri düzey çalışmalar Gazi Üniversitesi NanoTıp ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi'nde yapılacaktır. Preklinik deneylerden sonra "faz çalışmaları" denilen kli- nik araştırmalara geçilecektir. G azi Üniversitesi Nanotıp ve İleri Teknolojiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gürer G. Budak'ın başkanhğında, Dr. Mustafa Selman Yavuz ve Washington Üniversitesi'nden Dr. Younan Xia'nın ekibi ile birlikte yürütülen çalışma, Nature Materials'ın Kasım 2009 sa- yısında yayımlandı. Dr.Budak'a göre bu çalışmayı diğer kontrollü salınım sistemlerinden ayıran temel farklılık- lar şöyle özetlenebilir: • 100 nanometreden küçük altın nanoparçacıklann üretim teknolojisi •Yüzeyinin akıllı polimerlerle kaplı olması • Dokuya hedeflenebilir olması • İçinde taşıdığı kemoterapik ajanın kontrolsüz sa- lınımına izin vermemesi • Dışarıdan uygulanan kızılötesi ışınlar aracılığı ile kontrollü salınım yapabilmesi DoçDr.Gürer G.Budak araştırma ile ilgili soruları- mtzı şöyle yanıtladr. Cumhuriyet Bilim Teknoloji- Nanoparçacıklarla güdümlü ilaç tedavisi konusunda yurtdıştnda çok sayıda araştırma yapüdığını okuyoruz. Sizin çalışmanızın fark- lılığı nereden kaynaklanıyor? Nanotıp biliminin temel olarak ilgilendiği üç ana başlık vardır. Bunlar Rejeneratif Tıp, Tanı- Görüntüleme Sistemleri ve Güdümlü İlaç Dağılım Sistemleri'dir. Her üç alanda da tüm dünya çapında önemli çalışmalar yürütülrnektedir. Güdümlü ilaç dağı- lım sistemleri konusunda yapılan deneylerdeki farklı- lıklar; ürettiğiniz taşıyıcı nanopartikülün boyut ve ti- pinden, yüzey özelliklerine, hedeflenebilir olmasından salınım karakterine kadar çok değişik noktalarda orta- ya çıkmaktadır. Bu teknik diğer mikropların neden olduğu hastalık- larda da kullanılabilir mi? ömeğin nano-kapsüller an- tibakteriyel ilaçlar taşıyabilir mi? Uygun bir taşıyıcı nanopartikül geliştirip bunu hedef dokuya yönlendirebiliyorsanız, bu teknikle çeşitli kim- yasal ajanları taşıyabilirsiniz. Sadece bakteriyel enfeksi- yonlar değil, viral hastalıklar, kas-iskelet sistemi hasta- lıkları, kardiyo-vasküler hastalıklar, endokrin hastalık- lar, dejeneratif santral sinir sistemi hastalıkları vb fark- lı hastalık tipleri için de başarılı güdümlü dağılım sis- temleri yapılabilir. Bu konularda yoğun çalışmalar de- vam etmektedir. Nanopartikülleri diğer bir üstün özel- liği de taşıyıcı molekülün içine aynı anda hem tanı ko- yucu radyo-opakt bir maddeyi hem de tedavi edici mo- lekülü yerleştirmenize fırsat vermesidir. Bu sayede aynı seansta hücre düzeyinde hem tanı koyup hem de teda- vi yapma şansı ortaya çıkmaktadır. Kısaca "teragnostik" denilen bu yöntem, tanı ve tedavinin bir arada yapıldı- ğı eşsiz bir yöntemdir. Mustafa Yavuz bu çalışmayı Washington Universitesi'nde Younan Xia'nın liderliğindeki ekip ile gerçekleştirdikten sonra, Gazi Universitesi'nde ileri ça- maliyetleıi çok küçük olan bazı ilaçlar çok yüksek fi- yatlarla satılabilmektedir. Buradaki fark ileri teknoloji- nin kullanılması ve ARGE yatırımına ayrılan toplam bütçeden kaynaklanmaktadır. Güdümlü ilaç dağılımı ve kontrollü salınım yapabilen moleküllerin piyasa satış fi- yatlarını tahmin etmek zordur ancak "maliyct-etki" kar- şılaştırması yapılırsa, bu yöntemlerin tedavi başarısı ve etkinliği en önemli avantaj olarak ortaya çıkmaktadır. Buluşunuza patent aldınız mı? Yabancı araştırma şir- ketleri bu çalışma ile ilgileniyor mu? Deneylerde kullanılan yöntem çok farklı adımları içinde barnidıran bir tedavi metodu olup, özellikle insan sağlığmı ilgilendiren uygulamalarla ilgili patent sınırla- maları ııedeni ile tüm yöntemi kapsayan bir patent al- mak teorik olarak mümkün değildir. Bunun yerine bu yöntemde kullanılan her bir molekülün sentez, karak- Bu yöntem insanlar üzerinde denenme aşamasına geldi mi? Yöntem kaç yıl sonra piyasaya çıkabilir? Aynı anda güdümlü ilaç dağılımı ve salınım yapan partiküller üzerinde çok yoğun çalışmalar yürütülmek- tedir. Deneylerde kullandığımız tüm metodolojiyi kap- sayan ve güvenirliği kanıtlanmış bir molekül henüz ge- liştirilmemiştir. İnsanlarda deneme aşaması olan Faz ça- lışması düzeyine gelmiş olan bazı taşıyıcı moleküller bu- lunmaktadır. Bununla birlikte etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmış yeni bir ilacın insanların kullanımına su- nulması en az 5-10 yıl sonra mümkün olabilecektir. Bu uygulama tümörün yeniden oluşmasını önlüyor mu? Konvansiyonel tedavilere oranla yan etki sorunu daha mı az yaşanacak? Bu yöntem, var olan bir tü- mör dokusunu ya da metastazı hedef almak üzere tasarlanmak- tadır. Tümörün oluş mekanizma- ları ve buna ait patolojik süreç- ler çok farklı bir konu olup, gü- dümlü ilaç dağılım. sistemlerinin tümörün (yeniden) oluşmasını engelleyici bir özelliği bulunma- maktadır. Buna karşılık bu yön- temi konvansiyonel tümör terapi yöntemleri ile karşılaştırdığmız- da, gelecekte önemli avantaj lar sunacağı kesindir. En başta tedavi edici ajanı direkt tü- mör dokusuna yönlendirdiğimiz için sistemik uygula- maya kıyasla çok daha az ilaç dozu kullanılmaktadır. Bu durum kemoterapik yaklaşımlarda sıkça görülen ve has- tanın tedaviye uyumunu zorlaştıran yan etkilerin mini- malize edilmesini sağlamaktadır. Sonuçta daha küçük ilaç dozu ve daha az yan etki ile daha yüksek tedavi ba- şarısı elde edilebilecektir. Kanser ilaçlan çok pahalı. Bu yöntem sağlık gider- lerinde bir düşüş sağlayabilecek mi? Yoksa kendisi pa- halı bir yöntem olduğu için maliyet açısından fark ya- ratmayabilir mi? Günümüzde ileri teknoloji ile üretilmiş ilaçların pi- yasa değerini belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Burada en önemli etken bir ilacın üretilmesi için gere- ken maliyetlerden çok, o molekülün geliştirilmesi için ne kadar ARGE yapıldığıdır. Bu nedenle seri üretim Güdümlü Altın- Nanopartiküller M.S. Yavuz, Gazi Üniversitesi NanoTıp ve lleri Teknolojiler Araştırma ve Uygulama Merkezi terizasyon vb süreçlerle ile ilgili parentler alınabilir. Bu konuda çalışmalarımız devam etmektedir. Türkiye'de diğer üniversite- lerde veya araştırma merkezlerin- de de buna benzer çalışmalar ya- pılıyor mu? Ülkemizde Gazi Üniversitesi NanoTıp ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi dışında da bu konuda çalışmalar yürüten üniversiteler ve araştırma merkezle- ri bulunmaktadır. Bu tür çalışmaların yapılabilmesi için en önemli zorunluluklar, gelişmiş bir altyapının olması ve konuya çokdisiplinli bir perspektifle yaklaşılmasıdır. Türkiye'de bu şartları yerine getiren önemli merkezler bulunmakta ve buralarda önemli çalışmalar yürütül- mektedir. Manyetik nanoparçacıklarla tüberküloz testi gibi, bu yöntem teşhis amaçlı da kullanılabilecek mi? Daha önce de bahsedildiği gibi Nanotıp biliminin temel olarak ilgilendiği üç ana başlıktan biri Tanı- Görüntüleme Sistemleri'dir. Bu kapsamda nanotıp te- melli erken tanı, takip, monitörizasyon, tele-medicine, lab-on-a-chip gibi pek çok teşhis yöntemi üzerinde ça- lışmalar yürütülmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle