17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 ARALIK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Burhan Arpad, Avusturya Edebiyatı ve Bugün… Gazeteci, yazar, çevirmen, kültür insanı Burhan Arpad aramızdan ayrılalı on beş yıl olmuş… Benim gözümde Burhan Arpad, kuşağının başkaca bazı adlarıyla birlikte, bugünkü kuşaklara yeterince aktarmayı başaramadığımız kültür insanlarımızdandı. Aktarılamadı ya da aktarılması “yeğlenmedi”, çünkü kuşağının bazı temsilcileri gibi, o da “gürültücü” olmayı bilinçli olarak seçmeyenlerdendi. Burhan Arpad, hemen hiç “ortalarda gözükmedi”. Onun misyonu, her çağrıldığı yere gitmek değil, fakat köşesinde sessiz bir karınca gibi çalışmak, üretmek, üretmekti. Ne zaman evine telefon etsem ve telefonu muhterem eşi açsa, “Bir dakika, geliyor efendim!”in ardından, merdivenlerden inen terlik seslerini duyar; “İşte yine çalışmadan geliyor” derdim. Benim için hep bir köşeye çekilmişliğin, üretmek için dış dünya ile arasına bir perde çekmişliğin simgesi olarak kalan o terlik seslerinin içimde hep çalışma özlemi uyandırdığının bilincine çok sonra varacaktım. Burhan Arpad, üretimine hayatının sonuna kadar kendi türettiği bir ahlakı da egemen kılabilmiş ve bu ahlaktan -kimi zaman nice güçlükler pahasına da olsa- asla ödün vermemiş bir insandı. Almancadan çevirmeyi seçtiği Thomas Mann ve Stefan Zweig gibi yazarlar, evrensellikleri ve “dünya vatandaşlıkları” nedeniyle adeta Burhan Arpad’ın ülkemizin düşünce hayatı için öngördüğü birer örnek gibiydiler. Çevirmenliğinde ve kültüre bakışında Orta Avrupa, bu arada da özellikle Avusturya, Arpad için üretken zemin hazırlayıcı bir kozmopolitliğin (çokkültürlülüğün) ideal merkeziydi. Arpad’ın, ölümünden yıllar sonra “Son Avrupalı” diye nitelendirilmeye başlanan Stefan Zweig’ı onca sevmesinin nedenini de kanımca burada aramak gerekir. Burhan Arpad, özellikle yetmişli ve seksenli yıllarda, Avusturya edebiyatının ülkemizdeki elçiliğini yapma bağlamında, İstanbul’da uzun yıllar Avusturya Kültür Temsilcisi ve Kültür Ataşesi olarak görev yapan Prof. Hans E. Kasper’in şahsında çok değerli bir ‘müttefik’ bulmuştu. Çünkü çokkültürlülüğün gerçek bayraktarlarından biri olan Prof. Kasper, burada görev yaptığı sürece o zamanlar Teşvikiye’de, Belveder Apt. 101/2 adresinde bulunan Avusturya Kültür Ofisi’ni iki kültürün gerçek anlamda buluştuğu bir mekâna dönüştürmeyi hep en önemli misyon saydı. Bu arada, Avusturya edebiyatından dilimize yapılan her çeviriyi her iki kültür iklimini yakından ilgilendiren ve etkileyen bir “kültür olayı” niteliğiyle çarpıcı kılmayı da çok iyi başardı. Burhan Arpad’ın, Zweig’dan yaptığı çevirilerle ilgili konferansları, Avusturya edebiyatından bütün çevirilerini bir araya getiren sergi, 1983’te, Kafka’nın 100. doğum yıldönümü nedeniyle düzenlenen zengin içerikli toplantılar ve sergiler, Elias Canetti’nin dilimize çevirdiğim “Körleşme” romanı yayımlandığında, yazara ve kitaba ait tanıtım konuşmasını yapması için Avusturya Edebiyat Derneği Başkanı, yazar ve eleştirmen Dr. Wolfgang Kraus’un İstanbul’a davet edilmesi, Prof. Kasper’in kültür politikasında edebiyata tanıdığı ağırlığın göstergeleridir. Ne var ki, Prof. Kasper’in ardından halefi Dr. Erwin Lucius’un da hız kesmeden sürdürdüğü bu edebiyat ilişkileri, son yıllarda epey tavsadı. Sezer Duru’nun çok değerli çabalarıyla, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından Avusturyalı Thomas Bernhard’ın çevrilmesi, gerçekten güç eserlerinin peşpeşe dilimize aktarılması, Robert Musil’in başyapıtı “Niteliksiz Adam”ın ikinci cildinin ilk baskısının ülkemizde çıktığı gün tükenmesi, Avusturya kültürünü ülkemizde temsil etmekle görevli makamları nedense pek ilgilendirmedi. Son olarak, 17 Kasım’da, hemen hiç boş yerin kalmadığı Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu’nda düzenlenen “Niteliksiz Adam”a ait “Okuma Akşamı”nda da aynı ilgisizliğe tanık olunca, Bernhard’ın ve Musil’in “muhalif” yazarlar olmalarının bu ilgisizlikteki olası payını ister istemez düşündüm… [email protected] [email protected] H aberini bu sayfalarda daha önce oku- dunuz. Ayazağa Kültür Merkezi en so- nunda, kaybolan yõllar, kaybolan emek- ler, kaybolan değerler sonrasõnda nihayet yeni- den ele alõnõyor. Kültür Bakanõ Ertuğrul Günay, bu inşaatõn yeniden ele alõndõğõnõ ve bir yõl için- de bitirileceğini müjdeliyordu. DÜNDEN BUGÜNE Başka hiçbir şey söylemeden önce, kendi ki- şisel tarihimle de örtüşen, yõlan hikâyesine dö- nüşen bu öykünün dününü özetlemeliyim. İstanbul Kültür Sanat Vakfõ, doludizgin İs- tanbul festivallerini başlattõğõnda 70’li yõllardõ. Nejat Eczacıbaşı ve Aydın Gün’den öyle çok duydum ki bize büyük salonlar gerek sözünü! 80’li yõllarda içinde 3 tarihi eserin bulunduğu Ayazağa’daki askeri alan İKSV’ye devredildi. 19. yüzyõldan kalma bu üç yapõ, Suvari Köşkü, Çi- nili Köşk ve Ayazağa Kasrõ’ydõ. 90’lõ yõllarda Kültür Bakanlõğõ ile İKSV ara- sõnda bir anlaşma imzalandõ. Önce tarihi yapõlar restore edildi, derken inşaat ilerledi. Şakir Ec- zacıbaşı ve birbirini izleyen tüm kültür bakan- larõyla burayõ ha bire ziyaret ettiğimi çok iyi anõm- sõyorum. Bakanlõkla İKSV arasõnda kâh balayõ, kâh kavga yaşanõyordu. 2000 yõlõnda merkezin açõlõşõ planlandõ. Daha önümüzde iki yõl vardõ: Öyle ya yeni bir çağa ye- ni bir kültür merkezi. Açõlõş dünya çapõndaki ti- yatro/opera/performans dehasõ Robert Wil- son’dan istendi. Konu, Anadolu uygarlõklarõ olacaktõ. Eserin müziği Kudsi Ergüner’den, met- nin yazõmõ da bendenizden istendi… 6 aylõk ön hazõrlõktan sonra, Kudsi de, ben de New York’a Robert Wilson’un sanat merkezinde cennetle ce- hennem arasõnda gide gele bu müthiş sanatçõy- la çalõştõk! Sonra… Sonra… Sürpriz! İnşaat mühürlen- di! Koruma kurullarõ yapõyõ sakõncalõ buldu. 2006’da Ayazağa, İKSV’den Kültür Bakan- lõğõ’na devredildi. Bakanlõk görüşme ve ihaleden sonra 2008’de MultiTurk Mall ile anlaştõ. YENİ PROJENİN ÖZELLİKLERİ Ayazağa Kültür Merkezi’nin mimarõ Ertun Hı- zıroğlu’ndan yeni projelerin ayrõntõlarõnõ dinli- yorum… Açõklamalarõnda ilk dikkatimi çeken kendin- den önce buraya emek vermiş mimarlara saygõ- sõ… İKSV’nin danõşmanõ Doğan Tekeli’nin, ilk Kaybolan yõllar, kaybolan emekler, kaybolan değerler sonrasõnda nihayet: projeye imza atan Turgut Alton’u kendi pro- jesini tanõtõrken bile yüceltmesi… Yeni proje, hem tarihi dokuyu hem de çevre- yi koruyor. Nasõl mõ? Eski tasarõmdaki konser salonu yõ- kõlmõş, yerin altõna alõnmõş. Yeni projede 35 bin metrekare yeraltõna gömülmüş… 14 metre top- rak altõna… Bunu duyduğumuz anda, herkes birbirine ba- kõyor. İlk akla gelen, malum deprem, fay hatla- rõ! Çok bilenler hemen açõklõyor: Yerin üstü, al- tõndan daha riskli… Peki akustik? Mükemmel olacakmõş. Müzik eleştirmenleri, akustiği yapacak “ARUP’u” duyunca hemen “şapka” çõkardõlar. İçimden, dünya âlem kültür merkezlerini, en şaşaalõ yapõlar olarak zirveye çõkarõr, bize ise on- larõ gömmek, örtmek, gözden õrak tutmak dü- şüyor diye geçirmedim değil doğrusu! (Ko- penhag’da son üç yõl içinde yapõlan ve suyun üze- rinde yükselen Yeni Opera binasõ, Yeni Ulusal Tiyatro binasõnõ görmekten yeni döndüm ya, kõs- kançlõktan ölüyorum!) Ertun Hızıroğlu, bu yeni merkezi, “çok ya- lın, süsü püsü olmauyan” bir yapõ olarak ta- nõmlõyor. ÇOK AMAÇLILIK VE ENDİŞELERİM Bu merkez, hayõr alõşveriş merkezi olmayacak diye õsrarla vurgulanõyor. Doğrusu herkesin böyle bir endişesi olduğu için bunca vurgulanõ- yor. Ancak “çok amaçlı” olacak. Önce içinde neler var, ona bakalõm: 3 bin ki- şinin oturarak, 6 bin kişinin ayakta sõğabilece- ği büyük salon. 1200 kişilik klasik konser salonu. Oda kon- serleri, konferanslar için 500 kişilik oditoryum. Sinemalar. Galeriler. Kitapçõlar. Dükkânlar. Ama sanata, kültüre ilişkin dükkânlar… Örne- ğin, müzik aletleri satan dükkânlar… 65 bin metrekarelik bu kapalõ alanlarõn, salt temsilden temsile kullanõlmasõ değil, günün her saati kullanõlmasõ amaçlanõyor. İlk projeden bu yana neredeyse 20 yõl geçmiş, gereksinimler değişmiş, işletmecilik yöntemleri değişmişti. Evet, bunu çok iyi anlõyordum. An- cak yine de bir endişem vardõ. Yoo kesinlikle yeraltõnda salon, deprem falan endişesi değil! Doğrusu bu “çok amaçlı” sözü beni tedirgin ediyor. Çok amaçlõ şeylerin amacõndan tümüy- le saptõğõnõ öyle çok gördüm ki! O büyük salonu ele alalõm… Orada pop kon- seri de dinlenecek, otomobil ya da çamaşõr ma- kinesi sunumu da yapõlabilecek. Belki de bayi toplantõlarõ… Ticari ilişkilerin, sanat ve kültü- rü geri plana atacağõ ya da sanatsal olaylara as- la yer ve sõra kalmayacağõ endişem, umarõm hak- sõz ya da gereksiz çõkar! Kaybolan yõllar, kaybolan emekler, kaybolan değerler sonrasõnda nihayet yaşama katõlacağõ için ben yine de umudumu diri tutuyorum! [email protected] Faks 0212. 25716 50 Tek başına bir okul: Atıf Yılmaz ‘12. İstanbul Uluslararasõ Sinema-Tarih Buluşmasõ’ başladõ Kültür Servisi - Türkiye Sinema ve Au- diovisuel Kültür Vakfõ’nõn (TÜRSAK), Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ile Metro Gro- up desteğiyle düzenlediği ‘12. İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’ önceki akşam düzenlenen açõlõş töreniy- le başladõ. Cemal Reşit Rey’deki gecede önce yö- netmen Eytan İpeker’in ünlü piyanist İdil Biret’in müzik serüvenini konu alan he- nüz tamamlanmamõş “İdil Biret: Piya- nodaki Mucize Parmaklar” belgese- linden bir bölüm gösterildi. Ardõndan İdil Biret, Wagner’in “Tannhauser” Operasõ Uvertürü’nü yorumladõ. TÜRSAK Başkanõ Engin Yiğitgil ise yaptõğõ konuşmada, sivil toplum kuru- luşlarõnõn gücüne değinerek STK’lerin ba- ğõmsõz olmalarõ gerektiğini, TÜRSAK’õn da onlardan biri olduğunu söyledi; her yõl verilen onur ödüllerini de yalnõzlõktan ve karanlõkta yürümekten korkmayan sa- natçõ, bilim adamõ ve düşünürlere sun- duklarõnõ belirtti. Ardõndan bu yõlki “Işık Saçan Apollon” ödüllerinin sahiplerinden Bizans sanatõ uzmanõ Prof. Dr. Semavi Eyice’ye ödülünü Prof. Dr. İlber Ortay- lı sundu. 86 yaşõndaki Eyice, aşkla yap- tõğõ mesleğine ortaokulda başladõğõnõ ve ödülü doğum gününde almaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Sinemaya katkõlarõndan dolayõ verilen ödülünü yönetmen Fehmi Yaşar’dan alan Zeki Demirkubuz ise 15 yõl önce yi- ne bu sahnede kendisine bir ödül sunul- duğunu, ancak ödülü geri çevirdiğini be- lirterek, “Bu bahaneyle o gün zor du- rumda bıraktığım insanlardan da özür dilerim, ama yaptığım filmlerde biraz da bu ‘ötekilik’ durumunun payı var” dedi. Gecenin son ödülü ise İdil Biret’e ve- rildi. Biret, sinemanõn hayatõnda çok özel yeri olduğunu belirterek ödülü almaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tören, yönetmen Mira Nair’in “Ame- lia” filminin gösterimiyle son buldu. ‘Karanlõktankorkmayan’larõnbuluşmanoktasõ Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ve Küçükçekmece Belediye Baş- kanlõğõ’nõn desteğiyle hayata geçirilen Atõf Yõlmaz Stüdyosu’nun tanõtõm etkinliği Atıf Yılmaz’õn doğum günü olan 9 Aralõk’ta Atõf Yõlmaz Stüdyosu’nda yapõldõ. Haldun Dor- men, Çağan Irmak, Yavuz Özkan, Arif Keskiner, Lale Mansur, Halil Ergün ve Türkan Şoray’õn da katõldõğõ törenle doğum gününde anõlan Atõf Yõlmaz’la ilgili Türkan Şoray, “Bu okuldan onun izini süren genç- ler çıkacak. Türk sineması yaşadıkça Atıf Yılmaz da yaşayacak. O tek başına bir okuldu” derken projenin mimarõ ve yöneti- cilerinden Atõf Yõlmaz’õn eşi Deniz Türka- li, “Yılmaz’a verilebilecek en güzel hedi- ye bu” dedi. Sinemamõza genç yeteneklerin kazandõrõlmasõ hedeflenen okulda, Deniz Türkali, Yavuz Özkan, Barış Pirhasan, Sırrı Süreyya Önder, Selim Eyüboğlu, Ümit Ünal, Ali Akdeniz, Aylin Zoi Tinel, Kemal Can ve Mert Evcim eğitmen olarak görev alacak. Atõf Yõlmaz Stüdyosu’nda eğitim görmek isteyen gençler 20 Aralõk’a dek başvurabilirler. (Bilgi için: www.atifyil- mazstudyo.com / Başvuru için: basvu- [email protected]) DOĞUM GÜNÜNDE ANILDI AyazağaKültürMerkezi,yeniden... Amelia Behramoğlu’ndan imza günü Kültür Servisi - Yazar Ataol Behramoğlu son kitabõ “Benim Prens Adalarõm”õ yarõn saat 14.00’te Büyükada Turing Kafe’de imzalayacak. İstanbul’un kõrk semtinin, kõrk farklõ edebiyatçõ-yazar tarafõndan kaleme alõndõğõ bir 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi olan kitap, Behramoğlu’nun kişisel ada anõlarõndan adalarõn tarihine, toplumsal hayatõna, yaşam kültürüne, doğal güzelliklerine, insan tiplerine uzanõyor. (0 216 382 78 09) Fatih Akın’dan yardım kampanyası Kültür Servisi - Almanya’da yaşayan ünlü yönetmen Fatih Akõn, Hamburg’un çoğunlukla göçmenlerin yaşadõğõ Wilhelmsburg semtindeki yoksul çocuk ve gençlerin eğitimine katkõ sağlamak amacõyla “Soultrain to Wilhelmsburg” (Wilhelmsburg’a Gönül Treni) adlõ yardõm kampanyasõ başlattõ. Kampanya için düzenlenen gecede Akõn’õn ay sonunda Avrupa’da 29 şehir ile birlikte Türkiye’de de vizyona girecek olan ödüllü son filmi ‘Soul Kitchen’ gösterildi. Film gösteriminin ardõndan konuşma yapan Akõn, Wilhelmsburg semtinin kendisi için ayrõ bir anlam ifade ettiğini belirtirken, dünyayõ değiştirmek isteyenlerin öncelikle kendi dünyalarõnõ değiştirmeleri gerektiğini söyledi. Kültür Servisi - Galerist, Mõsõr asõllõ fotoğraf sanatçõsõ Youssef Nabil’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapõyor. Nabil, fotoğraflarõnda bugünün Ortadoğusu’nda yaşanan çeliş- kilerin yanõ sõra Mõsõrlõ film yõl- dõzlarõnõn devrim öncesi Kahi- resi’ndeki gösterişi yansõtan iş- lerinde de onlarla birlikte ken- disini de ölümsüzleştirmeyi he- defliyor. ‘Youssef Nabil’ başlõk- lõ fotoğraf sergisinde sanatçõnõn eliyle boyayarak renklendirdi- ği fotoğraflarõ izleyicide merak uyandõrõyor. Sergide ayrõca Na- bil’in arkadaşlarõnõn ve sanatçõ- larõn yanõ sõra oto portreleri de yer alõyor. Sergi 9 Ocak’a kadar ziyarete açõk. (www.youssefnabil.com ) Ortadoğu’danrenkliveçelişkilikarelerOrtadoğu’danrenkliveçelişkilikareler Youssef Nabil’in fotoğraf sergisi Galerist’te 2010 AKB AJANSI, 2272 PROJEDEN 451’İNİ SEÇTİ, BUNLARDAN 132’Sİ TAMAMLANDI Ajansa göre bütçe ‘sorunsuz’ Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansõ’nõn 2010 yõlõnda hayata geçireceği pro- jelere ilişkin olarak düzenle- diği basõn toplantõsõ hareket- li geçti. Hilton Oteli’nde dün düzenlenen toplantõda 2010 AKB Ajansõ Yürütme Kuru- lu Başkanõ Şekib Avdagiç ile İstanbul 2010 AKB Ajansõ Koordinasyon Kurulu Baş- kanõ Hayati Yazıcı birçok eleştiri ile karşõlaştõ. Yazõcõ, ajansõn faaliyetlerini gerçekleştirirken kamusal kaynağõn kul- lanõldõğõnõ belirterek, “O kaynağın kul- lanılışı, o kaynağın tahsili içindeki isa- betlilik elbetteki tartışılacak. Yapılan eleştirilerden çok ağır olanlar da oldu. Ajans şeffaf bir şekilde yönetilmekte, bütçeyle ilgili ortaya atılan iddialar da asılsızdır. Farkına varmadan yapılan yanlışlıklar olabilir, esas olan onları or- taya çıkarmak ve tekrar etmesine fır- sat vermemek” dedi. Yazõcõ, ajansõn faa- liyetlerine ilişkin olarak parlamento gün- demine taşõnan konulara ve verilen soru önergelerine yönelik olarak ise “Kamu kaynağı kullanan her kurum denetlenir. Biz de kamu kaynağı kullanan bir ku- rumuz ve her yıl denetleniyoruz. Ya- pılan denetimlerde herhangi bir sorun yok. Biz de bıkmadan, usanmadan bunları cevaplayacağız” diye konuştu. Kanuna göre ajansõn bütçesinin Özel İdare, İBB Bütçesi, İstanbul Ticaret Oda- sõ, Sanayi Odasõ ve bağõşçõlardan oluştu- ğunu belirten Yazõcõ, bu kaynakla ajansõn faaliyetlerini sürdürmesinin mümkün ol- mamasõ nedeniyle dönemin Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan ile görüştüklerini ve böylelikle ajansa bütçeden kaynak akta- rõlmaya başlandõğõnõ söyledi. Yazõcõ, büt- çeden ajansa 2008’de 125 milyon lira, 2009’da 200 milyon lira ayrõldõğõnõ, 2010 yõlõ faaliyetleri için de bütçeden 300 mil- yon lira öngörüleceğini vurguladõ. Projeler hakkõnda bilgi veren 2010 AKB Ajansõ Yürütme Kurulu Başkanõ Şe- kib Avdagiç ise bugüne kadar başvurusu yapõlan toplam 2272 projeden 451’inin se- çildiğini, bunlardan 132’sinin tamamlan- dõğõnõ, 89’unun devam ettiğini belirterek, 2010 yõlõ içerisinde 230 projeyi hayata ge- çireceklerini söyledi. Avdagiç, İstan- bul’un, uluslararasõ etkinliklere ev sa- hipliği yapmasõ, kültür sanat altyapõsõnõn iyileştirilmesi, sanat üretiminin gençleş- tirilmesi, yaratõcõlõğõn ve yenilikçiliğin teş- vik edilmesi, kültür turizmine katkõda bulunulmasõ gibi hedeflerinin olduğunu be- lirtti. Dünkü basõn toplantõsõnda İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ’na pek çok eleştiri geldi. Koordinasyon Kurulu Başkanõ Hayati Yazõcõ, yapõlan denetimlerde herhangi bir sorun olmadõğõnõ belirtti. Yürütme Kurulu Başkanõ Şekib Avdagiç de, 2010’da 230 projeyi daha hayata geçireceklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle