Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yav ın Vönetmeni. Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınalöru Hiktnet
Çetinka\a9 Vazuşlerı Müdürlerı:
Ibrahim İ'ıldız (Sorumlu), DinçTayanç
• Haber Merkezi Müdürü Hakan kara
# Gorsel Yönetmen. Fikret Eser
Dı, Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 Istıhbarat.
Cengu \ ıldırım • Ekonomı, İJütent Kızanlık
0 kultıir Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir ~\ ücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Duzeltmç Abdullah Yazıcı
0 Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge-
Edibe Buğra 0 Yun Haberlerı: Mehmet Faraç
YavınKumlu İlhan "vHçuk (Bajkaıu
Orhan Erinç, Oktav Kurtböke.
Hikjner ÇetinJuııs, Şükran Soner.
ErgunBakri.Dincr
Ta>an<;, tbrahim
Vıldız, Orhan Bursalı. Musrafa
Balba>, Hakan Kara.
Ankzta Temsılcısı: Mustafa Bafbav 0 Haber Müdüru Doğan
Akın Atatürk BuK an No: 125. Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Te]
4195020 (7 hatl. Fak». 4195027 0 izmır Temsılcısı.
Serdar Kızık, H. Zı>a BK. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220.
Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu.
InönüCd 1I9S. No.l K a r l . T d 3522550. Faks 3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut #
Koordınatör Abmet Korulsan 0
Muhasebe- Bülenl Vener 9 tdare"
Hösejin Gürer • İşletme Önder
Çelik • Bılgı-lslem Nail İnal •
Bılgısavar Sıstem Mürü»et Çiler
MEDV'A C: • Yonetım Kum
Ba^kanı - Gene) \fiiijur Güib
Erduran • Koordınator Rel
Işıtman # üenel Mudur Yardımci:
Mine Akdağ Tcl 514 07 53
51395SO-513 8460-61.Faks 5118-k
>an*eBasın: 'l <rı Cıun Haber A|arw. B3S»n \ıM 3>jnuhk A S
ı O d : 1 4 Lâi^ûi u 343 34 Ist PK ^46 Uunbul fel (0 212ı 512 US 05 1-OhatP Fak> |0 212ı 513 »5 »5 5EKİM 19% lmsak:5.34 Güneş: 6.58 Öğle: 13.00 Jkindi: 16.11 Akşam: 18.48 Yatsı: 20.06
Satranç
olinplyatı
• ANKARAIAA)-
Ermînistanda25 eylül-2
ekirr tarihleri arasında
yapıian Lluslararası
Satraiç F;derasyonu
<FIDE) Genel Kurulu'nda
2000 yılı Dünya Satranç
OlinDiya.ı'nın Istanbul "da
yapıİTiası kararlaştınldı.
138 ilkenin kanlımıyla
yapılm FIDE Genel
K.uru u'nca Türkiye'yi
remsi! eden Satranç
rederasyonu Başkanı ve
FIDE Merkez Klunılu üyesi
Emreıan Halıcı. Satranç
Olimpıyat.'nın İstanburda
yapılacak ;>Jma>ının.
7ürki»e'de bu sporun
ilerlenesi içın büyük fırsat
daeajını sövledi.
Memelf
hayvanlar
• LON'DRA(AA)-
Dünyadaki memeli
hayvanlann 4'te birinin
yok ol-na tehdidı altında
olduğı. bıldirıldı. Dünya
Doğal Hayatı Koruma
Örgütı tarafından
yayımlanan "Kırmızı
Lıstece, önümüzdeki
bırkaç yıl içerisinde 911
hayvan türünün yok olma
tehlikesı ile karşı karşıya
oldugu bdirtildi. Georgina
Mace Zoolojı Kurumu
tarafından yapılan
araştırmada. memelilerin
en fazla yok olma tehlikesı
altında olan canlı türü
olduğu ifade edilerek.
memelılen tatlısu balıkları.
sürüngenler ve hem suda
hem de karada yaşayan
hay\anların izlediği
kaydedildı.
Ağız ve diş
sağlığı
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Diş Hekimleri
Odası Başkanı Tamer
Taşkan. ağız \e diş
sağlığımn. genel vücut
sağhğını doğrudan
ilgilendirdiğıni belirterek.
"Diş fırçalanıa alışkanlığı.
ağız ve diş sağlığının
başlangıcıdır. Bundan
dolayı ilkokul
öğrencilerine "diş koruma*
notu verilmeli" dedi.
Stephanie
boşandı
• PARİS(A\)-Monaco
Prensesi Stephanie.
Belçikalı striptizci bir kızla
havuz başında paparazilere
yakalanan kocası Daniel
Ducruet'ten boşandı.
Stephanie'nin Paris'teki
avukatı tarafından yapılan
açıklamada. Prenses
Stephanie \e kocasının dün
Monaco'da yapılan
duruşma sonrasında
boşandıkları bildinldi.
Stephanie ve Ducruet'in. 2
yaşında Pauline \e 3
yaşında Louisadlı iki
kızlan bulunuyor.
Düden Gölü
tehdit altında
Konya'nın Kulu
ilçesindeki Düden Gölü ve
183 kuş türünün artan
çevre sorunlannın tehdidi
altında olduğu bildinldi.
183 kuş türünün yanısıra
dünyadaki 1050 '
dikkuyruğun yansının
Düden Gölü'nde
banndığını söyleyen Kulu
Belediye Başkanı Tayyar
Budak. kentin atık sulan
yüzünden gölün
kirlendiğini. bu nedenle
antma tesisine ihtiyaç
olduöunu ıfade erti.
Psikologlar, kendilerine aşın değer veren kişilerin saldırgan ve şiddete eğilimli olduklannı belirtiyorlar
Kendmi beğenmenm de snnrı varÇe\ iri Servisi - Kendine değer \ er-
me duygusu. psikolojide ruh sağlığı-
nın temel koşulu olarak görülür \e
kendisi hakkında olumsuz yargılara
sahip bir insanın psişik problemlere
ve özellikle de saldırganlığa \e şiddet
eylemlerine daha yakın ve yatkın bir
kişilik oldugu düşünülürdü.
Ancak bugüne kadar psikoloji bili-
mi çerçevesinde bu şekilde yorumla-
nan kendine değer \erme duygusu.
Amerikalı üç psikolog. Roy F. Baume-
ister, Laura Smart \ e Joseph M. Bo-
detı tarafından çürütülmeye çalışılı-
yor. Uzun araştırmalarsonucunda var-
dıkları yargıları bilimsel zeminlere
oturtmaya çalışan bu uzmanlara göre.
bu duygunun da insan üzerinde y arat-
tığıolumsuzluklarvar. Kendine değer
\erme ile kendini beğenmişlik arasın-
dakj nüansın ay ırdına varamayan insan-
ların saldırgan ve şiddete eğilimli ol-
duğu. bu iddialar arasında.
Kendine aşın değer \eren kişilerin
en ufak bir eleştiri karşısında bile sal-
dırganlaşıp bunlan kişisel birer haka-
ret şeklinde algılamalan uzmanlara
göre bu tutumun en basit göstergele-
rinden biri. Kişi böyle bir eleştiri kar-
şısında derhal sav unmaya geçiyor.
Kendine değer verme duygusunun
olumsuz etkileriyle bugüne kadar ko-
runan öğretinin karşısına geçen Ba-
umeister. Smart ve Boden. bu duvııu-
• Yapılan araştırmalar sırasında. katiller, tecavüz suçundan
hüküm giymişler ve aiie içi şiddete eğilimli erkekler gibi
deneklerin son derece küstah ve kendini beğenmiş bir tavır
içinde davrandıkları ortaya çıkmış.
nun. aşağılık duygularından daha çok
saldırganlık yarattığını da savunuyor-
lar. Bu üçlüye göre, kendinden emin
olmayan insanlarçoğukez içlerineka-
panmak şeklinde bir sav unma duvan
örüyorlar. Aynca kadınlann da erkek-
lerle karşılaştırıldığında, (genellikle
toplurnsal nedenlerle de olsa) kendi-
lerine güvenduygularınıngelişmemiş
olması nedeniyledahasakinveiçedö-
nük davrandıklan yaptıkları araştır-
malar sonucunda ortaya çıkmış.
Yapılan araştırmalar sırasında katil-
ler, tecavüz suçundan hüküm giymiş-
ler veaile içi şiddete eğilimli erkekler
gibi deneklerin son derece küstah ve
kendini beğenmiş bir tavır içinde dav-
randıklan ortaya çıkmış. Aynca şiddet
eylemlerine yol açan etkenlerden en
önemlilerinin de kendi üsriin konurnu-
nu kaptırma korkusu olduğu anlaşılrruş.
Örneğin böyle bir erkek, kendinden
daha çok kazanan ya da yaşamın di-
ğer bir alanında üstünlüğünü elinden
alan eşini sürekli aşağılama yolunu se-
çebiliyor.
Gençlerde de kendini aşın beğenmiş-
lik ve saldırganlık arasında bilimsel
niceliktebağlantılarkurulmuş. Şidde-
te başvuran gençlerin genel olarak ken-
dilerini diğer insanlardan daha üstün
gördükleri. içlerindeonlan aşağıladık-
lan ve onlara "pislik' olarak baktıkla-
n, bu gençlerin kendi ifadeleri arasın-
da yer alıyor. Ve bu kanı sarsıldığı an,
şiddet uygulamaya uygun ortam doğ-
muş oluyor.
Aynı sorun toplumsal ofaylarda da
kendini gösteriyor. Hatta şiddete ve
teröre yönelen grupların uzun eğitirr
süreçleri sonunda kendilenni 'kurta-
ncı' olarak görüp, bu psikoloji içindc
davrandıkları gözlemleniyor. Dinsel
kavgalann özünde de aynı sorunun
yattıgına inanan uzmanlar. bir dinin
ya da mezhebin diğerinden üstün ol-
duğu inancı içinde hareket edildiğini
v urguluyorlar.
Uzmanlar, saldırganlık ve şiddetin
tek nedeninin kendini beğenmişlik ol-
madığını. sosyal öğretiler ve genetik
faktörlergibi birçok yan etken ile bir-
likte bu sonuca varıldığını söylerken,
buradaki en önemli noktanın insanın
kendine zarar v erecek duruma gelebi-
leceği olduğunun altını çiziyorlar.
Sabancı Üniversitesi'ne orman tahsisi 'yağmaya karşı korumak' amacıyla yapıldı
Ya gecekondu ya da iiniversite
Turistik yörelerde yataklan
'ucuzcu turistler' doldurdu
MERİH AK
İZ.MİR- 1996'da turist sayısında artış
gözlemlenmesine karşın otellerin siirek-
li fiyat kınşı. Türkiye'yi büyükdövizka-
yıplanna uğrartı. Sektörtemsilcileri. "ucuz-
cu turist"tenyakınırken 1996'danumduk-
lannı bulamadıklannı. 1 °9? yılına da tem-
kinli baktıklarını belirttiler.
Turizm Bakanı Bahattin Yücerin. se-
zonun çok iyi olduğu ve otellerin hâlâ
yüksek oranlı doluluk oranlany la çalıştı-
ğını belirttığı bugünlerde sektörle uğraşan-
lar. hükümetlerin izlediği yanlış politika-
lann olumsuz sonuçlanna katlanıyor. Tu-
rist sayısını arrtırmak. göreve gelen tu-
rizm bakanlannın ilk amacı olurken nite-
liğin sürekli ıkıncı plana atılması, dö\iz
girdisinin aynı kalmasına yol açıvor.
Güney Ege Tunstik Otelciler ve lşlet-
mecıler Birliği Başkanı AsunGeniş. "Tu-
ristte kaütediye bir şey kalnıadı" diye tep-
kisinidilegetirdi. Turist sayısmdaki artış-
tan hoşnut olduklannı belirten Geniş. an-
cak bıraktıklan dövizin kendilenni tat-
minermediğınisöyledi. Marmaris'teşuan-
da y üzde 95 doluluk oranının bulunduğu-
nu belirten Asım Genış. acentelenn "son
dakika"oyunundanyakındı. Haziranay ın-
dan sonra doluluk oranlannın arttığını be-
lirten Geniş. "Buraya turist niye gelir ar-
tık anlamıvorunı. Bölgesel sorunlanmız
çok büyiik. Giirültii ola>ı \ar. Otelin he-
men kapısına geçici ruhsarla bar açılıyor.
Her yerdc sonuna kadar müzik. Bu yan-
lış" dedı.
Ege Turistik işletmeler v e Konaklania-
lar Derneği Başkanı Haluk NişlioğJu,
1996 yılında beklenenııı gerçekleşmedi-
ğinı söy ledi. Av rupa Kupası maçlan ile Av -
rupa'da yaşanan ekonomik krizin turist
sayısını düşürdüğünü belirten Nişlioğlu.
buna karşın Türkiye'de geçen yıla oranla
yüzde 15"lik birartışın bu)undu|unu be-
lirtti. Nişlioğlu. şöyle konuştu: "Gelentu-
ristiıı artışına karşın gözle görülür bir
maddi artış yok. Çünkü bize gelen turist-
ler ucuzcu turistler. Otel fiyatlarımız çok
ucuz. Bu bakundan kalitesi düşükolan tu-
ristler gelivor. Bırakılan para da düşihor.
Otellerin hvat indirimine gitmemesi la-
am." Bodrum Otelciler Birliği Başkanı
Murat Şeremetli de turist sayısmdaki ar-
tışa karşın hiç kimsenin memnun olma-
dığını belirtiyor. Son yıllarda Türkiye'ye
gelen turistin para harcama gücünün çok
düşük olduğunu bildiren Şeremetli. şöy-
le konuştu: "Turizmanlayışıdeğişmeden,
doğnı düriistbir turistin geleceğini sanmı-
yorum. Fiyat kırmanın haricinde bilinçsiz-
ce yatak sayısı artıyor. \atak sayısını art-
hraniar (uriznılc direkt bağlantilı değil.
Prestij, tali olarak bu işe giriyorlar. N'asıl
pazarlanması gerekir bilmiyorlar.Normal
1-2 yıJdız otel yatakfivatına.tatil köyleri
ve oteller pazarlanıyor,"
• Orman Bakanlığı'nın
resmi rapor ve onaylanna
göre Istanbul'un Pendik
ilçesindeki Bıyıklı
Ağaçlandırma Alanı'nın
Sabancı Üniversitesi'ne
tahsis gerekçesi; "ormanı
gecekondulaşmaya karşı
korumak..."
OKTAV EKİNCİ
Egitim kampuslannı İstanbul'da
kurmak isteyen özel vakıf üniversi-
teleri kendi paralanyla "imarharsa"
satın almak yerine "doletten arazi
tahsisini" yeğlediklerinden, daha ku-
rııluş aşamasında "kente ve çevreye
karşı duvarsızlık" tartışmalanna ne-
den oluyorlar.
Çünkü İstanbul'da bir üniversite
kampusu için hem büyüklüğü. hem
de kentin imarkurallanna uygunlu-
ğu açısından "elverişli bir Hazine
arazisi*
1
artık yok. Böyle olunca da
\akıf üniversiteleri "orman alanla-
nna" göz koyuyor.
Işin çarpıcı yanı ise bu alanlar
"me\-zuata uygun (!) olarak" ve üs-
telik "Bakanlar Kurulu karariany-
la" 49 yıllığına tahsis edilebiliyor.
Böv lece kenti çevreleyen ormanlar-
daki imaryasagı da deyim yerindey-
se "hükümet zoruyla'" aşılmış olu-
yor. Hem de, "gecekondulaşmaya
karşı bir önlem olacağı" gerekçesiy-
le...
V'akfın dev letten kiraladığı orman
arazisi 20Ekim I995'te İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Meclisi'nden
onaylanan 1 50.000 ölçekli Nâzım
Planda "üniversitealanı" olarak gö-
rünüyor. Nitekim yine Belediye Mec-
lısi'nin Temmuz( 1996)dönemi top-
lantılarında da aynı Nâzım Plan ka-
rarı I 25.000 ve 1 '5.000 ölçekli alt
planlarda "yeniden onaylanarak",
Sabancı Üniversitesı'nin imarduru-
mu daha bir "garanti
1
" altına alınmış
bulunuyor...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
ŞehirPlanlamaMüdürlüğü'nün Nâ-
zım Plan'daki bu kararlarla ilgili ha-
zırladığı "bilgi paftalarına" bakılır-
sa, Orman Bakanlığı. Bıyıklı mev-
kiindeki 932.525 m2'lik orman ara-
zisıni "gecekondulaşmadankurtar-
mak" için Sabancı Üniversitesi'ne
vermiş.
Alemdağ Orman İşletme Şefli-
ği'nce düzenlenen 15.9.1994 tarihli
**ön izin" raporunda. Pendik ilçesi.
Orhanlı köyü. Bıyıklı mevkiindeki
"716 sayılı parselde** kayıtlı arazi-
nin " 1988-1989yıllanndaağaçlandı-
nklığı'' v e y ıne "ağaçlandırma saha-
sında kaMığı" belirtildikten sonra,
ay nı raporun "sonuç ve kanaat" bö-
lümünde şu görüşlere yer verilıyor:
"Şu anda ağaçlandırma sahasınuı
kuzeybatısındagecekondularvardır.
Bunlann bir seçim döneminde biitün
sahaya ya> ılnıası kuvvetle muhtemel-
dir. hatta kaçınılmazdır. Anılan saha-
\\ idare, bir kaç muhafaza memuruy-
İa hatta kendi olanaklanyla koruya-
maz..." (Ön İzin Raporu: Md. 2 a)
BEYKOZ fflfflr
BIYIKLI ORMANI
(Sabancı Unıversıtesı
Kampus Alanı)
MARUARA DENİZİ
Orman Bakanlığı'nın fstanbul'da-
ki Alemdağ işletme Şefi ve iki me-
murunun imzasıyla düzenlenen bu
"resmi devlet raporu" şöyle devam
ediyor:
"Ağaçlandırma sahasının içinden
TEM ekspresyolu geçmekleyol üze-
rinde bulunan arsa \iearaziierçok bü-
yük değer kazanmıştır. Bu yönü.vk
de ağaçlandırma sahası birçok insa-
nın istahasını kabartmaktadın-" (Md.
2'c)
Bu orman arazisinin sonunda na-
sıl korunabileceğine ilişkin "kana-
at" ise aynı raporda şöyle açıklanı-
yor:
"...şu kadar ki. ağaçlandırma sa-
hasının geleceğe bu haliyfe ve daha
da geliştirüerek istikbale taşınması,
orada kurulacak bir üniversite ile
mümkün olabiiir." (Madde: 3)
Bakanlık kurmaylan. böylesine
bir raporu onaylamak yerine. örne-
ğin:
"Sizingörefinizormanı korumak-
tır; aciziiğinizi bahane etmeyin ve
kamu mülkiyetindeki bu ağaçlandı-
nlmış alanı derhal bir bölge parkı
olarakyöre halkına ve İstanbul'a ka-
zandınn"* şeklindeki biryazı ile ge-
ri çeviremezler miydi?..
Yasalar bu soruya "Evetyapabi-
lirlerdi" şeklinde yanıt veriyor olsa
bile Türkiye'nin "sivasal gerçeği"
ne yazık ki öyle değil.
Nitekim. Örman Genel Müdürü
Mustafa Yılmaz imzasıyla yine ay-
nı raporlara dayanılarak "Bakanlık
Makamına" sunulan veeski Orman
Bakanı Hasan Ekinci'nin de derhal
onaylayıverdigi 9.Martl995tarih ve
116sayılı "tahsisizni'"yazısındaba-
kın ne söyleniyor:
"Sabancı Üniversitesi kurulması
düşünülensahanın(...)anablok dev-
letormanlarından kopuk ve uzak ol-
ması nedeniyle korumanın çok güç
olduğu. ağaçlandırma sahasının ko-
runması. gecekondulaşmanın önlen-
mesi, milli eğitimede katkılan düşü-
nüldüğünde. üniversite kurulması
için izne konu edilmesinin fay dalı ota-
cağı ve kamu yaran bulunduğu..."
(09.03.1995 gün ve 1!6sayılı Bakan-
lık onayı).
Işte. böyle "devletanlayışı" sonu-
cunda "gecekondu olasılığı yerine
üniversite vapılması için"Sabancı
Vakfı'na tahsis edilen ağaçlandırma
alanı. İstanbul Büyükşehir Belediye-
si nce hazırlanan Nâzım Planda da
üniversite yen olarak onaylanıp. imar
haklanna kavuşmuş durumda.
Öylegörünüyorki İstanbul'da ar-
tık kentin korunması gerekli yeşil
alanlan için "gecekondu tehlikesı'" var
demek bile "tehlikeli"olacak. Çün-
kü bu söz. hemen "yapüaşmaya açıl-
suı" anlamına gelecek ve "acizliği-
ni" ilan eden dev letde bu çağnya dört
elle sanlacak.
Nediyelim!.. Zavallı İstanbul: za•
vallı hukuk devletimiz...
Ingiliz turîsder
Türkiye'yi sevdi
REŞATAKAR
e-posta : tan (a vol. com. tr
LONDR-A - Türkiye. Almanlar gibi Jngiliz
tunstlerın de yaz aylarında en fazla sevdiği
ülkelerden biri haline geldi. Geçen yaz aylannda
Yunan adaları ile Kıbns Rum kesimine giden
Ingiliz turist sayısında önemli oranda azalrna
görülürken Türkiye'ye ilginin arttığı bildirildi.
Unlü ingilizgazetesi The Times'ın haberine göre
geçen yaz aylannda Yunan adalannı ziyaret eden
Ingiliz turist sayısında yüzde 24'lük bir azalma
meydana geldi.
Buna göre geçmiş yıllarda bir milyondan fazla
Ingiliz turistin ziyaret ertiği Yunan adalanna bu
yıl 914 bin kişi gitti. Kıbns Rum kesimine giden
Ingiliz turist sayısında da yüzde 25 oranında bir
azalma meydana geldi. Rum kesimini ziyaret
eden İngilizlerin sayısı 286 bine düşerken
Türkiye'yi ziyaret edenlerin sayısında yüzde
12'lik bir artış meydana geldi.
Yaz aylarında Türkiye'nin. kış aylannda ise
İtalya'nın ilgi görmeye başladığı. ünlü Ingiliz
seyahat acentesi Thomas Cooklle Lunn Polly
tarafından da doğrulandı. Türkiye'yi geçen yaz
aylannda 658 bin Ingiliz vatandaşının ziyaret
ettiği beiirtilirken gelecek yıl bu rakamın daha da
artacağı vurgulandı.
Thomas Cook ve Lunn Polly yetkililerine göre.
kış aylannda İtalya'yı ziyaret eden fngiliz turist
sayısında yüzde 12. Florida'yı ziyaret edenlerin
sayısında ise yüzde 28'lik bir artış oldu.
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
Şimdi bu soru herkesin bir açığını
bulma merakından kaynaklanmı-
yor, tersine "Açığıgörelim,münasibi\-
le kapayalım" diyen bir iyi niyerten
doğmuş bulunuyor. Heraçıkdaaklı-
nıza gelen cinsten olmaz. böylece
"Aman açık durmasuı, soğuk alır za-
türreeolur, kapayalım" diye dav rana-
mazsınız. Onun içın de. "Kimin ne-
resiaçık?" diye konuya enine boyu-
na. eğer yer varsa derinliğine bak-
mak akıllılık olacaktır. Hem vatandaş
merakını giderecek hem de başını
derde sokmadan yardımcı olma şan-
sını elde edecektır.
Biiirsiniz ki kiminin ufku açıktır.
kiminin bahtı açık. Kiminin ağzı açık-
tır kiminin gözü açık. kiminin de ay ıp-
tır söylemesi kıçı açık olabilir. Kimi-
nin önü açıktır. kiminin ardı açık. Ki-
minin üstü açıktır. kiminin altı açık.
Bizim sözümüz şudur ki, ey okur. ha-
nımın eli açık olsun. oğlunun önü
açık olsun, kızının bahtı açık olsun.
~ senin de gözün açık olsun. Şimdi ba-
kalıtn. kimlerin neresi açık?
Ağzı açıklar...
Efendim. bu "ağzı açıklar" iki çe-
şirtır. Bınncıler, anadan doğrna ağ-
Kimin neresi açık?...
zı açık olup çocukluklannda hep bir
şeyleryemek istemişlerdir. Anne ba-
baları da gayetle şefkatle onları bes-
leyipdurmuşlardır. Bu "•ağzıaçık"lar
büyüyünce de ağızlarını kapamayı
unurtuklan için artık ne söy lense din-
ler. ne versen yer hale gelmişlerdir.
Bunlargayetitaatli vatandaşlar oldu-
ğu için de büyükleri her fırsatta on-
lan öv meye başlamış. nasıl aslan na-
sıl kaplan olduklannı söyleyip koltuk-
lannı kabartmışlardır Onlardaaçık
ağızlany la "\aşa varoL üstelik de nu-
rol*" deyip yöneticilerini yallah sırt-
larına ahp gezdırmişlerdir. Bu "ağzı
açıklar" hep seçip seçip "gözü açık'la-
n başlanna oturtmuşlar. onlarda be-
rikileri istedikleri gibi gütmüşlerdir.
Bu durumda ağızlan asl ında kapa-
lı olan birtakım kişilerin de "ağızla-
n açık kalmıştır". Bu "ağzı açık ka-
lanlar" aslında akılları erik kişiler-
dir.
Ama gözlerinin önünde öyle şey-
ler olup bitmiştir ki bunlann da ağız-
lan açık kalmış. bir daha da kapama-
ya fırsat bulamamışlardır. Bu sonra-
dan olma "ağzı açıklar" azınlıkta ol-
duklannı anlay ıp da pek bir şey ya-
pamadıklannı görünce toplaşıp "Se-
nin ağzın neye açık kaldı?". "Benim
ağzımneyeaçıkkaldı" seansları yap-
maya başlamışlar. böylece de içlen-
nin şişini biraz olsun indirmeye ça-
lışmışlardır. Durum da böyle sürüp git-
mektedir.
Cöbeği açıklar...
v J
öbeğiaçıkolmak"birzaman-
lar vağh güreşlerde pehliva-
nın rakıbini sırtüstü devirip göbeği-
ne yıldız saydırmaya denirdi. Bir de
göbek dansözleri raksa başladıklan za-
man göbeklerini açık bırakan allı pul-
lu giysilergiyerlerdi.
Ama son zamanlarda maşallah ha-
nım kızlanmız da modaya uyup gö-
beklerini açık bırakan kıyafetlere
müptela oldular.
Böylece caddelerde. gezinti yerle-
rinde genç hanımlann göbeklerini te-
maşa etmek imkânı da doğmuş oldu.
Kiminin kıyafeti iyice açık olup ap-
tesi sakatlar durumda olduğundan
bakmak memnu ise de işte erkek gö-
züdür günah münah demeyip bakar
olduğundan memleketin erkeklerinin
huylan bir miktar değişmiş oldu.
Bu yeni moda ile biraz kumaş ta-
sarrufu olduğunu ileri sürenler, "Etek-
ler alttan üstten iyice kısaldığından
kumaş tkarcfl rapanlarazararoluyor"
deseler de aldıran olmadığından ni-
sa taifesi göbek meydanda dolaşma-
y a iyice merak saldı.
Herkesin göbegi ortada dolaşması
neyse de bu göbek dediğiniz. çocu-
ğun doğumunda kordonun kesilme-
sıyle olduğundan herkeste aynı dur-
muyor. Kiminin göbeği birazfirlar,ki-
minin iyice gömük, kimininki de pü-
rüziü olduğundan yakında "göbek es-
tetik uzmanlan" peydah olacağından
kuşku yoktur.
Kimileri de "modadır, geçer" di-
yerek bu durumun pek uzatılmama-
sından yanalar. Anlaşılıyor ki, insa-
noğlu ya da insankızı (bu daha doğ-
ru olacaktır) biryerini kaparsa birye-
rini açıyor. Hiç değilse göbek açıklı-
ğıylakalsalarda erkek taifesini daha
ziyade günaha sokmasafar iyi olacak.
Kıçı açıklar...
A K erak buyurmayın efendim, bun-
1VJ. larmaymunlardır. Maymuncin-
sinin ayıptır söylemesi, laçlan açık ol-
duğundan ağaca tırmandıklan zaman
bu durum bütün çıplaklığıyla tema-
şa edilebilir.
file de başınızı kaldınp görmek zo-
runda değilsiniz elbet. Ama insanın
da gayetle meraklı birtabiatı vardırki,
kimin neresi açıksa orayı görmek için
hiçbirfırsatı kaçırmaz. Maymun cin-
sinden gelme bazı insanlann da yük-
seklere çıktıkları zaman kıçlarının
açık olduğuna dair çokça rivayet var-
dır.
Güya bu insan takımı orurduklan
zaman gayetedepli görünür. hatta pek
beğenilir iken ikbale ulaşıp da yük-
seklere tırmandıklan zaman hayret-
le görülürmüş ki "maalesef kıçları
açıkmış". Şimdi insanın sorası gelmi-
yor mu. "Siz oranızın açık olduğunu
bilmiyor muydunuz ki yükseklere çık-
maya hevesl'endiniz?". "Oturduğu-
nuz yerdeotursaydınızda kûn se de si-
ze oranız buranız açık demeseydi ol-
maz mıydı?".
Ancak onlann pek pişkin oldukla-
n. maaşallah utanma nedirbilmedik-
leri de söy lenip duruyor.
Hatta kimi zaman işi şirretliğe var-
dınp, ".Ne varmış bunda, siz de bura-
lara çıkın da o zaman konuşun. Bizim'
hem gözümüz açık hem de kıçımız
açık, günün modası bu" dedikleri de
söy lenenler arasında.
Son zamanlann yorumlan da,
u
gö-
zü vekıçı açıkolma"nın yükselen de-
ğerler olduğu yolunda.
Ne günlere İcaldık değil mf.