Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EKİM 19S6 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Diğer bankalann uyguladıklan mark faizlerinin Ziraat Bankası'yla eşitlenmesi bekleniyor
Bankalarda bedelsiz pazarlık dönemi• Hiikümetin bedelsiz ithalat kararına bugüne kadar sessiz
kalan bankaiann, kararnamenin onaylanmasından sonra
büyiik oranlırda mevduat çekişlerinin başlamasıyla birlikte
karara repkigöstermelen bekleniyor.
de indiriın sağlanması gibi çeşitli
avantajlar yer alırken mark hesapla-
nna verilen faizlerin Ziraat Banka-
sı'yla yüzde lO'lukdüzeye eşitlene-
cegi de kaydediliyor.
Türkiye'nın gündemine girdiği
temmuz ayı başından beri. karara ses-
siz kalan bankalann, ciddi me\duat
çekişlerinin gündeme gelmesi halin-
de. gecikmeli de olsa tepki göster-
meleri bekleni>or. Kararnamenin be-
lirsizliği nedeniyle bugüne kadartep-
Ekonomi Servisi- Cumhurbaşkanı
Süleyman Demrel tarafindan imza-
lanmasınjansoıra. 25£kim i 996 ta-
rihinden tıbareayüriirlüğegiren be-
delsiz ithalat kararnamesinin. otomo-
rivsektörüdışınjabankacılık kes>imi-
ni de doğrudan etkileyerek bankala-
nn döviz hesaplarını kaçırmamak
için müşterilerk özel pazarlığa otu-
racağı kavdedilıyor. Söz konusu pa-
zarlık kapsamırda. faize ek olarak
bellı mikurda dâviz, kredi faizlerın-
kilerinigöstermeyen bankacılık kesi-
mınin. marka v üzde 10 faız \ eren Zi-
raat Bankasi'nın rekabetine karşı
mevduatsahiplerineçeşitli avantajlar
getirmesi bekleniyor.
Karann, Hazine'ye kısa vadeli di-
rekt kaynak anlamma geldiğini be-
lirten bankacılık çevreleri. 1 yıl va-
denin dolmasından sonra Hazine'nin
geri ödemelerdezodanabileceğini ve
daha y üksek faizle yenıden borçlan-
ma yolunu seçebileeeğini ifade
ediyorlar.
Diğer yandan. kararın yüzde 10
gibi yüksek faizle borç veren Tür-
kive'nin. uluslararası piyasalardan
düşük faizle borçlanma imkânının
ortadankalkacağınadikkatçekilivor.
Kararname Mercedes ve BMW'ye yarayacak
ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Sö-
leyman Demirel'in uzım bir bekleme döne-
minderı sonra imzaladığı bedelsiz otomobil
kararnamesinin, yabancı otomobil şirketîe-
rinden erı fazla Mercedes ve BMW"nin işine
geFeceği belirlendî.
Devier Bakanı Ajfer Yrtmaz. DSP İzmir
Milietvekili AhmetPriştina'nın bedelsiz oto-
mobil ithalatına iliskin soruiarına verdiği ya-
zılı yamfta. bazı şahsi eşyanin bedelsiz itha-
line ilişkin tebligde. 31 Aralık 1995'te yapı-
lan değişiklikle, bedelsiz otomobil rthalatı
yapacaklann getirecekleri otomobillerin ika-
metlerini naklcdecekleri günden en az altı ay
önce adlanna icayıtlı olması koşulunun geti-
rildiğini. bu karann 31 Aralik 1995 ile 3 fHa-
ziran 1996 arasında yurda geri dönecek olan-
lann bedeisiz otomobil getirme hakkınıelin-
den aldıgını anımsattı. Yılrnaz. bunun dü-
zeltilmesi için ANAYOL koalisyonu döne-
minde bir tebliğ çıkanlaral! altı ayhk bekle-
me süresini tamamlamadan bu yıhn ilk altı
aymda yurda dönenlere'bedelsiz otomobil it-
halat! hakkı tanındığını kaydetti.
Yılmaz'ın verdiği bifgiye göre Türkiye'ye
altı ayda ithal edilen toplam 966 otomobilin
559'unu Mercedes. 224*ünü de BMW mar-
ka otomobiller oluşturdu.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLULONDRA
Nikaragua <da Seçimler ve DemokrasiNikaragua'da başkanlık seçimleri,
Bankalar ve Sonoza hanedanının de-
vamı olarak görülen çevreler tarafin-
dan desteklener (Los Angeles Times
14/10/96), Sancinista hükümetinin el
koyduğu mallara karşılık tazmin öde-
nneyi amaçlayan (Financial Times,
23/10/96), sağ-lberal aday Arnoldo
AJeman oylann yüzde 46'sını alarak
kazandı. Sandinısta adayı, eski Dev-
let Başkanı Daniel Ortega yüzde 39.1
oy aldı. Seçim sonuçları uluslararası
mali çevrelerde ve muhafazakâr ba-
sında büyük bir sevinç yarattı. The
Economist. haberi verirken kendini tu-
tamayarak "Demokrasi2, Sandinista-
lar O" başlığını attı. Gerçek ise olduk-
ça farklı.
Birincisi eğer Sandinistalar, diktatör
Anastasio Somoza'yı. 1979da de-
virmeselerdi, ne 1984'te ne 1990'da
ne de 1996'da seçimleri gerçekleştir-
mek ve bugün demokrasiden bahset-
mek mümkün olmayacaktı. Ikincisi,
1960'larda Nikaragua'ya ders vermek
için gelen, ancak. gördükleri karşısın-
da, kendini Somoza diktatörlüğüne
karşı mücadele etmeye mecbur hisse-
den ve Sandinista hareketine katılan
Cizvit Papazı Jose Alvarez Loba'ya
göre, demokrasi farklı insanlar için
farklı anlama geliyor. Örneğin 1990'da
seçimleri kazanan Violeta Chamo-
ra'nın, "demokrasisi uluslararası ser-
mayeyi ve yerli oligarşiyi" temsil edi-
yordu. "Oligarşi için ise demokrasi,
sadece imtiyazlı bir azınlığın demok-
ratik haklara sahip olması demekti"
(Montly Review, 07/01/96.)
Sandinistaların başarısı
ABD'li işgalcilere ve yerli işbirlikçile-
rine karşı 1927'de bir silahlı ayaklan-
ma başlatan Cesar Augusto Sandi-
no 1934 yılında bir savaşta, teslim o\-
masına rağmen öldürüldü. Sandino'yu
öldüren birliklerin komutanı Anastasio
Somoza Garcia, Somoza ailesinin
diktatörlüğünü kurdu. Somoza iktidar
olduktan 8 sene sonra, 51 sığır çiftliği
ile ülkenin en büyük toprak sahibi ha-
line geldi. ABD'li şirketleri senede yak-
laşık 400.000 dolar rüşvete bağladı.
1979'da Somoza ailesı bütün sanayı
vetarım üretıminde belirleyici mülk sa-
hibi haline gelmışti; sahip olduklan
topraklann alanı 20.000 kilometreka-
reyi geçiyordu. Ülkeyi tam anlamıyla
kendi çiftliği gibi yöneten Somoza ai-
lesi, 1972'de başkent Managua'yı yer-
le bir eden deprem için gönderilen 32
milyon dolarlık yardımın yarısını cebi-
ne atmaya dahi çekinmiyordu. Somo-
za iktidarı sırasında Nikaragua, Latın
Amerika'nın en yoksul ülkesi haline
gelmişti. Tarımda faaliyet gösteren ai-
lelerin yüzde 1.5'u tüm toprakların yüz-
de 4Vine sahipken. ailelerin yüzde
78.2'si ancak topraklann yüzde 18'ini
kullanabiliyordu. Demokrasiden ve in-
san haklarından bah-
setmek ise mümkün
değifdi. (Henri VVeber,
Nicaragua-The San-
dinista Revolution;
1981). 1978'deLaPan-
sa gazetesinin editörü,
Somoza'nın emri ile öl-
dürülünce başlayan
protesto hareketlerine
önderlik etmeyi başa-
ran Sandinista hareke-
ti, 1979'da iktidarı ele
geçirdi. Aynı yıl ABD,
Nikaragua'ya ekono-
mik ambargo uygula-
maya, 1984'ten itiba-
ren de Somoza yanlısı
sağcı Kontra garillaJa-
rına açıkça destek ver-
meye başladı. ABD
Kontra'lara yılda orta-
men. yıpratmıştı. 1984'te büyük birço-
ğunlukla ve serbest seçimlerde baş-
kan seçilen Daniel Ortega, 1990 genel
seçimlerini kaybetti ve başkanlığı An-
ti-Sandinista blokun lideri Vjoleta Cha-
mora'ya bıraktı. Orduyu tümü ile kont-
rol altında tutmasına rağmen Sandi-
nista (FSLN) zoria iktidarda kalmaya
kalkmadı ve muhalefete çekildi.
Liberal ekonomi dönemi
Chamorrorıükümeti özelleştirmele-
re, toprakları ve işletmeleri Somoza
zamanındaki sahiplerine geri vermeye,
ekonomiyi dışa açmaya başladı ve
Nikaragua'da başkanlık seçimlerini, Sandinistaların el koyduğu
mallara karşı tazmin ödemeyi amaçlayan Aleman kazandı.
lama 100 milyon dolar yardrm yapı-
yordu (Monthly Reviev).
Iş savaşa ve ekonomik ambargoya
rağmen, Daniel Ortega'nın başkanlı-
ğındaki Sandinista hükümeti, özellik-
le, ekonomik liberallerle birlikte kur-
dukları ilk hükümet dağıldıktan sonra,
toprak reformu yapmaya, ekonomiyi
kontrol edebilmek için bir seri devlet-
leştirmelere, sağlık ve eğitim hizmet-
lerini geliştirmeye başladılar, Sandinis-
ta rejimi kırda 120.000 aileye toprak,
şehirde de 80.000 aileye arsa dağıttı.
Ancak bir taraftan ambargo, diğer ta-
raftan yaklaşık 500.000 kişinin ölme-
sine yol açan iç savaş halkı bıktırmış
ve Sandinista hükümetini, Küba'dan
aldığı maddi ve manevi desteğe rağ-
IMF programlannı uygulamaya koydu.
Enflasyonla mücadele ise halkm tüke-
timinin kısılması yoluyla, işsizliğin yüz-
de 60'a çıkmasına göz yumularak ya-
pıldı. Sandinistalar hükümeti terkettik-
ten sonra. bakınız başka neier oldu...
Özelleştirmeler ve dışa açılma küçük
işletmeleri tarumar etti; bir besin ürün-
leri ihracatçısı olan Nikaragua. besin
ürünleri ithal eder hale geldi. Dünya
bankasına göre 1995'te nüfusun yüz-
de 70'i artık türedi işlerde çalışıyordu.
Sandinistaların hükümeti terkettiği
1989 yılında sağlık harcamalan kişi ba-
şına 35 dolar iken, 1995'te enflasyo-
na rağmen 14 dolara düştü. Okul ça-
ğındaki çocukfann yüzde 21 'inin okul-
dan yoksun olmasına rağmen, Cha-
maro hükümeti 75.000 öğrenciye eği-
tım veren Sandinistaların kurduğu ço-
cuk yetiştirme kurumlarını kapattı.
1995'te eğitim harcamalannın arttırıl-
ması için gösteri yapan öğrendlere
ateş açıldı ve 2 kişi öldü, 66 kişi yara-
landı. ABD, Nikaragua Konsolosu
• 'IMFyardımtnın böyle çarçuredilme-
sine izin veremezdim" diyecekti. (Le
Monde Diplomatique, 10/1996)
Okuma yazma bilmeyenlerin oranı
devrimden önce yüzde 50 idi, 1979-
89 arasında yüzde 14'e düştü; bugün
tekrar yüzde 40'ın üstüne çıkmış du-
rumda. Çocuk ölümleri 1989'da bin-
de 58'den 1995'te
binde 85'e çıktı. Orta-
lama insan ömrü de
azaldı ve 1979'da
66dan 1995'te 60'a
indi (Le Monde Dip-
lomatique.)
Şimdi Arnaldo Ale-
man'ın yönetimınde,
halkın Sandinista dö-
neminden kalan son
kazanımlarının da git-
mesi, Somoza klanı-
nın tüm üyelerinin ül-
keye geri dönmesi,
topraklann, eğer kul-
lanan köylüler fiyatını
ödemezse, ellerinden
zorla alınıp eski sahip-
lerine geri verilmesi,
IMF ve Dünya Banka-
sı'nın etkisinin artma-
sı bekleniyor.
Sandinıstalan demokratik olma-
makla eleştirmek mümkün değil. Eleş-
tirmek gerekiyorsa. "günahlannı" baş-
ka bir yerde aramak gerekiyor.
1989'da Sandinistalar iktidardan git-
mekte olduklarını farkedince, müca-
deleye devam edebilmek için, devle-
tin elindeki bazı malları, birradyo, gün-
lük gazete ve TV de dahil olmak üze-
re, partinin mütkiyetine geçirdiler. F-
SLN Uluslararası Büro Şefi Jacinto
Suarez'e göre "bu FSLN'nin demok-
ratik platformda siyaset yapmaya de-
vam edebilmesi için gerekliydi." An-
cak zor da olsa, bir ölçüye kadar an-
laşılır olan bu tutum, bu kadarla kalma-
dı. FSLN üst yönetiminden ve sendi-
ka bürokrasisinden yaklaşık 600-800
kişi kamu malların/n önemli bir kısmı-
nı kendi mülklerine geçirdiler. Başın-
dan beri Sandinistalarla birlikte olan,
sosyologAntonio Vargas'a göre "Bu
insanlar sadece başlanm sokacak bir
ev almakla kalmadılar, bir ev de deniz
kenannda, bir tanede şehirde, derken
biraz toprak, şu kadar baş hayvan vb.
bunu izledi" (Le Monde... ve Reuters,
0924,96). Sandinista eski başkan yar-
dımcısı Sergio Ramirez'e göre "Bu
durum büyük bir ahlakı yara açmış ve
halkın güvenini sarsmıştır" (Le Mon-
de)...
Ne var ki sorun, sadece ahlaki de-
ğildi. Bu mülk edinme sırasında, orta-
ya, toplumun en zengin yüzde 5'ine
yaklaşacak düzeyde, zenginleşen ye-
ni birtoplumsal tabaka çıktı. Yeni edin-
diği bu mülkleri kaybetmek ıstemeyen
bu tabaka, yakın zamana kadar tem-
sil ettığini ileri sürdüğü yoksul halkı ya-
rı yolda bırakıp, Chamorra hüküme-
tiyle işbirliğine girişti. Işte bu ittifak
Sandinista Halk Cephesi'ne büyük za-
rar verdi. aşın sağcı. "Somozista" cep-
henin güçlenmesine, sonunda Ale-
ma'nm kazanmasına yol açtı. Sandi-
nistaları eleştirmek gerekiyorsa, işe
düşmanlarına çok fazla benzemeye
başladıklarına ışaret ederek başlamak
gerekir sanınm. Nitekim bu seçimler-
de de Ortega üniformayı çıkanp beyaz
gömlek giymekten başlayarak, Kont-
ralar liderleriyle sarmaş dolaş olmaya,
birzamanlaryüzüne bakmadığı Kato-
lik Kilisesi'ne. Papaya yaranmaya ça-
lışmaya kadar, bu arada serbest piya-
sa yanlısı olduğunu ifade eden de-
meçler de vererek, birçok önemli de-
ğişiklik geçirdi. Ortega, seçimlerde
başkan yardımcısı adayı olarak da,
kendine, kararlı bir Sandinista düşma-
nı olarak bilinen, özel sektör Yüksek
Konseyi üyesi, işadamı M. Juan Ma-
nuel Caldera'yı seçmişti. Son bir nok-
ta daha ve akılda tutulması gereken:
Her şeye rağmen Sandinistalar seçim-
lerde yüzde 38 oy almayı başardılar.
Bu yüzden Financial Times seçim
sonuçlarını. "Nikaragua'yı bölen çat-
lak açıhyor" başlığıyla ve siyasi çatış-
malann derinleşmesinden endiş» duy-
duğunu belırterek verdi.
PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERI A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN ORTAKLARIMIZA
HİSSE SENEDİ VE KAR PAYI OAĞITIMI DUYURUSU
Sermaye Piyasası kurulunun SERİIV. No: 15 Tebliği gereğince, 1995 yılı karından dağıtılacak olan
40.500.000.000- Liralık kar payının sermayeye ilave edilmesi, 209.500.000.000- Liralık kısmının iç
kaynaklardan karşılanması suretiyle çıkarılmış sermayemizin 150.000.000.000- Liradan
400.000.000.000- Liraya çıkartılması ile ilgili ortaklarımıza duyurudur.
Bu sermaye arttırımı nedeniyle çıkanlacak hisse senetleri Sermaye Piyasası Kurulu'nca
27/09/1996 tarih ve 184/1171 sayı ile kayda alınmıştır. Ancak kayda alınma, ortaklığımızın ve hisse
senetlerinin kurul ve kamuca tekellüfü anlamma gelmez.
Ortaklarımızın 1995 yılı karından alacakları 40.500.000.000- TL. temettünün tamamına
mahsuben ellerinde bulunan mevcut payların %27 oranında bedelsiz hisse senedi alma hakları vardır.
Ortaklanmız ayrıca iç kaynaklardan arttırılan sermaye karşılığı 209.500.000.000 TL'lik ellerinde
bulunan mevcut payların 8 No'lu yeni pay alma kuponu karşılığında %139,7 oranında bedelsiz hisse
senedi alma haklan vardır.
BAŞVURU ŞEKLİ: Ortaklanmızın ellerindeki hisse senetlerinin 7 No'lu yeni pay alma kuponu ve 8
No'lu yeni pay alma kuponu ile birlikte aşağıda belirtilen yerlere müracat etmeleri gerekmektedir.
BEDELSİZ HİSSE SENEDİ DAĞITIM İŞLEMLERİNİN BAŞLANGIÇ TARİHİ
Kar payı karşılığı bedelsiz ve bedelsiz hisse senedi dağıtımı işlemleri aşağıda belirtilen yerlerde
04/11 /1996 - 18/11 /1996 tarihleri arasında 15 gün süre ile yapılacak, bu tarihten sonra hisse dağıtım
ışlemlerine şirket merkezimizde devam edilecektir.
BAŞVURU YERLERİ: Demirbank Maçka Şubesi
Abdi İpekçi Cad. No: 79 Maçka / İSTANBUL
Demirbank Kadıköy Şubesi
Bağdat Cad. No: 7812-3 Kızıltoprak / İSTANBUL
Demirbank Ankara Şubesi
Simon Boliver Cad. No: 5 Çankaya / ANKARA
Demirbank İzmir Şubesi
Gazi Bulvarı No: 63 / B İZMİR
Takasbank A.Ş.
Abide-i Hürriyet Cad. Mecidiyeköy Yolu Sk. No: 286
Mecidiyeköy / İSTANBUL
Pimaş Plastik İnşaat Malzemeleri A.Ş.
Bestekar Şevkibey Mah. Enka II. Binası Kat: 2
Balmumcu / Beşiktaş / İSTANBUL
Doğulu sanayicide ATAŞ korkusu
G.AZIANTEP (AA) - ATAŞ'ın üretımi
durdurması ve bavilere stoktan talebin çok
altında satış yapması. özellikle sanayiciler-
de tedirginliğe neden oldu. GaziantepOr-
ganize Şanavi Bölgesi (GOSB) Başkanı
Durmuş İşse^er, sorunun çözüleceğıne inan-
dığını. bundan ötürii karamsar oînıadığını
beîirterek "Ancak. bu sorun çözulmezse böl-
gedeki sanayi tesisleri durur, Herkes kendi
çapında bundan etkilenir" dedi.
Işsever. ATAŞ'taki sorunun çözüleceğine
ınanmak istedifini. çiinkü göz göre göre sa-
nay i tesislerinin durmasının sorumluluğunu
kimsenın üstlenemeyeceğini kaydetti.
Gaziantep Ticaret Ödası (GTO) Başkanı
Mehmet Aslan ise ATAŞ'taki sorunun çö-
ziilmemesi halinde. bölgede yaşanan eko-
nomik sıkıntının had safhaya varacağını
söyledi. Akaryakıt krizi ortaya çıkarsa böl-
gedeki sorunlann çözülemez hale gelece-
ğıni savunan Aslan. "Avncastokçuluğa\ö-
nelinilirse karaborsa ortaya çıkar. Bu tiirso-
runlar vaşanmadan, hükümet derhal çö-
züm bulmalı"di\e konuştu.
13 BÜYÜK BANKANIN ORTAK KURULUŞU
YATIRIM FİNANSMAN A.Ş.
20 yıllık Deneyim ve
Tarttştlmaz Güvenilirliği ile
AKMERKEZ'de hizmetinizde.
Yeni Adresimiz: Nispetiye Cad. Akmerkez B.3 Blok Kat: 7-;
80600 Ulus-Etiler/İSTANBUL
TEL : 0 212 282 13 40(20 Hat)
282 20 10(10 Hat) .'
282 16 00(11 Hat)
282 24 30 (20 Hat)
FAKS: 0 212 282 15 50 (3 Hat)
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
'Cumhuniyetçi'
Serataye BiPikimi
Cumhuriyet, "ulus devletın kurulması" sürecidir.
Ulus özelliği kazanan bir topluluk; ekonomik, kül-
türel, yasal ve kurumsal "bütünlüğü" siyasal birgü-
ce dönüşerek devlet biçimini alır. içerdiği kavram-
lann da anlattığı gibi ulus devlet "devingen"dir: bir
süreç olarak ortaya çıkar ve varlığını kendini sürek-
lı yenileyerek sürdürür.
Burada ulus devlet kavramının yalnızca ekono-
mik yönüne değiniliyor.
Ekonomik ulus devlet, önce sınırları çizilmiş bir
"ulusalpazar"; burada kullanılan bir "ulusalpara",
kamu maliyesi düzeni ile eğitimden üretime, güm-
rük tarifelerinden vergilendirmeye ve tüm bunlara
ilişkin politikaların oluşturulmasında "bağımsızlık"
anlamma gelir.
Kapitalizmin doğumu ile ulus devletlerin oluşma-
sı arasında bir "bağımlılık" ilişkisi bulunduğu bilin-
mektedir. Daha doğrusu kapitalist üretim biçimi,
ekonomi tarihi incelemelerinin de kanıtladığı gibi, u-
lus devletin kucağında beslenır. büyür ve toplum-
sal yapının tüm hücrelerını kaplar.
Cumhuriyet kurulduktan sonra adım adım yerli
sermaye birikiminin çerçevesının çizildiği görülür.
Lozan Anlaşması ile kazanılan gümrük vergilerini
saptama olanağı, ancak 1929'dan sonra uygulama-
ya konulabilmiştir. Adından başka hiçbir şeyi Os-
manlı olmayan Osmanlı Bankası'nın elindeki kâğıt
para çıkarma yetkisi, 1930'ların başında kurulan
ulusal Merkez Bankası'nm oldu. Bu köşede daha
önce de vurgulandığı gibi ulusal devletin ekonomi
politikası "üçlü denge" diyebileceğimiz bir anlayı-
şı yansıtır. Cumhuriyetin üçlü dengelerinin birincisi
devlet bütçesine ilişkındir ve bütçe gelir ve gider-
lerinin eşitliği anlamma gelir. Ancak "tek başınaye-
tersiz" olacağı bilinen bu eşitlik, iki denge ile ta-
mamlanır. Bunlardan birincisi. "dış ödemelerde"
gelir-gider dengesi, öbürü de dolaşımdaki "para
miktannın" artışını, ekonominin mal ve hizmet üre-
timi ile dengeli götürmektir.
Cumhuriyetin bu uygulamalannın iki ek öğesi var-
dır; bütüncül bir çağdaş eğitimle ülkenin insan gü-
cünün niteliğini yükseltmeye özel bir önem verilme-
si ve tüm bunlarm en son bilimsel ve teknolojik ve-
rilere uygun yapılması.
Ikinci Dünya Savaşı sonrasına dek uygulanan bu
üçlü denge ilkesinin en önemli sonucu, daha son-
raki yıllarda sürekli aranan ve bir türlü elde edile-
meyen "ekonomikistikrar"dır. Bu uygulamada, üc-
retli ve maaşlılarla küçük boy üreticileri her gün bi-
raz dahayoksullaştıran "enflasyon" bilinmez, çün-
kü yoktur. Ekonomi dış "borç verenlerin" istekleri-
ne göre yönetilmez, çünkü borç sorunu yoktur.
Ekonominin büyüme oranı da genellıkle kamu-
oyunda egemen kılınan kanının tersine, o dönem-
de daha sonraki yılların üzerindedir. Ancak bu "bü-
yüme" özel sermaye birikiminden çok "devletçisa-
nayileşme" denilen atılımın ürünüdür. Türkiye o yıl-
larda çok sınırlı bir dış borçlanma ile ve enflasyona
başvurmadan. kamu eliyle dokuma. kâğıt, demir-
çelik gibi temel sanayilerini kurabilmiş; öbürgeri kal-
mış ülkelere örnek olabilecek "özgün" bir sermaye
birıkimi sürecini gerçekleştirmiştir. Devletçi sanayi-
leşme, "özel sermaye eliyle sanayileşmenin altya-
pısını" oluşturmuş; onu besleyip büyütmüştür.
• • •
Cumhuriyetin üçlü dengesi ve sanayileşme prog-
ramı Ikinci Dünya Savaşı sonrasında, özellikle
1950'den bu yana, giderek büyüyen dengesizlikler-
leyıkıldı.
Ikinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, "ulusal
ekonomi düzeni"nden, kurumlarının ve özellikle de
siyasal yöneticilerinin yetersizliği nedeniyle adım
adım giderek uzaklaştı. Özellikle 1980'den sonra bu
"uzaklaşma" en aşırı noktalarma götürüldü.
Siyasal iktidarlann "ticaret ve toprak" çıkarlarıy-
la kuşatılması karşılıksız para basımıyla sağlanan
açık bütçe uygulamalarıyla beslendi; dış ticaret sü-
rekli açık verir bir duruma geldi. Bu gelişmelerin ya-
rattığt ekonomik çalkantılar, kesintilerle de olsa,
1950'lerden sonra hep bizimledir. "Enflasyon", hal-
kın "kaderi" yapıldı, ülke dış borç batağına saplan-
dı ve tüm bu olumsuzluklar ağı, siyasal ve toplum-
sal yıkımlan getirdi.
• • •
Gelinen noktada bir cumhuriyetçi sermaye biri-
kimi nasıl sağlanır? Daha açığı var olan iç koşullar
ve küreselleşme ortamında "ulusal ekonomi poli-
tikası" olabilir mi? Bu sorunun yanıtı "çokaçık bir
evettir.
Çünkü küreselleşme sürecinden nasıl "daha çok
payalınz" sorusunun yanıtı, "ulusalekonomiye bu
amaçla çekıdüzen vererek" biçımindeolabilir. Eko-
nomilerin gelişmesini aptalca bir tutumla yalnızca
piyasanın işleyişine bırakarak "özelsermaye duası-
na ç/kmayan" tüm ülkelerin yaptığını Türkiye de
yapmak zorundadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ül-
keler, aralarındaki bölgesel ticaret ve gümrük bir-
likleri ortamını bu ilişkilerden "sağladıklan çıkan en
çoklaştırmak" için çok büyük bir "ulusaluğraş"\ıe-
riyor. Kurumsal yapılannı düzeltiyor; insan gücüne
yatınmı arttırırken bunun yerli üretimle bağını ku-
ruyor; ileri teknoloji altyapısını oluşturuyor ve tüm
bunlann düzenlenmesini "kamu eliyle", yani dev-
letçi bir tutumla yapıyor.
Cumhuriyetin sermaye birikimi "birsüreç olarak"
algılanır ve iç ve dış koşulfara uygun etkin politikalar
üretilirse "ulusal ve küreselin ülke çıkanna evliliği"
sağlanabilir.
TİSK'in arastırması
Sosyal giivenlik
çözüm bekliyor
ANK.4RA (A.4) - TİSK TfSK araştırmasında.
taraftndan yaptırılan
"•Gelişmiş ülkelerde ve
Türkiye'de sosyal giivenlik
sistemlerinin yeniden
yapılandınlıuasr konıılu
araştırmada. Türkiye"de
sosyal giivenlik
sistemlerinin finansman
krizinin acil çözüm
bekledigi ve sistemleri
saglıklı biryapıya
kav uşturacak tedbirlerin
bir an önce yaşama
geçirilmesi gerektiği
belirtildi. Bu konuda
hükümetin kararlı bir
mücadele vermesi
gerektiği kaydedilen
gününıüzde sosyal
gii\enlik kuruluşlannın
devlet yardımı olmadan
ayakta durmalarının
olanaksız hale geldiğı
bildirildi. Araştırmada.
sosyal gü\enlik
sıstemlerini krizc
sürükleven en önemli
nedenın. temel sigortacılık
kurallanndan
uzaklaşılarak sı^temin
politik müdahalelere
maruz bırakılması ve
bunun sonucunda
aktüaryal dengelerın
bozulması olduğu
vurculandı.