27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EKİM 19S6 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Diğer bankalann uyguladıklan mark faizlerinin Ziraat Bankası'yla eşitlenmesi bekleniyor Bankalarda bedelsiz pazarlık dönemi• Hiikümetin bedelsiz ithalat kararına bugüne kadar sessiz kalan bankaiann, kararnamenin onaylanmasından sonra büyiik oranlırda mevduat çekişlerinin başlamasıyla birlikte karara repkigöstermelen bekleniyor. de indiriın sağlanması gibi çeşitli avantajlar yer alırken mark hesapla- nna verilen faizlerin Ziraat Banka- sı'yla yüzde lO'lukdüzeye eşitlene- cegi de kaydediliyor. Türkiye'nın gündemine girdiği temmuz ayı başından beri. karara ses- siz kalan bankalann, ciddi me\duat çekişlerinin gündeme gelmesi halin- de. gecikmeli de olsa tepki göster- meleri bekleni>or. Kararnamenin be- lirsizliği nedeniyle bugüne kadartep- Ekonomi Servisi- Cumhurbaşkanı Süleyman Demrel tarafindan imza- lanmasınjansoıra. 25£kim i 996 ta- rihinden tıbareayüriirlüğegiren be- delsiz ithalat kararnamesinin. otomo- rivsektörüdışınjabankacılık kes>imi- ni de doğrudan etkileyerek bankala- nn döviz hesaplarını kaçırmamak için müşterilerk özel pazarlığa otu- racağı kavdedilıyor. Söz konusu pa- zarlık kapsamırda. faize ek olarak bellı mikurda dâviz, kredi faizlerın- kilerinigöstermeyen bankacılık kesi- mınin. marka v üzde 10 faız \ eren Zi- raat Bankasi'nın rekabetine karşı mevduatsahiplerineçeşitli avantajlar getirmesi bekleniyor. Karann, Hazine'ye kısa vadeli di- rekt kaynak anlamma geldiğini be- lirten bankacılık çevreleri. 1 yıl va- denin dolmasından sonra Hazine'nin geri ödemelerdezodanabileceğini ve daha y üksek faizle yenıden borçlan- ma yolunu seçebileeeğini ifade ediyorlar. Diğer yandan. kararın yüzde 10 gibi yüksek faizle borç veren Tür- kive'nin. uluslararası piyasalardan düşük faizle borçlanma imkânının ortadankalkacağınadikkatçekilivor. Kararname Mercedes ve BMW'ye yarayacak ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Sö- leyman Demirel'in uzım bir bekleme döne- minderı sonra imzaladığı bedelsiz otomobil kararnamesinin, yabancı otomobil şirketîe- rinden erı fazla Mercedes ve BMW"nin işine geFeceği belirlendî. Devier Bakanı Ajfer Yrtmaz. DSP İzmir Milietvekili AhmetPriştina'nın bedelsiz oto- mobil ithalatına iliskin soruiarına verdiği ya- zılı yamfta. bazı şahsi eşyanin bedelsiz itha- line ilişkin tebligde. 31 Aralık 1995'te yapı- lan değişiklikle, bedelsiz otomobil rthalatı yapacaklann getirecekleri otomobillerin ika- metlerini naklcdecekleri günden en az altı ay önce adlanna icayıtlı olması koşulunun geti- rildiğini. bu karann 31 Aralik 1995 ile 3 fHa- ziran 1996 arasında yurda geri dönecek olan- lann bedeisiz otomobil getirme hakkınıelin- den aldıgını anımsattı. Yılrnaz. bunun dü- zeltilmesi için ANAYOL koalisyonu döne- minde bir tebliğ çıkanlaral! altı ayhk bekle- me süresini tamamlamadan bu yıhn ilk altı aymda yurda dönenlere'bedelsiz otomobil it- halat! hakkı tanındığını kaydetti. Yılmaz'ın verdiği bifgiye göre Türkiye'ye altı ayda ithal edilen toplam 966 otomobilin 559'unu Mercedes. 224*ünü de BMW mar- ka otomobiller oluşturdu. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLULONDRA Nikaragua <da Seçimler ve DemokrasiNikaragua'da başkanlık seçimleri, Bankalar ve Sonoza hanedanının de- vamı olarak görülen çevreler tarafin- dan desteklener (Los Angeles Times 14/10/96), Sancinista hükümetinin el koyduğu mallara karşılık tazmin öde- nneyi amaçlayan (Financial Times, 23/10/96), sağ-lberal aday Arnoldo AJeman oylann yüzde 46'sını alarak kazandı. Sandinısta adayı, eski Dev- let Başkanı Daniel Ortega yüzde 39.1 oy aldı. Seçim sonuçları uluslararası mali çevrelerde ve muhafazakâr ba- sında büyük bir sevinç yarattı. The Economist. haberi verirken kendini tu- tamayarak "Demokrasi2, Sandinista- lar O" başlığını attı. Gerçek ise olduk- ça farklı. Birincisi eğer Sandinistalar, diktatör Anastasio Somoza'yı. 1979da de- virmeselerdi, ne 1984'te ne 1990'da ne de 1996'da seçimleri gerçekleştir- mek ve bugün demokrasiden bahset- mek mümkün olmayacaktı. Ikincisi, 1960'larda Nikaragua'ya ders vermek için gelen, ancak. gördükleri karşısın- da, kendini Somoza diktatörlüğüne karşı mücadele etmeye mecbur hisse- den ve Sandinista hareketine katılan Cizvit Papazı Jose Alvarez Loba'ya göre, demokrasi farklı insanlar için farklı anlama geliyor. Örneğin 1990'da seçimleri kazanan Violeta Chamo- ra'nın, "demokrasisi uluslararası ser- mayeyi ve yerli oligarşiyi" temsil edi- yordu. "Oligarşi için ise demokrasi, sadece imtiyazlı bir azınlığın demok- ratik haklara sahip olması demekti" (Montly Review, 07/01/96.) Sandinistaların başarısı ABD'li işgalcilere ve yerli işbirlikçile- rine karşı 1927'de bir silahlı ayaklan- ma başlatan Cesar Augusto Sandi- no 1934 yılında bir savaşta, teslim o\- masına rağmen öldürüldü. Sandino'yu öldüren birliklerin komutanı Anastasio Somoza Garcia, Somoza ailesinin diktatörlüğünü kurdu. Somoza iktidar olduktan 8 sene sonra, 51 sığır çiftliği ile ülkenin en büyük toprak sahibi ha- line geldi. ABD'li şirketleri senede yak- laşık 400.000 dolar rüşvete bağladı. 1979'da Somoza ailesı bütün sanayı vetarım üretıminde belirleyici mülk sa- hibi haline gelmışti; sahip olduklan topraklann alanı 20.000 kilometreka- reyi geçiyordu. Ülkeyi tam anlamıyla kendi çiftliği gibi yöneten Somoza ai- lesi, 1972'de başkent Managua'yı yer- le bir eden deprem için gönderilen 32 milyon dolarlık yardımın yarısını cebi- ne atmaya dahi çekinmiyordu. Somo- za iktidarı sırasında Nikaragua, Latın Amerika'nın en yoksul ülkesi haline gelmişti. Tarımda faaliyet gösteren ai- lelerin yüzde 1.5'u tüm toprakların yüz- de 4Vine sahipken. ailelerin yüzde 78.2'si ancak topraklann yüzde 18'ini kullanabiliyordu. Demokrasiden ve in- san haklarından bah- setmek ise mümkün değifdi. (Henri VVeber, Nicaragua-The San- dinista Revolution; 1981). 1978'deLaPan- sa gazetesinin editörü, Somoza'nın emri ile öl- dürülünce başlayan protesto hareketlerine önderlik etmeyi başa- ran Sandinista hareke- ti, 1979'da iktidarı ele geçirdi. Aynı yıl ABD, Nikaragua'ya ekono- mik ambargo uygula- maya, 1984'ten itiba- ren de Somoza yanlısı sağcı Kontra garillaJa- rına açıkça destek ver- meye başladı. ABD Kontra'lara yılda orta- men. yıpratmıştı. 1984'te büyük birço- ğunlukla ve serbest seçimlerde baş- kan seçilen Daniel Ortega, 1990 genel seçimlerini kaybetti ve başkanlığı An- ti-Sandinista blokun lideri Vjoleta Cha- mora'ya bıraktı. Orduyu tümü ile kont- rol altında tutmasına rağmen Sandi- nista (FSLN) zoria iktidarda kalmaya kalkmadı ve muhalefete çekildi. Liberal ekonomi dönemi Chamorrorıükümeti özelleştirmele- re, toprakları ve işletmeleri Somoza zamanındaki sahiplerine geri vermeye, ekonomiyi dışa açmaya başladı ve Nikaragua'da başkanlık seçimlerini, Sandinistaların el koyduğu mallara karşı tazmin ödemeyi amaçlayan Aleman kazandı. lama 100 milyon dolar yardrm yapı- yordu (Monthly Reviev). Iş savaşa ve ekonomik ambargoya rağmen, Daniel Ortega'nın başkanlı- ğındaki Sandinista hükümeti, özellik- le, ekonomik liberallerle birlikte kur- dukları ilk hükümet dağıldıktan sonra, toprak reformu yapmaya, ekonomiyi kontrol edebilmek için bir seri devlet- leştirmelere, sağlık ve eğitim hizmet- lerini geliştirmeye başladılar, Sandinis- ta rejimi kırda 120.000 aileye toprak, şehirde de 80.000 aileye arsa dağıttı. Ancak bir taraftan ambargo, diğer ta- raftan yaklaşık 500.000 kişinin ölme- sine yol açan iç savaş halkı bıktırmış ve Sandinista hükümetini, Küba'dan aldığı maddi ve manevi desteğe rağ- IMF programlannı uygulamaya koydu. Enflasyonla mücadele ise halkm tüke- timinin kısılması yoluyla, işsizliğin yüz- de 60'a çıkmasına göz yumularak ya- pıldı. Sandinistalar hükümeti terkettik- ten sonra. bakınız başka neier oldu... Özelleştirmeler ve dışa açılma küçük işletmeleri tarumar etti; bir besin ürün- leri ihracatçısı olan Nikaragua. besin ürünleri ithal eder hale geldi. Dünya bankasına göre 1995'te nüfusun yüz- de 70'i artık türedi işlerde çalışıyordu. Sandinistaların hükümeti terkettiği 1989 yılında sağlık harcamalan kişi ba- şına 35 dolar iken, 1995'te enflasyo- na rağmen 14 dolara düştü. Okul ça- ğındaki çocukfann yüzde 21 'inin okul- dan yoksun olmasına rağmen, Cha- maro hükümeti 75.000 öğrenciye eği- tım veren Sandinistaların kurduğu ço- cuk yetiştirme kurumlarını kapattı. 1995'te eğitim harcamalannın arttırıl- ması için gösteri yapan öğrendlere ateş açıldı ve 2 kişi öldü, 66 kişi yara- landı. ABD, Nikaragua Konsolosu • 'IMFyardımtnın böyle çarçuredilme- sine izin veremezdim" diyecekti. (Le Monde Diplomatique, 10/1996) Okuma yazma bilmeyenlerin oranı devrimden önce yüzde 50 idi, 1979- 89 arasında yüzde 14'e düştü; bugün tekrar yüzde 40'ın üstüne çıkmış du- rumda. Çocuk ölümleri 1989'da bin- de 58'den 1995'te binde 85'e çıktı. Orta- lama insan ömrü de azaldı ve 1979'da 66dan 1995'te 60'a indi (Le Monde Dip- lomatique.) Şimdi Arnaldo Ale- man'ın yönetimınde, halkın Sandinista dö- neminden kalan son kazanımlarının da git- mesi, Somoza klanı- nın tüm üyelerinin ül- keye geri dönmesi, topraklann, eğer kul- lanan köylüler fiyatını ödemezse, ellerinden zorla alınıp eski sahip- lerine geri verilmesi, IMF ve Dünya Banka- sı'nın etkisinin artma- sı bekleniyor. Sandinıstalan demokratik olma- makla eleştirmek mümkün değil. Eleş- tirmek gerekiyorsa. "günahlannı" baş- ka bir yerde aramak gerekiyor. 1989'da Sandinistalar iktidardan git- mekte olduklarını farkedince, müca- deleye devam edebilmek için, devle- tin elindeki bazı malları, birradyo, gün- lük gazete ve TV de dahil olmak üze- re, partinin mütkiyetine geçirdiler. F- SLN Uluslararası Büro Şefi Jacinto Suarez'e göre "bu FSLN'nin demok- ratik platformda siyaset yapmaya de- vam edebilmesi için gerekliydi." An- cak zor da olsa, bir ölçüye kadar an- laşılır olan bu tutum, bu kadarla kalma- dı. FSLN üst yönetiminden ve sendi- ka bürokrasisinden yaklaşık 600-800 kişi kamu malların/n önemli bir kısmı- nı kendi mülklerine geçirdiler. Başın- dan beri Sandinistalarla birlikte olan, sosyologAntonio Vargas'a göre "Bu insanlar sadece başlanm sokacak bir ev almakla kalmadılar, bir ev de deniz kenannda, bir tanede şehirde, derken biraz toprak, şu kadar baş hayvan vb. bunu izledi" (Le Monde... ve Reuters, 0924,96). Sandinista eski başkan yar- dımcısı Sergio Ramirez'e göre "Bu durum büyük bir ahlakı yara açmış ve halkın güvenini sarsmıştır" (Le Mon- de)... Ne var ki sorun, sadece ahlaki de- ğildi. Bu mülk edinme sırasında, orta- ya, toplumun en zengin yüzde 5'ine yaklaşacak düzeyde, zenginleşen ye- ni birtoplumsal tabaka çıktı. Yeni edin- diği bu mülkleri kaybetmek ıstemeyen bu tabaka, yakın zamana kadar tem- sil ettığini ileri sürdüğü yoksul halkı ya- rı yolda bırakıp, Chamorra hüküme- tiyle işbirliğine girişti. Işte bu ittifak Sandinista Halk Cephesi'ne büyük za- rar verdi. aşın sağcı. "Somozista" cep- henin güçlenmesine, sonunda Ale- ma'nm kazanmasına yol açtı. Sandi- nistaları eleştirmek gerekiyorsa, işe düşmanlarına çok fazla benzemeye başladıklarına ışaret ederek başlamak gerekir sanınm. Nitekim bu seçimler- de de Ortega üniformayı çıkanp beyaz gömlek giymekten başlayarak, Kont- ralar liderleriyle sarmaş dolaş olmaya, birzamanlaryüzüne bakmadığı Kato- lik Kilisesi'ne. Papaya yaranmaya ça- lışmaya kadar, bu arada serbest piya- sa yanlısı olduğunu ifade eden de- meçler de vererek, birçok önemli de- ğişiklik geçirdi. Ortega, seçimlerde başkan yardımcısı adayı olarak da, kendine, kararlı bir Sandinista düşma- nı olarak bilinen, özel sektör Yüksek Konseyi üyesi, işadamı M. Juan Ma- nuel Caldera'yı seçmişti. Son bir nok- ta daha ve akılda tutulması gereken: Her şeye rağmen Sandinistalar seçim- lerde yüzde 38 oy almayı başardılar. Bu yüzden Financial Times seçim sonuçlarını. "Nikaragua'yı bölen çat- lak açıhyor" başlığıyla ve siyasi çatış- malann derinleşmesinden endiş» duy- duğunu belırterek verdi. PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERI A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN ORTAKLARIMIZA HİSSE SENEDİ VE KAR PAYI OAĞITIMI DUYURUSU Sermaye Piyasası kurulunun SERİIV. No: 15 Tebliği gereğince, 1995 yılı karından dağıtılacak olan 40.500.000.000- Liralık kar payının sermayeye ilave edilmesi, 209.500.000.000- Liralık kısmının iç kaynaklardan karşılanması suretiyle çıkarılmış sermayemizin 150.000.000.000- Liradan 400.000.000.000- Liraya çıkartılması ile ilgili ortaklarımıza duyurudur. Bu sermaye arttırımı nedeniyle çıkanlacak hisse senetleri Sermaye Piyasası Kurulu'nca 27/09/1996 tarih ve 184/1171 sayı ile kayda alınmıştır. Ancak kayda alınma, ortaklığımızın ve hisse senetlerinin kurul ve kamuca tekellüfü anlamma gelmez. Ortaklarımızın 1995 yılı karından alacakları 40.500.000.000- TL. temettünün tamamına mahsuben ellerinde bulunan mevcut payların %27 oranında bedelsiz hisse senedi alma hakları vardır. Ortaklanmız ayrıca iç kaynaklardan arttırılan sermaye karşılığı 209.500.000.000 TL'lik ellerinde bulunan mevcut payların 8 No'lu yeni pay alma kuponu karşılığında %139,7 oranında bedelsiz hisse senedi alma haklan vardır. BAŞVURU ŞEKLİ: Ortaklanmızın ellerindeki hisse senetlerinin 7 No'lu yeni pay alma kuponu ve 8 No'lu yeni pay alma kuponu ile birlikte aşağıda belirtilen yerlere müracat etmeleri gerekmektedir. BEDELSİZ HİSSE SENEDİ DAĞITIM İŞLEMLERİNİN BAŞLANGIÇ TARİHİ Kar payı karşılığı bedelsiz ve bedelsiz hisse senedi dağıtımı işlemleri aşağıda belirtilen yerlerde 04/11 /1996 - 18/11 /1996 tarihleri arasında 15 gün süre ile yapılacak, bu tarihten sonra hisse dağıtım ışlemlerine şirket merkezimizde devam edilecektir. BAŞVURU YERLERİ: Demirbank Maçka Şubesi Abdi İpekçi Cad. No: 79 Maçka / İSTANBUL Demirbank Kadıköy Şubesi Bağdat Cad. No: 7812-3 Kızıltoprak / İSTANBUL Demirbank Ankara Şubesi Simon Boliver Cad. No: 5 Çankaya / ANKARA Demirbank İzmir Şubesi Gazi Bulvarı No: 63 / B İZMİR Takasbank A.Ş. Abide-i Hürriyet Cad. Mecidiyeköy Yolu Sk. No: 286 Mecidiyeköy / İSTANBUL Pimaş Plastik İnşaat Malzemeleri A.Ş. Bestekar Şevkibey Mah. Enka II. Binası Kat: 2 Balmumcu / Beşiktaş / İSTANBUL Doğulu sanayicide ATAŞ korkusu G.AZIANTEP (AA) - ATAŞ'ın üretımi durdurması ve bavilere stoktan talebin çok altında satış yapması. özellikle sanayiciler- de tedirginliğe neden oldu. GaziantepOr- ganize Şanavi Bölgesi (GOSB) Başkanı Durmuş İşse^er, sorunun çözüleceğıne inan- dığını. bundan ötürii karamsar oînıadığını beîirterek "Ancak. bu sorun çözulmezse böl- gedeki sanayi tesisleri durur, Herkes kendi çapında bundan etkilenir" dedi. Işsever. ATAŞ'taki sorunun çözüleceğine ınanmak istedifini. çiinkü göz göre göre sa- nay i tesislerinin durmasının sorumluluğunu kimsenın üstlenemeyeceğini kaydetti. Gaziantep Ticaret Ödası (GTO) Başkanı Mehmet Aslan ise ATAŞ'taki sorunun çö- ziilmemesi halinde. bölgede yaşanan eko- nomik sıkıntının had safhaya varacağını söyledi. Akaryakıt krizi ortaya çıkarsa böl- gedeki sorunlann çözülemez hale gelece- ğıni savunan Aslan. "Avncastokçuluğa\ö- nelinilirse karaborsa ortaya çıkar. Bu tiirso- runlar vaşanmadan, hükümet derhal çö- züm bulmalı"di\e konuştu. 13 BÜYÜK BANKANIN ORTAK KURULUŞU YATIRIM FİNANSMAN A.Ş. 20 yıllık Deneyim ve Tarttştlmaz Güvenilirliği ile AKMERKEZ'de hizmetinizde. Yeni Adresimiz: Nispetiye Cad. Akmerkez B.3 Blok Kat: 7-; 80600 Ulus-Etiler/İSTANBUL TEL : 0 212 282 13 40(20 Hat) 282 20 10(10 Hat) .' 282 16 00(11 Hat) 282 24 30 (20 Hat) FAKS: 0 212 282 15 50 (3 Hat) ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK 'Cumhuniyetçi' Serataye BiPikimi Cumhuriyet, "ulus devletın kurulması" sürecidir. Ulus özelliği kazanan bir topluluk; ekonomik, kül- türel, yasal ve kurumsal "bütünlüğü" siyasal birgü- ce dönüşerek devlet biçimini alır. içerdiği kavram- lann da anlattığı gibi ulus devlet "devingen"dir: bir süreç olarak ortaya çıkar ve varlığını kendini sürek- lı yenileyerek sürdürür. Burada ulus devlet kavramının yalnızca ekono- mik yönüne değiniliyor. Ekonomik ulus devlet, önce sınırları çizilmiş bir "ulusalpazar"; burada kullanılan bir "ulusalpara", kamu maliyesi düzeni ile eğitimden üretime, güm- rük tarifelerinden vergilendirmeye ve tüm bunlara ilişkin politikaların oluşturulmasında "bağımsızlık" anlamma gelir. Kapitalizmin doğumu ile ulus devletlerin oluşma- sı arasında bir "bağımlılık" ilişkisi bulunduğu bilin- mektedir. Daha doğrusu kapitalist üretim biçimi, ekonomi tarihi incelemelerinin de kanıtladığı gibi, u- lus devletin kucağında beslenır. büyür ve toplum- sal yapının tüm hücrelerını kaplar. Cumhuriyet kurulduktan sonra adım adım yerli sermaye birikiminin çerçevesının çizildiği görülür. Lozan Anlaşması ile kazanılan gümrük vergilerini saptama olanağı, ancak 1929'dan sonra uygulama- ya konulabilmiştir. Adından başka hiçbir şeyi Os- manlı olmayan Osmanlı Bankası'nın elindeki kâğıt para çıkarma yetkisi, 1930'ların başında kurulan ulusal Merkez Bankası'nm oldu. Bu köşede daha önce de vurgulandığı gibi ulusal devletin ekonomi politikası "üçlü denge" diyebileceğimiz bir anlayı- şı yansıtır. Cumhuriyetin üçlü dengelerinin birincisi devlet bütçesine ilişkındir ve bütçe gelir ve gider- lerinin eşitliği anlamma gelir. Ancak "tek başınaye- tersiz" olacağı bilinen bu eşitlik, iki denge ile ta- mamlanır. Bunlardan birincisi. "dış ödemelerde" gelir-gider dengesi, öbürü de dolaşımdaki "para miktannın" artışını, ekonominin mal ve hizmet üre- timi ile dengeli götürmektir. Cumhuriyetin bu uygulamalannın iki ek öğesi var- dır; bütüncül bir çağdaş eğitimle ülkenin insan gü- cünün niteliğini yükseltmeye özel bir önem verilme- si ve tüm bunlarm en son bilimsel ve teknolojik ve- rilere uygun yapılması. Ikinci Dünya Savaşı sonrasına dek uygulanan bu üçlü denge ilkesinin en önemli sonucu, daha son- raki yıllarda sürekli aranan ve bir türlü elde edile- meyen "ekonomikistikrar"dır. Bu uygulamada, üc- retli ve maaşlılarla küçük boy üreticileri her gün bi- raz dahayoksullaştıran "enflasyon" bilinmez, çün- kü yoktur. Ekonomi dış "borç verenlerin" istekleri- ne göre yönetilmez, çünkü borç sorunu yoktur. Ekonominin büyüme oranı da genellıkle kamu- oyunda egemen kılınan kanının tersine, o dönem- de daha sonraki yılların üzerindedir. Ancak bu "bü- yüme" özel sermaye birikiminden çok "devletçisa- nayileşme" denilen atılımın ürünüdür. Türkiye o yıl- larda çok sınırlı bir dış borçlanma ile ve enflasyona başvurmadan. kamu eliyle dokuma. kâğıt, demir- çelik gibi temel sanayilerini kurabilmiş; öbürgeri kal- mış ülkelere örnek olabilecek "özgün" bir sermaye birıkimi sürecini gerçekleştirmiştir. Devletçi sanayi- leşme, "özel sermaye eliyle sanayileşmenin altya- pısını" oluşturmuş; onu besleyip büyütmüştür. • • • Cumhuriyetin üçlü dengesi ve sanayileşme prog- ramı Ikinci Dünya Savaşı sonrasında, özellikle 1950'den bu yana, giderek büyüyen dengesizlikler- leyıkıldı. Ikinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, "ulusal ekonomi düzeni"nden, kurumlarının ve özellikle de siyasal yöneticilerinin yetersizliği nedeniyle adım adım giderek uzaklaştı. Özellikle 1980'den sonra bu "uzaklaşma" en aşırı noktalarma götürüldü. Siyasal iktidarlann "ticaret ve toprak" çıkarlarıy- la kuşatılması karşılıksız para basımıyla sağlanan açık bütçe uygulamalarıyla beslendi; dış ticaret sü- rekli açık verir bir duruma geldi. Bu gelişmelerin ya- rattığt ekonomik çalkantılar, kesintilerle de olsa, 1950'lerden sonra hep bizimledir. "Enflasyon", hal- kın "kaderi" yapıldı, ülke dış borç batağına saplan- dı ve tüm bu olumsuzluklar ağı, siyasal ve toplum- sal yıkımlan getirdi. • • • Gelinen noktada bir cumhuriyetçi sermaye biri- kimi nasıl sağlanır? Daha açığı var olan iç koşullar ve küreselleşme ortamında "ulusal ekonomi poli- tikası" olabilir mi? Bu sorunun yanıtı "çokaçık bir evettir. Çünkü küreselleşme sürecinden nasıl "daha çok payalınz" sorusunun yanıtı, "ulusalekonomiye bu amaçla çekıdüzen vererek" biçımindeolabilir. Eko- nomilerin gelişmesini aptalca bir tutumla yalnızca piyasanın işleyişine bırakarak "özelsermaye duası- na ç/kmayan" tüm ülkelerin yaptığını Türkiye de yapmak zorundadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ül- keler, aralarındaki bölgesel ticaret ve gümrük bir- likleri ortamını bu ilişkilerden "sağladıklan çıkan en çoklaştırmak" için çok büyük bir "ulusaluğraş"\ıe- riyor. Kurumsal yapılannı düzeltiyor; insan gücüne yatınmı arttırırken bunun yerli üretimle bağını ku- ruyor; ileri teknoloji altyapısını oluşturuyor ve tüm bunlann düzenlenmesini "kamu eliyle", yani dev- letçi bir tutumla yapıyor. Cumhuriyetin sermaye birikimi "birsüreç olarak" algılanır ve iç ve dış koşulfara uygun etkin politikalar üretilirse "ulusal ve küreselin ülke çıkanna evliliği" sağlanabilir. TİSK'in arastırması Sosyal giivenlik çözüm bekliyor ANK.4RA (A.4) - TİSK TfSK araştırmasında. taraftndan yaptırılan "•Gelişmiş ülkelerde ve Türkiye'de sosyal giivenlik sistemlerinin yeniden yapılandınlıuasr konıılu araştırmada. Türkiye"de sosyal giivenlik sistemlerinin finansman krizinin acil çözüm bekledigi ve sistemleri saglıklı biryapıya kav uşturacak tedbirlerin bir an önce yaşama geçirilmesi gerektiği belirtildi. Bu konuda hükümetin kararlı bir mücadele vermesi gerektiği kaydedilen gününıüzde sosyal gii\enlik kuruluşlannın devlet yardımı olmadan ayakta durmalarının olanaksız hale geldiğı bildirildi. Araştırmada. sosyal gü\enlik sıstemlerini krizc sürükleven en önemli nedenın. temel sigortacılık kurallanndan uzaklaşılarak sı^temin politik müdahalelere maruz bırakılması ve bunun sonucunda aktüaryal dengelerın bozulması olduğu vurculandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle