Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Curnhuriyet
İmtivaz Sabıibi: Berin Nadi
Genel Yay m Yönetmem Orhan Erinç 0
Genel Ya\ın Koordınatorü Hikmet
Çetinkaya • Yazıı^Ierı Mudurlerı
fbrahim Yıldız (Sorumlul, DinçTayanç
9 Haber Merkezı Muduru Hakan kara
9 Gorsel Yonetmen Fikret Eser
Dı$ Hdberler Şinasi Danışo*lu 0 Islıhbarat
Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı Şülcnt Kızanlık
9 Kultur Handan Senköken 9 Spor
Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami
Karaören 9 Düzeltme \bdullah Yazıcı
9 Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge
Edibe fiuğra 9 Yurt Haberlcrı. Mehmet Faraç
Ya\ ın K.unılıı İlhanSelçukı Başkanı.
Orhan Erinç, Okta\ Kurtböke.
Hikmet Çetinka>a. .^ükran Soner.
Ergun Baku Dinç Taıanç, İbrahim
> ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa
Bafba\. Hakan Kara.
Ankara TeniMİciM Mustafa Balba> 0 Haber Muduru Ooğan
Akın Aütürk BuKan No 125. kat 4. Bakanlıklar-AnkaraTel
419502') r hatl. Fak-. -119502^ • Izmır Temsılcısı
Serdar Kuık. H Zı>a Bl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220.
Faks 441911" 9 Adana TemMİcı<ı Çetin ^iğenoğlu.
Inonu Cd 119 S. No 1 Kat 1. Tel 3522550. Fak* 35225"O
Müdürü Erol Erkul 0
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Büient Y eoer 0 Idare
Hüsevin Gürer 0 l^letme Önder
Çelik 0 Bılgı-I^em Nail tnal 0
Bılgrsa\arSıstem Mürihet Çiler
MEDYA C: • Yonetlm Kurulı
Başkam - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman # Oencl Mudur \ ardımcısı.
Mine Akdağ Tel 514 0"" 53 -
513s>5Ml->l?S46O-6I.Faks 5118466
^ a'inlatan *e Bas-an: Yem ü u n Haber Ajansı. Basın \e Yauncılık A Ş
~ıf- ıı.ıC ıJ "ı-i i C3ı;3İ'fİLi343'4İM Pk 246 Ktanbul Td ılı 212ı ? i ; 05 05 O0 hal ı Fak:, PO212> 513
28EK.İM1996 tmsak: 4 58 Güneş-6.23 Öğle: 11.55 Ikindi: 14 45 Akşanrl7 13 Yatsı. 18.33
hiternet-cafe
Cafco' açıldı
• Istanbul Haıber Servisi -
Türkıye'nın iksncı Internet-
cafesalonu Cafco, Moda'da
Mc-Donald"s raavuzu
kars sında hızrmete gırdi.
Sıca<. soğuk içeceklerle \e
hafif y ıveceklerle çağın en
gelışıfııs ıletışian aracı olan
întemet sıstemJnın aynı
ortamda yer aldıgı Cafco
Intemet-cafe, sençler
taraf ndan büyük ılgı gördii.
CafcJ yetkıleri. teknoloji ile
bulu>niak. uluslararası bılgı
alışverışınde bulunmak \e
dünyjya açılan birpencere
olarak gönilen Internet
ağından yararlanmak
isteyenlerı bekhedıklerini
söyİediler. Cafco'culardaha
senişbilei almaık
iste>enlerın(0216)449 19
93 No'lu telefomdan
arayabilecekleriini
belırttiler.
Nükleer ıleneme
mağdurları
• AL.V1AT1 (AA) - Eski
Sovyetler Birligri'nin
nükleer deneme alanıolan
Semey polıgonu çevresinde
yaşayan ve denemelerden
en fazb zarar gören
Kazaklara. Japom bılım
adamları el uzatiyor.
Bölgede geniş kapsamlı
araştırma \e inceleme
programı > ürüte cek olan
Japon bilim adamlan.
nükleer deneme
mağdurlannın dertlenne
çözüm bulmak ıçin
uluslararası bir lcampanya
başlatacak. Prof. Makoto
Isimoto başkanlığında.
Japon>a'dakı degişik
ünıversitelerın öğretim
üyelerınden oluşan heyette
radyo-kımya, biokimya.
meteorolojı. ekoloji gıbi
çeşitlı alanlarda uzmanlar
bulunuyor.
Volksvvagenciler
Anıtkabir'de
• ANKARA (AA) -
Volksvvagen Dayanışma
Derneğı üyelen. Anıtkabtr'ı
ziyaret ettiler DenizÖzbay
başkanlığındakı dernek
üyeleri, 29 Ekim
Cumhurivet Bayramı
dolay ısıy la Atatürk'ün
kabrıne çelenk koyarak
manevi huzurundü saygı
duruşunda bulundular.
Dernek üyeleri, Türki>e
Cumhurı>eti'nın Ikinci
Cumhurbaşkanı \ e
Atatürk'ün silah arkadaşı
Ismet Inönü'nün kabnnı de
ziyaret ederek saygı
duruşunda bulundular.
Yabancı dilin
önemî
• İZMİR(AA)- Yabancı
dıl eğitımının giderek önem
kazandığı, "çağı
yakalamak" ıçin artık
ikinci, hatta üçüncü bir
yabancı dili bilmek
gerektiği belirtildi. Alman
Kültür Merkezi Eğitim
tşleri Sorumlusu Canan
Durak. Türkiye'de yabancı
dilin ihrnal edıldigini
savunarak, "Günümüz
iletişim çağı. Çağı
yakalamak için bir degil.
iki. hatta üç vabancı dıl
bilmek gerekiyor" dedı.
Devlet okullarında" eskıden
ikıncı vabancı dilin
seçılebıldığını hatırlatan
Durak. "Çocıık İngilizce
oku>orsa. bir de Aimancayı
seçi>ordu. Şimdı kredili
sistemde bir yabancı dili
şeçiyor. Tercihıni de
Ingılizceden vana koyuyor.
Almanca. artık geçerlıliğini
yıtinyor. Amacımız
Aimancayı ikinci dil
konumunda
yaygınlaşnrmak'" dedi
Kadın polisler
• ANK.\RA(AA)-
Altyapı çalışmalan
nedenıyle Başkent'in artan
trafik sorununa çözüm
bulmak ıçın polıs yeni .
önlemlere başvuruyor.
Ankara Emniyet
Müdürlüğü Trafik
Denetleme Şube Müdürü
İlhan Aytekın. bundan
böyle trafik kazalarında.
tespit tutanaklannı
düzenleyen bılirkişiliğe
kadın polislerin bakacağını
bildirdi. Bilırkışı
ekiplerinin tamamının
kadın polislerden
oluşturulduğunu belirten
Aytekin. artık
kazazedelerın, kusur
oranlarını olay yerinde
anında öğrenebileceğini
söyledı. Olçme ve
değerlendirnıelerine göre
"kadınlann daha adil"
davrandığını belirten
Aytekin, alkollü araç
kullananları tespit eden
alkolmetrelenn de kadın
polisler tarafından
kullanılacağını kaydetti.
Sosyete antikacısı Filiz Kansu 2 çocuk annesi
4
Çapkın değflim'
SERPİLGLNDIZ
FİIİZ K3nSU: Her yaşanan geçici. Yaşadığımız günde
bizden önceki insanlann yaşamına tanıklık eden eşyalar
\ar. Baktığım zaman bir eski eşyaya, bu koltukta kimler
oturdu, neler hissetti, acılan ve sevinçlerini düşünürüm.
Her şeyin sahicisini severim. Plastik insanlardan da plastik
duygulardan da fabrikasyon objelerden de nefret ederim.
amDonjuanlar'listesınde bırıncı sı-
radayeralmışsınız ..
- "Bir donjuanda romantizm, duj-
gulara değer \erme \e anlayabilnıe.
jest yapabilme gibi özellikler sıralan-
ınış. Bunlar donjuanlıkla eşdeğerse
kabul ediyorum."
- Bir başka dergınin değerlendır-
mesınde 250 erkeğe sormu^lar. Tür-
kıye'nin en tehlıkeh kadınları kimler
dive. 7. olmu^unuz...
Medy atık olmasa bız onu merak bi-
le etmeyecektik.
Kımi dergi \e gazetelerde "Türki-
ye'tıin en tehlikeli kadını" ya da "Bi-
zirn Donjuanlar" lıstelerıne gırıyor.
Sosyetecapkim.nobetcizampara.es-
ki eylemcı \e solcu... Pekı solcunun
eskisiyenisiolurmu' "Olmaz"diyor
Fılız Kansu: •*Ben hâlâsolcuyum." Ya-
şam felsefesi ucu nereye vanrsa \ar-
sın her şeyi söylemek. Ateist. Alevi-
leri se\iyor. Âçlan destekleyen bir
"tok." Sosyete antikacısı aynı zaman-
da. Bu etıketın onu onurlandırmadı-
3ını. aksıne küçülttüğünü anlatıyor
Izınsız ve belgesiz koleksiyon yap-
maktan. "Arkeolojik Eserieri Koru-
ma Yasası"na muhalefetten yargıla-
nıyor. Yasadışı yollardan antika par-
ça bıriktırdığini kabul ediyor. Ancak
satışını yapmadığını söylüyor. 36 ya-
şında. Bu arada en büyügü 17 yaşın-
da iki çocuk doğurmuş Bütün bunla-
ra bir de Zonguldakspor'a yönetıcı
adaylığı eklendı.
Füiz Kansu'yla Horhor'dakı anti-
kacı dükkânında konuşuyoruz. Önce
"çapkınlık..."
- Birgazetearaştırmasına göre
u
Bi-
'Kafam çalışıvor'
- "Bunu kabul edhorum, çünkü ka-
fası çalışmayan tehlikeli kadın yoktur.
Sosyolog Emre Aköz söylüyor bunu.
Kafamın çalıştiğını düşünüyorum. Sı-
radan bir insanım ama. Sıradanlığın
erdemlerini fark edebilmiş bir insa-
nım. Sıradışı olarak da tanımlıvorlar.
Ama böyle bir mücadelem de yok."
- Çapkın mısınız yanı erkek tavlar
mısınız?
- •'Çapkınlığı kabul etmiyorum. Er-
kek \e kadın karşıt de«iL bütündür. Ka-
dınlara kızıyonım. Kadın duyguları-
na sahibim, ama maskülen bir yapını
>ar. Ben görünen dış yü/ün altındaki
görünmeyenleilgilenhorum. HM; kim-
se\i göziime kestirmedim. Havran ol-
duğum insanlarvar. Birkac marka in-
Çapkınlığı kabul etmediğini söyleyen FUiz Kansu, "Hiç kimseyi gözüme kes-
tirmedim. Havran olduğum insanlar \ar. Birkaç marka insanla adınıın anıl-
ması beni donjuan sınıfına sokmuş olabilir" di\or. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
V A P I R K A C I R M A O L A Y I
'Solculuğum bitmedi'
Haklcında çıkan her yazıda "solcu"
ifadcsi yeralıyor. "Eskieylemci"
kelımesı doğru. ama "eski solcu"
kelimesı yanlış.
Peki eski eylemci kelimesinın
doğruluğu nereden kaynaklanıyor?
"Bizûn bir döncnı aktif eylemlerimiz
vardı. Ama artık eski
arkadaşlarımız yok. Bu demek
değildir ki sol bitti. İnsanlar yine
mücadelelerini sürdürüyorlar."
İnsan koşullannın ürünü. Kansu da
koşullanna göre yaşamak zorunda:
"Solculuk. sosyalizm temelde bir
felsefedir. Bu felsefeyi ö/ümsenıiş,
benimsemiş insanlann gerçek
sosyalistler olduğuna inanıyorum.
Benimsenmiş bir felsefe, insanın
hayat mozaiğini oluşturur. Toplum
içinde değişik katmanlarda adımız
geçti."
Kansunun eskı eylemciliği. 1979
yılındaki bir vapur kaçırma
olayından geliyor.
O gün evinden çıktığında
arkadaşlanyla bırlikte. "Bugün
canımız sıkılıyor, bir vapur
kaçıralım" dememişler elbette.
"Koşuliar buna mecbur etmiş."
Daktilo kursu çıkışında öldürülen
arkadaşlannın cenazelerinı teslim
almak ıçın morga doğru yürümüşler.
Polisin bildık tutumuyla karşılaşınca
geri dönüp kaçmak zorunda
kalmışlar.
Anlatıyor Kansu:
"200-300 kişiydik Karaköj vapur
iskelesinde hareket ermek üzere olan
Suadiye isimli yolcu vapuruna
atlanıak zorunda kaldık. Rotasını
dcğiştirmek yoluy la bir gemi
korsanuğı olay ını gerçekleştirdik.
Bunun gibi birkaç eylem yü/ünden
adım ej lemcije çıktı."
sanla adınıın anılması beni donjuan
sınıfına sokmuş olabilir."
- Peki nereden çıktı bu Zonguldak
spor?(Venlenyanıtsosyeteyemensup
bir hanımın \ ereceği y anıt türünden ol-
dukça farklı "SosyaJ içerikJL.")
Birincı nedenını aniatıyor:
"Zonguldaklı değilim. Tuttuğum ta-
kım da Fenerbahçe. Zonguldak'la be-
nim ilgilenme nedenim çokfarklı. Zon-
guldak kenti bütün geürini kömürden
sağlar. Zamansız ve bilinçsiz yapılan
özelleştirme çalışmalan nedeniy le ne-
redeyse tüm gelirini kömürden sağla-
yan bu kent ülke genelinden hı/la dii-
şüriildü.Zonguldaksporda Maden-İş
sendikacılannın y önetinıine kaklı. Zon-
guldakspor I. ligdeyken 2. lige düşü-
rüldü. Şu anda 1. lige çıknıa mücade-
lesi verivw. Başkan Şemsı Denızer bir-
kaç cephede birden savaş \ermek zo-
runda kaldı. Yörulmuş olmalı ki geç-
tiğimiz günlerde isrifa edeceğini açık-
ladı. Bir grup arkadaşımız yönetime
aday lık koydular. Aday yönetim kad-
rosu tarafindan basın sözcülüğünü tek-
lifettiler."Kansu'nun ikıncı nedeni bir
kentin erıy ıp yok olmasına göz yum-
mayan tabakadan oldugunu göster-
mek. Burada solcu birpolıtikacı gıbı
yanıtveriyor: "Zonguldakkenriîşçivc
emekçi kentidir.Türkiye'nûı heryerin-
den insanlar gelip ekmek mücadelesi
yapar burada. İşci >e emekçilerle da-
yanışma içinde olmak için bu gö'revi ka-
bul ettim. Şenısi Bey 'le siyasi görüşle-
riıtıiz paralel olduğu için bir uzlaşma
sağlanabileceğini düşündük Bazı özel
nedenlerden dolay ı ben bu göre\den is-
tifa ettim. Önümü/deki kongrede di-
rekt yönetime adaylığımızı koymak is-
tiyoruz." Kansu"nun Zonguldakspor
aday yönetim kadrosu tarafından ge-
tırılen öneny ı kabul etme nedenlerın-
den birisı polıtıkaya atılmak \e aktıf
siyaset yapmak.
"Sosvete sayılmanr
- Nasıl sosyete antikacısı oldunuz?
Sosyetenın içinde mısinız sız'.'
"- Sosyete nedir önce onu tanımla-
ıııak lazım. Atfedilen şekilde high so-
ciery insan değilim. Bu eriketten gurur
duy acak insanlar vardır. Bu beni onıır-
landırmadığı gibi kücülriıyor. Banagö-
re benim de içine sokuldugum sınıfın
hanımlan araba markalanndan par-
fünı markalanndan, eibise \e saat mar-
kalanndan başka meraklan olmayan,
Nkender kim diyesorsanız kebabçı di-
yen kültür dü/eyine sahip. Erkekleri
krokodil cü/dan olarak gören birsınıf.
Ben bu sınıfın insanı değilim. Anrika-
cılık yaptığım için sosyete antikacısı
olarak tanımlandım. Bir nıcnıur \eya
işçi zaten bu tür eşyaları alabilme ola-
nağına sahip değil. Kendim sosyete
mensubu insan değilim. Sosyeteden de
insanlar tanıyorum. Sosyetede değer-
li insanlar \ ardır. ama ben onlarla pek
toslaîmadım."
Antikacılıgının meslek halınedönüş-
mesi 3-4 yıllık bir hadise. Yaşanmış-
lıklaronu çok ilgılendiriyor:
"İnsan önırü beili bir limitle sınırlı.
Her yaşanan geçkL Yaşadığımız günde
bizdenönceki insanlann yaşamına ta-
nıklık eden eşyalar var. Baktığım za-
man bir eski eşyaya, bu koltukta kim-
ler oturdu, neler hissetti. Acılan ve se-
vinçlerini düşünürüm. Herşeyin sahi-
cisini severim. Plastik insanlardan plas-
tik duygulardan da fabrikasyon obje-
lerden de nefret ederim."
Alevılenn yaşam felsefesinden ol-
dukça etkilenmiş. San Franseskanla-
nn görüşlerine benzetıyor. "Verdikçe
al,anlaşılmaktansa anla, se> ilmekten-
se sev."
Medyatik olmak bir zamanlar onu
rahatsız etmiş ama: "Sesinizi duyur-
manız açısından yararlan var. Doğru
kimliğinizin açıklanmasına da yardım
ediyor. İ zücü yönleri çok oldu. Beni ta-
nıyan insanlar zaten kabullenmişler-
dir beni. Onlann yargılan benim için
değerli "Sosyete çapkını. nöbetçi zam-
para. eski solcu, eski eylemci' dediter.
Ben ne olduğumu biliyorum. Benim
değer verdiğim insanlar da bunu
bilivor."
4 yıldır uygulanıyor
6
Boy ıızatma
değil'
e-posta : tan (a vol. com. tr
mucıze
İstanbul Haber Servisi -
Bazı günlük gazetelerde,
'mucize' olarak nitelendinlen
boy uzarmaameliyatının ül-
kemizdeyıllardır yapılan ru-
tin biroperasyon oldueu be-
lirtildi. Ortopedi uzmanı Dr.
Şükrü Güner. "Böy lebir ope-
rasyonun sanki ilk kezyapı-
lıyor gibi yayımlanması beni
şaşırttı" derken amelıyatı
gerçekleştiren dortorlardan
AkifÖzkeçeci de Turkiy e"de
1992"den bu yanayöntemın
kullanıldığını söyledi.
Hasan \ e Çiğdem Çaman-
lı adlı iki kardeşın boyları
SSK Gaziantep Bölge Has-
tanesi'nde 7.5 santim uzatıl-
dı. Bazı günlük gazetelerde
•İlizarov yöntemi'yle yapı-
lan operasyon. 'mucize* ola-
rak nitelendırildi. Güner. bu
operasyonun yıllardan beri
Türkiye'de uygulandığını
Mjrgulayarak. "Sanki ilkde-
fa uygulanıyor gibi yayım-
lanması beni şaşırttı. Oysa
kolaylıkla uy gulanabilen bir
ameliy at SKK hastanelerin-
de de çok kolay yapılabilir.
Zaten Prof. Dr. Mehmet Çak-
mak bu ameliy afı İstanbui
Tıp Fakültesi'nde rurin ola-
rak yapıyor" diye konuştu.
Çamanlı kardeşlenn ame-
liyatını gerçekleştiren doktor-
lardan ortopedi ve travma-
tolojı uzmanı AkifÖzkeçe-
ci. 'İlizarov yöntemi'nin
1992"den bu yana ülkemiz-
de uygulandığını. ancak ıkı
bacağın birden amelıyat edil-
mesini daha önce rastlama-
dığını söyledi.
Dr. Özkeçeci. Sovyet Rus-
ya'da Prof. tlizarov tarafından
gelıştirilen yöntemin ilk ama-
cının kol ve bacak uzatmak
olmadığını belırtti. Özkeçeci.
yöntemin ilk uygulama ama-
cınm kınkJarda kemığin kay-
namasını sağlamak oldugu-
nu söyledi.
Sınırlam
zorlayan
spor: Triatlon
Alanva'da yanşan triatletlt
rin en büyük amacı yüzme.
bisiklet ve koşmadan oluşan
etkinligi bitirmekti. Manya
Triatlonuna katılan 250 spor-
cudan biri de Annaleah r nv-
merson'du alttaki fotoğraf. Nanşmacılann ayaklarına ta-
kılan etektronik aygıtlaıia saptanan toplam zamanı ise 2
saat 10 dakika 54 saniye. Bir İngiliz triatleri olan 28 ya-
şındaki Annaleah Emmerson İspanya'dayaşıyorveya-
şamını bu tip yartsmalara katılarak kazanıyor.
MEHMET SLCLl
Av rupa Tnatlon Kupası'nın
son ayağı Alanva'da yapıldı.
6 Uluslararası Alanyafriat-
lonu'na 250 sporcu katıldı.
Üç aşamadan oluşan triat-
lonu bu 250 atletten 222"si
tamamladı. Toplam 40 bin
mark ödüllü Alanya Tnatlo-
nu'na 70 Türk triatletın yanı-
sira, Almanva. Hollanda, Bel-
çika, Fransa. Noneç, Dani-
marka, Fınlandıya, L'krayna.
Rusya. Avu>rurya, îngıltere,
Malta. Israil. Lüksemburg.
Lıtvanya, A.B.D.. Macarıs-
tan, Çekoslovakya. Ispanya,
Isviçre. Bulgaristan ve Be-
yaz Rusy a"dan gelen sporcu-
lar da katıldı.
Aianya Kaiesi'ndeki ter-
saneden verilen 1.5 kilomet-
relik yüzme yanştnın startı
ile başlayan yarışmaya katı-
lan triatletler. sudan çıkarçık-
maz tamamen trafiğe kapalı
alanda 40 kılometre bısıkle-
te bindi. Yanşmacılar bunun
hemen peşinden bisikletleri-
ni bırakıp 20 kilometre koş-
tuktan sonra bitiş çızgisine
ulaşabildiler.
Yanşmanın yapısından da
anlaşılacagı gıbi triatlon in-
san bedeninın sınırlannı zor-
layan bir spor. Her yanşma-
da sporcuların değişik kas
grupları, degişık rıtmlerde
çalışıyor, bırbın ardına süren
yüzme, bisiklet ve koşu ne-
redeyse her kas grubuna bir
öncekınm tersı hareketi yap-
tırıyor. Bu nedenle de iyi ha-
zırlanılmazsa kramplar ve
spazmlar yarışmacıların pe-
şini bırakmıyor.
Neredeyse bır sene süren
bir hazırlık döneminın ardın-
dan yapılabilen rriarlonun bı-
rinci koşulu kışının bedeni
ile barışık olması. Bedenın
ve ıradenın sınırlannı zorla-
yan triatlona katılan atletle-
rın neredeyse tamamına ya-
kınının amacı sadece bitire-
bılmek ve kendı bedeni ile
y anşabı lmek. Çünkü bu spo-
run yaşı yok. Alanya triatlo-
nuna katılan sporcuların ara-
sında 50 yaşm üzerınde çok
sporcu v ardı v e masterler de-
nilen bu gruptaki triatletin
tamamı yanşmayı bıtırdi.
Türk başkan
tribünden izledi
Alanva'da yapıian olimpik
tnatlon bu ilçedeki turizmci-
lerın büyük özverısi ile ger-
çekleştırılıvor Tnatlon sıra-
sında Antalya-Mersın karayo-
lunun Alanya kesımi yarışma
bıtene dek trafige kapalı tu-
tuluyor. Yinetriatlonunyapıl-
dıgı gün ilçedeki okullar ta-
til ediliyor ve öğrenciler gö-
revli olarak organizasyonda
çalışıyor.
Uluslararası Triatlon Bir-
liği Başkanı Didıer Lehe-
naff'ın da organızasyon ko-
mitesi ile birlikte çalıştığı ve
kımi zaman atletlerin numa-
ralarını düzeltıp barıyerleri
yerleştirdıgi yanşmayı tri-
bünden izleyenler arasında
Türkıye Bisiklet ve Tnatlon
Federasyonu Başkanı Yalçın
Aslan da vardı.
Sayılarla triatlon
150 bin mark
harcandı
Organızasyon sırasında.
3.000 kagıt bardak. 100 ko-
li su, 150 kiloportakal.
1.300 tışört, 250 madalya,
1.500 balon rüketıldi.
150 bin mark harcanan
Alanya Tnatlonu'nda 150
ögrenci, 100 belediye gö-
revlısi, 150 emniyet görev-
lısı \e 150 gönüllü çalıştı.
Yabancı katılımcıların 85
mark ödediğı yanşmaya
Türk atletler gırebilmek
ıçın 2.5 mılyon lira ödedi
ve tnatlonu 40"ı yabancı 60
cıvannda gazeteci ve
televızvoncu izledi.
6. Uluslararası Triatlon Yarışması Sonuçları
Bavanlar
1. Nancy Kemp Arendt
2. Mieke Suys
3. Jasmine Hammerle
Erkekler
1. Dennis Looze
2.Vladımır Polykarpenko
3.Rob Barel
Lüksemburc
Belçıka
Avusturya
Hollanda
Ukrayna
Hollanda
2.06.20
2.06.42
2.08.03
1.52.72
1.53.20
1.53.37
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
O Mel'ûn 'İkilik'!,
Müdafaa-i Hukuk'un inkılâpçı heyecanı. Ja-
cobin cumhuriyetçilik rüzgârlarının, olanca hı-
zıyla estiği, 1920li yıllar. izmir'dekı İktisat Kong-
resi'nin sona erişinden, -yâni Sâ'y misâk-ı MilFî-
si'nden- sadece dört gün sonra, Maarif Vekili Is-
mâil Safa bey, bılâhere 'Misâk-ı Maarif diye va-
sıflandırılacak bir tâmim (genelge) yayınlıyor.
Bu tâmime göre, 'cumhuriyet maarifi, tedrisat-
ta şu maksadlan güdecektir':
"1/ Ulusal duygular güçlendirilmeli, değişik
görüşlere ancak ulusal varlığa zarar verme-
meleri koşuluyla saygılı davranılmalı. 2/ Yeni ku-
şaklar, çalışma ve üretici olma düşünceleriyle
yetiştirilmeli. Ülkenin kalkınması ancak böyle
sağlanabilir. 3/ Uygar dünyada, uygar ve in-
sancıl (humanist) ülküler taşımak gerek/idir..."
İsmâil Safa bey, tâmiminde iki de müthiş söz
etmiştir ki, birisi aynen şudur: "...Geleneği uzak
geçmişte değil, yannın gelişmelerinde arama-
lıdır"; ikincisiyse Condorcet'den biralıntı: "...ba-
na hakkımı verin! Fakat ondan nasıl yararlana-
cağımı bilmiyorum. Ben halkım!" (Türk Devrim
Tarihi, 3. Kitap/1. bölüm, s. 67. Ş. Turan, Bilgi Ya-
yınevi, 1995)
İkitürlü insan...
Gâzi Mustafa Kemal, Meclis'i açış konuşma-
sında. hassas noktanın üstüne dikkatle bas-
mıştır:
"...milletin ârâ-yı umûmiyesrnde tesbrt olunan,
terbiye ve tedrisâtn tevhidi umdesinin, bilâ-ifa-
te-i an tatbiki lüzumunu müşahade ediyoruz."
(1 Mart1924)
Ertesi gün Halk Fırkası Grubunda, aralannda şu
imzaların dabulunduğu 57 meb'us, ünlü Tevhid-
i Tedrisât (Öğretimin Birliği) Kanunu lâyıhasını
vereceklerdir: Vâsıf Çınar, Celâl Nuri, Cevat Ab-
bas, Kılıç Ali, Rûşen Eşref, Yahya Gâlip, Refik
Koraltan, Yûnus Nâdi, Şükrü Kaya, Ağaoğlu
Ahmet, Recep Peker ve Hâcim Muhittin bey-
ler!
Kanunun gerekçesinde, bugün bile hepimizin, en
çok da 'siyâset esnafı'mn, ibretle okuması gere-
ken şu satırlar da yer almıştır:
"...1839 Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu'ndan son-
ra başlayan Tanzimat döneminde, sona eren Os-
manh saltanatı, öğretimin birieştirilmesine baş-
lamak istemişse de bunda muvaffak olamamış
ve aksine bu hususta bir 'ikilik' bile meydana
gelmiştir. Bu 'ikilik' eğitim ve öğretim birliği
bakımından birçok zaraıiı sonuçlar doğurdu.
Bir milletin fertleri bir eğitim görebilir, iki türlü
eğitim bir memlekette iki türlü insan yetiştirir,
bu ise duygu ve düşünce birliğine ve dayanış-
ma amaçlanna tamamtyle aykındır..." (Aynı eser,
s. 69).
TBMM'nin 3 Mart 1340(1934)da kabul ettiği
Tevhid-i Tedrisât Kanunu, böylece ülkenin öğre-
tim ve eğitimini bütünüyle Cumhuriyet Maarifi'ne
emanet ediyordu. 4. Maddesı, tlahiyat Fakültesi
ve imamlık/hatiplik konusunu, çok açık bir şekil-
de çözmüştü. Madde aynen şöyledir:
"...Maarif Vekâleti, yüksek diniyât mütehas-
sısları yetiştirmek üzere Darürfünûn'da bir ila-
hiyat fakültesi tesis ve imâmet ve hitabet gibi
hidemât-ı diniye ifâsı vazifesiyle mükellef me-
murların yetişmesi için de ayrı mektepler kü-
şat edecektir..."
Halen yürürlükte olması gereken bu kanunun, bu
maddesi ortada dururken imam/hatip okullarının
'liseleştirilmesine', kimlerin, nasıl ve neden karar
verdiği araştırılmamalı rrııdır?
Amaçları neydı? Yoksa, 'gerekçede' altı çizilen
'ikiliği' yeniden hortlatmak mı?
Kültür kaleleri ni tahrıp...
Meraklısı bilmez mi? Lausanne Konferan-
sı'ndaki en çetin müzakereler, Osmanlı top-
rağınayayılmış 'misyoner' kurumlan konusunda ol-
muştur. Adı 'hayır kurumu' diye geçen 'din, öğre-
tim, sağlık ve yardım kuruluşları', gerçekte, 'kül-
tür ikiliğini' hem yaratan hem de keskinleştiren
'oda/c/ar'dı.
Emperyalist 'Sistem'in, hemen bütün yeryüzün-
de uyguladığı kültür emperyalizmi, halkından ko-
puk, 'Sistem'e kafasından 'bağımlı' bir aydın tü-
rü oluşturmakta: bunlardan geleceğin 'dönekleri'
ve 'işbirlikçileri' çıkmaktaydı. Mütâreke yılların-
da, bunun türlü türkü örneklerini görmüş olan Cum-
huriyet Yönetimi, Lausanne'da. 'ecA7eb/'diliyleöğ-
retim yapan bu okulların çoğunluğunu kapatma im-
kânını sağlamış, kalan birkaçının faaliyetini de de-
netim altına almıştı.
Tevhid-i Tedrisât Kanunu, 'yükselen yeni nes-
lin' gerçekten inkılâpçı, lâik ve demokrat, kısaca-
sı ulusal ve çağdaş bir aydın nesli olabilmesi için,
'mevzuat zeminini' böylece hazırlamış oluyordu. O
halde, II. Dünya Savaşı sonrasında, cumhuri-
yetin 'kültür kaleleri' liseleri 'misyoner okulla-
rı' gibi ecnebi bir dille öğretime geçirerek, ipi
kendi elleriyle boğazına geçirenlere ne diyece-
ğiz? Bu yetmezmış gıbi, üstelık aynı hastalığı, yük-
sek öğretim kurumlarımıza da bulaştıranlara?
Amaçları neydı? Yoksa 'gerekçede' altı çizilen o
mel'ûn 'ikiliği' yeniden hortlatmak mı?
Bu dâva, 'Yüce Dıvanlık' bır dâvadır.
http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html