25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 1996 PAZARTESİ HABERLER Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, sol partilerin sendikalar ve demokratik kitle örgütleriyle kopan bağlannı yeniden kurmalan gerektiğini söyledi Sol güventazelemelf•CHP'nin sivil toplum örgütleriyle henüz arzulanan. istenen ölçüde bu bağlan kuramadığını anlatan Selami Öztürk, "Sol parti için sivil toplum örgütleri çok daha da önemli. Çünkü solun hayat damarları bunlar" dedi. BARJŞ DOSTER Kadıköy Belediye Başkanı Avukat Se- lami Öztürk, solun hayat damarlarının sıv il toplum örgütleri ve sendikalar oldu- ğunu belirterek, "Sol partiler, 12 Ey- lüJ'den sonra demokratik kitle örgütleriy- le kopan bağlannı yeniden kuramazlar- sa, solda biriik amacına ulaşamaz ve u- mutveremez" dedi. Soldaki tartışmalan ve mevcut politik ortamı gazetemize değerlendiren, Kadı- köy'ün CHP'Ii belediye başkanı Öztürk, bir yurttaş ve bir siyasetçi olarak siyası ortarnın güven verici olmadığını söyle- di Öztürk, siyasate. sıyasetçiye. parla- mentoya \e harta demokrasiye karşı bir güvensizliğın söz konusu olduğu görü- şünü sav undu. Öztürk şöyle devam ettı: "12 Eylül'de kurumların kapatilma- sıyla oluşan bu güvensizlik ortamını ön- celikle siyaset adamlannın gidermesi ge- rekiyor. Bununla birliktedemokratik kit- le örgütleri>le yeniden ilctişim kurmak lazım. Ancak. o zaınan demokrasinin ha- yat damarlan yeniden açılabilir, toplurn- la sağlıklı bağlar kurulabilir. siyaset \e si- yasetçi gmen razeleyebilir" Partisi CHP'nin de siv il toplum örgüt- leriyle henüz arzulanan. istenen ölçüde bu bagları kuramadığını anlatan Selami Öztürk. şöyle konuştu: "Biz sol bir parti olarak, sendikalar \e shil toplum örgütleriyle gerekli bağı he- nüz kuramadık. Bu bağlar sol parti için daha da önemli. Çünkü solun hayat damarları bunlar. Ama, kendinıi/in ne olduğunu dahi an- latma fırsatı bufamadık. Bu yönde birça- bamız da olmadı. Bu konuda biraz tem- beliz galiba. Eğer ilk adını bizden gelirse, shil top- lum örgütleri ve sendikalar birlikte çalış- maya hazırlar. Aynca, ne jazık ki, onlar da eskisi kadar güçlü değÛler. Örneğin,80 öncesinin DİSK'i her alan- da ağırlığı olan, ses getiren bir kurumdu, DİSK bu gücüne henüz ulaşamadı." Böv lesi bir iletişım sağlanmadan. M5İ- da birliğin sağlıklı bir şekilde gerçekle- şemeyeceğine ve bir işe yaramayacağı- na dikkat çeken Başkan Öztürk. birliği- nı önemını şövle değerlendi: "Bu sağlandığı zaman solda biriik ken- diliğinden gerçekleşir. Aksi takdirde sol partiler bir araj a gelseler bile oy ların ra- kanısal olarak artacağına inanmıyorum. Bunlar yapılmadığı sürece biriik anlam taşımaz ve umut vermez. Biz SHP-CHP birleşmesinde bunu yaşadık. Önce insana umut \ermek lazım. Dış politikada, iç politikada hangi mesajı ve- riyoruz? İşçilerimize. iş adamlarımıza hangi mesajı \eri\oruz? Bunu düşünme- lijiz. Kitlelere mesaj \eremedigimiz, on- ları anlamadığımız sürece, onların bizi anlamasını beklemek yanlış olur." Öztürk. Refah Partili büvükşehir be- lediyesi ile de sorunlarına değinerek. şunları söyledi: "Büyiikşehir belediyesi ile siyasi konu- larda anlaşamadığunız kesin. Ama ben yöneticiyim. İstenirse iletişim kanalları açık. Kadıköy 'ün 59 ana arterini onlann bakjp onarması gerekirken. tek bir cad- dey e dahi ellerini sürmüyorlar. Bu işi alt- yapısıyla birlikte biz yapıyoruz ve bunla- rın hepsi çok büyük yatınmlar. Bunlar Kadıköy Belediyesi'nin büyiik- şehir adına yaptığı harcamalar. Oy sa Ka- dıköy lüler adına büyükşehir beledivesi- ne Hazine'den kesilen ve gelen para var. Bize danışılmadan yapılan iki üst geçit var ki. bunlar daon yıl sonra işeyaramaz hale gelebilir. Hizmete karşı değiliz ama bu planlı ve programlı yapılmalj." Demirel Erzincan'da Deprem yaraları sarıhyor Haber Merkezi - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, " Erzincan Projesi"nin tamamlandığını belirterek "Bu proje, ulusal ve uluslararası yardımlaşmanın çok giizel bir misalidir" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 4.5 yıl önce yaşanan depremde büyük zarargören Erzincan'ın yeniden imarına dönük proje kapsamında tamamlanan çeşıtli yatınmlann açılışını yapmak üzere dün Erzincan'daydı. Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Demirel ve beraberindeki Sağlık Bakanı Vüdınm Aktuna. Bayındırlık ve tskân Bakanı Cevat Ayhan'a brifing verdi. Brifingden sonra bir değerlendirme yapan Cumburbaşkanı Demirel, 4.5 yıldır projenin başında bulunan Vali Yazıcıoğlu'na teşekkür ederek şöyle konuştu: "13 Mart 1992 günü akşam saat 19.00 sulannda halk teravüi namazında iken deprem Erzincan'ı sarstı. Ertesi günden itibaren, bu geldiğimle birlikte 8 kez bu şehre geldim ve çalışmaları yakınen takip ettim. İlk gcldiğimde halka bir sözümüz vardı.'Türk devleti güçlüdür. yıkılanı en kısa sürede yaparız' demiştim. Bu sözümün takipçisi oldurn. Şimdi. şu anda, Erzincan Projesi'ni tamamlamış ve sözümüzü yerine getirmiş bulunuyoruz." Cumhurbaşkanı Demirel daha sonra Erzincan Projesi kapsamında yapımı tamalalanan belediye hizmet binası. Devlet Hastanesi. Milli Piyango Anadolu Lisesi. Milliyet Öğretmen Lisesi. Hürnyet Anadolu Otelcilik Meslek Lisesi ile Sabahat Hanım Lisesi'nin açılışlannı yaptı. Cumhurbaşkanı Demirel. açılışlardaki konuşmalannda. Erzincan'ın yeniden imar ve inşaatının devletin gücünü, şefkatini. etkinliğini ortava koyduğunu belirttı. Tören alanındaki bir pankartta yazılı ifadeler üzerine. Cumhurbaşkanı Demirel.Hacı Bektaşı Veli'nin Türkiye'nin ululanndan, "Incinsen de incitme" sözünün sahibi bir sevgi insanı olduğunu vurguladı. Demirel."Gelin birbirimizi sevelim, birbirimize sarılaüni. Hem de bu ülkenin çocuklarına daha iyi bir Türkiye bırakaum. Bu iş için gayret sarf edelim... Size bunJan söylemeye geldim" dıye konuştu. Anahtar dağıtacak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. bugün Dinar'a giderek depremzedelere verdiği "anahtar" sözünü yerine getirecek. Demirel. 1 Ekim 1995tarihinde meydana gelen 6.1 şiddetindeki depremle ev ve işyerîeri yıkılan Dinarlılara bugün anahtarlannı dağıtacak. Gebze ADD'ye şeriatçı saldın Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Gebze şubesine bombalı saldırı düzenleyenler, dernek sekreterini bağlayıp duvarlara "Ya şeriat ya ölüm, İBDA-C" sloganını yazdılar. İstanbul Haber Smisi - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Gebze Şubesı'ne dün bombalı bir saldın yapıldı. Büyük maddi hasann meydana geldiğı saldınyı gerçekleştırenler. dernek duvarlanna "Ya şeriat ya ölüm, İBDA-C" diye vazdılar. Atatürk Caddesi'ndeki ADD Gebze ŞubeM'ne sabah saatlerınde gelen üçü maskeli. biri maskesiz 4 kişi, dernekte sekreter olarak çalışan 17 yaşındaki Ş.B.'yi ellerini ve ağzını bağlayarak tuvalete kılıtlediler. Ardından dernek ofisinın salonuna 3 adet yangın bombası bırakarak >aya olarak kaçtılar. Yangın bombalanndan biri patlarken diğer ikisi, olay yerine gelen polis tarafından etkisiz halegetirildi. Saldırganlann tuvalete kilitlediği derneğin sekreteri Ş.B.. ADD'ye tesadüfen gelen 16 yaşındaki S.T tarafından kurtarıldı. S.T, Ş.B'yi kurtardıktan hemen sonra olayı, ADD Gebze §ube Başkanı Şendoğan Tezyüksel'e bildirdi. Tezyüksel de daha sonra llçe Emniyet Müdürlüğü'nü arayarak yardım istedi. Eylemi yapan maskeli saldırganlar. derneğin salonundaki dmara "Ya şeriat ya ölüm, İBDA-C - AŞİK" diye Partisinin İstanbul il örgütünün olağan kongresinde konuşan İşçi Partisi lideri Perinçek, "Halk, Mustafa Kemal'e. Kurtuluş Savaşı'na ve Cumhuriyet'e sahjp çıkıyor" dedi. Perinçek, mev cut sistemin sürmesi halinde Türkiye'nin bav rağı ve devleti olmayan bir sömürge haline geleceğini öne sürdü. (Fotograf: BARIŞ DOSTER) Perinçek, Yeni Dünya Düzeni'ni Akdeniz'e dökeceklerini söyledi 'Türkiye, 2020 yılında sömürge olacak' İstanbulHaberServisi-İşçi Par- tisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, mevcut sistemin sürmesi halinde 2020 yılında Türkiye'nin bayrağı ve devleti olmayan bir sömürge olacağını söyledi. Pennçek. "Türkiye,yüzyılın ba- şında Mustafa K.emal'in önderli- ğinde emperyalizme karşı. de\rim- ci bir atılını yaptı. Bugün gelinen noktada yine empenalist tehditle karşı karşnayız. Işçi Partisi, tari- hin saatinin geldiği bu anda tarihi bü-göre\ üstleniyor"dedı. İP istan- bul İl Başkanı Turan Özlü de işçi sınıfının en büyük silahının üre- timden gelen gücü olduğunu kay- detti ve "Emekçiler emekleriyle birlikte. vatanlarına ve bağımsız- lıklanna da sahip çıkacaklardır" şeklinde konuştu. İşçi Partisi İstanbul İl Örgü- tü'nün 4. Olağan Kongresi. Meci- diyeköy Kültür Merkezi'ndevapıl- dı. Kongrede konuşan Pennçek. Ikinci Cumhurivetin Amerikan güdümlü bir kontrgerilia cumhuri- veti olduğunu savunarak şunları söyledi: " Ya PTT'nin Tsi. SSK. tanm çö- kecek ya da hep birlikte emekçi cumhuriyetini kuracağız. Bugün savunduğumu/ mev/iler. düşma- nın saldırdığı mevzilerdir. Başarı- mız Türk'ü, Kürt'ü. Alevi>i. Sün- niyi birieştirmekten geçi>or. l lusal sorunun çözümü. emperyalizme karşı mücadeleden geçer. l lusal so- run, emperyalizmden kurtulmaso- runudur." Perinçek. şerıatın 1980lerde devletdesteâıvle ve Amerikan «ü- dümünde büyük bir atak yaptığını sav unarak Yeşil Kuşak v e Ilımlı İs- lam teorilerine dikkat çektı. Perin- çek. "Türkiye'de halk Mustafa Ke- mal'e, Kurtuluş Savaşı \e Cumhu- riyet'in kazanımlarma sahip çıkı- yor. Fakat Atatürk'lerin, İsnıet Pa- şa'lann yönettiği Türkiye'den tari- kat-mafya koalisyonlannın yönet- tiği Türkiye'yegelindi" dedi. Kong- rede konuşan ıl başkanı Turan Öz- lü de partisinin çalışmaları hakkın- da bilgi verdi ve yapmayı düşün- düklerini açıkladı. yazdılar. Gazetemizi telefonla arayan bir kişi de Gebze ADD'ye yapılan bombalı saldırıyı tBDA-C adına üstlendi. ADD Gebze $ube Başkanı Şendoğan Tezyüksel. "Biziçökerteceklerini sanıyorlar ama daha da fazla biıieştirdiklerinin farkında değiller" dedi. Dağınık halde duran Atatürkçü güçlerin. ADD'ye yapılan bu eylemi 1 uyan olarak kabul etmelerini isteyen Tezyüksel. "Cumhuriyet'in 73. yıl kutlamalan nedeniyle biz böylesi bir eylemi bekliyorduk. Zaman geçiyor. Başlangıç ile son arasında çok kısa bir zaman kaldrdive konuştu. Ttfaiye geç geldi11 Dernek binası ile aralanndaki mesafe 200 metre olma^ına karşın olay yerine 20 dakika sonra gelen irfaiye ekiplerinfn. binanınaltıncı katındaki dernek bina>,ına çıkmakta tereddüt ettikleri iddia edıldı. "İrfaiye aracına bile gerek yoktu, hortum uzatsalar yetişirlerdi" dıverek kızgınlığını dile getiren dernek üyelerinden Şaban Karabekiroğlu. olayla ilgili olarak "Tek tesellimiz can kaybı olmamasıdır. Derneğimizin sekreterliğini yapan Ş.B.'nin de yara almadan kurtulması sevindiricidir"dedi. Karabekiroğlu, "^'aklaşık 400 bin nüfuslu Cebze'de bir sinema bile yok. Biz, özellikle okul çağındaki çocuklara yönelik olarak tiyatro \e sinema izlemeleri için İstanbul'a gezi programları düzenh'yoruz. Gebze ADD olarak 2 y üdır sürekü eğitime yönelik faaliyetler içindeyiz. Mü/ik. tiyatro kurslan veriyoruz. Gebze'de birilerini rahatsız errik anlaşılan" diye konuştu. Karabekiroğlu. yaklaşık 600 milvon liralık maddi hasann meydana geldiğini sövledi. SIFI^NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Siyaset Meydanı'nda Yaşar Kemal'i izlerken kendi kendi- me söylenmeye başladım: "Türkiye garip bir çelişmeler ülkesi." Ünlü yazarımız. çevre- sinde Türkiye'nin seçkin insan- ları, en önemli programlann bi- rine konuk oluyor. Mahkûmi- yetine neden olan fikirlerini sa- atlerce savunuyor. Sizce bu manzara garip de- ğil mi? Birkaç gün önce en üst yargı kurumu, oybirliği sağla- yamasa da Yaşar Kemal'in mahkûmiyetini onaylıyor. Yani Yaşar Kemal artık bir hüküm- lü. Bu tavrını sürdürürse, barış ve özgürlük konusundaki radi- kal çıkışlarından vazgeçmez- se cezaevine girecek. Aynı Türkiye'de Yaşar Ke- mal, çevresinde Türkan Şo- ray'dan Yılmaz Erdoğan'a, Hasan Cemal'den Duygu Asena'ya kadar tanınmış in- sanlarla konuşmasını sürdürü- yor. Siyaset Meydanı'ndaki manzara, Yaşar Kemal'i yargı- layamıyor, tam tersine Türk hu- kuk sisteminin ve hukuk anla- yışının sorgulanmasını günde- me getiriyor. Savcılık Çetin Altan hakkın- da dava açıyor. Nilgün Cerra- hoğlu'nun Milliyet'teki söyle- şisi nedeniyle açılan bu dava- Çelişmeler Ülkesi Türkiye nın sonucu ne olursa olsun. Çetin Altan'ın kişiliğini ve çıkı- şını mahkûm edebilir mi? tam tersine bu ünlü yazarımızı da- ha güvenilir ve daha etkilı kılar. Türkiye'de düşünce suçu ne- deniyle açılan her dava. hak- kında dava açılanı yaralamıyor, Türk yargı sısteminı daha da çıkmaz içine sokuyor. Çetin Al- tan'ı kimse düşünceleri nede- niyle mahkûm edemez. Yargı kararları mahkûmiyetle sonuç- landıkça. yargı inandırıcılığını yitirir. Çetin Altan'ları ise daha etkili kılar. Gazeteci arkadaşım Işık Yurtçu. sırf mesleğini yaptığı için aylardır cezaevinde. Onun hakkında verilen karar, onun suçlu olduğunu kanıtlayabilir mi? Kanıtlayabildi mi? Işık. şu anda ülkemizin en masum in- sanlarından birisi. Bu mesleği yapan herkes kendi içinden bir şeylerin koptuğunu hissediyor. Işık hapiste olduğu sürece. hiçbir gazeteci kendisinin öz- gür olduğunu iddia edemez. Çok eski arkadaşım, yıllarca çok şeyleri paylaştığım sevgili Alper Görmüş şimdı Ayvalık Cezaevi'nde. Alper Görmüş suçlu mu? Bunu kim iddia edebilir? Onu cezaevine sokan Türk siyasi sistemi haklılığını kanıtlayabilir mi? Gazetecile- re, Alper'in suçlu olduğunu an- latabilecek bir siyasetçi ortalı- ğa çıkıp. bu düşüncelerini sa- vunabilir mi? En katısı bile kem küm etmekten öteye gidemez. Mahkemelerden mahkûmi- yet kararları çıkıyor, ama bu mahkûmiyetler yalnızca kamu vicdanını yaralıyor, Türkiye'nin şaygınlığına darbe indiriyor. Örneğin Şanar Yurdatapan'ın tutuklanması. Bu tutuklama, Şanar'ın değil, Türkiye'deki ya- sal ve siyasal yapılanmanın sorgulanmasını gündeme ge- tiriyor. Ortada gariplik olduğu bir gerçek. Zaten bu çelişmeli du- rumun siyasetçiler de farkın- dalar ve durumu kurtarmak amacıyla habire küçük deği- şiklik önerileri hazırlayıp Mec- lis'in gündemine getiriyorlar. O küçük değişikliklerle Avru- pa'nın gözünü küllemeye çalı- şıyorlar. Hadi diyelim ki, Batı'yı kandırdılar. peki ya Türkiye'nin içinde olanlar? Onları nasıl or- tadan kaldıracaklar? Terörle Mücadele Yasası'ın- da uydurma bir değişiklik yap- tılar da ne oldu? Aydınlar hâlâ hapse giriyorlar. Düşüncenin tepesinde Demokles'in kılıcı sallanmaya devam ediyor. Sonra yeniden koşuşturuyor- lar, haksız olduklarını bıldikleri için yine küçük değişikliklerle Batı'nın karşısına çıkıyorlar. Sonuçta manzara değişmiyor. Asıl acıklı olan, muhalefet partilerinin tutumu. iktidara karşı demokrasiyi savunmala- rı gerekirken. yapılan küçük değişikliklere bile karşı çıkarak, bu ortamın oluşmasında olum- suzbirroloynuyorlar. REFAH- YOL koalisyonu. şeriatı getiri- yor diye mangalda kül bırak- mayan muhalefet partileri. Er- bakan'ın var olan gerici yapıya sahip çıkmasından rahatsız ol- muyorlar. Başbakan'ın kurul- tay konuşmasında. Güneydo- ğu'daki savaşı aynen devam ettıreceğini açıklaması, muha- lefet partilerinin dikkatini bile çekmiyor. REFAHYOL hükümetine yö- nelik yıpratma taktiği, yalnızca laikliği savunmakla ve bu sa- vunmayı askerlere çağrı çıkar- makla sınırlı bir noktada yo- ğunlaşıyor. Bu nedenle, emek- li polis müdürlerinin, emekli ge- nerallerin vereceği oylara umut bağlanıyor. Sanki Türkiye'yi bu noktaya onlar getirmediler. Onlarla ya- pılacak ittifaktan ne kazanıla- cak ki? Yaşar Kemal konuşurken. i- ki ayrı Türkiye'nin tablosu da ortaya çıkıyordu. Bir yanda, demokrasi ve özgürlük yanlısı bir ağırlık, öte yanda bu man- zarayla hiçbir ilgisi olmayan si- yasetçiler korosu. Kim daha meşru ve gelece- ği temsil ediyor? Yaşar Kemal, Çetin Altan. Şanar Yurtada- pan, Işık Yurtçu, Alper Gör- müş. Ragıp Duran, ismail Beşikçi mi? Siyaset Meyda- nı'nda Yaşar Kemal'in yanında olduğunu belirten Türkiye'nin seçkin insanları mı? Yoksa Tansu Çiller'den Erbakan'a, Mesut Yılmaz'dan Ecevit ve Oeniz Baykal'a uzanan siya- setçiler korosu mu? Kararları verenlerle mahkûm olanlar arasındaki saygınhk uçurumu, karar verenler aley- hine giderek açılıyor. BIZ BIZE ERDAL ATABEK CumhupiyetAkılcılıktır. "Cumhur'' Arapça birsözcük; "halk", "topluluk"' demek. • "Cumhuriyet" de "halkın seçtiğikişilerieyönetil-'. diği rejimin" adı. Cumhurıyetin temelini halk oluşturuyor. O zaman'' halkın seçme. seçebilme. neyı neden seçtiğini dü-'. şünebilme, seçtiğini neden seçtiğini anlayabilme,' yetisine özellikle bakmak gerekiyor. r", Halkı oluşturan insanın ne ölçüde bu özelliklerej' sahip olup olmadığına bakmak gerekiyor. J insan/n kendi aklını kullanıp kullanmadığına, ak-'f lını kullanmak isteyip istemediğine, aklına güvenip . güvenmediğine bakmak gerekiyor. İnsanın aklını başkasına emanet edip etmediğİT.; ne bakmak gerekiyor. ,. Cumhuriyet akılcılıktır. ,\ Cumhuriyet, aklını eleştirel düşünceyle kullana-f,; bilen insanların birleşik iradesiyle yaşayabilir. A Karıncalar da çok çalışkandır, ortak çabalarını iç-1 güdüleriyle ortak amaçlara yöneltebilirier. Ama^ "cumhuriyet" kuramazlar. <j Cumhuriyet, bilinçli insanların rejimidir. j ; Cumhuriyet, bilinçli insandır. •* * • • S Dogmalara ınanarak yaşamak çok kolaydır. Dogmalara inanınca. her kararı sizin adınıza baş-«i kalarının vermesinı doğru bulursunuz. ı>-, Dogmalara inanınca, sorumluluktan kurtulursu-jt nuz. Sorumluluğun getirdiğı rahatsızlıktan da kur-i tulursunuz. Dogmalara inanınca, düşünmek iradesinden vaz--1 ' geçersiniz. Dogmalara inanınca "sizın dışınızda belirlenen"-i doğru/yanlış cetvelıne uymanız yeterlidir. Kendi1 ' doğrularınız, kendi yanlışlarınız yoktur. " Dogmalara inanınca. kendi adınıza var olmaktan' vazgeçer ve rahat edersınız. / Dogmalara inanarak da seçim yapabilirsiniz. ' Dogmalara inanarak da sizi yönetecek olanları seçersiniz. ;• Dogmalara inanarak kurduğunuz yaşam biçimf size "eleştirmemenın, düşünmekten vazgeçmeŞ nin, başka biriradeye teslim olmanın rahatlığrnı ve-m rebilir. w Ama dogmalara inanarak "cumhuriyet" kura-" mazsınız. Adına böyle de deseniz o rejim "cumhuriyet" de-'; ğildir. ;| Çünkü "cumhuriyet akılcılıktır". "^ Ve "aklını kullanmayı reddederek" cumhuriyetr kurulmaz. , • • • Dogmalar din kaynakh olabilir. Dogmalar gelenek kaynakh olabilir. Dogmalar ırk kaynaklı olabilir. Dogmalar etnik köken kaynaklı olabilir. 2 Dogmalar aşırı milliyetçılık kaynaklı olabilir. 3 Dogmalar seçkincilik kaynaklı olabilir. r, Dogmalar ilericilik kaynaklı olabilir. -i Dogmaların tek kaynağının din olduğunu san-' mak yanılgıdır. Aklı kullanmayı engelleyen her şey dogmadır. _^ Eleştirel düşünceyi yasaklayan her sistem dogil maların ürünüdür. • ^ İnsanın var olma iradesini felç eden her uygula^"' ma dogmadır. * Insanların dinı olabilir, gelenekleri olabilir; ırkları,- • etnik kökenleri, milliyetleri olabilir. Insanlar seçkin olabilir. ilerici olabilir. insanların insan olmasında köklerinin büyük payı vardır. Dogma, bunlar değildir. : Dogma, bunları "insan aklını kullanmamak için,'- eleştirel düşünceyi reddetmek için, iradesini engel-'' lemek için" kesin kural yapmaktır. Dogma, akılcılığın reddidir. f Cumhuriyet ise akılcılıktır. ^ • • • Cumhuriyet törenlerinde geçit resmi yapılırken • kenarda töreni seyreden, elindeki küçük bayrağı sallayan küçük çocuğa dikkatle bakınız. Cumhuriyet o küçük çocukla var olacak, onunla, yaşayacaktır. ',[ O küçük çocuğa aklını kullanmayı öğretiyor mu? sunuz? • O küçük çocuğa eleştirel düşünceyi öğretiyor/ musunuz? O küçük çocuğa özgür iradesiyle yaşama fırsatı> veriyor musunuz? r \ O küçük çocuğa "bilinciyle yaşama" ortamı ha-'. zırlıyor musunuz? Yanıtınız "evet" ise ' Siz Atatürk'ü anlıyorsunuz. '•• Ve ••' Cumhuriyeti hak ediyorsunuz. « Gölhan: Gelirdeki dengesizlikten ANAP sorumlu ,\NKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Baş- kan Yardımeısı Mehmet Gölhan. gelir dağılımdaki dengesizlikten ANAP'ı so- rumlu tuttu. Devlet İstatis- tik Ensitütüsü'nün (DİE) gelir dagıhmına ilişkin an- ketinin kapsadığı 1987- 1994 döneminde ANAP'ın 5 yıl boy unca iktidar oldu- ğunu kaydeden Gölhan. ~Bu adaletsizlikte.\.\AP'ın daha fazla vebali var" dedi. DYP Genel Başkan Yar- dımeısı Mehmet Göihan. dün düzenlediği basın top- lantısında. Dev let İstatistik Enstitüsü'nce yayımlanan alt ve üst gruplar arasında- ki gelir dengesizliğini gös- teren anket sonuçlannı de- ğerlendırdi. Muhalefetin. anketle 54. REFAHYOL hükümetini "zengini daha zengin" yap- tığı biçiminde eleştirdiğine işaret eden Gölhan, denge- sizlikteki ANAP'ın payının DYP'den fazla olduğunu öne sürdü. "1987-94 dönemindeki süreçte ANAP 5 yıl iktidar- drdiyen Gölhan. "Burada vebal varsa AN'AP'a aittir" dıye konuştu. Enflasyoh'1 oranının düşmemesiniıV ; yoksulu daha da yoksuf yaptığını kaydeden GöP : îıan. "Normal bir seyirdir.' Enflasyon düşmezse zengin' tabaka daha da /enginle-; şir"dedi. Hükümetin, gelir dağılı- 1 ' mını düzelten önlemler al-' ! maya çaba harcadığını sajf vunan Gölhan. sosval dev^ let ilkesinin iş. eğitim. »ağ*s lık alanlarında alt gelit gruplarının desteklenmesijj ni öngördüğünü dıle getir^, di. " A Gölhan. bunu sağlaya-, cak araçlann başında kamü_ harcamalannın arttınlma-' sının geldiğini vurgulaya-ı'j 1 rak hükümetin. sosval gü-rj venlık ağının yurt genelin-! de yaygınlaştınlmasını he^' defİediğını bildirdi. DYP"Genel Başkan Yar£ dımcısı Gölhan, eğitimde', fırsat eşitliğinin sağlana-- mamasına ilişkin bir soru-r. ya, "İmkânı olanlar paralv pahalı okullara gidebüirier, \ gitsinler, devlet 7 milyona' ulaşan ilkokul öğrencisiniri^ her türlü harcamasını üst- • lenmiştir"karşılığını verdiw
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle