09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15EKİM1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan'ın 'RP nesli, imam-hatipler ile Kuran kurslanndan yetişti' sözlerine tepki POIİTİKA GÜNLÜĞÜ Erbakan iddiaları itiraf ettfANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- Ibakan Necmettin Erbakânm RP kongre- s ı nde " RP'nin nesli. imam-hatip üseleri ve Kuran kurslanndan geliyor" içerikh söz- leri. eğınm çe\reierinde "Erbakan, iddi- a l a n itiraf etti" biçımınde degerlendıril- d ı Eğit-DerGenel Başkanı MustafaGa- zakı. ımam-hatıp liselerinin yıllardır RP'ye rsıılitan \etıştirdığıni belirtırken Öğretim Üyeleri "Derneğı Genel Başkanı Prof. Dr. Aİpaslan Işıklı. "İmam-hatip liselerinden ıne/un olanların sayısı mevcut imam-ha- tip ihtivacının çokçok üstündedir. RP'nin amacıkendineyandaş)etiştirmektir**de- di. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal d a sı\a>ilerin a>mazlık!3n kurtulmaM ve TB.\İM"nin duruma el koyması gerekti- grini söyledi. Erbakan'ın. partisinin önceki giin >a- pılan büyük kongresinde. "350'nin üzerin- de imam-hatip okulu, üç bin Kuran kur- su açtık. Bugünkü nesil işte o hamieler so- nucu yetişti" biçımındekı sözleri. imam- hatip lisesi \e Kuran kurslan tartışması- nı yeniden gündeme getirdi. İmam-hatip ortaokulları ve Kuran kurslannm konumu nedeniyle 23 yıldır 8 yıllık zorunlu eğı- tim yaşama geçirilemezken 15"inci Mil- !i Eğitim Şûrasi'nda zorunlu egitımın ke- sintisiz uygulanması yönündeki kararda Mılli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlanı ta- rafından askıva alındı. Önceki hükümet- ler. muhalefetve eğitim eevrelerinin "Bu okullarda RP sempafcanı gençler vetişti- riliyor. Buna bir önlem alınnıalı" yönün- dekieleştirilennekulaktıkarken"Bugenç- ler hepimizin, hiçbirini ayıramayız. Bu okullarda Atatürk ilke veinkılaplanna gö- re eğitim verilivor"ı;örüş.ünü *av undu. Milli Eğitim'Bakanlığı. 2000yılıhedef- leri arasında meslekı ve teknık egitımın vaygınlaştırılmasına öncelik \enrken tı- caret\eturızm. endüstri meslek. kızveer- kek teknik liselerinin yerıne imam-hatip liselermın sav ıları arttmldı. İmam-hatip li- selerinin savısı. 36"sı çok programlı lise (ÇPL). 2'sısüper. 107'si Anadoîu\e464"ü de düz ımam- hatıp lisesi olmak üzere 609'a çıktı. Divanet Işleri Başkanlığı'na bağlı olarak açılan Kuran kurslannın sa- yısı ıse 5 bıne ulaştı. Prof. Dr. Alpaslan Işiklı. Erbakan'ın yıllardıryöneltılen eleş- tirileri kabul ettığini vurgulayarak şugö- rüşlerı dile getirdi: "İmam-hatip liselerinden mezun olan- lann sayısı mevcut imam \e hatip gerek- siniminden çok fazladır. RP'nin amacı kendisinevandaşvetiştirmektir. Devletola- naklannı demokrasiyle ve devlet ciddive- tivle bağdaşmavan bir biçimde kullan- maktan kaçınmamışlardır. Açık ki böyle bir tavir dine karşı da savgısızlıktır. Çün- kü insanlann dinsel tercihleri. belli diplo- malara göretoplumda iş ve çıkar sahibi ol- ma>a göre belirlenemez. Belirfenirse, iki- vü/lülük ve sahtekâriık galip gelmiş olur. Herhalde ikiyüzlülüğe ve sahteciliğe kar- şı olması gereken alan en başta inançlarla ilgili olan alandır." Kemal Bal. Erbakan'ın 8 yıllık zorun- lu eğitime karşı çıkılmasının nedeninı açıkladığını kavdederek -İmam-hatip li- selerinin gerçek amacı imam ve hatip >e- tiştirmek değildir. Burada öğretim gören- lerin belli bir sivasi ideolojiye göre yetişti- rildiği iddiası bi/im değil, başbakanın ken- di ifadesidir*' diye konuştu. "Hocanın de- diği gibi bu çocuklar, bir siv asi ideolojinin askerleri haline geririlmemelidir" diyen Bal. sıyasilerin aymazlıktan kurtulması. TBMM'nınde duruma elko>masıgerek- tığinı bildirdi. Mustafa Gazalcı da Atatürk'iin ortaya koyduğu bilımsel eğitim anlay ışından ödün verildığinı \urgulavarakkuruluş.undan iti- baren imam-hatip liselerinde mıiıtan bir nesil yetiştirıldiğini sa\undu. Gazalcı. "8 >üük zorunlu eğitim vaşa- ma geçirilmeli ve gençler bu eğitimden sonra gitmek isterlerse Kuran kurslarına gitmelidirler. Kendi iradesinin dışında ço- cukJarı belli bir anla>ışa göre vetiştirmek vanlıştır. Erbakan'ın sözleri>le. RP'nin ka>nağının bueğitim kunımlan olduğu ka- nıtlanmış olu>or" dedı. Çiller Eskişehir de 'Kimi ezanın kimi laikliğin sahibi' BLLENTSARlOĞLt ESKİŞEHİR - Eskişehir'dekı DYP'li beledıye başkanları toplantısında "mücahit Çiller" sloganıvla karşılanan Başbakan YardımciM \e Dışişleri Bakanı Tansu Çiller. "Kimi bayrağın ^ahibıdir. kimi ezanın sahıbidır. kimi laikliğin «.ahibidir" diyerek rejim giUencesi \ermeye çalıştı. Çiller. koalisyonu. muhalefetin değil. protokole uyulmaması durumunda DYP'nin yıkabileceğini. ancak \ar olan koşiıllarda seçime kadar hükümetin süreceğini söyledi. Çiller. dün Eskişehir'de partisinin 6. belediye başkanlan bölge toplantısına katıldı. Çiller. Beledne Kültür Vferkezı'nde RP amblemi taşıyan bir kadının kendisine verdiği çiçeklerle Üarşılandı. Toplantıda k ! onuşan Çankın'nın Bay ramören Belediye Şaşkanı Bekir Tiizüner, "Bütün partiler bizim ya> rularımızdır. Bunların İıepsi kucağımıza gelecektir. Anamı/ başımızda" dedi. Toplantıda. CHP'den £tynlarak D^'P•ye katılan Wan ilçesi Belediye Başkanı İsmetŞanlı. DYP'li başkanm sözlerine tepki g^österdi. REFAHYOL'a güvenoyu vermeyen Eskişehir Millenekili Demir Berberoğlu. parti yönetiminin önensiyle yaptığı kısa konuşmada. "*Sa> ın genel başkanıma bağjılığımı \eniliyorum" sözlerine birkaç belediye başkanınm alçak sesle -Şerefsiz. Bunlara inanılmaz'" eleştirileri oldu. "Demokrasinin iki sacayağı \ar" sözleri) le v ine gaf yapan Çiller. Eskişehir'in bir semtinden bahsederken. "İlk geldiğim yerlerden biri demokrasi beşiği olarak gördüğiim Odunpazan'du"" görüşünü dile getirdi. Llkede istikrar olmaması durumunda demokrasinin tehlıkeye gireceğini söyleyen DYP lideri. muhalefet partilerini eleştirirken. "vıkım miiteahhitlerinin yapay ve hayali dosvalarla pazariık yapıp, hiikiimet kurmaya çalıştıklannı" ıddia erti. Çiller. ANAP'tan geldiğini savladığı dosya pazarlığı için. "Buna ilk önce tozu dumanı çıkanp. sonra da kendisi hapşırmak derler" değerlendırmesini yaptı. ÇiU;r. merkezi hükümetin yetlılerinin yerel yönjtımlere de\redilmesini önsJren refornıu anhtırken. "Devletimiz bu iilkmin birlik-beraberliğine zatfli sahiptir. İnancın, inacçlının hizmetinde olacıktır. Ama devlet kunmları, merkezi hükimetin kurumlan çöknüştiir" dedı. Çiller. RE: \HYOL hükümetine vöreltilen rejım uyanlanna v'art verirken. şunları ;ö>edi: "Kimi ba>Tağın .ahnidir. kimi ezanın •afınidir, kimi laikliğin iahiıidir. Ajn avndır )i»narın sahipleri zaman anan. Ama DYP'in çatısı ıltııda bunların İıepsi a«tır." Gürün:RPülkeyi felaketegötürüyor ALİER DYP Istanbul Milletve- kili Gencay Gürün, RP fel- sefesinın ülkeyi felakete doğru görürdüğünü öne sür- dü. Istanbul Üni\ ersitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsevin Ha- temi. Başbakan Necmettin Erbakanın "başbakanlığı- nı sürdürvbümek için Ame- rika'va itaatkâr olduğunu göstermek zorunda bulun- duğunu" belırtirken. Istan- bul Ticaret Odası (İTO) Ba^- kanı.Mehmet Yıldırım da Erbakan'ın kongre konuş- masını ınandıncı bulmadı- gını söyledi. ANÂP istanbu! İl Başka- nıErdal Aksov ı.se Erba- kan'ın kongre konu^ması- nı tümüyle "ri\a" olarak değerlendirdı. Gencay Gürün yaptığı de- ğerlendirmede. kimi iyim- sergörüşlerin varlığına rağ- men RP içın dile getirilen "Iktidara geldiğinde İslami söylemlerini bir >ana bıra- karak ülke gerçekleri vö- nünde politikalar izlemeve başlayacak" yönündeki gö- rüslere hiçbir zaman katıl- madığını belirtti. Gürün. Er- bakan'ın RP kongresinde dile getirdiği. "Türkhe İran olmavacak", "Şahshetlidış politika izleven biziz~,"La- ikliğin leminatı bi/i/" gıbi bazı İslamcı yazarların bi- le samimi bulmadığı söz- leri ıçin ise "Avinesiiştirki- şinin lafa bakılmaz" dedi. Prof. Dr. Hüsey in Hate- mi. Erbakan'ın kongre ko- nuşmasında yeni bir söy- lenı bulmadığını söyledi. İslami yorumlanyla da ta- nınan Hatemı, buna örnek olarak Erbakan'ın Amerika gezisi sırasında söylediğı "Biz radikal İslamcı değil. Barı'daki Hınstjv an Demok- ratpartilergibiyiz" ve kong- re öncesi söylediğı "Ata- türk vaşasaydı RP'li olur- du" sözlerini arıım>attı. Mehmet Yıldırım i>e Er- bakan'ı25 > ıldır 'anıdığını. bir insanm 3 günde değiş- mesinin rnümkün olmaya- cağını ıfade erti. Yıldırım. Erbakan'ın artık ANAP \e DYP ovlarının peşinde ol- duğunu sövledı. Hitler'in de yüzde 15'lık oy oranını arttırarak zamanla ıktidara geldiğini anımsatan \ıldı- nm. RP'nin gerçek yüzü- nün ancak tek başına iktida- ra geldiğinde görülebilece- Sıni kavdetti. ÇİZMEDEN YLKARI MUSA KART Refah yeni hesaplaşmalara gebeANKAR.A (Cumhurivet Bürosu) - Refah Partisi'nin 5. Olağan Kurulta>ı'nda "yaşlı- lar"a karşı mücadele yürüten muhalifler lıs- teyi delmev i başaramamalanna karşın. parti- de yeni hesaplaşmalann ışaretini \erdiler. Mer- kez Karar \ e Yönetim Kuru- lu'na (MKYK) en düşük oy- la gıren Genel Başkan Yar- dımcısı AhmetTekdalgenç- lerin genel merkeze tepki ola- rak alternatif MKYK listesı dağıttığı yolundaki haberler- le ilgili olarak. "Demokra- tik. si>asi bir platform içinde- >iz. Demokrasive daha çok alışmak zorundayız. Cençle- rin isvanı varsa tabiidir* de- ğerlendırmesini yaptı. Ahmet Tekdal. MKYK seçimınde en az oyla seçilen üye oldu- ğununanımsatılması üzerine de. "Çizilebilir. Sevmeven adam çizebiiir'*açıklamasın- da bulundu. RP'nin önceki gün gerçek- leştirdiği 5. Olağan Büyük Kongresi'ninyankılan sürü- yor. Genel merkezin bürün teşkılatı seferber etmesine karşın kalabalık, ancak coş- kusuz geçen kongrede partide uzun süredır varlığını hıssettiren lıderlikyarışı dasu vüzü- neçıktı. Istanbul BüyükşehirBeledive Başka- nı Tayyip Erdoğanıle Ankara Büv ükşehir Be- ledı\e Başkanı .tlelihGökçekarasındakı lider- lık yarışında ilk raundu Erdoğan'ın kazandı- ğına dıkkatçekıidi. RP genel merkezi tarafın- dan kongre dt\an başkanlığına Erdoğan'ın aday gösterilmesi. partinin yanı sıra Ankara İl Başkanlığı ıle de köprüleri atan Gökçekin ANAP lideri, Başbakan'a Malatya'dan yanıt verdi Yılmaz: Erbakan rüya görüyor DÜRDANE KOCAOĞLü MALATYA-ANAP Genel Başka- nı Mesut Yıfanaz, *A.\AP, RP'ye ilti- hakedecek" diyen Başbakan Necmet- tin Erbakan'ın rüya gördüğünü söy- ledi. Yılmaz, "BuriiyayıErbakan'dan öncegörenler de oldu, ama hepsi hüs- rana uğradr dedi. Yılmaz. REFAH\DL'un ömrüyle ilgili oiarak da "Bu çarşamba (yann), olmazsa yılbaşından önce bu hükü- met düşecek. \eni >ila varmadan ye- ni hükünıet kurulacak" değerlendir- mesini yaptı. Cumhurba.şkanı Sökyman Demi- rel ile birlikte Malatya'da Anadolu tekstil fabrikalarının açılışma katılan Yılmaz, daha sonra Kayısı Borsası 'nı ziyaret etti. esnafla göriiştü, ANAP Malatya ll Örgütü'nü de ziyaret etti. Yılmaz, gazetecilerin sorulanm yamt- larken Erbakan'a yüklendi. Yılmaz, "Başbakan Erbakan, ANAP, RP'ye itöbak edecekdedL Bu konuda nedü- şünüyorsunuz" sorusuna şu karşılığı verdi: -Bu rüyayı Erbakan'dan önce gö- renler de oldu. Hepsi hüsrana uğradı. ANAP halkı kucaklav an tek partidir. ANAP, milliyetçi, muhafazakâr, sos- >aJadafctçi,überalekon«mivisa\unan, rtim vatandaşlan kucaklayan. Türki- ye'ye çağ atlatan bir partidir. RP ise üç aylık ikridannda sınıfta kalmıştır. Erbakan, karşısında tek engel olarak ANAP'ı görüyor." 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'tn memleketi Malatya'da Demirel'le bir- likte çeşitli açilışlara katılan Yılmaz. beklediği iigiyi göremedi. Y'ılmaz'a. herhangi bir karşılama yapılmadığı gibi konvoy da eşlik et- medi. Yılmaz, burada halka hitapeder- ken hükümete yüklendi. Yılnıaz, Er- bakan'ın muhalefette söyledifi her şeyin tersini yaptığını, halka verdiği sözleri tutmadığmı dile getirdi. yenilgisi olarak yorumlandı. Kongrenın tünı hazırlıklannı sürdiirmesıne karşın, RP lideri ıNecmettin Erbakan'ın kongrede vaptığı ko- nuşmasında kendisine dönük kısa bir teşekkür- le yetınmek zorunda kalan Gökcek'in nasıl bir tavır alacağı merak konu- su oldu. Kongrenin bitmesine az bir süre kala kürsüye gele- rek kısa bir konuşma \apan Gökcek'in. Erdoğan'a yöne- lik bazı olumlu cümleler kul- lanarak. aralannda yarış olma- dığına ilışkin ızlenim yaratma- \a çalışması. bir taktik olarak değerlendinldi. Buna karşın. en son olarak Hürrıy et gazete- sı köşeyazan EminÇölaşan'la sert bir tartışmava gıren Gök- cek'in. daha önce de sergıledı- ği benzer ta\ ırları nedeniyle itici bulunduğu \urgulandı. Kongrenın bir gün öncesin- de parrınin yayın organı olarak nıtelendırilen Milli Gazete'de bir röportajını \a\imlatarak, Çölaşan'la tartışmava girdijı için partilılerden özür dileven Gökçekin, varattığı ka\gacı izlenimi sılmeş i başaramadığı kavdedildi ŞJFIS. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] RP Kongresinde Erbakan'ın konuşması farklı şekillerde yo- rumlanıyor. Bazı gazeteci arka- daşlar, RP kongresindeki hava- yı ve Erbakan'ın laiklik üzerine sözlerini, yeni ve önemli bir ge- lişme olarak yorumluyorlar. RP'nin Islamcılığının artık süs haline gel- diğini söyleyenler bile var. Aslında bu söylenenler yeni değil, uzunca bir süredir RP'nin birçizgi sapması içine girdiği öne sürülüyor. Erbakan ve arkadaş- lannın siyasi büyümeye paralel olarak değişik bir üslup kullandı- ğını biliyoruz. Bundan 7 sene ön- ce, 1989 genel seçimleri sırasın- da seçim sloganlarına ve propa- ganda kampanyalanna yansıyan bu değişik görüntü, her adımda biraz daha geliştirilerek sürdürü- lüyor. 1994 kurultayında Erbakan'ın yaptığı konuşma. Bahri Zengin tarafından geliştirilen "çok hu- kuklu toplum" tezini savunuyor- du. Çok hukuklu toplum tezinin ana teması. herkesin kendi seç- tiği hukuk sistemi içinde yaşaya- bileceğini savunan ütopik, fakat karşılıklı hoşgörüyü içeren birtez- di. Erbakan, 1994 kurultayında ve onu izleyen basın açıklamalarm- Erbakan İslamcılıktan Vaz mı Geçti? da da Atatürk ve laiklik konusun- da benzer sözleri söylemişti. "Gerçek Atatürkçü biziz, laikli- ğın gerçek savunucusu biziz, ama Türkiye'de laiklik yo/c"diye- rek bu düşüncelerini dile getirmiş- ti. Geçen kurultaydan bu yana iki sene geçti. Erbakan şimdi baş- bakan. Kendisine devlet içinde yer arıyor. Bu arayış. daha önce bö- lük pörçük dile getirdiği uzlaş- ma yanlısı fikirlerini, daha da be- lirginleştirmesini gerektiriyor. Böy- le yapmazsa. hükümetin başına bile geçse, devlete muhalif bir güç olma görüntüsünü ortadan kaldıramayacağını biliyor. Bu ne- denle orduya ve bürokrasiye sı- cak gelecek vurgulan ön plana çı- karmaya ihtiyaç hissediyor. Erbakan'ın konuşması dikkat- le izlenirse, bütün uzlaşmacı te- malannarağmenanahattını de- ğiştirmediği görülür. Unutmamak gerekir ki RR siyasi islamcı akı- mın Türkiye'deki yasal partisi. Bu gerçek değişmedi. Değişmesi de mümkün değil. Çunkü RP'yi RP yapan onun siyasi Islamcılığı. Erbakan ve arkadaşlarmda farklı olan ne? Farklı olan Türki- ye'de siyaset yapıyor olmaları ve geniş kitlelere seslenme olanağı bulmaları. Türkiye gibi Müslü- manlann çoğunlukta olduğu ül- keler içinde en gelişmişlerden bi- risinde siyaset yapmak ve bü- yümeyi hedeflemek. farklılığı ge- rektiriyor. Türkiye, çağdaşlaşma yolunda epeyce mesafe almış bir ülke. Neredeyse 200 yıllık bir demokratikleşme kavgası ve bu kavganın yarattığı bir modern- leşme birikimine sahip. İşte bu farklılık ve gelişme. Türkiye'deki siyasi islamcıları değişik mesaj- lar vermeye ve değişik yollar ge- liştirmeye zorluyor. Şevki Yılmaz gibi isimlerle Türkiye'de büyük bir parti yara- tılamaz. Böylesine radikal bir gö- rüntü, RP'yi içinde bulunduğu zorluklardan daha da büyük zor- luklara sokabilir, Bu nedenle Şev- ki Yılmaz gibi isimler parti yöne- timine giremediler. Ancak unut- mamak gerekir ki Şevki Yılmaz, Erbakan'ın milletvekilliğine seç- tirdiği bir islam radikali. Aynca gerçek islamcılığın ne ol- duğu da çok tartışmalı. Her İslam- cı. kendi ülkesinin geleneklerine ve geriliğine göre bir çızgi oluş- turuyor ve buna islami diyor. Su- udi Arabistan'daki uygulamalar islami değil denebilir mi? RP'nin çizgisi neden İslami de- ğil ki? RR iktidan tamamen ele geçirdiğinde kendince bir islami düzen kurmaktan vaz mı geçti? Kendi olanakları içinde, gücü yettiği yerde islamcıların genel ilkelerine uygun işler yapmıyor mu? Hâkim olduğu bütün bele- diyeler. uzanabildikleri her yerde içki yasağı koymuyorlar mı? Ka- dınların örtünmesi propaganda- sından vaz geçtiler mi? Erkek egemen uygulamalan terk mi et- tiler? RP İslamcı değilse, dünya- nın dört biryanında İslamcı bir dü- zen kurmak için mücadele eden örgüt. parti ve gruplarla daya- nışmasmı nasıl izah edeceğiz? Suudı Arabistan'dan iran'a. iran'dan Libya'ya kadar bütün islamcı devletlerin Türkiye'deki en sıcak dost ve yol arkadaşı RP'li- ler ve Erbakan değil mi? Bütün bu söylediklerimden RP'nin bunlardan hiç farkı yok demek istediğim anlaşılmasın. RR Türkiye koşullarına uygun ve kendisini buna uydurmaya çalı- şan bir islamcı parti. RP. Türki- ye'nin gerçeği. RP'nin merkezi politikalara kay- dığı iddiasına gelince: Türkiye'de siyasi islamcılar. her zaman sa- ğın muhafazakârlığınataban oluş- turdular. Geçmiş dönemdekı bü- tün anti-komünist saldırıların mi- litanları siyasi islamcılardı. Türki- ye, baskıcı ve anti-demokratik biranlayışla yönetildiği için siya- si İslamcıların. sağ partilerle cid- di bir sorunu olmadı. Kürt sorununda da birtavır de- ğişikliğinden söz edilemez. Er- bakan. yıllardır Kürt sorununda devletçi çızgiye destek verdi. Esas çizgisi bu. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden aldı- ğı yüksek oylar onu zorluyor. Kit- le tabanındaki tavır değişikliği, RP'yi bu konuda eklektik birçiz- gi izlemek zorunda bırakıyor. Hü- kümetin başına geçince. asıl çiz- gisini vurgulamış oldu. Bu konu- da da ciddi bir değişiklik yaptığı söylenemez. RP değişiyor. Siyasi İslam, bü- yüdükçe Türkiye gerçekleriyle daha çok yûz yüze geliyor. Ama bu İslamcı ıdeolojiden ve siyasi hedeflerinden vaz geçtığı an- lamına gelmiyor. ••> HİKMET ÇETtNKAYA Pilavoğlu, Erbakan vs 1969 sonbahanydı... Bozcaada'da sürgünde olan Ticaniler tarikatı şey- hi Kemal Pilavoğlu. şarap sanayicilerine dava aç- mıştı. Diyordu ki: "Üzüm bağlannı söküp, şarap fabrikatörlerinin hak- kından geleceksiniz..." Kemal Pilavoğlu iktisatçıydı. Bozcaada'ya adım attığında ne fırın vardı ne de pastane. Ekmek, Ge- yıkli'den teknelerle geliyordu. Kış aylannda ise de- niz kabardığı için tekneler adaya gelemiyordu. Ankara çevresinde yoğunlaşan Ticaniler, Pila- voğlu'nun yanına gelip elini eteğini öpüp 4-5 ay adada kalıyoriardı. Atatürk heykellerini 'put'olarak gören Ticaniler, onları kırdıkları için tutuklanıyorlar- dı. Ben 1969 sonbaharında genç bir gazeteci ola- rak Bozcaada'ya indiğimde kara sakallı. kara cüb- beli Ticaniler'i görünce oldukça tedirgin olmuştum. Bozcaada'da bir hafta kaldım ve "Üzüm, Şarap ve Efendı" adh yazı dizisıni hazırladım. Kemal Pilavoğlu, akıllı biradamdı. Hem sürgün- deydı hem de iş yapıyordu. Önce ekmek fabrikası kurmuş, ardından şarap sanayicilerine savaş aça- rak 'pekmez' üretımini gerçekleştirmıştı. Ben, Cumhuriyet'te yayımlanan dizi yazımda ve daha sonra haberlerimde "Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Pilavoğlu" demiştim. Beni mahkemeye verdi; yargılandım. Mahkemede benı 'acemigaze- tec/'olarak suçladı ve şöyle dedi: "Ben Atatürkçüyüm, bu delıkanlıyla Cumhuri- yet'i ve onun ılkelerini tartışmaya hazırım..." Yargıç bunun üzerine Pilavoğlu'na sordu: "Atatürk ilkelerine saldıran siz değil misiniz?" Pilavoğlu: "Ben Atatürk'e değil, heykellerinesaldmyorum..." Dava sonunda ben beraat ettim... • • • Bugün şerıatçı kesımın bir bölümü, tıpkı Pilavoğ- lu gıbi sıkıştıklarında şöyle derler: "Biz Atatürkçüyüz. Gelin sizinle Atatürk'ü tartı- şalım." Başbakan Necmettin Erbakan, önceki gün RP Büyük Kongresı'nde "Türküm, laikim ve Atatürk- çüyüm " deyip ekliyordu: "Bazı çevreler, RP'nin karşısına laiklik, Atatürkil- keleriyle çıkacağını zannediyorlar. Birtakım devrim yobazları var. Erkekseniz gelin konuşalım, neymiş şu Atatürk ilkeleri..." Bu söylem yeni değildir. Kimi tarikat şeyhleri sı- kıştıklarında, aynı şeyleri söylerler yıllardır: "Neymiş Atatürk ilkeleri, gelin tartışalım... Bun- ları söyleyenler laikyobazdır..." Aslında Erbakan'ın söyledikleri yıllar önce de söy- lenmiştir kimi RP'liler tarafından. Şöyle denilmiştır: "Laikyobazlar, dın düşmanıdır..." Aynı şeyleri tarikat şeyhlerini savunanlar da yine- lemişlerdir: "Hocaefendimizin İslam dinini ve Türk kültürü- nü yaymaktan başka bir suçu yoktur.." Sonuç? Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti bugünlere gelmiştir... • ' -• • • • • •• • Kürsüde bir adam... Sarıklı ve beyaz giysiler içinde... Adam durmadan ağlıyor. Yani, karşısındakilere acı çektiriyor. Onu dinleyenler ise o adama acıyor... Bu sevgi değil acıma!.. Acaba bu adam neden sürekli ağlıyor? Aslında ağlamıyor. karşısındakilere öyle geliyor... Bu bir hastalık. Tıp dilinde adı şu: Pseudobul- ber Paralazi... Beyin damarlarının kireçlenmesi. gözyaşı bezle- rinin üzerindeki kontrolü yok ediyor. Böylece sık sık ağladığı izlenimi veriyor. Aslında 'ağladığtnı'sanö\- ğımız kişi ağlamıyor. Bu hastalık tarikat şeyhlerinde ve 'dinipolitikaya alet eden' çıkarcıların tümünde gözlenıyor. Ad ver- meyeceğim ama 'din bezirgânlan'nın bazılan, bu has- talığa yakalanmış görülüyor... Beyin damarlannın kireçlenmesi, insanlarda unut- kanlıkda yapıyor... • • • Kimi şeriatçı yazarlar, RP Büyük Kongresi'nden pek hoşnut görünmemişler. Bakın. Abdurrahman Dilipak dün neler yazdı: "Bu kongrede RP 'nın hiçbir alameti farikası yok-' tur. Israilsadece kınandı. Dünya Müslümanlarından satırarasındasözedildi. RP, artıkmerkezsağda kit- le partisi olmaya doğru hızla kayıyor. RP delegelen de disiplinli hareket ediyor. Öyle tekbir, Allahu Ekber diye bağıran falan yok. Ezan sadece Istiklal marşmın devamında gizli. Atatürk, bayrak ve Erbakan. Kongrenin üç imajı bunlar. Kongreden çok, bir şenliği kutlamaya benziyor." Ditipak. bundan sonraki kongrenin görkemli geç- meyeceğine değinip, şöyle diyor: "Hani darbe teşebbüsü olur da Erbakan tankın üzerine fılan çıkar da (!) öyle bir şey olursa bu coş- ku aşılabilır..." Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya <u Planet.com. TR Şeriatçı basının kongredeki İakıyye' mhatsızlığı Istanbul HaberServisi-Re- fah Partısı'nın (RP) iktıdar- da gerçekleştırdiğı ilk kong- re olan 5. Olağan Kongre- si'nde. Necmettin Erba- kan'ın "V dönüşleri yine- lenince. şeriatçı basın "ta- kıyye'den duyduklan rahat- sızlığı haber vevorumların- da dılegetırdıler. Şenatçı kesımin en radikal \a>ın organı olarak bılinen Akitgazetesinın vazarların- dan Abdurrahman Dilipak "Hangi Erbakan" başlıklı yazısında "RP kongresinde- ki dev Atatürk posterinin göl- gesinde Erbakân'ıalkışlavan sakallı, sanklı. şeriatçı Âta- türkçülersizeuvumluvesağ- iik.li biryapı gibi mi gelivor?" dı\e bir soru yönelttikten sonra şöyle devam etti: "Bu kongrede RP'nin hiç- biralameti farikası voktu. İs- rail sadece kınandı. Dünya fnüslümanlanndan satırara- sındasözedildi. RParOk mer- kez sağda kitlf partisi olma- va doğru hızla kayıvor. RP delegelen de disiplinli hare- ket edivor. Öv le tekbir. Alla- hu ekber dive bağıran falan >ok. Ezan sadece İstikial Vfar- şı'nın devamında gizli. Ata- türk, bayrak ve Erbakan. Kongrenin üç imajı bunlar. Kongreden çok bir şenliğc. kutlamava benzhor.'* VeniŞafakta ise ÖmerÇe- lik "RP: Yurttasulh.cihan- da sulh" başlıklı yazısında RP kongresini eleştirerek şu görüşlere >er \erdi: "Bu kongrede olmayan şey ide- olojndi, programdıve RP'nin şimdive kadarkendini tanım- ladığı sivasi mevzivdi. Her fürlü ara> ışı boğuntuva geti- recek kadar tar olan sey ise imajdı. Bütün bir kongrebo- vunca sövlenilenleri topladı- ğınız zaman •milli birlik ve beraberlık" formülününöte- sinde elinizde bir şev kalmı- vor. Başbakan. olağanüstü birsav unmaga>reti içerisifl- de sövlemini hedefi bile tam anlaşılamavan dengeler üze- rine kurguiamıştı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle