Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15EKİM 199CSALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Erkal ve Mehmet Ulusoy bu kez 'Simyacı' ile üç yıl içinde üçüncü kez hayranlık uyandırdılar
Genco Erkal Fransa'da yine büyüledi
*• Tekrar Paris"te ve yine :lginç ve başarılı bir temsilde çok
ö\'gü toplujor Genco Erkal. Paulo Coelho'nun.
"L'Alchimiste" (Siyamcıl adlı yapıtını özgün bir uyarlamayla
yansıtan biroyunu Mehmet Ulusoy yine etkileyici bir
ustaJıkla, seyircinin dikkatini her an uyanık tutan bir biçemle
-sahneye kovmuş. Genco bir kez daha, iki saat içinde
birbirinden değişik bir yığın kişi canlandırıyor ve her
birınden apayrı bir tip yaratmayı kusursuzca beceriyor.
Burada. üç \ ıl içinde üçüncü kez. hayranlık uyandırıyor.
«COŞKl N TC.VÇTAN
R\RİS - Üç > 1 önceydi. Pans'te. Al-
Jıance Française Tıyatrosu'nda. "Sev-
«tialı Bulut". Fraisizca olarak ("Le \u-
:age Amoureu\"'adı\ la). haftalarca ser-
:ıiılendi. Her ak>am salonu hınca hınç
uiolduran seyirckr. tem>ilı. beğeni ve
rilgiyle izlivor. coşkuylaalkışıyorlardı.
IBasındaki eleştırı.erin lümü övgülüy-
t*Jü. Nâzun Hikmet'in masalından esin-
Oenen yapıt. Melımet lluso\"un rejisi.
4Genco Erkal'ın o> uııu bıiyüle-
ıraışti herkesi
Buranın tıyjtroseverleri
Mehmeı'ı çeyrek yüzvıldır ta-
nıyorlardı. J972'den beri Fran-
sa'da kurduğu "Theâtrede Li-
ijerte"sı\le ((Özgürlük Tiyat-
rosu) sahneledığı temsıllerın
tümüonundünya çapında bırtı-
yatro usta.M olduğunu kanıtla-
mıştı. Ünlü sahne sanatları uz-
manı Denis Bablet. I9SS'de.
Mehmet lıakkında hayranlıkla
vuğrulmuş uzuı; bir inceleme
Na>ımlanıı>tı. Bu >eferki başa-
n s ı da tabiı kimsey ı şas,ırtmadı.
Çağdaj Tiirk t:\ jtro.siınun en
>eçkin sanatçılarının ilk >afın-
cla çoktandır yer almiş olan
Genco'y u ı^e Fran>ızlar ılk kez.
üstelik kendı dıiierınde sahne-
lenmış. bir yapıtta keşfediyor- Uusay
lar. Sahnedeki rahatlığı. çekiciliği,
ınaııdırıcılığı. birde Fransızcayı etki-
ley ieı \eduygulandinci birşekildeko-
nuşmaM. se\ ırcilerin belleğinde hiç si-
lınemeyecek bir \z bıraktı. O güne dek
bu kerîe yetenekü bir oyuncuyu pek
ender görmüşlerdı. En ünlü eleştir-
menler de ö\ güvle okuyuculanna an-
lattılar onun muazzam başarısını.
Franstz yönetmenler. böylesine ye-
tenekli bir oyunucuya rastlayınca
onunla çalışmak fırsatını kaçınrlarmı?
ovunu etkilevici bir ustalıkla sahneli\or.
Bir yandan "Sevdalı Bulut"ta her gün
alkışlanırken bir yandan da çağdaşya-
zar Philippe Minyana'nın "Ou vas-tu
Jeremie?" (Nereye Gidıyorsun Jere-
mi?)adlı yapıtındaoynamayahazırla-
nıyordıı Genco.
EdithScob'un yönettiği ve I993'ün
Temmuzu'nda ünlü A\ignon Festiva-
li'nde ilk kez sergilenen bu temsilde
Genco o> uneııluk sanatıntn doruğuna
ulaşarak 23 ay rı kişiy \ peşpeşe canlan-
dırdı! Festıval tamamlanıncayayımla-
nan bir kitapta o yılın en başanh o> un-
cularından biri olarak nitelendirıldi
Genco.
Aynı oyun. ahı ay sonra 1994'üıı
Martı'nda. Paris'ten metroyla birkaç
dakıkada ulas.ılabilen Gerard Philıpe
Tiyatrosu'nda. uzunca bir süre afişte
kaldı. binlerce seyirci çekti. Genco.
başkentteki başarılarına bir ikincisini
eklemış oldu böylece.
8 ekimden beri. lekrar Pariste ve \ i-
ne ilginç ve başarılı bir temsilde çok
ö\gü topluyor Genco. Paulo Coel-
ho'nun. üeçenlerde Türkçesi de \a-
yımlanan nefis "L'AIchimiste" (Sı-
vamcı) adlı yapıtını özgün bir uvarla-
mayla yansıtan bir ovunu Mehmet
Llusoy yineetkılevıci bir ustalıkla. >e-
yircinin dikkatini her an uyanık tutan
bir biçemle vıhneye koymu:;. Genco
ise bir kez daha. ikı saat içinde birıbı-
rinden değı^ik bıryıgın kişi canlandı-
rıyor \e her binnden apayrı bırtipya-
ratmay ı kusıırsuzca beceriyor. Burada.
üç yıl içinde üçüncü kez. hayranlık
uyandırıyor. Içtenlikle söylüyorum:
yeteneklı ti\ atroculara günümüzde de
sık sık ra>t!anan Fransa'da. Genco ea-
pında bir oyuncu. yok denebilecek
denlı ender.
Mehmet. bu oyunu. tabii yine Gen-
co "yla. Türkiye'de \e Türkçe .sahneye
koy sa keşke! Nefis bir sanat ^öleni olur
mutlaka o temsil... Genco Erkal, iki saat içinde her birinden apa> rı tipler yarattığı kişileri canlandırıyor.
Ali Özgentürk, senaryosunu Sadık Karlı'yla birlikte yazdığı Mektup'un setini İstanburda kurdu
6
Mektup adrese ulaşmazsa kabahat benim'
GLL ERÇETİN
İznik. kilyo.s. Lülebur-
yaz. Şile. Istanbul'un çe^ir-
li yerlerınde ^et kuran
•*.Mektup". Kılyos'taki çe-
kımlerinde basina tanıtıldı.
Şyrgry osunu Ali Özgentürk
ye Sadık karİı'nın yazdığı,
Özgentürk ün yönettiği
•".Mektup". beş yaşında an-
nesıyle Amerika'ya giden.
nükleer alanda bılimsel ça-
lışmalar yapan \e kırk yıl
sonra babasını aranıak için
IstanbuKa gelen Ragıp'ın
öyküsii. Ilkgünlerdeturıstik
yanı ağırbasan. bireğlence
tıibi görünen arayı^ zaınan-
la ülkenin anla^ılması güç
üerçekleriyle kan>ı karışaya
bırakıyor Ragıp'ı. Ülkenin
bir türlü a^ılamayan sorun-
ları. terör. şiddet \e faili
meçhuller gı riyor dev rey e...
Filmin kurgusunu roman
olarak nıtelendıriyor Öz-
gentürk: -roman sinemasr
türünün ruhunu yakalamay ı
denediğini vurguluyor.
Daha •fazlasını merak
edenlere "Biraz beklevin de
film anlatsm kendini sizlere"
türünden janıt \enyor yö-
netmen. Özgehtürk'ün bu
tutumunda elberte film gös-
terime gırmeden fazla bir-
şey vaat etmiş olmama kay-
gısı da etkilı.
Film. seksen. doksan yıl-
lık bırdönemi kapsadığı için
bu süreç içinde Türkiye'nin
geçirdiği değı^ikler. değişım
sonucunda ülkenin \ardığı
nokta gibi toplumsal konu-
lar ön plana çıkıyor senar-
yoda. Özgentürk bilinen
ta\ nyla "Filmin fam anla-
mıyla bir panorama \erdiği
konusunda iddialı konuş-
mak istemhorum" dese de
" Değişik bir iilkede yaşıyo-
ruz. Bu iilkede öğrencisin-
den. işçisinden tutun da en
zengin işadamına kadar
kimse kendisini toplumsal
ola\ iardan soy utlay amaz.
Bu nedenle fılnı de kaçınıl-
maz olarak bir ayna oluyor
bu sürece'" diye ekliyor. So-
nuçta Özgentürk'ün karak-
terleri yaşamlannı sürdürür-
ken ülkeyi aniatan acıları.
aşklan. ışkenceleri \e elbet-
te şiddeti tadıyorlar. "Bu
olay lar filmin metninin ken-
disi değil aslında. Sadece in-
sanın \e elbette hepimizin
hayatında olduğu kadar var
filmde'" diyor. Mektup'un
yönetmem
As>a Film, Filma-Cass ile
bir Polonya ve Çek şirketi
olmak üzere toplam dört şır-
ketin ortak yapımı olan
Mektup'un maaliyetiyakla-
jik 900 bın dolar. Başrolle-
rıni Tarık Akan, Zişan
L'ğurlu, Cüneyt Gökçer \c
VailÇakırhan"ın paylaştığı
filmin teknık ekibinde yer
alan güçlü bir ısim ise Emir
Kusturica ile yaptığı "Ba-
bam İş Gezisinde', "Çinge-
nelerZamanı", "Arizona Rü-
\ası" \e '\'eraltı" filmlerin-
jen tanınan görüntü yönet-
• Filmin kurgusunu roman olarak
nitelendiren Ali Özgentürk. "roman
sineması" türünün ruhunu yakalamayı
denediğini \ urguluyor. Senaryoda, seksen,
doksan yıllık bir dönemi kapsadığı için bu
süreç içinde Türkiye'nin geçirdiği
değişiklikler. değişim sonucunda ülkenin
vardığı nokta gibi toplumsal konular ön
plana çıkıyor planda. Ekipten memnun
olduğunu belirten Özgentürk. ""Eğer bu
film beklenen başanya ulaşmazsa bilin ki
hata vönetmeninde" divor.
Tarık Akan ve Zişan L'ğurlu filmin topiunısul konularda ses getireceğine inanıyorlar.
meni Mirsad Heroviç. .Mir-
sad'ın titizliğinin filmin ba-
şarısma büyük katkı sağla-
yacağını belirten oyuncu ar-
kadaşlan. zaman zaman bu
özenin kendilenni çok yor-
duğunu \e bunalttığını da
itiraf ediyorlar. Ama sonuç-
tan hepsi umutlu. Hatta Öz-
gentürk'ün her türlü iddi-
adan kaçınan konuşmaları-
na karşın Tarık Akan \e Zı-
san Lğurlu filmin toplumsal
konularda büy ük ses getire-
ceğini v e sanatsal açıdan ol-
dukça önemli bir yapıt ola-
cağını belirtiyorlar. Tarık
Akan "Şimdiden konuş-
mam uygun değil. ama şu
anda çok önemli bir iş yaptı-
ğımuı hissediyorum" dıy or.
Özgentürk de filmin ekı-
birıi değerlendırirken bütün
oyuncularından ve teknik
ekibinden memnun oiduğu-
nu belırtiyor. "Eğerbufflm
beklenen başanya ulaşa-
mazsa bilin ki hata \ önetme-
ninde."
Mektııp'un kadrosunun
bir özelliği de Ali Özgen-
tiirk'ün birlikte çalışmaya
alı^ıkolduğuTank Akan \e
son yiınıi yıldır Miıemadan
ıızak dursa da kendisini hem
sınemada hem de tiyatroda
kanıtlanuş olan Cüneyt
Gökçer'e ilk kez bir filmde
rol alacak olan Ağa Han
ödülü sahibı ünlü mımar
Nail Çakırhan \e Anıeri-
ka'da tiyatro çalı^malarını
sürdüren La Mama tıyatro-
siında oyuncu olan Zi^an
Lğurlu'nun e^lik etmesı.
Özgentürk. Zişan Uğur-
lu'nun bir fotoğrafını gör-
müş \e kısa bir denemeden
sonra hemen rolü teklıf et-
miş. Nail Çakırhan ise Öz-
gentürk'ün dostu. Filnıdeki
babay ı AnthonyQuinn'e oy -
natmak isteyen Özgentürk
"Fiyat konusunda uzun sü-
re yazıştık kendisiyle. İç
günlük bir rol için bizim biit-
çemizin kesinlikle karşılaya-
nıayacaği birfiyatistfdi. Ben
de kendisine inat onun oyna-
y acağı rolü daha önce hiçbir
filmde rol almamış Nail be-
ye teklif ettim" diyor Öz-
gentürk'ün teklifinde fılm-
deki babanın \ aşamıy la Na-
il Cakırhan'ın yaşamında
örtüşen noktaların bulun-
ması ve ikı karaktcrııı birbi-
rine çok benzemesi de etki-
li olmıış. Çakırhan da "Tek-
lif, Ali'den gelmeseydi üze-
rinde bile durma/dım her-
halde. Ama senanoyu oku-
y unca kendimi buidum ade-
ta. Zaten bir sinema âşığı-
y ım. kıınıı da bu kadar gü-
lel olunca hayırdiyemedim*'
diyor.
Filmde biradamı takıp et-
mekle görevlı bir emniyet
göre\ lısinı canlandıran Cü-
neyt Gökçer'i ise filmin
içindeki insani değerleretki-
lemi^. Gökçer yaklaşık y ır-
mi yıl sinemadan uzak kal-
mış olsa da iki dal arasında
bir ayırım yapmıyor. Tarık
Akan ise son zamanlarda
toplumsal konuların ağırlık
kazandığı fılmlerde rol al-
masını değerlendırirken te-
le\izyon dizilerinden çok
daha fazla para kazanabile-
ceğini ama işin para^ında ol-
madığını \e artık çizdiği bu
yolda ilerleyeceğini belirti-
yor.
Ay sonuna kadar tamanı-
lanması planlanan "Mek-
tup"u ızlerken toplumsal
hayatımızın birparçasi hali-
ne gelen. kanıksadığımız
siddeti. faıli meçhulleri bir
Amerikalf nın gözüvle izle-
yeceğiz. L'manmyeni bakış
açısı toplumsal duyar^ız-
lığımızı birazolsun sarsar\e
bizlerı derin uykumuzdan
uvandmr.
MÜMTAZSAĞLAM
fZ.MİR- Stuttgart DÜ> İlişkiler Enstitüsü
(ifai. ünlü Alman sanatçı Georg Baselitz'i.
baskıresımlerınden oluşan kapsamlı bir
sergiyle Türk ızleyicisine sunuyor.
Sanatçının 1965-1992 yıllan arasında
hazırladığı 81 yapıtı ıçeren sergi. buay
içinde tzmir'den başlayarak İstanbul \e
Ankara'yı da dolaşacak. Resim sanatının
yaşayan en büyük ustalanndan bın olan
Georg Baselitz (1938); giderek anlamını
yıtiren toplumcu gerçekçiliğin verdiği
sıkıntı \e Batı'da yaygınlaşan soyutlamacı
eğilimlere duyduğu sempati nedeniy le.
\atandaş.ı olduğu Demokratik Alman
Cumhuriyeti'nden I95"7
tarihınde Batıya
geçmiştir. Alman dı^a\urumcu sanatının
geleneklerine bağlı birgeh^im içinde
sergilediği bütiincül taur'la. elealdığı
konuyu en ıyi biçimde görselle^tırecek
anlatımı seçmede sınır tanımayan
Baselitz. tu\al resminin yanı sıra desen
çizer. ahv,ap yontar ya da baskı resim
çalışmalarına yönelerek multi disipliner
bir anlayısı örnekler.
1980'li yıllann gözde sanat oluşumu yenı-
dışa\urumeuluğa hem ısmini kazandıran
hem de onu en iyi özümseyenlerin Alman
ressamlan olduğu bilinır. Bu durum biraz
da. farklı kültür geleneklerine Nahıp iki
Almanya ara>ındaki uzlas.nıazlıklann
ızlerını ta^ımalarından \e çocukluk
dönemlennı II. Dünya Savaşı'nın
gerilimli atmosferinde yaşamış
• Resim sanatının _\aşayan en bü\ük
ustalanndan biri olan Georg Baselitz. Alman
dışavurumcu sanatının geleneklerine bağlı bir
gelişim içinde sergilediği bütiincül tavırla. ele
aldtğı konuyu en iyi biçimde görselleştirerek
anlatımı seçmede sınır tanımaz. Bu önemli
etkinlikle. halen dünyayı tepetaklak gömıede
ısrar eden Baselitz'ın yapıtlarını >akından izleme
Portakal Yi\en Adam. olanağl buluyoruz.
olmalarından kaynaklanır. Tıpkı
Baselitz'de olduğu gibi. Alman
ressamlannın birçoğunun yakın
geçmişleriyle \e insanlığm ortak tarihsel
mıraslarıyla iç içe olduklarını söylemek
mümkündür. Baselitz: !960'lı yıllarda
kendisine uluslararası düzlemde ün
kazandıran ilk kapsamlı tema olan
'Kahramanlar" dizi-resimlerinde.
dönemin siyasal koşullarının da etkisiyle.
toplumsal birolguyu ele alır. Inançları \e
ulusal idealleri için sa\a^mı^ yorgun.
yenik ve umutsuz Alman gençleri
betımlenir bu dizide. Kısa pantolonları.
uzun saçlan. sırt çantaları \e asker
üniformaları ile gecikmiş bir yuvaya
dönüş; ey lemı içinde olan bu gençler.
Baselitz'e göre. savaş sonrasımn ">aralı,
istismara uğramış ve yalnız
kahramanlan'dır.
K.ahramanlardizisini izleyen süreçte
Ba;>elıtz. sık tekrarlara düşmemek için.
resimde imge \e yöntem yenilenmelerine
yol açan araştırmalara gınşır. Ona göre.
fıgüratıf resim anla>ılır olma yolunda
fazla>ıyla ipucu içermektedir. Bu
gerekçeyle sanatçı. resmındekı
tanımlayıcı uıisurlardan. kendi deyişiyle
'resimsel bir buluş'sayılabilecek
atraksıyonlarla kurtulmaya çalı^ır.
Sonuçta. resim düzlenıındeki kırılma \e
parçalanmalar biçımınde
açıklayabileceğimız bir görüntü sorunsalı
üzerıne odaklar her ^eyı Betımlenen esas
görüntüde bulunmayan. ama dramatık bir
motıf olarak ımge dünyamızda rahatlıkla
\aredebileceğımiz bir parçalanma
olay ıdır gerçekte bu. Resnıın ıçeriğini
belırleyen genel motıfın parçalanarak yön
değış.tırmesi. doğal olarak bırtakım espas
sorunlarını gündeme getirir. Bu da resmin
algılanma olasılıklan üzennde uyancı bir
düşünce perspektifi oluşturmak amacıyla
yapılan "ressamca birdüşün ejlemi'dir.
Baselitz'ın bu tarz eylemleri. resme
ka\ranısal bir boyutta bir müdahale
anlamına da gelir. Özellıkle sanat
yapıtının klasik algılanış biçimlerine karşı
açık bir tepki gızlidır burada. \'e giderek
söz konusu ta\ır. 1970'li yıllarda motifin
baş. aşağı edilmesiy le son durumuna
ulaşır. \ani yapıtı-tersasmak, tanımlayıcı
pek çok unsurdan onu yalıtmak
anlamında yapılabilecek son
hareketlerden biridir gerçekte. Bu olgu.
sanatçının izleyiciyi görmek istediği
konuma çekmesi. onu sarsarak. zihınsel
düzeyde bir katılıma çağırmak ıstemesi
bakımından da aynca önemlidir.
Basehtz'in 1980'li yıllardan itibaren
çalışmalarını 'Portakal Viyen Adam',
•Anne-Çocuk". 'Ağaçlar' \e "Kuşlar' gibi
basit konular üzerıne kurar. Çünkü bu
konular. 'sanatçının resim oluşturma
mantığı üzerine biçimsel ve eylemsel
denemeler" diyebileceğimiz
arastırmalarına zeınin hazırlamaktadır.
Sonuçta; biçimdeki arınmışlıgın.
anlatımın ^iddetıni arttıran temel bir unsur
olduğuna inanan Baselitz'in sanatında.
yeni-dı^a\urumcu hareketin de doğasına
uygun. 'brutal bir ifade'nın netleş.tıgini
görmek mümkündür. Bu önemli etkınlik
sayesinde. yapıtlarını yakından izleme
olanağını bulduğumuz \e halen dünyayı
tepetaklak görmekte ısrar eden Georg
Baselitz'i sıcak duygularla selamlıyoruz...
Tom Hanks yönetmenlikte başarılı
LOS A.NGELES
(Cumhuriyet) - Tom
Hanks. ılk yönetmenlik
denemesi "That Thing You
Do' ile eleştirmenlerin
beğenisini topladı. 6O'lı
ysllann gözde topluluğu
The Wonders'ın kısa
öyküsünü aniatan film.
öyküyü neden üginç
bulduğunu şöyle açıkladı:
"Vıllardır iyi bir hit'le
parlayan \e ardından
unutulup giden topluluklan izliyoruz. L'zun süredır
bunun nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum".
Hanks yönetmenlik dışında senaryo yazarlığını
üstlenmış. Aynca, topluluğun menajeri rolündekı
kişiyi canlandıran ünlü oyuncu. USA Today gazetesi
film eleştirmeni tarafından dört üzerinden üç yıldız
aldı
Haldun Taner'in yaşamöyküsü
yayımlandı
Kültür Senisi- Haldun Taner'in fotoğratlı
yaşamöyküsü Sel Yayınlan Temel Ta^lar Dizısı'nde
yay ımlandı Türk edebıyatının önde gelen
ısımlerinden, yapıtlan pek çok yabancı dıle çevrılen ve
oyunlan değişik ülkelerde sahnelenen Haldun Taner'ın
fotograflı ya^amöyküsünü kaleme alan eşı Demet
Taner. kendı bakış açısını yansitırken yaşamına sinmı^
izlerini okuyucuya duyumsatıyor. Sel Yayınlan. aynca
Attilâ İlhan'ın fotograflı yaşamöyküsünü 'Büyük
Yollann Haydutu" adıyla aynı dizide yayına hazırlıvor.
Keloğlan', Berlin'de sahnelendi
Kültür Servisi - 1996 Nasreddin Hocayılı nedeniy le
heryaştan tıyatrose\erin ilgiyle izlediği •Nasreddin
Hoca \e Eşeğı" adlı çocuk oyunundan sonra ikincı bir
çocuk oyunu olan "Keloğlan'. Berlin'de etkınlik
gosteren Tıyatrom'da büyük ilgiyle izlendi. Rejisini
Meray Ülgen, yönetmenliğıni Yekta Arnian \e Meray
Ülgen'in üstlendikleri oyun Türk masal edebiyatının
kel kafalı. ıyi yürekli. gözüpek. kurnaz delıkanİM
Keloğlan'ın serü\enlennı anlatıyor.
Londra'da beste yarışması
LONDRA (AA)- İngiltere'de genç \e tanınnıayan
bestecılerı keşfetmek amacıyla uluslararası beste
yarışması düzenlenecek. Londra'nın ünlü sanat
merkezlerinden Barbican'da tanıtımı yapılan
Masterprize Yanşması 1998'de sonuçlanacak. Senfonı
orkestrası ıçın bestelenen eserlerin katılacağı
yarışmada 6 finalist belırlenecek \e bu eserler Londra
Senfoni Orkestrası tarafından >eslendırilecek. EMI
plak şirketi. Londra Senfoni Orkestrası. BBC Radyo 3
ve BBC Müzik Magazin'ın işbirliğiyle düzenlenen
yanşmaya dünyanın her yennden bestecıler
katılabilıyor. Yanşmanın Tavsıye Kurıılu Başkanı Sir
Colin Southgate, Türkiye'den de ismını duyurmak
isteyen bestecıleri yanşmada görmek istedıklerini
belirtti. Katılmak isteyenlerın Londra'da 7
I 624 5859
numaralı telefona başvurmaları gerektıği bıldırildi.
BBT'de İlk Gençlik' sahneieniyor
Kültür Senisi-Bakırköy Beledıye Tiyatrolan'nın
96 97 tıyarro sezonunda 'Ilk Gençlik' adlı oyun 13
ekimden başlayarak Yunus Emre Kültür Merkezi'nde
sahnelenmeye başladı. Christıan Gıudıcellının yazdığı
Esen Çamurdan'ın dilimize çevırdiğı. De\let Ti\atro>u
sanatçisi Se\inç Aktansel Çetinok'un yönettiği oyunıın
dekor ve kostümleri Gönül Sipahioğlu'na ait. Gül Onat
\e Meral Onuktav Çetinkaya'nın rol aldığı oyun.
dilnyadan elini eteğini çekmış iki mutsuz yaşlı kadının
düşleyip de gerçekleştiremediği özlemleri yaşama
isteklerini konu alı\or.
Baselitz'in 1965-1992 yıllan arasında hazırladığı 81 yapıtı. İzmir'den başlayarak İstanbul ve Ankara'yı da dolaşacak
Dünyayı tepetaklak görmekte ısrar eden Baselitz
Misty in Roots ile reggae'nin
büyülü ritmi
Kültür Servisi- The British Councıl e Pozıtıf 'in
gelenekselleştirdiği reggae konserlen Misty in Roots
ile sürüyor. Hipnotik reggae ritimlenni kullanan grup
cuma akşamı Bomonti Staras stüdyolarında. cumartesi
günü ise Ankara Saklıkent'te birer konser verecek.
Britanya reggae sound'unun tartışmasız en önemli
topluluklanndan Misty in Roots aynı zamanda reggae
tarihınin en uzun ömürlü grubu. Parçalannda
genellikle baskı. zulüm. ırkçılık gibi temaları işleyen
grubun bügünkü popülaritesinin ardında Tom
Robinson \e The Clash ile gerçekleştirdiği konserler
yatıyor. 1980'lerde ılham kaynağı olarak Afrika'ya
yönelen topluluk müziklenne bugün sahip oldukları
kuv"ietli ntm \e ftrik anlatımı kazandırdı. Konser
btletleri Ouicksiher ve \akkorama mağazalarında
satışa sunuldu.
Marianne Faithfull'dan Brecht
uyarlamaları
STOCKHOL.M (Cumhuriyet)- Marianne Faithfull.
uzun bir aradan sonra yeni bir albümle
müzikseverlerin karşısında' "20th Century Biues".
B.MG tarafından hazırlanan albüm. sanatçının Brecht
ve Kurt VVeill'den yaptığı uyarlamaları içeriyor. 1967-
70 yıllan arasında Mıck Jagger'la ilışkısı olan \e
'Broken AngeF parçasıyla ünlenen sanatçı. Jagger'm
'As The Tears Go By" şarkısıyla bir süre gözde
kalmıştı.Daha sonra uyuşturucu kullanması yüzünden
uzun süre pop dünyasından ayn kalan sanatçı. 1985te
uyuşturucuy u bıraktı. Aralık ayında 50 yaşına basacak
olan Faithfull. sorunlu geçmişi hakkında şunları
söylüyor: "Böyiesine güç ve sert bir yaşam sürmüş
olmayı hiç kuşkusuz istemezdim. Yine de kendimi
şanslı kabul ediyorum. Bir değil. birçok yeni şans
tanındı bana...".
Tuborg Rock '96 Ankara finali
Kültür Senisi - Tuborg Rock Festıvali Genç Rockçılar
Yanşması Ankara Fınali'nde Angel Skull. Disorder.
D.N.A., Fender Blenders. Hard Lines, İlk Çığlık. Spell
Baund, The Helican adlı gruplardan D.N.A. Nasıl da.
Hard Lines da Mustang Salh adlı parçalarla
Istanbul'daki finalde (26 ekim) yarışmaya hak
kazandılar. İzzet Öz. Mazhar Alanson. Demır
Demirkan. Peter Murphy. CumhurCanbazoğlu, Ya\uz
Aydar. Erhan Konuk. Morten Bangsvaad ve Hakan
Tamar'dan oluşan jürinin sıralamasında Fender
Blenders, Orhan Gencebay'ın Gönül adlı bestesiyle
üçüncü oldu