09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15EKİM 199CSALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Erkal ve Mehmet Ulusoy bu kez 'Simyacı' ile üç yıl içinde üçüncü kez hayranlık uyandırdılar Genco Erkal Fransa'da yine büyüledi *• Tekrar Paris"te ve yine :lginç ve başarılı bir temsilde çok ö\'gü toplujor Genco Erkal. Paulo Coelho'nun. "L'Alchimiste" (Siyamcıl adlı yapıtını özgün bir uyarlamayla yansıtan biroyunu Mehmet Ulusoy yine etkileyici bir ustaJıkla, seyircinin dikkatini her an uyanık tutan bir biçemle -sahneye kovmuş. Genco bir kez daha, iki saat içinde birbirinden değişik bir yığın kişi canlandırıyor ve her birınden apayrı bir tip yaratmayı kusursuzca beceriyor. Burada. üç \ ıl içinde üçüncü kez. hayranlık uyandırıyor. «COŞKl N TC.VÇTAN R\RİS - Üç > 1 önceydi. Pans'te. Al- Jıance Française Tıyatrosu'nda. "Sev- «tialı Bulut". Fraisizca olarak ("Le \u- :age Amoureu\"'adı\ la). haftalarca ser- :ıiılendi. Her ak>am salonu hınca hınç uiolduran seyirckr. tem>ilı. beğeni ve rilgiyle izlivor. coşkuylaalkışıyorlardı. IBasındaki eleştırı.erin lümü övgülüy- t*Jü. Nâzun Hikmet'in masalından esin- Oenen yapıt. Melımet lluso\"un rejisi. 4Genco Erkal'ın o> uııu bıiyüle- ıraışti herkesi Buranın tıyjtroseverleri Mehmeı'ı çeyrek yüzvıldır ta- nıyorlardı. J972'den beri Fran- sa'da kurduğu "Theâtrede Li- ijerte"sı\le ((Özgürlük Tiyat- rosu) sahneledığı temsıllerın tümüonundünya çapında bırtı- yatro usta.M olduğunu kanıtla- mıştı. Ünlü sahne sanatları uz- manı Denis Bablet. I9SS'de. Mehmet lıakkında hayranlıkla vuğrulmuş uzuı; bir inceleme Na>ımlanıı>tı. Bu >eferki başa- n s ı da tabiı kimsey ı şas,ırtmadı. Çağdaj Tiirk t:\ jtro.siınun en >eçkin sanatçılarının ilk >afın- cla çoktandır yer almiş olan Genco'y u ı^e Fran>ızlar ılk kez. üstelik kendı dıiierınde sahne- lenmış. bir yapıtta keşfediyor- Uusay lar. Sahnedeki rahatlığı. çekiciliği, ınaııdırıcılığı. birde Fransızcayı etki- ley ieı \eduygulandinci birşekildeko- nuşmaM. se\ ırcilerin belleğinde hiç si- lınemeyecek bir \z bıraktı. O güne dek bu kerîe yetenekü bir oyuncuyu pek ender görmüşlerdı. En ünlü eleştir- menler de ö\ güvle okuyuculanna an- lattılar onun muazzam başarısını. Franstz yönetmenler. böylesine ye- tenekli bir oyunucuya rastlayınca onunla çalışmak fırsatını kaçınrlarmı? ovunu etkilevici bir ustalıkla sahneli\or. Bir yandan "Sevdalı Bulut"ta her gün alkışlanırken bir yandan da çağdaşya- zar Philippe Minyana'nın "Ou vas-tu Jeremie?" (Nereye Gidıyorsun Jere- mi?)adlı yapıtındaoynamayahazırla- nıyordıı Genco. EdithScob'un yönettiği ve I993'ün Temmuzu'nda ünlü A\ignon Festiva- li'nde ilk kez sergilenen bu temsilde Genco o> uneııluk sanatıntn doruğuna ulaşarak 23 ay rı kişiy \ peşpeşe canlan- dırdı! Festıval tamamlanıncayayımla- nan bir kitapta o yılın en başanh o> un- cularından biri olarak nitelendirıldi Genco. Aynı oyun. ahı ay sonra 1994'üıı Martı'nda. Paris'ten metroyla birkaç dakıkada ulas.ılabilen Gerard Philıpe Tiyatrosu'nda. uzunca bir süre afişte kaldı. binlerce seyirci çekti. Genco. başkentteki başarılarına bir ikincisini eklemış oldu böylece. 8 ekimden beri. lekrar Pariste ve \ i- ne ilginç ve başarılı bir temsilde çok ö\gü topluyor Genco. Paulo Coel- ho'nun. üeçenlerde Türkçesi de \a- yımlanan nefis "L'AIchimiste" (Sı- vamcı) adlı yapıtını özgün bir uvarla- mayla yansıtan bir ovunu Mehmet Llusoy yineetkılevıci bir ustalıkla. >e- yircinin dikkatini her an uyanık tutan bir biçemle vıhneye koymu:;. Genco ise bir kez daha. ikı saat içinde birıbı- rinden değı^ik bıryıgın kişi canlandı- rıyor \e her binnden apayrı bırtipya- ratmay ı kusıırsuzca beceriyor. Burada. üç yıl içinde üçüncü kez. hayranlık uyandırıyor. Içtenlikle söylüyorum: yeteneklı ti\ atroculara günümüzde de sık sık ra>t!anan Fransa'da. Genco ea- pında bir oyuncu. yok denebilecek denlı ender. Mehmet. bu oyunu. tabii yine Gen- co "yla. Türkiye'de \e Türkçe .sahneye koy sa keşke! Nefis bir sanat ^öleni olur mutlaka o temsil... Genco Erkal, iki saat içinde her birinden apa> rı tipler yarattığı kişileri canlandırıyor. Ali Özgentürk, senaryosunu Sadık Karlı'yla birlikte yazdığı Mektup'un setini İstanburda kurdu 6 Mektup adrese ulaşmazsa kabahat benim' GLL ERÇETİN İznik. kilyo.s. Lülebur- yaz. Şile. Istanbul'un çe^ir- li yerlerınde ^et kuran •*.Mektup". Kılyos'taki çe- kımlerinde basina tanıtıldı. Şyrgry osunu Ali Özgentürk ye Sadık karİı'nın yazdığı, Özgentürk ün yönettiği •".Mektup". beş yaşında an- nesıyle Amerika'ya giden. nükleer alanda bılimsel ça- lışmalar yapan \e kırk yıl sonra babasını aranıak için IstanbuKa gelen Ragıp'ın öyküsii. Ilkgünlerdeturıstik yanı ağırbasan. bireğlence tıibi görünen arayı^ zaınan- la ülkenin anla^ılması güç üerçekleriyle kan>ı karışaya bırakıyor Ragıp'ı. Ülkenin bir türlü a^ılamayan sorun- ları. terör. şiddet \e faili meçhuller gı riyor dev rey e... Filmin kurgusunu roman olarak nıtelendıriyor Öz- gentürk: -roman sinemasr türünün ruhunu yakalamay ı denediğini vurguluyor. Daha •fazlasını merak edenlere "Biraz beklevin de film anlatsm kendini sizlere" türünden janıt \enyor yö- netmen. Özgehtürk'ün bu tutumunda elberte film gös- terime gırmeden fazla bir- şey vaat etmiş olmama kay- gısı da etkilı. Film. seksen. doksan yıl- lık bırdönemi kapsadığı için bu süreç içinde Türkiye'nin geçirdiği değı^ikler. değişım sonucunda ülkenin \ardığı nokta gibi toplumsal konu- lar ön plana çıkıyor senar- yoda. Özgentürk bilinen ta\ nyla "Filmin fam anla- mıyla bir panorama \erdiği konusunda iddialı konuş- mak istemhorum" dese de " Değişik bir iilkede yaşıyo- ruz. Bu iilkede öğrencisin- den. işçisinden tutun da en zengin işadamına kadar kimse kendisini toplumsal ola\ iardan soy utlay amaz. Bu nedenle fılnı de kaçınıl- maz olarak bir ayna oluyor bu sürece'" diye ekliyor. So- nuçta Özgentürk'ün karak- terleri yaşamlannı sürdürür- ken ülkeyi aniatan acıları. aşklan. ışkenceleri \e elbet- te şiddeti tadıyorlar. "Bu olay lar filmin metninin ken- disi değil aslında. Sadece in- sanın \e elbette hepimizin hayatında olduğu kadar var filmde'" diyor. Mektup'un yönetmem As>a Film, Filma-Cass ile bir Polonya ve Çek şirketi olmak üzere toplam dört şır- ketin ortak yapımı olan Mektup'un maaliyetiyakla- jik 900 bın dolar. Başrolle- rıni Tarık Akan, Zişan L'ğurlu, Cüneyt Gökçer \c VailÇakırhan"ın paylaştığı filmin teknık ekibinde yer alan güçlü bir ısim ise Emir Kusturica ile yaptığı "Ba- bam İş Gezisinde', "Çinge- nelerZamanı", "Arizona Rü- \ası" \e '\'eraltı" filmlerin- jen tanınan görüntü yönet- • Filmin kurgusunu roman olarak nitelendiren Ali Özgentürk. "roman sineması" türünün ruhunu yakalamayı denediğini \ urguluyor. Senaryoda, seksen, doksan yıllık bir dönemi kapsadığı için bu süreç içinde Türkiye'nin geçirdiği değişiklikler. değişim sonucunda ülkenin vardığı nokta gibi toplumsal konular ön plana çıkıyor planda. Ekipten memnun olduğunu belirten Özgentürk. ""Eğer bu film beklenen başanya ulaşmazsa bilin ki hata vönetmeninde" divor. Tarık Akan ve Zişan L'ğurlu filmin topiunısul konularda ses getireceğine inanıyorlar. meni Mirsad Heroviç. .Mir- sad'ın titizliğinin filmin ba- şarısma büyük katkı sağla- yacağını belirten oyuncu ar- kadaşlan. zaman zaman bu özenin kendilenni çok yor- duğunu \e bunalttığını da itiraf ediyorlar. Ama sonuç- tan hepsi umutlu. Hatta Öz- gentürk'ün her türlü iddi- adan kaçınan konuşmaları- na karşın Tarık Akan \e Zı- san Lğurlu filmin toplumsal konularda büy ük ses getire- ceğini v e sanatsal açıdan ol- dukça önemli bir yapıt ola- cağını belirtiyorlar. Tarık Akan "Şimdiden konuş- mam uygun değil. ama şu anda çok önemli bir iş yaptı- ğımuı hissediyorum" dıy or. Özgentürk de filmin ekı- birıi değerlendırirken bütün oyuncularından ve teknik ekibinden memnun oiduğu- nu belırtiyor. "Eğerbufflm beklenen başanya ulaşa- mazsa bilin ki hata \ önetme- ninde." Mektııp'un kadrosunun bir özelliği de Ali Özgen- tiirk'ün birlikte çalışmaya alı^ıkolduğuTank Akan \e son yiınıi yıldır Miıemadan ıızak dursa da kendisini hem sınemada hem de tiyatroda kanıtlanuş olan Cüneyt Gökçer'e ilk kez bir filmde rol alacak olan Ağa Han ödülü sahibı ünlü mımar Nail Çakırhan \e Anıeri- ka'da tiyatro çalı^malarını sürdüren La Mama tıyatro- siında oyuncu olan Zi^an Lğurlu'nun e^lik etmesı. Özgentürk. Zişan Uğur- lu'nun bir fotoğrafını gör- müş \e kısa bir denemeden sonra hemen rolü teklıf et- miş. Nail Çakırhan ise Öz- gentürk'ün dostu. Filnıdeki babay ı AnthonyQuinn'e oy - natmak isteyen Özgentürk "Fiyat konusunda uzun sü- re yazıştık kendisiyle. İç günlük bir rol için bizim biit- çemizin kesinlikle karşılaya- nıayacaği birfiyatistfdi. Ben de kendisine inat onun oyna- y acağı rolü daha önce hiçbir filmde rol almamış Nail be- ye teklif ettim" diyor Öz- gentürk'ün teklifinde fılm- deki babanın \ aşamıy la Na- il Cakırhan'ın yaşamında örtüşen noktaların bulun- ması ve ikı karaktcrııı birbi- rine çok benzemesi de etki- li olmıış. Çakırhan da "Tek- lif, Ali'den gelmeseydi üze- rinde bile durma/dım her- halde. Ama senanoyu oku- y unca kendimi buidum ade- ta. Zaten bir sinema âşığı- y ım. kıınıı da bu kadar gü- lel olunca hayırdiyemedim*' diyor. Filmde biradamı takıp et- mekle görevlı bir emniyet göre\ lısinı canlandıran Cü- neyt Gökçer'i ise filmin içindeki insani değerleretki- lemi^. Gökçer yaklaşık y ır- mi yıl sinemadan uzak kal- mış olsa da iki dal arasında bir ayırım yapmıyor. Tarık Akan ise son zamanlarda toplumsal konuların ağırlık kazandığı fılmlerde rol al- masını değerlendırirken te- le\izyon dizilerinden çok daha fazla para kazanabile- ceğini ama işin para^ında ol- madığını \e artık çizdiği bu yolda ilerleyeceğini belirti- yor. Ay sonuna kadar tamanı- lanması planlanan "Mek- tup"u ızlerken toplumsal hayatımızın birparçasi hali- ne gelen. kanıksadığımız siddeti. faıli meçhulleri bir Amerikalf nın gözüvle izle- yeceğiz. L'manmyeni bakış açısı toplumsal duyar^ız- lığımızı birazolsun sarsar\e bizlerı derin uykumuzdan uvandmr. MÜMTAZSAĞLAM fZ.MİR- Stuttgart DÜ> İlişkiler Enstitüsü (ifai. ünlü Alman sanatçı Georg Baselitz'i. baskıresımlerınden oluşan kapsamlı bir sergiyle Türk ızleyicisine sunuyor. Sanatçının 1965-1992 yıllan arasında hazırladığı 81 yapıtı ıçeren sergi. buay içinde tzmir'den başlayarak İstanbul \e Ankara'yı da dolaşacak. Resim sanatının yaşayan en büyük ustalanndan bın olan Georg Baselitz (1938); giderek anlamını yıtiren toplumcu gerçekçiliğin verdiği sıkıntı \e Batı'da yaygınlaşan soyutlamacı eğilimlere duyduğu sempati nedeniy le. \atandaş.ı olduğu Demokratik Alman Cumhuriyeti'nden I95"7 tarihınde Batıya geçmiştir. Alman dı^a\urumcu sanatının geleneklerine bağlı birgeh^im içinde sergilediği bütiincül taur'la. elealdığı konuyu en ıyi biçimde görselle^tırecek anlatımı seçmede sınır tanımayan Baselitz. tu\al resminin yanı sıra desen çizer. ahv,ap yontar ya da baskı resim çalışmalarına yönelerek multi disipliner bir anlayısı örnekler. 1980'li yıllann gözde sanat oluşumu yenı- dışa\urumeuluğa hem ısmini kazandıran hem de onu en iyi özümseyenlerin Alman ressamlan olduğu bilinır. Bu durum biraz da. farklı kültür geleneklerine Nahıp iki Almanya ara>ındaki uzlas.nıazlıklann ızlerını ta^ımalarından \e çocukluk dönemlennı II. Dünya Savaşı'nın gerilimli atmosferinde yaşamış • Resim sanatının _\aşayan en bü\ük ustalanndan biri olan Georg Baselitz. Alman dışavurumcu sanatının geleneklerine bağlı bir gelişim içinde sergilediği bütiincül tavırla. ele aldtğı konuyu en iyi biçimde görselleştirerek anlatımı seçmede sınır tanımaz. Bu önemli etkinlikle. halen dünyayı tepetaklak gömıede ısrar eden Baselitz'ın yapıtlarını >akından izleme Portakal Yi\en Adam. olanağl buluyoruz. olmalarından kaynaklanır. Tıpkı Baselitz'de olduğu gibi. Alman ressamlannın birçoğunun yakın geçmişleriyle \e insanlığm ortak tarihsel mıraslarıyla iç içe olduklarını söylemek mümkündür. Baselitz: !960'lı yıllarda kendisine uluslararası düzlemde ün kazandıran ilk kapsamlı tema olan 'Kahramanlar" dizi-resimlerinde. dönemin siyasal koşullarının da etkisiyle. toplumsal birolguyu ele alır. Inançları \e ulusal idealleri için sa\a^mı^ yorgun. yenik ve umutsuz Alman gençleri betımlenir bu dizide. Kısa pantolonları. uzun saçlan. sırt çantaları \e asker üniformaları ile gecikmiş bir yuvaya dönüş; ey lemı içinde olan bu gençler. Baselitz'e göre. savaş sonrasımn ">aralı, istismara uğramış ve yalnız kahramanlan'dır. K.ahramanlardizisini izleyen süreçte Ba;>elıtz. sık tekrarlara düşmemek için. resimde imge \e yöntem yenilenmelerine yol açan araştırmalara gınşır. Ona göre. fıgüratıf resim anla>ılır olma yolunda fazla>ıyla ipucu içermektedir. Bu gerekçeyle sanatçı. resmındekı tanımlayıcı uıisurlardan. kendi deyişiyle 'resimsel bir buluş'sayılabilecek atraksıyonlarla kurtulmaya çalı^ır. Sonuçta. resim düzlenıındeki kırılma \e parçalanmalar biçımınde açıklayabileceğimız bir görüntü sorunsalı üzerıne odaklar her ^eyı Betımlenen esas görüntüde bulunmayan. ama dramatık bir motıf olarak ımge dünyamızda rahatlıkla \aredebileceğımiz bir parçalanma olay ıdır gerçekte bu. Resnıın ıçeriğini belırleyen genel motıfın parçalanarak yön değış.tırmesi. doğal olarak bırtakım espas sorunlarını gündeme getirir. Bu da resmin algılanma olasılıklan üzennde uyancı bir düşünce perspektifi oluşturmak amacıyla yapılan "ressamca birdüşün ejlemi'dir. Baselitz'ın bu tarz eylemleri. resme ka\ranısal bir boyutta bir müdahale anlamına da gelir. Özellıkle sanat yapıtının klasik algılanış biçimlerine karşı açık bir tepki gızlidır burada. \'e giderek söz konusu ta\ır. 1970'li yıllarda motifin baş. aşağı edilmesiy le son durumuna ulaşır. \ani yapıtı-tersasmak, tanımlayıcı pek çok unsurdan onu yalıtmak anlamında yapılabilecek son hareketlerden biridir gerçekte. Bu olgu. sanatçının izleyiciyi görmek istediği konuma çekmesi. onu sarsarak. zihınsel düzeyde bir katılıma çağırmak ıstemesi bakımından da aynca önemlidir. Basehtz'in 1980'li yıllardan itibaren çalışmalarını 'Portakal Viyen Adam', •Anne-Çocuk". 'Ağaçlar' \e "Kuşlar' gibi basit konular üzerıne kurar. Çünkü bu konular. 'sanatçının resim oluşturma mantığı üzerine biçimsel ve eylemsel denemeler" diyebileceğimiz arastırmalarına zeınin hazırlamaktadır. Sonuçta; biçimdeki arınmışlıgın. anlatımın ^iddetıni arttıran temel bir unsur olduğuna inanan Baselitz'in sanatında. yeni-dı^a\urumcu hareketin de doğasına uygun. 'brutal bir ifade'nın netleş.tıgini görmek mümkündür. Bu önemli etkınlik sayesinde. yapıtlarını yakından izleme olanağını bulduğumuz \e halen dünyayı tepetaklak görmekte ısrar eden Georg Baselitz'i sıcak duygularla selamlıyoruz... Tom Hanks yönetmenlikte başarılı LOS A.NGELES (Cumhuriyet) - Tom Hanks. ılk yönetmenlik denemesi "That Thing You Do' ile eleştirmenlerin beğenisini topladı. 6O'lı ysllann gözde topluluğu The Wonders'ın kısa öyküsünü aniatan film. öyküyü neden üginç bulduğunu şöyle açıkladı: "Vıllardır iyi bir hit'le parlayan \e ardından unutulup giden topluluklan izliyoruz. L'zun süredır bunun nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum". Hanks yönetmenlik dışında senaryo yazarlığını üstlenmış. Aynca, topluluğun menajeri rolündekı kişiyi canlandıran ünlü oyuncu. USA Today gazetesi film eleştirmeni tarafından dört üzerinden üç yıldız aldı Haldun Taner'in yaşamöyküsü yayımlandı Kültür Senisi- Haldun Taner'in fotoğratlı yaşamöyküsü Sel Yayınlan Temel Ta^lar Dizısı'nde yay ımlandı Türk edebıyatının önde gelen ısımlerinden, yapıtlan pek çok yabancı dıle çevrılen ve oyunlan değişik ülkelerde sahnelenen Haldun Taner'ın fotograflı ya^amöyküsünü kaleme alan eşı Demet Taner. kendı bakış açısını yansitırken yaşamına sinmı^ izlerini okuyucuya duyumsatıyor. Sel Yayınlan. aynca Attilâ İlhan'ın fotograflı yaşamöyküsünü 'Büyük Yollann Haydutu" adıyla aynı dizide yayına hazırlıvor. Keloğlan', Berlin'de sahnelendi Kültür Servisi - 1996 Nasreddin Hocayılı nedeniy le heryaştan tıyatrose\erin ilgiyle izlediği •Nasreddin Hoca \e Eşeğı" adlı çocuk oyunundan sonra ikincı bir çocuk oyunu olan "Keloğlan'. Berlin'de etkınlik gosteren Tıyatrom'da büyük ilgiyle izlendi. Rejisini Meray Ülgen, yönetmenliğıni Yekta Arnian \e Meray Ülgen'in üstlendikleri oyun Türk masal edebiyatının kel kafalı. ıyi yürekli. gözüpek. kurnaz delıkanİM Keloğlan'ın serü\enlennı anlatıyor. Londra'da beste yarışması LONDRA (AA)- İngiltere'de genç \e tanınnıayan bestecılerı keşfetmek amacıyla uluslararası beste yarışması düzenlenecek. Londra'nın ünlü sanat merkezlerinden Barbican'da tanıtımı yapılan Masterprize Yanşması 1998'de sonuçlanacak. Senfonı orkestrası ıçın bestelenen eserlerin katılacağı yarışmada 6 finalist belırlenecek \e bu eserler Londra Senfoni Orkestrası tarafından >eslendırilecek. EMI plak şirketi. Londra Senfoni Orkestrası. BBC Radyo 3 ve BBC Müzik Magazin'ın işbirliğiyle düzenlenen yanşmaya dünyanın her yennden bestecıler katılabilıyor. Yanşmanın Tavsıye Kurıılu Başkanı Sir Colin Southgate, Türkiye'den de ismını duyurmak isteyen bestecıleri yanşmada görmek istedıklerini belirtti. Katılmak isteyenlerın Londra'da 7 I 624 5859 numaralı telefona başvurmaları gerektıği bıldırildi. BBT'de İlk Gençlik' sahneieniyor Kültür Senisi-Bakırköy Beledıye Tiyatrolan'nın 96 97 tıyarro sezonunda 'Ilk Gençlik' adlı oyun 13 ekimden başlayarak Yunus Emre Kültür Merkezi'nde sahnelenmeye başladı. Christıan Gıudıcellının yazdığı Esen Çamurdan'ın dilimize çevırdiğı. De\let Ti\atro>u sanatçisi Se\inç Aktansel Çetinok'un yönettiği oyunıın dekor ve kostümleri Gönül Sipahioğlu'na ait. Gül Onat \e Meral Onuktav Çetinkaya'nın rol aldığı oyun. dilnyadan elini eteğini çekmış iki mutsuz yaşlı kadının düşleyip de gerçekleştiremediği özlemleri yaşama isteklerini konu alı\or. Baselitz'in 1965-1992 yıllan arasında hazırladığı 81 yapıtı. İzmir'den başlayarak İstanbul ve Ankara'yı da dolaşacak Dünyayı tepetaklak görmekte ısrar eden Baselitz Misty in Roots ile reggae'nin büyülü ritmi Kültür Servisi- The British Councıl e Pozıtıf 'in gelenekselleştirdiği reggae konserlen Misty in Roots ile sürüyor. Hipnotik reggae ritimlenni kullanan grup cuma akşamı Bomonti Staras stüdyolarında. cumartesi günü ise Ankara Saklıkent'te birer konser verecek. Britanya reggae sound'unun tartışmasız en önemli topluluklanndan Misty in Roots aynı zamanda reggae tarihınin en uzun ömürlü grubu. Parçalannda genellikle baskı. zulüm. ırkçılık gibi temaları işleyen grubun bügünkü popülaritesinin ardında Tom Robinson \e The Clash ile gerçekleştirdiği konserler yatıyor. 1980'lerde ılham kaynağı olarak Afrika'ya yönelen topluluk müziklenne bugün sahip oldukları kuv"ietli ntm \e ftrik anlatımı kazandırdı. Konser btletleri Ouicksiher ve \akkorama mağazalarında satışa sunuldu. Marianne Faithfull'dan Brecht uyarlamaları STOCKHOL.M (Cumhuriyet)- Marianne Faithfull. uzun bir aradan sonra yeni bir albümle müzikseverlerin karşısında' "20th Century Biues". B.MG tarafından hazırlanan albüm. sanatçının Brecht ve Kurt VVeill'den yaptığı uyarlamaları içeriyor. 1967- 70 yıllan arasında Mıck Jagger'la ilışkısı olan \e 'Broken AngeF parçasıyla ünlenen sanatçı. Jagger'm 'As The Tears Go By" şarkısıyla bir süre gözde kalmıştı.Daha sonra uyuşturucu kullanması yüzünden uzun süre pop dünyasından ayn kalan sanatçı. 1985te uyuşturucuy u bıraktı. Aralık ayında 50 yaşına basacak olan Faithfull. sorunlu geçmişi hakkında şunları söylüyor: "Böyiesine güç ve sert bir yaşam sürmüş olmayı hiç kuşkusuz istemezdim. Yine de kendimi şanslı kabul ediyorum. Bir değil. birçok yeni şans tanındı bana...". Tuborg Rock '96 Ankara finali Kültür Senisi - Tuborg Rock Festıvali Genç Rockçılar Yanşması Ankara Fınali'nde Angel Skull. Disorder. D.N.A., Fender Blenders. Hard Lines, İlk Çığlık. Spell Baund, The Helican adlı gruplardan D.N.A. Nasıl da. Hard Lines da Mustang Salh adlı parçalarla Istanbul'daki finalde (26 ekim) yarışmaya hak kazandılar. İzzet Öz. Mazhar Alanson. Demır Demirkan. Peter Murphy. CumhurCanbazoğlu, Ya\uz Aydar. Erhan Konuk. Morten Bangsvaad ve Hakan Tamar'dan oluşan jürinin sıralamasında Fender Blenders, Orhan Gencebay'ın Gönül adlı bestesiyle üçüncü oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle