Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 1996 ÇARŞAMBA
12 HABER
Avrupa Komisyonu eski Başkanı Jacques Delors, toplulukta reform yapılması gerektiğini belirtiyor
PORTRE ı J. DELORS
20 Temmıız 1925 'te Paris 'te
doğdu. Ekonomi lisansı
yaptıktan sonra Paris Hııkıık
FaKÜltesi nde okııdıı. Fransız
Bankası nda çalıştı.
1945-62 yılları arasmda
Jacaues Chaban-Delmas
hükümetinde görev aldı.
.. 1973-79 arasmda Paris
C'niversitesi nde vardımcı
profesör oldıt.
1975-79yılları arasmda Maliye
Bakanlığı vaptı.
1981-84 arasmda Clichy kenti
belediye başkanı. 19X3-84 'te
Avrupa Topluluğu Komisyonu
Başkanı oldıt. 1984 'te Avrupa
Parlamentosıı Asambfesi
temsilciliği yaptı.
Fransız Sosyalist Partisi 'nde
görev aldı.
J, DeloıVa nöıv. barış \v karşılıMı anlavısla ilgili degerleri tüm Avrupa*>a \a\arken, topluluğun davanışma teetki
giicünii nasıl kormacağı, en önemli sorun.
A vrupa, bir güven
/ • sorunu olduğu
/ l kadar, kurumsal
ve hukuksal
mekanizmalar
sorunudur. Avrupa -farklı
uluslar, farklı siyasi
aileler arasmda- açıkça
söylenmemiş bir onayı,
sadakat ve karşılıklı
anlayışı teşvik eden
bir idealdir.
6
AB, keiKİisiııi yenilemeirJACQIES DELORS
Avrupa Birliği, kıtanın bütün ülkeleri için çekici
birgüç \e istikrann güvencesi haline gelmıştir.
Bugün bu bırlik. büyük Avrupa ile ilgili
tartışmanın merkezini oluştııruyor. Bazılan onu.
belki de olduğundan daha sağlam \e güçlü
sanıyor. Ama durum şu kı Avrupa"ya çok büyük
istem var -nitekim on iki ülkenin kapısını çalması
ya da başka ülkelerin kendisiyle işbirliğini
yoğunlaştırmak istemesi de bunu gösteriyor-.
Bunların hepsine yanıt vermemiz
gerekiyor.Birliğin derinleştirilmesine öncelik
vermek için genişletilmesinden kaçındığımız
yolunda bız aktit Avrupa savunuculanna karşı
ileri sürülen suçlamalardan kendimizi
kurtarabılmek ıçın. ilkelerimizi başlangiçtan
itibaren açıkça belırtmemiz gerekir. Aslında
başka bir seçeneğimiz de yok. Doğuda, tarihin
akışı içinde bizden ayrı kalan kardeşlerimiz.
kültürel. coğrafi ve düşünsel bakımlardan aynı
bizim gibi Avrupalıdır. 21. yüzyılagirerken
bunlan birliğe almak. en önemli görev imizdir.
Birliğin ağır görevleri
Üstesinden gelmemiz gereken görev ler. hiç de
kolay değil: Barış ve karşılıklı anlayış konusuyla
ilgili değerlerimizi bütün Avrupa'ya nasıl
vayacağız ve bunu >aparken topluluğun
dayanışma ve etki giieünü nasıl koruyacagız'
Birbirinden ayrı, çeşitli uluslar. bunların farklı
tarihı. farklı korku ve umutları karşısında nasıl bir
tutum takınacağız? Avrupa da. Bosnada
karşılaştığımız trajediler gibi felaketlerin ortaya
çıkmasına nasıl engel olabiliriz? Sözün kısası.
1996'da toplanacak Hükümetler Konferansı'nda
son derece karmaşık sorunlarla
karşılaşmayacağımızı kim söyleyebilir?
Kendimizi aldatmayalım:
Gerek entelektüel gerekse politik yönden eşi
görülmemiş bir görev le karşı karşıyay ız. Bu
görev. fazla basitleştirilmeden dört alana
ayrılabilır. Önce görev in sayıyla ilgili yönü:
Topluluğun üye sayısının 15'ten 30"a çıkması -
şimdiki kurumsal sistem büyük ölçüde 1957"den
kalma olduğuna göre. prensipte 6'dan 30'a
çıkması-; aslında AB'yi güçlendiriyor. ama
risklere de yol açıyor.
Çünkü genişletmeyle derinleştirmeyi birarada
yürütmek kolay değildir. Ayrıca farklılıklar
dolayısıyla da riskler vardır.
Halen AB'de kültürel yönden farklı izlere
rastlıyoruz: ü>eler arasmda ekonomik ve sosyal
bakımlardan farklı gelişmeler var. Bugün artık
birliöin. yarım yüzy ıldan daha uzun bir süre Batı
dünyasından uzak kalan. durmadan tarihin
oyuncağı olmanın acısını yaşayan devletleri içine
almaya hazırlanması gerekiyor. Böy le bir
toplulukta ekonomik işbirliğinin yalnız başına
herkese banş ve güvenlik sağlayabileceğine
gerçekten inanıyor musunuz' Hayır: gerekli olan.
günümüze kadar topluluğun ilerlemesıne olanak
sağlayan entegrasyon ve siyasi irade gücüdür.
Üç temel koşul
Iktisadi ve mali görev (hiçbir zaman
unutmamalıyız'ki. Ortak Pazar biz Avrupalılar
için her zaman daha büyük bir hedefe ulaşma
yolunda bir vasıta olmuştur): Bu hedef. çifte
denge temeli üzerine oturtulmuş. yani bir yanda
bireyle toplum. öte yanda piyasa güçlerinin
serbest rekabet ve işbirliğı mekanizmalan
arasmda kurulu dengeye dayanan bir modelin
savunulmasıdır. Bu ortak serüvene katılmak
isteyen her ülkenin. bence şu üç temel koşulu
yerine getirmesi gerekir: Çoğulcu demokrasi ve
insan haklarına saygı; açık bir ekonomi;
topluluğun geliştirilmesiyle ilgili hak ve
görev lerin kabulü.
Ğüçlüğün nereden geldiği görülüyor:
Modernleşme çalışmalarına yenı başlamış olan
ülkeler. özellikle Ortak Pazar çerçevesinde
yerleşmiş kurallara nasıl uyabileeekler' Bu
ülkelerin söz konusu geçiş döneminde
göstermeleri gereken çabalara vardımcı olmaya
hazır mıyız? Bazı ülkeler. ortak tutkularımızı.
dolayısıyla ortak politikamızı etkisizleştirmek
için bazı mali görüşler ileri sürmeyecekler mi'.'
Kurumsal uyum sorunu
Görüşlerimizi kesin bir kararlılıkla temsıl
etmemiz gerekiyor. "Rekabet, işbiriiği ve
davanışnıa" gibi üç dayanağı olan Av rupa modeli
A vrupa, süreklilik,
/l ortak değerlere
/ l sadakat ve bazı
noktalarda ortaya çıkan
görüş aynlıklarının
üstesinden gelinmesi
şartını koşar. Avrupa;
ısrarlar ve ani kararlar
sorunu değil,
bir kültür ve inanç
sorunudur.
topluluğumuzdan yarın şüphe edilecek olursa.
Avrupa'da derin bir uçurum açılacak; bu da
kuşkusuz ciddi bir sivasi ve sosyal bunalıma
neden olacaktır.
Gelelim kurumsal göreve: Avrupa Birliği'nin
gücü. parlamento. konsey ve komisyondan oluşan
kurumsal üçgene dayanıyor. Avrupa Adalet
Divanı da önemli roloynuyor. Avrupa yapısının
sağlamlaşmasına ve egemen de\ letler arasında
işbirliğini ınümkün kılan hukuk devleti ilkesine
saygı duyulmastna. bu mahkemeniri yasalan
büyük katkıda bulunmuştur Bugünden itibaren
bu kuruluşlar arasında gerekli uyıım konusunda
geniş kapsamlı birtartışma başlatılmalıdır.
Ve son olarak sivasi görev; Asla unutmamamız
gereken. Avrupanın bir güven sorunu olduğu
kadar. kurumsal ve hukuksal mekanizmalar
sorunu da olduğudur.
Avrupa -tabii farklı uluslar, farklı siyasi aileler
aıasında- herşeyden önce bellı bıranlayışı.
açıkça söylenmemiş bir onayı. sadakat ve
karşılıklı anlayışı teşvik eden bir idealdir.
Avrupa birdenbire değil. uzlaşma ve
müzakereler .sonucunda kuruldu. aynı biçimde
gelişmeye devam ediyor. Avrupanın diğerlerine
karşı anlayışı. tartışmanın kabul edilmesi ve en
küçük dev letın bile dinlenmesi gerçeğinin
kavranmasını gerektirmektedir.
Avrupa. süreklilik. ortak değerlere sadakat ve
ortaya çıkan görüş ayrılıklarının üstesinden
gelinmesi şartını koşar. Avrupa; ısrarlar ve ani
kararlar sorunu değil. bir kültür ve
inanç sorunudur.
Yüzyılın sonuna yaklaşırken büyük korkularımın
nedenı: aile bağlılığının fark edilir şekilde
A vrupa birdenbire değil,
/ f uzlaşma ve
- Z A müzakereler
sonunda kuruldu.
Avrupa'nın diğerlerine karşı
anlayışı, tartışmanın
kabul edilmesi ve
en küçük devletin bile
dinlenmesi zorunluluğunun
kavranmasını
gerektirmektedir.
azalması, bireysel taleplerin artarak topluluk
çıkarlannın önüne geçmesidir. Insanlarunızın
belleği zayıflıyor. Bunlar. Avrupa ülkelerini.
güçlerini birleştirmeye yönelteıı en önemli
nedenleri artık hatırlaınıyorlar bile. Şundan
kesinlikleeminim ki. Avrupa projesinin amaçları
etraflıca düşünülmeseydı. çabalarımızın nedenleri
üzerinde esaslı birtartışma olmasaydı. 20.
yüzyılın eşsiz büyük demokratik serüveni çok
çabuk sona ererdi.
Parasal ve si>asal birlik ikilemi
Acaba burada fazlasıvla büviık bir karanısarlığa
mı kapılıvorum' Maastricht Anlaşmasrnın
simetrik olmavan niteliği sık sık belirtildi:
Sağlam kuruluşlara dayanan \e belli birtarihi
öngören parasal kısmının ağırlığına karşılık.
sivasi ideallerınin belirsizliği. Buna davanan ve
gerek taraftarlar gerekse uzmanlar tarafından
pavlaşılan beklcnti, Para Birliği'nin Avrupanın
kuruluşunda bir canlılık testi olarak kabul
edilmesi ve bu bırliğin. öteki birlikleri. iyi işleven
birdişli çark gibi arlasından çekmesi.
Kanımca bu tür düşünü.ş. iki bakımdan bir
çıkmaza götürecektir; Birıncısi, gelecekte
kurulacak olan Avrupa Merkez Bankası
tarafından temsil edilen parasal güçle birliğin
ekonomik gücü arasında bulunmasi gereken
denge bakımından; Tek bir para birimınin başarılı
olması. sadece parasal ve mali koşııllara bağlı
değildir. Böyle bir başarı için ulusal
makroekonomi politikalarının varlığına
gereksinim vardır kı. bundan henüz
çok uzakta bulunuvoruz.
İkincısi ise. para birimine vazgeçilemez bir
karşılık oluşturacak olan gerçek siyasi birliğin
kurulması bakımından.
Alman dostlarımız. Avrupanın kuruluşunda sırf
siyasi kısma verdikleri önemi çoktan
vurguladılar. Oıılann bu tutumuna tamamen
katılnıaktayım.
Çünkü bazt ülkelerin birbirlerine. dı^işleri ve
savunma politikalarındaki ortak degerleri
koruyacak ve belirtecek kadar değiîde. ortak
para birimini haklı gösterecek kadar bağlı
hissetmelerıni halkımıza nasıi anlatabiüriz?
Coğrafi \e siyasi Avrupa
Tek bir para birimınin kabulü. AB'nin varlığını
sürdürebiimesi için yeterli değildir. Aslında bir
değişim dönemi geçirivoruz. Avrupanın sadece
kurumsal kenetienme \asıtasivla kurulması -
Robert Schuman'ın dev işi> le "pratik dayanışma
ile somut sonuçlar"- zamanı geçti. Ba^ka türlü
sövlevecek olursak. yöntem lıâlâ doğru. ama
yeterli değil. Avrupa Birliği. bugün başarısının
bir tür kurbanı olarak herkesin yaşamını
doğrudan etkilivor. Nitekim Maastricht
Anlaşması'nın onaylanması sırasında ortaya
çıkan güçlüklerde bunu gösterdi. Ilerideki
Avrupa toplantılannın sonuçlan nasıl olursa
olsun. kıtamızın gelişmesi. ancak demokratik
tartışmalar sonucunda alınacak. ilgili dev let ve
halkların kendisivle özdeşleşecekleri açık siyasi
kararlar sayesinde mümkün olacaktır
Demek ki coğrafi Avrupa ile siyasi Avrupa
arasında bir seçim yapılması söz konusu. Ya
içinde topluluğun. birkaç ortak politikaya sahip
bir serbest ticaret bölgesı oluşturduğu. uyaraeak
siyasi iradesi ve ilerlemesine vardımcı olacak
kuruluşları bulunmavan bır coğrafi
Avrupa ya da ülkelerimizin iradesinin bir ifadesi
olarak. dünyanın küçülmesi. yeni rakiplerin
ortava çıkması. milliyetçi ve köktendinci
tehlikelerin belirmesiyle ilgili görev len
üstlenmeve hazır siyasi Avrupa. Değişen bir
dünyada özerklik ve kimlığimizi korumamıza.
tarihten miras aldığımız şeylerin bir bakıma en
iyisi olan evrensel geleneklerimize sıkıca baglı
kalmamıza. ancak bır sivasi Avrupa izin verebılir.
Dev letler ve uluslar federasyonu
Bu idealin herkes tarafından paylaşılmadığını
itiraf etmemiz gerekir. Bu ideal. bu yolda çaba
gösteren dev letlerden. uluslardan kararlılık.
cesaret ve ortak gelecekleri>le ilgili belirli bir
vizvon ister. Her türlü vanlış anlamadan
kaçınmak va da bu yola karşı çıkanların eline bir
bahane vermenıek için Hans-Dietrich
Genscher'in şu sözünü. en önemli ilke olarak
kabul etnıek gerekir: "Hiçbir de\let, istediğinden
daha öteve gitme\e /orlanama/; ancak daha
ilcrive gitmek isteven diğer devletleri de hiçbir
devk't tnındun alıkovamaz."
Bu başlaııgıç. bır "A\rupa a la carte" yönüne
sapılmasını da engellemektedir. Sınırlı bir
i^birliğine davanan. ortak yükümlülük ve
zorunlulukları olmavan bir Avrupa. yemek
listesinı herkesin kendi çıkarlanna göre
hazırlayacagı bir self service dükkânı haline
gelebilir Bu ise, ortak istemlerimizin.
toplulııkla ilgili ideallerimizin tam anlamıyla
reddi demektir.
Tabiı ben bu Avrupa'yı. gelişmenin farklı
tempolara göre gerçekleştiği. fakat ortak
amaçların geliştirilmesine yönelmiş olduğu bir
"değişken geometri Avrupası" ile
kanştırmıvorum. Bu tür ilerleme. Avrupa
entegrasyon sürecinin daima bir parçası oldu.
Örneğın sermave özgürlüğü 1990 vılında kabul
edildiğı zaman. bunun on iki devletten sadece
sekizinı ilgilendirmesi gibi.
Değişken geometri. bır ortak ıradeye
davanmaktadır. Bu, üstlenilen yükümlülükleri
tehlikeye atmıyor. fakat devletlerin sırf
ıktisadi >a da mali nedenlerle dışanda
bırakılmalanna engel oluyor.
Bence vapabilenlerle vapamayanlar arasında
değil. isteyenlerle istemeyenler arasında
biraynm yapılması gerekir.
Isteyenler. haklı olarak federatif çözüm
biçiminin yararlarını belırteceklerdir.
Sadece bu federal başlaııgıç. kimin ne yaptığı.
kimin kinıe karşı sorumlu olduğu konusunun
belirginleştirilmesine izin verır.
Ancak federal başlangıç. egemenliğin naklini ve
sınırlarını tam olarak betımleyebilir. demokratik
kontrol mekanizmasını ve nüfuzun kötüve
kullanılmasina karşı yaptınmlan kolay laştırır.
küçük birimlerin yapamayacağı işleri üst
birimlerin üstlenmesi beklentisiyle ulusal
özelliklere \e bölgesel farklılıklara saygıyı
güvence altına alır.
Bu nedenlerle dev letler ve uluslar federasyonu
fornıülünü ortaya attım. her ne kadar ilk bakışta
çelişkili gibi görünüyorsa da.
Benim için önemli olan, toplulukla ilgili
istemlerimizi uluslanmızın gelişmesiyle
bağdaştırmak ve bunların özerklik ve hareket
olanaklarını birleştirmek suretiyle arttırmaktır.
Kurumsal tartışma yüzünden gerçekten önemli
olan şu konuyu gözden kaçırmamamız gerekiyor:
Egemen devletlerimizin şeffaf anlaşmalar
temelinde birleşmiş bir Av rupa lehinde ya da
aleyhinde kesin karara varması.
Kıtamızın varlığını. sadece birleşmiş bir Avrupa.
güçlü ve ay nı zamanda hoşgörülü bir topluluk
içinde güvence altına alabilir.
Bu \a:ı, Almuıncı'Ja vcmmlaııan Deutschland
Maguzin dergisiıulen alınnııştır.
ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORLNLARIYILMAZ ŞİPAL
Geçıniş zaıııaııların izin hakları
Soru Özel bir kurumda işçi olarak çahşıyonım.
1996 vılında SosyalSigortalar Kurumu'ndan emekli olacağım.
Son üç yıldır izin kullanamadım.
Sorularım
1) Emekli olurken geçmiş v ılların izin haklannı alabilir miyim?
2) KuUanmadığım üç yılın izin haklannı alabilirsem. ait olduk-
ları yılların ücretine göre mi yoksa emekli olduğum günün üc-
retinden mi alınm?
3) V ıllık ücretli izin hakları için hak düşürücü süre kaç yıldır?
(T.S.)
YANIT: 1475 sayılı Iş Yasası'nın "Akdin feshinde izin ücreti"ne
ilişkın 56. maddesinde şöyle denilmektedir.
"İşçinin hak kazanıp da kullanmadığı y ıllık izin süresi için ücreti.
hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından feshedilnıesi halinde ak-
din sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödenir."
Yasadaki anlatımdan. gerıye dönük y ıllık izin haklannın da son üc-
ret üzerinden ödeneceği açıktır.
"(!)(...) Yıllık izin ücrerinin 1475 sayılı İş Kanunu'nun 56'ncı mad-
desi uyarınca akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden hesap edil-
mesi gerekirken ilişkin bulunduğu yıllara ait ücret üzerinden hesap
edilmesi doğru değildir.(...)
(^•an!ltay 9. Hukuk Dairesi. 15.1 1.1987 tarih. 1987 10670 esasve
1987 fl!23karar)
İhbar ve kıdem tazminatı dışında kalan ücrete ili.şkin alacaklar 5
yıllık zamanaşımı ile sınırlıdır.
(2)~(...) Borçlar Kanunu'nun 126. maddesine göre ihbar ve kıdem
tazminatı dışındaki isçiiik hakları 5 y ıllık zamanaşımına tabidir. Mah-
kemece. sadece asgari ücret farkı için zamanaşımı göz önündc tutul-
muş fakat ücretli izin, hafta tatili ücreti bakımından bu konu üzerin-
de durulmanııstır. Ek dava 16.2.1990 tarihinde açılmış olduğuna gö-
re 16.2.1985 tarihinden sonra gerçekleşmiş olan izin >e hafta tatili üc-
rvllerine ve buna ilave olarak söz konusu işçilik hakları için ilk dava ile
talep edilen miktaıiara karar vermek gerekir. (...)
(Yanııtay 9. Hukuk Dairesi. 21.6.1990 tarih. 1990 4520 esas ve
1990 7631 karar)
(3) (...) "ÖZET: Asgari ücret farkı, izin, hafta ve genel tatil paraları
alacaklan beş yıllık zamanaşımına tabidir."
(Yars-ıtay 9." Hukuk Dairesi. 4 3.1986 tarih. 1986 3052 esas ve
1986 2395 karar)
Kayııak (1) Yasa Hukuk Dersıisi. Nisan 1988. sayfa 622 316
(2) Yarmtay Kararları Deraisl Şubat 1991. sayfa: 203
(3) Yasa Hukuk DenıiM. Aralık 1987. sayfa: İ756 745
POLİTÎKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Kayalıklar Şakası...
Birhoşgörü rüzgârı dalgalanıyor. RP'Iİ belediyeler-
den kimileri hoşgörülü olduklarını kanıtlamaya çalışı-
yoriar. Türban gerilerde kaldı. Baksanıza istanbul Be-
lediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a... Bir za-
manların dinsiz sayılan gençlik liderlerinden Kızıl
Dany'yi istanbul'açağırdı. Yedirdi, içirdi, ağırladı, ko-
nuk etti. Bu. Kızıl Dany, yeşil Erdoğan hoşgörüsü de-
ğil miydi?
Erdoğan bunu yapar da Beyoğlu Belediyesi'nin şi-
rin başkanı Nusret Bayraktar durur mu? Doğru Çi-
çek Pasajı'ndaki Üç Horon Kilisesi'ne gitti. tanınmış
müzisyenlerden Onno Tunç'un cenaze törenıne ka-
tıldı, dua etti. Bu da hoşgörü değil miydi?
Ben bu Üç Horon Kilisesi'nde bir dinsel törende bu-
lunmuştum. Agop Arad da vardı. Papaz dua etme-
yebaşladı, baktımdualarTürkçeydi.Şaşırmıştım. Bir
dost kulağıma eğillmiş, yavaşça: "Burda dualar Türk-
çe okunur" demişti.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında anadili Türkçe olan Er-
meniler yok muydu?
Bu sadece bir hoşgörü değil. yaşama biçimiydi.
Nasrettin Hoca'ya sorariar:
"Hiç âşık oldun mu?"
"Bir gün oluyordum, üstümüze geldiler."
Insanın üstüne iyiliğine de gelirler, kötülüğüne de...
Ortalığı bir aşk dalgasıdır sardı. 13'ündeki genç iri-
si Ingiliz kızı Sarah ile 18'indeki Kahramanmaraşlı
Musa da giriftar oldular.
Bu aşk, ülkedeki başbakanlık kavgasını bile bir sü-
re unutturdu. Kızın anası taa Londra'lardan kalkarak
Maraş'lara geldi. Oysa bu sevda yeni değıldı. Kız
13'ünde, oğlan 18'inde olsa bile onlar çoktan her şe-
yi göze aimışlar. "Aşk ferman dinlemez" derier. Bu aşk
Ingiliz krallık fermanmı dinlememiş. Bu ferman, Falk-
land Adalan'nda savaşı durdurmuş, aşkı söndüreme-
mişti.
Çocuk yapısındaki Sarah ile garson kılıklı Musa,
Alanya'nın Hamburg Oteli'nde "mercimeği fırına"
verjnişler de kimsenin haberi olmamış...
Önce ingiliz gazetesi The Sun haberi duymuş, ya-
yın hakkını ele geçirmiş. Kızın annesine büyükçe bir
para vermiş. Sonra medya duymuşsa da geç kalmış-
tı.
Ingilizler Sarah'yı isterler, ama veren yok! Veren ol-
madığı gibi Ingiliz fermanı da para etmiyor. Biz de ni-
kâhı imama kıydırırız. Ingıltere'dede kilisede kıyılıyor.
Ikisi birbirine benziyor. Sarah-Musa davası ile baş-
bakan kim olacak kavgası sürerken ortaya bir de
"Kardak kayalıklan" çıktı.
Bodrum'a bır karışlık bir ada yüzünden neredeyse
savaş çıkacak... Bizi bir aydır bir başbakansız gör-
düklerınden bastırıyorlar. Gazete başiıklarında Clin-
ton, "Türk-Yunan savaşı çıkabilir"diyor. Yunan ordu-
su alarma geçer. Bir sıkıntı başgösterir. Şu olur, bu
olur...
Koltuğu boş koymamalı...
Gazetecı Ömer Sami Coşar, bir kayalı ada gör-
müş, bayrağı dikmiş, kıyamet kopmuştu. Sonradan
bunun bir kayalıklar şakası olduğu anlaşılmıştı. Bu-
nun da bir şaka olduğu anlaşılacaktır. Bir gemi kaya-
lara oturmuş, sonra anlaşmayla çıkarılmıştı. Bunun
da bir kayalar şakası olduğu anlaşılacaktır.
B U L M A C A SEDATYISAYA\
1 2 3 4
SOLDAIN SAĞA:
1/Osmanlı saray-
lannın enderun
denen ıçbölünıle-
nnde görev lendi-
rılmek üzere ye-
tıştırılen devşır-
melere verilenad.
2/ Su taşkını...
Aruz ölçüsünde
kısaokunması ge-
reken bir heceyi.
kalıba uydurmak
için uzatma. 3/
^'üksek rakımlı
ülkelerde turizm
ve dağcılık etkınlikleri ara-
sında yer alan yürüyüş gezi-
leri. 4/ Dolma yapmak için
hazırlanan karışım... Bır tür
taze v e tuzsuz beyaz pey nır...
Gümüşün simgesi. 5/ Hınt
müzığıne özgü tellı bir çal-
gı... Kumtaşı. 6/Geminın zın-
cırı toplayıp demrrmi kaldrr-
maya hazır bulunmasi. 7/Dı-
şi deve... Bir cetvel türü. 8/
Parlak kırmızı renkte bir süs
taşı.. Hekimlıktaslayankim-
se. 9/ Samsun'un bir ılçesi...
YIKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Soğuk davranışlarla hoslan-
madığını bellı etme. 2/ Köv. pazar gıbı yerlen dolaşarak u-
fak tefek tuhafıye eşyası satan gezgıncı esnaf... Eukı dılde
yol. 3/ Ispanyoflar'ın sevınç ünîemı... At ahın. 4/ Yakanın
göğse doğru ınen dev rık bölümii. 5/ Kımı balıkların ıste ku-
rutularak yapılan pastırması. 6/Buyurucu... İn \eborubi-
çımınde beyaz ya da sarı renklı çıçeğı olan bır süs bıtkısi.
II Eskı dilde ekmek... Çin ve Japonva'da oynanan bırçeşıt
satranç. 8/ Dızgınleri koy u\ erılmiş atın dörtnala ko^ması...
Hz. Musa'ya Tanrf nın tecellı enığı dağ. 9/Göçebelerın kul-
landığı bır tür keçe çadır.
İLAN
T.C.
KARTAL 3. SULH
HUKUK MAHKEMESİ
HÂKİJVILİĞİ'NDEN
1993 195 E
1995 1202 K
Davacı Yasef Romano vekili Av. Güven Esin ta-
rafından davalılar Günseii Tekinay vs. aleyhlerine
açılan kat irtifakının iptali davasının yapılan açık
yargılaması sonunda verilen karar gereğince:
Davalılar Biricik Arcan. Ali Arcan Kılıçoğlu.
Şehriban Akbulut, Seyhan Günce veCevat Eke'nin
adresleri bütün aramalara rağmen bulunamadığın-
dan; zabıta marifetile. tespit edilemediğinden, mah-
kemeınizden verilen 27.12.1995 gün, 1993 195 e-
sas. 1995 1202 sayılı karannda. Maltepe ilçesi. Bağ-
larbaşı Mah. Atatürk caddesinde bulunan pafta
30 1, ada 3113, parsel 973"te bulunan binanın
23.3.1971 tarihinde kurulan kat irtifakının çekil-
mez hale geldiğinden; binanın projesinin tasdik
edildiği 5.9.1970 tarihinden buyanaprojeyeuygun
olarak bitirilip, bagımsız bölümlerin hak sahipleri-
ne verilmediğinden: bu nedenle dava konusu yerde
kurulan kat irtifakının iptaline karar verildiği, adı
geçen davalılar Biricik Arcan, Ali Arcan Kılıçoğ-
lu. Şehriban Akbulut. Seyhan Günce ve Cevat
Eke'nin yokluklarında verilen yukarıda tarih ve sa-
yısı belirtilen karar davalılara ilanen tebliâ olunur.
16.01.1996
Basın: 67992