Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SA>FA 15MART1992PAZAR
PAZAR KONUĞU
Türk Tıp Akademisi Genel Sekreteri Prof. Dr. Uğur Derman:
Böyle doktor yetiştirirsek AT'ye giremeyizHalen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Onkoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi olan Prof.
Dr. Uğur Derman, Avrupa Topluluğu ülkelerinin "serbest dolaşım" sistemi
çerçevesinde İtalya'dan, İspanya ve Portekiz'den diğer AT ülkelerine yayılacak
işsizdoktorlardan korkulduğunu, yeterli bilgisi olmayan "Avrupa Öoktorlarf'nın
ortaya çıkışından çekinildiğini belirtiyor. Türkiye'de ise "daha çok doktor, daha
çok doktor" diye diye AT'ye girişimizi bile engelleyebilecek bir tempoda doktor
yetiştirildiğini dile getiren Uğur Derman ile arkadaşımız Gündüz İmşir,
ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin sorunlannı konuştu.
PAZAR KONUĞL
SÖ JT££/GÜNDÜZ İMŞİR
• ^ H Yeni bir 14 marta daha girerken, sağlık
alanındakı değerlendirmçlerinizı de göz önüne ala-
cak oiursanız, sizce Türkiye'de ulusal sağlık politi-
kasınm varlığından söz edilebilir mi?
Ülkeler, ulusal birsağlık politikası oluşturmalı-
lar mı. diye bir soruyla başlayalım isterseniz. Tabii
bir sağlık politikası oluşturmak zorundaydılar.
Fakat bu politika sabit bir politika olamaz. Çün-
kü bilım ve teknoloji o kadar bü> ük bir hızla ilerli-
yor ki. değişken ve de giinün gereğine uygun sağ-
lık poiitikalarının geliştirilmesi laam. Türkiye'de.
başlangıçta sağlık politikalan oluşturulmuş, hatta
çok başanlı sonuçlar da elde edilmiştir. Bu sonuç-
lann başanlı olanlan içinde. özellikle bir sıtma sa-
vaşı, bir trahom savaşı, bir verem sa\aşı çok
önemli, dünya literatürünegeçecek değerli başan-
lardır. Ancak ondan sonra gittikçe karmaşık sağ-
lık teknolojisi işin içine gırdiği zaman. bu hızlı ge-
lişmeye ayak uyduracak bir dûzenleme maalesef
sağlanamamıştır.
Bugün geçerli bir sağlık politikası varmı dendi-
gi zaman, daha çok yüzeysel terimlerle ıfade etti-
ğimiz, örneğin "Bir genel sağlık politikası yapa-
hm" sözcüğüyle ifade ettiğimiz "Herkese sağlık
sağlayalım" sözcüğü var; ama bunun hiçbir aynn-
tısı yok. Programın nasıl gerçekleştirileceğine iliş-
kin detay da yok , sadecc başlıklar var.
Halbuki dünyada uzmanhk dallan, bilim tek-
nolojisi, bilgi yükü bu kadar artarken çok daha
'Yeşil kart'la sunularf biçimde,
sigortası olmayan kişilere devlet
garantisi altında saglık hizmeti
verelim deniyorsa benun buna hiçbir
itirazun yok. Ama bunun
becerileceğine inanmıvorum.
Yahut hangi düzeye kadar
verilebilecek, tereddütlerim var.'
aynntıh bir program yapmak gerekiyor.
Pekiyi, bu programı kim yapmalı? Kim yapa-
cak? İşte konu büyük başlıklar altında olduğu za-
man, bunu Sağlık" Bakanhğı ve DPT. belki kendi
başına yapabilir. Ama bu kadar teknık noktalara
gelindiğj zaman, yani bir sağlık planı uygula-
nacaksa, o zaman muhakkak akademik değerler-
den ve tabip odasındaki yöneticilerden, diğer mes-
lek odalanndan bir daruşmanlık hizmeti sağlan-
ması lazım. Tabiı burada en önemlısi, danışmanlık
sağlandıktan sonra, fıkir birliginin de oluşturul-
ması.
| Sizce bu nasıl sağlanabilir?
Aksi hareket ettiklerini düşünün. Eğitimi yapan
tıp fakültelerindeki uzmanlar bir yana çeker, mes-
lek odalanndaki yetkililer bir yana çeker. DPT de
başka bir noktada ısrar ederse. zaten o zaman
oluşturulacak sağlık planının yürümesi mümkün
değildir. Örneğin bugün Türkiye'nin sağlîk planı
var mı dendiği zaman, bunun cevabını da verebili-
rim size. Çünkü 1963 yılında "sağlık planı"
vapılmıştı. "sosyalleştirnıe planı" adı altında. Bu
plan ortadan kalkmadığına göre halen yürürlükte
diye düşünülebilir.
Ancak bu plan. ortaya konuluşun^an 4-5 yıl
sonra, izlenmediğinden, denetimi tam yapılmadı-
ğından, değişmesi gerekli noktalar değiştirilmedi-
ğinden, işlemez hale gelmiştir. Bu yüzden. bugün
yeni bir sağlık planı var mı sorusunun cevabını bile
veremiyorum.
• ^ H Yataklı tedavi kurumlan hakkmda dü-
şünceniz nedir? Sizce ülkemizdeki yataklı tedavi
kurumlarının sansı yeterli değil mi?
Şimdi demin sözünü ettiğimiz yere altyapıyı gö-
türmek lazım. Bundan sonraki tedavi edici ruz-
metlere girdiğiniz zaman da burada bir sağlık zin-
cirini oluşturmak zorundasınız.
Ne kadar yoğun bir yerleşim merkezine. nasıl
bir sağlık takımı götüreceksiniz? Burada politik
zorlanma ile kamunun bilinçlenmesi iç ice ve çok
israfa yol açan bir noktadır bu Çünkü kamunun
ifade şeklinde de bence önemli oir hata var. Yani
kendi temsilcisinden, politikacıı'an esasında ka-
munun talep etmesi gereken, "Bana lütfen en iyi
UĞUR DERMAN
Prof. Dr. Uğur Derman, 1939da
tstanbul'da doğdu. 1956'da Robert
Kolej'den, 1962'de Istanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi 'nden mezun oldu. 1964 ve 1972
Eczacıbaşıjıp Ödülleri'ni, 1973 TÜBİTAK
Teşvik Ödülü'nükazandı. 1971 yılında
doçentliğe, 1977 vılındaprofesörlüğe
yükseldi. 1979-1985yılları arasmda
Cerrahpaşayönetim kurulundagörevyoptı.
Halen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Onkoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Türk Tıp
Akademisi Genel Sekreteri ve A vrupa
Kanser Eğitimi Birliği Başkanıdır.
konu bizim ülkemizde de gelişmiş durumda. Bu
açıdan sizin aynntı ile tüm teknolojiyi kullanabile-
ceğiniz yerlerin de tam teşekküllü olması lazım.
• • • i Hekimlerin özlük hakları ile ilgili genel de-
ğerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu bağlamda,
vıllardır her iktidar değişiminde hekimlerin sorun-
larmın çözüleceği iddia edilse de değişen bir şey ol-
muyor ve sonunda yeniden gündeme geliyor. Sizce
kesin çözüm nasıl sağlanabilir.'
Bir toplum içindeki yanlışlar, eksiklikler her ka-
demeye yansıyor. Hekimin hangi pozisyonda,
hangi kadroda çalışüğını örnek alacak olursak...
Eğer özel caiışıyorsa zaten bu koşullan kendisi
sağlayacaktır. Geriye kalıyor, bizim üniversitedeki
kadroda çalışan arkadaşlanmızla, devlet hasta-
nelerinde çalışan hekim arkadaşlar... Bizim ülke-
nin sisteminde bu durum, bir memur statüsünü or-
taya getiriyor. Bir kontrat sistemi yok. Zaten kont-
rat sistemi olsa, bu tür bir istek gelmeyecek ve ta-
lepler o kontratın kendi içinde var olacak. Ama siz
ısra"rla memur statüsünü getirdiğinizde, ortada da
bir sağlık konusu varsa, o zaman hemen karşınıza,
bu kesime sendika hakkı verilmesi istemi gelir. Ne-.
den verilmesin? Çünkü zaten özlük hakkı isteme-
nin yolu grev olduğuna göre, ülkemizin sağlık hiz-
meti aksayacak.
Öte yandan, nöbet ve normal günlük mesainin
dışındaki hizmetlerden bu hekimlere. ücretlerinde
bir iyileşme, sosyal haklannda bir iyileşme getiri-
lebilir mi konusu ortaya çıkıyor.
Ama benim asıl üstünde durmak istediğim konu
çabşma koşullan. Birkişinin, yapamayacagını bil-
diği bir işe zorlanması kadar huzursuz edici bir şey
olamaz. Samimi olarak söylüyorum, üst üste
20-25 hastadan fazlasını dikkatle dinleyip düşü-
nemezsiniz. Hepsi birbirinden farklıdır çünkü.
Ama özellikle SSK hastanelerinde hekim arkadaş-
lanmızın günde IOO'ün üzerinde hasta bakmalan,
Prof. Dr. Uğur Derman (solda) ile arkadaşımız Gündüz İmşir Türkiye'nin sağlık sorunları ü/erinc konu^iuiar. (l otoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
şekilde sağlık hizmeti sağlayın" düşüncesi olmalı
iken, "Bizim köye bir hastane yapsanız" diye bir
istekte bulunuluyor. Halbuki önemli olan, işlevi
sağlayabilmek. Bugün hastane denemeyecek o ka-
dar çok kurum, hastane adı altında. ülkeye da-
ğıtılmış ki, burada yapılan bütçe harcamalannın
yüzde 80'i israf oluyorgibi... İşte bu noktadan son-
ra yataklı tedavi kurumlannın sorunlan başlıyor.
Ülkemizde yapılan ortalamaya baktığınız za-
man, Türkiye'de sadecc yataklann yansı kullanı-
labilir durumda. Bu da neyi ifade ediyor? Biz bir-
çok yataklı kurumu yanlış yerlere kurmuşuz. O za-
man da diğer yansı boş kalıyor. Çözüm, bilinçli bir
sağlık zincırinin kurulmasında yatıyor. Bu zinciri
oluşturmuş bir Yugoslavya ömeği var. Burada
ağırlık verilen konu, ulaşım ve iletişim. Artık bu
âdet yerini bulsun derecesinde bir olay. Burada
hep kayıp var. Verilen ilaçlann gereğinden fazla
olması, zaten teşhislerde doğruluk oranının bu
acele içinde azalması ve o hekimden tatmin ol-
mayan hastanın tekrar tekrar ikinci, üçüncü bir
hekime başvurması gibi tamamen israfa yol açı-
yor.
Özlük haklannda yapılacak ilk iş. mesleğin
doğru dürüst uygulanması için, araç-gereç koşul-
lannm sağlanmasıdır. Bunun dışında her türlü
ekstra mesai ve nöbetin parasal karşılığırun öden-
mesı son derece insanal ve hakh bir hizmettir. O
zaman da sendikalaşma ve grev hakkı gibi konu-
lann üzerine, bu istemler karşılandığı için, fazla
gidilmeyecektir.
•••• Pekiyi, genel sağlık sigortasınaa hangi
çelişkili noktaları sıralayabiliriz?
Şimdi çelişkilerden biri, zaten bugün nüfusun
yüzde 6O'ı devletçi sistemde alışmış olduğumuz
gibi sigortalı. Geriye bir sigortasız yüzde 40 kalı-
yor. Yalnız bu sigortasız yüzde 40 da en fakir
olan ve bir kısmı işsiz olan kamu kesimimiz. Artı,
bir kısmı da altyapısı en zayıf olan ve coğrafi
bakımdan da ulaşımı en güç semılerde oturan
kimselerdir. Şimdi, genel sigorta ile bunlann
sağbğının ne kadannı, nasıl sigorta edeceksiniz
sonısu var. Yani sigortadan kasıt, "Hastalanma-
dan bu insanlar prim ödesin" ise. bu klasik sigor-
ta tanımı... "Sonra icabında biz bunlan tedavi
ederiz" deniliyorsa, zaten bu kimselerden prim
toplamanız mümkün değil.
Yeşil Kart'la sunulan biçimde sigortası olma-
yan kişilere devlet garantisi altında sağlık hizmeti
verelim deniyorsa, buna tabii benim hiçbir itira-
zım yok. Ama bunun becerileceğine inanmıyo-
rum. Yahut hangi düzeye kadar verilebilecek,
bunda tereddütlerim var.
•••• Batılı ütkelerde, bizdeki zorunlu hizme-
te benzer uygulamalar var mı?
Hollanda'da aynen bizdeki gibi. Almanya'da
yüzde 90 böyle. Bugün, daha fazla hekime ihti-
yacımız olup olmadığı tartışılıyor. Ve bir de Av-
rupa Topluluğu standardından söz ediliyor. Bu-
gün ülkemizde 1250 kişiye bir hekim düşüyor.
Her yıl 5000 mezun verdiğimiz için, 7-8 sene so-
nunda, bu sayı 750 kişiye bir oranına düşecektir.
Japonya'da bu rakam 650'de birdir, Fransa'da
500*de birdir ama hekim fazlalıgından yakın-
maya başladılar. Bir de bizim hastalanmadan he-
Ülkemizde yataklı tedavi
kurumlarının birçoğu yanlış yerlere
kuruünuş durumda... Yataİdarın
yansı boş kalıyor. Çözüm, bilinçli bir
sağlık zincirinin kurulmasında
yatıyor. Bu zinciri oluşturmuş bir
Yugoslavya örneği var.
kime gitme ahşkanlığımız olmadığı için bir kişi
senede ortalama iki kez hekime gider. Fransa'da
4-4.5 kere. Onun için, DPT'nin bizim ülke şart-
lanna göre bir planlama yaptığını hiç zannetmi-
yorum.
AT ülkeleri ortalamasının alınıp, biz de orta-
larda bir yerde olsak iyidir diye bir hesap ya-
pıldığı kanısındayım.
İşin ilginç yani, AT'ye girerken Portekiz'e ileri
sürülen koşul, tıp fakültelerinin kontenjanlannı
yüzde 15'e indirmesiydi. Bundan da kasıt, serbest
dolaşım 1992"de ortaya çıktığı zaman, İtalya'dan,
İspanya'dan ve Portekiz'den çok sayıda gelecek
işsiz doktorlann, bu serbest dolaşımla. yeterli bil-
gisi olmayan "Avrupa doktorlan" ortaya çıkara-
cağından çekiniliyor olması idi.
Bizde ise daha çok doktor, daha çok doktor
deniliyor.
Böyle doktor yetiştirmeye devam edecek olur-
sak, ileride bu durum. AT'ye girişimizi bile engel-
leyebilir...
f^MLCADELE
HAKLIYIZ KAZANACAÖIZ
* 92 Nevvroz'unda halklar
arasındaki birlik ve
kardeşlik bağları
daha da pekişmelidir.
Koziu faciası bir
"iş kazası" değil,
katliamdır. Bu katliamın
sorumlusu, başta siyasi
iktidar, TTK ve sarı
sendika ağalarıdır.
CUMHURİYET MATBAACILIK VE GAZETECİLİK
T.A.Ş. YÖNETtM KURULU'NDAN
SıcilNo: 34599 3430
Türk Tıcaret Kanunu ve şirket ana sözJeşmesı hükümlenne uyarak
şirketımizin 1991 yılı hesap veışlemlenneılışkınolağan genel kurul
toplantısı 08 Nisan 1992çarşambagünüsaat 11 00'de şirketımizin
merkezı olan Türkocağı Cad. No. 39-41 Cağaloğlu lstanbul adresınde
yapılacakür.
Sayın ortakJann, sahip olduklan hisse seneüennı toplantı gününden en az
birhaftaöncesine kadar şirket veznesine teslım ederek karşıhğında gınş
kartı almalannı rica edenz »
YÖNETtM KLRLLL
GÜNDEM:
1. Açılış ve başkanlık kurulunun oluşturulması.
2.1991 yılıışlemvehesaplarmaılışkinyönef.-nkurulu. denetçı
raporlannm okunmasu bilanço. kâr zarar hesaplannın ıncelenmesı.
raporlanmn onaylanması, yönetim kurulu üyelenyle denetçınin
aklanması.
3. Ana sözleşmenjn 24. maddesi uyannca 1992 >ılı için vönetın; kurulu
üye sayısının saptanması, seçılmesı ve ücretlennın belirlenmesi.
4. Ana sözleşmenın 37. maddesi uyannca 1992 > ılı ıçın denetçi saytsının
saptanması seçilmesi ve ücretlerinin belirlenmesi.
5. TTK 334 ve 335. maddelerinde yazılı ışlemlen > apabilmeleri için
yönetim kurulu üyelerine ızın venlmesi,
6. Dilekler.
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1991 763
Davacı Meysu Meyve Suyu Gıda A.Ş. vekili (arafmdan davalı Haydar
Perişan aleyhıne açılan alacak davasının yapılan duruşmasının verilen ara
karannda
Davacı vekili tarafından davalının almış bulunduğu yem bedeL olan ve
bunun ek harcamalan olan (vergi gibi) toplam olarak 4.412.250 TL.nin
faizıyle birlikte (mahkeme masrafı ve vekalet ûcreu)de dahıl olmak üzere
davahdan alınıp davaaya venlmesmı talep etmış \edavalıya mutad vası-
taiarla dava dilekçesı teblığ edılemedi|ınden ılanen teblifıne karar veril-
aaş, adı geçcn davalı Haydar Penşan"ın, mahkememizin y^ıkanda esas
numarası yaalı bulunan davaya 14.4.1992 tanhınde 09.25 de bütün delil-
Jeriyle birlikte başvurmasi ve iş bu ılanın dava dilekçesı yenne kaım olaca-
ğl hususunda ilanen tebügatür. 25.2.1992
Basın: 46214
yenn
ülke
BAHARDA NE OLACAK?
Yılın gazetecilik olayı
PKK lideri Abdullah Öcalan
ile
Bekaa'da görüştük!
Yeni Ülke'de okuyun...
Her Pazar bayilerde
Adres: Başmusahip Sok.
No:16 Kat: 4 Cağaloğiu /
lST.Tel: 513 34 32-33
SELÇUK YAYINLARI
TAKDİMEDER
İSLAM
Prof.Or.FukırRAHMAN
İSLAM
IKINCI BASK1
Yazan: Prof. Dr. Fazlur RAHMAN. Islamı moderaızmın kaynak kitabı,
lslammçağdaş>orumu veçıkış yolu.450sahıfe. I. hamur.45.00G.-TL
GENEL DAĞITIM
BOCAZİÇİ YAYINLARI: K. İsmaıl GürkanCaddesı No. 12 25
CAĞALOĞLU İSTANBLL
PostaKodu: l397Sirkecı,İstanbul
Td: 526 09 77 - tSTANBUL
tLAN
DENİZLİ 1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
1991 !9Tereke
17.7.1991 tarihli vefat eden Süleyman 1926 d.lu Hüseyın Boz-
kurt'un mırasçılannın adreslerı tüm aramalara rağmen belırlene-
medığınden ilanen tebliğ karara bağlanmıştır. Hüseym Bozkurt-
un mırasçılan belırlenemediğinden kendilenne suçütü odeneğın-
-den sarfı yapılmak suretıyle gazete ile ilan yapılmasına. mırasçıla-
nn duruşma günü olan 15.4.1992 günü saat 09.20'de duruşmaya
gebp tereke eşyalannı almalan, aksi halde hanneye devredıleceğı-
nin ilanen tebliğ olunur. 4.3.1992 Basn: 23492
tLAN
KONYA-EREĞLİ
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1990,68 Esas
1991/554 Karar
Davaci Sümerbank Holdıng AŞ vekili tarafından Şaaye Bışgın ve arka-
daşlan aleyhlenne açılan tescil davasının yargılanması sonunda:
Mahkememuce Ereğlı-Konya Tiirbe Mahallesı Şıhşahabettm mevki-
ınde pafta: 149, ada: 551 ve parsel: 17 numarası üe davalı adına tapuda
kayıtlı taşınmaan 20 miik kısım uzennde davacı kurum lehıne daimı ıru-
fak hakkı tesisine karar verilmiş olmakla, ış bu ilanm davalılardan Ferda-
ne Azboz'a tebliğinden itibaren 15 gün temyiz süresi ve 15 gûn de bekleme
süresı olmak üzere ilanen tebliğ olunur 17 1 1992
Basm: 46243
T.C.
YALOVA SLJLH HUKUK
HÂKİMLİĞİ
Sayı: 1991 657
Davacı Enis Acar vekili Av. Mekile Ziyneti Öztürk tarafından. davab-
lar Yalova 100 Yıl Cad. 19 14'te mukim Mehmet Baykal. 100 Yıl Cad.
19 I6'da mukım Hasan Şener. 100. Yıl Cad. 19,8'de mukim Hüseyın
Doğru ve 100 Yıl Cad. 19 3"te mukim tsmet Akdemir vs.ler aleyhıne mah-
kememızde açılan Yalova Rüstempasa Mah. Mektep Sokak Pafta: 1,
ada: 35, parsel: 36 sayılı laîtnmazın 2981 sayıh kanuna göre tesdli davası-
nın yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan uyannca:
Yukanda ısim ve adreslen yazılı bulunan davalılara bugüne kadar teb-
ligat yapılamadığından duruşma günö olan 28 4'1992 günü saat 10.00'da
Yalova Mahkeme Salonu'nda hazır bulunmalan. hazır bulunamazlarsa
kendılerını bır av ukatla temsil ettirmeleri, kendılennı bır avukatla da tem-
sıl ettırmedıklen ve hazır bulunmadıklan takdırde yokluklannda duruş-
maya devam olunacağı hususu dava dilekçesı yenne kaım olmak üzere
ilanen tebliğ olunur. 11.3.1992
Basın: 307
MUA YENEHANEYE ORTAK ARANIYOR
Rumeli Caddesi'ndeki muayenehanemi bir doktor
arkadaşla paylaşmak istiyorum.
Başvurular:
Gündüz:2464824 23406 12, 2304939.Saat 12.00-19.00
Akşam: 259 59 60. Saat: 20.00-23.00
TARSUS 2.NCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN İLANDIR
Dosya No: 990/511
Davacı Recep NEYİS vekili tarafından davalılar Hûseyin TURAN
vs. aleyhine açtıgı tazminat davasında;
Davalılardan Hüseyin Turan'ın tebliğata sarih adresi zabıtaca te-
spit edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmiş olduğundan,
Durusmanın bırakıldığı 12.5.1992 günü davalı Hüseyin Turan'ın
saat 9'da mahkemeye gelmesi veya kendisini bir vekil ile temsil ettir-
mesi, gelmediği veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdir-
de davanm yoklugunda devam edileceğı ve yoklugunda karar verilecegi
(H.U.M.K.'nun 213 - 377 md). gereğince ilanen tebliğ olunur.
17.1.1992
Ratın-
tLAN
BULANCAK ASLİYE HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
1991/53
Davacı T.E. Kurumu Genel Müdurlüğu vekili Avukat Bilal De-
mir'in Davalılar Baysoy Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile
Ankara Cad. No: 101/8 Bornova lzmir adresinde mukim Halil oğlu
Fedai Çil aleyhine ikame etligi 2.538.459 lira tazminat davasının ya-
pılan açık yargüaması sırasında:
Davalılardan Fedai Çil belirtilen adresinde bulunamamış, tüm ara-
malara rağmen adresi tespit edilemediğinden ilanen tebliğine karar
verilmiş olmakla:
Durusmanın bırakıidığı 09.04.1992 tarihinde hazır bulunmamz veya
kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz hususu ile yenileme dilekçesi
yerine ilanen tebliğ olunur.
Basın: 46234