Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 HAZİRAN 1990 * • • • HABERLERİN DEVAMI
CUNEYT ARCAYUREK yaz.yor
CUMHURİYET/19
NATO Nereye?
(Baştarafı 1. Sayfada)
savaş noktalandığı ıçın, bu uzmanların ken-
dilerini yeni koşulrara nasıl uyarlayacakları
da merak konusu. Çoğunun işsiz kalacağı-
na kesin gözüyle bakılıyor.
Gerçekten Avrupa'da, siyasal sorunlann
askeri güce başvurulmaksızın çözüleceği ba-
rışçı bir dönemin eşiğinden adım atıldı. De-
mokrasi ve özgürlüğün damgasını daha çok
vuracağı bir geleceğin kapısı açıldı yaşlı kı-
tada.
iskoçya'nın Turnberry kasabasında dün
sona eren NATO Dışişleri Bakanları toplan-
tısı da bu açıdan yenı bir işaret sayılabilir. Ya-
yımlahan ortak bildirıde, NATO'nun da ar-
tık değişen koşullara ya da soğuk savaş son-
rasına uyum göstermekten başka çaresi kal-
madığı bir bakıma itıraf edildi. Bildiride vur-
gulanan noktalar şöyle:
— Kırk yıl süreyie bölünmüş olarak yaşa-
yan Avrupa kıtasının artık "yeni biçimler ve
işbirliği yapılan" aramak durumunda olduğu.
— Doğu Avrupa ile Sovyetler'de yaşanan
değişikliklerden sonra NATO'nun da yapısal
bir değişikliğe gitmek zorunda olduğu.
— Daha kalıcı ve daha örgütlü bir yapıya
kavuşturulacak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Konferansı AGİK'in, NATO'nun yerinı alama-
yacağı.
— Birieşik Almanya'nın NATO üyesi olma-
sının gerektiği.
Bu noktalann tümü, Avrupa'da yeni bir gü-
venlik düzenine doğru yol alındığını apaçık
ortaya koyuyor. NATO da yeni koşullara ken-
dıni uyarlayacak. Büyük bir olasılıkla siyasal
boyutu daha ağır basan bir yapıya kavuşa-
cak.
Kısacası değişecek NATO da.
Ama bu değişimin ne gibi temel özellikler
içereceğini henüz kimse tam olarak kestire-
miyor.
Bunun gibi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Konferansı'nın (AGIK), Avrupa Topluluğu'-
nun, Avrupa Konseyi'nin yeni Avrupa düze-
ninde sahip olacakları yerler de daha tanım-
lanabilmiş değil.
Almanya'nın birteşmesi... Doğu Avrupa ül-
kelerindeki sancılı geçiş süreci... Sovyetler'-
de neyin ne olacağı?..
Bu alanlann tümündeki gelişmeter de kuş-
kusuz beklenecek, NATO'nun, AGİK'in, AT'-
nin tam olarak ne olabileceğine karar verme-
den.
Son derece ilginç birtarih dilimini yaşıyo-
ruz. Acaba Türkiye olarak burada yeni ola-
nı yakalayabilecek miyiz? Yoksa tarihin ge-
risinde mi kalacağız?
Ne dersiniz?
VELİEFENDİ HtPODROMUTNDAN
Dörtlü balıise dikkat!
KEMAL AKYER
1. AYAK: Hafta içi pist çalışma-
larmda çok iyi gorunen Hocam
ılk şanslılardan. Bu yarışa itinay-
la hazırlanan Tosoğlu sert rakibi
olacaktır. Kayıtlı diğer atlar ta-
belanın diğer sıraları için müca-
dele vereceklerdir.
2. AYAK: Çalışmalarında buldu-
ğu formunu koruyan Begum 2,
daha ağır basmaktadır. Ekrem-
bey ve Çerkez daha sonra duşu-
nulebılır. Yarışın surpriz atları
Taşkın 2 ve Kâşiftir.
3. AYAK: Ağır kılosuna rağmen
çok formda olan Nurşo şans ver-
diğimız ilk attır. Nalan 1 ve Ala-
addin'den de çok ıyi bir yarış çı-
karmasını bekliyoruz. Yarışın
surprizini ağır kilosuna rağmen
Tulnea'dan bekliyoruz.
4. AYAK: Gunun en ze\klı ve
mucadeleli geçecek bu yarışta,
la Zumrutbey ve Tokdemir ara-
sındaki mücadele birinciyi belır-
leyecektir. Üni çok formda, an-
cak kilosu ağır. Sürpriz de Dare-
Devıl.
5. AYAK: Sürprize musait goru-
nen zor bir Ingiliz yanşı. Biz haf-
ta ıçı pist çalışmalarında goz dol-
duran ve geçen yanşına anlam ve-
remediğimiz Magic Carpet'a bir
kez dafta şans tanıyoruz. Yine
kendisi gibi ıyı hazırlıklar yapan
Flair, usta jokeviyle sert rakibi
olacaktır. Yarışta şans verdiğımiz
diğer atlar sırasıyla Fast Robin,
D.Reality, Why Not ve Gambleri
dır.
6. AYAK: Kum pistin hemen he-
men iyi atlarımn kayıtlı bulundu-
ğu bu yarışta biz son form du-
rumlan ıtıbarıyla, başta Beycan
diyoruz. Kendisıne sert rakip ola-
rak Cengızbey ve Sam Amca'yı
goruyoruz. Yarışın surpriz atı Sı-
i'i
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: Aslanım 1(1), P: Ay-
sel (1/3)
2. KOŞU: F: Hocam (5), P: To-
soğlu (3), P: Buse (7), S: Ömera-
ğa(2)
3. KOŞU: F: Begüm 2(5), P: Ek-
rembey (8), P: Çerkez (3), S: Taş-
kın 2(4)
4. KOŞU: F: Nurşo (2), P: Nalan
1(9) P: Alaaddin (4), S: Gevgev (6)
5. KOŞU: F: Zumrutbey (9), P:
Tokdemir (8), P: Üni (1), S: Dare
Devil (5)
6. KOŞU: F: Magic Carpet (5), P:
Flair (13), P: Fast Robin (3), P:
Dancing Reality (2), P: Why Not
(12), S: Gambler (4)
7. KOŞU: F: Beycan (11), P: Cen-
gizbey (3), P: Sam Amca (1), S: Si-
pahi (8)
son idman ve form durumlarıy- ])ahı dır
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağlıoğlu
Erdinç Ozsu
Orhan Özsu
Naip Yılmaz
Ender Yılmaz
5-2
5
5
5-3
5-7-3-2
8-3-5
5
5-8-3
8-5-11
3-4-8
6-4-2
2-9-4-6
9-2
4
2
8
9-8
9-1
1-8-9
8-9
5-7-4
5-13-3-2
2-13-5
2-5-3
13
11
11
1-11
8-11
8-3-11
ai1
1
1
i
»
S
|Q
11
13
İ
i
4
»
IQ
11
îî
la
ii
2
3
5
7
8
9
TT
13
X
G4
1
2
>
i
7
•
•
11
13
X
t
1
s
7
•
11
o
1
Ğ1
2
4
S
7
i
n
13
IZMIR'den HIKMET ÇETJMKAYA
(Baştarafı 1. Sayfada)
yor. Doğa yakıyor, siyaset adam-
lanmızın üstün becerileriyle siya-
setin harareti de düşüyor.
Bu koşullarda tatile çıkmayı
düşünmez misiniz? Aklınız baş-
kentte, vücudunuz kıyı kentte, si-
yasete bir süre uzaktan bakma-
yı düşlemez misiniz? Düşle ger-
çeği bir arada götürmeye karar
verince insan, siyaseti uzaktan
gözlemeyi yeğliyor, yirmi, yirmi
beş günlük dinlenceye çıkıyor
Başkalarına bu mantık uyuyor
mu bilemiyorum. Siyaset adam-
larının şaşkınlık yaratan güncel
iniş çıkışlarını adım başı izleme-
yi bir süre bırakıyorum.
Siyasal gündemi oluşturanlar
kendi mecralarına girdiler bile.
Her parti yaz aylarını iç bünye ça-
lışmalanyla geçirmeye yöneliyor.
Üstüne üstlük Erdal Bey'in son
açıklamalarından sonra sıyaset-
te deprem niteliğinde bir gelişme
bekleyebilir misiniz?
Erdal Bey 1992'ye kadar
ANAP'ın halk çoğunluğuna da-
yanmayan iktidarına şapka çıkar-
dıktan, TÖ ile sürgiti takımın dı-
rencini kıramadıktan sonra yaz
aylannda TÖ'lü SÖ'lü dedıkodu-
ların dışında önemlı bir gelişme
umudu kalmadı. SHP üderi "ol-
mayacak duaya amin" demenin
gerçekdışı olduğu varsayımıyla
erken seçim direnmesinden so-
nuç alamadıklarını bir kez söyle-
di mi? İş tamam! Bizim Ekmek-
çi, önceki gün Keçeciler'le kar-
şılaşmış. Devlet Bakanı, "Erken
seçim artık gündem dışı" demış.
Gerçeğe yaklaşayım derken bir
göz arayana iki göz ikram ettiniz
mi, kuşkusuz erken seçim de
gündem dışı kalacak, önderden
yoksun halkın çaresizlik ıçinde
krvranması da.
Bu arada DYP Yönetım Kuru-
lu SHP'nın görüşüne karşı erken
seçim direncinı körüklemeyi ka-
rariaştırmış. Yanlış veya doğru,
ama boş bir hevea Muhalefet tek
seslilikten yoksunsa, hele ana
muhalefet namıyla bir büyük par-
ti bu zorunluğun gereğıni yerıne
getirmek ıçın gösterılen çabala-
rın boşa düştüğünü açıkça söy-
lerse olay bitiyor.
SHP'de kımi gorüşler yeni ye-
ni fılizleniyor. 3 hazirandan son-
ra 19 ağustos seçımlerinı fazla
"ciddiye almamak" gibi bir eği-
lim gözetiliyor. Sonunda SHP de
ANAP'ın ufak tefek seçımlerte
güç tazelediğini, halka sindirme-
ye çalıştığını görüyor. Bu neden-
lerle partı önderlerinden biri ge-
çenlerde 'Ağustosta 13 beldenin
10'unu ANAP kazansa ne yazar"
dıyordu. Öyle beldeler ki hâlâ
köy kıvamında. İlçe yapmtşsın.
Her hızmet vaadine açık, heveslı,
iştahası korkunç.
Bir yandan da SHP yaz boyu
ilçe kongrelerine gidiyor. Gele-
cek yıl mayısta toplanacak olan
büyük kurultayın başlangıcı. Ya
Doğu'dakı biçareliği ne olacak?
"Aman efendim, kimi milletvekil-
lerini Kürtçü diyerek atmadık, di-
siplin suçu işlediklerinden
ayıkladık" benzeri sözlerin artık
ınandırıcı olmadığını herhalde
başta İnönü görüyor. Batı yörele-
rind« organize muhalefet başı
çekemediğinden yaşam sıkıntı-
sıyla ezılen, bunalan kitlelerin
yüzü asık. Çaresiz. Doğu öyley-
se, alınan bıkjilere göre Batı da
böyle.
Bu arada ANAP, muhalefetin
bağışladığı iki yıllık iktidar süre-
sini yeniden güçlenme umuduy-
la kullanmak için kolları sıvamış.
Demiyoruz ki iki yıl içınde ANAP
tek başına iktidar olacak kıvama
kavuşur. Diyoruz kı bir yandan
partiyı öte yandan devlet olanak-
iarını kullanarak bugün seçim ol-
sa getıreceği mılletvekılınden da-
ha çok sayıda sandalyeyi
1992'de kazanabilir.
Bir de Seçim Yasası'nı alatur-
ka kurnazlığı ile kullanırsa şu
günlerde zoraki soylenen cum-
hurbaşkanlığı seçimini yenileme
vaatleri de havada kalacak. Sı-
kıntılar azalmayacak, artacak.
ANAP, toparianma olanağı sağ-
layanlara ne kadar teşekkür et-
se azdır.
Başkentte otursan, her gün ya-
zıp söylesen siyaset bildiğini
okuyor. Doğruyu dile getirmek
bir çeşit suç. Hemen yakıştırma-
lar başlıyor kuliste. Öysa bilme-
dikleri bir şey var: Bağımsız bir
gazetede çalışanın bildiğini söy-
leme direnci asla tükenmez.
İyisi mi halka gidip onun diliy-
le konuşmak, ıstıraplarını, sıkın-
tılarını paylaşmak en geçerli yol.
Bir süre için rahatlatacak insanı.
Eyvallah başkent siyaseti,
merhaba Anadolu insanı!
Ozel TV'ye ı§ık
(Baştarafı 1. Sayfada)
nildi. RTYK'mn özel televizyon
konusunda bugune kadar her-
hangi bir çalışmasırun olmadığı
vurgıdanırken, önumüzdekı gnn-
lerde bu tür bir çalışmanın
•başlaülabUeccgi" belirtildi.
Kurulun 12 Eylül sonrasında çı-
kartılan radyo televizyon konu-
Çaya zam
RİZE (Cumhuriyet) — Çay Iş-
letmeleri Kurumu (Çay-Kur) ku-
ru çay fiyatlanna ytîzde 13-18
oranlarında degişen zam yaptı.
Çay-Kur Genel Müdürü Nejat
Urâl yeni fıyatlarla çay satışına
pazartesi gününden itibaren baş-
lanacağını, çay paketleri uzerin-
deki eski etiket fiyatlarının ise ge-
çerli olacağını söyledi. Çay fiyat-
lanna yapılan zamlar şöyle:
Kametya
Kamelya
Kamelya
Rıze Tunst
Rıze Turisl
Rıze Turist
Rize Tunst
Yenı Ekstra
Çay Çıçeflı
ÇayÇıçeöı
ÇayÇıçeOi
Rıze Çayı
Rıze
Rae
FthzLûks
RhzLüks
Kokulu
Tomurcuk
Rta Sûzme
Cayı
Attınbaş
100
500
1.000
100
250
500
iooo
500
ioo
250
500
100
250
500
250
500
125
100
100
btiipl
750
3.900
7.800
640
2 100
4200
8.500
4450
900
2.250
4500
900
2.250
4500
2500
5000
900
425
1.250
850
4500
9.000
950
2.400
4800
9600
5 100
1 050
2600
5.200
1050
2.600
5200
2.850
5 700
1.050
500
1.450
sundaki yasayla kurulduğunu
RTYK'yı kabulü sırasında vurgu-
layan Turgul ÖzaJ konuşmasıru
şöyle sürdürdü:
"Teknoloji o kadar hızlı degi-
şiyor ki, bu bakımdan kanunla-
nn da degişmesi icap ediyor ka-
naatindeyim. O yuzden, hep id-
diam şudur, yönetmelik gibi ana-
yasa yazmak yanlıştır. Çerçevc
yapıtar, ondan sonra de^işmesi
çok az olur. Şartlara göre befli de-
gişiktikler de yapıiabUir. TRT
Ynksek Kurulu hatu TRTnin
kendisi, bugün özd TV nasıl ol-
raaiı, nasıl geiir münakasası yapı-
yor. Bu degişiklikten kaçınama-
yız. Bu nasıl ki başka ülkeler sos-
yalizmde ısrar ediyor ve başanlı
olamayınca duvariar yılulıyor,
burada da böyle bir degisiklige gi-
dilecek."
özal, çeşitli alanlarda mono-
polleri yıktıklarını belirterek ya-
yıncılık konusundaki tekelin de
yıkılacağını ifade etti. özal,
"Ama nasıl olacak, çünkü bunun
önemli bir silah oldnğu belli. Ar-
tık, bastna dayarjdtgunız gibi bun-
lara da dayanacağu" dedi.
Radyo Televizyon Yüksek Ku-
rulu Başkanvekili Ali Baransd,
Cumhurbaşkanı özal ile göruşme
sonrası yaptığı açıklamada,
"Ynksek Kurulun konnyla UgUi
hazırlık yapabilecegini" söyledi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
da toplusözieşme ımzalanma-
dan önce çıkan anlaşmazlığı koz
olarak kullanan ANAP, çöpleri
toplamayan işçılerin sakal bırak-
ma eylemlerine destek verdi.
Toplusözieşme imzalandıktan
sonra da 1 milyonun üzerinde
ücret alan temiziik işçileriyle hal-
kı karşı karşıya getirmek yolunu
seçti..
— Çöpçü 1 milyon lira ücret
alıyor, hani paralan yoktu beledi-
yelerin?
Belediye başkanları otobüs
zammı yaptı toplusözleşmeden
doğan açığı kapatmak için. Bu
kez ANAP arkasına kimi sol par-
tilerı taktı. Sosyal demokrat be-
ledıyelere yüklenmeye başladı:
— Halk otobüslere bınmesın...
Kimi sanayiciler ve işadamla-
n sendikasız işçilerını belediye
önünde de toplayıp gösteri dü-
zenlediler:
— Başkan ıstifa, başkan
istifa! .
Belediye ışçılen olup bıtenleri
izlıyoriardı. Göstencı işçilere şöy-
le seslendiler:
— Önce siz sendikalı olun,
sonra hakkınızı arayın...
Sendikasız işçiler belediye
başkanını otobüs zammı için pn>
testo ederlerken, acaba niçin ör-
gütlenip kendi ışkollarındaki bir
sendıkaya girmeyi düşün-
mezterdi?
Acayip bir ülke Türkiye.
Oğrencının
Inönü'den destek
SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nu, vatandasın uydu yayınlan ız-
leme ısteminin önune geçmeyi an-
lamsız bulduğunu belirterek, uy-
du yayınlarını ızleyebilmek ama-
cıyla tzmir'de uygulamaya konu-
lan "dokunulmazlıgından yarar-
lanmak için SHP İzmir Milletve-
kili Ahmet Ersin'in Bornova'da
kiraladıgı evin çabsına canak an-
len kurma" formulünun yaygın-
lastınlrnası gerektiğini söyledi.
(Baştarafı I. Sayfada)
"Kamelerimizi görüriince
aileterimizin bize verecegı cezadan
çok korkuyorduk. Salı günü arka-
daşlar nana gekrek, 'Biz kaçıyo-
nız sen de gel' dedüer. Bazılan ev-
lerinden gizlice para almışlardı.
Ilk once Mersin'e gittik. Cemal ve
Burhan, Mersin'de kaldılar. Biz S
kişi Alanya'ya gittik. Orada 3 gun
boyunca kumsalda yatıp.Valktık.
Sonra Mustafa ve Ulaş, polise gi-
derek durumu aniattılar. Polisler
bizi aüderimi» teslinı etüJer" de-
dh
Akyol 'Sistem
değişecek'
Mılli Eğitım Bakanı Avnı Ak-
yol, eğitim sisteminden öturü sı-
nıfta kalmalar olabileceğinı belir-
terek, sistem üzerinde değişikhk
çalışmalannın surdüğünü söyledi.
Akyol, dün Amasya Atatürk ll-
kokulu'nda karne dağıttı. Öğren-
alere hitaben bir konuşma yapan
Milli Eğitım Bakaru Avni Akyol,
"Sımfta kalanlan, bütünlemeye
kalanları da aynı şekilde tebrik
ediyornm. Çünkü. az çahşmalan
yüzünden kalmış olabilirler
iiziilmesinier" dedi.
Bakan Avni Akyol, daha
sonra öğrencilere karnderini da-
ğıttı.
200 bin lira aylık alan sendika-
sız işçi, belediye otobüslerine
zam yapan belediye başkanını
yuhalarken, "Benım ücretim ni-
ye bu kadar düşük" diye neden
düşûnmezdi? O işçi, başkanı
protesto ederken acaba "benim
de bir sendikam olsaydı, ben de
belediye işçisi kadar maaş
alırdım" diye nıye hayıflanmazdı?
Acayip bir ülke Türkiye.
Öğretmen Mahmut Sonyıldı-
rım, o "müthiş" otobüs zammı
karşısında okula merkeple gidip
gelmeye başlamıştı. Bir de gaze-
telerde fotoğrafları yer almıştı.
Ne diyordu öğretmen Son-
yıldırım:
— 2 bin liradan her gün 60 bin
lira yol parası vereceğim okula
gidip gelmek için...
600 bin lira maaş alan 12 yıl-
lık öğretmen haklıydı. Belediye
işçisi 1 milyonun üzerinde ücret
alırken, o bu paranın yansını ala-
biliyordu. Onun da sendikası ol-
sa, o da diretse, devlet babadan
bir 600 bin lira daha alamaz mıy-
dı? 12 Eylül yasakları onu örgü-
tünden koparmıştı. Acaba kimi
arkadaşlarının bugünlerde öncü-
lük ettiği sendikal örgütlenme ey-
lemıne katılmış mıydı?
ANAP kırsal kesimde Ooğru
Yol'u, kentlerde SHP'yı nasıl ço-
kertecek?
Kırsal kesimde günübirlik ya-
şamı, kişisel çıkarları ilke edın-
miş köylüler, yirmi, otuz yıl önce
uyansalardı zaten Türkıye'de de-
mokrasi şımdilerde tıkır tıkır işter-
dı. Onlar yirmi yıl önce mandali-
na bahçeterını İstanbullulara, An-
karalılara, Izmırlilere yok pahası-
na satıp paralan meyhanelerde
yiyip bitirdiler. Köylülerin sattığı
mandalına bahçelennde şimdi-
lerde mılyarlık oteller. vıilalar ku-
rulu. Mandalina bahçelerı ellerin-
den gıden köylüler ise yoksul.
Acayip bir ülke Türkiye.
Kendisini "sol parti" olarak ta-
nımlayan partıler de ANAP'ın pe-
şınedüşmüşgıdiyordu. 1 miryon
lira ücret alan belediye ışçısine
"olur mu böyle şey" diyemedik-
lerinden, halka "otobüse
binmeyin" dryoriardı. Oysa 1 mil-
yon 500 bin emekli işçiye ANAP
zam yapmıyor, memur, işçi, öğ-
retmen, emekli, dul, yetim inim
inim inliyordu.
Belediye başkanlarını yuhala-
yan Tekel işçilerine gelince...
20 yıllık Tekel işçisi 400 bin li-
ra ücret alıyor. Sendikası 12 Ey-
lül'ün uzantısı ANAP iktidanyla
kol kola geziyor, kapalı kapılar ar-
dında pazarlık yapıyor.
Acayip bir ülke Türkiye...
İşte bu noktadan hareketle,
"sol partı" olduklarını savlayan
partileri peşıne takarak büyük
kentlerde SHP'yı, kırsal alanda
Doğru Yol'u vurma yöntemlerıni
geliştiriyor ANAP...