22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1990 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUNEYT ARCAYUREK yaz.yor CUMHURİYET/19 NATO Nereye? (Baştarafı 1. Sayfada) savaş noktalandığı ıçın, bu uzmanların ken- dilerini yeni koşulrara nasıl uyarlayacakları da merak konusu. Çoğunun işsiz kalacağı- na kesin gözüyle bakılıyor. Gerçekten Avrupa'da, siyasal sorunlann askeri güce başvurulmaksızın çözüleceği ba- rışçı bir dönemin eşiğinden adım atıldı. De- mokrasi ve özgürlüğün damgasını daha çok vuracağı bir geleceğin kapısı açıldı yaşlı kı- tada. iskoçya'nın Turnberry kasabasında dün sona eren NATO Dışişleri Bakanları toplan- tısı da bu açıdan yenı bir işaret sayılabilir. Ya- yımlahan ortak bildirıde, NATO'nun da ar- tık değişen koşullara ya da soğuk savaş son- rasına uyum göstermekten başka çaresi kal- madığı bir bakıma itıraf edildi. Bildiride vur- gulanan noktalar şöyle: — Kırk yıl süreyie bölünmüş olarak yaşa- yan Avrupa kıtasının artık "yeni biçimler ve işbirliği yapılan" aramak durumunda olduğu. — Doğu Avrupa ile Sovyetler'de yaşanan değişikliklerden sonra NATO'nun da yapısal bir değişikliğe gitmek zorunda olduğu. — Daha kalıcı ve daha örgütlü bir yapıya kavuşturulacak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı AGİK'in, NATO'nun yerinı alama- yacağı. — Birieşik Almanya'nın NATO üyesi olma- sının gerektiği. Bu noktalann tümü, Avrupa'da yeni bir gü- venlik düzenine doğru yol alındığını apaçık ortaya koyuyor. NATO da yeni koşullara ken- dıni uyarlayacak. Büyük bir olasılıkla siyasal boyutu daha ağır basan bir yapıya kavuşa- cak. Kısacası değişecek NATO da. Ama bu değişimin ne gibi temel özellikler içereceğini henüz kimse tam olarak kestire- miyor. Bunun gibi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nın (AGIK), Avrupa Topluluğu'- nun, Avrupa Konseyi'nin yeni Avrupa düze- ninde sahip olacakları yerler de daha tanım- lanabilmiş değil. Almanya'nın birteşmesi... Doğu Avrupa ül- kelerindeki sancılı geçiş süreci... Sovyetler'- de neyin ne olacağı?.. Bu alanlann tümündeki gelişmeter de kuş- kusuz beklenecek, NATO'nun, AGİK'in, AT'- nin tam olarak ne olabileceğine karar verme- den. Son derece ilginç birtarih dilimini yaşıyo- ruz. Acaba Türkiye olarak burada yeni ola- nı yakalayabilecek miyiz? Yoksa tarihin ge- risinde mi kalacağız? Ne dersiniz? VELİEFENDİ HtPODROMUTNDAN Dörtlü balıise dikkat! KEMAL AKYER 1. AYAK: Hafta içi pist çalışma- larmda çok iyi gorunen Hocam ılk şanslılardan. Bu yarışa itinay- la hazırlanan Tosoğlu sert rakibi olacaktır. Kayıtlı diğer atlar ta- belanın diğer sıraları için müca- dele vereceklerdir. 2. AYAK: Çalışmalarında buldu- ğu formunu koruyan Begum 2, daha ağır basmaktadır. Ekrem- bey ve Çerkez daha sonra duşu- nulebılır. Yarışın surpriz atları Taşkın 2 ve Kâşiftir. 3. AYAK: Ağır kılosuna rağmen çok formda olan Nurşo şans ver- diğimız ilk attır. Nalan 1 ve Ala- addin'den de çok ıyi bir yarış çı- karmasını bekliyoruz. Yarışın surprizini ağır kilosuna rağmen Tulnea'dan bekliyoruz. 4. AYAK: Gunun en ze\klı ve mucadeleli geçecek bu yarışta, la Zumrutbey ve Tokdemir ara- sındaki mücadele birinciyi belır- leyecektir. Üni çok formda, an- cak kilosu ağır. Sürpriz de Dare- Devıl. 5. AYAK: Sürprize musait goru- nen zor bir Ingiliz yanşı. Biz haf- ta ıçı pist çalışmalarında goz dol- duran ve geçen yanşına anlam ve- remediğimiz Magic Carpet'a bir kez dafta şans tanıyoruz. Yine kendisi gibi ıyı hazırlıklar yapan Flair, usta jokeviyle sert rakibi olacaktır. Yarışta şans verdiğımiz diğer atlar sırasıyla Fast Robin, D.Reality, Why Not ve Gambleri dır. 6. AYAK: Kum pistin hemen he- men iyi atlarımn kayıtlı bulundu- ğu bu yarışta biz son form du- rumlan ıtıbarıyla, başta Beycan diyoruz. Kendisıne sert rakip ola- rak Cengızbey ve Sam Amca'yı goruyoruz. Yarışın surpriz atı Sı- i'i TAHMİNLER 1. KOŞU: F: Aslanım 1(1), P: Ay- sel (1/3) 2. KOŞU: F: Hocam (5), P: To- soğlu (3), P: Buse (7), S: Ömera- ğa(2) 3. KOŞU: F: Begüm 2(5), P: Ek- rembey (8), P: Çerkez (3), S: Taş- kın 2(4) 4. KOŞU: F: Nurşo (2), P: Nalan 1(9) P: Alaaddin (4), S: Gevgev (6) 5. KOŞU: F: Zumrutbey (9), P: Tokdemir (8), P: Üni (1), S: Dare Devil (5) 6. KOŞU: F: Magic Carpet (5), P: Flair (13), P: Fast Robin (3), P: Dancing Reality (2), P: Why Not (12), S: Gambler (4) 7. KOŞU: F: Beycan (11), P: Cen- gizbey (3), P: Sam Amca (1), S: Si- pahi (8) son idman ve form durumlarıy- ])ahı dır OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağlıoğlu Erdinç Ozsu Orhan Özsu Naip Yılmaz Ender Yılmaz 5-2 5 5 5-3 5-7-3-2 8-3-5 5 5-8-3 8-5-11 3-4-8 6-4-2 2-9-4-6 9-2 4 2 8 9-8 9-1 1-8-9 8-9 5-7-4 5-13-3-2 2-13-5 2-5-3 13 11 11 1-11 8-11 8-3-11 ai1 1 1 i » S |Q 11 13 İ i 4 » IQ 11 îî la ii 2 3 5 7 8 9 TT 13 X G4 1 2 > i 7 • • 11 13 X t 1 s 7 • 11 o 1 Ğ1 2 4 S 7 i n 13 IZMIR'den HIKMET ÇETJMKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) yor. Doğa yakıyor, siyaset adam- lanmızın üstün becerileriyle siya- setin harareti de düşüyor. Bu koşullarda tatile çıkmayı düşünmez misiniz? Aklınız baş- kentte, vücudunuz kıyı kentte, si- yasete bir süre uzaktan bakma- yı düşlemez misiniz? Düşle ger- çeği bir arada götürmeye karar verince insan, siyaseti uzaktan gözlemeyi yeğliyor, yirmi, yirmi beş günlük dinlenceye çıkıyor Başkalarına bu mantık uyuyor mu bilemiyorum. Siyaset adam- larının şaşkınlık yaratan güncel iniş çıkışlarını adım başı izleme- yi bir süre bırakıyorum. Siyasal gündemi oluşturanlar kendi mecralarına girdiler bile. Her parti yaz aylarını iç bünye ça- lışmalanyla geçirmeye yöneliyor. Üstüne üstlük Erdal Bey'in son açıklamalarından sonra sıyaset- te deprem niteliğinde bir gelişme bekleyebilir misiniz? Erdal Bey 1992'ye kadar ANAP'ın halk çoğunluğuna da- yanmayan iktidarına şapka çıkar- dıktan, TÖ ile sürgiti takımın dı- rencini kıramadıktan sonra yaz aylannda TÖ'lü SÖ'lü dedıkodu- ların dışında önemlı bir gelişme umudu kalmadı. SHP üderi "ol- mayacak duaya amin" demenin gerçekdışı olduğu varsayımıyla erken seçim direnmesinden so- nuç alamadıklarını bir kez söyle- di mi? İş tamam! Bizim Ekmek- çi, önceki gün Keçeciler'le kar- şılaşmış. Devlet Bakanı, "Erken seçim artık gündem dışı" demış. Gerçeğe yaklaşayım derken bir göz arayana iki göz ikram ettiniz mi, kuşkusuz erken seçim de gündem dışı kalacak, önderden yoksun halkın çaresizlik ıçinde krvranması da. Bu arada DYP Yönetım Kuru- lu SHP'nın görüşüne karşı erken seçim direncinı körüklemeyi ka- rariaştırmış. Yanlış veya doğru, ama boş bir hevea Muhalefet tek seslilikten yoksunsa, hele ana muhalefet namıyla bir büyük par- ti bu zorunluğun gereğıni yerıne getirmek ıçın gösterılen çabala- rın boşa düştüğünü açıkça söy- lerse olay bitiyor. SHP'de kımi gorüşler yeni ye- ni fılizleniyor. 3 hazirandan son- ra 19 ağustos seçımlerinı fazla "ciddiye almamak" gibi bir eği- lim gözetiliyor. Sonunda SHP de ANAP'ın ufak tefek seçımlerte güç tazelediğini, halka sindirme- ye çalıştığını görüyor. Bu neden- lerle partı önderlerinden biri ge- çenlerde 'Ağustosta 13 beldenin 10'unu ANAP kazansa ne yazar" dıyordu. Öyle beldeler ki hâlâ köy kıvamında. İlçe yapmtşsın. Her hızmet vaadine açık, heveslı, iştahası korkunç. Bir yandan da SHP yaz boyu ilçe kongrelerine gidiyor. Gele- cek yıl mayısta toplanacak olan büyük kurultayın başlangıcı. Ya Doğu'dakı biçareliği ne olacak? "Aman efendim, kimi milletvekil- lerini Kürtçü diyerek atmadık, di- siplin suçu işlediklerinden ayıkladık" benzeri sözlerin artık ınandırıcı olmadığını herhalde başta İnönü görüyor. Batı yörele- rind« organize muhalefet başı çekemediğinden yaşam sıkıntı- sıyla ezılen, bunalan kitlelerin yüzü asık. Çaresiz. Doğu öyley- se, alınan bıkjilere göre Batı da böyle. Bu arada ANAP, muhalefetin bağışladığı iki yıllık iktidar süre- sini yeniden güçlenme umuduy- la kullanmak için kolları sıvamış. Demiyoruz ki iki yıl içınde ANAP tek başına iktidar olacak kıvama kavuşur. Diyoruz kı bir yandan partiyı öte yandan devlet olanak- iarını kullanarak bugün seçim ol- sa getıreceği mılletvekılınden da- ha çok sayıda sandalyeyi 1992'de kazanabilir. Bir de Seçim Yasası'nı alatur- ka kurnazlığı ile kullanırsa şu günlerde zoraki soylenen cum- hurbaşkanlığı seçimini yenileme vaatleri de havada kalacak. Sı- kıntılar azalmayacak, artacak. ANAP, toparianma olanağı sağ- layanlara ne kadar teşekkür et- se azdır. Başkentte otursan, her gün ya- zıp söylesen siyaset bildiğini okuyor. Doğruyu dile getirmek bir çeşit suç. Hemen yakıştırma- lar başlıyor kuliste. Öysa bilme- dikleri bir şey var: Bağımsız bir gazetede çalışanın bildiğini söy- leme direnci asla tükenmez. İyisi mi halka gidip onun diliy- le konuşmak, ıstıraplarını, sıkın- tılarını paylaşmak en geçerli yol. Bir süre için rahatlatacak insanı. Eyvallah başkent siyaseti, merhaba Anadolu insanı! Ozel TV'ye ı§ık (Baştarafı 1. Sayfada) nildi. RTYK'mn özel televizyon konusunda bugune kadar her- hangi bir çalışmasırun olmadığı vurgıdanırken, önumüzdekı gnn- lerde bu tür bir çalışmanın •başlaülabUeccgi" belirtildi. Kurulun 12 Eylül sonrasında çı- kartılan radyo televizyon konu- Çaya zam RİZE (Cumhuriyet) — Çay Iş- letmeleri Kurumu (Çay-Kur) ku- ru çay fiyatlanna ytîzde 13-18 oranlarında degişen zam yaptı. Çay-Kur Genel Müdürü Nejat Urâl yeni fıyatlarla çay satışına pazartesi gününden itibaren baş- lanacağını, çay paketleri uzerin- deki eski etiket fiyatlarının ise ge- çerli olacağını söyledi. Çay fiyat- lanna yapılan zamlar şöyle: Kametya Kamelya Kamelya Rıze Tunst Rıze Turisl Rıze Turist Rize Tunst Yenı Ekstra Çay Çıçeflı ÇayÇıçeöı ÇayÇıçeOi Rıze Çayı Rıze Rae FthzLûks RhzLüks Kokulu Tomurcuk Rta Sûzme Cayı Attınbaş 100 500 1.000 100 250 500 iooo 500 ioo 250 500 100 250 500 250 500 125 100 100 btiipl 750 3.900 7.800 640 2 100 4200 8.500 4450 900 2.250 4500 900 2.250 4500 2500 5000 900 425 1.250 850 4500 9.000 950 2.400 4800 9600 5 100 1 050 2600 5.200 1050 2.600 5200 2.850 5 700 1.050 500 1.450 sundaki yasayla kurulduğunu RTYK'yı kabulü sırasında vurgu- layan Turgul ÖzaJ konuşmasıru şöyle sürdürdü: "Teknoloji o kadar hızlı degi- şiyor ki, bu bakımdan kanunla- nn da degişmesi icap ediyor ka- naatindeyim. O yuzden, hep id- diam şudur, yönetmelik gibi ana- yasa yazmak yanlıştır. Çerçevc yapıtar, ondan sonra de^işmesi çok az olur. Şartlara göre befli de- gişiktikler de yapıiabUir. TRT Ynksek Kurulu hatu TRTnin kendisi, bugün özd TV nasıl ol- raaiı, nasıl geiir münakasası yapı- yor. Bu degişiklikten kaçınama- yız. Bu nasıl ki başka ülkeler sos- yalizmde ısrar ediyor ve başanlı olamayınca duvariar yılulıyor, burada da böyle bir degisiklige gi- dilecek." özal, çeşitli alanlarda mono- polleri yıktıklarını belirterek ya- yıncılık konusundaki tekelin de yıkılacağını ifade etti. özal, "Ama nasıl olacak, çünkü bunun önemli bir silah oldnğu belli. Ar- tık, bastna dayarjdtgunız gibi bun- lara da dayanacağu" dedi. Radyo Televizyon Yüksek Ku- rulu Başkanvekili Ali Baransd, Cumhurbaşkanı özal ile göruşme sonrası yaptığı açıklamada, "Ynksek Kurulun konnyla UgUi hazırlık yapabilecegini" söyledi. (Baştarafı 1. Sayfada) da toplusözieşme ımzalanma- dan önce çıkan anlaşmazlığı koz olarak kullanan ANAP, çöpleri toplamayan işçılerin sakal bırak- ma eylemlerine destek verdi. Toplusözieşme imzalandıktan sonra da 1 milyonun üzerinde ücret alan temiziik işçileriyle hal- kı karşı karşıya getirmek yolunu seçti.. — Çöpçü 1 milyon lira ücret alıyor, hani paralan yoktu beledi- yelerin? Belediye başkanları otobüs zammı yaptı toplusözleşmeden doğan açığı kapatmak için. Bu kez ANAP arkasına kimi sol par- tilerı taktı. Sosyal demokrat be- ledıyelere yüklenmeye başladı: — Halk otobüslere bınmesın... Kimi sanayiciler ve işadamla- n sendikasız işçilerını belediye önünde de toplayıp gösteri dü- zenlediler: — Başkan ıstifa, başkan istifa! . Belediye ışçılen olup bıtenleri izlıyoriardı. Göstencı işçilere şöy- le seslendiler: — Önce siz sendikalı olun, sonra hakkınızı arayın... Sendikasız işçiler belediye başkanını otobüs zammı için pn> testo ederlerken, acaba niçin ör- gütlenip kendi ışkollarındaki bir sendıkaya girmeyi düşün- mezterdi? Acayip bir ülke Türkiye. Oğrencının Inönü'den destek SHP Genel Başkanı Erdal Inö- nu, vatandasın uydu yayınlan ız- leme ısteminin önune geçmeyi an- lamsız bulduğunu belirterek, uy- du yayınlarını ızleyebilmek ama- cıyla tzmir'de uygulamaya konu- lan "dokunulmazlıgından yarar- lanmak için SHP İzmir Milletve- kili Ahmet Ersin'in Bornova'da kiraladıgı evin çabsına canak an- len kurma" formulünun yaygın- lastınlrnası gerektiğini söyledi. (Baştarafı I. Sayfada) "Kamelerimizi görüriince aileterimizin bize verecegı cezadan çok korkuyorduk. Salı günü arka- daşlar nana gekrek, 'Biz kaçıyo- nız sen de gel' dedüer. Bazılan ev- lerinden gizlice para almışlardı. Ilk once Mersin'e gittik. Cemal ve Burhan, Mersin'de kaldılar. Biz S kişi Alanya'ya gittik. Orada 3 gun boyunca kumsalda yatıp.Valktık. Sonra Mustafa ve Ulaş, polise gi- derek durumu aniattılar. Polisler bizi aüderimi» teslinı etüJer" de- dh Akyol 'Sistem değişecek' Mılli Eğitım Bakanı Avnı Ak- yol, eğitim sisteminden öturü sı- nıfta kalmalar olabileceğinı belir- terek, sistem üzerinde değişikhk çalışmalannın surdüğünü söyledi. Akyol, dün Amasya Atatürk ll- kokulu'nda karne dağıttı. Öğren- alere hitaben bir konuşma yapan Milli Eğitım Bakaru Avni Akyol, "Sımfta kalanlan, bütünlemeye kalanları da aynı şekilde tebrik ediyornm. Çünkü. az çahşmalan yüzünden kalmış olabilirler iiziilmesinier" dedi. Bakan Avni Akyol, daha sonra öğrencilere karnderini da- ğıttı. 200 bin lira aylık alan sendika- sız işçi, belediye otobüslerine zam yapan belediye başkanını yuhalarken, "Benım ücretim ni- ye bu kadar düşük" diye neden düşûnmezdi? O işçi, başkanı protesto ederken acaba "benim de bir sendikam olsaydı, ben de belediye işçisi kadar maaş alırdım" diye nıye hayıflanmazdı? Acayip bir ülke Türkiye. Öğretmen Mahmut Sonyıldı- rım, o "müthiş" otobüs zammı karşısında okula merkeple gidip gelmeye başlamıştı. Bir de gaze- telerde fotoğrafları yer almıştı. Ne diyordu öğretmen Son- yıldırım: — 2 bin liradan her gün 60 bin lira yol parası vereceğim okula gidip gelmek için... 600 bin lira maaş alan 12 yıl- lık öğretmen haklıydı. Belediye işçisi 1 milyonun üzerinde ücret alırken, o bu paranın yansını ala- biliyordu. Onun da sendikası ol- sa, o da diretse, devlet babadan bir 600 bin lira daha alamaz mıy- dı? 12 Eylül yasakları onu örgü- tünden koparmıştı. Acaba kimi arkadaşlarının bugünlerde öncü- lük ettiği sendikal örgütlenme ey- lemıne katılmış mıydı? ANAP kırsal kesimde Ooğru Yol'u, kentlerde SHP'yı nasıl ço- kertecek? Kırsal kesimde günübirlik ya- şamı, kişisel çıkarları ilke edın- miş köylüler, yirmi, otuz yıl önce uyansalardı zaten Türkıye'de de- mokrasi şımdilerde tıkır tıkır işter- dı. Onlar yirmi yıl önce mandali- na bahçeterını İstanbullulara, An- karalılara, Izmırlilere yok pahası- na satıp paralan meyhanelerde yiyip bitirdiler. Köylülerin sattığı mandalına bahçelennde şimdi- lerde mılyarlık oteller. vıilalar ku- rulu. Mandalina bahçelerı ellerin- den gıden köylüler ise yoksul. Acayip bir ülke Türkiye. Kendisini "sol parti" olarak ta- nımlayan partıler de ANAP'ın pe- şınedüşmüşgıdiyordu. 1 miryon lira ücret alan belediye ışçısine "olur mu böyle şey" diyemedik- lerinden, halka "otobüse binmeyin" dryoriardı. Oysa 1 mil- yon 500 bin emekli işçiye ANAP zam yapmıyor, memur, işçi, öğ- retmen, emekli, dul, yetim inim inim inliyordu. Belediye başkanlarını yuhala- yan Tekel işçilerine gelince... 20 yıllık Tekel işçisi 400 bin li- ra ücret alıyor. Sendikası 12 Ey- lül'ün uzantısı ANAP iktidanyla kol kola geziyor, kapalı kapılar ar- dında pazarlık yapıyor. Acayip bir ülke Türkiye... İşte bu noktadan hareketle, "sol partı" olduklarını savlayan partileri peşıne takarak büyük kentlerde SHP'yı, kırsal alanda Doğru Yol'u vurma yöntemlerıni geliştiriyor ANAP...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle