22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1990 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYEmS Bozer: Türkiye Avrupa'daki yerini alacak TURNBERRY—tSKOÇYA (AA) — Dışişleri Bakanı Ali Bo- zer, Türkiye'nin Avrupa'yı ye- ıuden şekillendiren tüm süreç ve kununlara aküf olarak katıldı- ğını ve yeni Avrupa'da yerini alacağmı söyledi. Bozer, dün tskoçya'mn Turn- berry kasabasında NATO Ba- kanlar Konseyi tlkbahar Top- lantısı sonunda duzenlediği ba- sın toplantısinda, Türkîye'nin son gelişmelerle Avrupa'nın dı- şına itilemeyeceğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Bozer, şöyle dedi: "Avnıpa'da degişiklikler ota- yor. 'Tttrkiye'nin yeri neresidir' diye sonduyor. Avrupa'dald ku- rnm ve karolıtşlan dikkate ahn. Ne kurnJdu? AGİK, Türkiye orada. Ne knruldn? AKKUM, Tttrldye orada da var. Türkiye Avrnpa'ma sadece Ban tarafıyia iUşkJJerini geüştirmekle kaima- mış aynı zamanda yeni gelişen olaylar çerçevesinde Dogu Av- rnpa Ue de ilişkilerini gdiş tirmiş- tir. Dogu Avrupa'ya yardun için Avrupa Kaikınma ve fraar Ban- kaa knruhıyor. Türkiye bu ban- kanıo kuruculanndan ve ortagı- dır. Demek ki son zamanlarda hızU degişen ve gelişen olaylar içinde Törkiye yerini aküf bi- çimde almıştır." Bozer, Türkiye'nin belirli bir dış poütikası olmadığı yolunda- ki iddialar hakkında da acıkla- malarda buiundu. Türk dış po- litikasının "hedefıeo mahrumiyetİDİn" söz konusu olmadığını kaydeden Bozer, "Türkiye'nin bir dış politika be- defi vardır ve bu hedef dogrul- tnsunda gidilmektedir. Türkiye geieneksel dış politikası icabı Avrupa'daki yerini almıştır ve bunu da surdürme karan nda- dır" dedi. Bozer şöyle devam etti: "tkiıd Dnnya Savasından sonra Avnıpa'da kunılan kuru- Inşlan haUrlayın. Türkiye tüm bo kuruluşlar içinde yer aJmış- ür: Avrnp» Konseyi, OECD, GATT ve AT. AT konusunda 1992'ye kadar rnüsbel veya menfi bir cevap alamayacagız. Ancak komisyonun karan si>asi istişare mekanizması da dahil ekonomik anlamda geniş bir iş- biriigini öngörmektedir. Mese- leyi bundan sonraki surecı de dikkate alarak degeriendirroek gerekir." Baker ile göriişme Dışişleri Bakanı Ali Bozer, dUn sabah ABD Dışişlerî Baka- nı James Baker ile yaptığı göriiş- menin de kendisi tarafından "tanışmak" amacıyla talep edil- diğini ve ikili ilişkilere, "Sade- ce genel batJanyla deginilebiidi- gini, biçbir ikili konunun aynn- tılı olarak ele alınmadıgını" söyledi. Bozer, ABD Dışişleri Baka- nı'nın Kıbrıs konusunda her- hangi bir görüş belirtip belirtme- diğinin sorulması üzerine de "Benim edindigim izlenim, ABD, KıbnsU BM Genel Sek- reteri'nin gozetimi altında iki toplum arasındaki görüsmelerin süjme&ini destekJemektedir. Bu görüşüBoe hiçbir degişiklik yok- tnr. Ancak herkes biliyor ki bi- ze de konuya yakın ulke olarak sorunun çozumune yardımcı ol- maıuz için birçok yerden teşvik- lerde bnlımulmaktadır. Biz de Kıbns'ta iki toplnm arasındaki diysüoga stcak bakıyoruz ' kar- şılığını verdi. • Bozer, Kıbns'ta iki toplum arasında güvenin ciddi ölçüde sarsıldığının herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini, sade- ce hukuki formüllere dayandı- nlmış, adadaki gerçekleri gözar- dı eden çözümlerin sonuç getir- meyeceğini bdirtti. Bulgaristan'da koalisyon beklenîyor HaveFle sandık başı (Baştarafı 1. Sayfada) ğiştirmeyle ilgili karan "suç niteöfinde" ve "maceracı bir karar" olarak niteleyen Lukonov, "Karar, ülkeye zarar verici nitenk- leydL Ban nyelerin tarûşüklannı ve zaran en aza indirgemeye ça- lışüklannı bitiyonım" diyordu. Lukonov, karardan haben olduğu yolunda kendisini suçlayıa nitelik- te beyanlan veren eski parti yöne- ticisi Milko Balev'in asıl "kendi- sinin baştan sona karann içinde oldaguau" belirtiyordu. Bulgar Başbakan, ülkeden ge- çen yıl kitleler halinde göçe zor- lanan Türk azınlığm pazar günü yapılacak seçimde oy kullanması- nın "engeUenmedigini" de öne sü- rerek, "Aslında biüyorsunuz yük- sek seçim kurulunun bir karan var. Yartdışıoda beş yıldır yaşıyor olma koşulu söz konusu. Ben bu- na da karşıyım. Dışanda yaşayan Bnlgar vatandaşı burada olan bi- teni, kampanyayı bJeyemiyor. Na- s l saglıklı oy kuDanacak? Gelsin- ler bnraya knilansınlar. tleriki yıl- larda bana kalsa dışandan oy kul- lanma olayını kaldınnm." öte yandan Türk azınlığa kar- şı uygulanan asimilasyon politika- İarı seçim kampanyalarında mu- haiefetin yayın organlanndan "Demokrasi" adü gazetede dün yer alan bir yazıda, halen devlet başkanlığı görevinde buJunan Pe- tar Mladenov'ün da 1985'teki Bul- garlaştınna kampanyasını yürüten ekipte bulunduğu öne surüldü. Gazete, Todor Jivkov'un yakın mesai arkadaşı ve şu anda evinde göz hapsinde bulunan Milko Ba- lev'e dayanarak verdiği haberde es- ki yönetimin ileri gelenlerini, Bul- garlaştırma kampanyası içinde ak- tif rol almakJa suçladı. Bu arada, Jivkov ve yakın arkadaşı Balev, savcılığa noterlik kanalıyla verdik- leri ifadelennde seçimlerde oy kul- lanmayacaklannı açıkladılar. Seçim öncesi yapılan yuvarlak masa toplantılarında önerdiği "koalisjoa" fikrine hâlâ sıkı sıkı- ya sahip çıkıyordu Lukonov. Kim kazanırsa kazansuı, ülkenin için- de bulunduğu sorunlardan en önemlisi de ekonomik krizden kurtulmak için böylesi bir işbirli- ğine ihtiyaç olduğuna inanmıyor. Başbakan, Bulgaristan Sosyalist Partisi iktidar olacak çoğunluğa ulaşsa bile tek başına bu sorunı- luluğu üstlenmek istemediğini açıkça ilan ediyordu. Bu arada seçimleri izlemek üze- re Bulgaristan'a gelen 23 ülkeden 60 yabancı gözlemci de temasla- nna başladı. Yabancı gözlemciler, çeşitli siyasi parti ve grupların temsilcilerinin yanı sıra hukumet yetkilileri ile de göruşüyorlar. Gözlemci heyetinin en çok uzerin- de durdukları konulardan birini de ülkedeki Türk azınlığın duru- mu ve adil, eşit koşullarda oy kul- lanmalanna izin verilmesi oluştu- ruyor. Heyetin çok sayıda Amerikalı üyesinden VVisconsin eyaleti sena- törii James Moody ve yardımcıla- rından Marcun Kunian, konunun üzerine hassasiyetle gittiklerini söylediler. Sofya'da bir grup Türk gazete- cisiyle konuşan Moody ve Kuni- an'ın izlenimleri şöyle: "ÖzellikJe BulgarisUn Sosyalist Partisi kampanya sorumlusu Lyu- bin Gocev ile yaptıgımız goruşrae- den önemli ölçüde tatminsizlik duyduk. Yürtdtşında yaşayan Bul- garistan vatandaşlan, tabii ki Tündyr'dekilerin oy kullanmama- lan için 5 yıl barajı getirilroesinin mantığını anlayaraadık. Edindiği- miz izlenim Türkler dışındaki tum siyasi guplann bu konuda alttan alta bir işbiriigi içinde davrandık- lan. Anlaşılan karar boyle çık- 1 i SEÇİM ŞENLİĞt — Muhalefetteki Demokratik Guçler Biriiği'nin düzenledigi şenlikli gösteriler, eger meydanlar sandıgı aldatmazsa pa- zar gecesi zafer kutlamaUnna döniisecek. (Fotograf: Zafer Arapkirii) NATO'da yapısal degişiklik (Baftarafı 1. Sayfada) cunda ittifakın yapısal bir değişik- liğe gitmek zorunda olduğu belir- tildi. Bildiride aynca, "Avrupa Güvenlik Evi" için AGİK ve AK- KUM süreçlerinin büyük önem taşıdığı da vurgulandı. NATO dışişleri bakanlannın Is- koçya'nm Turnberry kasabasında iki gün süren toplantısının sonuç- lanmasının ardmdan yayımlanan ortak bildiride, "Kırk >ıl süreyle bölünmüş yaşayan Avrupa kıtası. simdi arfjk yeni biçirnler ve işbir- liği yapılan anyor" denilerek, SSCB Başkanı Mihail Gorbaçovi un tezinin aksine olarak, AGtK- in, "NATO'vn tamamlayıa" bir işlev yüklenmesinden söz edildi. Bildiride, NATO'nun, Avrupa- da bir güvenlik ve istikrar unsuru olarak önemini korumaya devam edeceği belirtilerek şöyle denildi: "Avrupa'da banş, istikrar ve gü- venligi saglamak için, NATO'y^ ek olarak, Avrupa Güvenlik ve lş- birligi Konferansı ile Avrupa'da konvansiyonel kuvvetlerin azalbl- ması müzakereleri de büyük öoem taşımaktadır. AGİK ve AKKUM süreçlerinin, tüm Avrupa ulkele- rini kapsayacak şekilde bir Avru- pa Güvenlik Evi için de büyük önemleri vardır. AKKUM'da önü- muzdeki aylarda vanlacak bir an- laşma, Paris'te yapılması planla- nan AGİK dorugu için de bir ön koşnl olacakdr." NATO dışişleri bakanlan top- lantısı sonuç bildirisinde, Alman- ya'nın yeniden birieşmesi konu- sunda da "Birleşik Almanya, Hel- sinki Nibai BUdirisi'nde de ifade- sini buldugu gibi, istedigi ittifaka üye olmabdır" denilerek şu görüş- lere yer venldi: "Ancak NATO dışişleri bakan- lan, birleşik Almanya'nın NATO uyesi olması gerektigine inanmak- tadır. Bu sadece Avrupa ve Batı için degil, Dogu Avrupa ve Sov- yetler Biriiği'nin de yarannadır. Özgür ve demokratik bir Alman- ya, Avrupa'da banşın ve istikrann temel unsurianndan biri olacak- tır. Bu konuda SSCB'nin bazı gü- venlik endişeleri de duyacagı ka- bul edilmektedir. Bu açıdan, SSCB'nin Avnıpa'dan soyutlan- maması, aksine, Avrupa işbiriigi- ne aktif olarak kaülması yolanda gerekli güvenceler verilecektir." NATO dışişleri bakanlan top- lantısında alınan söz konusu ka- rarlar, 5-6 temmuzda Londra'da >-apılacak NATO zirvesinde de ah- nacak. Bonn'un önerisi Bu arada, Federal Almanya'- nın, Sovyet askerlerinin birleşik Almanya'dan çekilmesi için 2-3 (Baftarafı 1. Sayfada) »el'in seçimleri oldu. Havd, bu seçimlerin tartışmasız yıldızı. Cumhurbaşkanı'nın fotoğraflan yalnız moral liderliğini yaptığı "Sivil Fonım"un seçim posterle- rini değil, dükkânlann, evlerin, kahvelerin duvarlannı da süslüyor. Genellikle spor gömlekleri ve kazakları ye§leyen "Bohem" Ha- vel karizması, hoşluğu ve esprisiy- le ilk bakışta etkiliyor. örneğin basın toplantılannı açarken, "Lafı fazla uzatırsam hemen uiıUayın" diyor. Rahat ve akıcı konuşması ile dikkati çekiyor. Havel'i "ulusal simge"ye dönüş- türen tek özellik, albenisi ve espi- risi değil. Son 21 yıl boyunca ül- kesindeki komünist baskıya kar- şı direniş mücadelesi ile tanınan ve yaşamının 5 yılını hapiste geçiren Havel, mücadeleci olarak adını ilk kez, 1975 yılında dönemin cum- hurbaşkam ve komünist parti ge- nel sekreteri Husak'a yazdığı bir mektupla duyurmuş. Mektubun- da, "Baskıya maruz kalan halk- lann bir gün çignenen gunırlan- nın hesaplannı soracaklannı" ya- zan Havel, bundan kısa sure son- ra, 1977 yılında Çekoslovakya'nın en önemli insan hakları hareketi "Charta TTyi (77 Bildirisi) örgüt- lemekle suçlanmış ve "cumhuriye- ti devirmek" suçundan tutuklan- yıllık bir geçiş dönemi uygulan- masım önerdiği bildirildi. NATO Dışişleri Bakanlan Top- lantısı'na yakın Amerikalı bir yet- kili, bu geçiş döneminin süresi ko- nusunda NATO içinde bir anlaş- maya henüz vanlmadrğını söyle- di. Yetkib", Bonn'un önerisine gö- re, geçiş döneminin iki Almanya'- nın birleştiği gün başlayacağmı kaydetti. Öte yandan, ABD Başkanı Ge- orge Bush, VVashington-Moskova ilişkilerindekı gelişmelere rağmen, "iki ulke arasındaki goniş aynhk- lannı gözardı edemeyeceklerini" söyledi. Almanya sonınunun, tek başı- na ABD tarafından çözüme ka- vuştunılamayacağjnı kaydeden Bush, "Nihai olarak, buna Al- man halkı karar ve-ecektir. An- cak biz, Almanya'mn NATO üye- iigi düşüncesine baglıyız" dedi. mış. Kasım ayında komünist rejinıi deviren "Kadife DevrimTne dek sürekli gözaltına alınan, hapse gı- rip çıkan Havd'in son suçlarından biri de 1968 Sovyet işgalini protes- to etmek için kendini yakan Jan Palach'ın kendini kurban ettiği ye- re bir buket çiçek bırakmak ol- muş. Direniş lideri bunun için de 7 ay hapis yemiş. Çekler simgeleri seviyorlar. Vanceslao Meydanı'nda Palach 1 ın kendini yaktığı yerden taze çi- çekler hiç eksik olmuyor ömeğin. İki dünya savaşı yıllan arasında cumhurbaşkanlıgı yapan ve bur- juva kökenleri nedeniyle komü- nist rejim döneminde heykelleri sökülen Tomas Masaryk'in şimdi her yere yeniden heykelleri dikili- yor. Havel sık sık Çeklerin "Ata- türk"ü sayılan füozof Cumhur- başkanı Mazaryk'e benzetiliyor. Çek Cumhuriyeti'nin babası olan Mazaryk'e karşı 53 yaşında- ki yazar Havel de Çek demokra- sisinin babası sayılıyor. Baba ima- jı güven telkin ediyor. Bunda bi- raz, Çekoslovakya'nın hâlâ ulusal ve siyasi kimliğini arayan bir ulus olmasuun rolü var. Henüz Çekos- lovakya Cumhuriyeti'nin başkan- lık sistemiyle yönetildiğine ilişkin yasal bir dayanak yok, ama Çek- ler "ulusal üder" formülunden hoşlanıyorlar ve Havel yetkileri geniş bir cumhurbaşkanı olarak tanınıyor. Cumhurbaşkanlıgı Sarayı'na ta- şınmayı reddeden Havel, Moldo- va Nehri'ne bakan küçük bir apartman katında oturuyor. Ba- rok heykelleriyle ünlü Charles Köprüsü'ne ve ofis olarak kullan- djğı Hradcany Sarayı'na bakan bu apartman topu topu dört odadan ibaret. Havel'e yöneltilen en büyuk eleştirilerden biri yazann ekono- miden hiç anlamaması. Havel, bi- raz "Ekonomi tiyatro yazariannın degil, ekonomistlerin konusudur" yaklaşımı içinde. Biraz da seçim- lerden önce işsizlik ve enflasyon yaratıcı önlernlerin almrnasından çekinen Havel, yeniden yapılan- mayı seçim sonrasına ertelemiş bulunuyor. Tüm gözlemcilere gö- re, Havel Çekoslovakyası'nın san- cıları, sandıklardan çıkan ilk de- mokratik hükümetin "yeniden ya- pılanma" programını açıklama- sıyla başlayacak. AT KKTC'yi kdAT'nin Kıbns'a sağlayacağı mali yardımlardan KKTC'nin de faydalanması için gösterdiği hassasiyet Rum yönetiminin tepkisine yol açtı. BRÜKSEL (AA) — Avrupa Topluluğu (AT) ile Kıbns Rum yönetimi arasında sürdürülen 3. mali protokol muzakerelerinde, 62 milyon eculuk mali yardıru- dan Kuzey Kıbns Türk Cumhu- riyeti'ne (KKTQ verilecek bö- lümün miktarı ve kullarulış bi- çimi üzerinde AT ile Rum yöne- timi arasında görüş aynlığı çık- ması toplantılann ertelenmesine sebep oldu. Avrupa Topluluğu ile Kıbrıs arasındaki Ortaklık Anlaşması'- nuı 5. maddesi, protokolün ada- ya sağlayacağı yardımlardan her iki toplumun da faydalanması- nı şart koşuyor. Topluluğun, anlaşmanm 5. maddesine bağlı olarak mali yardımlardan KKTC'nin de fay- dalanması hususunda hassasiyet göstermesi ıse, Rum yönetimi- nin sen tepkilerine yol açtı. 3. mali protokolden sağlana- cak kredilerden bir bölumünün KKTC'ye verilmesini kabul et- mek zorunda kalan Rum yöne- timi, Türklerin ada nüfusunun yuzde 18 ila 20'sini geçmediği- ni ileri surerek, yardımların da bu ölçüde ayarlanmasını istiyor. KKTC'nin azgelişmişliğini ve daha önce verilen kredilerden kuzeyin faydalanamamış olma- sını göz önünde bulunduran topluluk ise, bu defa ilk kez Türklerin haklannı savunarak, KKTC'ye verilecek kredilerin daha yüksek tutulmasını istiyor. Topluluk aynca, 62 milyon ecunun riskli sermaye bölümü- nü oluşturan 5 milyon.ecuden, topluluğun KKTC'yi resmen ta- nımamasından dolayı bukuki nedenlerle KKTC'nin istifade edemernesini telafi etmek ama- ayla, 13 milyon eculuk hibe bö- lümünden KKTC'ye daha fazla pay ayrılmasını savunuyor. VEE4T Vodina eşrafından raerhume Hasene Düren ve merhum Avni Düren'in oğlu, Beşerler, Güven, Savaşçı ve Düren ailelerinin kardeş çocuğu, Kuru ailesinin dününi, Nüzhet Serter ve merhum Mehmet Serter'in damadı, Serter ailesinin eniştesi, Ahmet ve Aydın'ın babası, Zeynep'in kayınpederi, Gönenç'in sevgili eşi Ankara Hukuk Fakültesi Emekli Ögretim Üyesi Prof. Dr. AKI\ DÜRENvefat etmiştir. Cenazesi 9 Haziran Cumartesi günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namaznu müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ Noc Çiçek gönderilmemesi, arzu edenlerin TEV'e bağışta bulunmaları rica olunur. BAŞSAĞUĞI Şirketimiz kurucu ortaklanndan, Yönetim Kumlumuz Başkan Vekili, saygıdeğer büyüğümüz, eşsiz insan Prof. Dr. AKEV DÜREN'in vefatuıı derin bir üzüntü ile öğrennıiş bulunuyoruz. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. PARKUR TURİZM VE TİCARET A.Ş. PARKUR TURİZM VE SEYAHAT ACENTESİ KAYBEVflZ Ağabeyimiz, hocamız, en kıymetli varlığımız, dostumuz, değerli hukukçu ve ilim adamı Sayın ProtDr. AKINDÜREN'i 7 Haziran 1990 günü kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Biliyoruz ki her an kalbimizde yaşamaya devam edecektir. Yine biliyoruz ki yeri doldurulamayacaktır. Merhuma Allah'tan rahmet, kederini paylaşmaya çalıştığımız ailesine ve yakınlanna sabır ve başsağlığı dileriz. NASCO NASREDDİN HOLDİNG A.Ş. Mensupları Değerli mesai arkadaşımız ve dostumuz Prof. Dr. AKIN DUREN'İ ani olarak kaybetmiş bulunmaktayız. Merhuma Tann'dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabır dileriz. MUSTAFA NEVZAT İlaç San. ve Tıc A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi, çok değerli dostumuz Prof. Dr. AKIN DÜREN 7.6.1990 günü ani olarak ebediyete intikal etmiştir. Merhuma Tanrı'dan rahmet, ailesine ve mensuplarımıza başsağlığı ve sabır dileriz. MAiACHJK SAN. ve TİC. A.Ş. MAİADAĞ PAZARLAMA A.Ş. Değerli mesaiarkadaşımız, sevgili dostumuz Prof.Dr. AKINDÜREN'İ ani ve zamansız kaybetmiş bulunmaktayız. Üzüntümüz sonsuzdur. Kendisine Tann'dan rahmet, kederli ailesine, yakmlarına ve dostlanna sabır ve başsağlığı dileriz. PAK HOLDİNG A.Ş. Yönetim Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle