Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN DÜNYA'DA BUGÛN
PReteoroloıi Genel Müdürlü-
ğü'nden alınan bılgiye göre yur-
dun kuzeybatı tesimleri parçalı
btılurju, Trakya sajjanak ve gök
güaıttûlü saganak yağışlı, öte-
ki yerter az bulutu ve açık ge-
çecek. HAVA SICAKUĞI: Art-
maya devam edecek. RÛZGÂR:
Gûney ve batı yönlerden hafit
ara sıra orta kuvvette esecek.
DertizienmtzrJe Akdenc'de yıldız
ve karayel öteki denizlerimizde
kıble ve lodostan 2-4 kuvvetin-
de saatte 4-16 deniz mili hızla
esecek. Dalga yüksekfiği 05-15
Adana
Adapazan
Myaman
Afyon
AJn
Ankm
Antakya
Artalya
Artvın
A 35» 18° Oryarbator
A 32°18»Edime
A 34°20°Eranon
A 31° 12" Efzunım
A 28° *&&*
A M°U°Gaa**e
A 3O°2O°ûf««n
A 34°1S
o
GümûJtan«A
V-/
metre dolayında bulunacak. Van Gölü'nde hava az bu-
l u t ) u
* a?* geçecek. Rûzgâr gûney ve batı yönler-
den haftf ara sıra orta kuvvette esecek. Gö) küçük dal-
galı olacak.
Bttacik
Sngö
BrtSs
Botu
B n a
ÇanaUale
Çorum
Dencf
A 30° 13° HaHdfi
A 3?»20°lsp»rti
A î3°M°«wbul
A 3Z>W\sm
A 34°17»K«
A 26° 10° KBtmonu A
A 33° 14° lOflMri
A 32° 16° Kırtdmi
A 29°W>Konya
A 32°i3°ıaahj»
A 31°19°MaMya
33° 21° Mansa
32° 18° K Maraş
32°U°M»sri
28° 4°Muuto
33°W°Mu$
3S° 20° 1*6*1
25*18°0rdu
28» 12° « a
30° 15° Sımsun
32°14°S«r1
29°17°Sınop
34°17°&vas
29° 7°1WonJaJ
32° 13° 1*8(1
3O°12°1nc(i
31°M°Van
34°2T/>Zongulı»
yajmuriu **Ç* B-tMtu«u &-günesi K-k»1> S-ssi Y-jagmuriu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Ege bölgesinde ye-
tişen ve taze olarak
tüketilen ufak tefek
incir çeşidi. 2/ Tann-
tanımaz... Bir ağ at-
mada çıkanlan balık
miktan. 3/ Bağırsak-
lar... Bayagı, sıradan.
4/ Aksaray ili yakjn-
lannda, Bızans döne-
mine ait tüf kayalara
oyulmuş pek çok din-
sel yapının bulundu-
ğu ünlü vadi... tskam-
bil oyunlannda kâğıt
atma sırası. 5/ Bir no-
ta... Karagöz oyununda kullanılan ka-
mış düdak. 6/ tlaç olarak kullanılan
madde. 7/ Güzelavratotundan çıkan-
larak hekimükte kullanılan zehirli bir
ilaç. %/ Talih... Dovülmüş sarmısak,
yumurta sansı ve zeytinyağından olu-
şan soğuk sos. 9/ tki derenin ya da iki
yolun birleştigi yer... Ahlakbilim.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Beşikteki çocuğun duşmemesi için
beşiğe sardıp bağlanan enli bağ. 2/
Satrançta bir taş... Merminin arkasından uamluya sürulen bezden
ya da kartondan bamt kesesi. 3/ Gerçek... Yeniçeri ocagında ta-
bur. 4/ Hintlriraz) da denilen ve sıcak ulkelerde yetişen bir ağaç.
5/ Harman yehndeki tahüın taş ve toprakla karışık kalıntısı... Es-
ki dilde ayak. 6/ Kobaltın simgesi... Ticaret eşyasım saklaraaya ya-
rayan yer. 7/ Karaktet... Bir şeyi aıumsamak için yazılan kısa yazı.
8/ llaçlann formüllerini gösteren resmı kitap... Lityumun simgesi.
9/ Tokat'ın bir ilçesi... tskambildeki maça rengine vcrilen bir baş-
kaad.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Mukavele imzalandı
FLETA
Ş.»Di FRANSIZ T.YRTROSUNO*
• o m m *
SESI
8 HAZİRAN 1930
Heyeti Vekile bugün içtima etti.
Maliye Vekâletince hazırlanan kibrit
inhisan mukavelesi müzakere ve
tasvip edilerek Millet Meclisine
sevkedilmiştir.
Kibrit mukavelesi ecnebi grupla
Maliye Vekâleti arasında imza
edilmiştir. Mukavelenameye göre
şirket hükümete 1.85O.OOO lira
verecektir. Mukavele müddeti 25 senedir. Kibrit inhisarile
birlikte çakmak inhisan da şirkete verilmektedir. Kibrit
fiatlan gene eskisi gıbi olacaktır.
Şirketin sarfîyatı senede 25 bin kasayı geçerse hükümete
ayrıca kasa başına 30 lira, ihracat faturası üzerinden de %
10 verecektir. Şirket 2 sene zarfında tstanbul'da bir kibrit
fabrikası vücude getirecektir.
Şirket hükümete, mukavelenamenin imzası tarihinde yanm
milyon, Millet Meclisinde tasdikini müteakip bir milyon
dolar verecek ve 10 milyonu dolduracak olan diğer taksitleri
de 1 ay zarfında tediye edecektir. Bu suretle bu ay zarfında
şirket senevi taksitlere mahsuben hükümete 10 milyon dolar
ödiyecektir.
Yarın ve Akbaba
Yarın gazetesi aleyhine açıtan
müheyyiç neşriyat ve müstehcen
resim neşri davalan dün ikinci ceza
mahkemesinde hitam bulmuş, karar
tefhim edilmiştir. Bu dava ile tevhit
edilen "Akbaba" gazetesi
aleyhindeki müstehcen resim neşri
•davası da hitam bulmuştur. v ,
Dünkü celsede Müddeiumumi Muhlis
Y u s u f
Bey iddiasını dermeyan ederek "Teşkilâtı esasiye
kanununun bir maddesi tebdil edilerek bir Reisicumhur
muavinliği ihdas olunacak" tarzındaki havadisten dolayı
161'inci madde, "eğer ve semer mes'elesi" başlıklı yazıdan
dolayı da keza 161'inci madde, Akbaba'dan naklen
neşredilen resimden dolayı da 426'ıncı madde mucibince
ceza talebinde bulunmuştur.
tddıanameden sonra Yarın gazetesi sahibi Arif Oruç ve
"Akbaba" gazetesi sahibi Yusuf Ziya Beyler müdafaalarını
yapmışlardır. Heyet müzakereye çekilmiş, bir müddet sonra
avdet ederek Arif Oruç Beyin mübeyyiç neşriyat ve
müstehcen resim neşri maddelerinden, Yusuf Ziya Beyin de
müstehcen resim neşri maddesinden müttefikan beraetlerine
karar verildiğini tefhim etmiştir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyel
O r t a ç
8 HAZtRAN 1960
Kurban Bayramı nedeniyle gazetemiz bugün
yayımlanmamıştır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Türk-Yunan Filmleri
8 HAZtRAN 1989
Türk-Yunan Dostluk Grubu'nun girişimleriyle Federal
Almanya'mn Köln kentinde "Türk-Yunan fılm günleri"
başladı. 17 hazirana kadar sürecek füra günlerinde, fılm
gösterilerinin yanı sıra yönetmenlerle de açık oturumlar
yapılacak. Türk-Yunan fılm günleri çerçevesinde ilk olarak,
yönetmenliğini Şerif Gören'in yaptığı ve başrolünü Kemal
Sunal'ın oynadığı "Polizei" adlı film gösterildi. Türk -
Yunan film gıinlerinde "Polizei"den sonra, Zuhal Olcay'a
"en iyi yabancı kadın oyuncu" ödülünü kazandıran
"Yanlış Cennete Elveda", ömer Kavur'un yönettiği
"Anayurt Oteli", "Zülfü Livaneli'nin yönetmenliğini yaptığı
"Yer Demir, Gök Bakır", Yılmaz Güney-Şerif Gören ortak
yapımı "Yol", Yılmaz Güney'in "Duvar" ve Berlin'de
yaşayan Türk yönetmen Tevfik Başer'in "40 Metrekare
Almanya" adlı filmleri gösterilecek."
Bilge Erol'un Cezası
Yargıtay, eski Milli Savunma Bakanlanndan Ercan
Vuralhan'm, F. Almanya'ıun Karlsruhe eski Başkonsolosu
Bilge Erol aleyhine Ankara 2. Aslıye Ceza Mahkemesi'nde
açtığı davada, mahkemenin verdiği 3.5 aylık hapis cezasım
bozdu. Bilge Erol'un 25.12.1987 tarihli kapanan Bulvar
Gazetesi'nde "Türk ordusu gibi şan ve şeref peşinde koşan
bir ordunun başında Ercan Vuralhan gibi bir şaibeli bakan
olamaz" sözleri üzerine, Vuralhan, avukatı Bilgin
Yazıcıoğlu aracılığıyla Ankara 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde dava açmıştı. Mahkeme, Bilge Erol'u 3.5
ay hapis cezasına çarptırmış, daha sonra da bu cezayı 49
bin lira para cezasına çevirmişti. Bilge Erol, mahkemenin
kararından sonra yaptığı temyiz dava başvurusu üzerine
Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği
söz konusu kararın yerinde olmadı&ına karar verdi.
iûnh
'fc><^ ^
*V~Belgrad -
1
^ _ J ^ W
« "** ^/•$amTARTföMA
Psâkok»jinin
31 Mayıs 1990 tarihli Cnmhariytt gazetesi-
nin 'TarHşma' bölümünde, Bakırköy Rub vc
Sirâr Hastabkfaun Hastanesi psikivatri, şef, uz-
man ve asistanlannın "Psikolog mu, Psildyat-
rist mi?" başhkh yazısıru, psikolog/psikiyat-
rist anlayışında ve tanımlanmasında var olan
kanşıklığa ışık tutacak umuduyla, ilk başta
son derece olurnlu karşılamıştım. Ancak bun-
ca meslek kişisinin onay verdiği bu yazıyı oku-
dukça, psikolog/psikiyatrist aynmına getiri-
len tartışmamn gayet klasik ve modası gecmiş
ve özdeki en önemli farklılığa değinilmeden
yapıldığını ve hafif dozda bir "ego
ctfftasyonayİB" psikoloji gibi bağımsız bir bi-
lim ve meslek dalırun, bagımlı bir meslek da-
bymış gibi gösterilmeye çalışıldığuu hayal kı-
nklığıyla gördilm.
Bir kere şu düzeltme ve hattrlatmaya baş-
lamak istiyorum: Psikoloji bağımsız bir bilim
dalıdır. Kendine özgü bir anlayışı, ahlakı ve
terbiyesi olan araştıncı ve de araştırdığını uy-
gulayıcı niteliklere sahip bir bilim dalıdır. Psi-
koloji ne psikiyatri olduğu ne de onun için var-
du~ ve var olacaktır.
Şimdi de gelelim bu iki sahanın özde var
olan en önemli farklüığına, yani "insana onun
davranış ve dnygulanna yalda^mına."
Psikiyatri, Op fakültesi bünyesinde bir uz-
manlık dalıdrr ve beklendik olarak tıp mode-
lini benimsemiştir. Bu modele göre hastalığı
olan bir kişi ve de onu tedavi eden bir tıp dok-
toru vardır. Bu temelde otoriteryen bir ilişki-
dir. Hasta kişi kendini doktorunun tıbbi te-
davisine emanet eder. Hasta kişi, sorununun
veya hastalığımn ne gelişiminde ne de gideri-
minde birinci bir rol üstlenemez. Hasta mua-
yene edilir, testlere tahlillere gönderilir, teşhis
konur ve ondan sonra da biyolojik yapısında
tedavi edilir (ilaç, ameliyat gibi.)
Psikoloji biliminin ınsan anlayışında biyo-
loji ve kalıtımsal donanımıyla kişinin sosyal
çevresiyle etkiteşim içinde olduğu ve bu etki-
leşimin en önemli ürününün de öğrenme oldu-
gu varsayılır. Bu inanış doğrultusunda psiko-
lojinin amaa, insan davranış ve duygulannın
oluşumunu bilimsel bir terbiye ile araştırmak,
ilkelere bağlamak ve uygulamaya koymakür.
Psikolojinin duygusal ve davranışsal bozuk-
luklann ne tür ilkeler doğrultusunda kazaml-
dığuu (öğrenüdiğini) ve gjderüebileceğini araş-
tıran ve uygulayan uzmanlık dalı klinik psi-
kolojidir. Bu açıdan bakıldığında, "Psikolog
mu, Psikiymtrist mi?" karşılaştırması da yan-
lıştır. Dogrusu "klinik psikolog mu, psüdymt-
rist mi?" olacaktır.
Bu iki alan, yukanda açıklanan insan dav-
ranış ve duygulanna bakış açılarında farklı-
dırlar. Artık davranışsal ve duygusal bozuk-
luklann önemli bir bölümünün öğrenme sü-
recinin bir ürünO olduğu ne bir varsayımdır
ne de bir fantezi. Bu konuda elimizde yeterin-
den fazla bilimsel veri vardır ve bu veriler doğ-
rultusunda birçok uygularaa yöntemleri geliş-
tirümiştir. (Davranış terapileri, aile terapile-
ri, grup terapileri; kognitif terapiler, çevre te-
rapüeri vb.) Dûnyanın yuvarlaklığım yeniden
keşfetmeye gerek yoktur.
Bu grup psikiyatrist, klinik psikoloğu, test
venne (diğer tıp dailannda söz konusu olabi-
lecek, örneğin kan veya idrar tahlili karşılığı
olarak herhalde) gibi bir fonksiyon ve psiki-
yatrist denetiminde belirlenen baa uyguîama-
lara yapma ile sınırlama düşüncelerinde, tipik
bir tarihi medikal model yansıtması sergile-
mektedirler. Aslında bunu anlamak zor değil-
dir. Onlar da yıllarca psikologlann böyle gö-
rülmesi gerekliliğıni öğrenmişlerdir.
Kısaca eğitime değinmek istiyorum. Psiko-
lojide doktoralı bir klinik psikoloğun üretil-
mesi asgari 10-11 yü alır. Bunun dört yüı, ge-
nel psikolojinin verildiği lisans diploması için-
dir. Geri kalanı ise uzmanlaşmanın gerektir-
diği pratik çalışmalar ve eğitime yöneliktir.
Bunca yü sadece psikoloji içinde yaşamak. Bu
grup psikiyatriste göre, bu donanıma sahip bir
uzman, 6 yıl genel tıp ve 4 yü psikiyatri uz-
manlığı görmüş ve psikiyatristten hangi tera-
piyi yapıp yapamayacağı konusunda talimat
alâcaktır ve denetlenecektir. Bunda bir garip-
lik vardır. Bu, bir mimann, bir inşaat mühen-
disine neyi yapıp yapamayacağını ve mesleği-
ni nasıl icra etmesi gerektiğini söylemesi ka-
dar gariptir.
Psikolojinin amaa insanı, davranışlanru ve
duygulanm anlamaktır. Objesi karmaşıktır ve
sorumluluğu tarif edilemeyecek kadar büyük-
tur. Psikoloji yetiştirdiği elemanlanna bu bi-
linci ve ahlakı kazandırmak zorundadır. Bu-
nu da eğitim sürecine yerleştirmiş olduğu stan-
dartlarla sağlamaktadır. Bu grup psikiyatris-
te tüm kafamla ve gönlümle şu konuda katı-
hyorum: Yetkilerini aşan, yetersiz eğitimli,
meslek ahlakı geüşmemiş psikologlara, ken-
dini psikiyatrist sanan psikologlara ve de ken-
dini psikolog sanan psikiyatristlere karşı çık-
mak ve toplumu bu konuda uyarmayı ben de
bir görev adaediyorum.
Dr. A. KADtR ÖZER Klinik Psikolog
[ASMAŞ Agır Sanayi Makinaları A.Ş.
ÖZET BİLANÇO (1.000 TL.)
AKTİF
CARİ
DÛNEM
31.12.1989
ÛNCEKİ
DÛNEM
31.12.1988
PASİF
I. DÖNEN VAHUKLAR
.-«11 r.._. •>•,.-!
C-K/M Vaıtoi Tıoari AI»c«W«r (twQ
r > T » r Kıu Vadti MaıaMt/ (Mt)
E-S«oMw{[wt)
F-Oij)w D6ıwı Vartkte
ILDVRAN VARUKLAR
A-Ulun VacMİ Tıeari Iteılılif (rmtl
B-04« Uzun VwMi Alaoklar (>«0
C-Rnmal Dumn VartUv (M«)
0-MaM Duran VackMv (n*>
1-Binriv. Araav* Anotor
2-WUIuo«. T M v» Chmkr
3.D9*r Duran Vvtktar
24.0M.«*2
460.923
2.787242
1.500
20 682.656
20254.973
«7.883
10M71
X0.02f.4S»
22.343
900
20.002.610
17.2tO.444
437.3SS
171JM
1233.706
804.070
14.534.443
142S8.510
274.933
79.023
11.t4«.0M
5.Y*|xlmatta Otan Y*nn*»
6V*ril*n Sp»n» Avanalan
E-MKMI O r a y v Ouran V««ıttar ((«q
1.M«ddı Otrayan Ounn V«*Mar
2.V*rton Avımkf
F-OH)w Ouran Vaıhkte
1BJS&27S
1.321.964
«878.53B
SJ7Sİ28
12J18.818
908.107
10.788.526
794.002
2.63Z732
2.3BM13
AKTİF TOPLAM 44.0$2.S4S 29.600.(30
L KIM VAOEU
C - O J M Kıu VaıM Bof(lw
O-Ahnan Sipvif Avantlan
E-Sorç v* Gidv KvfriıMai
D.UZUN VAO6Ü BORÇLAR
B-Tk»ri BwfİH (n*)
OOigt* Uzun VatMi Bnçtv
[>*lınt« S<pari| Avarwlwı
E-Borç v* Giıtar KanjılıMvı
ULÖZtERUAYE
(-)
1.Dunm Vartluvda D*Qar Arti|4
2.ktinU*ö» r>ow Artifi
E - Y « W J K
1.Yat4riY«(MdM
2.SM0 Y«Müwi
3öj«JYecUWw
4.0l»4«nüstu YadaMar
OOiımn Znn (-)
{-)
CARİ
DÛNEM
31.12.1989
2O.2S1.271
10.0*5363
972J691
4.71 £064
4.138.788
380375
12.419.634
3.6S2.373
6.787461
11.361.240
1^600.000
1.400.000
6264371
6264.671
247.111
93.666
153.456
-
6.350.542
ÛNCEKİ
DÛNEM
31.12.1968
11.1M.M2
2.757.482
4.299.065
1.024.952
2.916.572
378.311
12.289.S28
3.486.9*0
8.792.579
S.942.620
3.000.000
-
2.627239
İ627239
60.171
60.171
-
235210
PASİF TOPLAM 44.OS2.34S 29.600.S30
DİPNOTLAR:
1-AKTIFTE KAYITLI SABfT KIYMETLER VE AMORTİSMANLAR % 70.4 ORANMDA
(KANUNİ YENİDEN DEÛEHLEME DFUkNO ARTT1R1MAK SURETIYLE YENKJEN
OEĞERLEMEYE TABITUTULMUŞTURJkMORTISMANLAR NORMAL AMORTISUAN
AYIRMA YÛNTEMİNE OÛRE AYRLMIŞTIR. Fltl 5AYIM SONUÇIARINA OÛflE EN-
VANTER ÇIKARILMtŞTIR. YONTEMLERDE BİR ÛNCEKİ DÖNEME OÛRE BİR
DEĞİŞtaK YAPIUMMIŞTIR.
2-ŞİRKETIMIZİN KAYITLI VE ÇKARILMIŞ SERMAYESİ 12300.000.000 TL.DIH.
31.1Z1989 TARİHİ İTİBARİYLE SERMAYE TAAHHÛTLERİ HESA8INOA OÛRÛLEN
1.400.000.000 TL 199ÖOCAK AYNDA ODCNMlŞTIa
3-AKDF DEĞERLER Û2ERINOEKİİPOTEK. TEMİNAT VE IŞLETME REHNI TUTARI
18.959.396.000 TLOLUP. 3.189.095.000 TL.LK IPOTEKLE İLGİLİ BORÇ 1990
BAŞmOAÛOENMlŞTlR.
4-AKTIF DEGERLERİN TOPLAM SİGORTA TUTARt 8İO2.9B1.000 TLDIR
5-3V12.1989 TARİHİ İTİBARİYLE 1990 YILINA DEVREDEN İŞEMIRLERI
(TAAHHÛTLERİMİZDEN KALANLAH) TUTARI: 18.566239.3B2 TL.DIR-
HASMASIÎI
ÖZET GELİR TABLOSU
(1.000 TL.)
A-BRÛT SATIŞLAR
B-SATtŞLARDAN IN0IR6JLER (-)
C-NET SATIŞLAR
r>SATIŞLARIN MALİYETI (--)
BRÛT SATIŞ KARI VEYA ZARARI
E-FAAUYET GIDERLERİ (-)
ESAS FAALİYET KARI VEYA ZARARI
F-DİÛER FAALİYETLEROEN GELİRLER VE KARLAH
G-OtĞER FAALrYETLERDEN GDERLER VE ZARARLAR (-)
H-FİNANSMAN GIDERLERİ (-)
FAAUYET KARI VEYA ZARARI
I- OLAGANÛSTO GEURLER VE KARLAR
JOLAĞANÛSTÜ GİDERLER VE ZARARLAR
DÛNEM KARI VEYA ZARARI
K-ÛOENECEK VERGİ VE DİGER YASAL
YÛKÛMLÛLÛKLER (-)
NET DÛNEM KARI VEYA ZARARI
KARIpÛNFU
31.12.1989
9469.122
9450.122
3.500.681
5.888.441
4.606.908
1282.533
6.115.809
(6.853.076)
602.634
(6460.542)
(8.350.5421
ÛNCFK1 pnM^U
31.12.1988
&366.036
6.368.038
3.964.037
2403.999
1.770.863
633.136
1489.571
1387.486
235.209
235.208
61.027
184.182
İASMAS)
Agır Sanayi Makinaları A Ş
1989 HESAP
DÖNEMİNE AİT
BAĞIMSIZ DENETÇİ
RAPORU
ASMAŞ AÛIR SANAYİ MAKİNALARI
A.$.'nin 31.12.1969 Urihi itibarryl*
dQz*nl*nmif bilançosunu v* bu lariht*
*on« mnn h*Mp ötrmrrina aü galir Utto-
«unu incalarTif bulunuyoruz. lnc»l«m»ma
g*nal kabul gArmüf danattam* ılk». n a
v« staröartlanna uyjun olariK muhiMb*
kayıtlarrun konlrolû il* g*r«M gördügümüz
difl«r d«o«tkm« y«nt*m ve teknifcbrini
Şirkatin d»n*ll«nm«*i
yûıOriOkUu tkari mrt «• ı
«onucunda.
piy
DİPHOTLAB :
1 -STOKLAR SPARIŞ MALİYET SİSTEMİ VE HAREKETLİORTALAMA MALİYET YONTEMfcE GÛRE DEÛERLENOİRİLMIŞTİR.
2^TOKLARW TAMAMI FIIÜ OLARAK SAYLMIŞTIR.
3-AKTtFLEŞTIRlLEN VE GELİR TABLOSUNOA YER ALAN TOPLAM FKANSMAN GDERLERİNDEN ORTAKLARA (ID.Ç.)
1^)75388.559 TL FİNANSMAN Gİ0ERİÛOENMİŞTİR.
4-BRÛTSATtŞLAR TOPLAMI: 9.459.121.50431 TL
ORTAKLARA (İ.D.Ç.) SATÇ : 3.043.961.560 TLDia
5-YURDÇl VE YURTDIŞI SATIŞLAR HESAP KALEM4İÇMDE YER ALAN YAN ÛRÛN. HUROA, DOKÛNTÛ GBI MADDE
SATIŞLARI LE HtZMET SATIŞLARMM AYRI AYRI TOPLAMLARIBRUT SATIŞURN % 20 SİNİAŞMAMAKTADIR.
6- ÛNCEKİ DÛNEM GELIRLERI:
YURTÇIEMTEA SATIŞLARI : 79.503.964 .- TL
YURTİÇİ UAMUL SATIŞLARI : 5.06S747 124.10U
YURTÇI FASON SATIŞLARI : 104.372^37,-TL
İHRACAT SAYILAN SATIŞLAR : 911.027.002.- TL
DİGER GEURLER : 1.696357413,84 TL
-OGERGELİRLER 24635S41334
-Y.DEG.DEGER ARTtŞ F. 1490J01 jOCO.-
ONCEKI DÛNEM GIDERLERİ:
SATIAN MALM MALİYETI
İDARE, SATIŞ, GENEL FAALİYET GIDERLERİ
BAGIŞVEYAROIMLAR
SATfi SONRASI GİDERLER
mMzuab *• gwMİ kabul g6nnüt muhaUba
ilk»l*rinin uygulanm«»i yAnündan
•H4<ddg huMKİv tMbit adilrn«tir.
1.Şirketin malı tabtoUn SPK XI / I Noiu
teblıji ıl» öngorulan tatnü* uygun alvak
TEKÜF GIDERLERİ
DİGER GDERLER
KANUNEN KABUL EOİLMEYEN GİDERLER
6.017.03732047 TL
1.124.152331.17 TL
74aO0O,- TL
72.496.567.48 TL
1.861.817J6TL
15S.546318.61 TL
250.764XU.97TL
7-1988 YLINDA KAR OLMADIGINDAN TEMETTO DAĞITIMI SÛZ KONUSU DEÖLOIR
2.Şırk«t p*r«on«li için Kıdwn Tuminatı
kanjıbgı aynknanvflır.
GArflfimuı» gor* firkatin mali labtolan
yukarıd* b»h»edil»n hu»u»lar difında
31.12.1989 tarihınd^u »*çek naii durumu-
nu v* bu tvihta tona »nr ^ıstap dAnsmin*
•rt fvgtk faatyvt lonucunu. mai ı m n u U
v* g«p*l kabul görmüf muhaub* ı!«•(•-
rin* uygun olarak, dojru bıçimd*
yanaıtfflakiadif.
BAN-DEN
BANKA VE MALİ KURULUSLAR
BAĞIMSIZ DENETİM HİZMETLERI kŞ.
Strm EYÛPGİLER
Sorumlu Ba|(to>wlçi
SEZER / İZMIR
ANKARA...ANKA
MUŞERREF HEKİMOĞLU
DoğanGüneşve Şarkılar...
Milano'da oturan bir okurumuzun mektubunu birlikte okuya-
lım:
"Burada tanık olmaktan mutluluk duyduğum iki olayın onur
ve sevincini sızinle paylaşmak istiyorum. 22 mayıs gecesi ünlü
piyanistimiz İdil Biret'i, 23 mayıs gecesi de bir başka değerli pi-
yanistimiz Hüseyin Sermet'i dinledik Verdi Konservatuvarı'nda.
Müzikten çok iyi anlayan bir topluluk karşısında iki Türk piya-
nistinin arka arkaya konser vermesi çok anlamlı bir olay Kala-
balık dinleyiciler iki sanatçımızı da ayakta alkışladılar. Milano1
da yaşayan ünlü operacımız üeyla Gencer de dinleyiciler ara-
sındaydı.
Bu konseri izlerken hissettiklerimi yazmayı gereksiz buluyo-
rum. Orada olsaydınız siz de aynı şeyleri hissederdiniz. özel-
likle Hüseyin Sermet'in bis'lerinden birinin değerli bestecimiz
Adnan Saygun'un bir yapıtı olduğunu duyunca gözlerim yaşar-
dı. Avrupa'da daima başı önünde gezmek durumunda olan, Av-
rupalılar tarafından aşağılanmaya, horlanmaya alışmak zorun-
da bırakılan bizler için çok güzel, onur veren bir olay bu. Bir Türk
piyanist ve bir Türk besteciyi Avrupalılar ayakta alkışlıyor. Ayru-
pa'da yaşayan bir Türk için mutlu ve inanılmaz bir olay bu. Bir
yanda el kapılarından medet umarak Avrupa sınırlannı zorlayan
ve sınır kapılarından geri çevrilen ya da iş bulsalar da aşağıla-
nan vatandaşlarımız, öte yandan Avrupalı ve Amerikalı sanatçı-
larla eş düzeyde sanatçılanmız. Türkiye çelişkiler ülkesi ger-
çekten.
İki konserden sonra da ağzım kulaklanmda, başım dik, gûğ-
süm kabarık, gözlerim zafer kazanmış bir kornutan gibi parlaya-
rak yürüdüm Milano sokaklarında şarkılar mırıldanarak!"
Bu satırlan okurken yıllarca önce Londra'da bir geceyi anım-
sadım. TrtT Ankara Oda Orkestrası'nın verdiği konseri. Konseri
bir toplantı izledı elçilik salonlarında. İngiliz Dışişleri'nden, ba-
sından, müzik dünyasından seçkin kişiler vardı o toplantıda. An-
kara Oda Orkestrası'ndan büyük hayranlıkla söz edıyortardı. Türk
diplomatJan da sevinçle gülümsüyorlardı. Ertesı sabah İngiliz LV
şişleri Bakanlığı'nın koridorlarında daha rahat yürüyeceklerini
söylüyorlardı. Hangi dalda olursa olsun, bir Batı ülkesinde eş-
düzeylık hissetmek güzel bir olay. O konseri izleyen sabah, ben
de çok neşeli dolaştım Londra sokaklarında, Covent Garder^
daki çalgıcılarla şarkılar söyledim.
Geçen hafta bir akşam da Çankaya tepelerinde şarkılar soy-
ledi kimi başkentliler. Gözlerinde Doğan Güneş'in, Altın ve Gü-
müş Yıldız'ın parıltılarıya. Doğan Güneş, Artın ve Gümüş Yıldız,
Japonların çok önemli nişanları. Elçilikte bir törenle değerli ar-
keolog Prof. Tahsin Özgüç'ün göğsüne takıldı. Bir Türk arkeolo-
ğun otuz yıllık uğraşını en büyük nişanlaıia ödüllendirryor Ja-
ponya, Prof. Özgüç Türk-Japon arkeolojik işbirliğine önemli kat-
kılarda bulunuyor 1960'lardan beri. Japonya'daki arkeologların
gözünü Türkiye'ye çeviriyor. Anadolu kazılarına ilgi topluyor. Ja-
ponya'da bir enstıtü kuruluyor, genç Japon arkeologlar ülkemi-
ze geliyor, kazılarda çalışıyorlar. Japon Büyükelçisi'nin konuş-
masından öğrendik bu-ayrıntıları. Doğan Güneş, Artın ve Gümüş
Yıldız'ı kazanmanın güzel bir gerekçesi ve öyküsü var. Prof. Tah-
sin özgüç'ü asistanlık döneminden tanıyorum. Hitler Almanya-
sı'ndan kaçan bir grup bilim adamı Dil ve Tarih Coğrafya Fakül-
tesi'nde çalışıyordu o zaman. Ünlü kültür tarihçisi Landsberger,
Hititolog Güteborg ve arkeolog vbn Der Osten, dailannda köklü
kişiler. Bu kişilerin önce öğrencisi sonra asistanı oluyor Tahsin
Özgüç. Arkeoloji dalındaki çalışmaları sağlam bir yapıdan kay-
naklanıyor Kazı çalışmalarını Batı dünyası da tanıyor. İngiliz ve
Alman akademilerınde de üyeliği var. Arkeoloji dünyasında say-
gın bir bilim adamı yıllar boyunca. Doğan Güneş, Altın ve Gü-
müş Yıldız'lar da uzun yılların ürünü bence. Bilirnde ya da sa-
natta çağdaş düzeye varmak, o düieyi korumak rasgele olmuyor.
Milano'dan seslenen okurumuzun hakkı var, ezikltğimizi çağ-
daş olaylarla aşıyoruz ancak. Başımız dikiliyor birden, şarkılar
söylüyoruz yollarda. Geçen hafta bir akşam Ulus'ta, Altındağ Kül-
tür Merkezi'nden çıkan başkentliler de çok mutluydular. Yanda
ejski Ankara Palas, karşıda eski Meclıs, alanda Atatürk'ün hey-
keli yeni çizgilerle göründü birden. Havel'in oyunuyla çarpıldık
elbet. Ama oyunun düzeyi gözümüzü parlattı. Buruk Ezgi bir Bat>
sahnesinde boylesine güzel, derin ve sıcak oynanır mı bilmem?
Çağdaş sanatçılanmız bize her zaman onur veriyor, bir ödül tö-
renıyle seviniyor, mutlanıyoruz, ama genel burukluğu, ezikligi
aşmak için yeterli mi bunlar? Bir toplumun yaşama sevinci, ba-
şı göklerde, ayaklan yerde dikılebilmesi ıçın çağdaslığı her alanda
yaşaması gerekir değil mi? Oysa çağdışı koşullarda yaşıyoruz.
Haklarımız, özgürlüklerimiz açısından çağın neresindeyız? AGİK
toplantısında nasıl bir konumumuz var? Laik bir devletken ne
duruma geldik! Sağlık durumumuz, eğitim durumumuz, konut
durumumuz, doğaya ve insana bakışımız çağdaş dûzeyde mi?
Çevreyi klrletme ödülünü bir bakan alıyor, olumlu değil olumsuz
politika nedeniyle! Yeşil bir ülkenin solması, mavi denizlerin ka-
rarması, güzel kentlerin betonlaşması, istanbul'un susuzluk so-
rununda bunalması nasıl yorumlanabilir? İnsana ve doğaya sev-
giyle bakan bir politika uvgulansa, ülkemizde başka bir düzey-
de, dünyada başka bir yerde olurduk. El kapılannda horlanmaz,
uluslararası toplantılarda köşeye sıkışmazdık. Ulusal çıkartarı-
mızı savunurken yolumuz tıkanmaz, ödün verrnezdik. Diplomat-
lanmız, kimi bürokratlarımız da sanatçılanmız kadar çağdaş ol-
sa da karanlığı delemiyorlar. Tersine o çağdaş bürokratları ka-
rartmak eğilimi var. Yalnız bilgisizlikten, deneyden, devlet yöne-
timinde belli bir birikimden yoksun olmakla yorumlayabilir mi-
yiz bu durumu? Özümüzden de kaynaklanmıyor mu yaşadıkla-
rımız? Uyarı ve eleştiri görevini yeteri kadar yapabiliyor muyuz?
Muhalefet bile aynntılarla uğraşmıyor mu? Ülkemizin dev sorun-
ları yanında berber Hakkı ile uğraşanlara gülümsüyor insan! Eği-
tim sorunları çok önemli boyutlara vanrken, laiklik ilkesi zede-
lenirken, kişisel konulara yönelen, belli kişileri kurumlarta özüm-
leştiren politikayı da hayli düşündürücü buluyorum ben. İktidar
partisinin dağınıklığı nasıl sona erecek, SHP parti içi savaşı bı-
rakıp dışa dönük savaşa ne zaman başlayacak? Geç kalmanın
faturasını ödemeyecek mi sonra?
Bu soruları doğru yanıtlarsak yalnız iktidarı değil, muhalefeti
de uyarır, yanlışları daha çabuk düzeltiriz sanırım. Unutmaya-
lım, bize onur veren sanatçılar içimizden, bizden bir uzantı dün-
yaya. Bu uzantıyı yalnız sanat dalında değil, her dalda görmek
istiyorsak biz de vatandaş olarak güzel bir şeyler üretmek zo-
rundaytz. Demokratik görevimizi, sorumluluğumuzu iyi yüklen-
meliyiz. Bir umudu soldurmadan yeşertmeliyiz. O zaman tüm
sokaklar şarkılarla çınlar! Çağdaslığı gerçekten yaşanz.
EN HESAPLI
HANGİSİDİR?
ELEMANLAR ARANIYOR
• Olimpia Dizgi
• Macintosh Dizgi
• Pikaj, tashih elemanları aranıyor.
Tel: 512 93 40 - 512 87 02