Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/14 DIŞ HABERLER 8 HAZİRAN 1990
Duşuncelerinden
Suçlananlara
Özgürlük
Açlık grevindeki
8 düşünce mahkumu bugün grevin
24. günündeter. Açlık grevinin 20. gününde
insan beyni kendini yemeye başlıyor.
HEMENŞİMDİ!
Ankara DCM, TCK'nın 141,142,159 ve 312. maddelerinden yargıla-
nan Kutlu-Sargın için "Tutukluluk hallerinin sürdürülmesinin ileride
telafisi olanaksız zararlara yol açacağı" gerekçesiyle tahliye kararı
verdi.
Halen aynı maddelerden binlerce kişi, yüzlerce yıllık ceza istemle-
riyle yargılanıyor. Binlercesine de 748,661,307,146,130,123 yıl gi-
bi insan ömrünü aşan cezalar verildi. Otuzu aşkın gazeteci sadece
yazılan nedeniyle 10 yıldır cezaevinde. Açlık grevindeki Yazı İşleri Mü-
dürlerinin kişi başına ortalama hapis cezası 253 yıl.
TCK'nın 125 ve 171. maddeierinin fütursuz bir şovenizmle işletil-
mesi yetmiyormuş gibi, Sansür-Sürgün karamamesi ile baskı tır -
mandırılıyor.
Bu çifte standart hukuk skandalını gözler önüne seriyor. Hükü-
met özellikle son bir yıldır, 10 yıldan beri cezaevinde tutulan düşünce
mahkumlannı sürdürdüğü oyalama taktiği ile "umut işkencesi" ya-
pıyor.
Tüm bu durumları protesto eden binlerce kişi cezaevlerinde ve
destek amacıyla dışarıda açlık grevinde
Açlık grevindekiler, eylemlerinin ölüme kapalı olmadığını grevin
süresini, hükümetin ve kamuoyunun düşünce ve örgütlenme yasa-
ğı konusundaki tutumunun belirleyeceğini söylüyorlar.
Açlık grevindekilerin bu eylem nedeniyle ölmeleri ya da sakat kal-
maları kendileri açısından onur sayılsa bile, bunun gerçekte cinayet-
ten farkı olmayacaktır. Ve sorumluluğu da hükümete ait olacaktır.
Bu suça ortak olmak istemeyen, başta parlamento ile meslektaşlan
10 yıldır cezaevinde tutulan basın ve basın kuruluşları olmak üzere
tüm demokratik örgüt ve kişileri göreve çağınyoruz. Kamu vicdanı
açlık grevlerinde yeni ölümlere ve sakatlanmalara izin vermeyecektir.
Düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü kısıtlayan tüm
Anayasa ve TCK maddelerl kaldırıimalı,
Hlç bir hukuki dayanağı olmayan Sansür-Sürgün
Kararnameleri kaldırılmalı,
12 Eylül yargılamaları tüm sonuçiarıyla sllinmell
Duşuncelerinden dolayı suçlananiar serbest bırakılmalı,
hükümlülerin Infazı ertelenmeli.
Koray Düzgören (ÇCD İst. Şb. BşkJ
Yavuz Şımşek (TCS ist. Şb. Başkanı)
Oktay Akbal (TYS Cenel Başkanı)
Şukran Kurdakul (PEN Yazarlar Derneği)
Aygören Dirim (Türkiye Yayıncılar Birliği Bşk.)
Leman Fırtına (İHD Cenel Bşk. Yrd.)
Nüvıt Duraker (istanbul Tabip Odası Sekreterl)
Rıfat Yuzbaşıoğiu (istanbul Dlş Heklmleri Odası)
Yüksel Selek (Demokrasi izleme Kurulu)
Münir Ceylan (Petrol-iş Sendlkası Cn. Bşk.)
Fuat Alan (Belediye-iş Sendikası Cn. Bşk.)
Kenan Durukan (Harb-İş sendlkası Cn. Bşk.)
Yener Kaya (Derl-İş Sendikası Cn. Bşk.)
Celal Özdoğan (Otomobll-iş sendlkası Cn. Bşk.)
Atılay Ayçin (Hava-iş Sendlkası Cn. Bşk.)
Şemsi Denizer (CMaden-İş Sendlkası Cn. Bşk.)
Necati Altunkaynak (Krlstal-İş Sendlkası Cn. Bşk.)
Cürol Erçakır (Ağaç-İş Sendikası Cn. Bşk.)
Melih Hüsnü Yılmaz (Llkat-İş Sendikası Cn. Bşk)
Alı Ekber Cüvenç (Basın-İş Sendikası Cn. Bşk.)
Sabrı Topçu (Tümtls Cn. Bşk.)
Lalezar Mürşitpınar (Türkiye Hemşlreler Derneği)
Ercan Karakaş (SHP İstanbul İl Bşk.)
Ferit ilsever (Sosyalist Partl Cn. Bşk.)
Celal Ertuğ (Yeşlller Partisl Cn. Bşk.)
Nihat Sargın (TBKP Cn. Bşk.)
Oral çahşlar (Sosyallstler Blrlik Partisi Cirlşiml)
DÜŞÜNCEYE ÖZGÜRLÜK KOORDİNASYON KURULU
Haberleşme için: Teh 522 10 05 Fax. 513 96 76
ÇCD İstanbul Şubesi üokali Tabip Han Kat 4 Cağaloğlu-İST.
MOSKOVA
Varşova Paktı
kimlik değiştiriyorMoskova'da dün yapılan
tarihi Varşova Paktı
zirvesinde paktın askeri bir
örgüt olmaktan çıkarılıp
siyasi bir işbirliği örgütüne
dönüştürülmesi konusunda
görüşbirliğine vanldı.
Dıs HaberietScrvisi — Varşova Paktı'nm
"kader toplanüsı" olarak nitdenentarihizir-
vesidünMoskova'dasonaerdi. Zirvetoplan-
tısı sonucunda, Avnıpa'da yaşanan değişim-
lere uygun olarak Varşova Paktrnın işlev ve
yapısının dadeğiştirilmesi konusunda görüş
birliğine vanldı. Yapılması düşünülen deği-
şikliklerle Varşova Paktı askeri bir örgüt ol-
maktan çıkıp siyasi bir işbirliği örgütüne dö-
nüşecek. Varşova Paktı bu politikasının NA-
TO'ya örnek olmasını ve NATO'nun da si-
yasi bir işbirliği örgütüne dönüşmesini isti-
yor. ZirvetoplantısındakonuşanSovyetler
Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov da Varşo-
va Paktı'run varlığını sürdürebilmesi için
"radikal degişimden" geçmesi gerektiğini
belirtti ve NATO ile arasında "işbirttği
organlan" kurulmasını istedi.
SSCB'nin yanı sıra Çekoslovakya, Polon-
ya, Demokratik Almanya, Romanya, Bul-
garistan ve Macaristan'da devlet başkanla-
n, başbakanlar, dışişleri bakanları ve genel-
kurmay başkanlannın katıldıkları (oplantı
sonunda yayımlanan bildiride, Varşova Pak-
tı'nın "IşJevsizleşmiş" yapılanrun tasfiye
edilmesi için gerekli haarhkları yapacak bir
geçici koraisyon oluşturulduğu ve bu komis-
yonun ekirn ayına kadar çalışmalarını ta-
mamlayarak önerılerini ekimde yapılacak
Varşova Paktı olağanüstü zirve toplantısı-
na sunacaklan bildirildi.
SSCB Dışişleri Bakan Yardımcısı Yuli
Kvitsinsky, Moskova'da yapılan bir gurüük
Varşova Paktı zirvesinin sonuçlarını açık-
lamak amacıyla düzerdediği basın toplan-
tısında, söz konusu komitenin hazırlayacağı
önerilerin kasım ayında bir programa dö-
•nüşturüleceğini bildirdi.
Kvitsinsky, "kadfik" hale gelmiş bulunan
pakt organlanndan neyin kastedildiğini
açıkça belirtmedi, ancak Sovyet yetkilinin
öteki sorulara verdiği yanıtlardan, Varşova
Paktı ortak askeri komutanlığırun işlevinin'
simgesel düzeyde kalacağı bir yeniden ya-
pılanma hazuiığına başlanacağı anlaşılıyor.
Yuli Kvitsınsky, basın toplantısmda "si-
yasi açıdan yararb ofanaya devam ettiği" için
hiçbir üyesinin Varşova Paktı'nı terk etme-
POLONYA LtDERLERİ — Moskova'da Varçova Paktı zirvesİM katüaa Poloaya Devfct
Başkanı General Jaruzdski ile Basbakan Mazowkcki, konıtsmaJan dikkade dfaı Hyoriar.
ye niyetli olmadığını belütmesine karşın,
zirve toplantısmda, paktın askeri kanadı dı-
şında kalmak isteyen ülkeler olduğunu doğ-
ruladı.
Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı, Var-
şova Paktı'run, bu politikasıyla NATO'ya
örnek olduğunu ve NATO'nun da "düşman
imajının ortadan kalkmaya başladıgı" bu
dönemde, askeri değil siyasi ağırlıklı bir iş-
birliği örgütüne dönüşmesini bekledikleri-
ni bildirdi.
Moskova'dan dönen Çek Cumhurbaşka-
nı Vaclav Havel de Prag'da yaptığı basın
toplantısmda Varşova Paktı zirvesini
'"tarihi" olarak nitelendirdi. Çekoslovakya
1
nın Varşova Paktı'run dönem başkanı olma-
sı nedeıvyle irtifakın geleceğine ilişkin bir
dizi öneriyle Moskova'ya gittiğini söyleyen
Havel, bu öneriler uzerine tüm gece çalış-
tıklarıru belirtti. Doğu Avnıpa, Varşova
Paktı'run geleceği ve Bush'la yaptıkları zir-
veden bahseden Gorbaçov'un konuşmasın-
dan sonra hemen kendisinin söz aidığmı be-
lirten Havel, ittifak içinde gerçekleştirilmek
istenen değişimle Varşova Paktı'run askeri
bir örgüt olmaktan çıkıp üyeler arasında bir
çeşit siyasi işbirliği organına dönüşmesinin
istendiğini söyledi. "Varşova Paktı vartığı-
DI sıirdümıekJe birlikte artık eski Varşova
Pakü degildir' diyen Çek Cumhurbaşka-
nı, "İttifak bundan böyle ortaya çıkacak
Avrnpa'daki yeni dnzeni denetlemek ve ba
düzene fırtınalı Dogu ve Orta Avnıpa iil-
kelerini de katmak için gereken bir araca
dönüşecektir" dedi.
Varşova Paktı'ndaki dönüşümün Helsin-
ki süreciyle paralel başabaş gidebileceğini
söyleyen Havel, "hiçbir uyenin bir digerine
başeğmek zonında olmadıgı bir ittifak gc-'
liştinnek istediklerini" belirtti. Avnıpa'da-
ki "tebdit" kavramının da yeniden gözden
geçirileceğini söyleyen Çekoslovakya Cum-
hurbaşkanı askeri harektlann bundan böyle
diğer ulkelerin anayasal onayından geçme-
sinin istendiğini belirtti. Bu önerilerin "çe-
şitli nuanslarla" tüm üyeler tarafından ka-
bul edildiğini açıklayan Vaclav Havel, Gor-
baçov'un herhangi bir itirazı olmadığını
söyledi.
KIRGIZÎSTAN
Çatışmalar iç savaşa dönüşüyor
Özbek-Kırgız çatışmalan, başkent Frunze'ye de sıçradı.
Başkentte 4 bin Kırgız öğrenci, Oş kentine giderek çatışmaya
katılmalarına izin verilmesi için gösteri yaptı.
Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birliği'-
nin Kırgızistan Cumhuriyeti'nde pazartesi
günü çıkan Özbek-Kırgız çatışması başkent
Frunze'ye de sıçrayarak bir iç savaş haline
gelmeye başladı. Güvenlik güçleri çatışma-
lan kontrol altına almakta yetersiz kalır-
ken çatışmalann diğer cumhuriyetlere sıç-
ramasından ve özbekistan ile Kırgızistan
arasında savaş çıkmasından endişe ediliyor.
Interfaks Ajansı'nın haberine göre, öz-
bekistan Başbakanı Sukuruilah Mirsaidov,
yerel televizyondan halka hitaben yaptığı
konuşmada, Kırgızistan yönetimini, özbek-
lerin haklannı koruması için Uettikleri uya-
rılara kulak asmamakla suçladı.
Özbekistan'ın Kırgızistan smın boyunda-
ki tüm yerleşim raerkezlerinde halkın, taş
ve sopalarla silahlanarak' Oş kentine gir-
me çabasında olduğunu kaydeden Inter-
faks, bu yüzden iki cumhuriyet arasındaki
sırunn tümüyle kapatıldığıru, Özbekistan'ın
başkenti Taşkent'ten Oş kentine yapılar
uçak seferlerinin de durdurulduğunu
bildirdi.
Özbekistan'ın 'Halk Cephesi' konumun-
daki 'Birlik' örgütü, hükümete çağnda bu
lunarak, Kırgızistan'daki Özbeklere yönc
lik kıyımın durdurulması için önlem alma
ması halinde, tüm cumhuriyette açlık grev-
lerine başlanacağım bildirdi.
SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un da
nışmanı ve SSCB Başkanlık Konseyi üyes
yazar Cengiz Aytmatov'un da Oş kentim
gittiği haber veriliyor.
Sovyetler Birliği Içişleri Bakanı Vadim Ba-
katim, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti'-
nin Milliyeder Meclisi'nde Kırgızistan'da-
ki durumla ilgili olarak yaptığı konuşma-
da, cumhuriyetteki çatışmalann kontrol al-
tına aünamadığını söyleyerek özbekistan ile
Kırgızistan arasında savaş çıkabüeceği uya-
nsında bulundu. Bakatin, Kırgızistan'da
ölü sayısının 4g'e yükseldiğini açıkiadığı ko-
nuşmasında, güvenlik güçlerinin olayların
bastınlmasında yetersiz kaldığını söyledi.
Bakan, olaylann yatıştınlabilmesi için böl-
geye tçişleri BakanhğYna bağlı birlikkrden
900, düzenli ordu birliklerinden 1.500, sı-
nır birliklerinden de 450 kişi olmak üzere
toplam 2 bin 850 kisilik bir kuvvet gönde-
rildiğini açıkJadı. Bakatin, çaüşmalann so-
na erdirilmesi için bir an önce tüm cumhu-
riyetlerin temsilcilerinin bir araya gelerek
azınlık haklannın korunmasını amaçJayan"
bir bildiriyi kabul etmeleri çağnsında bu-
lundu.
Oş kentinde pazartesi günü çıkan çatış-
malar güvenlik güçlerinin aJdıklan önlem-
lere karşın başkeut Frunze'ye de sıçradı.
Kentte çatışmalann başlamasının üzerine
olağanüstü hal ilan edildi. Fnınze'de önceki
akşam çok sayıda ev ve otomobil ateşe ve-
rildi ve özbeklere ait pek çok dükkân yağ-
malandı. Başkentte önceki akşam 4 bin Kır-
gız öğrenci, çatışmalann yoğun olduğu Oş
ve difer kentlere gitmelerine izin verilmesi
için gösteri yaptı.
DIŞBASIN Beral*QK$ribunc
Karşıhkhtehdidi kaldıralım
NİKOLAİ ÇHERNOV •
Sovyetler Birliği, ABD ile askeri gtlçleri-
ni mümkün olan en ait düzeyde eşitlemeye
çalışıyor. Sovyetler'in amacı, kitlesel yıkun-
lara neden olabüecek tüm silahlan yok ede-
rek kendi savunmasını sağlamak. ABD ve
NATO'yu da bu yaklaşımı benimsemeye ça-
ğınyoruz.
Silahlarda indirim konusunda ABD ile
Sovyetler Birliği'nin anlaşması kaçınılmaz.
İki ülkenin de gerçek anlamda güvenlik-
lerini sağlamalarının tek yolu, silahlı kuv-
vetlerin ve donanımlann karşılıklı olarak in-
dirimi ve silahlı kuvvetlerin, yalnızca savun-
ma amaçlı kullambnalanmn, karşılıklı ola-
rak garantilenmesidir.
Stratejik süahlar konusunda ABD ile Sov-
yet stratejik güçlerinin yapısal olarak fark-
hlıklar göstermelerine karşın karşılıklı indi-
rim sonucunda güçleri eşitlenebilir.
Sovyetler Birliği, artık büyük askeri tat-
bikatlar yapmıyor; bunlara katılan birlikle-
rin sayısı yanya indirildi. Ordunun 1990 büt-
çesi, yüzde 8.2'lik bir kısıntıyla 77.3 milyar
rubleden 71 milyar rubleye indirildi, önü-
müzdeki iki yıl içinde yüzde 14 oramnda bir
kısmtıya (10 milyar ruble) daha gidilmesi
planlaruyor. Orduya ait pek çok bölge, tü-
men ve brrk'k de dağıtılacak.
Sovyet ordusunda 1 Ocak 1991 tarihine
kadar insan gücünde de önemli indirimler
yapılacak. Ordunun 240 bini Sovyetler Bir-
liği'nin Avnıpa kesiminde, 200 bini doğuda
ve 60 bini güneyde olmak üzere toplam 500
bin kişilik bir bölümü terhis edilecek. 1991
ortalarında Sovyet birlikleri, Macaristan ve
Çekoslovakya'dan çekilmiş olacak.
Sovyetler Birliği'nin şimdiki askeri dok-
trini, NATO-Varşova Paktı çatışmasının ve
rekabetin yerini, diyaloğun ve Doğu Batı iliş-
kilerinde işbirliğinin aldığını gösteriyor.
Bu doktrin, en az üç düşünceyi gündeme
getiriyor.
• Birincisi; Sovyetler Birliği'nin potansi-
yel düşmanı kimdir? NATO liderleri sürekli
olarak Sovyetler Birliği'nin düşman olduğu-
nu ve ona karşı daima güçlü ve uyanık ol-
mak gerektiğini savundular. Ortaya çıkan so-
nuç; karşılıklı tehdit ve güçlü savaş olasılı-
ğıydı.
Biz Sovyetler, özellikle Washington'un, de-
niz kuvvetlerinde indirim ve deniz kuvvet-
lerinde kullanılan taktik nükleer silahlann
ortadan kaldınlması konusunu tartışmaya
yanaşmayan ısrarlı tutumundan endişe du-
yuyoruz. Bize göre bunun anlamı, kara kuv-
vetlerinde indirimi savunan ABD'nin, deniz
kuvvetlerini güçlendirerek askeri üstünlüğü
ele geçirmeye çalışmasıdır. Bunun amacı da
kuşkusuz Sovyetler Birliği'ne karşı bir bas-
kı unsuru olarak kullanmaktır.
Bizi endişelendiren bir başka konu da Sov-
yetler Birliği'ni çevreleyen yüzlerce ABD as-
keri üssü. Bu üslerde şu an 500 bin asker ve
personel görev yapmakta, üsler üstün saldı-
n yeteneği taşıyan araçlarla donatılmış bu-
lunmaktadır. Biz 40 yıldan uzun bir süredir
bunlann tehdidi altında yaşıyoruz. Bunlara
ek olarak bir de 'Yıldız Savaslan' programı
var. Aynca yeni Stealth-2 savaş uçağı ve bin-
lerce uzun menzüii nükleer başüklı Cruise
füzesi.
Üstelik ABD, nükleer denemelerini dur-
durmayı reddetmekte ve Avrupa'daki taktik
hava kuvvetlerini, Urallar'dan ötesini bile vu-
rabilecek güçteki nükleer başuklı Cruise fü-
zeieriyle donatmayı planlamaktadır. Ve son
olarak, Birleşik Almanya'nın NATO'ya üye-
liği garanti altına alınmak isteniyor.
Sovyetler Birliği, tüm bu tehditleri göre-
rek, silahlı kuvvetlerini geliştirmelidir.
• Ikinci konu; Sovyet Silahlı Kuvvetlerii
nin karşılamaya hazırlandığı saldjnrun tü-
rüdür.
ABD ve NATO, nükleer ve konvansiyonel
savaşa hazu-lanıyor. Askeri doktrinieri, nük-
leer silahlann tehdit oluşturma, caydıncüık
ve nükleer savaşı kazanma gibi amaçlarla her
zaman hazır bulunmasını gerektiriyor. ABD,
bir savaş halinde nükleer silahlan ilk kulla-
nacağını açıkça söylüyor.
Sovyetler Bırtığı ıse uluslararası ani;ışma7-
hklann savaşla çözümlenmesini reddediyor.
Savaşı önkmek, bizim asıl bedefimiz, aske-
ri doktrinimizin temelidir. Sovyetler Birliği,
düşmanca bir tutumla karşüaşmadıkça hiç-
bir zaman, hiçbir koşulda ve hiçbir devlete
karşı, ilk düşmanca saldınyı gerçekleştiren
taraf olmayacaktır. Hiçbir zaman nükleer si-
lahlan ilk kullanan taraf olmayacağız.
• ÜçüncU görüş; saldınlara karşı silahlı
kuvvetlerimizi eğitme yöntemleri hakkında.
Ikinci Dünya Savaşı deneyimine güvenerek,
\-akin zamana kadar planlanmızı savunma
ve saldın operasyonlan üzerine kurduk. An-
cak bu bakış açımızı artık yeniledik; gene-
rallerimizin düşünce biçimleri de değişti.
Sovyet Silahlı Kuvvetleri, olası saldınlara
karşı, savunmaya dayanan bir plan uygula-
yacaktır. Ancak bu, Sovyetler'in herhangi bir
saldırgan orduya inisiyatifi bırakacağı anla-
mına gelmez.
Sovyetler Birliği, bu değişiklikleri tek ta-
raflı olarak uygulamaya koymuştur. Ancak
ulusal güvenliği tehlikeye atmadan, silahlı
kuvvetlerimizi savunma taktiğine göre yeni-
den yapılandırmayı sürdüremeyiz. Doktrin-
ieri, askeri yeterlilik dunımlannı, ABD ve
NATO ülkeleriyle yapılacak silahsızlanma
göruşmelerindeki gelişmeleri göz önünde bu-
lundurmak zorundayız.
Şimdilik, ulkelerin tam anlamıyla güven-
li savunmalannı tek başına sağlayabilecek si-
lahlar mevcut değil. En güçlü savunma yön-
temi olarak kabul edilen nükleer silahlar bile
bunu sağlayacak güçte değil. Bir nükleer sa-
vaş, insanlığın yok olması anlamına gelebi-
lir. Söylemeye bile gerek yok; konvansiyonei
silahlarla yapılacak bir dünya savaşı da aşağı
yukan aynı derecede trajik bir yıkıma neden
olacaktır.
Niçin her iki taraf, karşılıklı olarak güven-
sizliğin ve şüphenin kaynağı olan tehdidi or-
tadan kaldırarak onun yerine kendilerine ye-
terli savunma yöntemleri benimsemesin? Bu
hedefleri herkesin düşünmesi gerek. (31 ma-
Y}s)
AFbaj Nikolai Çheraov, Sovyet Gendknr-
may Bafkanlıgı'ııda görevlidir. *