Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 HAZÎRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Havel'e
UNESCO ödtilti
• PARİS (AA) —
Çekoslovakya Devlet
Başkanı Vaclav Havel, BM
Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü'nün (UNESCO)
1990 Simon Bolivar
ödülü'nü aldı.
UNESCO'dan yapılan
açıklamada, iki yılda bir
verilen ödülün, bir halkm
özgürlüğü, bağımsızlığı ve
saygınlığına katkıda
bulunan kişilere layık
göruldüğü bildirildi.
AKKUM'da
anlaşma
• VİYANA (AA) —
Avrupa'da Konvansiyonel
Kuvvet Indirimi (AKKUM)
görüşmelerinde tanklar ve
zırhlı araçların tanımı ve
tavanı konusunda bir siyasi
anlaşmaya vanldığı
açıklandı. Anlaşmada
Atlantik'ten Urallar'a kadar
olan bölgede, iki ittifakın
karşıhklı olarak 2O'şer bin
tank ve 30'ar bin zırhlı
muharebe aracı
bulundurması öngörülüyor.
Landsbergis:
Ahhıka sürtiyor
• MOSKOVA (AA) —
Litvanya Devlet Başkanı
Vitautas Landsbergis,
Moskova'run Litvanya
Cumhuriyeti'ne uyguladığı
ekonomik ablukayı
gevşettiği yolunda bir belirti
olmadığını söyledi.
Landsbergis, Reuter
ajansına Litvanya'run
başkenti Vilnius'tan
telefonla yaptığı
açıklamada, "Kontrol
ettim, hiç kimsenin bir
şeyden haberi yok. Bu bir
kandırmaca olabilir, gelecek
neler gösterecek göreceğiz"
dedi.
Ekmeğe zam
ertelendi
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Bırliği'nin sürekli
Parlarnentosu Yüksek
Sovyet, Ilke olarak'
onayladığı piyasa
ekonomisine geçiş planının
ilk önemli adımını
oluşturan ekmek zammını
en erken eylül ayına kadar
bir kez daha erteleyerek
ttçüncü çalışma dönemini
tamamladı. Sovyet
milletvekilleri, ttçüncfl
çalışma döneminin son
oturumunda yaptıkları
oylamada büyük bir
çoğunlukla, Başbakan
Rijkov'un 1 temmuzdan
geçerli olmasını önerdiği
ekmek fiyatına yapılacak
yUzde 200 oranındaki
zammın, eylül ayında
yeniden parlamento
gündemine alınmasını
kararlaştırdılar.
Varşova Pakü
degişecek
• STRAUSBERG (AA) —
Varşova Paktı Savunma
Bakanlarının, Doğu Bloku
ülkelerinin askeri ittifakmı
oluşturan anlaşmaların
değiştirilmesi konusunda
görüş birliği içinde
oldukları açıklandı. Doğu
Berlin yakınlarındaki
Strausberg'de bir araya
gelen 7 üyeli paktın
savunma bakanlarının
toplantısından sonra basına
bir açıklama yapan
Demokratik Almanya
Savunma Bakam Rainer
Eppelmann, "Bizi hâlâ
kâğıt üzerinde birbirimize
bağlayan anlaşmalann
değiştirilmesi için görüş
birliği sağlandı" dedi.
Ifenibir
Katynmi?
• VARŞOVA (AA) —
SSCB'nin Ukrayna
Cumhuriyeti'nde, Kharkov
kenti yakınlarındaki bir
parkta, 1940 yılında Sovyet
gizli polisi tarafından
öldürülen 3.900 Polonyalı
askerin gömülü olduğu
sanılıyor.
BM veAT
tsrail
?
i kınadı
• KUDÜS (AA) —
Birleşmiş Milletler'e bağlı
yardım ve Çalışma Ajansı
(UNRWA) Filistinli
bebeklere göz yaşartıcı
bomba attığı gerekçesiyle
Israil'i kınarken, Avrupa
Topluluğu Parlarnentosu da
lsrail'i, insan haklarını ihlal
etmekle suçladı.
Türkiye, Yunanistan ve Portekiz'e verilen askeri kredilerde kesinti
ABD, yardıım azaltıyorTemsilciler Meclisi Dış Ödemeler Alt Komitesi 1991 mali
yılında güney kanattaki üç NATO üyesi ülkeye verilecek
askeri krediyi kıstı. 219 milyon dolarhk kesinti Doğu
Avrupa ülkelerine verilecek. Komite Başkanı Obey, kesinti
rakamının gelişmeler karşısında az kaldığmı da ekledi.
WASHINGTON (Cumhuriyrt) — Tem-
silciler Meclisi Dış Odenekler Alt Komi-
tesi, 1991 mali yılında güney kanattaki üç
NATO üyesi ülkeye verilecek askeri kre-
diden 219 milyon dolarhk kesinti yaparak
bunun Doğu Avrupa ülkelerine verilmesini
kararlaştırdı. Avrupa'daki son gelişmele-
rin ABD'nin dış yardım programına yan-
sıyacağının ilk somut işareti olan bu ke-
sintide Türkiye'nin payına 145 milyon do-
lar düştü.
önceki gün yapılan oturumu açtıktan
sonra ilk sözü alan Başkan David Obey,
dış yardım programının askeri satış kre-
dileri (FMS) bölümünde 219 milyon do-
larlık bir kesinti öngördüklerini kaydetti.
Israil, Mısır ve Ürdün'e verilecek yardım
miktarlan yönetim tarafından sabiüeştiril-
diği için buna dokunamadıklannı, ama üç
NATO ülkesi Türkiye, Yunanistan ve Por-
tekiz'den bu kesintiyi yapmayı düşündük-
lerini anlattı. Obey, yapılacak kesintilerle
Türkiye'ye verilecek yardımın 545 küsür
milyon dolardan 400'e, Yunanistan'ınki-
nin ise 280'e ineceğini söyledi. Başkan, bu
kesintili rakamların dahi dünyada değişen
koşuiların getirdiği yeni öncelikleri yansıt-
madığını belirttikten sonra, "Ban* kalsa
bunlan gelişmekte olan, açlık çeken ülke-
lere verirdim. Ama her şeyi bir gönde
degistirtmezsiniz" dedi. Obey, önergede,
Doğu Avrupa ülkelerine yapılacak yardı-
rru da 300 milyondan 43O'a yüksehmeyi
öngördüklerini açıkladı. Bu yaklaşımm,
pratikte, NATO ülkelerinden kesilerek
Varşova Paktı üyelerine verilmesi gibi bir
denklem arzettiği gözden kaçmadı.
Obey'den sonra söz alan Cumhuriyetçi
Parti kıdemli üyelerinden Mickey Ed-
wards, üç ülkeye verilen FMS'de yapılan
yaklaşık 219 milyon dolaruk bu kesintiye
iarşı çıktı. Obey, konuşmasında dünyada-
ki gelişmelerin yanında, bu kesintinin çok
küçuk olduğunu belirttı ve "Çok daha faz-
la kesinti yapüması gerckirdi" dedi. Ed-
wards, bu üç ülkenin "önemli" olduğunu
söyleyince, Obey, "FMS'de kesinti yapdk,
bunu bir ölçiide bazı iilkeler arasında pay-
laşürmamız gerekiyordu" diye yanıt ver-
di. Edwards, bunun üzerine, neden Türki-
ye, Yunanistan ve Portekiz'in seçildiğini
sordu. Obey bu soruya, dünyanın bu böl-
gesinin çok değiştiğini, dolayısıyla da ke-
sintinin değişiklik olan bölgeden olması-
nın doğal olduğunu vurgulayarak yanıt
verdi. Edvvards, değişiklikleri yadsımadı-
ğını, ama her şeye karşın, bazı müttefik-
lerde Önemli bir askeri varbk tutulması ge-
rekliliğinin sürdüğünü vurguladı. Obey bu-
nun üzerine, "Bu kısınlıyla alacaklan yar-
dımı kısıfJamıyor, onlara daba çok yardım
alamayacaklan mesajlannı veriyonım"
dedi. Başkan, aynca, asıl tehdidin Sovyet
tanklannda değil, SSCB lideri Mihail Gor-
baçov'un reformlannı ülkeyi istikrarsızlı-
ğa itmeden gerçekleştirmekteki yeteneksiz-
liğinden kaynaklanabileceğini kaydetti ve
bu açıdan, parayı Türk sınırındakı tank-
lara yatırmaktansa, Doğu Avrupa'ya ya-
tırmanın daha yerinde bir yatırım olaca-
ğmı dile getirdi.
Bu tartışmalardan sonra yapılan oyla-
mada 4 Cumhuriyetgi oyuna karşılık 7 De-
mokrat oyuyla Obey'in kesinti programı
kabul edildi. Bunun üzerine Edwards, üç
ülkeden yapılan kesintinin kapanması
amacıyla 300 milyon dolarhk özel bir fon
yaratılmasını öngören bir önerge verdiyse
de kabul ettiremedi. Edwards, kendi par-
tisinin iktidannı, bu konuda net politika-
lara sahip olmamakla eleştirdi.
Temsilciler Meclisi üyesi Jotan Porter da
bir önergeyle Kıbns'a aynlmıs olan 15 mil-
yon doların iki toplumun yakınlaşmasını
sağlayacak ortak projelerde kullamlması-
nı sağlamaya çalıştı. Bu kapsamdaki gö-
rüşmeler sırasında komite başkanı Obey,
"Bir banş umudn vardı, ama Rauf Denk-
taş içine etti" diye konuştu. Göriişmeler-
den sonra yapılan oylamada Porter'ın
önergesi kabul editdi.
İslami Kurtuluş Cephesi'nin zaferi komşu ülkeler ve Fransa'da kaygı yarattı
Cezayirnereye gidiyor?
Sürgünde yaşayan eski
Devlet Başkanı Ahmet
Bin Bella, "darbe"
uyarısında bulundu.
Fransa'da herkes
îslami Kurtuluş
Cephesi'ni konuşuyor.
Aşırı sağcı Le Pen,
hükümeti Cezayir'den
Fransa'ya gelecek 1
milyon kişi hakkmda
uyardı.
Dts Haberier Servisi — Ceza-
yir'de 28 yıl aradan sonra yapılan
ilk serbest seçimleri şeriatçı İsla-
mi Kurtuluş Cephesi'nin kazan-
ması, komşu ülkelerde ve Fransa1
da endişe>-e yol açtı. Cezayır'in
sürgündeki eski lideri Ahmct Bin
Beila, "darbe" uyarısında bulun-
du.
Seçim sonuçlanhı açıklayan Ce-
zayir tçişleri Bakam Muhammed
Salih Muhammedi, lslamı Kurtu-
luş Cephesi'nin, belediyelerin yüz-
de 55'inden fazlasını kazandtğını
bdirtti. Muhammedi, Ulusal Kur-
tuluş Cephesi'nin, belediyelerin
yüzde 41.64'ünü, Kültür ve De-
mokrasi İçin Birlik'in de yüzde
5.65'ini aldığım kaydetti.
Içişleri Bakam, tslami Kurtuluş
Cephesi'nin 48 ilin 32'sinin bele-
diye başkanlığım kazandığmı,
Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin 14,
Kültür ve Demokrasi İçin Birlik-
in bir ilde belediye başkanlığım al-
dığım, bir ili de bağımsızlann ka-
zandığmı kaydetti.
AP'nin haberine göre CezayV-
in komşulan Fas ve Tunus'ta ts-
lami Kurtuluş Cephesi'nin zaferi
kaygı yarattı. Bu ülkeler, radikal
İslami akımların, kendi sırurları
içinde de güçlenmesinden çekini-
yorlar.
Cezayir eski Devlet Başkanı
Ahmet Bin Beila, 28 yıl sonra ya-
pılan demokratik yerel seçimleri
sürpriz bir biçimde aşırı dincile-
rin kazanmasmdan sonra ulkede
bir "darbe olabüecegini" söyledi.
Lozan'da sürgunde yaşayan es-
ki lider, lsviçre TVsine verdiği de-
meçte, seçim sonuçlannı değerlen-
dirdi. Bin Bella, "Bu sonuçlardan-
sonra ülkemde bir askeri hükunıet
darbesi yapılması olasdık dışı
degfl" dedi.
"Işler böyle giderse ordunun
gönün birinde müdabaJe etmeye-
cegine ilişkin hiçbir belirti yok"
diyen Bin Bella, "Böyle bir şeyi,
dbette, 300 küsur bin asker yap-
mayacak. Bana gelen haberlere
göre 5-6 bin asker bunu yapmaya
hazır bekliyor" diye konuştu.
Şeriatçı patlama
Bin Bella, 1965'teki darbenin-
sona ermediğini, o zamanki askeri
hareketin, geçen süre içinde "mak-
MADANt SEVtNÇLİ — Isfauai Kurtuluş Cephesi'nin lideri Abbasi Madani, seçim zaferinin açüdanmasından sonra başkeni Cezayir'in sokak-
lannda taraftarlannı sdamladı. Oylann yüzde 55'inden fazlasını alan cepbe, 32 belediye başkanlıgınıkazandı. (Fotoğraf: Reuter)
yaj tazelediğini" söyledi ve Ceza-
yir'de, askerlerin "gercek" iktidan
ellerinde bulundurmaya devam et-
tiklerini söyledi.
Paris'ten Sabetay Varol'un bil-
dirdiğine göre Cezayir'deki yerel
seçim sonuçlan Fransa'da giderek
büyüyen kaygılara neden oluyor.
13 milyon seçmen oylanmn yüz-
de 54'e yakımnı alan Islamcı Kur-
tuluş Cephesi, mevcut parlamen-
tonun feshedilerek genel seçimle-
re gidilmesini isterken Paris'teki
politikacılar ve basın, Fransa'nın
bu eski sömürgesinde meydana
gelen "şeriatçı patlama"mn se-
beplerini araştınyor. Sağ eğilimli
Le Quotidien De Paris gazetesi,
"Ceıayir tnşaüah" başhğıyla ola-
yı okuruna duyurdu. Le Figaro
"Cezayir'de dinciler sel gibi taşU"
derken Liberation "Kuran FLN'i
yenilgjve ugratö" şeklinde bir baş-
lık kullandı.
Cumhurbaşkanı François Mit-
terrand ve Dışişleri Bakam Rotaod
Dıunas, yatıştırıcı demeçlerle ye-
tindiler. Ancak birinci dereceden
iktidar sorumluluğu taşımayan
politikacılann açıklamalan, Fran-
sa'nın kaygılannı daha net bir şe-
kilde dile getirdi. Gunlük gazete-
lerde Cezayir yerel seçimleri, bir
numaralı haberi teşkil etti. Tüın
Fransız gazeteleri gelişmeye geniş
yer ayırdı.
Fransız Meclisi Dışişleri Komis
yonu Başkanı sosyalist milletvekili
Micnel Vauzelle, seçim sonuçlan-
na ilişkin yorum yapmanın "yer-
siz kaçacağını" ifade ederek "Ce-
zayir'in siyasal geleceği ne olursa
olsun güvenlik, çevresel sorunlar
ve işsizlik sonınlan gibi konular-
da Akdeniz havzasını hep birlik-
te yönlendirmeye mahkûm oldu-
ğumuzu hatırlatmak isterim" de-
di. Devlet Bakam Roger Bambuck
ise "Cezayir'de dinci bağnazlann
giiçlenmesmi büyük bir üzüntüy-
le izlediğini" belirterek sonucun
"laiklik" açısından önemli bir ye-
nilgi olduğunu vurguladı. Aşırı
sağcı lider Jean Marie Le Pen,
"Cezayir'de tslama cepbenin zafe-
ri, ulkemiz açısından kapsamlı so-
nınlar yaratacak mahiyettedir. Ce-
zayir'i terk ederek Avrupa ve özel-
UkJe Fransa'ya gelebilecek en az
bir milyon kişinin varhğından söz
ediliyor" dedi.
Le Pen, Cezayir seçimlerinin
son on yüın en önemli olayı oldu-
ğunu ıddia ederek "Mitterrand,
Başbakan Rocard ve Chirac gibi
liderlerin yüzbinlerce Cezayirlinin
ülkelerini terk etmeye kalkması
halinde nasıl önlemler almayı dü-
şündttklerini açıklamaya" çağırdı.
Ulusal Cephe lideri Jean Marie Le
Pen, Kuzey Afrika'daki nüfus pat-
lamasına uzunca bir süreden beri
dikkat çektiğini ileri sürerek sonuç
karşısında şaşırmadığım da sözle-
rine ekledi. Cezayir savaşı sırasın-
da Fransız paraşütçulerinin korou-
tanı olan General Massu ise "ts-
lamcılar, Ulusal Kurtuluş Cephe-
si'nin ekonomik basansızlığının
yol açtığı çatlaktan sızdılar"de-
di.
Liberation gazetesinin Cezayir
yerel seçimlerine aynlan başyazı-
sında şöyle deniyor: "Demokrasi
bolünmez bir bütündür, seçim so-
nuçlan bizde kaygı uyandırabilir,
ama bu sonuçiann ilk kez gercek-
leşen serbest seçimlerin sandığın-
dan çıkan sonuçiar oldoğunu
unubnamahyız. FLN (Ulusal Kur-
tuluş Cepbesi) arka arkaya iki kez
yenilgiye ugradı. tlk yenilgi secim-
de oy kullanmayajılardan geldi.
Ikinci yenilgi ise İslami Kurtuluş
Cephesi'nden. Tek bir serbest ve
diirüst seçim, seçim geleneğinin
yerleşügini göstermeye yetmez.
Aritmetik sonuç ise tslaracı cep-
benin iktidara gdecegini kanıtla-
maya yetmez. tran haj-alerini dur-
madan ortaya atmak, demokrasiji
başlan mahkûm etmek olacaktır."
Le Figaro ise aynı konuda şöy-
le diyor: "Benzer nedenler, benzer
sonuçiar dogurdu. FLN tıpkı Do-
gn Avrupa'daki komiinist partiler
gibi cezalandınldı. Tahrip edilmiş
istatistiklerin gizle>emediği bir
ekonomik iflasın bedelini ödedi.
Şimdi Ceza>irliler ikinci bir çık-
maza süreklenme egiiimi taşıyor.
Sosyalizmin vaat ettiği mullu ge-
lecekten bayal kınklıgına ugrayan-
lar geçmişe dört elle sanlıyor. Her
soruna basit yanıtlar getiren bir
inanca sıgınıyorlar". Gazete, bu
gelişme ile tran'da 10 yıl önce
olanlar arasında benzerlik kura-
rak şöyle devam ediyor: "Fransa
cepbenin en onunde bulunuyor.
Ülkemiz, tslamcılar iktidara gelir-
se Marsilya'ya sığınmaya çalışan
binkrce Boat Peopk-' ik bizde ya-
şayan Cezayirliler içinden taraftar
toplamaya çalışan terörist şebeke-
ler arasında çatışma alanı haline
gelebilir. Diin Mitterrand seçme-
n<n lercihine sajgılı olduğunu
belirttı. Yann Jean Marie Le Pen
Fransa'da kendine yeni seçmenler
kazanabilecek."
DUIVKADA BUGUN
Avrupa'yı
4
çevik kuvvet'savunacak
'NATO'nun Avrupa ayağı' olarak tahımlanan
Batı Avrupa Birliği'nin (BAB), ortak bir Ayrupa
ordusu kurulması fikri, giderek daha çok
taraftar topluyor.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — "NATO'nun Av-
rnpa ayağı" olarak tanımlanan
"Baü Avrupa Biriigi"nin (BAB),
iki Almanya'nın birleşmesi ve
Amerikan kuvvetlerinin Avrupa'-
dan büyük ölçüde geri çekilmesin-
den sonra bir Avrupa ordusu ku-
rulması fikri, giderek daha çok ta-
raftar buluyor. İlk kez BAB Ge-
nel Sekreteri VVillem Van Eekden
tarafından önerilen fikir daha
sonra ABD Başkanı George Bush
tarafından da benimsendi ve ABD
Savunma Bakam Rkhard Chaney,
Brüksel'de mayıs sonunda yapılan
NATO Savunma Bakanları Top-
lantısı'nda, fikri "yaratıa" diye ta-
nımladı. Van Eekelen, ilk aşama-
da Batı AJmanya'da konuşlandı-
rılmak üzere tngUtere, Hollanda
ve Batı Almanya'nın katkısıyla 4-5
bin kişilik bir "çevik kuvvet" öıı-
görüyor. Görüş belirten Ingüiz sa-
vunma kaynaklan ise üç ülkeden
toplam 45 bin kişilik bir kuvvet-
ten yana.
BAB Genel Sekreteri Van Eeke-
len, örgütü oluşturan lngiltere,
Fransa, Benelüks ulkeleri, ttalya,
Batı Almanya, lspanya ve Porte-
kiz'in ortaklaşa bir ordu kurabi-
lecekleri görüşünde. Hepsi Avru-
pa Topluluğu üyesi olan bu ülke-
İerin askeri amaçla bir ortaklık
kurmalarımn, siyasal bir örgüt
olan AT'ye askeri bir amaç ve gö-
rev de yükleyeceğine dikkat çeki-
liyor. Van Eekelen, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, "Birleşik Al-
manya'nın Avrupa yapısı içinde
kalması şarttır. Bu hayatidir" de-
di. Ancak AT'nin siyasal niteliği-
nin yanı sıra bir de askeri görev
yüklenmeye ne ölçüde hazır oldu-
ğu henüz meçhul. BAB kaynakla-
nysa, "AT'nin varlık nedeni, Av-
rupa'da istikrar saglamak ve bir
savaşı olanaksız kılmaktır" diyor.
Avrupa ordusunun çekirdeği,
bazı Batı Avrupa ülkelerinin kendi
girişimleriyle ya da ikili anlaşma-
larla aslmda atılmış durumda.
j
yı: tki ülkeden toplam 3.000 ki-
şilik ikişer taburdan oluşuyor.
1989'dan beri faal. Fransız kuvveti
1. ordudan, Alman kuvveti ise
NATO dışmdaki teritoryal ordu-
dan sağlamyor. Almanya'nın gü-
neybatısında konuşlandınlan ala-
yın komutanlığı iki ulke arasında
ikişer yılda bir dönecek. Komuta-
nı, halen Fransız General Jean-
Pierre Sangeison.
F r a n s ı z Ç«vik Kavvetl:
47 bin komandodan oluşan kuv-
vet 1983'ten beri faal. Avrupa için-
de ve dışında hızla görevlendirile-
cek yapıda. Ama esas amaç, ge-
rekli olduğunda Alman toprakla-
nnda hızlı ve etkin eyleme girişe-
bilmek.
İBglllz-Fransız Nttkleer
G#c«: Her iki ülkenin de Orta
Menzilli Nükleer Silahların Sınır-
lanması (INF) Antlaşması'na da-
hil edilmeyen orta meazilli nükleer
füzeleri var.
B a g ı m s ı z A v m p a Prog-
n w Graba <1EP6): NATO'-
nun askeri kanadına üye olmayan
Fransa da dahil olmak üzere, NA-
TO'nun Avrupalı üyeleri arasında
silah üretimini ABD'siz eşgüdünı-
lemek ve bir tür Avrupa silah or-
tak pazan'oluşturmak amacıyla
faal. Türkiye 1991'den itibaren iki
yıl süreyle, grubun başkanlığım
üstlenecek.
Bunlardan ayn olarak birçok
Batı Avrupa ülkesi arasında askeri
işbirliğini arttırmak ve eşgüdünı-
lemek amacıyla ikili anlaşmalar
var. Portekiz - lspanya, Italya -
tspanya, Fransa - tspanya, Fran-
sa - Italya, Fransa - Almanya, ln-
giltere - Fransa arasında geçen yıl-
larda imzalanan ikili anlaşmalar-
dan ayn olarak bazı ülkeler grup
1
laşarak ortak silah uretimine yö-
neliyor. Bunun bir örneği de ln-
giltere. Batı Almanya, tspanya ve
İtalya ortaklığuıdaki Avrupa Sa-
vaş Uçağı Projesi (EFA). Ancak
pahalıya çıkacağı anlaşılan proje-
nin ilerleme olasıhğı zayıf.
BAB uyesi olmayan, ama AT
üyesi Yunanistan'ın, Avrupa ordu-
su fikri karşısındaki tutumu belli
değil. Yunanistan da Türkiye ile
birlikte 1987'de BAB üydiği için
niyet belirtmişti. Aynca geçen yıl
Avrupa'da Konvansiyonel Kuvvet
Müzakereleri (AKKUM) sırasında
BAB'nin, ATnin askeri kanadı
kimliğine bürünüyor görünmesi,
Türkiye'nin Yunanistan ile birlik-
te kanat ülke sayılması Türkiye^
de rahatsızlık yaratmıştı. Bir aşa-
mada Türkiye'nin,'üye olmadığı
BAB'nin alacağı kararlan, NATO
üyesi oluşu nedeniyle kabullen-
mek zorunda kalabileceği düşü-
nülmüştü. Ancak AKKUM'da da-
ha sonra Türkiye'ye "kanatta" de-
ğil, Avrupa Alâm'nın 4. bölgesin-
de yine Yunanistan, İzlanda ve
Norveç'le birlikte yer verildi. Şim-
di ise BAB'nin Avrupa ordusu
kurması durumunda Türkiye'nin
yine "dısanda" kalma olasüığı bu-
lunduğu, ifade ediliyor.
AUSIRMEN
Hodri Meydan
Elektrik düğmesine basar basmaz avizenin ampullerinden
biri daha atınca, elimde olmadan bir kez daha öfkelendim.
Hemen 15 günde bir evin bir yanındaki ampuller bozuluyor-
du. Neyse ki bu kez hazırlıklıydık. Yerli sanayiye güven duy-
madığımdan yurtdışından gelırken bir kutu ampul getirmiş-
tim.
Patlayan ampulü çıkarıp yerine Avrupası'nı takarken Se-
lim III döneminde yaşamış olan Osmanlı girişimci Ziya Pa-
şa'yı (Şair Ziya Paşa ile ilgısi yok) düşünüyordum. Yerli ser-
maye geliştırmek, Hayriye armatörleri oluşturmak gibi düşürv
celeri olan Selım III döneminde yaşamış bu Müslüman giri-
şimcisi, ispermeçet mumu yaparak iç pıyasaya satmayı dü-
şünmüş, fakat bir türlü yaptığı mumiann bir süre sonra eği-
lip bükülmesini önleyememişti. Sonunda Alfred Zani adlı bir
kimyagerin yardımıyta bu işin de üstesinden gelen bizim yerli
girişimci, yabancı firmaiarın dampingi ile yıkılıp grtmişti.
Aradan iki yüzyıl geçtikten sonra da bakkallardan aldığı-
mız yerli mali mumlar bir türlü dik duramayarak kısa sürede
pörsüyüp eğildiklerine ve ampuller de kısa sürede bozulduk-
larına göre Ziya Paşa ile Alfred Zani'den bu yana çok yol at-
mamış yerli üretimcilerimiz.
Oysa Türk tarihinin son iki yüz yılı, yerli endüstriyi, yerli
burjuvaziyi ve işadamını yetiştirme çabasının öyküsüdür bi-
raz da. Osmanlı'nın son zamanlarına damgasını vuran bu
çaba, cumhuriyet döneminin büyük bölümünde de yoğun bi-
çimde sürmüş, gümrük duvarları, teşvik primlerı, devlet zo-
ruyla dizginlenen işçilere verilen ucuz ücretlerle palazlandı-
nlmaya çalışılan yerli burjuvazi ve işadamları, iyi giyinen, ra-
hat gezen, çok kafa ütüleyen, ama bir türlü dünya standart-
larında üretim yapamayan bir görünüm sergilemişlerdir. işa-
damlarımız daha çok Avrupa jet-set'inde, Batı burjuvazisly-
le bir araya gelmiş, ama ürün standlannda yarışta yaya kal-
mışlardır.
Kolay kazanılan para, onları her konuda görüş bildirmek,
kendilerini ülkenin efendileri sanmak gibi şişinmeci davra-
nışlara da itmiştir. Ne yazık ki bu eğilimlerı yalnız sağ parti-
lerce değil, kimi sözde sosyal demokratlarca da oldukça pom-
palanmıştır, taa ki geçenlerde Turkiye'yi TürkSA sanan bırt-
nin, çoğunun hoşuna gitmeyen bir çıkış yapmasına kadar.
Eğri oturup doğru konuşup gerçekleri açıkça söylemek ge-
rekirse, Türk işadamları, yeryüzünün en düşük ücretlerini
ödeyen, en az vergisini veren, en fazia teşvik gören, güm-
rük duvarlarıyla korunan ve en kötü malları en yüksek fiyat-
lara satan ve yıllar boyu bu akıl almaz statüden yararlandık-
ları halde hâlâ dünya standartlarıyla boy ölçüşemeyen kişi-
ler olarak görülmektedirler. Bütün bu "marifet"lerin yanı sı-
ra Türkiye'de çeşitli alanlarda piyasaya egemen olanlar, fr
yatları kendi aralannda anlaşıp saptayarak pahalılık ve errf-
lasyonun da önde gelen nedenlerinden birini oluşturdukla-
rında, insan ister ıstemez, "Bunlan gümrük duvarlan
kaldırarak hizaya getirmek daha doğru olmaz mı?" diye dü-
şünmüyor değil.
Zaman zaman, kendisine liberal diyen TÖ iktidarının ileri
sürdüğü sav da budur. Gerçekte TÖ'nün ekonomik libera-
lizm ile bile ilgisi olmadığı konusunu bir kez daha yineleme-
yelim. Kurtarma operasyonları ile yandaşlarını kurtaran ve
kendisine ram olmayanları yaşatmamak üzere piyasaya mü-
dahale eden TÖ, şimdi de işadamlannın genç temsilcisi Cem
Boyner'in kendi iktidarına yönelrtiği eleştirilere kızmış, TÜ-
SİAD ile Boyner'i kendince hizaya getirmeye çalışıyor. ANAP
:
tan DYP'ye doğru dümen kırmış olan patronları hizaya getir-
mek için tutulacak yol da saptanmıştır. Kızılan patronların uğ-
raş dallarına giren mallar dışalım yoluyla ve gümrükler ındi-
nlerek yurda sokulacak ve böylece istenmeyen kişiler ceza-
landırılacaktır. Boyner'in çıkışlarına öfkelenen iktidarın giri-
şimleriyle yakında pıyasada en ünlü yabancı konfeksiyon
ürünleri boy gösterecektir.
TÖ iktidarının meydan okuma sloganı da hazır "Açtık ka-
pıları getirttik her türlü mali, bakalım halk kimi beğenecek?"
Ooğrusu biz burada. patronları savunacak değiliz. En dü-
şük ücret, en yüksek koruma ile en kötü mali en pahalıya
satanın ve vergi olarak vermesi gerekeni cebine atanın ne-
den savunucusu olalım ki?
Ancak TÖ iktidarına da bir-iki sözümüz olacak.
Her şeyden önce demokrasilerde meydan okumak böyle
olmaz.
Gümrük duvarını kaldıran İş Yasası'ndaki engeli de Siya-
sal Parti Yasası'ndaki sendikalaşmanın önündeki, Ceza Ya-
sası'ndaki engelleri de kaJdırın ki her şey özgürce saptana-
bilsin.
Ama bir iktidarın bununla da yetinmemesi, kendisine ka-
fa tutan patronlara uyguladığı "hodri meydan çağrısım" si-
yasi alanda da uygulaması gerekir.
Nasıl mı?
Çok basit.
Nasıl ki Burberry's ile vakko'yıı, Cardin ile Beymen'i eşit
koşullarda meydana salıp halkın yeğlemesine sunuyorsanız
aynı şekilde, TÖ ile Sülü'yü, Akbulut ile Baykal'ı. Ecevrt ile
İnönü'yü, yani kısacası siyaset piyasasındaki tüm önde ge-
lenleri, aralannda kendileri de olmak üzere salarlar alana ve
sonra sorarlar halka:
—Hangisini istiyorsun?
işte ben "hodri meydan" çıkışı diye buna derim.
Ne dersiniz. devletin gücünü patronlara karşı, benden olan
benden olmayan diye ayrımla kullanan ve şimdi de sırtını dev-
lete dayayıp genç Boyner'i cezalandırmaya kalkan ANAP'lı-
lar, var mısınız böyle bir meydan okumaya.
BİRDEN FAZLA GÖZLÜĞE
PAYDOS
Her mesafeden NET ve RAHAT görüntü
KUZ OPTİK• Yüksek numara. kalın cam kullananlara İNCE-HAFİF
organik ve natûrel camlar.
• Yakın gözlüğü kullananlara VARİLUX camlar.
• Yansıtmayan (ENTSPİEGELT) kaplamalı, orıjinal-kaliteli
ve nitelikli tüm camların en mükemmel uygulamaları
KUZ OPTİK laboratuarında yapılır.
GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ VE SAAT ÇEŞİTLERİ
KUZ OPTİK'te.
• Marmara Ünıversitesi ile tüm birimleri mensupları ve
öğrencileri.
• Sigortahlar, Tüm Emekliler (Askeriye dahil)
• 1. Ordu Mensgpları
Gözlüklerınız anlaşmaya uygun yapılır.
Aksaray
Nışanlaş
Aksaray
Beyazıt
nc.i.«ı Erenkoy
Yerallı Çarşıa No.119 Tel 589 10 26
Valıkonağı Cad No!11 Tel 174 95 94
M Kemalpaşa Cad No21/3 Tel 523 97 70
Yecııçenler Cad No61 Tel 517 15*3
Bağöat Cad N O 3 1 1 Tel 358 20 07