25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

birleştirmek, işbirliğini artırmak ve ekonomik refahı yaymak lazımdır. Ortak çıkarlarımız aynıdır; istikrar, birlik, güven, refah, saygı ve şeffaflık. Bu yüzden artık güvenlik ve güç kurgusu denildiğinde askerleri değil ekonomiyi, bankaları, şirketleri, sivil toplum örgütlerini, araştırma merkezlerini, üniversiteleri düşünmeliyiz. Bugün Kuzey Irak’ta olması gerekende bu idi. Bugünlerde Kuzey Irak’ta yapılanlar da eksiktir, sadece PKK’ya yönelik olsa bile yetersizdir. Bölgede yapılması gerekenlerin sivil yönü yani yumuşak güç yönü yoktur. Çünkü bunları anlayacak ne kurgu ne entelektüel bir birikim bulunmaktadır. AB sürecinde eskiden kör topal olan güvenlik kurgusu da dağıtılmış, yok edilmiştir. Aliyev C S TRATEJİ Saakaşvili Koçaryan 23 Avrupa’ya açılan ekonomik kaynakların hem de potansiyel bir Türk Birliğinin otobanı olacaktır. Bu otoban ve bölgesel ekonomik girişimlerden bütün ülkeler faydalanacaktır. Türkiye’ye düşen rol ise köprü olmak değil bu coğrafyaların tam ortasında merkez ülke olmaktır. Yılda yaklaşık yüzde 78 bir büyüme, sağlam bir döviz rezervi ve döviz kuru ile istikrar ve güven içindeki bir Türkiye 2023 yılına bölgenin Almanyası olarak girebilir. Tabii ki büyük güçleri, ABD’yi ve Rusya’yı yok sayamayız. Rusya’nın enerji oyununda tekel olma gayreti ve ABD’nin öncelikleri karşısında ortak bileşkeyi sağlamak gereklidir. Ama her konuda ve her alanda onlarla yüzde yüz aynı paralelde olmamız da gerekmemektedir. Çünkü karşılıklı ilişkilerimizin pek çok boyutu vardır, bir alt coğrafyada uyuşmayan politikalar başka bir coğrafyada uyuşabilmektedir. İşbirliği yapacağız ama tamamen dayanmayacağız, ihale etmeyeceğiz, teslim olmayacağız. Hüner diplomaside ve güç kurgusunda. Türkiye, ulusal gücün her unsurunda güçlü ülke olmak zorundadır, başka şansımız yoktur. Artık sorunları askeri güce havale etmek yerine daha çok yumuşak güç ve ekonomik güce dayanan bir güvenlik konsepti ve şirketlerin, bankaların, üniversitelerin, medyanın ön cephede savaştığı güç projeksiyonuna ihtiyacımız var. Bunun içinde bu kurguyu sağlayacak entelektüel bir birikimi acilen oluşturmak gereklidir. NASIL BİR STRATEJİ? 21. yüzyılın başlarında Kafkasya, mevcut Ermenistan yönetimi ile çok fazla zarara uğramaktadır ve buna daha fazla tahammül edemez. Olan daha çok Ermeni halkına olmaktadır. Bu yüzden Ermeni halkı ile köprüler kurulmalıdır. Türkiye’nin en önemli gücü demokrasisidir. Ermenistan’ın yumuşak karnı da demokrasinin gelişmemiş olmasıdır. Kurumsal ilişkiler yolu ile Ermenistan ile bağlar kurulmalı ve Ermeni halkı kazanılmalıdır. Türkiye, Kafkasya’yı ve Ermenistan’ı Rusya’ya, ABD’ye veya Fransa’ya bırakmamalı, ortak çıkarlarımız için nüfuz etmelidir. Bugünkü izolasyon politikası ise bu amaca hizmet etmemekte, Ermenistan’da zehirin daha çok birikmesine neden olmaktadır. Etnik milliyetçiliği şiar edinmiş bir ülke bu tür politikalar ile yola getirilemez aksine daha da direnç gösterir. Türkiye bölgeye yönelik yeni bir güvenlik ve güç kurgusu yapmalı. Ermenistan’la bağımsız ilişkilerini geliştirmeli, izolasyona son vermeli. Ermeniler diğer güçlerden bağımsız kendi çıkarlarını koruma yoluna ne kadar ikna edilebilirse Türkiye’nin etkinliği de o derece artabilir. Tersi Ermenistan için de hüsran… Bölge ülkeleri de yabancı güçleri kendi alanlarına sınırsızca sokmamalı, sorunlarını kendi içinde çözmeli, tarih sahnesinde birlikte, el ele ve birbirinden güç alarak yol almalıdır. Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan dostluk ve işbirliği içinde istikrar ve güven ortamı ile birlikte işbirliği sınırlarını komşu bölgelere öncelikle Türkmenistan ve Kazakistan’a taşımalıdır. Bu güzergah hem Asya’dan S T R A T E J İ Barış DOSTER K İ T A P L I Ğ I tarihinin farklı dönemleri ve olaylarıyla ilgileniyor. Bu da çalışmaya ayrı bir zenginlik katıyor. Kitap orduların yapılanması, örgütlenmesi, donatılmasının, toplumlardaki askerlik anlayışının, askerliğe olan bakışın, günümüzde teknolojinin askerliği nasıl etkilediğinin ve son toplamda toplumlarla savaş arasındaki karşılıklı etkileşimin ilginç örneklerini de veriyor. Örnek olay incelemeleri konunun meraklılarının yanında sıradan okurlara da neyin, nerede, ne zaman, hangi koşullarda, nasıl olduğunu anlatıyor. Kitap, kapitalizmdeki kar hırsıyla birlikte, bilimsel teknolojik gelişmelerin en önemli itici gücü olan savaşların değişimini ortaya koyarken, bu alanda kimi değişmezler olduğunun da altını çiziyor. Taktikler, stratejiler, teknolojiler değişirken, insan öğesinin yani cesaretin, özverinin, kahramanlığın değişmediğini saptıyor. ürkler için yapılan nitelemelerden biri de ordu millettir. Her Türkün asker doğduğu yönündeki düşünce bunun kanıtıdır. olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Antikçağdan Askerlik bilimine yapılan katkılar da günümüze dek küresel ölçekte savaş tarihini ele bunu gösterir. Dünyanın en zorlu, en alan çalışma, üç bin yıl içinde dönüşüme uğrayan belalı coğrafyalarından birinde yaşayabilmek için ve toplumları derinden etkileyen savaşların gereken bir özelliktir bu şüphesiz. Türklerin etkisini tüm boyutlarıyla saptamaya yetiştirdiği kahramanların büyük bölümünün çalışıyor. asker kökenli olması da bu Savaşın kökenlerinden, özelliğin bir sonucudur. Antikçağ Yazarlar: C. Archer, J. Ferris, Dünya tarihi incelenirse, asker imparatorluklarında H. Herwig, T. Travers, kökenli kahramanların yapılan savaşlara, göç ve Tümzamanlar Yayıncılık çokluğunun sadece bize has istila savaşlarından, olmadığı da görülür. Savaşın ve Avrupa ve İslam dünyasındaki şiddetin insanlık tarihinin en temel, en değişmez savaşlara, Doğu tipi savaşlardan, barut olgularından biri olduğu dikkate alınırsa, ve yelkenli çağının savaşlarına, savaşların tarih içindeki konumu daha doğru bütüncül savaştan, teknolojik savaşa değerlendirilir. Yani savaşları öğrenmek, sadece dek savaş tarihinin tüm evrelerinin askerlerin yaptığı işi öğrenmek değil, aynı ayrıntısıyla işlendiği kitap, dünya zamanda insanlığın ve dünyanın tarihinin çok tarihini de farklı bir anlayışla önemli bir bölümünü de öğrenmektir aynı okura sunmayı deniyor. Kitabın zamanda… yazarlarının, bu tür Dört uzman tarafından kaleme alınan Dünya çalışmalardaki yaygın tavrın Savaş Tarihi adlı kitap, askeri tarihle ilgili herkes aksine, Batılı olmayan kaynaklara yer için önemli bir kaynak niteliğinde. Oldukça iyi bir verme konusundaki çabaları da bunu gösteriyor. dille yazılan ve hayli başarılı biçimde dilimize Batıcı, tek yanlı, oryantalist yaklaşımların tersine, tercüme edilen kitap, çatışmaların, dolayısıyla da olabildiğince nesnel ve bol kaynaklı bir çalışma savaşların insanlık tarihinin ana gündemi olan Dünya Savaş Tarihi’nin her bir yazarı, savaş T Dünya Savaş Tarihi STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear