25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası kirmaci@tusam.net AB’de serbest dolaşımın yaygınlaşmasına tepkiler farklı… C S TRATEJİ 15 açısından topluluk üyesi vatandaşlara ayrıcalık tanınmasını öngörüyordu. Kişilerin serbest dolaşımı sermayenin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımı ile birlikte AB’yi oluşturan dört temelden biri olarak kişilerin serbest dolaşımına ilişkin müktesebat bir üye devletteki vatandaşların diğer bir üye devlette ulusal işçilerle aynı koşullarda çalışması anlamına gelmektedir. Bugün, Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin Schengen alanına dâhil olması bu ülkelerin vatandaşlarının bundan böyle istedikleri AB üyesi ülkede istedikleri işte serbestçe çalışacakları anlamına gelmiyor. Schengen, AB müktesebatının başlı başına bir parçası. Schengen müktesebatı, alanına dâhil olan ülkeler iç sınırların kaldırılarak dış sınırların kontrolü, suçluların idadesi, uyuşturucu madde ve ateşli silahlarla ilgili mevzuat ile vize, ulusal topraklara giriş, üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik politikaların uyumlaştırılmasında işbirliğine gidilmesi bunun için tüm üye ülkeler tarafından paylaşılan ortak sistemler yaratılmasını öngörüyor. Schengen’in müktesebata dâhil edilmesi ayrıca AB’ye aday ülkelerin bu alanda mevzuatlarını uyumlaştırılmalarını gerekli kıldığından Doğu ve Merkez Avrupa ülkelerinden katılım öncesinde ve sonrasında birtakım yükümlülükleri yerine getirmeleri talep edilmişti. Adalet İşlerinden Sorumlu AB Komiseri Franco Frattini, Nisan 2005’te Birliğe 2004 yılında katılan ülkelerin Schengen alanına teknik hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz dâhil edilmelerini istemişti. AB İçişleri Bakanları’nın 5 Aralık 2006’da aldığı karara göre Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri, Schengen Enformasyon Sistemi II adı verilen bilgisayar ağı ve bilgi bankasına dâhil olmaları için gereken teknik hazırlıkları tamamlayamadıkları için Ekim 2007’de gerçekleşmesi beklenen Schengen genişlemesi Aralık 2007’ye ertelendi. Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ülkelerinin Schengen alanına katılımdan üç yıldan fazla süre sonra kabul edilmelerini ayrımcılık olduğunu söylemiş asıl sorunun "eski Avrupa"nın Merkez ve Doğu Avrupa halklarının Avrupa’nın bir parçası olarak görmek istemeyişleri olduğunu belirtmişti. Bugün, Batı ve Doğu Avrupa arasındaki sınırlar artık yok. 21 Aralık’ta Almanya ve Polonya sınırı ile Avusturya ve Slovakya sınırında gerçekleştirilen kutlama törenlerinde Angela Merkel’in Polonya Başbakanı Donald Tusk’un benzer şekilde Avusturya Başbakanı Alfred Gusenbauer ve Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun samimi görüntüleri Avrupa’nın gerçek anlamda bütünleşmesi yönünde atılmış iyi bir adım olarak görülebilir. Sınırların kalkması oldukça geç kalınmış ama herşeye rağmen oldukça sevindirici bir adım. Ne yazık ki çoğu Batı Avrupalı için Doğu Avrupalılara kapıların açılması daha fazla suçlunun, yasadışı yollardan para kazanan insanların ve hayat kadınlarının ülkelerine akın etmesi anlamına geliyor. Böylesi korku ve endişelerin aşılması için önce Batı Avrupalıların zihnindeki düşünsel sınırların kalkması gerekiyor. Bu yönde siyasi istek ve güven oluşursa ancak ülkeler arasında siyasi sınırlar kalkar ve "müstahkem Avrupa" yaratılabilir. Aralık’ta Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri için tarihi bir gün yaşandı. 20 Aralık’ta saatler 00:00’ı gösterdiğinde Merkez ve Doğu Avrupa’daki binlerce kişi ülkelerinin Schengen alanına dâhil edilmesini kutladı. AB’de serbest dolaşım hakkına böylece sahip olan Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Slovakya, Letonya, Litvanya, Polonya, Macaristan ve Malta uyruklu vatandaşlar için iç sınır kontrollerinin kaldırılması ve AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarının Schengen ülkelerinden birinden vize almaları halinde bu vizeyle 24 ülkede serbest dolaşım hakkı elde etmesi anlamına geliyor. Avrupa Birliği’ne 2004 yılında üye olan on yeni üyeden Kıbrıs Rum Kesimi hariç diğer dokuz üyesi Avrupa’da bundan böyle pasaportsuz dolaşabilecek. Diğer bir ifadeyle 400 milyon AB vatandaşı bundan böyle Avrupa’da sınır kontrol noktası ile karşılaşmadan dolaşabilecek. "Bütünleştirilmiş ve sınırsız" Avrupa düşü Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri için böylelikle gerçeğe dönüştü. Bu tarihi gün Merkez ve Doğu Avrupa’da tahmin edilebileceği gibi çok büyük bir heyecanla karşılandı. Sınırların ortadan kalkması ile Merkez ve Doğu Avrupa’nın AB’ye katılımının ardından son nokta da konulmuş oluyor ve ayrıca söz konusu ülkelerin gerçek anlamda Avrupa ailesine geri dönüşü anlamına geliyor. Avrupa kıtasının Demir Perde ile ikiye bölündüğü Soğuk Savaş günlerini tamamıyla geride bırakan Merkez ve Doğu Avrupalılar "ikinci sınıf AB vatandaşı" olmaktan kurtulmanın sevincini yaşıyor ancak Batı Avrupalıların bir kısmı Doğu Avrupalılar ile aynı heyecanı paylaşmıyor. 21 Batı doğuya sıcak değil AB’nin 2004 genişlemesinden sonra üye ülke yurttaşlarının serbest dolaşımı Güney Kıbrıs hariç geçtiğimiz ay gerçekleşti. Doğudaki ülkeler dışlandıklarını savunuyor. Batılılar ise Doğu Avrupa’dan suçluların da batıya taşınacağından endişe ediyor… müzakereleri devam ederken Belçika gazetelerinden biri "Almanlar organizedirler, iyi ve önemli doktorlardır; Fransızlar popüler planlar ve teoriler üretirler; İtalyanlar ise bağlantılara sahiptir ve stokları vardır" demişti. Roma Anlaşmalarının 50. yılında, 25 Mart 2007’de, Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in dönem başkanı sıfatıyla duyurduğu Berlin Deklarasyonu’nda "sınırların açık olması, birlik içerisinde yaşayan farklı diller, kültürler ve dinlerin varlığının herkes için zenginlik" olduğu belirtiliyor. Roma Anlaşmaları’nın "Topluluğun Temel Kuralları" kısmında "kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı" bölümünde topluluk içinde serbest dolaşım hakkının yanı sıra istihdam, ücret ve diğer iş koşulları ‘SINIRSIZ AVRUPA’ VE DOĞU Avrupa Topluluğu’nun beş üyesi Lüksemburg’un Schengen kasabasında bundan tam 22 yıl önce iç sınırlardaki polis ve gümrük kontrollerini kaldırmayı amaçlayan bir anlaşmaya imza atarak Avrupa bütünleşmesi yolunda büyük bir adım attılar. Anlaşma ile sınır kapılarının açılarak anlaşmaya taraf ülkelerin vatandaşlarına Schengen alanında serbest dolaşım hakkı tanınmasının yanı sıra adli ve polisiye alanlarında işbirliği yapılması amaçlanıyordu. Pasaport ve gümrük kontrolü olmadan kişilerin Schengen alanında serbest dolaşım hakkı elde etmesi Avrupa’ya büyük ekonomik çıkar sağlamakla birlikte kıta üzerinde yaşayan halklar arasında ortak bilinç ve Avrupa kimliği yaratılması yolunda atılan en büyük adımdır. 1957’de Roma Anlaşmaları Merkel, Polonya sınırında serbest dolaşımı kutladı. SCHENGEN ALANI 1985: Almanya, Belçika, Fransa, Lüksemburg ve Hollanda tarafından imzalanan Schengen Anlaşması; taraf ülkelerin ortak sınırlarında kişilere tüm vize ve gümrük işlemlerinin kaldırılması ve üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik ortak vize ve gümrük işlemleri uygulanmasını öngörmüştür. 1990: Schengen Anlaşması’nı uygulamaya geçirecek Schengen Konvansiyonu imzalandı. 1990–1992: İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan Schengen Anlaşması’na katıldı. 1995: Schengen Konvansiyonu yürürlüğe girdi. 1996: Danimarka, Finlandiya ve İsveç anlaşmayı kabul etti. AB üyesi olmadığı halde İzlanda ve Norveç de Schengen Anlaşması’na dâhil oldu. 1997–1998: İtalya ve Avusturya arasındaki sınır kontrolleri kaldırıldı. 1999: Amsterdam Anlaşması yürürlüğe girdi. Antlaşma kapsamına, Schengen Anlaşması da alınmış, böylece AB müktesebatının bir parçası olan Schengen müktesebatına aday ülkelerin uyum sağlaması gerekliliği doğmuştur. Bununla birlikte Büyük Britanya ve İrlanda’nın Schengen Anlaşması’na tamamen ya da kısmi olarak katılmasının AB Konseyi’nin onayına bağlı olduğu belirtildi. 2000: Yunanistan ile birlik üyeleri arasındaki sınırlardaki kontroller kaldırıldı. Büyük Britanya’nın polisiye ve adalet alanında işbirliği alanının yanısıra Schengen Bilgi Sistemi’ne kısmi olarak dâhil edilmesi kabul edildi. 2002: İrlanda’nın Schengen Anlaşması’na kısmi olarak katılması kabul edildi. 2005: İsviçre, yapılan referandum sonucunda, AB iç sınırları dâhilinde pasaport kontrolünün kaldırılmasını öngören Schengen Anlaşması’nı yüzde 54,6’lık bir oranla kabul etti. İsviçre’nin Schengen bölgesine 2008 yılında girmesi öngörüldü. 2006: Liechtenstein, 2004 yılında İsviçre’nin Schengen’e ortak olmasına öngören anlaşmaya dâhil olma yolunda bir protokole imza attı. 2007: Çek Cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Macaristan, Slovenya, Slovakya ve Malta Schengen’e dâhil olurken Güney Kıbrıs bir yıl izin istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear