Catalog

20 Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası dfidanoglu@tusam.net İş dünyası Davos toplantılarına hazırlanıyor… C S TRATEJİ gören Batılı ülkelere karşı iki Asya ülkesi Çin ve Hindistan, ekonomik güçlerini kabul ettirmiş durumdalar. Üstelik bu güçlerini siyasi ve askeri anlamda da kullanma çabası içerisinde oldukları açıkça görülebiliyor. 2007 Davos toplantılarında dönemin Devlet Bakanı ve Avrupa Birliği (AB) Baş Müzakerecisi olan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin 2007 seçimlerinden sonra yeni bir hükümet ve yeni vizyonla dünyada yeniden ilgi odağı olacağını söylemiş, bu nedenle 2008 yılındaki Davos toplantılarına daha fazla ağırlık vermemiz gerektiğini, 2007 yılının ise gürültülü bir yıl olacağını belirtmişti. Zaten 2007 yılının gürültülü bir yıl olacağını daha yılın başında tahmin etmek o kadar da zor değildi. Zira genel seçimlerden önceki Cumhurbaşkanlığı seçimi hareketli bir yılın sinyallerini veriyordu. Ardından yapılan seçimler ve son olarak sınır ötesi operasyon Türkiye için oldukça "hareketli bir yıl" yaşanmasına neden oldu. 71 yılından beri her yıl Ocak ayının son haftasında İsviçre’nin Davos kasabasında yaşanan hareketlilik bu yıl daha şimdiden başladı. Her yıl katılımcı sayısının bir öncekinden daha fazla olduğu ve İsviçre’nin sıradan bir kasabası olan Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (DEF), 2327 Ocak 2008 tarihleri arasında yine Davos'ta düzenlenecek. Bu yıl 37. si düzenlenecek olan forum, şimdiye kadar sadece 2002 yılında, 11 Eylül saldırılarının ardından kentin ekonomisine ve sosyal yaşamına katkı sağlamak amacıyla bir kereliğine New York’ta toplanmıştı. Devlet başkanları, bakanlar, akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin mensupları ve tabi ki iş dünyasından pek çok isim bu forumda bir araya geliyor. Toplantılarda küreselleşme, kapitalizm, dünyanın gidişatı, dünyadaki ekonomik gelişmeler, küresel ve bölgesel olaylar gibi pek çok konu ekonomik açıdan olduğu kadar siyasi açıdan da ele alınıyor. Forum’un başkanlığını, kurulduğu 1971 yılından bu yana kurucusu olan Klaus Schwab yürütüyor. Aslında Forum, Avrupalı işadamlarının ABD’de iş hayatına uyum sağlayabilmelerini ve uluslararası pazarlarda oluşan fırsatları değerlendirmelerini kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştu. Ancak son yıllardaki tablodan görülen o ki DEF artık küresel güçlerin, güçlerini nasıl artırabileceklerinin ve ekonomilerini nasıl güçlendirebileceklerinin hesabının yapıldığı bir tartışma platformu görünümü kazanmış durumda. Şimdiye kadar yapılan Davos toplantılarında en çok konuşulan konular küreselleşme, ekonomik büyümenin önemi, dünyadaki iklim değişiklikleri, çevrenin korunması, petrol, stratejik madenler, teknoloji, bilim dünyası, işsizlik, yoksulluk, gıda, toprak ve su sorunları olmuştu. Kısacası dünya açısından her zaman çok önemli olan konular bu toplantıların da ağırlıklı gündemini oluşturmuştur. 19 Türkiye ‘gala gecesi’ yapacak Küresel ekonomiye yön verenlerin her yıl İsviçre’nin Davos ‘TÜRK GALA GECESİ’ kasabasında yaptıkları yılına girdiğimiz şu günlerde bu yılki toplantılarda Türkiye ön plana 2008 Davos toplantılarına katılımın daha da artacağını tahmin etmek güç değil. İş Dünyasının kalbinin çıkmaya çalışıyor. Geçen yıl attığı yer olan Davos konusunda Türkiye’de farklı bir telaş yaşanıyor. Davos toplantılarında toplantılara Çin ve Hindistan önemli etkinlikler arasında yer alan ve 26 Ocak akşamı gerçekleştirilecek olan gala damgasını vurmuştu. Türkiye, 2008 gecesine Türkiye ev sahipliği yapacak. Türk gala gecesinin genel konsepti "360 Derece Türkiye" düzenleyeceği gala gecesiyle olarak belirlendi. Bu gecede Türkiye'nin gelişmiş ülke standartlarına sahip, doğu ile tanıtım yapmayı amaçlıyor. batının, kuzeyle güneyin birleştiği merkez, güçler dengesine uygun olarak tıpkı 2006 yılında olduğu gibi ağırlıklı gündem Çin ve Hindistan’ın ekonomik gidişatıydı. Aslında gerçek gücün kimde olduğunun belli olmadığı günümüz dünyasında, sofistike tabir ile "postmodern dünyada" her konuda olduğu gibi ekonomik anlamda da kendilerini üstün DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ 2007 yılındaki Forum’da "değişen güçler dengesi" konusu ağırlıklı olarak ele alınmıştı. Forum’da 100’den fazla ülkeden yaklaşık 2.500 katılımcı yer almış, bu katılımcıların da yaklaşık yarısını dünyanın 1000’e yakın şirketinin temsilcileri oluşturmuştu. 2007’deki Forum’a bu katılım iş dünyasından şimdiye kadar gerçekleşen en büyük katılım olarak değerlendirildi. Dünyanın önde gelen ekonomi dergilerinin seçmiş olduğu dünyanın en iyi 100 firmasından 70’i hatta daha fazlası da forumdaki toplantılara katılanlar arasındaydılar. Forum sonrasında ortaya çıkan tabloya göre, 24 Devlet veya Hükümet Başkanı, 85 Bakan, 24 Büyükelçi, Uluslararası kuruluşlardan 58 Başkan veya üst düzey yönetici, sivil toplum kuruluşlarından 482 Katılımcı, Hükümet Dışı Uluslararası Organizasyonlardan 31 lider, çeşitli birliklerden 13 lider, Akademik Kurum ve Düşünce Kuruluşlarından 161 lider, medyadan 270 isim, değişik inançlardan 22 din adamı katılımcılar arasındaydı. Forum’un ana konusu olan değişen tarihteki büyük medeniyetlerin beşiği, fırsatlarıyla olunması gereken yer, İstanbul'un da, Avrupa'nın yeni çekim merkezi olduğu vurgulanacak. Bu sene Türkiye ve Fransa değişen güç dengeleri içinde öne çıkan ülkeler arasında yer aldıkları için ev sahipliği yapacaklar. DEF Başkanı Schwab, çalışmalardan son derece etkilendiğini söylüyor, "Türkleri tanıyorum ve şimdiden çok heyecanlıyım. Davos'ta yapılmış en unutulmaz geceyi Türklerin yaşatacağına inanıyorum" diyor. Türk iş dünyası da bunun önemli bir fırsat olduğunda hemfikir. Çalışmalar için şimdiden tam destek sağlanmış durumda. Küresel sorunlara küresel çözümlerin arandığı (!) böylesi bir platformda Türkiye’nin layıkıyla tanıtılması elbette ki son derece önemlidir. Ancak bunun sadece bu toplantı sayesinde olmayacağı kesin. Zira Türkiye’nin çok güçlü ve önemli bir ülke olduğunu yapılan son sınır ötesi operasyonlar nedeniyle zaten bütün dünya bir kez daha açık bir şekilde görmüş durumda. Türkiye’nin Avrupa Birliği ve Ortadoğu tartışmaları içinde yer alıyor olması elbette ki önemini giderek artırıyor. Türkiye bunun farkında ancak dünyanın farkında olmadığı bir şey var ki o da değişen güç dengeleri arasında Türkiye’nin zaten yıllardır var olduğudur. Bu tür toplantılarda ülkelerin zenginliklerini ve güçlerini nasıl artırabileceklerinin hesabını yaparak dünyayı paylaşma planları yapacakları yerde, dünyanın gerçek problemleri olan açlık, yoksulluk, işsizlik, eğitim, küresel iklim değişikliği, mülteciler, terör ve savaş gibi insanlık için hayati öneme sahip konulara çözüm önerileri getirirlerse daha faydalı olacaktır.