23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Elele’ Kapanırken... Sevgili, Bu hafta çarşamba ve perşembe günlerini Paris’te geçirdim. Çarşamba akşamı Vendome meydanındaki ünlü Ritz’de Saison Turque’ün kapanış töreni vardı. Etkinliklerin genel bilanço olarak, olumlu bir hava yarattığını söylemek mümkün. Ama Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin gelişmesi için daha çok suların akması gerek köprülerin altından. Fransızlardaki Türk imajı gerçeğe ne kadar uyuyor? Karşılıklı ilişkilerde önyargılar mı egemen oluyor? Son yerel seçimlerdeki büyük yenilgisinin şokundan hâlâ kurtulamamış olan Sarkozy’nin gelecekte bir dönem daha Elysee Sarayı’na giremeyecek olması, Paris’in AB üyeliği önündeki engelleri azaltır mı? Bu soruların hepsi ortada. Ama Sarkozy’nin daha önünde bir iktidar dönemi olduğu gözden uzak tutulmamalı. Ayrıca Türkiye’nin Fransa’daki görünümünün yalnız Sarkozy politikasının ürünü olmadığı, özellikle sağda ciddi bir Türkiye karşıtlığının yeşerdiğini görmemiz gerekir. İşin kötüsü, solun da bu akımın tümüyle dışında olduğunu söylemek mümkün değil. Örneğin eski Anayasa Mahkemesi Başkanı, 1981 yılında idam cezasının kaldırılmasında olumlu katkıları olan dönemin Adalet Bakanı, Mitterrand’ın yakın dostu Roger Badinter de, Türkiye’nin AB üyeliğine karşıtlığını açıklayanlar arasında. Herhalde, Türkiye ile Fransa’nın birbirlerini daha iyi anlamaları, önyargılarından sıyrılmaya çalışmalarında sayısız yarar var. Üstelik Fransa’da bulunan hatırı sayılır Türk göçmenlerinin varlığı da düşünülürse... Elele Derneği, 1984 yılında Gaye Petek tarafından Fransızlara bu Türklerin sorunlarını ve kültürlerini, daha iyi anlatmak, oradaki Türklere uyum konusunda karşılaştıkları sorunlarda yardımcı olmak için kurulmuş, ciddi ve başarılı çalışmalarıyla hem Türk cemaati hem de Fransız makamları tarafından takdirle karşılanmış bir kuruluş. Tabii ki, oradaki Türk topluluğundan söz edildiği zaman gündeme gelen temel sorunlardan biri de, kadınların konumudur. Elele, çeşitli etkinlikleri arasında Fransa’daki Türk kadınlarının sorunlarının öğrenilip anlaşılmasında ve kadınların koşullarının düzeltilmesinde önemli roller oynamıştır. Bu konularda yetkin bir kişi olan Gaye Petek, 2003 yılında çıkarılan “Laiklik Yasası”nın hazırlanmasına katılmış olan 24 kişilik Stassi Komisyonu’na da üye olarak seçilmişti. Ne yazık ki, 24 Mart’ta Ritz’deki güzel gecede, Elele’nin kapanmakta olduğu haberini aldım. Elele’nin kapanma nedenleri arasında Fransız devletinin bundan böyle mali yükümlülüklerini yerine getirmemeye karar vermesi baş sırayı alıyor. Türk devleti oradaki insanlarımıza büyük hizmetler götüren “Elele”ye şimdiye dek herhangi bir katkıda zaten bulunmuş değil. Fransız makamları ise, bu tür derneklerle ilişkilerini kökünden değiştirmeye ve bundan böyle ulusal değil, bölgesel işlevi olan dernekleri desteklemeye karar vermiş bulunmaktadır. Yani “Elele”nin yaklaşımı artık itibar görmemekte, orada yaşayan Türklerin sorunları basit birer banliyö topluluğu sorununa indirgenmektedir. Elele’nin yalnız Türklerin sorunlarına çözüm aramakla, oradaki insanlarımızın entegrasyonuna yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda Fransız makamlarına da, Türkleri anlamak, onların sorunlarını öğrenmek açısından büyük ölçüde yardımcı olduğu düşünülürse, bu kapanmadan her iki tarafın da zararlı çıkacağı açıktır. Elele’nin kurucusu ve yöneticisi Gaye Petek ile bundan iki hafta önce, Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi” programında yaptığımız söyleşide, sorunlara ne denli yetkin ve nesnel yaklaştığını görmüş, kendisinden çok şey öğrenmiştik. Çarşamba günü aldığım haber bütün bu nedenlerden dolayı bende soğuk bir duş etkisi yarattı. Elele’ye yazık oldu. Bu kuruluş ile kurucusu ve yöneticisi olan Gaye Petek’ten daha alınacak çok yardım, edinilecek çok bilgi vardı. Evet yazık oldu. Belki de Gaye Petek, bundan böyle, 25 yıllık deneyimini bir kitap olarak insanlara sunarak, bir hizmet daha yapar. asirmen@cumhuriyet.com.tr Başbuğ ‘Dersimiz Atatürk’ filmini izledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, Panora Cinebonus Sinemasõ’nda “Dersimiz Atatürk” filmini izledi. Gösterime, filmin senaryosunu yazan Turgut Özakman, yönetmeni Hamdi Alkan ile yapõmda Atatürk’ü canlandõran oyuncu Halit Ergenç ve fil- min bazõ oyuncularõ da katõldõ. Başbuğ, yaptõğõ açõklamada, “Bu filmin ana me- sajı, her şeyden önce bir ülke için eğitim ve öğre- timin en önemli olduğu mesajını işlemesidir” de- di. Başbuğ, “Ülkelerin geleceğinde genç nesillerin eğitimi, öğretimi her şeyin önünde geliyor. Bunu daha önce de bir vesileyle söylemiştim. Burada bir kere daha tekrarlamakta da yarar görüyo- rum; son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın büt- çesi, Milli Savunma Bakanlığı bütçesini geçti, biz bundan mutluluk duyarız. Çünkü gerçekten ge- lecek daha iyi yetişmiş, Atatürk ilkeleri ve Ata- türkçü düşünce sistemi içinde daha iyi yetişmiş gençlerle ülke tabii ki çok daha yukarılara gide- cektir. Bu konuda inancımız tamdır” dedi. TBB Başkan Yardõmcõsõ Besler, AKP’den, tüm kesimlerin katõldõğõ uzlaşma ortamõ oluşturmasõnõ istedi ‘Tarafsõzlõktehlikeyegirer’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Baş- kan Yardõmcõsõ Berra Besler, hazõr- lanan paket doğrultusunda anayasa de- ğişikliğinin gerçekleşmesi halinde yargõ bağõmsõzlõğõ ve tarafsõzlõğõnõn da- ha da tehlikeye itileceğini belirterek, AKP’den değişiklik taslağõnõ geri çekmesini ve toplumun tüm kurum ve kesimlerinin katõldõğõ uzlaşma orta- mõnõn oluşturulmasõna katkõ istedi. Besler, TBB Yönetim Kurulu üye- leri ile düzenlediği basõn toplantõsõn- da, TBB Yönetim Kurulunun anaya- sa değişiklik paketine ilişkin oy birli- ğiyle oluşturulan görüşlerini açõkladõ. Hükümet yetkililerinin kendilerini zi- yaret ederek bilgi verdiklerini kayde- den Besler, kendilerinin de görüşleri- ni hükümete ilettiklerini söyledi. Dev- let kurumlarõ ve toplumun haklarõnõ düzenleyen, güvence altõna alan ana- yasalarõn nasõl yapõlacaklarõ kadar nasõl değiştirileceklerinin de yaşamsal öneme sahip olduğunu vurgulayan Besler, anayasa değişiklikleri yapõ- lõrken sistemin özüne ve kuvvetler ay- rõlõğõ ilkesine dokunulmamasõ gerek- tiğine işaret etti. ‘Mutlak egemenlik’ Değişikliklerin “siyaset-yargı ek- senine oturduğunu ve anayasal kuv- vetler ayrılığı ilkesinin yeniden yo- rumlanmasına yönelik olduğunu” kaydeden Besler, şunlarõ söyledi: “Bu yolla yürütme ve yasama karşısın- da, yargı yeniden konumlandırıl- mak istenmekte, bu nedenle de üst yargı bürokrasisi siyasi iktidarın beklentilerine uygun olarak yeniden yapılandırılmaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak, yü- rütmenin yargıya mutlak egemen- liğinin hedeflendiği görülmektedir. Siyasi iktidarın içtenliğine duyulan kuşku, süreç açısından başlı başına bir sorun oluşturmaktadır. Yasama organının görev döneminin son aşa- masına girmiş olduğu göz önüne alındığında, gerek yürütme ve ge- rekse yasamanın üzerinden uzlaşma sağlanamamış konu ve kapsamda giriştiği bu anayasa değişikliği siyasi etik açısından da sorunludur.” ‘Siyasal yargıya geçiş’ Besler, TBB’nin de anayasa ça- lõşmalarõ yaptõğõnõ ve en son “2007 Anayasa Önerisi”ni hazõrladõğõnõ anõmsatarak, kendilerinin hazõrla- dõğõ taslağõn özgürlükler alanõnõ ge- nişleten, kişiler için yeni özgür- lükler ve haklar getiren nitelikte si- vil ve özgün bir anayasa olduğunu belirtti. TBB’nin ortaya koyduğu gö- rüşlerin bugün de geçerli olduğunu an- latan Besler, AKP’nin değişiklik tas- lağõnõn yargõya ilişkin içeriğin “siya- sal yargıya” geçişin hukuki alt yapõ- sõnõn oluşturulmakta olduğu kuşku- larõna haklõlõk kazandõrdõğõnõ belirtti. Berra Besler, hazõrlanan paket doğrultusunda anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde yargõ bağõmsõzlõğõ ve tarafsõzlõğõnõn daha da tehlikeye itileceğini belirtti. Besler, üst yargõ bürokrasisinin AKP iktidarõnõn beklentilerine göre şekillendirilmeye çalõşõldõğõnõ söyledi. BCP Genel Başkanõ Soysal, 1918 öncesindeki gibi hain planlar olduğunu söyledi ‘Türkiye üzerine oyun oynanıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağõmsõz Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanõ Mümtaz Soy- sal, iktidar partisince gündeme geti- rilen anayasa paketiyle ilgili olarak, “Türkiye üzerine oyunlar oynanı- yor, 1918 öncesinde olduğu gibi haince planlar var. Burada kaybe- dersek, bizi feci akıbetler bekli- yor. Toplumun bütün kesimleri bir araya gelerek yargı bağımsızlı- ğını sağlamalı” dedi. Soysal, parti genel merkezinde dü- zenlediği basõn toplantõsõnda, “ana- yasa değişikliği çalışmalarının, hükümetin gündemi değiştirmeye yönelik çabalarından olduğunu” vurguladõ. “Toplumun anayasa de- ğişikliği konusuyla oyalandığına” dikkat çeken Soysal, yapõlan işlerin doğru olmasõ için yargõnõn bağõmsõz olmasõ gerektiğinin altõnõ çizdi. Soy- sal, şöyle konuştu: “Aksi takdirde dünyanın en gü- zel, en ilerici, en demokratik ana- yasasını yapsanız da sonuçta yar- gının önüne gideceğinden, bu ça- balar bir işe yaramaz. Türkiye üzerine oyunlar oynanıyor, 1918 öncesinde olduğu gibi haince planlar var. Bu bir paranoya gibi görülebilir. ‘Mümtaz Soysal yaş- landõ, aklõnõ oynattõ’ diyebilirler ama bu bir paranoya değil. Bura- da kaybedersek, bizi feci akıbet- ler bekliyor. Toplumun bütün ke- simleri bir araya gelerek yargı bağımsızlığını sağlamalı.” Bağımsız Cumhuriyet Partisi lideri Soysal, hükümetin toplumu anayasa değişikliği konusuyla oyaladığını belirtti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) BDP’DEN ÖNERİ ‘Türklük’ çıkarılsın AYŞE SAYIN ANKARA - Anayasa de- ğişikliğinde, “kilit parti” konumunda olan BDP; ken- di değişiklik önerisini hafta başõnda AKP’ye iletmeye hazõrlanõyor. BDP’nin öne- risinde anayasanõn 66. mad- desindeki “Türk” ifadesinin “Türkiye Cumhuriyeti va- tandaşlığı” şeklinde değiş- tirilmesi isteniyor. BDP’nin paketinde yer alan bazõ önemli düzenle- meler şöyle: ? Parti kapatma konusun- da nihai kararõ Meclis’te oluşturulacak komisyonun karar vermesi olumlu. Ka- patõlmasõ istenen parti par- lamento dõşõndaysa da, ko- misyona üye verebilsin. ? Cumhurbaşkanõnõn Ana- yasa Mahkemesi’ne 16 üye atama yetkisi daraltõlmalõ. ? HSYK’nin 21 üyeden oluşmasõ olumlu. Ancak Adalet Bakanõ, Kurul’da do- ğal üye olmalõ. ? Kamu çalõşanlarõna top- lusözleşmenin yanõ sõra “grev” hakkõ tanõnmalõ ve emeklilere de sendika kurma hakkõ verilmeli. BDP’nin anayasanõn “din ve vicdan özgürlüğü” çer- çevesinin genişletilerek zo- runlu din dersinin kaldõrõl- masõ önerileri bulunuyor. AKP’Lİ FIRAT ‘Anayasa çöpe atılmalı’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin Ada- na Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, tep- kilere yol açan anayasa de- ğişikliği paketini eleşti- rerek, “Kaç maddesini değiştirirseniz değişti- rin, 82 Anayasası’nın ruhunu değiştiremezsi- niz. Yapılması gereken 82 Anayasası’nı çöpe at- maktır” dedi. Fõrat, yapõ- lan değişikliğin ilkyardõm olduğunu söyledi. AKP Adana 38. Da- nõşma Meclisi’nde ko- nuşan Fõrat, 1982 Ana- yasasõ’nõn Türk halkõna giydirilmiş bir deli göm- leği olduğunu anlattõ. “Bu anayasanın dört temel özelliği vardır. An- tiözgürlükçüdür, anti- demokratiktir, vesayet- çidir ve çok kötü bir Türkçeyle yazılmıştır” diyen Fõrat, “Anayasada yapılacak değişiklikler özgürlük ruhunu getir- mez. 60 maddesini de değiştirseniz değişen bir şey olmaz. 82 Anayasa- sı’nda yapılacak deği- şiklik, onun ruhunu de- ğiştirmeye yetmez. Ya- pılacak tek şey halkın özgür iradesiyle yeni bir anayasa yapmaktır. 36 maddenin değiştirilme- sinin çare olacağı kanı- sında değilim. AKP için de böyle. Ama bu yapı- lan acil bir yardımdır. İlkyardımdır. ‘Yargõ ku- şatõlõyor’ diyorlar. Yar- gıyı kuşatmadan kur- tarmaya çalışıyoruz. Yargının ideolojik bir yapısı var. Dünyada böy- le bir sistem yok. Yapı- lan tuzun kokmaması için bir operasyondur. Bundan rahatsız ola- caklardır. Anayasa de- ğişikliğine karşı çıkanlar halkın iradesine karşı çıkıyorlar” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear