22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28MART2010/SAYI1253 Serbest bölgenin kadın işçileri Serbest bölgeler, vergiden muaf olarak üretim yapılan alanlar. Şehirden kalın duvarlarla ayrılan bu bölgelerde, kadın işçiler neler yaşıyor? "Bölge" belgeseli işte bu soruyu taşıyor gündeme. Kadın işçilerin ev içindeki yüklerini de gözler önüne seriyor. 17 Nisan'da İstanbul Film Festivali'nde gösterilecek belgeselin başrolünde kadın işçiler var, kamera arkasında da. Söz onlarda... ESRA AÇIKGÖZ Fotoğraf: VEDATARIK A kın akın insan toplayan kalın duvarların ardındaki fabrikalarda neler yaşanıyor, hiç düşündünüz mü? Sözünü ettiğimiz, serbest bölgeler. Serbest dola- şımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine ta- bi tutulmadıgı bu alanlar, şimdi bir belgeselin konusu. Feryal Saygılıgil ve Güliz Saglam'ın yönettigi "Bölge" belgeseli ser- best bölgelerde çalışan kadın işçilerin sorunlannı gözler önüne seriyor. Sadece şehrin ortasındaki bu kalın duvarlan göstermekle kalmıyor, kadına, kadın bedenine dair sınır- lan, baskılan da sunuyor izleyicilerine. 2.5 yılhk bir çalışmanın ürünü belgeselin mekânı; Antalya, Mersin, izmir, Çorlu, Tuzla ve Bursa serbest bölgeleri. Lafı fazla uzatmaya ge- rek yok, yönetmenleri Feryal Saygılıgil ve Güliz Saglam an- latıyor... Ama önce bir müjde verelim, yakında, Novamed Grevi'yle ilgili bir belgesellerini daha izleyeceğiz... - Serbest bölge pek gündemimizde olan konu degil. Slz serbest bölgelerin ne zaman farkına vardınız da belgesel çekmeye başladınız? Feryal Saygılıgil: Bizi ilk, 13 Şubat 2006'da Necla Akgökçe bilgilendirdi. Dergisinde Novamed grevinden ka- dınlarla röportajlar yayınladı ve bunu takip etmek lazım, de- di. Güliz'le Filmmor'daydık zaten, gidelim, dedik. Grevdeki kadınlarla görüştük. Küçük bir film yaptık. Orada karar ver- dik "Bölge" belgeseline. - Serbest bölge deyince ne anlamalıyız? F. Saygılıgil: Serbest bölgeler fiziksel olarak bulundugu ülkenin sınırlan dışında olabilir ancak siyasi olarak o ülkenin yasalarına tabi yerler. Endüstriyel, hizmet ve ticari faali- yetlerin yapıldıgı mekânlar. 1970'lerde piyasa ekonomisi işin içine girdikten sonra bu mekânlar, dogal kaynakların ve ucuz işgücünün kullanıldıgı yerler haline geliyor. ilk ku- rulması 1960'lara dayanıyor. Tel örgüler, çitler ya da ka- lın duvarlarla çevrilmiş, yalrtılmış mekânlar. -YaTürMye'yegelişl? F. Saygılıgil: 80'lerden sonra konuşulmaya başlanıyor. 1987'de Antalya Serbest Bölgesi, sonra da Mersin Serbest Bölgesi kuruluyor. Ihracatı, döviz girdisini arttınmak, istihdarn yaratmak gibi nedenlerle kuruluyor. Esneklik, mo- bilite çok aranan özellik. Konuk ülkenin yerel ülkeden bek- ledigi her zaman için siyasal istikrar ve güven. Bir de grev ve örgütlenmeye ilişkin kısıtlamalar. - Neden serbest bölgelere kadınlar üzerlnden baktınız? F. Saygılıgil: Ucuz işgücü ve esneklik dedigimizde ka- dın işçiler aklımıza geliyor. Dünyada serbest bölgede ça- lışan kadın işçiler istihdamın motoru, yüzde 70'ini oluş- turuyor. Türkiye'de böyle degil, kadın istihdamı çok düşük. G. Saglam: Aslında serbest bölgelere kadın üzerinden bakmamız yine Novamed*e dayanıyor. Tekstilde, medikalde çalışanlar arasında kadınlar çogunluk oluşturuyor. Belge- selde, otomotiv sanayinde de kadınlann daha çok tercih edildigi ortaya çıktı, elleri daha küçük oldugundan. Aynca kadınlann monoton işlere daha dayanıklı oldugu düşü- nülüyor. Bir de bu fabrikalarda kadın bedeni üzerinde di- rekt bir hâkimiyet kuruluyor. Hamilelik kuralları, tuvalete gidişlerin sırayla olması ve dakika tutulması... Kadın işçi- lerin ne yaşadıgına dair çok şey bilmiyoruz... Belgeselle, kadınlann hem dışanda çalışıp, hem evde çalışması me- selesine de dikkat çekmek istiyoruz. - Belgeselde de ortaya çıkıyor ki, kadın işçiler dışanda- kl sömürünün farkında olsalar da evdeki eşitsizlikJeri iç- sellestirmişler... G. Saglam: Fazla dokunulmuş, konuşulmuş bir şey de- gil bu konu. Çocuga bakmanın ya da yemek, temizlik yap- ımanın kadının görevi oldugunu düşünüyoriar. Belgeselle temas kurarak, bunu da tartışmaya ve konuşmaya başladık. Bu karşılıklı bir ögrenme süreci. - Siz onlardan ne ögrendiniz? F. Saygılıgil: Bir kez daha kadın olmanın çok zor oldu- gunu öğrendik. Kadınlar çok dirençliler. Kadınlar bir ara- ya gelince dertlerini, sıkıntılannı çok güzel jfade-eçüyoriar. G. Saglam: Sendikalı kadınlar da sendikalardan talep- lerinllk defa dile geiirmiş oldu. Clddi tâlepler var sendi- kalardan; kadınlara yönelik çalışmalann, kadın komisyon- lannın gerçekten çalışması noktasında. - Kadınlarla saglam bir ilişki kurdugunuz, kamera kar- şısında çok rahat durmalanndan belli. Onlan konuşmaya nasıl ikna ettlnlz? F. Saygılıgil: Sohbetler ettik uzun uzun, dost olduk. Ondan sonra konuşmaya başladık. Bu filmin gerekli oldugu konusunda onlar bizi ikna ettiler zaman zaman; "Bize bir zarar gelir diye çok tedirgin oluyorsunuz. Gerekirse bedelini ödemek lazım, öderiz" dediler. - En zoru neydi? F. Saygılıgil: Fabrikalann içine girmek için çok mücadele verdik, sadece Mersin'de girebildik. Erkekleıie konuşmaktı herhalde en zoru. iyi niyetli, çıkar düşünmeden yaptığımıza inanmaları çok zor, çünkü başka bir taraftan bakıyorlar. Bağımsız olarak yaptıgımızı anlatmakta zoriandık. Bir de, kadınlar çok magdur durumdalar; taciz, şiddet, ev yü- kü, yorgunluk, iş yükü... Sana bunu söylediklerinde elin- den bir şey gelmiyor, çaresiz kalıyorsun karşılarında. Sa- dece dinleyebiliyorsun, bu çok agır tabii. - Belgesel, 17 Nisan'da İstanbul Film Festivali'nde gös- teriteoek. Başka? G. Saglam: işçi Filmleri Festivali'nde gösterilir. Keşke serv dikalar arayıp göstermek istiyoruz, deseler. • Bu kampanya, 1-31 Mart 2010 tarihleri arasında, Maximum uygulamasında yer alan ve kampanyaya dahil olan anlaşmalı seyahat acenteleri ve tur operatörlerinde 2-12 taksit seçeneklerinde geçerlidir. Heriras Maximumda. siz nemdesiniz? MAXIMUM bofluk TC klmltk numanntzı yazın. 44O2'ye yaHayın. JSHJ BAMTUR booklnttu1ay.com fflT Didimtur Setur etstur CfatiLcofn .cotn # tatilsepetl «evtnwl tTMdl Ayrıntılı bilgi: maximum.com.tr İşçiler kendilerini izliyor B ölgenin kahramanları, işçi kadınlar. Münnevver Demir, Hatice Karakaya ve Hülya özhan da bu kahramanlardan üçü. Münevver Demir, 39'unda. Antalya'da yaşıyor. Novamed işçilerinden biriymiş, ancak sendikalı olunca işten çıkarılmış. Şimdi işe iade için açtığı davanın sonucunu bekliyor. Belgeselde bu süreci anlatıyor Demir. Bir de kadın işçi olmanın zorluğunu. Neden mi bahsediyor? "Evini, çoluğunu çocuğunu bırakıp gitmek hiç kolay degil. Hep bir bedel ödüyorsun. Biz haftalarca eşimle birlikte yemek yiyemezdik, çünkü o da, ben de ters vardiyalarda çalışıyorduk çocugumuza bakabilmek için". Onun için bu belgesel, unutulmamanın, yanında birilerinin oldugunun kanıtı. Hatice Karakaya için de belgeselin anlamı büyük, 20 yıldır biriken öfkesini, sıkıntısını dökme şansı bulmuş belgeselle. "Serbest bölgenin nasıl rezil bir yer oldugunu söyleme imkânı buldum. Benden o kadar çok şeyi aldı ki... Anneligimi, gençligimi yaşatmadı. Evliligimin bitmesinin nedeni belki de çok yogun tempoda çalışmamdı" diyor. Belgeselin diğer kahramanı, Hülya Özhan'ın sorunu ne işyeriyle, ne de eşiyle. O sendikalı, ancak sendikanın kadınlara yeterince imkâ.n vermemesinden, kadın işçilere kendilerini ifade etme şansı tanımamasından yakınıyor en çok. Yine de belgesel ona bununla mücadele etmek için güç vermiş, "Bizim yanımızda da birilerinin oldugunu gösterdi" diyor. Çalışmayı seviyor sevmesine de, bir de oğluna zaman ayırmakta zorlanmasa, "Oğluma annelik yapamıyorum. Vardiyalanmız çok düzensiz, kreş de yok, bunun zorluğunu yaşıyorum" diyor. • »4 • • '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear