22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 PAZAR 28 MART 2010/SAY11253 Zincirlerinden kurtulmuş bir PAMELA Pamela'nın dördüncü albümü Stil Zengini aynı zamanda tüm müzik geçmişinin harmanlanması. Elektroniğe yakın bir sound ama içinde birçok farklı türü barındırıyor. Albümün yapımcılığını kendisinin üstlenmesi Pamela'ya özgürlük sağlamış. O da bu fırsatı hem zengin müzikal geçmişini bir araya getirerek hem de İngilizce şarkı söyleme isteğini gerçekleştirerek değerlendirmiş. DENIZ ÜLKÜTEKİN S til Zengini dinleyenlere "bu kim" sorusunu sordurttu. Yanıt "Pamela" olunca birçokları inanamadı. Pamela'nın kendimi "geri çektim" demesi de bu yüzden. Dört yıllık bir ayrılık plak şirketleri ve ticari baskılann oluşturduğu zincirlerden kurtulmasını, doğru insanları bulmasını sağlamış. Ve ortaya Pamela'nın tüm müzik geçmişini harmanlayan Stil Zengini çıkmış. - Glderek elektronlk müzige kayan bir "sound"ınız var sanki? - Aslında ilk albümüm de elektronikti. Bu kez bayağı bir elektronik. Çok akustiğe gittim de elektroniğe döndüm diyemem. Hatta ilk albümüm o zaman Türkiye için erken bir adımdı. Türk müziğinde daha oralara kimse gitmemişti. Bu albümde yine kuvvetli beatler, punk ve rock tınıları var. Eskiden beri çok geniş yelpazede müzik yapma imkânı buldum. Bu albümde de birçok tür birleşti. - Neden dört yıl bekledinlz? - Önceki albümüm Cehennet'e çok paldır küldür başlamıştım. Şehir Rehberi patlamıştı ve daha ikinci klibi çekmişken plak şirketi "hadi yeni albüm" diye baskı yapmaya başladı. Dolayısıyla çok içime sinmedi. Sonra bir ara vermek istedim. Mutlu değildim, plak şirketimle bağlarımı koparttım, kendi stüdyomu kurdum, prodüksiyon denemelerim oldu. Sonunda adamımı buldum. Veyasin'le daha önce hiç tanışmamıştım. Hiphop camiasında ismini duyurmuştu ama ben o tarz bir albüm yapmak Bu ülkede beğenmemek için uğraşılıyor - Stil Zengini'fBfl bir iki ay içinde piyasaya çıkacak dans albümleri içinde kaynayıp gitme olasılığı slzi korkutuyör mu? ' - Stil Zengini dans albümü ama kendimi yaz şarkıları icra eden insanlarla yarışır hale koymadım. O bana çok uzak bir şey. Belki bu albümle de insanların alışkanlıkları değişir. - Peki şarkılannızdan birinln Bodrum ya da Marmaris'te bir diskoda çok kötü bir ses tesisatı eşliğinde sadece bas sesler duyulacak şekilde çalındığını görsenlz ne hissedersiniz? Çok üzülürüm herhalde. Hiç beni dinlememiş birisi ilk öyle dinlese kendimi aglamamak için zortutarım herhalde. Orada üç dört tekila lazım. v - Türkiye'dek) eglence kültürü içinde sizln tarzınıza yer oldugunu düşünüyor musunuz? - inanmak istiyorum. Şebnem Ferah ya da Özlem Tekin de inanılmaz kitlelere hitap etmiyorlardı. Ancak zamanla rock müzik öyle bir aldı yürüdü ki, şimdi ucuzlar hale geldi. Umuyorum ki bu da bir başlangıç olur. Benim albümümü bile tesadüfen dinleyenler "çok güzel, kim bu" diye sorup "Pamela" cevabını alınca eleştirme ve bir hata bulma çabasına girdiler. Bu ülkede her işe negatif yaklaşım var. • istemiyordum. Bazı deneysel işlerini dinledim ve "anlaşır mıyız" diye düşünmeden onunla çalışmak istedigime karar verdim. O da çok sıcak baktı ve ortaya degişik bir iş çıktı. - Dokuz şarkının sözleri slze alt Yedlsl de Türkçe. Bat müziğlne Türkçe söz yazmak gerçekten denlkJiğl kadar zor mu? - Evet. İngilizce yazmak daha kolay. Türkçede devamlı prozodi hatası yapmak var. Gerçi Istiklal Marşı bile prozodi hatalarıyla dolu. O kabul görüyor ama başka şarkılar kabul görmüyor. ingilizcede "bir kelime şurada bölünmez" gibi kısıtlamalar yok. - Dört de İngilizce şarkı var. Neden İngilizce şarkı söylemeye karar verdlnlz? - Yapımcım öyle istedi. Yapımcı da benim zatenl Aslında yıllardır istediğim bir şeydi. İlk albümde bile Türkçe için ikna olmam zor oldu. O güne kadar hep İngilizce şarkı söylüyordum. Bir de pop furyası başlamıştı. Onun içinde olmak istemiyordum. Plak şirketleri Ingilizce'nin tutacağına hiç ikna olmadı. Dolayısıyla içimde hep ukde olarak kaldı. - Sözlerin hareketli şarkılara göre çok kompllke olduğu endişesine kapıldınız mı? -•••-• —<•*~» - Evet, çok basit yazmaya çalıştım. Herkes az ingilizcoyte bile anlayabilsin istedim. Türkçe sözler de biraz daha anlamlı olsun istedim. - "Ben ölmeden önce'yi niye albüme koydunuz? - Gerçekten çok sevdiğim bir şarkı. Şarkının çıktıgı dönemi gayet iyi hatırlıyorum. İşte bu "eller havaya" döneminde. İnanılmaz taze bir sound ve inanılmaz bir beste. Hayatımda ilk kez Türkçe bir şarkıya bayılmıştım. Albüm çıkarken Fatih Erdemci'yle irtibata geçtik, o da sıcak baktı. Öyle ilginç oldu ki. iki grup daha aramış. Sonra aracılar girdi. "Sen albüme almayacaksan, bizim gruplar için Fatih'le konuşsana" gibi şeyler oldu. • - Slzi devamlı birilerlne benzetlyotiar. - Pamela ve Lady Gaga, Pamela ve Gwen Stefani, Pamela ve Madonna. O zaman bu insanlar da birbirine benziyor. Ortak noktaları hep sanşın olmaları. Müziğimin bunlara benzer hiçbir yanı yok. - Türklye'nln Plnk*l olmak İstiyorum" diye bir açıklamanız oldu mu? - Hayır işte, onu bir gazeteci nereden yazdı bilmiyorum, üstüme yapıştı kaldı. O kadar ilginç ki, Pink'in ilk çıkışında benim de saçlarım kısa ve san. Arkadaşlarım bana "biri çıkmış aynı sana benziyor" dediler. Şans işte. - Müzik dışında yaptığınız için plşman olduğunuz işler var mı? Mesela bir keresinde Pazar Keyfl sunmuşsunuz. - Şehir Rehberi'nden sonraydi; Ancak plşmar»ltegilim,sundan dolayı; prompter 4a.mjkarştrnda, oradan okuyorumjüıe ev' Arkasında bir masa, üstünde sucuklar, rakılar falan, garsonlar gelip gidiyor ve masada benimle tanışmaya gelen insanlar programı sunarken bana kadeh kaldırıyorlar. Bir de küçücük stüdyoda upuzun bir masa, nasıl kalabalık. Aralarda ben de gidip oturuyorum, inanamazsın! Tam bir hayat tecrübesiydi. O yüzden hiç pişman degilim. • Politik bir kimlik ve aşk şarkılar ŞİRİN GÜVEN F eridun Düzağaç yedinci albümü "FD7"yi geçen hafta ya- yımladı. Aşkın türlü ruh hallerine odaklanıyor albüm. Yalnız o, böyle birdönemde bir aşk şarkıları albümü yap- maktan, onun deyimiyle hertaşın altından çıkıp aşk ve meşk- ten bahsetmekten de muzdarip aslında. Çünkü Türkiye'nin için- de bulunduğu çalkantılı dönemin farkında. Hatta "Benim ki- şisel hikâyelerim, yaralarım, heyecanlarım özellikle bugünün Türkiyesi'nde birçok insana dokunmazsa bunu çok iyi anla- rım. Ben de bunları çok keyifli olduğumuz bir süreçte anlat- mak isterdim. Sanat insanların keyfi ve morali içindir. Hiç şa- hit olmadığım bir dönem gözlüyorum bugün ve buna çok üzü- lüyorum" diyecek kadar. Öfke ve gerilimden uzak oldugu sü- rece doğru her adımın yanında oldugunu söylemekten, taraf oldugunu açıklamaktan da geri durmuyor Düzağaç ve soru- yor: "Aşk şarkıları yazan bir adamın politik bir kimliği olamaz mı"? - Aşk üzerlne yazılmış bir albümle karşımızdasınız yine. Slzi aşk gurusu sananlar oluyor mu? - Özlemi duyulan bir sevgili olmadım kimse için. Küçük çapta bir ömür geçmesine rağmen evliliğimi yü- rütememiş olmanın vicdani sızısını hâlâ taşıyorum. Sürekli kadınlarla kısa süreli ilişkiler yaşayan biri ol- duğum sanılıyor ama öyle bir durumum yok. Kadınlarla ilişki yaşamak konusunda çok hevesli ve cüretkâr bir adam değilim. Aksine çok ihtiyatlıyımdır. Dışarıdan ba : kıldığında bu adam böyledir, hayatı böyle yaşıyordur du- rumu beni günlük hayatta güldürüyor. Ben aynaya ba- kınca ünlü bir adam görmüyorum, hayatı öyle yaşamı- yorum. Bu birtercih. Benim için şöhret dediğimiz şey çok içi boş bir şey. Bugünün dünyasında vefa, dayanışma ve romantizm gibi içi boşaltılmış bir şey. Bu bir virüs bana ka- lırsa. - Şarkı yaparken sizi neler besllyor peki? - Bir keresinde eski sevgilim tarafından çok ciddi şekilde suç- lanmıştım. Yazmak için yaşıyorsun gibi sert bir suçlamaydı. Oysa öyle bir durumum yok. Ama bu albüm yaşanmış bir ilişkinin tür- lü ruh halleriyle yazılmış şarkılarından oluştu. Bu şarkılar benim dokunduğum, öpüp, kokladığım bir kadına yazıldı ama herkes dinleyince kendi hayatının kahramanını bulacak bu şarkılarda. Sizi en çok acıtan insanı hatırlatacak mesela. Hatırlatmayacaksa zaten şarkı olmuyor bu demek. Sadece bir adamın özel hayatına kafa yormak oluyor. Benim böyle bir eşiğim var şarkı yazarken. Başkalarının hayatlarına da dokunabiliyor olmalı şarkılarım. Bir şarkı digeriyle çelişir. Çelişmelidir de zaten çünkü insan ken- diyle de çelişir. Ruh hallerinin belirli sınırlan, köşeleri yoktur. Şarkı yazan biri olarak duymaktan en çok korktugum şey tekrar edi- yor olmaktır. Bu benim en büyük fobim. Fobisi bu olan bir adam olarak bunları duymamak için yeteri kadar çabalıyorum, bu bi- linmeli. - Böyle eleştlrller gellyor mu ki size? - Bir esnaf mantığım yok. "Tutmuş bir damar var ve onu iş- liyor" duyabileceğim en sevimsiz eleştiri. Sanıldığının aksine eleş- tirilmeye çok açık biriyim. Internet sitemi kapattıgım için ve med- yayla ilgili seçici birtavrım oldugu için burnu kalkık, küstah bir adam olarak algılayanlar ve bu anlamda yanlış eleştiri yapan- lar oluyor. Eleştiriyi kimin yaptığını çok önemserim. Yetmiş kü- sür şarkımı bilen biri "Tekrar ediyor" derse durup düşünürüm. Ama albümlerin tamamını dinlemek şöyle dursun, video klip- lerin bile birçogunu bilmedeh eleştiri yapılıyor. Ben buna linç kültürü diyorum. - Blzde birilerinl karalamaya ve o sayede bir popülertik elde etmeye çok sık rastlanıyor degll ml? - Evet. En çok saygı duyduğum hak, bir başkasının beni sev- meme hakkı. Ayrıca dünya hiçbir zaman benim albümümün ekseni etrafında dönmüyor. Bunlann farkındayım. Benim kişisel hikâyelerim, yaralarım, heyecanlarım özellikle bugünün Türkiyesi'nde birçok insana dokunmazsa bunu çok iyi anlanm. Çünkü ben de bunları çok keyifli olduğumuz bir süreçte an- latmak isterdim. Sanat insanların keyfi ve morali içindir. Hiç şa- hit olmadıgım bir dönem gözlüyorum bugün ve buna çok üzü- lüyorum. Hatta bunu internet sitemde de söylemiştim: "Albüm çıktığı zaman onu medyada tanıtmak adettendir. Bunca sı- kıntının, sorunun ve gerilimin arasında her taşın altından çıkıp aşk, meşk diyeceğim. Kusura bakmayın lütfen". 42 yaşıma gi- receğim. Bu ülkeyi hiç bu kadar bölünmüş, kamplaşmış gör- medim. Rejim, din, ordu, siyaset, medya, sokaktaki kadının açık ya da kapalı saçı üzerinden bile kamplaştırılmış durumdayız. Bu ülkede darbe degil, karşıdevrim oluyor, başkalaştırılıyor bu ülke. Ben de bunu görünce üzülüyorum. Bugünkü cepheleş- tirilme operasyonlarından da çok korkuyorum açıkçası. Susturulmam an meselesi. Bugün susturulan, susturulduğu sa- nılan bir sürü insan var. Bu ülkenin aydınları, demokratlan, si- vil inisiyatifi yönlendirme yetisine sahip güçlü insanlan çok ha- in bir zekâyla yaftalandılar. Mustafa Balbay, Sabih Kanadoglu ve Tuncay özkan gibi... Böyle bir ortamda bu albümü anlatı- yor olmak benim şansızlığım. Bu konuda taraf algılanmaktan, taraf olmaktan da hiçbir çekincem yok. Aşk şarkıları yazan bir adamın politik bir kimligi olamaz mı? Olmasın mı? -Taraf algılanmaktan çekinmlyorum diyorsunuz. Peki sizi ra- hatsız eden konularda bir şeyler yapmak istemlyor musunuz? - Bu tabloyu öfkeyle izliyorum. Bugüne kadar ciddi bir şekilde bunun şarkısını, edebiyatını yapmak ya da bununla ilgili biral- gı yaratmak adına cesaretimin önünde set oluşturan şey bu öf- ke. Çünkü öfke ve gerilime karşı ciddi çekincesi olan biriyim. öfke ve gerilim konusunda sanırım tedavlye muhtaç bir kor- kum var. O yüzden bir adım atamıyorum. Ama doğru adım atarv lann yanında olmaktan, sözümü söylemekten de hiç çekin- medim. Ben hiç bir zaman "Aman etliye sütlüye bulaşmayayım" demedim. Hissettiklerimi öfke ve gerilim olmaksızın anlatabi- leceğim her platformda varım. • sirin.guven@gmail.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear