24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 4 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Avrupa’nın Nefret ve Tutku Başkenti: İstanbul BRÜKSEL - “Adım Niki Tzavela. Avrupa Parlamentosu üyesi ve bir Yunanlıyım” diye söze başlayan son konuşmacı, sonra şöyle devam etti: “ ‘İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’; bu kentin sonuna dek hak ettiği bir sıfattır. İstanbul’u seven bizler size rahatlıkla, ‘eğer bu kenti görmedinizse; hayatta buna benzer başka hiçbir şey görmediğinizi’ söyleyebiliriz. Bizim için İstanbul, kentlerin kraliçesidir. Biz; Türkler ve Yunanlılar, bu kente ‘Şehirlerin şehri / The city of the cities’ deriz. İstanbul, Türkiye’nin Avrupa ile olan en güçlü bağıdır. Ben İstanbul’a, sık sık giderim. Altı ay gitmezsem burnumda tüter. Size de; İstanbul’a gidip, görmenizi tavsiye ederim. İstanbul’u Avrupa kültür başkenti olarak görmek; başlı başına yeni bir tecrübe olacaktır. Türkiye’de özel sektör; canlı kültür yaşamı olan kentin tanıtımı ve klasına büyük katkı yaptı. İstanbul; laik Türk devletinin en büyük destekçisi. Sayın Bağış, siz İstanbullu bir politikacı olduğunuz için çok şanslısınız. Dünyanın en güzel kentinde seçildiğiniz için çok şanslısınız!” Aaa! Alkış, kıyamet filan tabii ama tutulduk.. kalakaldık. Tzavela’nın bu “tutkulu İstanbul tanıtımı” karşısında nutkumuz tutuldu. Nefes almadan... nerdeyse.. salonda bulunan herkes/hepimiz kulak kesildik: “Biz Türkler ve Yunanlılar.. bu kente ‘Şehirlerin şehri’ deriz!” tanımı ve takdimi karşısında ne diyeceğimizi şaşırdık. Benim şimdi yaptığım gibi öyle yazmakla, bilgisayar tuşuna dökmekle.. filan olmaz... Bizimle, orada, o salonda olacak; Tzavela’nın bu sözlerini, onun sesi ve onun tonlamasından; her satırında ibadet ya da yakarış gibi bir koyu özlem olan o tutkusunu.. bire bir duyacaktınız. Avrupa Parlamentosu’ndaki “İstanbul Avrupa Başkenti” tanıtımında; İstanbul’u Avrupa’ya; Avrupa parlamenterlerine -böyle, bu düzeyde olmasa bile- “tutkuyla” tanıtan tek konuşmacı Niki Tzavela olmadı. Tzavela’nın söz aldığı oturumu yöneten BBC’nin eski İstanbul ve şimdiki Brüksel- Avrupa temsilcisi olan Jonny Dymond da; Türkiye’de geçirdiği yılları; “hasretle” anarak, İstanbu’u “Başka hiçbir ülkeye benzemez ülkenin, başka hiçbir şehre benzemez kenti” olarak tanımladı. ‘İstanbul, Avrupa’nın geleceğidir!’ Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda ise “İstanbul, Avrupa’dır. Ama sadece Avrupa değildir. İlaveten çok özel bir Avrupa’dır!” diyerek şöyle konuştu: “İstanbul, Avrupa’nın ‘geleceğini ifade eden’ bir Avrupa’dır. Farklılıkların, çokkültürlülüğün; farklı dinler, farklı fikirler, farklı ideolojilerin Avrupa’sıdır. İstanbul’un özü, İstanbul’un önemi bundan gelir. İstanbul’u Avrupa başkenti olarak kutlarken; biz Avrupalılar burada, kendi tarihimiz ve geleceğimizi kutluyoruz. İstanbul yalnız Türkiye için değil; tüm Avrupa, bütün AB için önemlidir...” Türkiye’nin AB üyeliğinin ön saftaki muhaliflerinden olan “Avusturya”dan seçilen Swoboda’yı dinlerken kulaklarıma inanamadım. Geçmişte bu inançlı sosyalist politikacıyla yaptığımız özel sohbetlerde; bana Türkiye’nin -heyhat!- onca yıldır nasıl “Avrupa’yı bir türlü anlayıp çözemediğinden!” şikâyetçi olduğunu mesela bire bir hatırlıyorum. Ama konu “İstanbul, Avrupa mı, değil mi?” noktasına geldiğinde; Swoboda da işte bizzat sahaya iniyor ve “Bal gibi Avrupa’dır! Hem öyle bir Avrupa’dır ki... Geleceğimizdir” diyor. Ardından da “Avrupalı parlamenter arkadaşlarını” İstanbul’u illa gidip görmeleri için şöyle teşvik ediyor: “İstanbul’un ne olduğunu kendi gözlerinizle görmeli; İstanbul’u yaşamalısınız. İstanbul’u canlı olarak görmek, onu resimlerden, raporlardan, gazete fotoğraflarından görmeye benzemez. İstanbul’u görmek başka şeydir. Bunu lütfen yapın. İstanbul’u ziyaret edin! Hayal kırıklığına uğramayacaksınız...” Swoboda’nın da “tutkuyla” yaptığı bu “İstanbul’un Avrupalılığını sorgulamadan önce; lütfen görünüz!” savunmasını dinlerken; Avrupa siyasetinde “Türkiye muhalifliği” ile isim yapan çok sayıda politikacının ülkemize hiç ayak basmadığı aklıma geliyor... Türkiye’yi Avrupa’dan dışlamak adına eline geleni ardına koymayan ve her fırsatta Avrupa’nın sınırlarının Ege’de bittiğini iddia eden Valery Giscard d’Estaing örneğin... Ülkemize hiç gelmemiş. “Canlı olarak” İstanbul’u hiç görmemiş. Havasını solumamış... Ezberden konuşuyor. Niki Tzavela ve Swoboda gibi... Avrupa Parlamentosu’nda; “İstanbul Kültür Başkenti”nin elçiliğine soyunanlar şimdi bu türden siyasetçilere işte ezber bozmak adına -özetle- “Konuşmadan önce gidip görün!” diyorlar... Avrupa Parlamentosu’ndaki tanıtım; “İstanbul’a aşkla bağlanan tutkulu savunucuları” açısından sürprizlerle doluydu. İstanbul’u bir de tabii nefretle “ötekileştirenler” var... Onlar da gelecek yazıya. nilgun@cumhuriyet.com.tr İran’dan hem uzlaşõ hem gözdağõ Dış Haberler Servisi - İran ön- ceki gün Birleşmiş Milletler’in (BM) talep ettiği gibi sahip olduğu uranyumun zenginleştirilmesi için başka bir ülkeye göndermeye hazõr olduğunu duyurdu. İran Devlet Televizyonu’nda yayõmlanan açõklamasõnda Cum- hurbaşkanõ Mahmud Ahmedine- jad, Batõ’ya vereceği düşük dü- zeyde zenginleştirilmiş uranyumu 4-5 ay sonra yüzde 20 zenginleşti- rilmiş bir şekilde geri almanõn İran için bir sorun teşkil etmediğini söyledi. Ahmedinejad’õn açõklamasõnõn, İran’õn nükleer programõyla ilgili politikasõnda bir değişime işaret edi- yor olabileceği belirtiliyor. Ancak açõklamanõn ne ölçüde bir tavizi yansõttõğõ net değil. Ayrõca uz- manlar, yüzde 3.5 oranõnda zen- ginleştirilmiş uranyumun yüzde 20 oranõnda zenginleştirilmesi için Ahmedinejad’õn önerdiği gibi 4-5 ay yerine 1 yõl gerekebileceğine işa- ret ediyorlar. Açõklamasõnda nükleer faaliyet- lerinin barõşçõl olduğunu yineleyen Ahmedinejad “Biz bomba yapa- cak olsak bunu söyleyecek cesa- rete sahibiz” ifadesini kullandõ. Ahmedinejad, Batõlõ ülkelerin ge- lip ülkesinde nükleer santral inşa edebileceklerini de söylerek Ba- tõ’nõn, uranyum zenginleştirerek kendilerine teslim etme konusun- daki sözlerini tutmamalarõ halinde kendilerinin bunu yapmaya devam edecekleri uyarõsõnda bulundu. Uluslararasõ Atom Enerjisi Ku- rumu (UAEK), İran’õn uranyumu- nun yüzde 70’inin, zenginleştiril- mesi için Rusya’ya, yakõta dönüş- türülmesi için de Fransa’ya gön- dermesi talebinde bulunmuştu. Bu öneriyi reddeden Tahran, ihtiyacõ oranõnda zenginleştirilmiş uranyu- mu ilgili ülkelerden doğrudan satõn alma, kendi topraklarõnda eşza- manlõ değiş tokuş yapma ve yer- li yakõt üretimini önermişti. Ba- tõ’ya ocak ayõnõn sonuna kadar sü- re veren İran, “Ya bizim teklifi- mizi kabul ederler ya da nükle- er yakıtı kendimiz üretmeye baş- larız” açõklamasõnda bulunmuştu. Müzakereler sõrasõnda uranyum takasõnõn Türkiye’de yapõlmasõ önerisi de gündeme gelmiş, Anka- ra bu teklifi kabul etmişti. Uzaya füze gönderdi Öte yandan İran’õn bu açõkla- masõnõn ardõndan dün uzaya fü- ze fõrlatmasõ kafalarõ karõştõrdõ. Devlet televizyonu, bilimsel araştõrma amaçlõ fõrlatõlan uydu taşõyõcõ “Kavoşgar-3” adlõ fü- zenin, bir deney kapsülü bulun- durduğunu kaydetti. Kapsülün içinde bir fare, iki kaplumbağa ve pek çok solucan olduğu bildiril- di. Uzaya uydu taşõyabilecek kapasitedeki uzun menzilli ba- listik füzeler, savaş başlõğõ taşõ- mak için de kullanõlabiliyor. Batõ, İran’õn gelişen füze tek- nolojisi ve nükleer programõ arasõndaki olasõ bağlantõdan kay- gõ duyuyor. Cumhurbaşkanõ Ahmedinejad, zenginleştirilmek üzere başka bir ülkeye uranyum göndermeye hazõr olduklarõnõ ancak verilen sözlerin tutulmamasõ halinde kendi başlarõna hareket edeceklerini söyledi İRANDIŞİŞLERİBAKANIANKARA’DA Davutoğlu ve Mutteki Afganistan’õ görüştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Mutteki, Karma Ekonomik Komisyon (KEK) için geldiği Ankara’da Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile de görüştü. Görüşmede ağõrlõklõ olarak İran-Afganistan- Pakistan eksenindeki gelişmeler ele alõndõ. Görüşme sonrasõ Davutoğlu ve Mutteki ortak basõn toplantõsõ düzenledi. İlk sözü alan Davutoğlu, kapsamlõ görüşmeler yaptõklarõnõ dile getirip, iki ülke arasõnda çok geniş bir işbirliği alanõ olduğunu dile getirdi. Bölgesel konularõ da ele aldõklarõnõ dile getiren Davutoğlu, Irak’ta yapõlacak seçimlerin yanõ sõra Afganistan’daki gelişmeleri ele aldõklarõnõ söyledi. Davutoğlu, Türkiye’nin ve İran’õn Afganistan’a yapõlabilecek katkõlarõ açõsõndan ortak bir perspektifi olduğunu dile getirdi. İran’ın Afganistan’a yaptığı katkıları takdirle izliyoruz” diyen Davutoğlu, İran- Afganistan-Pakistan ekseninde yürütülen görüşmelerin Türkiye’nin başõnõ çektiği Afganistan’a komşu ülkeler toplantõsõnõ tamamlayõcõ bir nitelik taşõdõğõnõ dile getirdi. Davutoğlu, İran’õn nükleer programõyla ilgili son gelişmeleri de ele aldõklarõnõ belirtip, “Bizim pozisyonumuz Türkiye olarak net ve açıktır. Biz İran’ın diğer ülkelerle eşit şekilde barışçıl nükleer teknoloji geliştirmesini savunuyoruz. İkinci olarak tüm bölge genelinde geliştirilen nükleer silahlara karşıyız. Bu çerçevede nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge olmasını istiyoruz” diye konuştu. İki bakan daha sonra sorularõ yanõtladõ. Mutteki, İran’da idam edilen rejim muhaliflerine ilişkin değerlendirmesinin sorulmasõ üzerine, uzun uzun cumhurbaşkanlõğõ seçim sürecini anlattõ ve kargaşa yaratacak hiçbir girişime izin vermeyeceklerini söyledi. Mutteki ile Davutoğlu, Ortadoğu’da nükleer silahsızlanmayı da ele aldılar. (Fotoğraf: AP) Ahmedinejad, dün uzaya İran uydularını taşıyacak ‘Simurg’ roketinin tanıtıldığı başkent Tahran’daki törene katıldı. (Fotoğraf: REUTERS) Kerbela’ya yürüyen Şiileri yine vurdular Dış Haberler Servisi - Irak’ta Şii hacõ- lara yönelik saldõrõlarõn ardõ arkasõ kesil- miyor. Babil vilayetinin merkezi El Hil- la’dan Kerbela’ya yürüyen Şiilere dün bombalõ saldõrõ düzenlendi. Sabah saatlerinde gerçekleşen ve içinde kadõn ve çocuklarõn da bulunduğu 20 ki- şinin ölümüne, 100’den fazla kişinin ya- ralanmasõna yol açan patlamanõn Kerbela merkezine yakõn, sõkõ güvenlik önlemleri- nin alõndõğõ bir bölgede gerçekleştiği du- yuruldu. Şiilere yönelik ikinci büyük sal- dõrõ olduğu belirtilen patlamanõn, Sünni ra- dikaller tarafõndan düzenlendiği tahmin edi- liyor. Yetkililer, kayõplarõn artmasõndan en- dişe edildiğini duyurdular. Kerbela polis sözcüsü Binbaşõ Ala Abbas, bölgede güvenlik önlemlerinin arttõrõldõğõnõ, aralarõnda 2 bin 500 kadõn polisin de geleneksel kõyafetlerle görev yapacağõ 30 binden fazla güvenlik gö- revlisinin şehir çevresinde görevlendi- rildiğini ve önemli bölgelere konuşlan- dõrõldõğõnõ belirtti. Hazreti Hüseyin’in öl- dürülüşünün 40. gününün yõldönümün- de düzenlenen Erbain törenleri için yü- rüyen Şiilere yönelik saldõrõlarõn, Irak’ta 7 Mart’ta yapõlacak seçimler öncesinde Şiilerle Sünniler arasõnda yaşanan ger- ginliği arttõrmasõndan endişe ediliyor. Bir kadõn intihar bombacõsõnõn geçen pa- zartesi günü Bağdat’ta Şiilere düzenledi- ği saldõrõda, içlerinde 12’ye yakõn çocuğun da bulunduğu 54 Şii ölmüş, saldõrõdan son- ra yetkililer güvenlik önlemlerinin arttõrõ- lacağõ yönünde teminat vermişti. Baasçılara seçim yasağı kalktı Irak’ta temyiz mahkemesi, idam edilen devrik Devlet Başkanõ Saddam Hüse- yin’in Baas partisiyle ilişkileri olduğu ge- rekçesiyle yüzlerce kişiye seçimlerde aday olmayõ yasaklayan kararõ bozdu. Kararõn, adaylõktan men edilenlerin bulunduğu ka- ra listede yer alan siyasetçilerin 7 Mart’ta ya- põlacak genel seçimlere katõlabilmesinin muhtemelen yolunu açtõğõ bildirildi. Sincan’a 5 bin özel polis PEKİN (AA) - Çin hükümetinin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde 5 Temmuz’da meydana gelen olaylarõn benzeri “kargaşaların” önlenmesi amacõyla 5 bin özel polis görevlendireceği bildirildi.Şinhua ajansõnõn haberinde, görevlendirilecek polislerin Sincan Bölgesi Kamu Güvenliği Bürosu’nun liderliğinde memur olarak çalõşacağõ belirtildi. Böylece bu bölgede ilk kez böylesine geniş çaplõ bir görevlendirme yapõlmõş olacak. 7 ŞUBAT 2010 PAZAR Saat:11.00 Konuğumuz; yaşamı boyunca saygı, sevgi, güven ve adalet kavramlarını benimsemiş, terör ve yolsuzluğa geçit vermeyen Yazar, Emekli Tümgeneral Sayın OSMAN ÖZBEK ile “TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR” konulu kahvaltılı aydınlanma toplantısında bir araya geliyoruz. YAZARIMIZ KONUŞMA SONUNDA KİTAPLARINI İMZALAYACAKTIR. Yer: ADEN OTELİ (KADIKÖY RIHTIM) İletişim: 0532 344 57 22-0533 438 50 22 0537 871 82 34 LÜTFEN YERİNİZİ AYIRTINIZ. KAHVALTI EDERİ: 20TL. İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org DEĞERLİ HEMŞEHRİMİZ VE BÜYÜĞÜMÜZ SAYIN MENNAN ESENER’İN ANNESİ FETHİYE ESENER’i YİTİRMİŞ BULUNUYORUZ. ÇANAKKALE CUMHURİYET OKURLARI OLARAK MERHUMEYE TANRI’DAN RAHMET, YAKINLARINA BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ. ÇANAKKALE CUMOK İLANI www.dardanelcumok.org T.C. UŞAK 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULUN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2008/4249 Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulun cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ: Uşak ili, Mer- kez Güre köyü, arkaltõ mevkii 6 pafta 572 parselde kayõtlõ 12468.74 M2. Arsa ve üze- rindeki üzerindeki benzin istasyonu tesislerinde restoran ve bakkaliye lavabo, mutfak ve depo bölümleri olup önü demir profil sundurmadõr. Ayrõca 1. Katõnda 100.00 m2.1ik bölümü mesken amaçlõ kullanõlmaktadõr, ayrõca arkasõnda bay ve bayan tuvaleti ile yi- ne bu parsel üzerinde 11x6.50 m2. Ebadõnda betonarme karkas yapõlõ natamam bina ve 16.00 m2.ye oturan iki adet basit yõğmalõ lastik tamirhanesi ve müştemilatõ vardõr. Di- ğer yerlerde muhtelif cinste 193 adet ağaç bulunmaktadõr, bina yaklaşõk 25/30 yõllõk- tõr. Arsa değeri 187.020.00 tl. Bina ve müştemilat ve ağaçlar değeri 128.329.37 ti. Ol- mak üzere toplam 315,349,37 tl. üzerinden satõşõ çõkartõlmõştõr. Birinci gün satõşõnõn 15/03/2010 tarihinde saat: 10,00 - 10,10’a kadar satõlmadõğõn 25/03/2010 günü aynõ sa- atlerde Uşak 2.İcra Müdürlüğü koridorunda açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, baş- kaca bilgi almak isteyenlerin dosya numarasõyla Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur, iş bu ilan tapu da ilişiği olup da kendisine tebliğ edilmek üzere çõkarõlmõş olan açõk artõrma ilanõ bila iade dönenlere de ilanen tebliğ olunur. 22/01/2010 (Basõn: 6681) Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HALİL ÇITIR TEKEL İŞÇİLERİNİN HAKLI MÜCADELELERİNİ DESTEKLİYORUZ… “Dokuz Eylül Üniversitesi”nin aşağıda imzaları bulunan çalışanları olarak, 50 gündür Ankara-Kızılay’daki çadırlarda her türlü olumsuz koşullar altında ekmek, özgürlük ve özlük haklarını koruma mücadelesi veren TEKEL işçilerinin onurlu direnişini destekliyoruz. Küreselleşme ve onun yarattığı özelleştirme- örgütsüzleştirme politikalarına karşı insanca yaşayabilme ve kazanılmış haklarını koruyabilme adına yapılan bu direniş; ülkedeki demokrasi ve “insan olma” mücadelesinin önemli bir kilometre taşıdır. Tüm demokratik güçleri TEKEL işçileriyle dayanışmaya davet ediyoruz. Prof. Dr. Nevzat Kavcar, Prof. Dr. Ayfer Kocabaş, Öğr. Gör. Dr. Semiha Özalp Günal, Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Hüseyin Bozdağ, Yrd. Doç. Dr. Aylin Abuk Duygulu, Yrd. Doç. Dr. Ethem Duygulu, Prof. Dr. Zuhal Bahar, Arş. Gör. Aydın Arı, Prof. Dr. Hamza Bulut, Prof. Dr. Aysun Bulut, Yrd. Doç. Dr. Ayşen Uysal, Prof. Dr. Tülay Özüerman, Dr. Hanife Keskin, Doç. Dr. Yeşim Şahin, Yrd. Doç. Dr. Muhittin Aygün, Doç. Dr. Cengiz Çelikoğlu, Prof. Dr. Emel Göksu, Yrd. Doç. Dr. Nilgün Acar Balaylar, Yrd. Doç. Dr. Nilsen Gökçen, Arş. Gör. Eser Afşar, Yrd. Doç. Dr. Özgür Saraç, Arş. Gör. Erkin Başer, Araş. Gör. Ferhat Akbey, Prof. Dr. Fethi İdiman, Prof. Dr. Egemen İdiman, Arş. Gör. Dr. Ümit Akıncı, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, Arş. Gör. Dr. Hasan Karabıyık, Yrd. Doç. Dr. Gül Gülpınar, Dr. Güzel Yücel, Öğr.Gör.Dr.Naci Sevkal, Arş.Gör.Şebnem Köymen, Yrd.Doç.Dr.Ayşen Uysal, Yrd.Doç.Dr. A.Faruk Mutlusu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear