Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
11 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EMEK 7emek@cumhuriyet.com.tr
KÖYLERDEN ERZAK DESTEĞİ
SAVAŞ KALKAN
TOKAT - Özgürlük ve Dayanõşma Partisi Tokat merkez ilçesi,
TEKEL emekçisine yardõm için kollarõ sõvadõ. Merkez İlçe Baş-
kanõ Önder Konuk, Tokat’tan kucak dolusu sevgi ve selamlar-
la TEKEL işçilerinin yanõna gitmek için yola çõktõklarõnõ dile ge-
tirerek, Tokat köylüsü, esnafõ, emekçisi, öğretmeni ve öğrenci-
siyle emekçilerin haklarõnõ alõncaya kadar işçilerin yanõnda ola-
caklarõnõ, köylülerin erzakla destek olduklarõnõ beliritti.
Önce 4 Şubat’taki iş bırakma
eylemini kısaca değerlendirelim.
Eylem, bir uyarı eylemi anlamında
başarılı sayılır. 6 sendikal
konfederasyon birlikte karar
almasına rağmen Hak- İş ve
Memur-Sen, eyleme aktif bir
biçimde katılmadı. Diğer 4
konfederasyon, elden geldiğince
belli bir düzeyde katılım
gerçekleştirdi. Ancak üretimden
gelen gücün hayatın durması
açısından yeterince kullanıldığı
söylenemez.
Bu konuda zamanın çok kısa
olması, hükümetin oyalama taktiği
nedeniyle işçinin eyleme yeterince
hazırlanamaması etkili oldu.
Ayrıca sendikalar da tam
anlamıyla eyleme asılmadı. Genel
grev kavramı ile eylemin niteliğinin
karıştırılmış olması da kamuoyunu
fazla bir beklentiye soktu. Keza 13
milyonluk bir aktif çalışanın (işçi ve
memurun) sadece yüzde 10
dolayının sendikalı olması da
dikkate alınması gereken bir
faktördür. Basın açıklaması
şeklindeki kitlesel gösterilere
katılım iyi olmuş, ancak 4 Şubat
eylemi, etkinlik açısından 25
Kasım memur grevinin gerisinde
kalmıştır. Sonuç itibarıyla tüm
olumsuz koşullara karşın eylemin
uyarıcı niteliğini ve toplumda
sempatiyle karşılanmasını başarılı
olarak kabul etmek gerekir.
Bu süreç devam ederken
Başbakan Erdoğan, 4 Şubat
eyleminden bir süre önce
“sendikaların hükümetleri
devirmesi” konusuna ilişkin olarak
“Avucunuzu yalayın, neyi
deviriyorsunuz? Bir hükümeti
sendikalar getirmez, hükümeti
millet getirir, millet götürür”
şeklinde bir çıkış yapmıştı. Tek
Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı
Mustafa Türkel, genel bir eylemle
hükümetin devrileceği yönünde
bir açıklama yapmamasına
rağmen Başbakan konuyu böyle
algılamıştı.
Peki ülkemizde acaba işçi sınıfı
hiç hükümet düşürdü mü? Yıl
1995. Türk-İş kamu kesiminde
greve başlamıştı. 20 Eylül 1995’te
de 200 bine yakın işçi greve
çıkmıştı. 16 Ekim 1995’te ise
Kızılay’da büyük bir miting
gerçekleştirildi. O gün TBMM’de
de güven oylaması yapılıyordu.
CHP hükümetten çekilmiş, DSP
de işçilerin tavrına göre oy
vereceğini açıklamıştı. Türk-İş,
Çiller hükümetine karşı tavır
alınca DSP de güven oylamasında
olumsuz oy verdi. Sonuçta Çiller
hükümeti düştü. Türk-İş’in
eyleminin Çiller hükümetinin
düşmesinde büyük bir rolü oldu.
1989 Bahar Eylemleri sürecinde
de 26 Mart 1989’da yapılan yerel
seçimlerde iktidarda bulunan
Anavatan Partisi (ANAP) büyük oy
kaybına uğramıştı. 1987 genel
seçimlerinde yüzde 36.3 oy
oranıyla iktidara gelen ANAP,
1989 yerel seçimlerinde yüzde
21.8’e kadar geriledi. SHP’nin oyu
yüzde 28.7’ye çıkmıştı. 1991’deki
Büyük Madenci Yürüyüşü’nden
sonra yapılan seçimlerde de
ANAP iktidarı kaybetti, SHP - DYP
koalisyonu kuruldu. Nitekim ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
1992’de yapılan Türk-İş
Kongresi’nde iktidardan
düşmelerinde işçi eylemlerinin
etkisini açıkça kabul etmişti.
Demek ki işçi sınıfı, iktidarları
düşürebiliyormuş, bakalım
önümüzdeki seçimlerde ne
olacak?
atillaozsever@ttmail.com
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Adı Bile Reforma Aykırı...
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Her konuda reform yapma tutkusu, sonunda
sağlık gibi doğrudan yaşama hakkını ilgilendiren
alanda da kendisini gösterdi.
“Tam Gün Yasası” olarak adlandırılan yasa,
hekimlikle ilgili oda ve meslek kuruluşlarının belirli
noktalardaki itirazlarına karşın kotarıldı ve
yürürlüğe konuldu.
Anımsanacağı gibi sosyal güvenlik kurumlarının
hastane ve dispanserleri tek çatı altında
toplanarak ilk adım atılmış, ardından da özel
kuruluşların hastanelerine doğrudan başvuru
olanağı yaratılmıştı.
1982 Anayasası, 1961 Anayasası’nın sağlık
konusunda devlete verdiği hizmet yükümlülüğünü
kaldırmış, “Sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp
hizmet vermesini düzenler” diyerek reformların (!)
önünü açmıştı.
Bu nedenle AKP’nin, çokça ve sıkça yakındığı
12 Eylül askeri yönetiminin yarattığı olanağı tepe
tepe kullanma konusundaki başarılarını eklemeyi
de bu arada unutmayalım.
Sağlıkta reformun (!) hangi yasaya dayanılarak
yapıldığını, biraz da ülkedeki sıkıcı havayı
dağıtmaya vesile olur düşüncesiyle anımsatmak
istiyorum.
Adalet Bakanlığı’nın internetteki sitesine girip,
yasaları aramaya başladığınızda karşınıza 863
sayılı yasa çıkıyor.
Adı aynen şöyle: “Tababet ve Şuabatı
Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun.”
Kabul edilme tarihi: 11 Nisan 1928, yürürlük
tarihi: 14 Nisan 1928.
Kimin uygulayacağı ise 82’nci maddede şöyle
belirtiliyor:
“Bu kanun hükümlerinin icrasına Sıhhiye ve
Muaveneti İctimaiye, Adliye ve Maarif Vekilleri
memurdur.”
Bakanlık adları bile günümüze uymuyor.
Çocukluğumuzda Sağlık ve Sosyal Yardım,
Adalet, Milli Eğitim Bakanlığı olarak değiştirilmişti.
Ama bu yasada henüz dokunulmamış durumda.
Çoğunluğun, yaşları nedeniyle anlayabilmesi
için önce yasanın adını günümüz Türkçesine
çevirelim.
“Hekimlik (Doktorluk) ve Dalları Sanatlarının
Yapılabilme Yöntemlerine İlişkin Yasa.” Yasa
bölümlere ayrılmış. İlk bölümü tabipler
oluşturuyor. 1’inci madde, yaygın adıyla doktorlar
için şu koşulu öngörüyor: “Türkiye Cumhuriyeti
dahilinde tababet icra ve herhangi suretle olursa
olsun hasta tedavi edebilmek için Türkiye
Darülfünunu Tıp Fakültesi’nden diploma sahibi
olmak ve Türk bulunmak şarttır.”
Yasanın yapılışının üzerinden 82, darülfununun
üniversiteye çevrilmesinin üzerinden de 77 yıl
geçmiş olduğunu düşünürsek “Tam Gün
Reformu” daha bir anlam kazanıyor.
Yasa o günlerin tıp anlayışını ve araç
gereçlerinin kullanılmasını düzenlediği için en
sonuncusu 2008 yılında olmak üzere çok sayıda
değişiklik yapılmış. Enteresan tarafı bu değişiklikte
de düzenlendiği yılın Türkçesini koruma
konusunda özen gösterilen maddeler yer almış.
Diş tabipleri ve dişçiler, ebeler, sünnetçiler,
hastabakıcı hemşireler, yasanın öteki bölümlerini
oluşturuyor.
Sağlık alanındaki gelişmeler, tedavi yöntem ve
araçlarının değişikliği doğal olarak yeni uzmanlık
dalları oluşturuyor. Yasada bu konuda kurallar
olmadığı için de boşlukları yasa ile doldurmak
yerine, yönetmeliklerle genelgelerle çözüm arama
tercih ediliyor.
Sağlık görevlilerinin bir bölümü görevlerini,
hiçbir güvenceleri olmadan ve meslek tanımları
yasalarda yapılmadan yerine getirmeye çalışıyor.
“Tam Gün Yasası”nın bilim insanlarını bilim
yapmaktan alıkoyan yöntemi, işportacıların
sürümden kazanma yöntemini andıran hasta
bakmakla sınırlı bir sağlık anlayışını da ortaya
koyuyor.
Yürürlükteki yasanın adı bile reformun önemini
anlatmak için yeterli sanırım.
YILDIRMA POLİTİKASI GÜDÜLÜYOR
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - KESK Dönem Sözcüsü Ahmet Kesik, TEKEL iş-
çilerinin direnişinin süresiz açlõk grevi şeklinde devam ettiğini,
direniş karşõsõnda zorlanan hükümetin direnişi boşa çõkarma,
çarpõtma, içten bölme ve yõldõrma politikasõ güttüğünü söyledi.
Kesik, “TEKEL işçisi toplumun vicdanõ olmuştur. Onlarõ ucuz
suçlamalarla yõpratamazsõnõz. 4/B ve 4/C gibi istihdam bi-
çimlerinizle emek mücadelesini susturamazsõnõz” dedi.
DİRENİŞİ KIRMAK İÇİN RÜŞVET
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’da iki aydõr süren
TEKEL direnişi karşõsõnda çaresiz kalan AKP’nin, direnişi kõr-
mak için denediği yollara bir yenisi eklendi. Tek Gõda-İş Ada-
na Şube Başkanõ Cafer Yaşar, başta Başbakan Erdoğan ol-
mak üzere, işçilerin direnişini kõrmak isteyen AKP’nin, il yö-
neticileri ve meclis üyelerini de devreye sokarak, işçilere te-
lefonla ya da evlerine giderek “Direnişten vazgeçin, istedi-
ğiniz yerde iş verelim, ev verelim” dediklerini ileri sürdü. Ya-
şar, benzer duyumlarõ diğer illerden de aldõklarõnõ söyledi.
TEKEL emekçisinin direnişi 58 günü geride bõrakõrken en büyük işçi konfederasyonlarõndan Hak-İş, yan çiziyor
Özlük haklarõ için mü-
cadele eden ve toplumun
büyük bir kesiminden
destek gören TEKEL
emekçisine Hak-İş, Tür-
kel istifa etmez ya da
özür dilemezse destek
vermeyeceklerini açõkladõ.
ANKARA/İSTANBUL - Hak-İş Ge-
nel Yönetim Kurulu, “Tek Gıda-İş Ge-
nel Başkanı Mustafa Türkel’in tutarsız,
söylemleri TEKEL işçisine zarar ver-
meye başlamıştır. Türkel istifa etme-
diği ya da Hak-İş’ten özür dilemediği
takdirde, bundan böyle Hak-İş, TE-
KEL gündemli ortak çalışmalarda
bulunmayacak” açõklamasõnõ yaptõ.
“Hak-İş’ten katkı isteyen Türk-İş
Başkanı Mustafa Kumlu ile Genel Sek-
reter Türkel olmuştur. 21 Ocak 2010
tarihli toplantıya katılıp genel eylem
kararına katkı vermemize ve katılı-
mımıza rağmen, bu defa aynı Türkel,
işçilere hitaben yaptığı konuşmada
‘Hak-İş ve Memur-Sen’e el uzatmazdõm
ama işçinin mücadelesi için el uzattõm’
deme sorumsuzluğu içinde bulun-
muştur” denilen açõklamada, bunun
üzerine kendilerine ikinci kez Türk-
İş’ten davet geldiğini ve buna da katõl-
dõklarõnõ ancak, Türkel’in istifa etmemesi
ya da özür dilememesi durumunda artõk
destek vermeyeceklerini, katkõlarõnõ ken-
di gücüyle yapacağõnõ duyurdu.
Tek Gıda-İş’ten tepki
Tek Gõda-İş Sendikasõ da Hak-İş’in TE-
KEL işçilerinin eylemine katkõsõnõn ol-
madõğõnõ belirtti. Yapõlan açõklamada,
“TEKEL işçisini bir yıldır toplu iş söz-
leşmesiz bırakan sizsiniz. ÇAYKUR iş-
çisine de aynısını yaptınız. Hükümet,
kitlesel tepkinin en yoğun olacağını tah-
min ettiği bir dönemde hem ÇAYKUR
hem de TEKEL işçisini örgütsüz bı-
rakmanın hesabını yaptı, taşeronlu-
ğunu da size bıraktı” denildi.
Bir maaşı çok gördüler
DİSK’e bağlõ Birleşik Metal-İş Sen-
dikasõ’nõn TBMM 2010 bütçesi, Özel-
leştirme İdaresi Başkanlõğõ ve ilgili ka-
rarnameler üzerinden yaptõğõ hesapla-
malara göre, hükümetin TEKEL işçisine
önerdiği ücret, milletvekilinin aylõk maa-
şõna denk geliyor. Araştõrmanõn sonuç-
larõna göre; 2010 için, TBMM milletve-
kili personel gideri SGK payõ hariç 80
milyon TL. Buna göre bir milletvekilinin
maaştan kaynaklõ bütçeye aylõk yükü
12.231 TL iken, bu rakam 4/C kapsamõ-
na alõnmak istenen işçilere önerilen zam-
lõ ve 11 aylõk brüt maaşõn toplamõnõn or-
talamasõna karşõlõk geliyor (12.159 TL).
Araştõrmada “Başbakan’ın TEKEL
işçileri için önerdiği 4/C statüsüne
milletvekillerinin geçmesi durumunda,
bütçe 73 milyon TL’lik yükten kurtu-
labilir. Böylelikle tüyü bitmemiş yetim
hakkı konusunda Meclis ve hükümet
samimi bir adım atabilir” denildi.
İşçiler Erdoğan’la görüştü
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn eşi
Emine Erdoğan ile görüşmek üzere
Erdoğan çiftinin Keçiören’deki evine
giden TEKEL işçisi kadõnlar evde Er-
doğan çifti tarafõndan karşõlandõ. Yakla-
şõk 3 saat polis kulübesinde bekletilen TE-
KEL işçilerinin kimlik kontrollerinin
yapõlmasõnõn ardõndan aralarõndan Mü-
zeyyen Ermin ve Arife Güneş isimli iki
temsilci içeriye alõndõ. Görüşmeden
memnun ayrõlan ve Başbakan Erdo-
ğan’õn açõklamalarõndan “tatmin ol-
duklarını” ifade işçiler, “Bundan son-
ra sürece hep birlikte bakacağız. Çok
olumlu bir gelişme oldu” dedi. Ancak
işçiler, görüşmede Erdoğan’õn kendilerine
ne söylediği konusunda bilgi vermedi.
TEKEL işçilerine yönelik destek zi-
yaretleri dün de sürdü. Partililerle birlikte
Türk-İş Genel Merkezi önüne gelen DP
Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk,
Tek-Gõda İş Genel Başkanõ Mustafa
Türkel’le görüştü. BDP’li Ufuk Uras,
Akın Birdal, Bengi Yıldız ve Ayla
Akat ile CHP’li Bayram Meral de iş-
çileri çadõrlarõnda ziyaret etti.
Bu arada, Tez Koop-İş Sendikasõ üye-
leri, işçilere kumanya dağõtõrken açlõk gre-
vini sürdüren bir kadõn işçi rahatsõzlan-
dõ. Kadõn işçi ambulansla Ankara Nu-
mune Hastanesi’ne kaldõrõldõ.
MEŞALELİ EYLEM - Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanan işçiler, taşıdıkları meşaleler ile sloganlar atarak Sakarya Cadde-
si’ne yürüdü. Yürüyüş sırasında birçok yurttaşın da alkışlarla işçilere destek verdiği görüldü. DİSK ve KESK bugün saat 18.00’de
tüm illerde “TEKEL işçileriyle dayanışmak için meşaleli yürüyüş” yapma kararı aldı. Bu çerçevede, İstanbul’da Taksim Tramvay
Durağı’nda toplanılacak ve Galatasaray Lisesi’ne kadar sürecek yürüyüşün ardından basın açıklaması yapılacak. (Fotoğraf: AA)
GÖRÜŞ
ATİLLA ÖZSEVER
İşçi Sınıfı Hükümet Düşürdü
Her yerde eylem var
İstanbul Haber Servisi - Ülkenin pek çok böl-
gesinde hak arama mücadelesi veren emekçiler
başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere bir-
çok kentte tepkilerini ortaya koyuyor.
DİSK’in “Sendikal hak ve özgürlükler
için demokrasinin takipçisiyiz” sloganõyla her
hafta çarşamba günleri düzenlediği bir saatlik
oturma eyleminin 7’ncisi dün gerçekleşti.
DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, AKP
iktidarõnõn TEKEL direnişine karşõ karalama,
küçümseme ve sulandõrõlma kampanyasõ baş-
lattõğõnõ belirterek “TEKEL direnişi bizlere
birlik, mücadele ve dayanışma gücü ver-
miştir. DİSK olarak bütün gücümüzle di-
renen işçilerin yanında olacağız. Bu müca-
deleyi yalnızlaştırmayacağız” dedi.
Taksim Gezi Parkõ’nda toplanan DİSK ve Türk-
İş’e bağlõ Tek Gõda-İş Sendikasõ üyeleri, “AKP’ye
verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gurur duyu-
yoruz”, “TEKEL’in ateşi AKP’yi yakacak” dö-
vizleri taşõyõp “Her yer TEKEL, her yer dire-
niş”, “AKP 4-C’yi al başına çal” sloganlarõ at-
tõ. TEKEL direnişinin sonuna kadar haklõ, meş-
ru ve demokratik bir eylem olduğunun altõnõ çi-
zen Çelebi, “AKP iktidarı, TEKEL işçilerine
karşı tam bir ideolojik saldırı başlatmıştır.
Özelleştirmeci, serbest piyasacı ve sermayenin
taleplerini savunan bir saldırı içindedirler.
Yaptıkları özelleştirmelerin sonucunu sakla-
mak sosyal devleti şirketleri gibi, çalışanları
ise şirketin sırtındaki yük gibi görmek ideo-
lojik davranmak değil midir” diye sordu.
AKP iktidarõnõn TEKEL işçilerini yalnõz bõrak-
mak istediğini savunan Çelebi, “Her koyunun
kendi bacağından asılmasını istiyorlar. Onlara
göre dayanışmak suçtur. Onlara göre destek
vermek suçtur. Onlar her şeye hükmedebilmek
için kendileri dışında bir güç görmek istemi-
yorlar. Çünkü bu dayanışma eylemleri güç ve-
rir, direnmeyi yükseltir” diye konuştu.
Ulusal Sivil Toplum Kuruluşlarõ Birliği
(USTKB) üyesi kadõnlar da TEKEL işçilerine at-
kõ, başlõk ve çorap örerek destek veriyor. USTKB
tarafõndan yapõlan açõklamada, TEKEL işçileri-
ne desteğin ilmek ilmek büyüdüğü belirtilerek,
“Bizler de öreceğimiz atkı ve çoraplarla ka-
ranlığın, baskıcı ve köleci düzenin başına ço-
rap öreceğiz” denildi.
Yatağan’da direniş sürüyor
Yatağan Termik Santralõ ve Güney Ege Lin-
yitleri İşletmesi’nin özelleştirilmesinde ilk aşama
olan, maliyet bedellerinin hesaplanmasõ ihalesi-
ni kazanan konsorsiyumun temsilcileriyle işçiler
arasõndaki gerginlik önceki gün de sürdü. Sendi-
ka.org’un haberine göre, gizlice santrala giren kon-
sorsiyum temsilcileri, işçiler tarafõndan araçlarõ-
na pet şişe fõrlatõlõnca ayrõlmak zorunda kaldõ.
Marmaray projesinde çalışan işçiler, Ulaştırma Bakanlığı önün-
de eylem yaptı. Marmaray işçisi Aydın Erhan, günlük ücretle-
rinin 27.5 TL’den 35 TL’ye çıkartılmasını istediklerini anlattı.
Her hafta düzenli olarak yapılan oturma eyleminde, protestocular “TEKEL’in
ateşi AKP’yi yakacak”, “AKP’ye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı gurur du-
yuyoruz” gibi pankartlar taşıdı. (Fotoğraf: HAKAN KAYGUSUZ)
ASLI KAYABAL
MİLANO - Fiat’õn Sicilya’da Termini Imerese
fabrikasõnõ kapatma kararõ nedeniyle Fiat yöneti-
mini günlerdir protesto eden işçiler Facebook’ta bir
grup oluşturdu. İtalya’da Fiat’õn reklamlarõna çõkan
Sicilyalõ komedyen Fiorello’ya çağrõda bulunan Fi-
at işçileri, “Artık Fiat’ın reklamlarına çıkma, Si-
cilya’daki fabrikanın kapatılmasını önlemek
için bize destek ver, aksi halde 2 bin işçi işsiz ka-
lacak” dedi. Fiat Termini Imerese işçilerinin Fa-
cebook’ta oluşturduğu gruba birkaç gün içinde bin-
lerce kişi üye kaydõ yaptõrdõ.
Fiatişçisindendijitalprotesto
Hak-İş destekten kaçõyor