25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Bülent Aksoy'dan bir başvuru kitabi: Hikâye Sanatı ÜstüneYazılar yerek açıklamaya kalkan seyyah "lara bir yanıt. 3 Aydoğan YAVASLl Hikâye Sanatı ÜstüneYazılar Hikâye Sanatı Üs- tüne Yazılat\ oku- yunca, "Bundan böyle cehalette inat edenlerin ba- haneleri kalmaya- cak!" dedim kendi kendime. Bu ki- tap, hikâye sanatı- nı "Olmuş ya da olması mümkün olan olayların" di- yazmadan kâtip, gezmeden I » • m arık Dursun K., ikili bir I söyleşimizde "Hikâye, ro- I mandan zordur," demiş J L ve eklemişti: "Ben, tem- bellik yapmak istediğim zaman ro- mana yönelirim. Hikâyede benim için zor olan, ilk cümledir. llk cümleyi buldum mu, gerisi ta- mamdır. Gerçekten de hikâye, karanfil ister." Bunlan söylediğinde hikâye sana- tı üstüne yeterince kafa yormadığımı, yanı sıra yazmayı denemediğimi söyle- mek isterim. Ancak geçen zaman içeri- sinde her şey, onu -belki de yalnız be- nim özel tarihimde- hakh çıkardı. Yaz- ma denemelerine giriştiğimde, o zama- na değin birkaç şiir kitabı yayımlamış olmama karşın hikâye yazmanın önce- likJe ve özellikle çok okuma istediğini kavradım. Daha sonra yaşadıklarım, tartışmasız birer hüzün kaynağıdır benim için. Bu gerçeği başka bir yazımda açıkladım; doğrusu, beklediğim (gerçekten bekle- miş olabilir miyim artık?) tepkileri ala- mamıştım. Çünkü o yazımda naçizane; Herman Hesse'i, Thomas Bernhard'ı, Thonıas Mann'ı, J.D.Salinger'i, Mau- passant'ı, Çehov'u, O.Henry'i filan oku- duktan sonra bulunduğum yere bakıp neredeyse yazmayı bırakacak noktaya geldiğimi, adı öykücüye çıkmış kitap ehli bazılarının nasıl olup da bu yazarla- rm yazdıklarını okumadan piyasada (evet piyasada!) arz-ı endam ettikleri, okumuşlarsa nasıl olup da o pespaye metinleri hikâye diye gözümüze gözü- müze sokabildiklerini anlayamadığımı belirtmiştim. Sonra? Sonra Bülent Aksoy'un yayıma hazır- ladığı Hikâye Sanatı Üstüne Yaz/7arki- tabmı okuyunca, "Bundan böyle ceha- lette inat edenlerin bahaneleri kalmaya- cak!" dedim kendi kendime. Neden? Çünkü bu kitap, hikâye sanatını "Ol- muş ya da olması mümkün olan olayla- rın" diyerek açıklamaya kalkan "yazma- dan kâtip, gezmeden seyyah "lara iyi bir yanıt. Bundan böyle benim gibi cahillerin elinde bu kitap olacak ve bu kitapta hi- kâye yazma/anlama sanatı üstüne Edgar Allan Poe'den, William Faulkner'a; Vladimir Nobokov'dan Katherine Mansfield'e on dokuz ustayla yüzleşe- cek. Bir anlamda boyunun ölçüsünü alacak. Kitapta altını çizdiğim yerlerden kü- çük bir alıntı: E.A Poe'dan başlayalım. "Eserin bütününde doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan, yazarın önceden tasarladıklarına hizmet etmeyen tek ke- lime bulunmamahdır." Poe'ya ötelerden Guy de Maupassant da kacdıyor: "Yazarın birtakım ayrıntı- ları ayıklaması gerekir; bu gereklilik, gerçekçi denilen edebiyatm 'gerçeğin tamamı' kuramma ilk darbeyi vurur." Anton Çehov ise dostu S. Suvorin'e yaz- dığı bir mektupta gerçekten ilginç bir saptama yapıyor: "At çalmak kötü bir şeydir, dememi istiyorsunuz. Ama bu zaten ben söylemeden de yülardır bili- nen bir şey. Bırakın yargıçlar yargılasın onları; benim görevim sadece onlann ne tür insanlar olduğunu göstermek." Okumanın tam da burasında, bundan tam yirmi bir yıl önce Attilâ tlhan'la aranıızda geçen bir konuşmayı anunsa- dım. Ona, yazdığı romanlardaki hemen hemen bütün "tip"lerin cinsel planda neredeyse sürekli sapkınlık yaptıklarını, bu durumun bazı okurlarda onun ka- rakterine ait bazı yanlış değerlendirme- lere yol açtığını söylemiştim. Güldü. "Peki, sence Agatha Christie katil miy- di?" dedi. "Öyle ya, romanları seri ka- tillerden geçilmiyor." GeleUm Margaret Atvvood'a... Atwo- od'a göre bir hikâye bizi etkiliyorsa, gü- zeldir. Yazısının bir yerinde "Kişinin meramını anlatması yetmez, hikâyeyi de anlatmak gerekir" diyor. Dershaneler- de, komik ve yararsız bulduğum atölye- lerde yazarlık öğrenmeye ve öğretmeye çalışanlara Flannery O'Connor'm bir çift sözü var: "Bence hikâye yazmayı öğ- renebilmek için tek yol hikâye yazmak, daha sonra da ne yaptığınızı keşfetmek- tir." Hikâye sanatı üstüne bu yazıyı Dostoyevski'nin bir sözü ile bitirmek belki de en doğrusu olacak: "Hikâye, sözcükleri kusarak değil, yutarak yazı- hr." • Hikâye Sanatı Üstüne Yazılar/ Yayı- ma Hazırlayan: Bülent Aksoy/Pan Ya- yıncıhk/140 s. CRAIG * * f c VAHŞİCE IŞLENEN SERİ CİNAYETLER.. İNSAN TİCARJETİ YAPAN UKRAYNA MAFYASI VE ACIMASIZ YÖNTEMLERİ... CİNAYETLERİN VE SUÇ ÖRGÜTÜNÜN PEŞİNDE BİRAVUÇ İNSAN... Ve şimdi keriiavai m DOĞAIM KİTAP www.dogankilap.com iı C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 3 SAYF A 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear