25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Osmanlı’dan Bile Çok Gerideler “Osmanlı’dan bile gerideler” deyişi, onulmaz bir Osmanlı karşıtı olduğum izlenimini yaratmaz umarım. Bu sütunun okurları, Türkiye’de çağdaşlaşma çabalarının Osmanlı ile birlikte başladığını, Cumhuriyetin Osmanlı’dan birtakım iyi şeyler de tevarüs ettiğini düşündüğümü bilirler. Tabii bu, budala bir Osmanlı hayranlığıyla geçmişe dönmenin nafile özlemi içinde yaşayanlarla aynı çizgide olmak demek değildir. Kabul etmek gerekir ki, yalnız bizim toplumumuz 87 yıl önce tarihe karışmış Osmanlı’dan daha ileride olmak zorunda değil; aynı zamanda, Fransa 87 yıl önceki Fransa’dan, Amerika 87 yıl önceki Amerika’dan yani kısacası herkes, 87 yıl öncesinden daha ileri bir noktada olmak zorunda. Türkiye acaba o noktada mı, yoksa daha mı gerisinde? Türkiye acaba dinsel ve çevre baskısı konusunda Osmanlı’nın ilerisinde mi gerisinde mi? Tufan Türenç dünkü Hürriyet’teki “Aşk- ı Memnu ve RTÜK kafası” başlıklı yazısında, 111 yıl önce Osmanlı döneminde yayımlandığında bile ahlaka aykırı bulunmadığını belirttiği romandan aktarılan dizinin 2010 Türkiyesi’nde RTÜK tarafından ahlaka aykırı bulunarak cezalandırılmış olmasındaki çelişkiye dikkat çekiyordu. Bu noktaya parmak basmakta Tufan Türenç ne kadar haklıysa, bu gerçekten yola çıkarak, günümüz Türkiyesi’nin özgürlükler açısından Osmanlı’dan bile daha geri olduğunu söylemekte ben de o kadar haklıyım sanırım. Sakın, o zaman televizyon gibi yaygın iletişim araçlarıyla öykünün bütün toplumda yaygınlaşmadığı yapay bahanesi arkasına sığınmayın! Unutmayalım ki 1975’te, yani 35 yıl önce, Aşk-ı Memnu, Halit Refiğ tarafından o zaman tek kanal olan TRT’de yayımlanmış (doğal olarak seyirci oranı bugünkünden yüksekti) devletin güya özerk kuruluşu tarafından, ahlaksızlıkla suçlanmamıştı. Bu durumda iki olasılık var. Ya toplum 111 ve 35 yıl önce daha ahlaksızdı, ya da bugün daha geri, daha bağnaz, daha baskıcı ve daha az demokrattır. Hangisi dersiniz? Geçen gün bir TV programında şeriat özlemcileriyle tartışıyorduk, kendileri çevre baskısı olmadığını, Anadolu’da içki satılmamasının arz ve talepten kaynaklandığını, herhangi bir baskıdan söz edilemeyeceğini söylüyordu, sonra da içten demokratlar olduğuna inanmamızı istiyorlardı. Hırsızlığın kol gezdiği, deniz fenerlerinin pisliği, ahlaksızlığı, hırsızlığı, dolandırıcılığı dini siyasete alet etmeyi aydınlattığı ya da daha doğrusu kararttığı ortamda, RTÜK bir sanat eserini ahlaksızlıkla cezalandırıyor. Yaşasın 2010’un demokrat Türkiyesi! Bu arada, Türkiye’de artık yayın organları, sanat eserleri üzerine sansür uygulamakta, bu tür oyunlara sahnesini kiralayan salonları belediyelere kapattırmaktadır. Vakit adlı herkesin malumu olan bir gazete, “Yala Ama Yutma” adlı oyunun ahlaksız mesajlar verdiğini ileri sürmekte, oyunu sahneleyenlere sahne kiralamaktan başka bir ilişkisi olmayan Kumbaracı 50 adlı salon da, belediye tarafından mühürlenmektedir. Gelin de, aynı çevrelerin tahrikleri üzerine, geçen yılın temmuz ayında Topkapı Sarayı’nda İdil Biret’in verdiği konser sorasında patlak veren olayları anımsamayın! Türkiye’de kimi bölgelerde (çünkü diğerlerinde güçleri yetmiyor) uygulanan fiili içki yasağı ile başlayan baskı, sanat eserlerine de sıçramıştır. İrtica hızla yol alıp, sivil darbenin ilerlemesiyle birlikte, egemenliğini iyice pekiştirirken, artık tehdit olmaktan çıkmakta ve yaptırımı da kalmamaktadır. Bu durum kimi dangalakların sandığının aksine, Türkiye’de demokrasinin güçlenmesinden değil, irticanın güçlenerek, kendi önündeki engelleri yıkmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye’de artık neyin yasak olacağına sansür kurulları, irtica odakları karar vermektedir. Yaşasın 2010 Türkiyesi’nin Osmanlı’nın gerisine düşmüş demokrasisi! Yaşasın 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’un sanat ve sansür anlayışı! asirmen@cumhuriyet.com.tr Eşi Emine Erdoğan’õ Fransa’ya türbanõ yüzünden götüremeyen Erdoğan demagoji yapmakla suçlandõ CHP’nin ‘hassasiyet’ õsrarõANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn “Chirac Erdoğan’a ‘eş- siz gel’ mesajı gönderdi” sözleri tar- tõşma yaratõrken dün CHP Genel Merkez İletişim Koordinatörlü- ğü’nden yapõlan açõklamada, “GA- TA’ya husumet, Fransa’ya hassa- siyet siyaseti gerçekleri değiştire- mez. İçeride husumet, dışarıda has- sasiyet olmaz” denildi. Baykal’õn grup toplantõsõnda yap- tõğõ konuşmanõn ardõndan başlayan tartõşma üzerine dün CHP Genel Merkezi’nden yapõlan açõklamada şu görüşlere yer verildi: “Başba- kanlık 9 Şubat günü saat 19.43’te bir açıklama yaptı ve Sayın Baş- bakan’ın 19 Temmuz 2004’te eşiy- le birlikte Fransa’ya gittiğini du- yurdu. Daha sonra bunun doğru olmadığını hatırlamış veya birile- ri tarafından uyarılmış olacaklar ki saat 23.27’de bir açıklama daha yaptılar ve 2004 yılında değil, 12 Temmuz 2008 tarihinde Fran- sa’ya eşli ziyaret yaptığını duyur- dular. Başbakanlık son açıklama- sıyla Başbakanlık’ı yalanlarken, 2004 yılında Sayın Emine Erdo- ğan’ın Paris’e götürülemediğini açıklayan Genel Başkan Sayın De- niz Baykal’ı da doğrulamış oldu- lar. Yani Başbakanlık telaş içinde yalanlama yapıp, daha sonra ken- disini yalanlarken Genel Başkan Sayın Deniz Baykal’ın açıkladığı gibi, 2004 yılında Sayın Başba- kan’ın Fransa’ya eşsiz gittiği de doğrulanmış oldu. Deniz Baykal 2004 yılında meydana gelen bu se- vimsiz, üzüntü verici olayı başın- dan beri bilmesine rağmen, Baş- bakan Erdoğan’ın 31 Ocak 2010 günü TRT’de katıldığı programda, GATA’da Sayın Emine Erdoğan’a yönelik uygulamadan bahsedip, türban konusunu istismar edene ve aynı istismarı TBMM Genel Ku- rulu’nda da sürdürene kadar bu konudan hiç bahsetmedi. Daha sonra da bu olaydan duyduğu bü- yük üzüntüyü de belirtti. Bu ger- çekler gösteriyor ki, GATA’ya hu- sumet, Fransa’ya hassasiyet siya- seti gerçekleri değiştiremez. İçer- de husumet, dışarıda hassasiyet ol- maz. Mugalata ve demagoji ile gerçeklerin üstü örtülemez.” Öte yandan konuya ilişkin dün CHP MYK toplantõsõnda değerlen- dirmeler yapan Baykal, “Biz hem Başbakan’ın eşinin GATA’ya alın- madığını biliyorduk, hem de Fran- sa’ya gidemediğini biliyorduk. Ama gündeme getirmedik. Fakat ne za- man ki Başbakan durup dururken TRT’deki konuşmasında türban üzerinden mağduriyet edebiyatını tekrar gündeme getirince biz de ‘İçeride böyle yapõyorsunuz ama dõ- şarõda bu telkin gelince ses çõkarmõ- yorsunuz’ dedik. Eş üzerinden si- yaset yapılması kesinlikle kabul edilemez. Ama Sayın Başbakan eşini ve türbanı siyasal bir konu olarak geçmişte de kullandı, bugün de tekrar kullanmaya devam edi- yor” dedi. Baykal, Erdoğan’õn sürekli kavga çõkardõğõnõ, siyaseti kavgayla yaptõğõnõ, AKP iktidarõnõn toplumu ciddi şekilde gerdiğini belirtti. ‘Fransa’da bazı çevreler hissettirdi’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP lideri Deniz Baykal’õn, Fran- sa’nõn eski Cumhurbaş- kanõ Jacques Chirac’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a türbanlõ eşi Emine Erdoğan’õ Fran- sa’ya getirmemesi yönün- de mesaj verdiğine ilişkin açõklamasõnõ değerlendiren dönemin Paris Büyükelçisi Uluç Özülker, Fransa’da o dönemde bazõ kesimle- rin kendisine “Emine Er- doğan’ın gelmemesi ge- rektiğini hissettirdiğini” söyledi. Özülker, son tartõşmalarõ Cumhuriyet’e değerlen- dirdi. Özülker, “Ziyaret kesinleştikten sonra Fransızlarla eşli ziyaret konusunda mutabık ka- lınarak program hazır- landı. Burada sözlü ve- ya yazılı olarak, istemi- yoruz diye teklif veya talep iletilmemiştir” de- di. Özülker, Emine Erdo- ğan’õn gelmemesine yö- nelik aldõğõ hissiyatõ ise şöyle açõkladõ: “Fran- sa’da, o tarihte, dini sim- geleri okullarda ve kamu kesiminde yasaklayan bir kanun çıktı. Sandal- yeler havada uçuşuyor- du... Bu kanunun çıka- rılmasını savunan kesim Fransa’da, ziyaret vesi- lesiyle -devletten değil ama dikkat buyurun- meclisteki bazı milletve- killeridir, bazı kişiler ve- ya hükümetteki bazı ba- kanlar olabilir. Ama söy- ledikleri şu; AB üyelik adayı olan bir Türkiye Cumhuriyeti’nin başba- kanı eşi ile birlikte geli- yor ve eşi türbanlı. Siz Fransa’da oturup tür- banı yasaklamaya kal- kıyorsunuz. O zaman, kanun muhalifleri bu tezle ortaya çıkarlarsa, bizim elimiz zora girer mi diye... Her halükârda, o programdan vazgeçen taraf Türkiye olmuştur, Fransa değil.” Özülker, “Size bunu nasıl hissettirdiler” so- rusuna ise “Hissettirdi, hissettirdi ki, net olarak söylüyorum. Fransızlar değil, yalnızca Fransa hissettirmedi, Fran- sa’daki bazı çevrelerde böyle bir tedirginlik ol- duğu hissiyatı doğdu bende” yanõtõnõ verdi. Arınç: Kastımı aştım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, TBMM’nin CHP’li Baş- kanvekili Güldal Mumcu’dan “Eleşti- rilerimin dışında, hareketimden kastımı aşan bir nokta olduğunu düşünüyor ve özür diliyorum” dedi. Arõnç, Kanal D Ana Haber Bülteni’ne telefonla konuk oldu ve Mehmet Ali Bi- rand’õn sorularõnõ yanõtladõ. Mumcu’dan özür diyebilecek durumda olup olmadõ- ğõnõn sorulmasõ üzerine Arõnç, “Sayın Mumcu’nun bu olaydan üzüldüğünü bi- liyorum. Ancak bir milletvekili olarak, yasama organında görev almış ve Mec- lis Başkanlığı yapmış bir insan olarak, sonunda da böyle bir kavga çıkacağını hesaplamış tecrübeli bir insan olarak, ‘yönetiminizde içtüzüğe daha uygun ha- reket edin’ dedim. Ancak şunu yaptığım için üzgünüm, yani gittim ve belki de kendisini yüksek sesle eleştirdim. Daha sonra yaşananları bir televizyon önün- de anlattım ve kendisini diğer bayan başkanvekili ile kıyaslama cüretini gös- terdim. Yani bunun yanlış olduğunu dü- şünüyorum. Sayın Mumcu’nun şahsı ile hiçbir şekilde alakalı ve onu rencide ede- cek hiçbir şeyim yok. Özür dilemek de bir erdemdir, bundan sakınan ve ka- çınan bir insan değilim. Sayın Mum- cu’dan bu eleştirilerimin dışında, ha- reketimden kastımı aşan bir nokta ol- duğunu düşünüyor ve özür diliyorum.” ‘Zorbalık suçlaması’ Bu arada Arõnç’õn özür dilemesi ön- cesinde dün CHP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Bihlun Tamaylıgil, CHP’li kadõn milletvekilleri Birgen Keleş, Nur Serter ve Nesrin Baytok ile birlikte bir basõn top- lantõsõ düzenledi. Arõnç’a tepki gösteren Tamaylõgil “Artık aklını başına alma za- manıdır. İktidar olmak, hükümet için- de görev alıyor olmak, baskı ve zorba- lık hakkını kimseye tanımaz” dedi. DTP’li Kaplan ile AKP Grup Başkanvekili Canikli arasında tartışma çıktı. (AA) Meclis’te yine gerginlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu’nda, BDP’nin faili meçhul cinayetlerin araştõrõlmasõ için TBMM’de komisyon kurulmasõna ilişkin önergenin dün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP tarafõndan kabul edilmedi. Önerinin görüşmeleri sõrasõnda, önceki hafta yaşanan kavganõn ardõndan ilk geri- lim yaşandõ. DTP’li Hasip Kaplan ile AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canik- li arasõnda tartõşma çõktõ. TBMM Genel Kurulu’nda, dün BDP’nin faili meçhul cinayetlerin araştõrõlmasõna iliş- kin önergelerin dün görüşülmesi için grup önerisi getirildi. Ancak öneri kabul edilmedi. AKP’li Yılmaz Tunç, “7 yılda elde etti- ğimiz kazanımlar sayesinde artık Türkiye faili meçhuller ülkesi olmaktan çıkmış- tır” dedi. BDP’li Pervin Buldan ise faili meçhul olaylarla ilgili ne yargõnõn ne hü- kümetin ne de devletin görevini yerine ge- tirdiğini, binlerce cinayetin faillerinin ko- runmasõna devam edildiğini belirtti. Gö- rüşmeler sõrasõnda Kaplan ile Canikli ara- sõnda tartõşma yaşandõ. Kaplan, AKP’nin7 yõllõk iktidarõ boyunca bir tek faili meçhul cinayetin aydõnlatõlmadõğõnõ söyledi. Sa- taşma gerekçesiyle söz isteyen Canikli, Kap- lan’õn grubunu hedef aldõğõnõ söyledi. Kap- lan da, “Evet hedef aldım” dedi. Hatip Dicle ifade vermedi Hakkõnda açõlan bir dava için mahkemeye getirilen eski DEP milletvekili ‘yargõ siyasallaştõ’ diyerek savunma yapmadõ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ olan KCK’ye yönelik operasyonda tutuklanan es- ki DEP milletvekili Hatip Dicle, yaptõğõ ko- nuşmalardan dolayõ açõlan davalar kapsamõn- da ifade vermesi için dün tutuklu bulunduğu cezaevinden, Diyarbakõr 4. Ağõr Mahkeme- si’ne getirildi. Dicle, kapatõlan DTP’nin Ge- nel Başkanõ Ahmet Türk’ün Mahmur ve Kandil’den gelen PKK’liler için İçişleri Ba- kanõ Beşir Atalay’õ ziyaret ettiğini anõmsata- rak 8 kişinin sürecin olumlu sonuçlanmasõ için serbest bõrakõldõğõnõ buna karşõn 24 Ara- lõk’ta Kürt siyasetçilerin tutuklandõğõnõ söy- ledi. Dicle, “Bu çelişkiye ve bu siyasallaş- maya dikkatinizi çekiyorum. Yargının si- yasallaştığını belirtiyor bu aşamada sa- vunma yapmak istemiyorum” dedi. Kılıçdaroğlu: Hatalı davrandım Haber Merkezi - Ha- bertürk’te Fatih Altay- lı’nõn Teke Tek programõ- nõn konuğu olan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu, programda gündeme dair değerlendir- melerde bulundu. Maliye Bakanõ Meh- met Şimşek’in kõz kar- deşiyle ilgili yaptõğõ açõk- lamasõnõn hatalõ olduğunu söyleyen Kõlõçdaroğlu, “Denizli’de yaklaşık 1000-1500 kişinin katıl- dığı toplantıda Sayın Maliye Bakanı’nın (Meh- met Şimşek) Yeşil Kart sahibi kız kardeşi oldu- ğunu söyledim. Sayın Maliye Bakanı da ‘Bir bakanõn kõz kardeşi de yoksul olabilir’ dedi, hak- lıydı. Ben orada hata yaptım, hem de birisinin yoksulluğunu deşifre et- tim” diye konuştu. DIŞİŞLERİ: KAYITLARDA YOK ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Dõşişleri Bakanõ Ah- met Davutoğlu, Emine Erdoğan’õn Fransa ziyaretine ka- tõlmamasõ yönünde Fransõz makamlarõn- dan talebin söz ko- nusu olmadõğõnõ, Dõş- işleri kayõtlarõna gö- re de böyle bir talebin bulunmadõğõnõ ileri sürdü. Davutoğlu, “Başbakanımızın ve muhterem eşlerinin saygınlığı Türki- ye’nin dışarıda say- gınlığı anlamına da gelir. Bu konuda herkesin dikkatli ol- masında büyük fay- da var” dedi. MUMCU’DAN ÖZÜR DİLEDİ DÖNEMİN BÜYÜKELÇİSİ ÖZÜLKER Haber Merkezi - Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanõ Abdüllatif Şener, Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn eşi Emine Erdoğan’õn türbanla GATA’ya girdiğini iddia etti. Şener, çeşitli temaslarda bulunmak üzere gittiği Antalya’da gazetecilerin sorularõnõ yanõtlarken “Benim hatırladığım kadarıyla, Başbakan’ın eşinin GA- TA’yı ziyareti sırasında kendisine bir engel çıkartıldığı doğrudur. Fakat daha sonra telefon görüşmeleri neticesinde, bildiğim kadarıyla, Emine Hanım, yani Başbakan’ın eşi, başörtüsüyle hastaneye, GATA’ya girmiştir o dönemde ve ilgi- li hastaları ziyaret etmiştir” diye konuştu. Şener, dolaylõ yollardan edindiği bilgiye göre telefon görüşmesinin dönemin Genelkurmay Başkanõ’yla yapõldõğõnõ belirtti. ‘EMİNE ERDOĞAN GATA’YA GİRDİ’ TP lideri Şener
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear