28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
VAR S NED R? Kalıtım, gebelik, hormonal bo- zukluklar, aşırı kilo, uzun süre oturmayı/ayakta durmayı gerektiren meslekler ve doğum kontrol hapı vb. bazı ilaç- ların kullanılması, toplardamarlar içindeki kapakçık- ların tek yönlü çalışmasını bozabilir. Bunun sonucun- da toplardamarlardaki kan, geriye ayaklara doğru kaç- maya başlar. Buna Venöz Yetersizlik/Reflü adı verilir. Bacaklarımızda yarattığı belirtilerine de Varis adı ve- rilir. Varis belirtileri nelerdir? Venöz yetersizlik önce ince yapıda, anormal toplardamarların ve dalların oluşumuna yol açar. Bu toplardamarların içinde göllenen kan, zamanla damar duvarının dışarıya doğru kabarık- laşmasını doğurur. İnce veya kalın, düz veya kıvrımlı, değişik renklerdeki kötü damar görüntüleri dışında, has- tanın konforunu etkileyen ve hatta en sonunda da sağ- lığını ciddi biçimde tehdit eden belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Bunlar: Bacaklarda, gün içinde artan karakterde ve genelde yanıcı tarzda ağrı, ağırlık hissi, yorgunluk, kramp, kaşıntı, morarma; bileklerde ödem-şişlik veya dizaltında çorap lastik izi; cilt altına kanama/morarma, yara-ülser; pıhtı oluşumu şeklinde özetlenebilir. Sp der (örümcek) toplardamar nedir? Çok küçük ve ince, cilde yakın hasta toplardamarlardır. Spider Toplardamarlar koyu bir orta noktadan etrafa uzanan bir grup ince damar şeklinde veya ince dallar gibi gö- zükürler ve kadınlarda daha sıktırlar. Ergenlik çağı ile belirmeye başlarlar. Bazılarında ise, 40’lı yaşlarda ken- dilerini gösterirler. Bunlar, tedavi edilmediklerinde çap- ları artarak sonuçta, cilt altında nohut veya kalın bir kablo gibi ele gelmeye başlarlar. Tanı yöntemleri Her şeyden önce, toplardamar- lardaki yetersizliğin bir damar hastalığı olduğu unu- tulmamalı ve bunun bir kalp-damar cerrahisi uzman- lık alanına girdiği göz önüne alınarak, bu konuda eği- timli bir hekime başvurulmalı, yakınmalar aktarılma- lı ve muayene olunmalıdır. İlk tanıdan sonra, hastalı- ğın hangi toplardamarları ve ne düzeyde etkilediğini gör- mek amacıyla, tecrübeli bir radyoloji uzmanı tarafın- dan Bacak Dopler Ultrason İncelemesi yapılmalı, ar- dından güncel yöntemler konusunda deneyimli bir da- mar cerrahı tarafından tedaviye geçilmelidir. Günümüzde, Bacak Dopler Ultrason İncelemesi ya- pılmamış hastalara basit veya kapsamlı hiçbir tedavi uy- gulanmaması gerektiği unutulmamalıdır. TEDAV YÖNTEMLER A) Önleyici/yakınmaları azaltıcı yöntemler için ba- cakları olabildiğince sık biçimde, kalp düzeyinin üze- rine yükseltmek; basınçlı çoraplar giymek; düzenli yürüyüş, spor yapmak ve bazı ilaçlar sayılabilir. Bunların, oluşmuş varislerde tedavi edici rolü yoktur, sadece has- tanın yakınmalarını hafifletmekte kullanılırlar. B) Klasik tedavi yöntemleri ameliyatla hasta top- lardamarın büyük bir bölümünün çıkartılması veya bağ- lanmasıdır. Ameliyat alanında uzun süre devam eden hassasiyet, morluk ve hastalığın nüks etmesi gibi olumsuz sonuçları unutulmamalı, ancak zorunlu du- rumlarda tercih edilmelidir. C) Modern tedavi yöntemleri: 1) Köpüklü ilaç enjeksiyonu (Köpük Skleroterapi) 2) Küçük kesilerle damarların çıkartılması 3) Radyofrekans veya (Lazer ile) damarların içten büz- üştürülmesi Köpüklü ilaç enjeksiyonu ne- dir? Başta ince toplardamarlar ol- mak üzere, istenmeyen bacak top- lardamarlarına uygulanan bir te- davi yöntemidir. Toplardamarların içine bir köpüklü bir ilaç enjekte ederek damarların önce büzüş- meleri, sonuçta da kaybolmaları sağlanır. Yöntemin ciddi yan et- kileri son derece nadirdir. Kişi, yaklaşık 60 dk. süren tedavi son- rasında, normal günlük yaşantısına döner. Kaç köpüklü ilaç seans na ihtiyac m olacak? Hasta toplardamarların yaygınlığı ve çaplarına bağlı olmak üze- re, tedavi seans sayısı, hastadan hastaya değişebilir. Tam bir tedaviyi sağlamak için her toplardamara, birçok kez enjeksiyon gerekebilir ve gerçek iyileşme genellikle bir- kaç ayda ortaya çıkar. Küçük kesilerle damarlar n ç kart lmas nedir? Cilt üzerinde gözle görülen ve 4mm’den kalın varislerde bu yöntem tercih edilebilir. Lokal anestezi altında, 1 mm.’lik küçük kesiler içinden hasta damar çıkartılır. Kesinin küçüklüğü ve dikiş gerektirmemesi yüzünden kozmetik iyileşme çok daha iyi ve süratli gerçekleşir. Tedavi sonrasında normal günlük yaşantıdan yaklaşık 24 saat uzak kalınır. Damarlar n içten büzü türülmesi nedir? Klasik ameliyat yöntemini tarihe karıştıran bir yöntemdir. Dopler Ultrason Görüntüleme ve lokal anestezi altın- da damarın içine özel bir iğne yardımıyla Radyofrekans veya Lazer Kateteri yerleştirilir. Damarın iç duvarına gönderilen ışınlar, toplardamarı büzer ve kapatır. Kapanan hasta damar, vücut tarafından emilip yok edi- lir. Ameliyatın aksine, kozmetik ve tıbbi iyileşme sü- ratli ve mükemmel, nüks olasalığı en alt düzeydedir. Hasta, ertesi günü normal aktivitesine kavuşur. Bas nçl çorap kullan m gerekli mi? Klasik ya da güncel yöntemlerden hangisi tercih edilirse edilsin, te- davi sonrasında ortalama 2-3hf süreyle, orta basınçlı ço- rapların giyilmesi, iyileşme sürecini ve özellikle kozmetik yönünü hızlandıracaktır. Yapılacak tedavi, yaşamın ile- ri dönemlerinde, yeni varislerin oluşmasını engelle- meyecektir. Tedavi süreci sona erdikten sonra kişi, eğer yeni varislerin oluşmasını önlemek ister ise, düşük ba- sınçlı çorapları, günlük yaşantısında olabildiğince kul- lanmaya çalışmalıdır. Varisler için ba ka tedavi yöntemleri var m ? Örümcek ağı şeklindeki yüzeyel toplardamarlara uy- gulanabilen lazer tedavileri, bazen ciltte ciddi yanık le- kelerine yol açabildiklerinden, bugün için idealden uzak- tır. HATIRLANMASI GEREKENLER Bacaklarımızda çok sayıda toplardamar vardır ve te- davi sonucunda yok edilen hasta toplardamarların yap- maya çalıştıkları görevi, sağlıklı, kapakçıkları iyi işlev gören toplardamarlar üstlenecektir. Koroner Bypass ameliyatında kullanmak üzere da- mar arandığında, varisli bir toplardamar, cerrahın ter- cihi olmayacaktır. İster 15 ister 85 yaşında, ister kadın ister erkek olsun, yeterince yaşayabilen herkesin, baş- ka hiçbir hastalığı olmasa dahi, hafif veya ciddi düzeyde varisi olacaktır. CBT1159/135Haziran2009 Kalbin pompaladığı temiz kan, arterler(atardamarlar) yoluyla tüm dokularımıza ulaştıktan ve kirli kan haline geldikten sonra, venler (toplardamarlar) yardımıyla, temizlenmek üze- re kalbe ve akciğerlere geri taşınır. Ayakta durduğumuzda veya bacaklarımızı sarkıttığı- mızda, toplardamarlardaki kanın akış yönü yer çekiminin ters yönünde, ayaklardan kalbe doğrudur. Bu ters akışı sağlayan, toplardamarlar içindeki tek yönlü çalışan kapakçıklar- dır. Prof. Dr. Semih Barlas, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Damar Cerrahisi Bölümü SağlõkGÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com Geçen hafta ülkemizde uluslararası LLM (lösemi, lenfo- ma, myeloma) kongresi yapıldı. Konuşmacıların tümünü uluslararası kabul gören önemli tıp adamlarının oluştur- duğu kongrenin akademik düzeyi çok yüksekti. Tıp Kongrelerine Desteğe Akreditasyon... Toplantının zengin bilimsel içeriğine karşın, kongredeki ikramlar, seçilen kongre merkezi ve sosyal program son derece mütevazı idi. Bu durum aslında tam da arzu edilen bir kongre formatıdır ve bu ülkede yapılan nadir “iyi” örneklerden biridir. Yıllar önce bir Fransız tıp adamından işitmiştim. “Siz” demişti, “ne kadar zengin bir ülkesiniz, kongre yaptığınız oteller, ikramlarınız, kon- grelerin sosyal programları ne kadar zengin. Biz Fransa’da şehre uzak sıradan bir otelde yaparız kongreleri, sosyal program filan da pek ol- maz”. Hakkımızda söyledikleri elbette övgü sayılmamalıydı. Kongrenin bilimsel içeriğinden hiç söz etmemişti mesela. Bir gerçeği kabul edelim. Bu ülkede tıbbi toplantı enflasyonu var. Sağlık Bakanlığına bildirilen toplantı sayısı yılda 300’ün üzerinde. Doktor olmayan bir arkadaşıma bu bilgiyi ilettiğimde şunu söylemişti. “Siz parayı ilaç firmalarından alıp turizm firmalarının cebine koyuyorsunuz”. Acaba yerinde bir saptama mıydı bu? Objektif olarak düşündüğümüzde bu sözün bütünüyle yanlış ve haksız olduğunu söylemek zor. Tıp kon- greleri gibi bilimsel toplantıların amacı tıp insanlarının ürettikleri bilgi- leri paylaşmak, başka merkezlerin yaptıkları çalışmalardan haberdar olmak, katılımcıların bilgilerini güncellemek, katılımcılar arasında sağlıklı ilişkiler kurmak, dernek veya meslek örgütlerinin aktivitelerine katılımı sağlamaktır. Dürüstçe kendimize sormak gerek, bu ülkede bu kadar toplantı yapılmasını gerektirecek kadar bilimsel çalışma üretiyor muyuz? Yanıt son derece açık: Hayır... Bukongrelerdesunulanpostervesözlübildirilerinuluslararasıdeğeri var mı? Genellemek yanlış, ama yanıt çoğunlukla ne yazık ki “hayır”. Katıldığımız toplantılar hekimlerin gündelik tıp pratiğini uluslararası s- tandartlara taşımaya yetiyor mu? Yanıt yine aynıdır. Peki, o halde ne yapalım? Önce bir gerçeği kabullenmekle işe başla- malıyız.Ülkemizdetıpalanındakongresektörününbuderecegelişmesinin, turizm firmaları için bu derece cazip bir alan haline gelmesinin, hekim- lerin sayıları 300’ü aşan toplantı ve kongre düzenleme cesaretlerinin bel- ki de en önemli nedenlerinden biri, ilaç sektörünün ekonomik gücüne olan güvendir. Nitekim ilaç sektörü, yeryüzünde enerji ve silah sek- töründen sonraki en büyük sektördür ve Türkiye yeryüzündeki ilaç pazarının %1’ini oluşturuyor. Bu olumsuz bir durum mu? Kanımca bu durum olumlu veya olumsuz değil. Ancak bu gücün ülkemiz hekimleri ve hastaları için olumlu bir hale getirilmesi, sözü edilen bu ekonomik kaynağın akılcı kullanılması mümkün. Öncelikli o- larak bu ülkenin sözünü ettiğim toplantı enflasyonundan kurtulması gerekir. Yani toplantı sayıları ciddi anlamda azaltılmalı, yapılmasına izin verilenlerin ise bilimsel içeriği zenginleştirilmeli, sosyal programların ve kongre merkezi olarak seçilen mekânların abartılı olması önlenmeli. Önerim, Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde etik komitelerin, Türk Tabipleri Birliği gibi meslek odalarının, üniversitelerin ve hatta bizzat i- laç sektörünün de yer aldığı bir yapılanmaya gidilmesi ve bu yapının ülkemizdeki toplantıları bir biçimde “akredite” etmesidir. Böyle bir bu yapı –belki komisyon– tarafından akredite edilmeyen toplantılara “ilaç sektörü” desteğine izin verilmemesidir. Yani herkes dilediği bilimsel toplantıyı yapabilmeli, ancak ilaç sektörünün desteği için akreditasyon koşulu getirilmeli. Bu yapılanma destekleyici gerekmeyen küçük çaplı toplantıları da engellememiş olur. Bu yolla ülkemizdeki toplantı sayısı şimdikinin en az 1/4 düzeyine indirilmeli. Böylece ilaç sektörünün kongrelere harcadığı paranın çok daha akılcı biçimde kullanılma şansı doğar. Klinik çalışma ve araştırma destekleri, burslar, hastanelerin alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, sosyal farkındalık projeleri gibi etkinlikler bunlardan sadece bir kaçıdır. Bu konuda yazmaya devam edeceğim. VARİS: Her bacağın ortak hastalığı Prof. Dr. Semih Barlas
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear