28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2009 CUMA 4 HABERLER asirmen@cumhuriyet.com.tr Kurucu Genel Başkan Rahşan Ecevit, ‘eski çizgiye sadõk bir yönetici gelinceye kadar’ partiden istifa etti DSP artõk ‘Ecevit’siz Karayalçın ifade verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Murat Karayalçõn, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in şikâyeti üzerine, Bakõrköy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca başlatõlan bir soruşturma kapsamõnda, talimatla ifade verdi. Karayalçõn, yaptõğõ açõklamada, “Mart ayõnda, Melih Gökçek’in dünürü olduğu söylenen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde çok sayõda ihalesi olan Namõk Tanõk’õn, belediyede hangi işleri aldõğõna ilişkin olarak, Melih Gökçek ile ilişkilerinin ne olduğu konusunda, bizim basõn bürosundan arkadaşlarõmõzõn sorularõ nedeniyle bir soruşturma açõlmõş” dedi. Siirt’te 18 kişi tutuklandı SİİRT (AA) - Siirt’te ihaleye fesat karõştõrdõklarõ gerekçesiyle aralarõnda Bayõndõrlõk ve İskân İl Müdürü’nün de bulunduğu 18 kişi tutuklandõ. Siirt Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince “Bal Peteği 56” adõyla Siirt, Şanlõurfa, Bitlis, Muğla ve İzmir’de eşzamanlõ operasyon düzenledi. Tutuklananlar arasõnda Siirt Bayõndõrlõk ve İskân İl Müdürü E.D. ile Pervari İlçe Milli Eğitim Müdürü Vekili M.S.Ç. de bulunuyor. Kılıç’a tazminat ödeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kõlõç, bir konuşmasõnda “kişilik haklarõna saldõrõda bulunduğu” iddiasõyla Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu’na açtõğõ davada, 5 bin TL manevi tazminat kazandõ. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, Kanadoğlu’nun, Haşim Kõlõç’a yasal faiziyle birlikte 5 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. DTP’lilere 1 yıl ceza DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Terör örgütünün propagandasõnõ yaptõklarõ iddiasõyla haklarõnda dava açõlan eski DTP Genel Başkanõ Nurettin Demirtaş, DTP’li Siirt Belediye Başkanõ ve kapatõlan DEP’in eski milletvekili Selim Sadak ile eski Dicle Belediye Başkanõ Abdullah Akengin, 1’er yõl hapis cezasõna çarptõrõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin kurucu genel başkanõ Rahşan Ece- vit, dün partisinden istifa etti. Rahşan Ecevit, “Bugün mevcut olan DSP yönetimi gidip Ecevit çizgisine sadık bir yönetim gelinceye kadar kurucu genel başkanı olduğum DSP’den istifa ediyorum” açõklamasõnõ yaparken kendisine yakõnlõğõyla bilinen An- kara milletvekilleri Emrehan Halıcı ve Mücahit Pehlivan da istifa etti. Bülent Ecevit’in 12 Eylül sonrasõnda si- yasi yasaklõ olmasõ nedeniyle eşi Rahşan Ecevit, 14 Kasõm 1985’te DSP’yi kurmuştu. 1987’de siyasi yasaklarõn kal- dõrõlmasõndan sonra Ecevit, partisinin başõna geçti. 24 Temmuz 2004’te gerçekleşti- rilen kurultayda Bülent Ec- evit genel başkanlõktan ayrõ- lõrken, “Ecevitlerin destekle- diği” Zeki Sezer genel baş- kanlõğa seçildi. Rahşan Ecevit eşinin ölü- münden sonra partideki ağõr- lõğõnõ yitirirken son seçimler öncesinde Sezer’le de köprü- leri attõ. Ancak kurultayda Rahşan Ecevit’in desteklediği Prof. Dr. Alemdar Yalçın ba- şarõlõ olamamõştõ. Rahşan Ecevit, önceki gün kendisine yakõnlõğõyla bilinen 3 millet- vekili, Emrehan Halıcı, Recai Birgül ve Mücahit Pehlivan’la yaptõğõ toplantõnõn ardõndan dün kõsa bir açõklamayla istifasõnõ açõkladõ. Ecevit’in açõklamasõndaki “mevcut DSP yönetimi gidip, Ecevit çizgisine sadık bir yönetim gelinceye kadar” vurgusu ola- ğan kurultayda istediği yönetim değişikliği olursa dönebileceği biçiminde yorumlandõ. DSP’den istifa eden Ankara Milletvekili Halõcõ da şunlarõ söyledi: “Kısır bir parti içi çekişmenin içinde değiliz, tarafı olmadık... Rahşan Hanım’ı hep parti içi çekişmeye yakın tutmaya çalıştılar ama o kendisi için bir şey beklemiyor.” Mücahit Pehlivan, Masum Türker’in ge- nel başkan olmasõndan sonra DSP’de bir de- ğişiklik olacağõnõ düşünmediğini söyledi. Pehlivan, “Ecevitsiz bir DSP, benim için üç harften ibarettir, başka da bir özelliği yoktur. DSP, bana Ecevit ile ilgili bir çağ- rışım yapmıyor” dedi. Halõ- cõ ve Pehlivan’õn istifasõnõn ar- dõndan DSP’nin TBMM’de- ki milletvekili sayõsõ 9’a düş- tü. DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün de partisinden istifa edeceğini açõkladõ. DSP’nin Ankara İl Örgütü Başkanõ Durak Karabulut ile 12 il yöneticisi ve üç ilçe başkanõ da istifa etti. DSP Genel Başkanõ Ma- sum Türker ise, “Üzgünüm, bu böyle olmamalıydı. Yö- netimin istifaya gerekçe gös- terilmesinden üzgünüm. Rahşan Hanım bizim için kayıptır.” de- di. “DSP’den artık ‘Ecevit’ adı gidiyor mu” sorusuna da Türker, “Ecevit’in adı gitmiyor, Sayın Bülent Ecevit vefat ettiği zaman DSP üyesiydi ve o üyeliği ebediyete kadar de- vam eder. Rahşan Hanım’ın istifası bizi üz- dü ama kendisine hak veriyorum. Taraf olduğu arkadaş kurultuyda yeterli oyu ala- mamıştır” yanõtõnõ verdi. Halkevleri: Krizin bedelini ödemeyeceğiz Halkevleri üyeleri, ekonomik krizle birlikte yurttaşların kredi kartları kullanımı sonucu borç bataklarına girdiklerini belirterek ekonomik krizin bedelini ödemeyeceklerini söylediler. Galatasaray Meydanı’nda toplanan Halkevleri üyeleri, “Herkese insan onuruna yaraşır bir iş sağlansın”, “Kredi kartı borç faizleri silinsin” dövizleri taşırken kredi kartları borçlarıyla ilgili tiyatro gösterimi sundu. Gösterimin ardından açıklama yapan İstanbul Halkevi Başkanı Semra Ocak, “Milyonlarca insan kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Bizler insanca yaşamak istiyoruz. Krizi biz çıkarmadık, yükünü de biz çekmek istemiyoruz. Borçla yaşamak istemiyoruz. Bunun için kredi kartı, esnaf ve çiftçi kredisi borç faizleri silinsin” dedi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Rahşan Ecevit’in ardõndan Ankara milletvekilleri Emrehan Halõcõ ile Mücahit Pehlivan DSP’den istifa ettiklerini açõkladõ. İzmir milletvekili Recai Birgün de partisinden istifa edeceğini söyledi. Genel Başkan Masum Türker, ‘‘Yönetimin, istifaya gerekçe gösterilmesinden üzgünüm’’ dedi. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bir Türlü Geçmeyen ‘Geçiş Dönemi’ Melih Cevdet Anday, yıllar önce bir yazısında ya- kınıyordu: - Bir sayrılık geçiriyorum, daha doğrusu geçiremi- yorum. Çok kendine özgü olduğu için nasıl adlandıraca- ğımızı bilemediğim, “quasi” (Latince benzer) yoksa pseudo mu (Yunanca sahte) diye niteleyeceğimi bir türlü bilemediğim demokrasimizin, çok partililiğe geçişinin, ama çoğulculuğa geçemeyişinin onuncu yı- lında başladı “geçiş dönemi” süreci. Daha sonra iki kez daha yaşanacaktı askeri geçiş dönemleri... Geçiş dönemlerinde askerler geliyorlar, kendileri- ne göre bazı şeyleri düzeltiyor, (hoş hiçbir şeyi dü- zeltmemiş oldukları zaman içinde anlaşıldı ya!) son- ra da yönetimi yine sivillere bırakıp gidiyorlardı. Hani giderken bir deterjan reklamındaki gibi bir tek “bir dahaki çamaşıra kadar” demedikleri kalıyordu. Geçici oldukları için geçiş dönemi ya da ara dönem diye adlandırılan bu olağanlaşmış, olağanüstü zaman dilimlerinin kendilerine has özellikleri vardı. Haklar ve özgürlükler askıya alınır, anayasa bir düş- man olarak algılanır, eskiden beri var olan yasalar ye- ni bir anlayışla uygulanmaya başlanır, usul hüküm- lerine uyulmaz, yargının yasaya uygun olup olmadı- ğının titizlikle üstünde durulmaz ve kısa yoldan infa- zı sağlamak için, bir tedbir olan tutuklanma kurumu da infaz yöntemi olarak kullanılırdı. Geçiş dönemi özünde kime karşı olursa olsun, ay- dınlar, gazeteciler ve solcular mutlaka bir fatura öder- ler, bir yandan bunu seslerini yükseltmekten vaz- geçmeden yaparlarken, öte yandan tevekkülle mı- rıldanırlardı: - Bu da geçer yahu! Türkiye’de 1. Cumhuriyeti sona erdiren AKP’nin ik- tidara gelmesinden sonra, o eski Cumhuriyete özgü olan yapı da değişti. Artık olağan, “demokratik” sanılan dönemde de, yü- rürlüğe konulan sivil darbenin ve dış desteklerin hi- mayesinde geçiş döneminin özellikleri yaşanmaya başlandı. Yasalar yine eskisinden değişik, bir hukuk devle- tiyle bağdaşmayacak biçimde uygulanıyor. Yargı as- keri değilse bile, sivil darbenin etkisini, yadsınamaz biçimde hissetmeye koyuluyor, dernekler, sivil top- lum kuruluşları, sendikalar basılıyor, üniversite üze- rinde baskılar yoğunlaşıyor; insanlar korkutulup ses- lerini çıkaramayacak biçimde sindiriliyorlar. Soruşturmasındaki usulsüzlükler, hukuka aykırılıklar ayyuka çıkmış durumda olan Ergenekon olayı bunun en çarpıcı ama yegâne olmayan örneği. Nitekim Ergenekon davasının salı günkü duruş- masında söz alan savunma avukatlarından Metin Çe- tinbaş, soruşturma ve duruşma sırasındaki hukuka aykırılıkları teker teker sıralamış, bu soruşturmanın bü- tün AKP karşıtlarının içine atıldıkları bir havuza dönüş- tüğünü belirtmiş ve çok ilginç bir iddia ortaya atmıştır: - Bu dava nedeniyle bazı savcı ve hâkimler tutuk- lanacak. İddiayı ortaya atan Çetinbaş’ın bir zamanlar DGM’de de görev yapmış eski bir ceza yargıcı olması da üzerinde durulması gereken ilginç bir nokta. Tabii biz zaman içinde bu iddianın gerçekleşip ger- çekleşmeyeceğini bilemeyiz. Ama yapılan kimi uygulamaların kamuoyunun vic- danını fevkalade rahatsız ettiği aşikâr. Örneğin, Erol Manisalı’nın tutukluluk hali hepimi- zin yüreğini sızlatıyor. Manisalı Hoca ağır kalp rahatsızlığına duçar oldu- ğu gibi, beynindeki bir damarında da tıkanıklık var. Umarım siz bu satırları okuduğunuz sırada Haseki Hastanesi’nde ameliyat edilmiş olacak. Ameliyat söz konusu rahatsızlıklardan dolayı değil, son olarak bulunan memedeki habis urun alınması için yapılacak, doktorlar şimdi önceliği ona vermişler. Ve Prof. Dr. Erol Manisalı bu durumuna rağmen tu- tuklu. Bu durumda hasta kaçabilir mi? Delilleri kararta- bilir mi? Sanık veya tanıklara baskı yapabilir mi? Bu uygulama sizin de vicdanınızı sızlatmıyor mu? Düzeltme: Dünkü yazıda, sözü geçen “İkiyüzlü Av- rupa” manşetini atan gazete Akşam değil Vatan ola- caktı. Düzeltir özür dilerim. A.S. Not: Bu yazı Erol Manisalı’nın tahliyesinden önce yazılmıştır. AKP işçiye 25 TL’lik zammõ uygun gördü Meslek odalarõndan Yeşiltepe’ye destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Ba- kanõ Hayati Yazıcı, kamu kesimi toplu iş sözleş- mesi görüşmeleri kapsamõnda, başkan Mustafa Kumlu ve beraberindeki Türk-İş heyetini Başba- kanlõk merkez binada kabul ederek kamu işçileri- nin ücretlerine 2009’da altõşar aylõk dönemlerde yüzde 3’er, 2010’da altõşar aylõk dönemlerde yüz- de 2,5’ar artõş önerdi. Çõkõşta açõklama yapan Kumlu, hükümetin teklifinde 1000 TL’nin altõnda ücret alan işçilere 25 TL ücret artõşõ önerildiğini ifade ederek en düşük işçi ücretinin 1230 TL’ye çõ- karõlmasõnõ istediklerini vurguladõ. Kumlu, “Türk- İş olarak bu önerinin, beklentimize cevap ver- mediğinin altını çizerek ayrıldık” dedi. İstanbul Haber Servisi- Bostancõ’da 27 Ni- san’da hücre evine yapõlan baskõndan sonra gözal- tõna alõnan ve Devrimci Karargâh Örgütü’nün teo- risyeni olduğu iddiasõyla tutuklanan Mehmet Ye- şiltepe’ye sivil toplum örgütleri ve meslek odalarõ destek verdi. İstanbul Tabip Odasõ’nda yapõlan ba- sõn toplantõsõnda hidrosafali (beynin su toplamasõ) hastasõ olan Yeşiltepe’nin tedavi sürecinin gecik- meden başlayabilmesi için bir an önce serbest bõ- rakõlmasõ ve mağduriyetinin giderilmesi istendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear