04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Ödüllü İngiliz beyin cerrahı Khurana, cihazdaki radyasyonun kansere yol açtığını belirtti Cep sigaradan daha zararlı IoS adlı sağlık dergisinde yayımlanan makalede Khurana, 10 yıl boyunca cep telefonu kullananların beyin kanserine yakalanma oranlarının iki kat arttığını öne sürdü. Khurana araştırmasında, beyin kanserlerinin gelişmesinin de 10 yıl kadar süre aldığını belirtti. LONDRA (AA) Tıp alanında çok sayıda ödül sahibi İngiliz beyin cerrahı Prof. Vini Khurana, cep telefonlarının sigaradan da asbestten de daha zararlı olduğunu ve kansere yol açtığını öne sürdü. Cep telefonu üreticilerine seslenen Khurana, cep telefonlarındaki radyasyon oranının mutlaka düşürülmesi gerektiğini savundu. Prof. Vini Khurana, hükümetin acil önlemler alması ve cep telefonu üreticilerinin radyasyon seviyesini düşürmesini sağlaması gerektiğini ifade etti. Khurana’nın araştırmasının sonuçları, cep telefonlarının sağlığa muhtemel zararları konusunda bugüne kadar yapılmış en olumsuz tahmin olarak kabul edilirken, Khurana’nın araştırmasının sonucunda hazırladığı makale IoS adlı sağlık dergisinde yayımlandı. Yönetmen Jules Dassin öldü ATİNA ABD’li yönetmen Jules Dassin, Atina’da tedavi gördüğü hastanede 96 yaşında öldü. Dassin, 1940’lı yıllarda yaptığı ilk filmleriyle parlak bir yetenek olarak kabul edilmiş, ancak 1952’de Amerikan Temsilciler Meclisi’nin bir komisyonunda verilen ifadede Hollywood’un “komünist grubu”nun bir üyesi olarak adının geçmesinden sonra gözden düşmüştü. Bunun üzerine Avrupa’ya yerleşen Dassin’in en büyük başarısı, kendisinin yazdığı ve yönettiği, başrolünü Merküri’nin oynadığı “Never on Sunday” filmi oldu. Bu film 1961’de en iyi film müziği dalında Oscar ödülü kazandı, Dassin de en iyi yönetmen ve en iyi senaryo dalında aday gösterildi. Dassin daha sonra Merküri ile evlenmiş ve Yunan vatandaşı olmuştu. Düşünsel bir yaklaşım... Prof. Dr. İsmail TUNALI Muzaffer Akyol’un resimleriyle karşılaşan bir kişinin ilk duygusu, bu resimlerin başka bir resme hiç benzemediği, teması ve objeleriyle, renk ve biçimiyle onların özgün, orijinal olduğu duygusudur. Bu kendine özgü oluş, bu özgünlük, resimlerin renk, hayal gücü ve duygu üçlemesi katmanlarının oluşturduğu yer yer masalımsı, naif ve uyumlu bir anlatım tarzıdır. Şimdi, yıllar sonra bugün geçen yıllarla beraber Muzaffer Akyol’un resimlerinin de değiştiğini ve bu değişimin derinliği olan bir metamorfoz olduğunu görüyoruz. Buna koşut olarak, resmin katmanlarının da değiştiğini gözlemliyoruz. Onun, dünya ile iletişiminde yeni katmanların da yer aldığını saptıyoruz. Resmin teması, artık lokal bir tema değildir, resimdeki renk, artık belli bir nesnenin rengi değildir ve dünya artık, naif ve masalımsı bir dünya değildir. Alıştığımız zaman ve mekân kategorilerinin belirlediği “burada” ve “şimdi (hic end nunc)” olan bir dünya değildir. Bu yeni dünya, resmin bu yeni dünyası, metafizik bir boyut içinde düşünsel olarak varlığın sorgulandığı, topraktan ağaca, salyangoza, solucana, insana ve insanın duyarlığından ölümün mezar taşına kadar farklı varlık katmanlarının renk ve biçim varyasyonlarından doğan düşünce, duygu ve hayal gücünün oluşturduğu bir dünyadır. Muzaffer Akyol’un resimlerini değerlendirmek için, ilkin resmin espası içine girmek ve bu espas içinde doğaya alternatif bu tasarım modelini tüm obje ve değerleriyle yaşamak gerekir. Muzaffer Akyol’un resmi, bir müzik ve bir senfoni niteliğindedir ve yalnız estetikçe “yüce” değeriyle değerlendirilebilir. 4 bin yıllık kolye bulundu Çeviri Servisi Çeviri Servisi Arkeologlar, Peru’nun güneyindeki Titicaca Gölü yakınlarında Amerika Kıtası’nın işlenmiş en eski altın objesi olan bir kolye buldu. BBC’de yayımlanan habere göre araştırmayı yürüten ekibin başındaki, Arizona Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nden Dr. Mark Aldenerfer, günümüzden 4 bin yıl önce yapıldığı saptanan kolyenin Ant Dağları’nda yaşayan, yaşam kaynağı avlanmak olan toplumların altın mücevher kullanmayı “sosyal statü” ve “prestijli bir yaşamın” göstergesi olarak değerlendirdiğinin somut bir kanıtı olduğunu vurguladı. Bir yetişkin fosilinin çene kemiğiyle yan yana bulunan kolyenin sahibinin yaşlı bir kadın olduğunu tahmin ettiklerini de açıkladı. ‘BEYİN TÜMÖRÜ ARTACAK’ Khurana, 10 yıl boyunca cep telefonu kullananların beyin kanserine yakalanma oranlarının iki kat arttığını öne sürdüğü araştırmasında, beyin kanserlerinin gelişmesinin de 10 yıl kadar süre aldığını belirtti. Bilimsel araştırmalar alanında 14 ödül alan Khurana cep telefonlarının beyin tümörlerine yol açtığının gelecek 10 yıl içinde kesinlikle kanıtlanmasını beklediğini de belirtti. Khurana, hemen önlem alınmazsa gelecek 10 yılda beyin tümörü vakalarında büyük artış görülebileceğini ifade etti. (Fotoğraf: AP) Antarktika’dan kopan 569 kilometrekare büyüklüğündeki, dev kütlenin 414 kilometrekarelik parçasının dağılıp gittiği açıklandı. ilan renkli Küresel ısınma buzulları kopardı Çeviri Servisi Antarktika’dan kopan 569 kilometrekare büyüklüğündeki buzul parçası küresel ısınmanın ne kadar ciddi etkileri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uydudan yansıyan fotoğraflarla saptanan kopma sırasında Ankara’nın Altındağ ilçesi büyüklüğündeki dev kütlenin 414 kilometrekarelik parçasının dağılıp gittiği açıklandı. Coğrafya literatüründe “Wilkins” adıyla tanınan platonun yüz yıldır hareketsiz halde olduğunu, 1990’larda bir hareketlenme başladığını anımsatan Colorado Üniversitesi Kar ve Buzulları İzleme Merkezi uzmanları “Antarktika’da, erime ve parçalanma tehdidiyle karşı karşıya olan en büyük buzulun 12 bin 950 kilometrekarelik yüzölçüme sahip Wilkins olduğunu biliyorduk ve 28 Şubat’ta başlayan parçalanmayla tahmin ettiğimizden daha çabuk bir süre içinde, daha büyük bir parça koptu” görüşünü dile getirdiler. 25.5 kilometre boyunda ve 2.4 kilometre enindeki dev parçanın kopmasıyla Antarktika’daki buzulların sanıldığından çok daha çabuk yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunun da altını çizen uzmanlar, “1993 yılında Wilkins buzul kütlesinin 30 yıl içinde yok olabileceği tahminini yürütmüştük, ama son gelişme, durumun çok daha ciddi boyutta olduğunu gösterdi” diyerek küresel ısınmaya karşı yürütülecek küresel mücadelenin önemine dikkat çektiler. (BBC, AA) NESCO’nun desteği ve Bursa Osmangazi Belediyesi’nin girişimiyle restore edilen tarihi Ördekli Hamam (Eski Yeni Hamam) Bursa’nın yeni Kültür ve Sanat Merkezi’ne dönüştürüldü. Ağustos 2007’de restorasyonu tamamlanan ve Ördekli Depodan kültür merkezine U Kültür Merkezi adını alan tarihi hamamda, 200 kişilik 2 büyük salonun yanı sıra tiyatro oyunları sahnelenebilecek bir oditoryumda yer alıyor. Yaklaşık 1900 metrekare üzerinde kurulu olan ve restorasyonu için 3 buçuk milyon YTL harcanan hamam, 1400’lü yılların başında inşa edildi. Mimari özellikleriyle diğer Bursa hamamlarından ayrılan Ördekli Hamamı, iç içe geçmiş 4 aşamalı odalardan oluşuyor. Erkekler ve kadınlar olmak üzere birbirine benzeyen 2 bölümü bulunan hamam, son 50 yıldır depo olarak kullanılıyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle