04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 NİSAN 2008 CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Alex’in şifresi A vrupa’da son 8 takım arasına kalan Sarı Lacivertlilerde Alex De Souza bu sezonki performansıyla ‘küçük maçların büyük adamı’ etiketini yırtıp takımını sırtında taşıdı. Son olarak Beşiktaş derbisinde futbolda bir kaptanın yapabileceği her şeyi başararak zaferi getirdi. Takımının 2 golüne imza attı; tribünlerden kendisine atılan yabancı maddelere aldırış etmeden ‘yıldızlık kaprisinden’ sıyrıldı. Kısacası Alex sahada oynadığı futbola bakıyor. Bu sezon Fenerbahçe’nin Avrupa’da ve ligde oynadığı kritik sınavların hepsinde büyük işler başaran Brezilyalı kaptan attığı gollerin yanı sıra özellikle Semih’e yaptığı asistlerle de takımının en skorer ismi oldu. Fenerbahçe’de 4. sezonunu geçiren Brezilyalı futbolcu Alex De Souza, Sarı Lacivertli formayla oldukça başarılı bir dönem yaşıyor. İlk sezonundan itibaren Fenerbahçe’nin adeta lideri olan Brezilyalı futbolcu, attığı ve attırdığı gollerle 4 sezondur 116 lig maçında 70 gole imza atıp 64 golün de pasını verdi. Bu sezon kaptanlık görevine getirilen Alex, Avrupa kupalarında 9 kez, Türkiye Kupası maçlarında da 4 kez rakip fileleri havalandırdı. Fenerbahçe’de, futbol hayatının en başarılı günlerini geçiren orta alan oyuncusu geçen sezon Turkcell Süper Lig’de gol kralı olarak, Sarı Lacivertlilerin tarihindeki ilk yabancı gol kralı unvanını elde etti. C 19 Rekortmen Gökten Zembille İnmez porumuzu yönetenler nedense tutarsızlıklarını sürdürmekte inat ediyor. Hele özerkliğe kavuştuktan sonra Basketbol Federasyonu Başkanı ve ulemasının burunları öyle bir havaya kalktı ki... Beyler, efendiler, neden özerk oldunuz biliyor musunuz? Neden sizlere özerklik verildi, anlıyor musunuz? Yıllardır bürokrasinin engellerinden bir türlü rayına oturamayan sporumuzu çağdaş bir düzene getirmek için. Ama ne mümkün; özerk oldular ya tamam, ‘’Ben (biz diyen zaten çok az) her şeyi iyi bilirim, benden büyük yok’’ havalarında... Vay be... Görüyoruz boyunuzun kaç arşın olduğunu. Ama ne yapıyorsunuz diyen yok, ne yapacaksın diyen de yok. “Özerklik istedin verdik. Hani özerk olup da şunca sponsor bulacaktın da mali açıdan kendi kendini idare edecektin!” diyen de yok. Yine devlet kasasından yani milletin cebinden alacaksın, milletin isteğine sırt çevireceksin. Şunun şurasına ne kaldı ki; “Pekin Olimpiyat Oyunla S rı’na acaba kaç kişiyle katılacağız, acaba nasıl bir sonuçla döneceğiz” diye, özerkliği kapmış uykuya yatmışlara hiç olmazsa ben sorayım dedim. Sevgili genel müdürüm Mehmet Atalay, bu özerkleri 6 ayda bir sorguya çekecektin. “Bir ilerleme olmadığını görürsek değiştireceğiz” diyordun, ne oldu? Yoksa hepsinden memnun musun? Gerçekten mi? Sevgili dostum, en başta özerk olup da burunları havaya kalkan federasyonlara şunu anlatman gerek... ‘’Sporcu sayısını elbette arttıracaksın, bununla övünme. Ama bana olimpiyatlara gidecek sporcu yetiştireceksiniz. Ne isterseniz veriyoruz, ne yaptığınızı sormuyoruz, ne yapacağınızı da bilmiyoruz ama sonuca bakıyoruz. Görünen bir şey yok.’’ Oysa bu ülkede yetenekli sporcular vardır, sporun bütçesi ve genel müdürü, yardımcıları vardır. 81 il ve her ilin onlarca ilçesinde, bucağında teşkilatı vardır; salonları, statları, havuzları vardır da neden şampiyon yetişmiyor? Sporcu Karpuz Tarlasında Yetişmez erfomanslı sporcu yetişmiyor. Yetişmiyor, çünkü başta medya olmak üzere sporu yönetenler şampiyon sporcunun gökten zembille ineceğini sanıyor. Medyamız ‘’Şampiyon olsunlar, Avrupa’da sesimizi duyursunlar, bakın boy boy fotoğraflarını koymuyor muyuz’’ diye, kendilerini savunmuyorlar mı? Bir yıldız sporcu kolay yetişirmiş gibi... Efendiler, beyler, arkadaşlar... Durduğu yerde büyüyen tek canlının karpuz olduğunu bilir miydiniz? Karpuz tarlasından sporcu yetişmesini beklersek deniz biter, balık kavağa çıkar. Şu anda sporun gündeminde amatör spor kulüplerinin istekleri var. Can İşbakan Cumhuriyet’te yazdı. Basketbol kulüpleri (Beko Ligi ve Bayanlar Ligi) düşmenin kalkmasını, takım sayısının artmasını istiyormuş. Neden istiyorlar dersiniz? Çünkü sporcu maç yapa yapa yetişir. Ama genç kız ve genç erkek sporcuların sorunu sadece bu kadar değil ki... Öncelikle ülkemizde okumak artık parayla oluyor, bunu biliyoruz. Geçenlerde bir gazete İstanbul’un varoşlarında okumayan kızların sayısının 300 bine ulaştığını yazıyor P ALEX’İN İSTATİSTİKLERİ 200708 12 gol, 10 asist 200607 19 gol, 12 asist 200506 15 gol, 26 asist 200405 24 gol, 16 asist TOPLAM: 70 gol, 64 asist SAMBACI’NIN KARİYERİ 2007 TFF Süper Kupası 2007 TFF Süper Lig Kupası (Fenerbahçe) 2006 2007 Türkiye Süper Ligi Gol Krallığı 2005 – Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu (Fenerbahçe) 2004 – Copa America (Brezilya Milli Takımı) 2004 Minas Şampiyonluğu (Cruzeiro) 2003 – Brezilya Şampiyonluğu (Cruzeiro) 2003 Brezilya Kupası (Cruzeiro) 2003 Brezilya ligi Altın top 2003 – Minas Şampiyonluğu (Cruzeiro) 2000 – RioSão Paulo Turnuvası (Palmeiras) 2000 Olimpiyat Öncesi (Milli Takım) 1999 Copa America (Brezilya Milli Takımı) 1999 Dünya’nın en iyi 3.forveti 1999 – Libertadores Şampiyonluğu (Palmeiras) 1998 – Mercosul Ülkeleri Kupası (Palmeiras) 1998 Güney Amerika’nın en iyi ortasaha oyuncusu 1998 Brezilya Kupası (Palmeiras) 1996 – Toulon Turnuvası (Brezilya Milli Takımı) 1994 Gençler Parana Şampiyonluğu en iyi oyuncu du. Bu İstanbul... Anadolu’da durum daha da vahim. Genç kızlar ve erkekler ya okullarında ya da spor kulüplerinde spor yapıyor, liglere katılıyor. Sezon başlarken hevesle kendilerine forma, eşofman, malzeme yaptıran okullar daha ilk maçta elenince paralar boşa gidiyor. Kimi amatör kulüpler var ki onlar da liglere katılıyor ve de bulabilirlerse sponsorla spor yaşamlarını sürdürüyor. Bu genç kızlar ve erkekler liginde de böyle, Beko Basketbol Ligi’nde de böyle. Sponsorlar haklı olarak kendilerinden daha fazla söz ettirmek, onun için de daha çok maç ,daha çok yarışma ister. Ama ne oluyor? 12 takımlı gençler ligi ekimde başlayıp martta bitiyor. Bu durumda kulüplerin istekleri daha fazla takımla daha fazla maç yapılması ve karşılaşmaların daha uzun sürmesi... Bu düşünceye karşı çıkılır mı? Ama Basketbol Federasyonu karşı çıkıyor. Neymiş, mevzuat izin vemezmiş. Yahu siz mevzuattan şikayet etmediniz mi? Ettiniz, mevzuat hazretleri de kaldırıldı, şimdi mevzuat diyorsunuz... Yok mu sizin yönetiminizde mevzuatın yerini tutacak bir akıl hocası? ayucelman?cumhuriyet.com.tr ‘Hakemlerin ücretleri Avrupa standardında’ Türk atletler yetersiz mi? Sevil ARINAN Yabancı atletlerin uluslararası yarışlar için Türk yurttaşlığına geçirilmesi, bir soruyu da beraberinde getirdi: “Türk atletler yetersiz mi?” Son olarak geçen haftalarda Fenerbahçe’nin Güney Afrikalı rekortmen uzun atlamacı Karin Mey’in Türk yurttaşlığına geçirilmesi, ENKA Spor Kulübü’nün ünlü Rumen sprinter Ionela Tarlea’yı ve 3 bin metre atleti Kenyalı James Kosgei Cheptuiyon’u renklerine bağlaması, yerli atlet ve antrenörler arasında yine aynı tartışmanın başlamasına neden oldu. Ulusal sporcular şimdilerde, 1990’lı yıllarda yabancı atletlerin ulusal forma hakkını elde edip önlerini kapatması olayının tekrarlanmasından korkuyor. Yerli sporcular böylece yine ikinci plana düşmüş olacak. Atletizm Ulusal Takım Antrenörü Ahmet Pekel ise ulusal atletlerin ve antrenörlerinin çekindikleri için bu konuyu gündeme getirmediklerini söylüyor. Enine boyuna ele aldığımız yabancı atlet konusuyla ilgili olarak ulusal takım antrenörü Ahmet Pekel sorularımıza şu yanıtları verdi: Fenerbahçe’nin uzun atlamacı Karin Mey’i renklerine bağlayıp Türk yurttaşlığına geçirmesi, ulusal sporcuların tepkisini topladı. Bu tepkiyi haklı buluyor musunuz? AHMET PEKEL: Atletizm camiası tarafından tepki çeken yabancı atlet konusu tekrarlandı. Yabancı atletlerin Türk yurttaşlığına geçmesine atletlerSporcularımız da üzülüyor. den ve antrenörlerden fazlasıyla tepki Türk atletizmi neden bu duruma gelgeliyor. Bu durumdan rahatsız olanlardi? dan biri de benim. Türkiye’nin değişik A.P: Türkiye’de şu an atlet yetiştirme illerinden federasyonu arayıp, “Bu saatkonusunda ciddi bir sorun yaşanıyor. ten sonra biz ne yapacağız” diyorlar. Bu Yanlış uygulamalar var. Türkiye Zeki durum yani sporcuların geleceklerini Öztürk, Süreyya Ayhan, Eşref Apak, düşünmesi atletizm için üzücü. Kimi zaHalil Akkaş, Esen Kızıldağ, Nevin Yaman yabancı sporcu alınmasına ben de nıt ve Kemal Koyuncu gibi birçok niteonay veriyorum ancak Olimpiyat ve likli atleti yetiştirdi. Bu sporcuların bir Dünya Şampiyonaları’nda final kovalakısmı dünyaya kafa tutan atletler. Bizim yabilecekler için. Buna en iyi örnek ise yetenekten yana bir sıkıntımız yok, tek Elvan Abeylegesse’dir. sorun uygun planlamanın hâlâ Yabancı uyruklu atletlerin yapılamamış olması. PlanAy Yıldızlı formayı giymelamalarımızı hep kısa süsi yerli sporcuları nasıl etreli tutuyoruz, sporcukiliyor? lardan verim alamıA.P: Yabancı atletyoruz. Böyle olunca ler, hızlı ve rahat bir yabancı atlet arayışekilde Türk yurttaşına giriyoruz. şı olup AyYıldızlı Ortada bir sisformayı giyebiliyor. temsizlik var. Yani bizim forma ‘Sistemsizlik’ mızın giyilmesi bu konusunu biraz kadar kolay. En daha açar mısıacısı, basit derecenız? ler yapan yabancı A.P: Türkisporcuların bile raye’deki 14 milAntrenör hatlıkla Ay Yıldızyon ortaöğretim Ahmet Pekel. lı formayı giyebilöğrenciden sademesi. Sonrasında bu ce 1 milyonu lisporcular, ulusal takısanslı sporcu. Sismımızı hiçe sayıp Türtem sözü ile vurgukiye’yi terk ediyor. Talamak istediğim öğbii bu duruma atletler girencilerimizin hâlâ bi biz ulusal takıma antrespor kültürüne sahip olanörleri de tepki gösteriyoruz. maması. Öğrencilerimiz spor yapamıyor, olanaklar sınırlı. Onun için atlet yetiştirme işinin sorumluluğu sadece federasyona yükleniyor. İşbirliği yapılmalı. Türk eğitim sisteminde yaşanan aksaklık spora da yansıyor. O zaman sizin çözüm öneriniz nedir, nasıl bir yol izlenmeli? A.P: Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı ile spordan sorumlu bakanlığın işbirliği yapıp koordineli çalışması lazım. Benim gibi bu işin içinde olan aksaklıkları bilen antrenörler, koordineli çalışılmalı fikrini savunuyor. Bir yandan biz bunları savunurken, öte yandan okullarımızdaki beden eğitimi ve spor derslerinin saatleri düşürülüyor. Komik. İşte Türkiye bu hâle geldi. Avrupa Birliği’nin kriterlerinden bahsediyoruz ama sormak istiyorum “AB kriterleri eğitimden geçmiyor mu?” Türkiye’ye ilk 1924 yılında yabancı antrenör getirilmiş ve yerli antrenörlere teknik eğitimler verilmiş. Aradan uzun yıllar geçmesine karşın, şu an bu tarz uygulamalar yapılmıyor… A.P: O yıllarda Türkiye’ye gelen yabancı antrenörler bir yandan sporcu yetiştirirken bir yandan da antrenörlere eğitiyormuş. Şu anda ise böyle bir durum yok. Yabancı antrenörlerimiz var fakat, Türk çalıştırıcılardan uzak duruyorlar. Girişimde bulunmuyorlar. Onun için öncelikle antrenör eğitimi konusuna çözüm bulunsun. Ya da antrenörlerimiz yurt dışında eğitim alsın. Bu durum başka şekilde çözümlenemez. Karizmatik bir meslek mi hakemlik? O.S.: Evet öyle. Maça çıkıyorsunuz bütün kameralar, herkes size bakıyor. Film gibi öyle bir senaryo yazmalı ki hakem o sahnede bütün insanların kafasında hakem otoriter dürüst güven veren bir kimlik olarak yansıtılsın. Futbolcuların kazancı Türkiye’de her geçen gün artıyor; hakemlerin ise birkaç yıldır aynı. O.S.: Hakemlerin aldıkları ücretler Türkiye şartlarında iyi aslında... Bin 200 YTL civarı bir ücret alıyorlar. Bu derbi ve önemli maçlarda iki katına çıkıyor ama bir hakem 45 bin YTL’den az almıyordur. Avrupa’da ücretler nasıl? O.S.: Almanya’da 5 bin Avro civarı para alıyorlar. Fenerbahçeli misiniz yoksa Göztepeli mi? O.S.: Göztepeliyim ama oğlum Fenerbahçeli… Hakemlik yaparken Televole programında derbi maç öncesi İzmir’de evimde bir ropörtaj yapıldı. Oğlum küçüktü annesi Fenerbahçeli olduğu için o da Fenerbahçeli’ydi. Oğluma sorulan sormaya başladılar. O da Fenerbahçeli olduğunu söyledi. Uyardım bu bölümü çıkarmalarını istedim ama derbi maç öncesi baktım televizyonda altyazı geçiyor. “Yarınki maçın hakeminin oğlu Fenerbahçeli” diye... Bu etiket sonra bana yapıştı kaldı. Ama Göztepeliyim. Oğlunuzun hakem olmasını ister misiniz? O.S.: Tavsiye ederdim isterdim ama sevilmeden yapılacak iş değil. Hiç ilgisi yok. Bu aralar hakemin saha içinde verdiği kararın ardından kurullara başvurularak ceza kaldırılıyor. Bu hakemliği olumsuz etkiliyor mu? O.S.: Bu FIFA’nın kararı... Ben bunu doğru bulmuyorum. Ama kulüpler de FIFA’ya uyarak başvuru yapıyor. Avrupa’da Türk futbolcusunu çok görüyoruz. Türk hakemini ne zaman göreceğiz? O.S.: Şu anda ikinci katergoride iki hakemimiz var: Selçuk Dereli ve Cüneyt Çakır. Almanya’daki gibi 90 maç yönetmiş bir kadro lazım. Böyle olunca oraya daha fazla hakem çıkacak demektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle