Katalog

Nr. 04 / 2008 25 JANUAR 2008 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf Gerilimin Nedeni... Başbakan Erdoğan İstanbul’da, cumartesi günü, partisinin kadın kolları kongrelerine katıldı; yaptığı konuşmaların üslubunu sergilemek için yalın bir yöntem uygulamak ve kimi tümcelerini alt alta dizmek yeterlidir: “Kimsin sen? Otur oturduğun yerde... Bizim önümüze ikide bir anayasayı çıkartmasınlar... Onların işi gücü başörtüsü.. Başka işleri yok... Sen önce yerini bil.. Şaşırdı, şaşırdı... Ankara’yla derdi var, Atatürk’le derdi var... Niyet okuyuculuğuna başladı...” Rektörlere, yargı kurumlarına, ana muhalefete dönük bu konuşma üslubuna Başbakan’ın televizyon ekranlarına yansıyan yüz mimikleri ve beden titreşimleri de katılınca, ortaya sağlıklı bir sonuç çıkmıyor; AKP liderinin ülkeyi nereye sürüklemek istediğine ilişkin soru işaretleri çıkıyor. ? Bilindiği gibi AKP meşhur 28 Şubat olayından sonra dinci siyaset kesimindeki çatlamayla oluşmuştur. Erbakan’ın o güne dek militanları olan “dinci gençler” dış akıl hocalarının kılavuzluğunda AKP’yi kurdular. Bu parti antiamerikan olmayacaktı, Bush yönetiminin Ortadoğu’daki siyasetine uyum sağlayacaktı, uzun vadeli AB tasarımına görünüşte koşut bir politika izleyecekti, eski merkez sağın yerini dolduracaktı. Ancak Amerika ile işbirliğini yeterince gerçekleştiremediğinden Bush yönetimiyle sürtüşmeler oluşmuştur, AB ile ilişkiler ise neredeyse askıya alınmıştır. Yine de AKP eski merkez sağın ve antiamerikan dinciliğin sandıkta tasfiyesiyle ortaya çıkan yeni dengelerde, ikinci kez seçimi kazanmak başarısını göstermiştir. ? Sonuçta AKP’nin kuruluşunda amaçladığı hedeflere doğru yürümesi ikinci kez seçimleri kazandığına göre doğaldır. Ama bu yürüyüşün kolay olmayacağı görülüyor. Başbakan Erdoğan’ın yazımızın başında vurgulanan konuşmasındaki sinirli ve saldırgan üslup bu zorluktan kaynaklanıyor. Sayın Erdoğan, yeni bir anayasayla Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel ilkelerini değiştirecek zemini oluşturmak niyetini ortaya Devamı 18. Sayfada Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu 33 kişi sorguda Büyük gözaltı Ümraniye’de ele geçirilen bombalarla ilgili Davos’ta Gülen’e övgü Davos’ta tartışılacak “İslam ve Batı: Diyaloğun Durumu” raporunda Gülen hareketinden söz ediliyor. Avustralya Katolik Üniversitesi’ndeki Gülen kürsüsü için, “MüslümanKatolik diyaloğunu Avustralya ve AsyaPasifik bölgesinde büyütme ve yerel diyalog girişimlerinin yanında, üniversitenin uluslararası diyalog için AsyaPasifik Merkezi çalışmalarını desteklemektedir” deniliyor. Erdoğan gitmiyor Başbakan “Türkiye’de yoğun çalışmaları” olduğu gerekçesiyle Davos programını iptal etti. Erdoğan’ın programının iptalinde Davos için hazırlanan bazı raporların etkili olduğu da ileri sürüldü. “İslam ve Batı” başlıklı çalışmada, ülkelerin DoğuBatı diyaloğu için duydukları iyimserliği sıralayan endekste Türkiye, İran’ın da gerisinde yer alıyor. Türklerin El Kaide’yi destek oranının yüzde 13’e çıktığı belirtiliyor. Haberi 18. Sayfada FED’in sürpriz faiz indirimi de sonuç vermedi Piyasalar kördüğüm Amerika’nın durgunluğa gireceği korkusuyla tetiklenen dünya piyasalarındaki bunalım kördüğüme dönüştü. ABD Merkez Bankası’nın sürpriz faiz indirimi, “FED de paniğe kapıldı” yorumlarına neden oldu. Borsalardaki sert düşüşler sürerken resesyon krizinin dünya borsalarında yol açtığı kayıplar son bir yılda 5 trilyon doları aştı. İMKB’de işlem gören şirketlerin piyasa değeri iki gün içinde 26 milyar YTL geriledi. Necdet ÇALIŞKAN’ın haberi 9. Sayfada soruşturma derinleştirildi. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve aynı soruşturma kapsamında tutuklu olan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in avukatı Kemal Kerinçsiz’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, çete kurdukları iddiasıyla gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, gözaltına alınan 33 kişinin “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “askeri itaatsizliğe teşvik” ve “vahim biçimde silah bulundurmak” iddiasıyla sorgulandıklarını açıkladı. Soruşturma kapsamında daha önce 15 kişi tutuklanmıştı. Haberi 18. Sayfada Binlerce kişi Dink’e koştu Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, bir yıl önce katledildiği Agos gazetesi önünde binlerce kişi tarafından acıyla anıldı. Dink’in vurulduğu kaldırıma mumlar, karanfiller, Hrant Dink’in fotoğrafları ve Agos gazetesinin “Özlem” başlıklı yazının yer aldığı son sayısı konuldu. Agos’un önünde toplanan binlerce kişiye “Sevgili kardeşlerim” diye seslenen Dink’in eşi Rakel Dink, yaptığı konuşmada adalet isteğini dile getirdi. Buradaki törenin ardından Beyoğlu’nda gösteri yapan grup ile polis arasında gerginlik yaşandı. Göstericilere müdahale ederken ateş açan polis, bir yurttaşın ayağından yaralanmasına neden oldu. Dink için yurdun birçok kentinde anma etkinlikleri düzenlenirken yurtdışında da törenler yapıldı. Haberi 5. Sayfada ‘Tek adam diktası’ Sabih Kanadoğlu: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin her türlü yetki ve sorumluluğa sahip olduğunu ileri sürmek kuvvetler ayrılığı konusunda doğru bir fikir ve bilgi sahibi olmamak demektir. Yasama, güçlerden sadece bir tanesidir. Prof. Ülkü Azrak: Yargı denetiminden hiç hoşnut olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidar kendini TBMM ile eşdeğer görüyor. Kasten kavramlar karıştırılıyor. İlhan TAŞCI’nın haberi 18. Sayfada Oscar ödüllerinin adayları açıklandı Bu yıl 80. kez dağıtılacak Oscar ödüllerinin adayları açıklandı. Ödüllerde, Coen Kardeşler’in son filmi ‘No County for Old Men’ ile ‘There Will be Blood’ sekizer dalda aday gösterildiler. En iyi film dalında bu iki filmle birlikte Atonement, Juno, Michael Clayton filmleri aday gösterilirken Cate Blanchett “Elizabeth: The Golden Age” filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu dalında aday gösterildi. Haberi 7. Sayfada C Yazarımız Cüneyt E. Koryürek’i uğurladık Atletizm dünyasının duayeni, gazetemiz yazarı Cüneyt E. Koryürek Teşvikiye Camii’nde yapılan cenaze töreninden sonra Yeniköy Mezarlığı’na defnedildi. Törende spor, siyaset, basın ve sanat camiasından ünlü isimler vardı. Haberi 19. Sayfada ‘Rusya Mesajı’... Bugün, Sovyetler’in çözülmesinin “resmen” ilanı üzerinden 18 yıl geçmiş ve hatta sosyalizm sonrası yeni bir kuşağın neredeyse “kemale eriyor” olmasına karşın, dünyadaki ilk işçi iktidarının kalıcı izlerini Moskova’nın her köşesinde görmek mümkün. Ne Sovyetler sonrası hükümetler, ne de 80’lerin sonu, 90’ların başındaki o talihsiz değişim talebini sanki başka hiçbir yol kalmamışçasına inatla dayatan ve kapitalizmin hiçbir bedel talep etmeden kendilerine sınırsız ve eşit bir lüks sunacağını sanan “olgun” kuşaklar, bu izleri silmeye yeltenebilmişler. Haberi 15. Sayfada