01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Gittikçe incelen bir buz tabakasının üzerinde koşarken Çocuklarımız ve kitaplarımız Zehra İPŞİROĞLU Medya kültürünün ağırlık kazandığı bir ortamda yaşamamız, günümüz çocuk yazınını da ister istemez etkiliyor. Böyle bir ortamda çocuk kitaplarının yaşamını sürdürebilmesi, çocukların ilgisini çekebilmesine ve onların yaşamından kopuk olmamasına bağlı. Çağdaş çocuk yazını, çocukları önemseyen, ciddiye alan, onların dünyalarını bulgulamaya, sorunlarını gündeme getirmeye çalışan bir yaklaşımı koşulluyor. Türkiye’de çocuk yazını ile ilgili gelişmeler sıkıştırılmış bir zaman süresi içinde aynı anda yaşanıyor. Ağırlıkta olan geleneksel çocuk anlayışının yanı sıra, çocuğun dünyasını bulgulamaya çalışan çağdaş yaklaşımlar çocukları sımsıkı kuşatan medya kültürüyle iç içe gelişiyor. Çocuk yazınının yetişkin yazını kadar hızlı gelişememesinin nedeni, toplumumuzda yerleşik olan çocuk imgesine bağlı. Bunların başında, feodalizmin izlerini süren otoriter toplum ve devlet yapısı, baskıcı eğitim anlayışı, ataerkil aile sistemi ve İslam geleneğinin uzantıları geliyor. Bu anlayış, çocuğu kendi kişiliği olan birey olarak görmekte zorlanıyor, onu yalnızca işlevsel bağlamda aileye ve topluma getireceği katkılar açısından değerlendiriyor. Bu anlayış çerçevesinde çocuk tepeden inme kurallar ve yasaklamalarla hem biçimlendirilmesi hem de korunması gereken bir varlık olarak görünüyor. Bu nedenle çocuklar için üretilen yazında da çoğu kez öğreticilik ilkesi ağır basıyor. Yazarlar kendi ideolojileri ve dünya görüşleri doğrultusunda çocuğu yönlendirmeye ve biçimlendirmeye çalışırken, çocuğu anlamaya ve keşfetmeye çalışma, onun sorunlarına eğilme gibi bir anlayışa uzak düşüyorlar. Kendini tüm dünyada kabul ettirebilecek, nitelikli çocuk yazarlarının yetişerek bu alanda bir geleneğin oluşturulması, ancak çağdaşlaşmanın yavaş yavaş kök salmasıyla birlikte, uzun vadede gelişebilir. Son yirmi yıl içinde bu alanda hiç de küçümsenmeyecek olumlu gelişmelerin olduğunu görüyoruz. Ama bu gelişmelerin yaygınlaşarak, toplumun tüm katmanlarını kuşatması lazım. Günümüzde hem gelenekçi yaklaşımlar etkisini sürdürüyor, hem de çağdaş çocuk yazını alanında çok nitelikli ürünler veriliyor. Otoriter yaklaşımın uzantısı olan gelenekçi yaklaşımın çıkış noktası, çocuk ve çocuğun dünyası değil, yazarın eğitimci yaklaşımı. Eğitim odaklı çocuk yazınının en tehlikeli yanı kolaylıkla ideolojik güdümlenmelerin etkisi altına girmesi. Yazar kendi görüşü doğrultusunda çocuğa belli doğruları aşılamayı amaçlıyor. Bu nedenle dünya görüşü birbirinden ayrılan yazarların yapıtlarında, gene de ortak bazı noktalar var. Yaşamın şematik bir iyiler/kötüler karşıtlığına dönüştürülmesi, kesin doğruların savunulması, çocukların gerçekleriyle uzak yakın ilgisi olmayan şablon bir dünya yaratılması, parmak sallayan bir öğreticilik gibi... Çoğu yayınlarda kahramanlık öyküleri, öğretmen dizileri, destan ve masallar okul kitaplarından alışık olduğumuz bir sevimsizlik içinde sunuluyor. Yayın piyasasının önemli bir bölümünü de son yirmi yıl içinde giderek sayıları artan dinci yayınlar oluşturuyor. Türk gücünü öven ve Müslümanlığın en üstün din olduğunu anlatan vurdulu kırdılı çizgi romanları,savaş öyküleri, ibret verici korku öyküleri gibi... Öte yandan her tür ideolojik koşullanmadan uzak durarak gerçekten çocuğun dünyasını keşfetmeye çalışan, çocuk bakışını yakalayan çağdaş bir çocuk yazını anlayışı da çocuk yazınındaki önemli bir gelişime de işaret ediyor. Bu yazın, gülmece ve taşlama türü kitaplardan sorun odaklı yazına, fantastik yazından gerçekçi yazına, öykü ve romandan şiire değin çeşitli alanları ve türleri kuşatıyor. Bu kitaplar yavaş yavaş başka dillere de çevrilmeye başlandı bile. Zaman içinde bu tür yayınların artacağını düşünüyorum, umuyorum. Yazarların gerçekleri gizlemeden çocukların dünyalarını bulgulamaya başlamaları, sıkıntıları ve sorunlarını sergilemeleri altmışlı yıllarda toplumsal sorunlara duyulan ilgiyle birlikte başlıyor. Bu açıdan küçük çapta da olsa Batı’daki gelişmelerle bir koşutluk olduğu söylenebilir. Küçük çapta, çünkü bu yıllarda başlayan olumlu kıpırtılar Batı’da olduğu gibi temel yapısal değişikliklere yol açmadığından, yani eğitimde köklü bir reform yapılmadığından ister istemez sınırlı kalıyor. Bu bakımdan çocuğa yaklaşımda öğretici eğilimler ve otosansür etkisini sürdürürken, bu anlayışı kıran ya da kırmaya çalışan yayınların sayısı da parmakla sayılacak kadar az kalıyor. Rıfat Ilgaz’ın, Aziz Nesin’in yapıtları gibi taşlama türleri bu alanda yapıcı örnekler verirken, gerçekleri yalın bir biçimde dile getiren yapıtlar da farklı sosyal kesimlerin yaşamlarından, örneğin köylülerin, köyden kente göç edenlerin, orta kesimin, aydın kesiminin, göçmen işçilerin yaşamından kesitler veriyor. Bu yapıtlarda ekonomik sıkıntılar, çalışan ailelerin sorunları, baskı ve şiddet, yabancı olma ve dışlanma gibi sorunlar gündeme geliyor. Son yıllarda çıkan çocuk yayınlarında, sözgelimi Almanya’da da tanınan Sevim Ak’ın yapıtlarında en göze çarpan özellik, çocuk bakışının yakalanmaya çalışılması. Yazarın kendi görüşlerini çocuğun ağzından vermekten kaçınması, doğrudan çocuğun dünyasından yola çıkması. sinin ve içinde bulunduğu ortam ve koşulların göz önüne alınması gerekiyor. Önemli bir sorun da bugün tüketim dünyasında yaşamımız. Tüketim toplumunda her şey anlık, duygular, etkiler yaratmaya yönelik. İzlediğimiz televizyon dizileri, medyada bize sunulan çoğu şey böyle. Bu yüzeysel yaklaşımlar insanların duyularını köreltiyor. Çocuk yazını içinde de yayınevlerinin çok satsın diye para kazanmak amacıyla çıkardıkları, çabuk tüketime yönelik, anlık etkiler uyandıran, sadece gerilim yaratmak için yazılan kitaplar var. Ancak yazının bunun çok ötesinde bir gizilgücü var ki, yazını yazın yapan değer de bu, anlık tüketimin çok ötesinde bir derinliği olması, okuyucuya bir şeyler kazandırması, çok yönlü, eleştirel düşünebilme, bir şeye farklı açılardan bakabilme, sorgulayabilme yetisinin geliştirilmesi, duyarlılığın, düş gücünün arttırılması. Aynı şey çocuk kitapları için de söz konusu. Çocuk kitaplarının içinde de çok yüzeysel, sadece satış amaçlı, çabuk tüketime yönelik kitaplar olabileceği gibi, çok farklı bir bakış açısı getirebilen, çocukları geliştirebilen, düşündürebilen, aynı zamanda eğlenceli olan kitaplar da var ki çocuk yazınını değerlendirmede belirleyici onları bir ayıklama yaparak nitelikliyle niteliksizi birbirinden ayırabilmek. Metinleri okuma, yorumlama ve değerlendirme sürecinde yararlanılan kuramlar etinlerin okunmasında tıpkı diğer yazınsal metinlerde olduğu gibi yorumbilimsel ve alımlama estetiğinin bileşimi bir yaklaşımdan yola çıkılabilir. (Bknz. Zehra İpşiroğlu, Yazında Alımlama Boyutları ve Çeşitlemeleri, İstanbul, Papirüs 1999). Ancak konu çocuk olduğu için tıpkı feminist yaklaşımda olduğu gibi ideoloji eleştirisi de önem kazanacaktır. Bu bağlamda yazarların kendi dünya görüşlerinin ışığında çocuğa nasıl baktıkları, nasıl bir çocukluk anlayışından yola çıktıkları vb ardalan bilgisini koşullayan sorular önem kazanacaktır. İdeoloji eleştirisi çocuk haklarının çiğnenmesi, otoriter eğilimler, ırkçılık, milliyetçi ve dinsel söylemler, toplumsal cinsiyet vb. temel sorunlar üzerinde durmaktadır. Günümüzde çağdaş bir çocuk yazarından beklenen çocuğu kendi kişiliği ve gelişme gizilgücü olan birey olarak ciddiye alması, onun dünyasını önemseyerek keşfetmesi, bu bağlamda da cinsiyet ayrımcılığı yapmadan çocuk haklarına sahip çıkabilmesidir. M Ömer Yaprakkıran Metnin değerlendirilmesi Metni ancak öykü ve söylem düzleminde bütünüyle kuşatan ve “çocuğa göre”liği göz önüne alan bir incelemeden sonra, değerlendirmeye geçilebilir. Değerlendirmede yazarın bakışı önem kazanacaktır. “Yazar çocuğun dünyasını verebiliyor mu, nasıl, yoksa kendi ideolojisini mi dayatmaya çalışıyor, öğretici yanı mı ağır basıyor?” vb sorular üzerinde durulabilir. Değerlendirmede dikkat edilmesi gereken temel noktalar: •Çocuğun anlayabileceği bir dil kullanılmış mı? •Kurguda tutarlılık var mı? Çocuk bakışı ne derecede yakalanmış? •Yazar, çocuğun dünyasına gerçekten girebilmiş mi, yoksa otoriter bakışın ya da parmak sallayan öğreticiliğin izlerini mi görüyoruz? •Anlatılanlar ne derecede çocuğa sesleniyor? Sansür ve otosansüre saplanmadan çocuğun yaşantısında yer alan konulara girilebiliyor mu, yoksa çocuk bunu anlayamaz düşüncesi mi ağırlık kazanıyor? •İdeolojik yaklaşımdan kaçınılabilmiş mi, yoksa yazar kendi dünya görüşünü çocuğa dayatmaya mı çalışıyor? •Anlatılanlarda cinsiyet ayrımcılık vb ideolojik eğilimler doğrultusunda bir güdümleme var mı? •Anlatılanlar çok katmanlı mı? Hem çocuk hem de yetişkin okuyucuya seslenen bir düzeyi yakalayabilmiş mi? ALMANYATÜRKİYE HATTINDA ÇOCUK YAZINI Çocuk yazını alanında yerli yapıtların az oluşu çevirinin ister istemez ağırlık kazanmasına yol açtı. Örneğin Almanya ve Türkiye arasında çocuk yazını alanında bir kıyaslama yaptığımızda çağdaş çocuk yazının oluşmasında daha bir arayış sürecinde bulunmamıza karşın, çeviri alanında inanılmaz bir zenginlik göze çarpıyor. Böylece bizim çocuklarımızın bir Batı ülkesindeki çocuk lara oranla farklı kültürlere ve dünyalara ilişkin daha zengin bir birikimleri olduğu söylenebilir. Ben bunu çok önemli ve güzel bir gelişim olarak görüyorum. Ancak burada belirleyici olan hem çevirilerin niteliği, hem de seçimi. Çağdaş Batı yazınının en önemli örneklerinin arı bir dille Türkçeye kazandırılması, hem çocuk kültürümüzü geliştirecek, hem de çocuğa yaklaşımımızda egemen olan otoriter yaklaşımı kıracak. Bu, Batı’ya öykünme değil, dış dünyaya açılarak kendimizi geliştirmek, yenilemek demek. Örneğin son yıllarda Alman çocuk yazınından yapılan çevirilerin içinde Christine Nöstlinger’in kitaplarının ağırlık kazanması çok önemli bir gelişim. Çocuk yazınının sağlıklı gelişim gösterebilmesinde çocuk yazını eleştirisi yönlendirici olabilir. Nitekim köklü bir eleştiri geleneği olan Batı ülkelerinde, eleştirinin önemli bir işlevi var. Eleştirel bakışın sağlam bir düşünsel temele dayanabilmesi için, çocuk yazınını değerlendirmede bazı temel ölçütleri tutmak gerekiyor. Bunları ana çizgileriyle iki noktada odaklaştırabiliriz: Çocuk kitaplarının yapıtın estetik bütünlüğü içinde okunması ve tarihsel ve toplumsal bağlamı içinde incelenmesi ve değerlendirilmesi, daha somut bir deyişle, yazarın duruşunun, dünya görüşünün çıkarılması. Çocuk yazınının tıpkı yetişkinler için yazılan yazınsal metinlerde olduğu gibi çözümlenmesi, yorumlanması metinin dilinin, gönderme alanlarının, anlamsal boyutunun ve katmanlarının, iletisinin çıkarılması anlamına geliyor. Nitelikli çocuk yazınının özelliği çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de seslenebilmesi. Çünkü sonuçta yetişkinler çocuklar için çocuk kitaplarını okuyan, seçen ve değerlendiren aracı konumundalar. Ayrıca günümüzde çocuk ve yetişkin arasındaki sınırlar da yavaş yavaş çözülmeye başladı. (Her yetişkinin içinde çocuğun, her çocuğun içinde de yavaş yavaş gelişmekte olan bir yetişkinin olması). Özellikle çocuk klasiklerinin hem çocuklara, hem de yetişkinlere seslenen bir gücü olması da buna örnek gösterilebilir. Sözgelimi Mark Twain’in “Tom Sawyer”i ya da Lewis Carrol’ın “Alice Harikalar Diyarında” gibi bir kitabı, çocuk okuyucuyu olduğu kadar yetişkin okuyucuyu da hedefliyor. Çocuk yazınının alımlanmasında yetişkinler için yazılan yazından farklı olarak çocuğa görelik önemli. Çünkü nitelikli çocuk yazının yetişkinlere seslenme gücü olsa bile, çocuk yazınının birincil okuyucusu gene de çocuk. Kuşkusuz çocuğa göreliği belirlerken çağdaş dünyada çocuğa nasıl bakıldığı, bugünün çocukluk anlayışının ne olduğu önem kazanacak. Çünkü çocuğa görelik de tarihsel süreç içinde değişen bir kavram. Bu açıdan çocuk yazınını değerlendirirken çocuk okuyucunun yaş, yaşam deneyimi ve alımlama kapasite ilan renkli Çocuk yazınında metin alımlaması Çocuk yazınının yetişkinler için yazılan yazınsal metinlerde olduğu öykü ve söylem düzleminde okunması, çözümlenmesi, yorumlanması, bu bağlamda metinin dilinin, gönderme alanlarının, anlamsal boyutunun ve katmanlarının, iletisinin metinde kullanılan imgelerin, motiflerin ve eğretilemelerin göz önüne alınarak çıkarılması. Nitelikli çocuk yazınının özelliği çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de seslenebilmesidir. Çünkü sonuçta yetişkinler çocuklar için çocuk kitaplarını okuyan, seçen ve değerlendiren aracı konumundadırlar. Ayrıca günümüzde çocuk ve yetişkin arasındaki sınırlar da yavaş yavaş çözülmeye başlamıştır. (Her yetişkinin içinde çocuğun, her çocuğun içinde de yavaş yavaş gelişmekte olan bir yetişkinin olması). Özellikle çocuk klasiklerinin hem çocuklara, hem de yetişkinlere seslenen bir gücü olması da buna örnek gösterilebilir. Çocuk yazınının alımlanmasında yetişkinler için yazılan yazından farklı olarak çocuğa görelik önem kazanıyor. Çünkü nitelikli çocuk yazının yetişkinlere seslenme gücü olsa bile, çocuk yazınının birincil okuyucusu gene de çocuktur. Kuşkusuz çocuğa göreliği belirlerken çağdaş dünyada çocuğa nasıl bakıldığı, bugünün çocukluk anlayışının ne olduğu önem kazanacaktır. Çünkü çocuğa görelik de tarihsel süreç içinde değişen bir kavramdır. Bu açıdan çocuk yazınını değerlendirirken çocuk okuyucunun yaş, yaşam deneyimi ve alımlama kapasitesinin ve içinde bulunduğu ortam ve koşulların göz önüne alınması gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle