01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 ŞUBAT 2007 CUMA bilim/vaziyet Aydınlanma Çağında Teknoloji Osman BAHADIR ydınlanma, insanın aklın gücüne inanması ve maddi ve sosyal yaşamını aklının eleştirel gücünü kullanarak dogmalardan uzak biçimde ve eşitlik ve özgürlük temelinde düzenlemesidir. Aydınlanma düşüncesinin ve felsefi hareketinin 17. ve özellikle de 18. yüzyıl Avrupa’sında ortaya çıkmasının nedeni, bilimsel devrim sırasında ve sonrasında büyük bilim insanlarının art arda büyük bilimsel keşifleri gerçekleştirmiş olmasıdır. Yaratılan bu bilimsel keşifler insan aklına güvenmek için sağlam bir temel oluşturmuştur. Aydınlanma düşünürleri, doğayı anlamada başarılı olan insan aklının, kendi özgürlük, eşitlik ve mutluluğunun sosyal bakımdan inşasına da yetenekli olduğunu anlamışlar ve bunu göstermeye çalışmışlardır. Bilim olmadan teknoloji olmaz. Aydınlanma çağı da, mevcut bilimiyle kendi teknolojisini yaratmıştır. Bu teknolojiyi yaratanlar, hem dönemin önde gelen bilim insanları, hem de çağın biliminden ve bilimsel atmosferinden etkilenerek ve yararlanarak yaratıcı girişimlerde bulunan bazı meslek sahibi insanlardır. Aydınlanma çağı, teknolojisever bir çağdır. Bu dönemde sağlık koşullarında iyileştirmeler sağlanmış, kol gücüyle üretimin yerine makine gücünün geçirilmesi çabaları ve imkanları artmış ve insan, yaratıcı muhayyilesinin eylem alanını gökyüzüne çevirmiştir. Yağmur Ekim C Yorumlar insanlık dışı ve iğrenç tutumuna karşı uzun yıllardır birikmiş olan öfkenin dev bir dalga biçiminde ortaya çıkmasına vesile oldu. Kendilerinin ve ya da ortaklarının gerçekleştirdiği bu cinayete karşı oluşan meşru nefret selinin Türkiye toplumunun geniş kesimlerinde yankı bulması, egemen sınıfları savunma pozisyonuna itmiş bulunuyor.” “Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır diyen herkes, Türkiye üzerinde oynanan karanlık oyunlardan bahseden herkes, bu saldırının yabancı ülke parlamentolarında ‘sözde’ Ermeni soykırımı kararlarının alındığı günlere denk geldiğinden bahseden, böylece hem Dink’in ‘soykırım’ dediği için bu ülkede yargılanmakta olduğunu, bu yüzden tehditler aldığını saklamaya çalışan, hem ya da sallamak eylemi zikzak çizmeyi temsil eder. Sözcüklerde yinelenen ‘s’ işareti ise iki yana da baktığı için, simgecilikte çift değerli olmayı ve bu oyunda kurnazlığı anlatır. Bu oyun şimdi medyada oynanıyor. Sahne, bazı televizyon ekranları: oyuncular akademisyen ya da araştırmacı, ama konuşmalar bilimsel gerçeklerden çok uzak. Amaç halkın kafasını karıştırmak. Alçakça bir cinayetin kurbanı olan Hrant Dink’in (edinilen bilgilere göre polisi ırkçı adrese götürecek biçimde hazırlandığı izlenimi veren) katiliyle milliyetçiyurtsever insanları aynı kaba koyuyor ve katilden ulusalcı diye söz ediyorlar. (Katilin İslamcı kimliği de var, ama o şimdi örtülüyor) Konuşmacılar ulusalcıları, yurtseverleri, milliyetçileri faşist, ırkçı ilan ediyorlar. Bir zamanlar sosyalizm halkın gözünde (ABD’nin desteğiyle) nasıl kirletilmeye çalışıldı ve sosyalistler üzerinde baskı kurulduysa bugün de yurdunu sevmek ve korumak, kirletilip aşağılanıyor. Halk onları seyrediyor; ve acı çekerken bile kocasının katilini üreten karanlığa, sebep sonuç ilişkisine dikkat çeken Rakel Dink ile halkın sorunlarına yabancılaşmış, ‘güç’ten yana olan, kafa karıştırmaya çalışan ‘aydınların’ farkını görüyor.” 17 Wolfowitz’in çorabı delikmiş. Biz onun kulağını delik bilirdik! Ş A Watt’ın buhar makinesi fakat makinenin verimi İskoç mühendis James Watt’ın 1769’daki icadına kadar makinenin verimi düşük kaldı. Buhar makinesi düzenli bir enerji sağladı ve böylece su değirmenlerinden farklı olarak enerji kaynağının herhangi bir yere kurulabilmesi imkanını sağladı. Bu imkan sanayi devrimine büyük bir ivme kazandırdı. Aklın özgürlüğünü kazanması, teknolojik gelişmelere de ivme kazandırmıştır. Aydınlanma çağı teknolojisever bir çağdır. GAZOMETRE Aydınlanma düşüncesinin önemli bir örneği, Antoine Laurent de Lavoisier, modern kimyanın kurucusudur. O hassas ölçme aletleri geliştirdi ve bu aletleri kullanarak düzenli bilimsel deneyler yaptı. Diğer keşifleriyle kimyasal elementlerin yeni Lavoisier ve Meusnier’nin katalogunu gazometresi hazırladı. Laplace ile birlikte ilk ısı ölçme deneylerini yaptı. 1787’de JeanBaptiste Meusnier ile birlikte tasarlamış olduğu gazometreyi kullanıp oksijen ve hidrojeni birleştirerek suyun sentezini ilk defa olarak gerçekleştirdi. Kimyasal tepkimelerde kütlenin korunumu kanununu ortaya koyan Lavoisier ayrıca flojiston teorisini reddederek kimyada bilim öncesinden kalan izleri nihai olarak yok etti. İMDİ internet siteleri moda. Buyurun size Hrant Dink cinayeti üzerine “Hepimiz Ermeniyiz” diyen bir sitedeki “düşünür”lerden yorumlar: “Provokasyonlardan, menfur emellerden, dış mihraklardan söz ediyor devlet. Ülke çapında, yükselen Ermeni öcüsünün, fanatizmin, milliyetçiliğin başmimarı değilmiş gibi davranıyor. Daha dün, barışın, kardeşliğin, dil ve kültür çeşnisinin, tutarlı demokratizmin cesur savunucusu Dink’i yargılayıp kodese tıkmak isteyen, milliyetçilere, dolaylı ve incelikli bir şekilde onu hedef gösteren bu devlet değil miydi? Daha dün, devletin Genelkurmay Başkanı, Ermenilerin Türkleri nasıl katlettiklerine dair belgeler yayımlamamış mıydı? Ermenilerin değil, Türklerin katledildiklerini açıklayarak, fanatik milliyetçilere, Ermenilerin katliamcı olduğu mesajını vermemiş miydi?” “Dink’in katli, Türk gericiliğinin de esas katili, yani İttihat Terakki’nin gizli operasyoncu, linççi, kudurgan Türkçü ruhunu bu memlekette hâlâ yaşatanları koruma altına alan herkes Hrant’ın katlinde sorumluluk payı sahibidir.” “Türk kontrgerillasının demokrat yazar sevgili Dink’i katletmesi, Türkiye’deki tüm ilerici çevrelerin haklı tepkisine ve Türk egemen sınıflarını ve devletini hedef alan açıklama ve protesto eylemlerine yol açtı. Alçakça bir cinayete kurban edilen Dink’in ulusal kökeni nedeniyle açıklama ve protestoların, jenoside tabi tutulmuş Ermeni halkıyla dayanışma duygusunu yansıtması ve büyütmesi ve Türkiye sol hareketinin ‘Ermeni sorunu’na olan duyarlılığını ilk kez bu denli açık biçimde sergilemesine vesile olmasını da olumlu bir öğe olarak kaydetmek gerekir.” Salıncak Sefası GÖLGE oyunlardaki “Salıncak Sefası” oyununu anımsatıyor Yıldız Cıbıroğlu ve oyunun sonunda seyircinin nasıl bir ders çıkardığından söz ediyor: “Hacivat’ın kurduğu salıncağa Karagöz talip olur ‘Gelen gideni sallarım, kazandığım paraları da bölüşürüz’ der. Hacivat kabul edip gider. Karagöz müşterilerden paraları topladığı halde Hacivat’a alamadığını söyleyecektir. Ancak salıncakta sallanmak için gelen son müşteri kurnazlıkta Karagöz’den de baskın çıkar ve ‘Sallama dersem, salla; salla dersem, sallama’ der. Karagöz ‘Bu ne ters iş be’ diye söylenir ama para kazanmak için adamın istediğini yapmaya çalışır. Salla, sallama, salla, sallama, derken Karagöz’ün kafası iyice karışınca müşteri ‘Sen ne kadar kalın kafalı adamsın. Ben sana ne dedim. Sallama dedim sallayacaksın, ne zamanki salla dedim sallamayacaksın’ diye çıkışır. Oyunun sonunda müşteri salıncaktan düşer, Karagöz bir tokat atar, ‘Seni gidi uğursuz kerata seni, ters lakırdılarla beni şaşırttın’ der. Oyundaki bu sahnenin ‘kafa karıştırma’yı anlatmadaki başarısı doruktadır ve evrensel niteliktedir. Salıncak Isparta Isparta Valisi Şemsettin Uzun’un, Uğur Mumcu’yu anma etkinliği kapsamında Atatürk anıtına çelenk konulmasına izin vermediğini biliyor musunuz? Diyalog Akif Kökçe: “Amerika’nın dinler arasında bir sorun yokken kurduğu ‘dinler arası diyalog’da düşünceler değil kurşunlar konuşuyor!” John Harrison’un çift terazili deniz saati (1745) İnadına Anıl Öçal: “Ulus devlet savunmasının; küresel yalakalar tarafından telli medyasının da desteği ile suç haline getirilmesi halinde de söyleyeceğim, söylüyorum: Evet ulusumun yurtseveriyim!” 18.yüzyıl, fikir hareketleriyle birlikte ilerleyen tekniklerin geliştiği, her şeyin test edildiği, en ciddi ya da en fantezist keşiflerin bir arada görüldüğü bir çağ oldu. 1745’te İngiliz John Harrison, Londra’da Kraliyet Derneği’nde, denizcilikte temel bir aygıt olan çift terazili bir deniz saatini izleyicilere sunuyordu. Kâşifler aynı zamanda estet kişilerdi. Bu insanlar bazen Benjamin Franklin veya Beaumarchais gibi bir elleriyle yazan, diğer elleriyle de yapan entelektüellerdir. Franklin 1752’de paratoneri keşfetti ve 1784’te de iki odaklı gözlüğü yaptı. Beaumarchais ise 1755’te kurmalı saatı icat etti. 19. yüzyılın sanayi devrimini müjdeleyen otomatik dokuma tezgahı, Aydınlanma çağının ürünüdür. İlk kez bu çağda kimya simyanın önüne geçmiştir. TEKSTİL ENDÜSTRİSİNE DOĞRU 1737’de Jacques de Vaucanson, ne yazık ki günümüzde artık kaybolmuş olan ilk otomatlarını oluşturdu. 1741’de ipek üretimi müfettişi oldu ve kumaş üretimi işlemlerini teknik olarak iyileştirdi ve geliştirdi. 1746’da o, tamamen otomatik olan ilk dokuma tezgahını yaptı. Bu tarihten 50 yıl sonra Vaucanson’un dokuma tezgahı Joseph Jacquard, delikli kartonlardan bir tertibat ekleyerek bu tezgahı mükemmelleştirdi. Vaucanson’dan itibaren iplikçilik ve dokumacılık hızla gelişti ve sanayi çağına girdi. ONTGOLFİER KARDEŞLERİN UÇUŞU 1783’te Montgolfier kardeşler, ilk balon uçuşunu gerçekleştirdiler. Aydınlanma’nın en neşeli deneylerinden biri hiç kuşkusuz budur. İki yıl sonra Fransız JeanPierre Blanchard ve Amerikalı John Jeffries, ilk uluslararası seyahati Douvre ile Calais arasında yaptılar. Seyahat sırasında balonun sepetini hafifletmek için geziyi neredeyse çıplak olarak bitirmek zorunda kalmışlardı. Aynı yıl Blanchard hayvanları paraşütle sepetten atma deneyleri yaptı. Deniz üzerinde buhar makinesi ile çalışan bir geminin patentini ilk kez İngiliz Jonathan Hulls 1736’da aldı. Bu teknik 1775’te Seine nehri üzerinde ilk kez uygulandı. Karada ise İngiliz Abraham Darby 1738’de dökme demirden ray yaptı. 16. yüzyıldan beri kömür madenlerinde atlar tarafından çekilen vagonlar ağaçtan raylar üzerinde hareket ediyordu. Kızılay Zehra Top: “ABD Başkanı Abraham Lincoln’un oğlunun öğretmenine yazdığı mektubu kendi yazmış gibi öğretmenlere göndererek ahlak ve erdem dersi veren Kızılay Başkanı’na en yüksek ahlak ve erdem madalyası takılsın!” FAKİRLERİN EKMEĞİ Patatesin orijini Güney Amerika’dır. Avrupa’da ilk kez 16. yüzyılda görüldü. Patatesin Avrupa’da yaygınlaşmasını sağlayan, beslenme uzmanı Fransız Antoine Parmentier’dir. 1750’de besleyici özelliklerini ilk kez o keşfetti. Patatesin tüketilmesi de o zamandan itibaren durmaksızın yükseldi. 16. Louis’nin deyişiyle patates fakirlerin ekmeği oldu. Beslenme alanında bir başka büyük ilerleme konserve tekniklerinin ilk defa geliştirilmesi suretiyle oldu. 1780’den itibaren şekerci Antoine Parmentier (1812) Nicolas Appert konserve teknikleri geliştirdi. Tıpta bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelenin ilk adımları atıldı. İngiliz Edward Jenner, "variolisation" metoduyla çiçek hastalığına karşı aşının koşullarını hazırladı. Memleket Anıl Öçal: “Bir orman gibi kardeşçe yaşamayı savunurken; Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim olmaktan çıkıyor mu usta?” Karışık Nami Tepe: “ABD’nin Ankara Büyükelçisi, Irak’ın iç işlerine karışmamamızı öğütlemiş. Çünkü o işi kendileri yapıyor!” M Petrolde ulusal çıkar kalmamış... “İşte şimdi Türkiye’de petrol çıkar!” Süleyman Nazif’in hatırası Üstad Süleyman Nazif merhumun hürmetkârları, dün Firakı Irak mübdiinin (yaratıcısının) hatırasını yadetmek üzere, Şair Mithat Cemal Bey’in Şişli’de Osmanbey civarındaki hanesinde hazin ve samimi bir ictima (toplantı) akdetmişlerdir. Acı bir hakikat olarak, aramızdan ebediyen uzaklaşan ve Edirnekapı Şehitliği'nin asude servileri altında ebediyete tevdi edilen üstad için dün toplananlar vücudun fenasına (yok olmasına) ve ruhun bekasına (kalıcılığına) bir defa daha kani olmuşlardır. Hatırası münevver zümresi gönüllerinde başlayan üstadın gaybubeti (yokluğu), dün kendisini sevenler için daha hazin, samimi ve yakından olarak hissedilmiştir. Dünkü ictimada üstadı azâm Abdülhak Hamit Bey ile merhumun biraderi Faik Ali, Edip Ali Ekrem, Baha ve Atıf beyler hazır bulunmuşlardır. Heyecanlı ve ateşli eserleriyle, edebiyat âleminde başlı başına bir edebi devir hâlkeden (yaratan) ve Ziya Gökalp’ten sonra gençliğe hayat şahrahını (ana yolunu) gelen esasları tesbit etmek meselesi de görüşülmüştür. Dünkü ictimada tesbit edilen esaslar, gelecek hafta yine toplanılarak mevzubahis edilecek ve bu hususta kati karar verilecektir. Dünkü ictimaya iştirak eden edebi şahsiyetler arasında, bilhassa Hamit derin ve bariz bir hüzün içinde idi. Makber hâlikinin (yaratıcısının) dehayı gösteren gözlerinde, bir hafta evvel makbere (mezara) tevdi edilen Nazif için samimi yaşlar toplanıyordu. Abdülhak Hamit, ulvi bir teessür içinde dün, Nazif’in edebi hatıralarından bahsetmiş ve Serveti Fünun edebiyatının bu mümtaz şahsiyeti hakkındaki intibalarını (izlenimlerini) nakleylemiştir. Ayrıca Nazif'in edebiyattan maada gazetecilik hayatı da mevzubahis olmuştur. Gelecek ictimada lâzım gelen kararlar alındıktan sonra merhumun kıymetli eserleri tab ettirilecek ve Edirnekapı Şehitliği'nde üstada layık bir mezar yaptırılacaktır. 15 Ocak 1927 Cumartesi BUHARLI ALETLER Fransız fizikçi Denis Papin, 1679’da düdüklü tencerenin atası sayılan basınçlı tencere aygıtını icat etti. 1687’de buhar makinesinin çalışma prensibini buldu. Fakat buhar makinesinin çalışan ilk modelini 1711’de gerçekleştiren, İngiliz Thomas Newcomen oldu. 18. asrın ilk yarısında bu sistem iyileştirildi Süleyman Nazif Bey. gösteren üstadın hatırası, dün taziz edilmiş (onurlandırılmış) ve merhumun gençliği, edebi hayatı, eserleri hakkında samimi ve ulvi hatıralar yadolunmuştur. Bundan maada (başka), Nazif’in eserlerini nisyandan (unutuştan) kurtararak tab ettirmek (bastırmak) ve merhuma layık olacak bir derecede mezar inşası için lâzım İlk balon uçurulurken (1783)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle