27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 AK EMEKLİLİK GENEL MÜDÜRÜ MERAL AK EGEMEN: İŞTEN AYRILMAMA ÖNKOŞULU GETİRİLİYOR C ekonomi İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER EYLÜL CUMA Çalışanı ‘bireysel’ bağlayacak FATMA KOŞAR VARŞOVA Dünya sigortacılığının zirve örgütü Life Insurance Marketing and Research Associated (LIMRA) Türkiye İcra Kurulu’nun ilk başkanı, Ak Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen, bireysel emekliliğe kurumsal katılımı teşvik etmek amacıyla pek çok ülkede uygulanan ‘‘hakediş süresi’’nin Türkiye’de de yasalaşmak üzere olduğunu bildirdi. Egemen’in verdiği bilgiye göre, çalışanın işverene taahhüdü önkoşul olacak. Egemen, söz konusu düzenlemeden sonra kurumsal katılımda patlama beklediklerini kaydetti. Egemen, hayat sigortacılığı işinin, konut kredileri nedeniyle son iki yılda yüzde 100 büyüdüğünü kaydetti. Araştırma, pazarlama ve dağıtım hizmetleri sunan LIMRA’nın 2006 Avrupa Yıllık Toplantısı, Polonya’nın başkenti Varşova’da yapıldı. LIMRA Türkiye İcra Kurulu’nun ilk başkanı, Ak Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen de toplantıda Türkiye’yi temsilen ‘‘Türkiye’de Banka Sigortacılığı’’ başlıklı bir konuşma yaptı. Olmaz Olmaz on kat inşaatın imar dışına çıkma anlamına gelmediğini savunuyor. İnşaat şirketinin yetkilileri de yer üstünde 2530 kat yükselecek 100 bin metrekarelik alan üzerindeki dev inşaatın proje çalışmasının en az 6 ay süreceğini, ruhsatın alınmasının da daha uzun zaman alacağını itiraf ederek, inşaatın çevreye zarar vermemek üzere yapıldığını savlıyorlar. Sabancı kulelerinin karşısındaki, tartışmalı Dubai kulelerinin İETT garajının yanındaki gökdelen inşaatı işte bu koşullarda hızla yükseliyor... AKP’nin iktidar, icraat, çıkar anlayışının simgelerinden sadece bir küçük örneği oluşturuyor... Güncel örnekler içinde Suudi Arabistan Kralı’na ait Sevda Tepesi de sayılabilir. Özel yasa taslağı Boğaz’da yapı değişikliğine gidemeyenler için yolu da açıyor. Boğaz’daki yapılarda değişikliğe gidenler Sevda Tepesi ile açılan yolda, arsalarının yüzde 50’sini belediyeye devrederek iskân izni alabilecekler. Kaçak yapılaşma bedeliyle yasallaşacak. Sevda Tepesi üzerinden bir de kamuoyuna baskı niteliğinde geliştirilen haberler var. Kral yasası çıkmazsa, belediyenin çok büyük bedeller ödeyerek Sevda Tepesi’ni geri almak zorunda kalacağı, İstanbullulara çok pahalıya mal olacağı tehdidi yapılıyor. Yine güncel haber olarak Hürriyet’in cumartesi günü manşetine çıkan, iş adamı, Hasan Bayraktar’ın Tepecik Belediye Başkanı’nı rüşvet istediği gerekçesi ile yakalatması eylemi var. Bayraktar’ın rüşvet vermeyi reddetmesi üzerine yaşananlar ayrıntıları ile anlatılıyor... Çıkar ilişkilerinde günlük haberlerle durum vaziyetler böyle izlenirken, siyasal İslamcı kayırmalara ilişkin uygulamalarda da elbette tırmanış yaşanıyor. Danıştay’a silahlı baskında bir yargıcı şehit edip ikisini yaralayan Alparslan Arslan’ı, aslanlar gibi savunan, İslam, Kuran düşmanlarını tehdit eden, gereken dersin verilmesini isteyen, bu ülkeye yüz bin şehit verdiklerini söyleyen baba İdris Arslan’ın Milli Eğitim müfettişliği devam ediyor. Duruşmada gazetecileri de tehdit eden İdris Arslan’a, Bakanlık soruşturması sonunda verile verile kınama cezası verilmiş. Bu da görevden almaya yeterli değilmiş. Ancak hakkında açılan davada hapse mahkum olursa müfettişlik görevi sona erdirilirmiş.. Başbakan’ın, camide linç olayının varlığını reddetmeye çalışan, medyanın tarikatcemaat suç ilişkilerine giren haberlerini kınadığı açıklamasının anlamı üzerinde ise söylenebilecek söz bile yok... [email protected] Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen, çalışanların bireysel emeklilik ödemesini hak etmek için işverenle sözleşme imzalamasına ilişkin düzenlemenin yakında yasalaşacağını bildirdi. Egemen, bu sürenin büyük olasılıkla 7 yıldan az olmayacağına dikkat çekti. Ak Sektördeki gelişmelerle ilgili olarak Türk gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Egemen, geçen yıl hayat ve hayat dışı ürünlerde ABD’de 1453 dolar olan kişi başına primin, Asya’da 198 dolar, AB’de 2 bin 459 dolar ve Türkiye’de 81 dolar olduğunu ifade etti. Türkiye nüfusuna bakıldığında büyük bir potansiyel bulunduğunu ve pazarın yabancıların ilgisini çektiğini belirten Meral Ak Egemen, ‘‘Satınalma ve birleşmelerde büyük bir artış bekliyoruz’’ dedi. Türkiye’nin 2003 yılında tanıştığı ve söz konusu yıl toplam 40 bin YTL’lik fon büyüklüğüne ulaşan bireysel emeklilik sistemi bugün 1 milyar dolarlık fon büyüklüğüne sahip. Fon birikiminin 2009’da 15 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Mortgage ile hayat sigortacılığında ciddi bir ürün çeşitliliği olacağını belirten Meral Ak Egemen, Avrupa’daki bütün ürünlerin Türkiye pazarına getirileceğini anlattı. Egemen, ‘‘Örneğin 25 yıllık konut kredisi aldığınızda, 25 yıllık hayat sigortası yaptırabileceksiniz. Dolayısıyla 25 yıl dolmadan önce başınıza bir şey gelirse şirket borcunuzu üstlenecek’’ diye konuştu. Ak Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen ve LIMRA International Dünya Başkanı Robert Kerzner, Varşova’da soruları yanıtladı. zirvesi İstanbul’da yapılacak LIMRA’nın yıllık toplantılarına 2002’den beri katılan tek genel müdür olan Ak Emeklilik Genel Müdürü Meral Ak Egemen’in çabaları sonucunda sigorta dünyası 2007 yıllık toplantısını Türkiye’de yapmaya ikna oldu. Bu kararda Türkiye’nin sigorta sektöründe oldukça cazip bir pazar olmasının da lobi faaliyeti kadar etkisi büyük. Ak Emeklilik Genel Müdürü Egemen, toplantıya politika ve ekonomi dünyasından sürpriz isimlerin katılacağını bildirdi. Egemen, aksama olasılığına karşı adlarını açıklamadığı ünlülerden birinin bir saatlik konuşma ücretinin 1 milyon dolar olduğunu söyledi. Egemen, 45 ülkeden ortalama 850 şirketin üye olduğu LIMRA’nın İstanbul’da yapılmasının ‘‘yabancının pazara ilgisini su yüzüne çıkaracağını’’ aktardı. Zirvenin Türkiye’nin tanıtımına büyük katkısı olacağını sözlerine ekleyen Egemen, LIMRA’nın yıl boyunca web sayfasında İstanbul organizasyonunu duyuracağını vurguladı. Walesa: Dünyanın lidere ihtiyacı var ‘‘Dayanışma’nın efsanevi adı’’ ve eski Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa dünyanın yeni dengesinde Hindistan ve Çin’in çok önemli olacağına işaret etti. Walesa, toplantıda katılımcıların sorularını yanıtlarken, bu noktadan sonra komünizme dönüşün imkânsız olduğunu belirtti. Küreselleşmenin ahlaki değerleri erozyona uğrattığını belirten Walesa, ‘‘Bence artık dünya üzerinde politik ve ahlaki bir lider yok. Dünyanın böyle liderlere ihtiyacı var’’ dedi. Sıcak değil soğuk savaşların olduğu bir dönemde Amerika’nın askeri güce ve finansal güce sahip olmasına karşın ahlaki bir lider olamadığını belirten Walesa, ‘‘ABD’nin politik ve moral gücü var mı dersiniz’’ diye sordu. Walesa bir soru üzerine, ‘‘Neden mi sendikalarda değilim, o zaman eski devlet başkanları sendikası kurmam gerekirdi ki kaç üye bulurum bilmiyorum’’ diye konuştu. Avrasyalı işadamının Türkiye çıkatması Ekonomi Servisi Türkiye Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu’nun (TUSKON) düzenlediği ‘‘TürkiyeAvrasya Dış Ticaret Köprüsü’’ adlı toplantıya, çoğunluğu Rusya, Azerbaycan ve Ukrayna’dan 532 işadamı katılacak. Türkiye ile Avrasya arasında dış ticaret hacminin 2 milyar dolar artması bekleniyor. İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda 1718 Eylül’de gerçekleşecek ve 13 ülkeden 532 işadamı ve üst düzey bürokratların da katılacağı toplantıda Türkiye’den de 1800 katılımcı olacak. Rus heyeti, tuğla üretimi, süt ürünleri üretimi, ambalaj sanayii, deri, tekstil ve turizm konularında Türk ortak arıyor. Toplantıya, geçen yıl Rusya ile doğalgaz krizinde adı sıkça duyulan Ukrayna Enerji Bakanı Ivan Plachkov’un da gelmesi bekleniyor. Türk müteahhidi Avrasya’da marka Ekonomi Servisi TUSKON (Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu), Avrasya bölgesi ile Türkiye’nin işadamlarını TürkiyeAvrasya Dış Ticaret Köprüsü organizasyonu ile buluşturdu. İstanbul Lütfi Kırdar’daki açılışta konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk şirketlerinin Avrasya’da 8 milyar doları aşan doğrudan yatırımı olduğuna ve Türk müteahhitlerinin 2005 sonu itibarıyla 35 milyar dolara yakın, 1700’ü aşkın proje yürüttüğüne dikkat çekerek ‘‘Türkiye bölgede müteahhitlik alanında bir marka haline gelmiştir’’ dedi. nsanın, bu kadarı da olmaz diyesi geliyor. Ama olmaz olmazların bal gibi de olduğu, hep birlikte izlediğimiz hakhukuk çiğnemede, haksız çıkar sağlama, yağmada sınır tanımayan, geçmiş iktidarların en kötülerini mumla aratan icraatların ardı arkası kesilmiyor.. Her gün önlerinden geçtiğim için Sulukule sakinlerinin, evlerinden edilme projesine ilişkin kaygılı sorularını, yakınmalarını, çaresizliklerini dinlemeye alıştım. Dönen dolapların boyutu ise kavranacak gibi değil.. Sulukule sakinlerinin karşısına alıcı olarak çıkarılanlar, bu fiyatları biçenler belediye ya da yeni yerleşim projesinin adayı bildiğimiz Toplu Konut İdaresi görevlileri değillermiş. Gerçi toplu satışa yönelik resmi toplantılar, yazılı çağrılar belediyenin ilgili, görevli dairelerinden. Alıcı olarak gösterilenler ise belediyenin etrafında kümelenmiş partili mafyalaşmış müteahhitler. Arsası, evi olan mahalle sakinlerinin günde birkaç kez kapısını çalanlar, yarı tehdit bir an önce satışların, tabii ki trajikomik düşük fiyatlarla, kendilerine yapılmasını isteyenler bu tipler... Dönüşüm projesi kararı kapsamında, bu tehditle, bedavaya kapatma operasyonunun anlamı açıklanamayacak kadar açık. Sulukule sakinlerinden ucuza kapatılan arsa ve evler, besbelli gün, ay farkı ile çok farklı fiyatlarla ya belediyeye ya da Toplu Konut İdaresi türünden buranın teslim edileceği işletmeye devredilecek. Belediyenin çevresinde mafyalaşmış, partili kadrolar görülmüş olacak. Kimbilir belki de bu belediyenin partili müteahhitlerine doğrudan iş yaptırılacak. Çünkü Sulukule üzerine, Anakent, Fatih belediyelerinin açıklamaları çelişkiler yumağı... Sulukule sakinleri, sinema ve dizilerde uyanık, hakkını arayan, susmayan karakterler olarak sunulsalar da, tehditler karşısında yılgın, ne yapabileceklerini bilemez durumdalar. Kendisi müteahhide verse en azından iki daire sahibi olabileceği bir arsayı, sur içinde değerli bir yeri, neden bir başka şahsa, değil bir daire, bir yıllık kira getirisinin altında değerde satmak zorunda olduklarını mırıldanarak sorguluyor, için için isyan ediyorlar.. ??? AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler, yapı ruhsatı olmadan İstanbul’un ortasına alışveriş merkezi, konut inşa ediyor. AKP’li Kâğıthane Belediyesi Başkanı Fazlı Kılıç, Milliyet’te yayımlanan habere göre arazinin zemininde geçmişte yaşanan çökme nedeni ile tahkimat ruhsatı verdiklerini söylüyor. Yayımlanmış fotoğrafta görülen yerin altına doğru İ S evgili okurlarım, dünyadaki ve Türkiye’deki olaylar baş döndürücü bir hızla gelişiyor. Medyamız bunları, tek tek, bireysel nitelik taşıyorlarmış gibi aralarında bağlantı kurmadan kamuoyuna aktarıyor. Oysa, doğru çözümlemeler yaparak, olayların aralarındaki ilişkileri teşhis edip gerekli önlemleri almamız gerek. ??? Denklemin birinci değişkeni Papa. Papa ’nın İslama karşı söylediği sözler bütün dünyayı sarstı, İslam dünyasını ayağa kaldırdı; neredeyse ikinci bir karikatür krizi yaşanıyor. Güya özür diledi ama kimse bu özre kulak asmadı. Papa, aslında, Sovyetler’in yıkılışından sonra Huntington’un ABD’yi canlı ve dinamik tutmak için oluşturduğu HıristiyanMüslüman çatışması kuramına uygun davranıyor. Karikatür krizi de bu amaçla icat edilmişti: ABD’nin, dünya liderliğinin devamı ve pekiştirilmesi için bir düşmana gereksinmesi var. Böylece yandaşlarını etrafında kolayca toplayacak ve stratejik hedeflerine kolayca saldıracak. Nitekim Papa ’nın açıklamaları Bush’un ‘‘İslamofaşistler, çağımızda Hitler gibi tehdit oluşturuyorlar’’ tezinin hemen üzerine geldi. ??? Denklemin ikinci değişkeni Irak. AYDINLANMA EMRE KONGAR Papa Irak İsmailağa PKK AB ve Çin diğiniz için’’ hücum eder. Amerika’nın buradaki projesi karşı kampta yer alan İslamcıları ‘‘kendinden yana ve kendine karşı’’ olarak bölmek ve kendinden yana bir siyasal İslam yaratarak (ki bu zaten çekirdek olarak vardır) hem düşmanı zayıflatmak, hem de stratejik hedeflerine ulaşmada kolaylık ve destek sağlamaktır. Amerika’ya göre, laik ve demokratik Türkiye’nin bu model içinde yeri yoktur, Türkiye, ABD’den yana bir siyasal İslam ülkesi olmalıdır. İsmailağa cemaatinin gelişmesi, cinayet ve linç, işte bu proje bağlamındaki oluşumların bir örneğinin somut dışa vurumudur. ??? Denklemin dördüncü değişkeni PKK, Amerika’nın Ortadoğu projesinde desteklediği Kürt oluşumunun bir uzantısıdır; ABD’nin Irak’a yerleşmesinden sonra yeniden canlanmıştır. HıristiyanMüslüman çatışmasında kullanılacak ‘‘Amerika’dan yana olan dinci gruplara verilen milli Bush Irak’a, Ortadoğu petrollerini denetlemek ve İsrail’e de desteği içeren bir biçimde bölgenin stratejik kontrolünü elinde tutmak için müdahale etti. O zamanki müdahale gerekçesi Irak’ın elinde ‘‘Kitle İmha Silahları’’ bulunduğu idi. Bu iddianın yalan olduğu ortaya çıkınca, şimdi Irak’ta bulunma gerekçesini ‘‘İslamofaşist tehdide’’ bağlamaya başladı. Papa da ona yardım ediyor. ??? Denklemin üçüncü değişkeni İsmailağa Camii cinayeti ve linç olayı ile gündeme gelen Türkiye’deki tarikatçılığın ve radikal siyasal İslamın yükselişi. Huntington’un kuramını yaptığı, Papa ’nın destek verdiği, Bush’un kendi amaçları için uygulamada kullandığı ‘‘İslamofaşist tehditte’’, laik ve demokratik Türkiye’nin yeri yok. Bu tür kamplaşmalarda ‘‘bitaraf’’ olan ‘‘bertaraf’’ olur; mutlaka bir kampta yer almalı, bir liderin peşine takılmalısınız, yoksa her iki kamp da size ‘‘karşı tarafa pasif destek ver yetçi bir desteğin’’ bölgesel ve stratejik öğesidir. Bu nedenle ABD, ‘‘Stratejik Ortağı Türkiye’yi’’ bu konuda sadece sözde desteklemektedir. ??? Denklemin beşinci değişkeni AB’dir. Gerek HıristiyanMüslüman çatışmasında Amerika’ya verdiği destekle , gerekse büyük nüfuslu bir Müslüman toplumun AB’ye katılmasıyla ortaya çıkacak sorunları önlemek kaygısıyla, Ermeni Soykırımı, Kıbrıs meselesi, PKK ve Kürt sorunu konularında bütünüyle Türkiye’yi köşeye sıkıştırmakta ve gelişen küresel çatışma modelinde, onu boyun eğmeye zorlamaktadır. ??? Denklemin altıncı değişkeni Çin’dir: Dünya liderliğine doğru yürüyen, Budist geleneğiyle HıristiyanMüslüman çatışmasında taraf olmayan, ekonomik olarak ABD ile uyumlu ama siyasal olarak ona mesafeli davranan , Ortadoğu ve PKK ile doğrudan müdahale bağlantısı bulunmayan, Huntington’un, İslamdan sonra Batı’nın düşmanı olarak ikinci sıraya koyduğu Çin. ??? Türkiye başına çorap ören bu karmaşık denklemin çözümünde Çin değişkenine ağırlık vermelidir. [email protected] www.kongar.org ‘Türkiye’nin AB üyeliği yararlı’ Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun ekonomi ve parasal işlerden sorumlu üyesi Joaquin Almunia, Türkiye’nin AB üyeliğinin bütün tarafların yararına olacağını söyledi. IMFDünya Bankası’nın Singapur’da düzenlenen konferansı sırasında konuşan Almunia, Türkiye’nin AB’ye üye olamamasının Avrupa için büyük bir olumsuzluk yaratacağını belirtti. Türk oteli en iyi BERLİN (AA) Alman Focus dergisi, dünyanın en iyi 550 otelini seçti. Dergide yayımlanan listede Türkiye’den de 11 otel yer aldı. Türkiye’den listeye giren oteller şunlar: Four Seasons, ’de Çırağan Palace Kempinski, Yunak Evleri, Villa Mahal, Hillside Su Hotel, Sumahan on the Water, Ev, Gypsophila Holiday, Esbelli Evi, Club Orient Holiday, Barut Lara Resort & Spa.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle