28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EYLÜL CUMA spor NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN İtalya Ligi'ne transferiniz nasıl ger çekleşti? Uzun süredir beni İtalya'dan iyi kulüpler istedi. Ancak ben bunu çok fazla gündeme getirmedim. Kariyerim için önemli bir karardı. Türkiye'de 9 şampiyonluk yaşadım. Ancak Avrupa'ya gitmek hep içimde kalmıştı. Sezon başında Eczacıbaşı'nda kadro dışı bırakılmıştım. Bu eğer 5 hafta önce olsaydı, geçen sezon İtalya'da oynuyor olacaktım. Ama bu sayede voleybolu daha da özledim. İtalyan ekibinin de amaçları büyük. Benim için önemli olan o ligde yer almaktı. Beni tanıyan antrenörler ve İtalyan basını hep orada oynamam gerektiğini söylüyorlardı. Son noktayı da orada koymak istiyorum. C 19 İnsafsızlık Etmeyelim M İTALYA ‘BAHAR’I CUMHUR ÖNDER ARSLAN O nun için voleybol, aslında gelenek gibi... Annesi ve babası da yıllarca bu sporla uğraşan Bahar Mert, yeni sezonda Avrupa'da forma giyecek oyuncular kervanına katıldı. İtalya Ligi'nin kaliteli ekiplerinden Asystel Novara'ya transfer olan deneyimli oyuncu sezon başında Eczacıbaşı'yla yaşadığı sorunun ardından voleybolu bırakmayı dahi düşündü. Ancak Novara'ya transferiyle adeta yeniden doğduğunu düşünüyor. İtalya'ya uyum sağlamakta zorlanacak mısınız? Çok çabuk uyum sağlayan bir insanım. Daha önce Almanya'da da oynadım. Yabancı dil problemim olmayacak. İtalyanca öğrenmeye başladım. Oraya gidişim deneme amaçlı değil. Beni isteyerek transfer ettiler. Ayrıca İtalya'nın bana çok şey katacağını düşünüyorum. YAN GELİP YATMADIM... Geçen sezonun başında Eczacıbaşı ile bir sorun yaşamıştınız... Aslında Eczacıbaşı ile benim bir sorunum yoktu. Farklı bir durum vardı. 9 yılımı verdiğim bir kulüple zaten sorunum olamaz. Bu benim oyunculuğumu yok etmediği gibi Eczacıbaşı'nı da bitirmedi. Önemli olan iyi bir şekilde ayrılmaktı. Bir süre voleyboldan uzak kalmak sizi olumsuz etkiledi mi? Beni gören ara verdiğimi düşünmez. Daha önce çocuğum olduktan 1 ay sonra yeniden sahalara dönmüştüm. Bu sürede yan gelip yatmadım. Böyle teklifler gelince ben de sessiz bir şekilde YENİDEN DOĞDUM E czacıbaşı formasıyla hedeflerime ulaşıp mutlu bir şekilde voleybolu bırakmak istiyordum. Ama kadro dışı bırakıldıktan sonra, daha da iyi işler yapmak istedim. İtalya'ya transferimle birlikte adeta yeniden doğdum. İtalya'ya gitmek önemli ancak orada başarılı olmak daha da önemli. hazırlandım. Ulusal takım kampı da benim için artı oldu. Kendimi daha iyi hazırladım. Avrupa'ya giden voleybolcular için neler söyleyeceksiniz? Bence gidip de başarılı olan insanlar değerlendirilmeli. Bu oyuncular 5 6 ay oynamadan bu kulüplerden teklif alıyorsa bu bizim değerimiz gösterir. Aslında geri dönmek değil, oradan nasıl dönüldüğü önemli. Yabancı kulüpler bizi transfer ediyorsa bu bizim hak ettiğimiz bir şey. Yaptıklarımız nedeniyle bizi alıyorlar. Türk voleybolunun ve gençlerin gelişimini nasıl değerlendireceksiniz? Oyuncular kariyerlerine bir şeyler daha katmak için Avrupa'ya gidiyor. Artık kulüpler biraz daha geniş düşünüp, Türkiye şampiyonluklarıyla yetinmeyip, oyuncu yetiştirip, kendi bünyesinde tutup, Avrupa'da başarılı olursa, yurt dışındaki oyuncular takımlarımızı daha çok tercih eder. Kendi ligimizde birbirimizle çok çekişiyoruz ama asıl vitrin dışarısı. Kulüpler kendilerini başarılı saymaları için hedeflerini yükseltmeli. Gençler hem şanslı hem de biraz şanssız. Şanslılar çünkü çok üst seviyeden başlıyorlar. Ama artık Türk halkını memnun etmek için daha üst işler yapılmalı. Çok yetenekliler. Her şey doğru yapılırsa başarıyı yakalarlar. Ulusal takımın Grand Prix ve Dünya Şampiyonası'ndaki hedefleri neler? İyi bir derece alabiliriz. Form durumumuzu önemli maçlara göre ayarladık. Uzun bir süre kamptayız. Ancak bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Hazırlık için iyi maçlar çıkardık. Yavaş yavaş form grafiğimizi yükselttik. Başarılı olacağımızı düşünüyorum. edya ağız birliği etmiş gibi önce Olimpiyat Stadı'na, sonra sırası ile Gerets ve futbolculara yükleniyor. Eksikler, yanlışlar, hatalar elbette vardır ama eleştirinin de bir sınırı olmalı. Ben sıradan başlayayım; Dünya Kupası'nın açılış maçında Berlin'deydim. Altımızda özel giriş kartı olan bir araç vardı, ancak Berlin'de tüm yollar (stada giden yollar da dahil) tıkanmıştı. Saat 14.15'te yola çıktık, tüm güvenlik önlemlerini aracımızın ön camına konulan belge sayesinde geçtik. Yollar insan seline dönmüştü. İnsanlar araçlarını bırakıp yürümeyi tercih etmişlerdi. Olimpiyat Stadı'nın dış kapısına 3 saatte varabildik. Araçtan indikten sonra da stadın geniş alanında 2 kilometre yürüdük, stadın kapısına gelip de içeri girmek ve herkesin yeri belli olduğu halde koltuğumuzu bulmak da bir mesele oldu. Brezilya Hırvatistan maçının başlamasına az bir zaman kalmıştı ve takımlar sahada ısınma turuna başlamışlardı bile. Atatürk Olimpiyat Stadı Paris'teki Stade de France'ın tıpkısıdır. O statta da dünya atletizm şampiyonasını izlemiştim. Orada da sporseverler stada ulaşmak için uzun yürüyüşler yapmak zorunda kalmışlardı. Hatta stadın çevresinden Seine Nehri geçtiği için yollar daha da uzundu. Neyse; söylemek istediğim dünyanın büyük statları semt statlarına benzemez, kent dışında geniş alanlarda yapılır. Biz arabamızı bile tam kapımızın önüne koymaya meraklı bir toplumuz. Eleştirilerin yoğunluğu bundan kaynaklanıyor olmalı. Yol konusuna çözüm bulmak belediyenin görevi ama stadın kent dışında olmasına bahane bulmak başka, eleştirileri amacından uzaklaştırmak başka şey... Gerets elindeki oyuncuları performanslarına göre iyi değerlendirmiş olmalı ki Galatasaray, Bordeaux karşısında adeta tek kale oynadı, gol atamaması eleştirilebilir, futbolda, hele Şampiyonlar Ligi'nde her sonucu kabul etmek gerekir. Galatasaray bana göre kazanmayı hak etmişti ama bunu başaramadı. Tek eleştirilecek konu Hakan Şükür ise eleştirelim, ama oynadığı zaman da ‘‘Neden Hakan Şükür'' demeyelim. Rüzgârla dans EMRE DÖKER S Potada Kartal uçuşu CAN İŞBAKAN T ürkiye Basketbol Ligi, Murat Didin’in Beşiktaş’a imza attığı gün renk kazandı. O, Vip Rimini (İtalya) ve Opel Skyliners’la (Almanya) birçok başarıya imza atarken Türkiye’de finalin tek ismi vardı... ‘Ülkerspor Efes Pilsen.’ Ancak Didin, kendi deyimiyle ‘aşık’ olduğu Siyah Beyazlı renklere transfer olunca TBL’nin çehresi değişti ve Beşiktaş da şampiyonluk adına iddialı bir takım haline geldi. Ancak kupanın bir kulpuna tutunan Didin, ‘taraftarı’ olduğu takımla zirveye çıkamadı. Artık play off’lara kalmayı başarı olarak kabul etmeyen Beşiktaş’ta gözler TBL’nin zirvesine çevrildi. Bakalım ligimizin ‘Kartal’ı baştan aşağı değişen kadrosuyla bu yıl da uçabilecek mi? Beşiktaş hazırlık kampına eksiklerle başladı. Siyah Beyazlılar nasıl bir hazırlık dönemi geçiriyor? Kadromuz henüz toparlanmadı. Çalışmalara gençlerle birlikte başladık. Yeni transferler de henüz hazır değil. Çoğu sakat. Kadromuz yeniden yapılanıyor. Sevindiren noktaysa hazırlık çalışmalarında ilklere imza atacak olmamız. Londra’da şampiyon olan takımla maçımız var. Sonra Münih’te de16 bin kişilik bir salon açılışında ciddi bir karşılaşma yapacağız. Kadrodan birçok oyuncu gitti ve yeni isimler Beşiktaş’a katıldı. Transferleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Oyun kurucu pozisyonuna Reese’i aldık. Broocks Sales ve Jamel Thomas da takımımıza katılan diğer isimler. Bu oyuncuların skorer kimlikleri bize güç katacak. Sırbistan’ın önemli oyuncularından Ostojic de takıma en son katılan isim. Ancak kendisi uzun zamandır basket oynamıyor. Fizik olarak eksiğimiz takım olarak çok fazla. Öncelikle bu sorunu halledeceğiz. Kaliteli ve genç isimleri kadromuza kattık. Bir pivot daha alacağız. Çoşkulu taraftarımızla enerjik takımımızı birleştirip Akatlar’da bütün maçlarımızı kazanmak en önemli hedeflerimizden... Oğuz Savaş’la anlaşmıştınız. Ancak son dakikada bu transfer gerçekleşmedi... Bu konu çok ilginç. Oğuz bizde oynamak istiyordu. Ailesi bile bu yönde görüş belirtiyordu. Ancak son dakikada F.Bahçe Ülker bu oyuncuyu takımda tutma kararı aldı. Bizde Oğuz daha çok süre alacaktı. 2025 dakika sahada kalacaktı. Ancak kulübü buna izin vermedi. Ona çok sıkıcı bir baskı uyguladılar. Bana göre Türk Basketbolu bu transferin gerçekleşmemesiyle birlikte önemli bir genci kaybetti. Son 2 sezondur şampiyonluğa oynayan bir Beşiktaş vardı. Bu yıl da aynı tabloyu görebilir miyiz? Kimse size şampiyonluk için noter senedi veremez. Ama şunu söyleyebilirim ki biz yine bu mücadelenin içinde yer alacağız. Bu kesin. ULEB Cup’ta kuralar çekildi. Grubu nasıl değerlendiriyorsunuz? Avrupa’ya katılan takımların hiçbiri zayıf değil. Bizi sevindiren iki önemli nok Y ta var. Birincisi grubumuzda dev takımlar yok. Tam dişimize göre bir kura çektik. İkincisiyse geçen yıl Avrupa maçlarına taraftarımız pek destek vermiyordu. Ama bu sefer öyle olmayacak. Çünkü bize ULEB Cup’ta da inanıyorlar. Gruptan çıkarak bunu gerçekleştiren ilk Türk takımı olacağız. Tadım Türkiye Kupası’nda da zorlu bir kura çektiniz... Evet. Sert maçların olacağı bir grup. F.Bahçe Ülker, Mersin ve Tofaş var. Ancak biz gücümüzü biliyoruz. Lider olup gruptan çıkmak istiyoruz. Beşiktaş bu nu başaracaktır. Kupaya da talibiz. önetimle aranız nasıl? İstediğiniz transferleri yapabildiniz mi? Her şeyden önce Beşiktaş bir futbol kulübü. İnönü’yü dolduran Beşiktaş taraftarı bu markayı yarattı. Kimse böyle bir ortamda basketbola büyük yatırım yapalım diyemez. Biz de yönetimin verdiği bütçe doğrultusunda çalışmalarımızı yapıyoruz. Basketbola büyük yatırım yapmak Türkiye’nin bir alışkanlığı değil. Ancak yavaş yavaş basketbol da bir sektör haline geliyor. Bu Türkiye için çok yeni bir kavram. Beşiktaş Cola Turka da isminin yanına sponsor alarak bu oluşumun öncülüğünü yaptı. Ülkerspor F.Bahçe birleşmesini nasıl yorumluyorsunuz? İki iyi kadrosu olan takımın birleşmesiyle ortaya müthiş bir takım çıktı. Ben Ülker’in eski bir antrenörü olarak kalmasını isterdim. Ama önemli olan Türk basketboluna vereceği hizmetin devam edecek olması. Bunu kabullenip hep beraber desteklemek lazım. Bu oluşuma diğer şirketlerin de destek verip el ele basketbolumuzu geliştirmemiz gerekiyor. uların üstünde dans etmek... Dalgalara meydan okumak... Aynı zamanda onlarla dost olmayı da bilmek... Rüzgarın fısıltısına kulak vermek... Adrenalin, risk ve heyecan... Belki de kısaca sörfün tanımını yapabileceğiniz en kısa ama en anlamlı cümleler. Ülkemizde pek yaygın olmasa da son derece keyifli ve heyecanlı bir spor sörf. Uluslararası arenada çok etkili isimlere sahip olamasak da İzmir Alaçatı'da 16 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Jim Beam Rüzgar Sörfü Dünya Şampiyonası Türkiye adına son derece önemli ve yüz akıyla çıkılan bir organizasyon oldu. Yapılaşmadan korunmuş yapısı ve şampiyonanın son üç günü hariç sert rüzgarlarıyla sörf için ideal bir alana sahip Alaçatı'ya mücadele olan sporcular hayran kaldı. Türk sporcular da elde ettikleri derecelerle ilerleyen dönemler için olumlu sinyaller verdiler. Bunlardan biri de Lena Aylin Erdil'di. Henüz 17 yaşında olmasına karşın Dünya Şampiyonası'nda Türkiye'yi temsil eden genç sörfçü, yerel bir gazetenin dışında sponsor olmaması nedeniyle malzeme sıkıntısıyla yarıştığı şampiyonada Çağla Kubat'ın ardından 7. sırada yer aldı. Dünyanın önemli sörfçüleri arasından sıyrılmayı başaran Erdil, başarısını sürekli çalışmaya bağlıyor. Annesi Alman babası Türk olan Erdil, Belçika'nın Brüksel kentinde okuyor. Yazları Alaçatı'ya gelerek sörf yapan ve yaşıtlarına da eğitim veren genç sörfçü, sponsor sorununu aştıktan sonra dünya şampiyonu olmak için çalıştığını söylüyor. 6 yıldır sörf yaptığını belirten Erdil ilk kez katıldığı dünya şampiyonasında elde ettiği derecenin iyi ama yeterli olmadığını belirterek, ‘‘İlk kez bir dünya şampiyonasına katılıyorum ve 7. oldum. Bu ilk kez katılan biri için iyi bir sonuç ancak benim için yeterli değil. Daha fazla çalışıp ilk sırada yer almak için çalışacağım. İlk iki gün rüzgar güzeldi ve yarışlar başarılı geçti. Ancak benim orta boyutta sörf tahtam yoktu çok geç geldi. Yani şartlar benim için biraz olumsuz işledi. Daha 17 yaşındayım dünyanın en iyi sörfçüleriyle dişe diş mücadele ettim. Daha iyi olacağım'' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle