23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EYLÜL CUMA SÖZ ÇİZGİNİN haberler TURHAN SELÇUK DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ C 3 HİKMET ÇETİNKAYA Gidecekler Ama Çok Zarar Vererek er şeyin bir sahtesi var... Paranın sahtesi var... Tablonun sahtesi var. Altının, gümüşün, elmasın sahteleri var... Var oğlu var!.. Peki dinin ve ideolojinin sahtesi yok mu? Olmaz olur mu hiç! Var. Dinin sahtesi siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar; siyasetin aracı olur. Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artık bu sömürünün sonu gelmez... Din ticareti ile meşgul olanlara bakın, hemen hepsi milyarder. Yalnızca Türk lirasıyla değil, dolar milyarderi, mark milyarderi olmuşlardır birçoğu. Oh ne kolay! Çek bir besmele gelsin paralar... Finans kuruluşları, şirketler ve bu finans kuruluşları ve şirketler aracılığıyla kazanılan milyarlar... Elhamdülillah Müslümanız! Elhamdülillah milyarderiz!.. Bir kolumuz siyasette, öbür kolumuz ticarette, ayaklarımız da tarikatlarda... Bir üçgen bu... Ticaret, siyaset ve tarikat üçgeni...’’ Bu satırlar 2006’da değil, bundan 19.5 yıl önce 1 Mart 1987 tarihinde Uğur Mumcu tarafından yazıldı. 1 Mart 1987 tarihinde yazılmış olan ‘‘İmambayıldı’’ başlıklı bu yazı 2006 Türkiyesi’ni gayet güzel anlatıyor. ??? Cumhuriyetin temel ilkelerinin altını oyanların hepsinden daha iyi oymak üzere örgütlendiler, icazetlerini Amerika’daki Yahudi lobisinden aldılar. Onlara icazet verenler, sabah akşam kendilerine sövdüklerini biliyorlardı, ama onları deliğin içine süpürmektense, kendi çıkarları için kullanmayı yeğlediler. Onlara icazet verenler biliyorlardı ki, yurttaş bilincini, cemaatle değiştirmiş olanlar daha kolay güdülürler. Onlara icazet verenler biliyorlardı ki, onlar için tek kutsal paradır ve para ile güç için her şeyi yapmaya, her şeyi satmaya hazırdılar. Onlara icazet verenler biliyorlardı ki, günün birinde çıkıp ‘‘her şeyi satarım babalar gibi satarım’’ diyecekler ve de satacaklardı. Onlara icazet verenler biliyorlardı ki, onlar için at binenin un akıtanındı. Ve verdiler icazeti, süpürmek yerine onları deliğe, kullandılar doya doya, eskite, eskite... İcazeti alınca onlar, bağımsız yargının yerine ‘‘mahkemei kübra’’yı ikame etmekle kalmadılar, aynı zamanda yargıyı eli kanlı katil yandaşlarına hedef gösterdiler. İcazeti alınca onlar, laik devletin bütün kadrolarına imamları doldurarak, laik devleti imam devletine çevirdiler. İcazeti alınca onlar, siyasal partilerin yerine tarikatı ikame ettiler. ??? Caminin içine siyaseti soktular, siyaset ile ticareti birleştirip, ortasına camiyi oturttular. Camiler içinde, tarikat mahkemeleri kurdurup, hükümler verdirdiler, hükümleri infaz ettirdiler, yargısız infazlar yaptırıp ‘‘Allah aşkına’’ linç hukukunu egemen kıldılar. İcazeti alınca onlar, kendilerini dışarıda muti köle içerde mutlak egemen ilan ettiler. Dışarıda bel kırıp, boyun büktüler; içerde millete anasına, babasına, emeğine göz nuruna küfürler ettiler. Sonra dökülmeye başladı sırları, asıl suretleri aşikâr oluverdi. Artık insan içine çıkmaktan korkar oldular. Ticaretin ve siyasetin odağına oturttukları camilere bile protesto edilmeden gidemez oldular. Müminin hamisi ilan ettiler kendilerini, ama müminin gittiği yoldan camiye girmeye korktukları için kendilerine özel protokol yolları yaptırmaya koyuldular. Üreticiden koptular, aracıya koştular, şehit analarından korktular, mürteciye bodosladılar. Şimdi artık gitme zamanları geldi... Gitmeden önce, altını oydukları devletin zirvesine oturma hesaplarını kotarmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar gidecekler, sandık sanduka olacak kendilerine. Evet gidecekler ama inanın gitmeden önce çok zarar verecekler. Şimdi onun hesabı içindeler... Trilyona Aldılar Trilyona Sattılar ‘‘H B “RTE, İNANÇ HORTUMCUSU..” Devlet Bahçeli Selçuk’un karikatürlerinin Almanya turu sürüyor MEHMET CANBOLAT OFFENBACH Türkiye’nin karikatür duayenlerinden Cumhuriyet gazetesi çizeri Turhan Selçuk’un eserleri Almanya’da sanatseverlerle buluşuyor. Selçuk’un karikatürleri önümüzdeki günlerde 4 hafta süreyle Offenbach Belediyesi’nde sergilenecek. Selçuk’un toplam 52 seçme karikatürünün yer alacağı sergi, 22 Eylül Cuma günü saat 18.00’de Offenbach belediye binasındaki kokteylin ardından açılacak. Kreis Offenbach Türk Alman Forumu’nun öncülüğünde, Offenbach Belediyesi’nin desteğinde gerçekleşecek olan serginin açılışında Offenbach Anakent Belediye Başkanı Horst Schneider ile Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Salih Boğaç Güldere de hazır bulunacak. Sergiyi Almanya çapında yönlendirmeyi üstlenen ve Almanya’da yayın hayatını sürdüren Hessen Toplum Gazetesi sahibi gazeteciyazar Mehmet Canbolat ise Turhan Selçuk’un sanat yaşamını ele alacağı ve eserlerini 60 yıllık siyasi yelpaze içinde değerlendireceği bir bildiri sunacak. Kokteyle katılması planlanan Selçuk ise sağlık problemleri nedeniyle sevenleriyle buluşamayacak. 20 Ekim’e değin gezilebilecek sergiye, Deutsche Bank Offenbach Şubesi ile IHKOffenbach kuruluşlarının yanı sıra Offenbach Türkiye Dostları Derneği de destek veriyor. Selçuk’un yapıtları, Offenbach’tan sonra 25 Ekim24 Kasım tarihleri arasında Rüsselsheim kentindeki Opel otomobil firmasının sergi salonunda gezilebilecek. DÜNYADA YALNIZCA İKİ TANE BULUNUYOR Elyazması Osmanlı parası satışa çıkıyor İZMİR (AA) Dünyanın en değerli paraları arasında gösterilen Abdülmecit dönemine ait el yazması kaime, 29 Eylül’de İngiltere’nin başkenti Londra’da açık artırmayla satışa sunulacak. Avrupa’nın bu alandaki en seçkin şirketlerinden olan Spink’in 29 Eylül’de ‘‘Dünya Kâğıt Paraları’’ başlığıyla gerçekleştireceği açık artırmada, Osmanlı döneminden kalma 68 parça kâğıt para da koleksiyonerlerin beğenisine sunulacak. Bu paraların en önemlilerinden birini, 1840 yılında tedavüle çıkarılan 1000 kuruşluk el yazması kaime oluşturacak. İLK TEDAVÜLE KONULAN PARA Dünyada sadece iki tane olduğu bildirilen Osmanlı parası için Spink, tahmini olarak 5575 bin pound (150200 bin YTL) aralığında değer biçti. Spink’e, ortağı Mehmet Tezçakın ile birlikte danışmanlık da yapan para koleksiyoneri Güçlü Kayral, açık artırmaya çıkarılacak Osmanlı parasının ilk tedavüle konulan para olduğunu belirtti. Kayral, şunları kaydetti: ‘‘Abdülmecit döneminde Tanzimat reformlarının finansmanına kaynak yaratmak amacıyla faizli kâğıt para tedavül ettiriliyor. Bu kâğıt paranın ilginç bir özelliği var, o da el yazması oluşu. Baskı teknikleri kullanılmadan hızlı bir şekilde ekonomiye değer, kazanç sağlasın maksadıyla el yazması, padişah mührü, nâzım mührüyle birlikte sirküle ettiriliyor. Bu tertip paralardan günümüze bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kupürler ulaşmış durumda.’’ Paranın, Türkiye’den satışa sunulduğunu ve sahibinin de Türk olduğunu ifade eden Kayral, yurtdışında satışa çıkarılmasının, içeride alıcısının bulunmamasından kaynaklandığını bildirdi. ilan renkli en bu öyküyü bir yıl önce yazmıştım; bugün hangi aşamaya geldi, neler oldu, bir bakalım: ??? Sümerbank’ın Manisa Pamuklu Mensucat Fabrikası 1960 yılında açılmıştı... Demek ki 46 yıl önce kurulmuş... Pamuklu Mensucat’ın Manisa Ortak Girişim Grubu’na satışı ise TBMM Başkanı ve AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın desteği ve 13 Haziran 2005 tarihinde Özelleştirme İdaresi’nin 2005/67 sayılı kararıyla gerçekleşti. Kaça satılmıştı Manisa Mensucat? 3 milyon 750 bin dolara yani 5 trilyon TL’ye... Manisa Pamuklu Mensucat Fabrikası’nı satın alan girişim grubu 53 ortaklıydı. Grubu kuranlar arasında belediye, ziraat, esnaf odaları bulunuyordu. Altı kurumun pay oranı ise yüzde beşti. Fabrikanın Manisa’nın içinde 145 bin metrekare arsası ve arsa üzerinde atıl tesisleri yer alıyordu. Özelleştirme İdaresi parasını vererek özel imar düzenlemesi yaptırdı ve 90 bin metrekaresini Manisa Ortak Girişimi’ne verdi. Fabrikanın hurdaları alıcılar tarafından 900 milyara satıldı, 160 milyar lira KDV devlete ödenmedi. Ayrıca kurumun devletten 500 milyar alacağı, geçmiş yıllara ilişkin bilanço üzerinde 40 trilyon lira kaybı bulunuyordu. Bu ne demekti? Şirket 40 trilyon kâr edene dek devlete bir kuruş bile vergi ödemeyecekti... Türkiye bir vurgun ve kapkaç düzeni miydi? CHP Manisa Milletvekili Hasan Özen bakın ne diyor: ‘‘Türkiye bu özelleştirmede AKP’nin ‘Babalar gibi satarım’ anlayışıyla bir koyup 13 alma düzenini yaşıyor...’’ ??? Hasan Özen işin peşinde!.. Diyor ki: ‘‘Başbakan Erdoğan’ın yolsuzluk damarlarını kestik açıklaması gerçeği yansıtmıyor. Kestikleri damarları kendi yandaşlarına bağlayıp onları besliyorlar. Mensucat Fabrikası’nı 5 trilyon liraya aldılar. 900 milyar liraya hurdasını sattılar. 90 bin metrekare arsanın 55 bin metrekaresini Kipa Tesca Şirketi’ne 18.5 trilyon liraya verdiler.’’ Vurguna bakın siz!.. Olay bir soygun!.. Manisa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin saptaması ise açık: ‘‘Bilirkişi raporuna göre, Manisa Pamuklu Mensucat’ın değeri asgari 48 trilyon liradır...’’ Bunun üzerine pay sahiplerinden Taner Yönder Danıştay’a başvurup satışın durdurulmasını istiyor... Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 13 Mayıs 2005’te 2005/67 sayılı kararın yürütmesinin durdurulmasına oybirliği ile karar veriyor... Türkiye Cumhuriyeti bir demokratik hukuk devleti midir? O zaman sorunun yanıtına siz karar verin... Davacı Taner Yönder’in avukatı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ‘‘yargı kararının uygulanması’’ istemini içerir yasal başvurusunu vermesine karşın şu ana dek hiçbir işlem yapılmıyor... Acaba neden hukuk çiğneniyor Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca? Manisa’nın AKP’li Belediye Başkanı Bülent Kar, ‘‘Çamur at izi kalsın’’ yöntemiyle Taner Yönder’i suçluyor: ‘‘Davayı açan arkadaş bazı arkadaşlara 2 trilyon verin davadan vazgeçeyim demiş...’’ Dava şimdilerde Danıştay 13. Dairesi’nde görüşülecek... ??? Türkiye’de hukuk çiğneniyor... Türkiye’de AKP yandaşlarını besliyor... AKP’li Belediye Başkanı Bülent Kar, ‘‘Danıştay 13. Dairesi’nde esastan görüşülecek dava lehimize sonuçlanacak’’ diyor. AKP’li Belediye Başkanı yargıyı etkileme gücünü kimden buluyor?.. CHP Milletvekili Hasan Özen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Özelleştirme İdaresi Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu... Manisa’da halkın malı birilerine peşkeş çekildi... Bir koyup 13 alma dönemi!.. Manisa’da yaşanan olay yolsuzluk değil de nedir? Türkiye’de hukuk çiğneniyor hukuk!.. Bergama Ovacık’taki ‘‘Siyanürlü Altın’’ tesislerinde hukuk çiğneniyor, Manisa Pamuklu Mensucat’ta da... Manisa’da sadece ‘‘yolsuzluk’’ tartışılmıyor. Tarikatçı örgütlenme Manisa’yı kuşatıyor. Zonguldak’ta, Trabzon’da, Erzurum’da sağlık müdürlüğü yardımcılıklarına imamlar atanıyor... Yatılı bölge ilköğretim okullarında okuyan öğrenciler imam hatip liselerine yönlendiriliyor... 2006 yılının Türkiyesi işte bu durumda!.. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69 asirmen?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle