29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AĞUSTOS CUMA bilim/vaziyet PHILLIPS ESİN KAYNAĞINI BEYNİN ANATOMİK YAPISINDA İNCELİYOR Yağmur Ekim C Maruzat yanında ne de küçük ve büyük esnafın yanındasınız. Bunların yanında olmayan bir muhalefet partisisiniz, seçimlerde kimden oy isteyeceğinizi doğrusu merak ediyorum. Bunu sizlerin de merak etmesi lazım. Geçmişten bugüne sizleri ve bizleri buralara taşıyanlar ‘ne Amerika ne Avrupa emperyalizmi, yaşasın tam bağımsız Türkiye’ diyenler ya kurşunlandılar ya da darağaçlarında sallandırıldılar. Sizler ise ne ABD’den ne de AB’den vazgeçiyorsunuz. Salı günleri CHP’nin grup toplantısında her şey konuşuluyor. Fakat hiçbir icraat yok. Tüm solcular ortak platformda buluşmalıdır. Bu çatı altına gelecek olanların tüm hayal ve emellerini bir yana bırakması gerekir. Ülke Bu ülkede her yol yolsuzluğa çıkar arkadaş! 17 Yaratıcı zihinler RİTA URGAN nsanoğlu, belki de düşünme konusunda ilk kez kafa yorduğu günden bu yana, yaratıcılığın gizini sorgulamıştır. Yaratıcı düşünce görünürde "ansızın çıkageldiği" için, bu sürecin ardında oldum olası tanrısal, tinsel bir gücün, daha Kilis’te Picasso tablosu bulunmuş. O zaten ‘‘Pis Haso’’ydu! İ Farklı disiplinlere göre değişmekle birlikte, IQ’nun belli bir düzeyin üstünde olması genellikle yaratıcılığın körüklenmesinde etkili olmuyor. Yaratıcılık konusunda uzman olan Kaliforniya Üniversitesi’nden Mark Runco’ya göre, "yaratıcı kişilik" estetik niteliklere değer veren, ilgi alanı bir hayli geniş olan, elindeki kaynak ve bilgileri yepyeni çözümlere dönüştürebilen bir kişilik. "Yaratıcılar" karmaşık olana tutkun, çelişki ve ikilemlerin üstesinden gelebilen, genellikle güdülerini kendi başlarına eyleme geçiren ve hatta biraz da takıntılı kişiler. YARATICILAR VE DUYGU DURUMLARI Oysa, yaratıcı özelliği o denli yoğun olmayanlar genelde parçaları bir araya getiremediklerinde rahatsızlık duyar ve öfkeye kapılırlar. Karışıklığa pek katlanamazlar. Yaratıcılık, beklemesini bilenlerin, ama isli puslu bir ortamda beklemekten zevk alanların ayağına gelen bir özelliktir. Ancak yaratıcı kişiliğe sahip olmanın da bir bedeli olabilir. Kendisinde de çift kutuplu hastalık (manik depresif) olan, Johns Hopkins Üniversitesi ruhbilim uzmanı ve yazar Kay Redfield Jamison ünlü sanatçıların duygudurumsal bozukluklara çok daha eğilimli olduklarını ortaya koydu. Oxford Üniversitesi ruhbilimcilerinden Gordon Claridge, şizofreniye özgü kimi özelliklerin de yaratıcı kişilerde çok daha yaygın olduğunu düşünüyor. Claridge, sanrıya kapılma, sesler duyma, karışık düşünceler içinde olma, büyüye inanma gibi, bu hastalığın kendi başlarına patolojik olmayan özelliklerini kaydederken bir "şizotip ölçeğinden" yararlanıyor. DIŞ UYARILARA AÇIKLIK Zekâ, düşüncenin müthiş bir yaratıcılığa dönüşmesine yardımcı olabilir. Ancak bu tür bir düşünce duygusal sorunlarla birleştiğinde, yaratıcılığa dönüşmek yerine, ruhsal bir hastalığa dönüşmesi de işten değildir. Toronto Üniversitesi ruhbilimcilerinden Jordan Peterson bu durumun açıklanmasına yardımcı olabilecek bir düzeneği bulduğuna inanıyor. Duyularımız sürekli olarak beyinlerimizi bir yığın bilgiyle besliyor. Onca bilginin altında ezilip kalmamak için, beynin bunların bir bölümünü geri çevirmesi ya da dikkate almaması gerekiyor. Peterson bu sürece "görünmez yasak" adını veriyor ve bu süreci daha az yaşayan, oldukça yüksek bir IQ düzeyine ve işlek bir belleğe sahip olanların daha çok veriyi alabildiklerine ve bu yüzden de farklı görüşler üretmeye daha yatkın olabileceklerine inanıyor. Yasaklama sürecinin çok düşük olması durumunda düşüncelerde ruhsal hastalığa dönüşebilecek bir karışıklık yaşanabileceğine de inanan Peterson, ruhsal hastalığın yaratıcılık için bir önkoşul olmadığına ancak ikisinin de ortak birtakım bilişsel özellikleri paylaştığına dikkat çekiyor. ESİNLENME VE İŞLEME Peki, ya yaratıcı edimin kendisi için ne demeli? Yaratıcı beynin işbaşında incelendiği ilk araştırmalardan biri, Main Üniversitesi ruhbilimcilerinden Colin Martindale’e ait. 1978’de yapılan bu araştırma kapsamında Martindale, denekler kafalarında öyküler uydurdukları sırada beyin dalgalarını kaydetmek için kafatası elektrotlarından oluşan bir şebekeden yararlandı. Sonuçta, yaratıcılığın, her biri çok farklı zekâsal özelliklere sahip iki aşamadan oluştuğunu ortaya koydu: esinlenme ve işleme. Martindale, denekleri kafalarında öykülerini tasarlarken, beyinlerinin akılalmaz bir durgunluk sergilediğine tanık oldu. Beyindeki tek egemen etkinlik, bu organda çok düşük düzeyde bir devinimin olduğunu gösteren, alfa dalgalarıydı. Gelgelelim, kafaları dingin bu deneklerden öykülerini üzerinde çalışmaları istendiğinde, alfa dalgalarındaki etkinliğin düşüşe geçtiği ve beyindeki devinimin arttığı görül ’Lİ yıllardan beri 1970 sosyal demokrat siyasetin içinde yer almış; devlet memurluğundan emekli olmuş Nazmi Tomak’ın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a maruzatıdır: ‘‘Bu partiyi kuran yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinin son bölümündeki belirttiği gibi bu ülkenin tüm kaleleri zapt edildi. Tüm tersaneleri limanları haraç mezat satıldı ve satılmaya devam ediyor. Bu olaylara bugüne kadar tepki göstererek bir miting düzenlemediğinizi üzülerek gözlemliyorum. Sokaktaki insanları balkondan seyrederek yönetemezsiniz. Bu ülkenin çok değerli siyasetçileri ve bilim adamları mevcut. Fakat siz bunlardan faydalanmıyorsunuz. Sizin gibi düşünmeyenleri dışlamayı alışkanlık haline getirmiş durumdasınız. Ne emeklinin yanında ne çalışanın yanında ne çiftçinin bütünlüğü elden gitmek üzeredir. Yurdun tüm kalelerinin yeniden kurtarılması için herkesin elinden gelen her şeyi yurtseverlik adına yapması gerekir... yoksa yarın çok geç olacak. Böyle bir ana muhalefet partisinin bir örneği dünyada yoktur. Ne kadar acı bir durum ki ana muhalefet partisinin meydanları inim inim inletmesi gerekirken kısır açıklamalarla partili partisiz herkes avutulmaktadır. Küçük olsun benim olsun anlayışı bir an önce terk edilmeli; bir araya gelen herkes meydanları doldurmalıdır. Çünkü ülke elden gidiyor. Biliyorum ki Deniz Baykal bana cevap vermeyecek. Nasıl değerlendirirse değerlendirsin kendi bileceği iş. Ama sürdürülen bu tavırla, ülkenin yok olmasına çalışanların ekmeğine yağ sürülmektedir.’’ Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Düvel Işık İşgüden: “Mehmet Barlas’a göre sınır ötesi harekâtta Irak’ı, Kürt oluşumunu, ABD’yi ve AB’yi karşımıza alırmışız. Yedi düvele varmaya üç daha istiyor!” Herkes zihinsel bir güce sahip; ancak bu güç kimilerinde ötekilere kıyasla daha yoğun. İnsanoğlunun, bir olasılıkla da evrenin gelişiminin temelini bu güç oluşturur. Yaratıcılığın kaynağı nedir? Kişiyi bir başkasından daha yaratıcı kılan unsurlar nelerdir? yakın bir geçmişte de altbenlik (id), ya da bilinçaltının yattığına inanılmıştır. Kaynağı ne olursa olsun, bu süreçte düşüncelerin en uç noktalarda gezindiğine kuşku yoktur. YARATICILIKZEKÂ İLİŞKİSİ 1970’lerin başlarında bile yaratıcılık, zekânın bir türü olarak algılanıyordu. Ancak, IQ ve yaratıcı yeteneklerle ilgili olarak, başta yaratıcılığın babası Paul Torrance’ninkiler olmak üzere, çok daha incelikli sınama yöntemlerinin geliştirilmesiyle birlikte yaratıcılıkla zekâ arasındaki bağın sanıldığı denli basit olmadığı ortaya çıktı. Yaratıcı kişilerin, en azından IQ değerlerine göre, zeki insanlar oldukları bir gerçek. Ne var ki, bu kişiler ötekiler gibi ya ortalama düzeyde, ya da onlara kıyasla ortalamanın biraz üstünde bir zekâya sahipler. Sine i millet Genel Başkanı CHP Deniz Baykal Cumhurbaşkanlığı seçimi için ‘‘Şimdi tehlikeyi ve tehdidi anlatma aşamasındayız, bunu önlemek için kritik bir noktaya geldiğimiz aşamada, bizim üzerimize ne görev düşerse, hiç kimse kuşku duymasın’’ buyurmuşlardı. Baykal’ın bu ‘‘güvence’’si üzerine Ertuğrul Sevimbike’nin bir çift sözü var: ‘‘Çankaya, sadece Başbakan’ın ya da AKP’nin hedefi değildir. Küresel aktörler Türkiye’nin ve Türkiye Cumhurbaşkanlığı’nın önemini çok iyi biliyorlar. AKP iktidarı; gelişi itibarıyla olağanüstüdür. İktidarında yaptıkları ise daha da ilginçtir. Devlet kurumları tam bir kadrolaşma saldırısıyla karşı karşıyadır. Eğitimden sağlığa kadar her kademe AKP düşüncesiyle donatılmaktadır. Şimdi artık hedef Çankaya’dır. Ana muhalefet lideri tehlikeyi ve tehdidi anlatıyor ama bunun karşısında gereğini nasıl yapacağını bir türlü söyleyemiyor. Yani açıkça ‘sinei millete dönerim’ demiyor. Ana muhalefet lideri olarak Baykal’ın üstesinden gelmek zorunda olduğu sorumlulukları vardır. Sadece parlak demeçlerle politika yapılmıyor. Aynı Zihinsel esneklik sıl ilginç olan da, en yaratıcı öykülerin esinlenme süreciyle geliştirme süreci arasında beyin etkinliği açısından en büyük farklılığı sergileyenlerden gelmesiydi. Bu kişilerin arka plandaki beyin etkinliğinde onların yaratıcı ya da yaratıcılıktan yoksun oldukları yönünde herhangi bir belirti yoktu. Bristol Üniversitesi’nden Guy Claxton,"Çok yaratıcı olmayanların vites değiştirememe gibi bir sorunları var gibi. Görünüşe bakılırsa, yaratıcılığın zihinsel esneklikle ilgisi var. Belki de iki aşamalı bir süreçten çok, iki durum arasında bir bağlantı söz konusu," diyor. Daha sonraki bir araştırmasında Martindale beyin etkinliğindeki bu değişimin özellikle beynin sağ kesiminde gözlendiğini ortaya koydu. Ancak sara hastalığının sağaltımı amacıyla beyinlerinin iki yanı arasındaki bağlantının kesildiği kişilerde yaratıcılığın da belirgin bir biçimde azaldığı görüldü. Bu da, beynin iki yanı arasındaki iletişimin yaratıcılık açısından önemli bir yeri olduğunu göstermekteydi. A mada, yaratıcılık gerektiren bir görevi yerine getirirlerken deneklerin frontal loblarında belirgin bir etkinlik meydana geldiğine tanık olundu. Frontal lobların görev ve strateji değiştirme konusunda yardımcı olduğuna inanılıyor. Ohio Eyalet Üniversitesi’nden David Beversdorf’a göre, frontal loblar kimyasallar yayarak beynin öteki bölgeleri arasında bağlantı kurulmasını da sağlıyor. Tümü de bir biçimde beyindeki etkinliği artıran durulmuş zihin, uyku ve depresyon durumlarında ortak olan tek özellik, noradrenalin ya da norepinefrin adlı kimyasalların düşük düzeyde salgılanıyor olması. BİR BAŞKA DENEY Çalışmalarını Claxton ile birlikte sürdüren Paul HowardJones da yaratıcılığın bir başka özelliğini bulduğuna inanıyor. Deneklerin üç sözcükten yola çıkarak bir öykü uydurmalarını isteyen Claxton, bu süreç sırasında beyinlerini işlevsel manyetik titreşimli görüntüleme aygıtıyla taramadan geçirdi. İlk denemede deneklerden kendilerini çok zorlamadan sözcüklerin ilk anda çağrıştırdığı öyküyü iletmeleri istenirken, bir başka denemede onlardan yaratıcı olmaları istendi. Denemelerde verilen sözcükler de değiştirildi. Sonuçta, yaratıcı olmaya çalıştıklarında deneklerin beyinlerinde, özellikle de sağ prefrontal bölgeden arkadaki cingulate korteks bölgesine uzanan alanda çok daha yoğun bir etkinliğe tanık olundu. HowardJones söz konusu bölgelerin çelişkinin denetlenmesinde etkili olabileceğine inanıyor ve bunun yaratıcılığın başka bir yönü de olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekiyor. Öykü uydurma görevi, özellikle de gerginken, değerlendirmemizi gerektiren birçok seçenek sunuyor. Öyle ki, yaratıcılık görüşlerin değerlendirilip çö zümlendiği kısmen bilinçli bir süreç. Deney zorlandıkça ve gerildikçe beynin daha da yaratıcı olaileceğini ortaya koyuyor. Ne var ki, gerçek anlamda yaratıcılık uygun bir kişilik ve beyin bölgelerine sahip olmanın ötesinde unsurları gerektiriyor. Yaratıcılık tüm bu unsurların etkin bir biçimde kullanılmasını gerektiriyor. En yaratıcı kişiler beyin durumunu ve odak noktalarını değiştirmek için günün farklı ritmlerinden, hafta sonlarından ve tatillerden de yararlanıyorlar. Bu kişiler iki saat masa başında çalıştıktan sonra yürüyüşe çıkabiliyorlar ve bu düzenin onlara yarar sağlayacağını bildiklerinden herhangi bir suçluluk duygusuna kapılmıyorlar. KAÇIK GÖZÜYLE BAKMAYIN Amabile’nin mesleklerle ilgili bir araştırması olumlu duygudurumlarının şirketlerde yaratıcılığı büyük ölçüde körüklediğini ve ikisi arasında doğrusal bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Amabile’nin araştırması yaratıcı düşüncenin insanların duygularını olumlu bir biçimde etkilediğini de ortaya koyduğundan, ikisi arasındaki ilişkinin aynı zamanda çevrimsel bir ilişki olduğu da görülüyor. Öte yandan, kısıtlı süre, parasal baskı ve güçlükler iş yerinde yaratıcılığı olumsuz yönde etkiliyor. Yaratıcılığın genellikle unutulan bir başka özelliği de toplumsal. "Creative Collaboration= Yaratıcı İşbirliği" adlı kitabı kaleme alan New Mexico Üniversitesi’nden Vera JohnSteiner gerçekten yaratıcı bir kişilik için insanın, yalnızca etkin sinir hücrelerine değil, aynı zamanda güçlü toplumsal ağlara ve güvenilir ilişkilere de gereksindiğine dikkat çekiyor. Amabile üstün düzeyde yaratıcı bir kişinin yaşamında kendisine kaçık gözüyle bakmayan en az bir kişinin olması gerektiğine inanıyor. Kaynak: New Scientist, 29 Ekim zamanda bu halk, doğru bir tavır ve eylem görmek istiyor. Son günlerde Cumhurbaşkanlığı konusu tartışma dışına itildi ve adeta nasıl olsa iş olacağına varır denilerek inisiyatif AKP’ye bırakıldı. Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını engelleyemezse ilk genel seçimlerin en büyük mağlubu olacaktır. ‘Çoğunluk onlardaydı, bizim sayımız yetmedi’ gibi sudan gerekçeler mazeret sayılamaz. CHP lideri Türkiye’nin geleceğini belirlemek istiyorsa sinei millete dönmelidir. Dönmelidir, çünkü tehdidin ve tehlikenin açık belirtileri ortaya çıkmıştır. CHP tutarlı ve sağlıklı politikalar yürütmek yerine, sıfırı tüketmiş DSP’den ayrılanları, merkez sağda yer bulamamış ANAP’tan kopanları partiye taşıyıp vitrin oluşturmakla halkı inandıramaz. İnandıramadığı gibi var olan gücünü de kaybeder. Ve artık bundan sonra da Baykal’ı kimse kurtaramaz. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler cumhuriyet tarihinin en kritik seçimleri olacaktır. Baykal’ın eğer vizyonu varsa, bağımsız bir Türkiye istiyorsa Çankaya’yı teslim etmemek için yapması gerekeni yapıp sinei millete dönmelidir. İş işten geçmeden!’’ Kurtarma Hamza Saykan: ‘‘Cumhuriyet Halk Partisi, turizmi nasıl kurtarırız çalışması yapıyormuş. Türkiye’yi AKP’den kurtardığı gibi bir çalışmaysa, yandı gülüm keten helva!’’ Tercih Ahmet Önen: ‘‘Özel telefon konuşmaları dinlendiği için bir generalin görevinden istifa etmek zorunda kalacağını bilseydim, telefonu icat etmek yerine, oto tamircisi olmayı tercih ederdim: Alexander Graham Bell’’ Umumi kütüphaneler B BEYİN ANATOMİSİ Araştırmacılar şimdilerde yaratıcılığın ardındaki belli anatomik özelliklerin bir bölümünü belirlemeye çalışıyor. Farklı türlerde yaratıcılığa sahip kişilerle ilgili beyin incelemeleri, bu organdaki etkin bölgelerin yararlanılan uzman bilgiler tarafından belirlendiğini gösteriyor. Dil, imge, uzamsal bilinç gibi becerilerin her biri beynin belli bir bölgesi ya da bölgelerinde yerelleşiyor. Matematikçilerde ve fizikçilerde, uzamsal temsil açısından önemli olan çeper ya da parietal loblar daha iri olabilirken, yazarlarda beynin frontal ve temporal loblarındaki dille ilintili bölgeler çok daha geniş bir alana yayılabiliyor. İsveç Lund Üniversitesi ruhbilimcilerinden Ingegard Carlsson ve meslektaşları tarafından yapılan bir araştır azı vilayet merkezlerinde tek kütüphane olmadığı halde bazı küçük şehirlerde birçok kütüphane vardı. Bu kütüphaneler aynı zamanda bugün için umumun istifade edeceği eserlerden mahrumdu. Ekseriyetle yazma eserlerden mürekkep (oluşmuş) bu müesseseler birer kitap müzesi demekti. Maddi ve manevi kıymete sahip olduğuna şüphe olmayan bu eserlerin güzel bir şekilde korunması temin edilmekle beraber, yeni eserlerle takviye edilmesi Maarif Vekaleti’nce kararlaştırıldı. Şurada burada, yetersiz binalar içinde rutubetten yıpranan eserleri, müsait binalarda birleştirmek muvafık (uygun) görüldü. İstanbul’da 81 kütüphane, 22 kütüphane halinde toplandı. Tarihi bir kıymeti haiz eserleri toplayabilmek için müsait binaların taharrisi (araştırılması) emredildi. Anadolu’da bu suretle 158 kütüphaneden 62’si birleştirildi. Kütüphanelerin teşkilatı, umumun ihtiyacını temin edecek surette muntazam bir şekle ifrağ edildi (dönüştürüldü). Vekaletin teşebbüsüyle Bursa, Burdur, Akhisar ve Kırklareli’nde yeni kütüphaneler inşasına başlanmıştır. Bilumum kütüphanelere Maarif Vekaleti neşriyatından (yayınlarından) kitaplar ve mecmualar muntazaman tevzi edilmektedir (dağıtılmaktadır). Yeni tesis edilen müesseselerde bu neşriyat nüveyi teş Beyoğlu Halkevi Kütüphanesi’nde bir kitap sergisi... kil etmektedir. Diğer vekaletlerce basılan ve neşredilen eserlerin de istifadeye sunulması için her kütüphaneye birer takım temin edilmektedir. Bilhassa Büyük Millet Meclisi tarafından neşredilen kanunların kütüphanelerde bulunmasına ehemmiyet verilmektedir. Kütüphaneler kısmen vakıflardan Maarif Vekaleti’ne devrolunmuştur. Bunların maaşları ve levazımı maarif bütçesinden karşılanmaktadır. Bir kısım kütüphaneler hususi idarelerce tesis edilmektedir. Memurların kuvvetlendirilmesi de dikkate alınmış ve bu senenin bütçesinde maaşlara mühim bazı zamlar yapılmıştır. Ankara’da büyük bir devlet kütüphanesi vücuda getirmek için tertibat alınmıştır. Geçen sene 10 bin cilt kadar eseri ihtiva eden bir müessese bugün 70 binden ziyade kitaba malik bulunmaktadır. Daha sonra da Mısır’dan 47 sandık derununda (içinde) kıymettar bir kütüphane gelmiştir. İhtisas erbabına (uzmanlara), her ilim şubesine ait fihrist tetkik ettirilerek ihtiyaç tesbit edilecek, ona göre eserler istenecek ve satın alınacaktır. İstanbul’daki umumi kütüphanenin bu suretli takviyesi düşünülmektedir. 4 Temmuz 1926 Pazar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle