23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 BAKÛ CEYHAN TİFLİS PROJESİ DEVREDE C ekonomi İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER TEMMUZ CUMA yüzyılın İpek Yolu VURAL KÖSE GÖLOVASI/CEYHAN ‘‘21. yüzyılın İpek Yolu’’ ve ‘‘Yüzyılın Projesi’’ diye adlandırılan BakuTiflisCeyhan (BTC) Petrol Boru Hattı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Saakaşvili, KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, KKTC Başbakan Yrd. ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda yabancı devlet başkanı, dışişleri ve enerji bakanının katıldığı resmi törenle açıldı. Türkiye tarihinin en büyük açılış törenine katılmak üzere İncirlik Hava Üssü’ne özel uçaklarıyla inen devlet başkanları zırhlı araçlarla Ceyhan’a gelirken diğer konuklar Adana Şakirpaşa Havaalanı’na indikten sonra otobüslerle tören alanına taşındılar. Katılımcılar ve Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan’ın ev sahipliğindeki açılışa, İngiltere Başbakan Yardımcısı John Prescott ve Türkiye dahil 32 ülkeden bakan ve bakan yardımcıları katıldı. Yaklaşık 15 yıl dünya gündeminde kalan, üzerine uzun tartışmalar, açık ve gizli büyük güçler arasında büyük mücadelelere sahne olan BTC’nin 1076 kilometresi Türkiye’den, 440 kilometresi Azerbaycan’dan, 260 kilometresi ise Gürcistan’dan geçiyor. 1776 kilometrelik projeyle günde 1 milyon varil, yılda 50 milyon ton ham petrolün dünya piyasalarına taşınması bekleniyor. Bu kapasiteyle çalışma başladıktan sonra Kazak petrollerinin de eklenmesiyle dünyadaki ticari petrolün yüzde 5’i Türkiye üzerinden geçmeye başlayacak. Türkiye’ye yılda 300 milyon dolar gelir sağlaması beklenen projenin toplam maliyetinin 3 milyar doları geçtiği belirtiliyor. Maliyette Türkiye’nin katkısı ise 1.4 milyar doları buldu. Türkiye’ye sağlayacağı diğer avantajlar da şöyle: Türkiye, Avrasya enerji koridorunun da kilit ülkesi haline gelecek. Yüzyılın projesi büyük emeklerle gerçekleştirildi. Orantısız tılmaları, kuyruğuna basılan kedinin tırmalaması benzeri beklenen refleksleri vermeleri söz konusu. ABD’nin Ortadoğu’da Irak işgali ile elde edemediği güçler dengesini, egemenliğini toparlamak üzere İran’a, Suriye’ye doğrudan saldırıyı stratejik olarak yapamama aşamasında, Ortadoğu’da çatışmaları, çelişkileri büyütmek üzere İsrail’i tetikçi olarak kullanması öne çıkıyor. Irak’ta, Şiilerle Sünniler birbirlerini kesip biçme sürecinde. Irak halkı İsrail eksenli yeni savaşın getireceği yeni tehditlerin boyutlarını göremeyecek çaresizliğin batağında. Varlıklarını ABD desteğine borçlu İslam ülkeleri siyasilerinin ABD sorumluluğuna dikkatleri çekebilmek hadleri değil. Tam tersi, suçu ne kadar İsrail Siyonizmine yöneltebilirlerse, kendi ABD yandaşlıklarının, suç ortaklıklarının ayıbını o kadar çok örtebilecekleri kanısındalar. Bizim Başbakanımız da dahil, Arap ülkelerinden gelen tüm açıklamalarda sadece ve sadece İsrail yönetimi kınanıyor. ABD’yi doğrudan ağzına alabilen, suçlamaya kalkışabilen yok. İnsanlık adına iç sızlatan bir başka boyut AB’nin merkez ülkelerinin siyasi liderlikleri için de bu çarpık, ikiyüzlü yaklaşımın gündemde olması. ABD’nin Irak işgaline karşı duruşlar boyutunda bir siyasal, toplumsal karşı duruş, tepki gündemde değil. Dahası AB siyasileri bugüne kadar yapmadıkları ölçülerde İslami terorizmi öne çıkararak, insan hakları ihlallerinin bu kadar ağır boyutuna seyirci kalmanın ayıbını kapatmaya çalışıyorlar. Tabii bu tabloda Ortadoğu’da işler karıştıkça karışıyor. Ateş yayıldıkça yayılıyor. AB ülkeleri, ekonomik durgunluk, caydırıcı siyasal güç oluşturamamanın sonucu, Irak işgali öncesinden çok daha ağır ölçülerle bağımlı oldukları ABD ile kader birliğinde, resmen olmasa da izledikleri siyasetlerin bütününde ABD’nin Ortadoğu planlarının başarısına fiilen destek veriyorlar. Yangının kendilerine sıçramaması, Ortadoğu’da ABD ve kendi çıkarlarından yana, elbette ülke halklarının çıkarları ile tam tersine olarak söndürülmesi için dikkat kesilmiş bulunuyorlar. Bildik emperyal genler harekete geçmiş konumda, yeni haritalar oluşumunda paylaşım kavgasındalar. Türkiye komşu ülke olarak kendi barışını, çıkarlarını kollamada tek başına kalmış sayılabilir. Ne yazık ki algılaması, sorumluluğu, ülke çıkarları bilinci, değerleri yerlerde bir iktidar gerçeği, sorunu da var... soner@cumhuriyet.com.tr ? Yıllarca büyük mücadelelere sahne olan BTC’yle günde 1 milyon varil, yılda 50 milyon ton ham petrolün dünya piyasalarına taşınması bekleniyor. D ? Bu kapasiteyle çalışma başladıktan sonra Kazak petrollerinin de eklenmesiyle dünyadaki ticari petrolün yüzde 5’i Türkiye üzerinden geçmeye başlayacak. ? Türkiye’ye yılda 300 milyon dolar gelir sağlaması beklenen projenin toplam maliyeti 3 milyar doları, Türkiye’nin katkısı ise 1.4 milyar doları buldu. İstanbul ve Çanakkale boğazlarının yükü hafifleyecek. Hat sayesinde Hazar ham petrolü, Avrupa’ya Ortadoğu bölgesinden bağımsız alternatif bir kaynak sağlayarak, AB üyesi devletlerin kaynak ve güzergâh çeşitlendirme hedefini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak. Hat, Güney Kafkasya’yı ve Orta Asya’yı Türkiye’ye ve buradan Batı pazarlarına bağlayacak ‘‘DoğuBatı Enerji Koridoru’’nun başarıyla tamamlanmasında önemli mihenk taşı olacak. TARİHİ PROJEYE TARİHİ AÇILIŞ KİLOMETRELİK ENERJİ KORİDORU Hattın ömrü 40 yıl. 28 Mayıs 2006’da Ceyhan’a ulaşan ilk petrol 4 Haziran 2006’da tankerle dünya piyasalarına taşındı. Türkiye’nin jeopolitik konumunu daha ön plana çıkaracak olan proje siyasi açıdan da büyük önem taşıyor. 4 milyar dolara mal olan boru hattı günde 1 milyon varil, yılda 50 milyon ton ham petrol taşıyacak. Hatta 4’ü Türkiye’de olan toplam 10 pompa istasyonu var. İhracatın büyük bölümü Batı Avrupa ülkelerine yapılacak. 1074 kilometresi Türkiye’de olan hattın toplam uzunluğu 1774 kilometre. BTC, benzer boyutta başka projelerin öncüsü sayılıyor ve ‘‘21. yüzyılın İpek Yolu’’ olarak adlandırılıyor. Hattın paraleline döşenecek boru hattı Azeri ve Türkmen doğalgazının Türkiye ve Avrupa’ya nakline imkân verecek. Sezer’den barış mesajı Tarihi proje için düzenlenen tarihi açılış töreninde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Güneş geçirmeyen, klimalı özel bir çadırda yapılan ve uluslararası organizasyonlara imza atmış 3 firmanın konsorsiyumunda tamamlanan tören için 33.5 milyon dolar harcandığı belirtiliyor. Törende projeyle ilgili değerlendirmeler şöyle: ÇABA SÜRECEK Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer: ‘‘Türkiye, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği ilkeler çerçevesinde, ikili ve bölgesel ilişkilerde evrensel değerler temelinde siyasal, ekonomik ve toplumsal kalkınma yönünde çabalarını sürdürmektedir. Bildiğiniz üzere son günlerde, Ceyhan’a hiç de uzak olmayan bir bölgede, Ortadoğu’da tüm dünyayı derinden kaygılandıran olumsuz gelişmeler yaşanmaktadır. Ben bugün, ilgili bütün tarafları, içinde bulundukları çatışma ortamına karşın, dikkatlerini hiç değilse birkaç dakika için buraya, bizleri bir araya getiren bu büyük işbirliği ve gönenç tasarımına çevirmeye ve bu suretle bölgesel barış ve istikrarın neler başarabildiğini değerlendirmeye davet ediyor, bu olanaktan yararlanarak uluslararası toplumun itidal çağrılarına içtenlikle katıldığımı vurgulamak istiyorum.’’ Başbakan Erdoğan: ‘‘Dünyanın en büyük enerji projesi. DoğuBatı enerji koridorunun en önemli bileşeni. Bu enerji koridorları halklar ve devletler arasında güçbirliği oluşturmaktadır. Ceyhan’ı petrokimya tesisleriyle donatacağız. Bu projeler AB’ye katılımda da önemlidir. BTC benzer projelere örnektir. Bu koridorda halklarımızı birbirine yakınlaştıracak, güvenlik ve refahına katkıda bulunacak.’’ Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev: ‘‘BTC küresel ve stratejk öneme sahip. Bu terminale Haydar Aliyev adı verildi. Projeyi başlattı, ama bittiğini göremedi. Bu başarıyı onun da hissetmesini istiyorum.’’ BUSH’UN MESAJI BTC Ham Petrol Boru Hattı’nın tamamlanıp Ceyhan’a petrolün ulaşması nedeniyle BTC terminalinde düzenlenen törene katılan Bush’un Enerji Danışmanı Clay Sell, Bush’un açılış nedeniyle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e gönderdiği kutlama mesajını okudu. ABD Başkanı George W. Bush, mesajında BTC Ham Petrol Boru Hattı’nı, ‘‘Doğudan batıya geçiş koridoru oluşturan çok önemli bir proje’’ olarak niteledi. Bush, ABD olarak bu projeyi ve bunun gibi diğer projeleri desteklediklerini vurguladı. ünya, İsrail’in kaçırılan askerini kurtarma adına önce Filistin, sonra Suriye topraklarında üstün silahlı güçleri ile giriştiği saldırıyı, açtığı savaşın sivil hedeflere yönelik, insan haklarına, savaş kurallarına aykırı eylemini eleştiriyor. Durumu anlatmak üzere, ‘‘orantısız güç kullanma’’ diye bir kavram geliştirilmiş. İsrail yönetimi çok da güçlü olmayan siyasi çıkışlar ve toplumsal eylemlerle kınanıyor. İsrail’in bu türden ilk eylemi değil. ABD doğrudan destekler, AB ülkeleri dolaylı olarak eleştiren görüntüde fiilen destekler konumda, dünyanın diğer güç odakları ise uluslararası çıkar dengeleri, hesaplarında şiddetle karşı çıkıyormuş ama tam siper, seyirci konumlarda kaldıklarından saldırının dünyayı sarsan tehdit boyutları üzerine kara senaryolar yazılıyor... Piyasalar yeniden altüst oldu. Saldırıların şimdilik Suriye ve İran’a sıçramayacağı güvencesi veriliyorsa da, Ortadoğu’daki sıcak savaşın sınırları, tarafları birdenbire büyümüş oldu. Gelişmeleri doğrudan İsrail siyaseti, iktidarının saldırganlık suçları olarak görmek, olup biteni açıklamada çok yetersiz kalıyor... Öncelikle ABD’den, İsrail’in haksız, orantısız saldırganlıklarındaki düzeyde bile ayıp olmasın ölçülerinde eleştirilerin gelmemesi dikkat çekici. Bir diğer boyut İsrail’in kendisini hedef alan terörü yok etme gerekçesi ile bile olsa orantısız saldırganlığında hedef büyütmüş olması. Filistinliler sadece alışkın oldukları bombalar altında kalmıyorlar. Geçmişte yaşanmamış boyutlarda kitleyi kapsayan saldırılarla, tüm Filistin halkını radikalizme itecek boyutlarda açlık, çaresizlik, ambargonun insanları yaşayarak ölmeye mahkum eden yeni sonuçları gündemde. Lübnan’ın bombalanmasında hedef düşman Hamas’a, El Kaide eklendi. Lübnan’ın altyapısını çökerten bombalamalarla Lübnan halkının her iki örgüte karşı tavır almaya zorlandığı söyleniyor. Stratejistlerin altını çizdikleri gibi aslında İsrail, Ortadoğu’da ABD silahlı gücünün taşeronluğunu üstlenmiş durumda. BM’de bütün bu gelişmelerden sonra yapılan görüşmelerde bile, ateşkes kararının dahi çıkmamış olması, BM’nin dünya barışından yana işlevsizleştirilmesi boyutlarını ortaya koyuyor. Bu arada radikal İslamcı terör örgütlerinin eylemleri üzerine yapılabilecek sonsuz haklı eleştirinin anlamı yok. Gelişmelerin odağında terör eylemleri ile saldırgan taraf olarak olsalar da belirleyici güç değiller. Tam tersi kukla gibi oyna YENİ RAKI ALMANYA’DA BTC ŞİRKETİNİN HİSSEDARLARI BP (Yüzde 30.10) AzBTC (Yüzde 25.00) Chevron (Yüzde 8.90) Statoil (Yüzde 8.71) TPAO (Yüzde 6.53) Eni (Yüzde 5.00) Total (Yüzde 5.00) Itochu (Yüzde 3.40) Inpex (Yüzde 2.50) ConocoPhillips (Yüzde 2.50) Amerada Hess (Yüzde 2.36) Was wird auf dieser welt? (Ne olacak bu dünyanın hali) Hattın temeli 18 Eylül 2002’de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Edvard Şevardnadze tarafından atılmıştı. Törene, ABD Enerji Bakanı Spencer Abrahan ile Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çapan ve Eski Devlet Bakanı Reşat Doğru da katılmıştı. (AAArşiv) Ekonomi Servisi Yeni Rakı dünya markası olma yolunda 2 önemli adım attı. Yeni Rakı, Almanya’da satış noktalarına direkt servis yapan dağıtım organizasyonu kurarken, ayrıca Türkiye dışında dünyada da ilk defa yapılan tüketici promosyonu ile dünya markası olma yolunda ciddi adımlar attı. Şirket distribütörü vasıtası ile Almanya’da ilk kez ‘sıcak satış’ yapan bir dağıtım organizasyonu kurdu. İlki Berlin’de olan ve Schengen ülkelerinde yayılacak dağıtım organizasyonunda ilk etapta 7 kişilik Mey personeli görev alıyor. Almanya’nın her şehrinde yeni organizasyon kurduklarını belirten Mey İçki Üst Yöneticisi (CEO) Galip Yorgancıoğlu, Berlin’den sonra Hamburg, Köln, Stuttgart ve Münih’te aynı yapıyı kuracaklarını söyledi. Yorgancıoğlu, bu yapıyı Fransa, Benelux ülkeleri, Avusturya ve İsviçre’den başlamak üzere tüm Avrupa ülkelerine yayacaklarını söyledi. ‘Türkiye için güçlü kart’ BRÜKSEL (AA) Belçika gazeteleri, Türkiye’nin küresel enerji alanında büyük önem kazandığını, bu arada Batı Avrupa’yı da kendine bağladığını yazdı. ‘‘Le Soir’’, gazetesi BTC’yi, ‘‘Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’yi birbirine bağlayan mücevher kolye’’ olarak nitelendirirken ‘‘BTC sayesinde artık Türkiye’nin elinde çok güçlü bir kart var. Türkiye, artık vazgeçilmez bir yol’’ dedi. Ekonomiye gelir çevreye sorun getirecek ÇETİN YİĞENOĞLU GÖLOVASI / CEYHAN Günlerdir beklenen en büyük törenin gerilimi, ardında yanıtı henüz verilmemiş bazı sorular bırakarak sona erdi. Törene, güvenlik önlemlerinin büyüklüğüyle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün karşılaması, damgasını vurdu. 4 Yaklaşık beş bin güvenlik görevlisinin görev yaptığı büyük törende önlemlerin bütünüyle jandarma tarafından alındığı gözlendi. TÖRENDE KUŞ UÇURTULMADI ? Tören sırasında her biri bir tabur düzeyinde dört tim ile iki jandarma özel harekât timi de hazır bulundu. 20 jandarma trafik timinin yanı sıra tehlikeli ve patlayıcı maddeleri imha timi de özel yetiştirilmiş köpeklerle salonun çevresinde kuş uçurtmadı. ? Sahil Güvenlik ise Zodiak botlarla denizden, 2 Sikorsky helikopteriyle de havadan koruma görevi yaptı. Karayolu bütün gün trafiğe kapatıldı. ? Törene bazı CHP milletvekillerinin yanı sıra kabine neredeyse tam kadro geldi. İlk gelen Başbakan Erdoğan’dı ama Cumhurbaşkanı Sezer’i Dışişleri Bakanı Gül’ün karşılaması dikkat çekti ve çeşitli yorumlara yol açtı. KÖRFEZİ BEKLEYEN SORUNLAR ? Başbakan Erdoğan’ın törendeki konuşmasında övünerek gerçekleştireceğini söylediği yatırımların bölge için çevresel açıdan tam bir felakete yol açabileceği gerçeği de şimdilik gözden kaçıyor gibi. Şu anda saatte 450 ton kömür işleyerek 60 ton kül çıkartan Sugözü Termik Santralı ve BTC var. Ardından Başbakan’ın sıraladığı Rusya petrolünü Samsun üzerinden Yumurtalık’a taşıyacak Mavi Akım projesi, doğalgaz boru hattı, rafineri, tersane, serbest endüstri bölgesi ve kimya tesisleri gündeme gelecek. İskenderun Körfezi’nde geleceğin oldukça karanlık olduğu gözüküyor. BALIKÇILIK ŞİMDİDEN ÖLDÜ ? Balıkçılığın şimdiden öldüğü bildirilen bölgede, ortaya çıkacak kirliliğin boyutları bir yana, Yumurtalık ve Karataş kıyılarının teşvikli turizm bölgesi ilan edilmesi ise tam bir çifte standart olarak nitelendiriliyor. ? Endemik bitki açısından Türkiye’nin en zengin bölgesi olan Yumurtalık ve çevresinin bu gidişle ‘‘Milli Park’’ özelliğini yitireceği belirtiliyor. Ayrıca söz konusu yatırımlarla, Akdeniz’in çevresel açıdan korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmelerin hiçe sayıldığına da dikkat çekiliyor. İLK İMZALAR YILINDA ATILMIŞTI Projede kilometre taşları Fikir, SSCB’nin dağıldığı 1991 öncesine uzanıyor. Proje resmen ortaya atıldığı 1992’de İran’ı da geçiş rotası içine almıştı. Ancak ABD’den onay görmedi. Daha sonra Gürcistan üzerinden Türkiye alternatifi geliştirildi. Anlaşmazlıklara ABD’nin de katkısıyla 1999’da İstanbul’da yapılan AGİT zirvesi sırasında bir orta yol bulundu ve taraf ülkelerin liderleri İstanbul’da bir araya geldi. Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın şahitliğinde, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze, Azeri petrolünün Ceyhan’a akıtılmasını öngören paket anlaşmalara imza attılar. Clinton da gözlemci sıfatıyla imza koydu. 1999’da atılan imzalar gereğince 2000 sonunda temel mühendislik çalışmaları başlatıldı. 2003 yılında da ilk kazma vuruldu. 25 Mayıs 2005 tarihinde Baku yakınlarındaki Sengeçal terminali ana pompa istasyonunda düzenlenen törenle ilk petrolün hatta pompalanmasına başlandı. Ceyhan’a ilk petrol 28 Mayıs 2006 tarihinde ulaşırken, haziran başında da tankerlere ilk yükleme yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle