27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 YİMPAŞ denetimden kaçtı Yurtdışında topladıkları paraları SPK ile yaşanan problemler nedeniyle Türkiye’de rahat kullanamayacaklarını anlayan yöneticiler, yasaları daha esnek olan İsviçre’ye yönelmiş Aykut KÜÇÜKKAYA Almanya’nın tüm dünyada Interpol kanalıyla aradığı YİMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar’ın İsviçre’de kurduğu YİMPAŞ Group AG’nin yöneticileri İsviçre Federal Savcılığı’na verdikleri ifadelerde şirketin nasıl kurulduğunu anlattı. YİMPAŞ’ın bu ülkedeki kuruluşu hakkında “kara para aklama” ve “dolandırıcılık” suçlamasıyla soruşturma yürüten savcılığa ifade veren YİMPAŞ yöneticileri “önemli itiraflarda” bulundu. Uyar’ın, Türkiye’ye eskisi kadar rahat para sokulamadığı ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile İslami holdingin problemler yaşadığı gerekçesiyle İsviçre’de bir şirket kurmayı istediğini aktaran YİMPAŞ yöneticileri, yurtdışından toplanan paraların bu ülkeye aktarılması için şirketin kurulduğunu açıkladı. İşte, İsviçre’deki YİMPAŞ yöneticilerininFederal Savcı Thomas Wyser’e verdikleri ifadeler özetle şöyle: Abdurrahman Çiğdem (İsviçre Federal Savcılığı/28 Ekim 2004): YİMPAŞ’ın karşılaştığı sorunlar ile ilgili olarak Bay Uyar ve ben aramızda konuşuyorduk. Uyar Türkiye’de SPK ile problemler yaşadığını belirtti. Uyar bana YİMPAŞ’a birçok para yatırmak isteyen insan olduğunu, ama SPK nedeniyle para toplama ile ilgili olarak problemler bulunduğunu söyledi. Çözüm yolları ararken bir konuşmada bu problemler ile ilgili olarak İsviçre hukukunun Türk hukukuna göre daha rahat olduğunu ve bu nedenle İsviçre’de hukuki düzenlemelerin incelendiğini söyledi. Bu konuşmalarda hisse paylarının İsviçre’de satımında problem çıkmayacağına karar verildi. Bay Can’ın katılımı ile Bay Kraus ile buluştum. 1998 sonu 1999 başı gibiydi. Kraus’a İsviçre’de bir anonim şirketin nasıl kurulabileceğini sorduk. Üçüncü görüşmemizde Uyar da vardı. Uyar, YİMPAŞ hisselerine ilgi olduğunu, bu nedenle İsviçre’de bir anonim şirket kurmak istediğini söyledi. Bu görüşmenin sonunda İsviçre’de holding kurulması hakkında görüş birliğine varıldı. ARALAR TÜRKİYE’YE GÖTÜRÜLECEKTİ’ Dieter Kraus (İsviçre Federal Savcılığı/25 Ağustos 2004, 1984 yılında dolandırıcılık ile ilgili ceza almış. ): 1998 sonbaharında ilk defa YİMPAŞ Grubu temsilcileri ile tanıştım. 15 yıldan beri et sektöründe bulunuyordum. Bu nedenle Türk kasaplarıyla ilişkilerim vardı ve Bay Çiğdem’le bu şekilde tanıştım. Ona İsviçre’de holdinglerin imkânları, kuruluş şartları ve yönetimleri hakkında bir rapor hazırladım. 1999 baharında benimle tekrar temasa geçildi. Çiğdem ve Dursun Uyar büroma görüşmek için geldiler. Yanlarında Türkiye’den benim tanımadığım iki kişi daha vardı. Konuşmanın sonunda benim 1998 yılının sohbaharında vermiş olduğum raporu temel alan bir şirket kurulmasına karar verildi. Bu zamanlarda yönetim değişikliği nedeniyle Türkiye’ye eskisi kadar rahat para sokulamayacağı belliydi. Bu nedenle İsviçre’de bir şirket kurulması gerektiği bana bildirilmişti. Bu konu ile yaşanan problem Avrupa’da yaşayan Türk işçilerinin Türkiye’ye götürülecek para ile ilgili olarak ağırlaştırılmış koşullara bağlı olarak eskisi kadar kolay değildi. Hüseyin Özbek (İsviçre Federal Savcılığı/2 Eylül 2004): Kuruluşta görev aldığım doğrudur. Kuruluş aşamasında 2 tane İsviçre vatandaşının bulunması gerekiyordu. Bunlardan bir tanesi halen yönetimde olan Bay Kraus’tu. İsmail Can, benden bu şirketin kuruluşunda yeterli sayıda İsviçre vatandaşı olması için yardım etmemi rica etti. Bay Can’ın karısı ve benim karım arkadaştılar. İsmail Can bana kazançların yurtdışından YİMPAŞ Group AG’ye aktarılacağını anlattı. Bu şekilde gelen paralar yurtdışındaki yatırımlara gönderilebilecekti. Can bu yatırımlar ile ilgili olarak Bulgaristan, Romanya ve Rusya’da bulunan firmalardan bahsetti. Ben sadece Can’ın İslam bilimi okuduğunu ve öğretmen olarak çalıştığını biliyorum. Daha sonra İsviçre’ye gelerek fabrikada çalışmaya başladı. Bazen cumaları camide imamlık yapıyordu. Kraus hakkında da tek bildiğim muhasebeci olduğu. Onu sadece bir kere kuruluşta gördüm. Çiğdem hakkında da bilgim yok. Onu da kuruluş aşamasında gördüm, bir daha görmedim. Grubun yapısı hakkında bir bilgim yok. Sadece bildiğim bu grubun başında Uyar’ın olduğudur. YAR ORGANİZE EDİYORDU’ İsmail Can (İsviçre Federal Savcılığı/17 Eylül 2004): Uyar, İsviçre’de değil, Almanya ve Türkiye’de para toplayan kişileri organize ediyordu. Bu işler 19 yıldır sürmesine rağmen YİMPAŞ Group AG en yeni firmaydı. Düşünceme göre bu temsilciler daha önce Türkiye ve Almanya’daki şirketler için çalışmışlardı. İki defa Türkiye’de bu kişiler ile görüşülmesinde bulundum. Bu görüşmeler Uyar tarafından gerçekleştiriliyordu. Uyar, kontrolü elinde tutan kişiydi. Uyar, 1999’un başında bana İsviçre’de bir anonim şirket kurmak istediğini belirtti. Şef, şef dediğim kişi Bay Uyar’dır. Bu kişi 1996’da bana Almanya’da başka bir şirketin müdürlüğünü de önermişti. Alman yetkililer tarafından izin verilmemesi nedeniyle bu gerçekleşmemişti. Uyar bana İsviçre’deki işin kiminle yapılabileceğini sordu. Önceleri sadece Çiğdem ve Kraus pazarlık yaptı. İkinci veya üçüncü görüşmeye Uyar da katıldı. C haberler BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ 15 ARALIK 2006 CUMA Bir ‘Yol Ayrımı’nda... na oturmuş olacak; ve geleceğin aydınlık Türkiye’sine uzanan yollar bir an önce açılacak. Özetle, bir “yol ayrımı”na varmıştır Türkiye. Halkı kadar aydınları da, belki asıl seçimlerini işte bu yol ağzında yapacaklar... ? Ayrıca, temel şu iki sorunumuz da var: İktisadi ve sosyal kalkınmamızı gerçekleştirerek çağımızı yakalamak, ve onun içinde, saygın bir toplum olarak yer almak; öte yandan, yalnız yasalardan oluşan bir sistem olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak demokrasiyi kurmak, özgürlüğün nimetlerinden yararlanmak. Her ikisi de birbirine bağlıdır bunların. Ve her ikisini de gerçekleştirmek, yeni bir insan yetiştirmemizi gerektiriyor. Bu insan, bireysel kurtuluşa değil, toplumsal kurtuluşa inanan; ilerlemeye ve geleceğe yönelmiş, geriye değil ileriye bakan; aklın ve bilimin öncülüğünü kabul etmiş, öyle olduğu için de sistemli düşünen, hoşgörüye, demokratik değerlere baş köşede yer veren insan olacaktır. Çağımızın fethine de bu insanla çıkacağız. Ne var ki, yurdumuzda yürürlükteki düzen, bu idealin karşısındadır. Bu bir düzen değil, ahtapottur aslında: Kimi kollarıyla, insanlarımızın boğazını sıkar ve toplumu onlar için bir cehenneme çevirirken; kimi kollarıyla, okuldan üniversiteye değin eğitim ve öğretimin bütün ocaklarını da kuşatmış, çocuklarımızın ve gençlerimizin çevresine karanlığın duvarlarını çekmiştir. Gittikçe boğucu hale gelen bu ortamda, genç kuşaklar, aydınlık yarınları yaratmanın bilgi ve becerilerini kazanamadıkları gibi, demokrasinin en sağlam güvencelerinden biri olan demokratik bir politik kültürü de önemseyemez durumdadırlar. Toplum bir cangıla dönmüş. Okul anlamını yitirmiş bir bakıma. Toplumu da okulu da kurtarmak gerekiyor. Ama ne yapmalı? ‘P ‘U Bir dönem Dursun Uyar’la çalışan eski Başsavcı Petek, hakkındaki iddiaları yanıtladı YİMPAŞ’ı hatırlayamadı ir dönem YİMPAŞ yönetiminde yer alan, eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, emekli olduktan sonra YİMPAŞ’ta veya başka bir şirkette çalışmasının en tabii ve yasal hakkı olduğunu belirterek, “Danışman ve yönetici olarak kısa bir dönem YİMPAŞ’ta çalıştığımı ve 2002 yılında yönetimle anlaşamadığım için istifa ettiğimi bizzat kendim açıkladım” dedi. Yozgat’taki görevi sırasında Cumhuriyet Başsavcısı (19981999) olarak kendisinin bizzat verdiği bir kararın olmadığını ir gerçek, yurdumuz, dışardan ve içeriden kuşatılmıştır. Profesör Erol Manisalı’nın pek sevdiğim deyişiyle, ülke içindeki 34 milyonluk bir “Danimarka”, 70 milyonu bu Danimarka adına yönetmektedir. İki “çarpıklık” iç içedir: Birinci çarpıklık içerdedir ve onun sonucu olarak, 70 milyon içindeki egemen 34 milyonluk Danimarka, iç düzeni kendine göre oturtmuştur; ikinci çarpıklık, “dünya ile Türkiye arasındaki dengesizlikten” kaynaklanıyor ve onun sonucu, dünya ile Türkiye arasındaki ilişki düzeni, 70 milyon ile dünya arasındaki siyasal ve iktisadi çıkar dengelerine göre değil, 34 milyonun çıkarlarına göre kuruluyor. Bu nedenlerle, halktan oy alarak iktidara gelen yönetimler de işçinin, çiftçinin, memurun, ulusal sanayicilerin hizmetinde olmak yerine, “içimizdeki Danimarka”nın hizmetkârı olmaktadır. Bu bir “oligarşi”: Ülkenin yoksullaşması, siyasal ve iktisadi bunalım onun eseri; demokratik gelişmenin önünü de o kesiyor. Nasıl bozmalı bu oyunu? Liberal yaygara işi soyutlanmalarla idare edip konunun bu yanına değinmiyor. Ne var ki, ancak “ulusal bir hareketle” karşı çıkılabilir buna ve Profesör Mümtaz Soysal’ın önerdiği gibi, “radikal, yenileştirici ve devrimci” bir çözüm arayıp, bulmak zorundayız. Bu, Türkiye’nin, demokrasi adına, yarım yüzyılı aşan bir süredir sürdürdüğü uygulamanın bugün gelip vardığı noktada, demokrasiyi bir çürüyüşten çekip alacağı gibi; onu gerici güçlerin bir oyun alanı olmaktan çıkaracak ve “laik Cumhuriyet”i nicedir yüz yüze geldiği bir tehlikeden de kurtarmış olacaktır. Her şeyi, yine demokrasi adına, yeni baştan düşünmek zorundayız. Böylece, ülkenin bugünkü çıkmazdan sıyrılmasında sorun, temelde politiktir ve öyle kalacaktır. Öte yandan, bütün sorun, halkın da bunların bilincine varmasındadır. Bu ne kadar çabuk olursa, demokrasi de o kadar çabuk rayı B B Yozgat’taki görevi sırasında Cumhuriyet Başsavcısı (19981999) olarak kendisinin bizzat verdiği bir kararın olmadığını bildiren Petek, “Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır’’ dedi. bildiren Petek, “Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır” diye konuştu. Halen serbest avukatlık yapan eski Cumhuriyet Başsavcısı Petek, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada hakkındaki iddialara özetle şöyle yanıt verdi: 2002 yılından itibaren YİMPAŞ ve grup şirketlerdeki bütün görevlerimden istifa ettiğim için YİMPAŞ’la ilgili yazdıklarınızın muhatabı değilim. Benim YİMPAŞ’ta halen görevli olmadığım resmi kayıtlarla bellidir. YİMPAŞ Group AG’nin yöneticilerinden İsmail Can’ın benim istifa ettiğimden bilgisinin olmaması da doğaldır. (Can’ın 2 Eylül 2002’de İsviçre’de verdiği “Petek, şu an da YİMPAŞ Yönetim Kurulu’nda yer almaktadır” ifadesine yanıtı.) Emekli olduktan sonra YİMPAŞ’ta veya başka bir şirkette çalışmak en tabii ve yasal hakkımdır. Danışman ve yönetici olarak kısa bir dönem YİMPAŞ’ta çalıştığımı ve 2002 yılında yönetimle anlaşamadığım için istifa ettiğimi kamuoyuna bizzat kendim açıkladım. Başsavcı olarak görevli olduğum dönemde YİMPAŞ hakkın Cumhuriyet, 6 Aralık 2006 tarihinde yayımladığı haberde YİMPAŞ’ın İsviçre’deki kuruluşu YİMPAŞ Reşat Petek Group AG’nin yöneticisi İsmail Can’ın, Basel Polisi’ne 2002 Eylül’ünde verdiği ifadelere yer vermişti. Yanda, İsviçre Polis makamlarının Can’a, Reşat Petek’i sorduğu soru metni görülüyor... da suç duyurusu konusunda “işlem yapılıp yapılmadığını hatırlamadığım” beyanı da eksik. Doğrusu şudur: Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı olduğum dönemde, YİMPAŞ hakkında yapılmış suç duyurusu var ise, yaptığım görev bölümüne göre ilgili Cumhuriyet savcısı arkadaşlarım yasal gereğini yapmışlardır. Cumhuriyet Başsavcısı olarak bizzat benim verdiğim bir karar yoktur. Cumhuriyet savcılarımızın da nasıl bir işlem yaptıklarını, aradan 8 yıl gibi bir zaman geçtiği için hatırlayamamam gayet doğaldır. Hakkımda hiçbir yakalama kararı yok. Sadece beraat ettiğim bir davanın Yargıtay’dan bozulması üzerine, yeniden yargılama safhasında istinabe yoluyla savunmamın istenmesi söz konusudur. (Yozgat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 23 Ocak 2007’deki YİMPAŞ duruşmasına getirilmesi amacıyla bir önceki duruşmada alınan yakalama emrine yanıtı.) Hazar Petrol Kimya Madencilik Metal Taşımacılık AŞ’nin YİMPAŞ’la hiçbir bağlantısı yok. Bu şirketin ortağıyım ve yöneticilerindenim. (Gazetelerde Uyar’a atfen yer alan İran’da Petek’le birlikte yatırım yaptıkları iddia edilen şirketle ilgili yanıtı.) İsviçre’ye 2 milyar Avro YİMPAŞ’a karşı İsviçre’de dava kazanan, Avrupa’da kara para uzmanı olarak tanınan Prof. Daniel Fischer, İslami holdingin bu ülkeye yaptığı para transferleriyle ilgili olarak “YİMPAŞ Group AG yaklaşık 2 milyar Avro parayı Almanya’dan İsviçre’ye nakletti” iddiasında bulundu. Fischer’in iddiasının doğru olup olmadığı, Alman ve İsviçre savcılıklarının İslami holding hakkında “uluslararası hukuki yardım” kapsamında ortaklaşa yürüttükleri soruşturmaların tamamlanmasıyla ortaya çıkacak. Zürih merkezli avukatlık ofisi “Fischer&Partner”in yetkili ismi Prof. Fischer, İsviçreli medya kuruluşlarına ofisi adına yaptığı açıklamasında bu ülkede “kara para aklama ve dolandırıcılık” suçlamasıyla soruşturma yürütülen YİMPAŞ’la ilgili önemli iddialarda bulunuyor. “YİMPAŞ olayı Türk kamuoyunda tartışıladursun”; kendilerinin YİMPAŞ’ın İsviçre’ye akan para transferlerine ve yatırımlarına odaklandıklarını açıklayan Fischer, iddialarını şöyle gündeme getiriyor: “YİMPAŞ Group AG yaklaşık 2 milyar Avro parayı Almanya’dan İsviçre’ye nakletmesine rağmen 2000 ve 2001 bilançosunda bunu sadece 105 ile 115 milyon Avro’luk kısmını hisse sermayesi olarak göstermiştir. YİMPAŞ Group AG, İsviçre’de profesyonel hiçbir faaliyette bulunmadığı için bu şirket sadece bir paravan şirket olarak görünmektedir. Yozgat’taki YİMPAŞ Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar aynı zamanda Emmetten’deki YİMPAŞ Group AG’nin başkanıdır. Uyar’ın yatırımcıların dini duygularını istismar etmediklerine ilişkin açıklamasının aksine, YİMPAŞ’a para yatıran tüm yatırımcılar, dini duygularla hareket etmişlerdir. Zedelerin çoğunun YİMPAŞ’a güvenmesinin tek sebebi, şirketin her zaman dini kaidelere dayanan iş anlayışının altını çizmesi olmuştur. İlkokul mezunlarından ve hatta okuma yazma bilmeyenlerden oluşan zedeler, ağır koşullar altında kazandıkları ve biriktirdikleri paralarını YİMPAŞ’a iyi niyet içinde vermişlerdir.” Mağdurun parası Mercedes’e gitmiş Baştarafı 1.Sayfada maakamlarına verdiği ifadelerin özeti şöyle: Roland Ohl’ün (YİMPAŞ’ın Almanya’daki mali müşaviri) dediği şekilde Dursun Uyar’ın şef olduğu doğrudur. Tüm kararları o alıyordu. Ben ise sadece uyguluyordum. Her ne kadar ben şirketin müdürü olarak görünsem dahi asıl sözü geçen ve kararları alan kişi oydu. Hem de şirketin ortağıydı. Aldığı kararlar sadece ticari kararlar değil, verilecek borçlar ile hangi şirketlere ortak olunacağını da kapsıyordu. (3 Kasım 2004 tarihli ifadesinden…) Aslan Grubu ile ilişkilerimizi Kanal 7’nin çalışanı Bilal K. aracılığı ile sağlıyorduk. Dr. Ohl, 1995 yılından itibaren YİMPAŞ için çalışmakla beraber danışmanlık sözleşmesi imzalamıştı. O gayrimenkul işlerini iyi biliyordu. Bununla ilgili olarak paraların nerelere akacağına karar veren kişi ise Dursun Uyar’dı. Türkiye’de bulunan ortaklar Dr. Ohl’ün raporlarından ve borç sözleşmeleri ile paraların Aslan Grubu’na aktarılacağından haberdarlardı. HYPO GmbH şirketi, Uyar’ın talimatı ile kuruldu ve onun kontrolündeydi. Ben hiçbir zaman bu paraların ödenip ödenmediğini ve nasıl kullanıldığını incelemedim. (30 Temmuz 2004 tarihli ifadesinden…) Bir yandan zarar ederken diğer yandan nasıl olup da yatırımcılara 40 milyon Avro ödendiğine ilişkin soruya verdiği yanıt: Bunlar gerçek olmayan kayıtlardı. Biz tabii ki bunlara ilişkin olarak bir hesap yapabilecek konumda değildik. Önceleri Dursun Uyar tarafından paralarını geri isteyenlere paraların tamamen ödeneceğine dair talimat verilmişti. Aslında sorunuzda haklısınız. YİMPAŞ sadece kendisine yatırılan paralardan para kazanıyordu. Kısacası, yapılan ödemeleri yeni gelen paralardan karşılıyorduk. (10 Kasım 2004 tarihli ifadesinden…) Savcı Schöpf’ün kendi hesaplarında bulunan paralar ile ne yaptığına dair soruya verdiği yanıt: Hesabımdaki paraların YİMPAŞ Holding AŞ’nin paraları olduğunu anladığımda bu paraları oraya gönderdim. Elden verdiğimi tahmin ediyorum. Bu paraları YİMPAŞ Holding’in Faisal Finans’ta bulunan hesabına yatırıp yatırmadığımı bilmiyorum. (10 Kasım 2004 tarihli ifadesinden.) YÖNETİCİNİN EŞİNE PARA TRANSFERİ lmanya’da Mannheim ve A İsviçre’de Basel Savcılığı, para transferlerini mercek altına almıştı. İsviçre’deki Credit Lyonnais Bankası, UBS şirketi ve Basellandschaftlichen Kantonal Bankası’nda bulunan kayıtlarda Dursun Uyar, YİMPAŞ Group AG, şirket kurucuları İsmail Can, Dieter Kraus’un yanı sıra Can’ın eşi Belma Can, diğer kuruculardan Hüseyin Özbek’le aynı soyadı taşıyan Erol Özbek adına açılmış hesap dökümlerine de ulaşıldı. Hesap dökümleri özetle şöyle: UBS AG: Uyar adına açılan 1, Kraus’a ait 3, Özbek’e ait 1, YİMPAŞ Group AG adına açılan 4 adet hesap numarası. asellandschaftlichen Kantonalbank: Özbek adına 1, YİMPAŞ Group AG Emmetten şirketine ait 2, İsmail ve Belma Can adına açılan 1 hesap numarası. Credit Lyonnais Bankası: Conway Treuhand AG adına açılmış 1, YİMPAŞ Group AG adına 1 hesap numarası.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle