27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Kertész’in fotoğrafları fazla konuşuyor Esra ALİÇAVUŞOĞLU “Fotoğraf makinesi benim aracımdır. Onunla çevremdeki her şeye bir neden veririm” diyor Andrè Kertész. Böylece izleyiciyi, bir zambak satıcısının, Dome Kahvesi’nde bir kış sabahı kahvesini yudumlayan kadının, gökdelenin azameti karşısında kaybolan bulutun fotoğraftaki nedenselliğini bulmaya çağrıyor. Kertész’in kamerasından yansıyanlara dikkatlice bakan hemen herkes çeşitli nedenler bulabilir pekala, ancak, onun fotoğraflarında yaşamın yansımasını ve yaşamın şiirselliğini yakalayabilmenin bu nedenselliklerden daha önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor. Roland Barthes’ın dediği gibi, “fotoğraf geçmişi anımsamaz” ama izleyiciye pürü pak, el değmemiş, nostaljik geçmişi anımsatır. Kertész’in, kimi geçmişi anımsatan, kimi ise zamandışı varoluşuyla düne, bugüne ve geleceğe işaret eden fotoğrafları kuşkusuz yaşama ilişkin en direk yansımayı sunuyor bizlere. Bu bağlamda Kertész’in yapıtlarının, fotoğrafın yaşamın aynası olduğu zamanların bir simgesi haline geldiğini söyleyebiliriz rahatlıkla... Yaşama kamerasıyla ayna tutan Andrè Kertész’in (18941985) İstanbul Modern’in fotoğraf galerisinde retrospektif bir sunum olarak gerçekleştirilen sergisi, belgeselden, gündelik yaşama, nesnelerden, doğa görüntülerine, portrelerden, otoportrelere kadar farklı türlerde çalışmış olan bu fotoğrafçının en gözde yapıtlarını biraraya getiriyor. Kertész, Henri CartierBresson gibi fotoğrafçılar Türk izleyicisinin yakından tanıdığı, fotoğraflarına aşina olduğu isimler; dolayısıyla bu sergi, izleyiciyi müzeye çekme bağlamında herhangi bir risk almıyor, tersine belli sayıda fotoğrafseveri İstanbul Modern’e taşımayı garanti ediyor. İstanbul Modern’de sanat yaşamı üç döneme ayrılarak ele alınan Andrè Kertész’in en ilginç yıllarını 19121925 arasında doğduğu coğrafyada çektiği görüntüleri içeren “Macaristan Dönemi” oluşturuyor. Bu yıllar pek çok açıdan, Kertész’in kariyerinin gelecekte akacağı yönü belirlemesi bakımından dikkate değer. Bu dönem sanatçının, yakın çevresini fotoğrafladığı, samimi, gerçek, gülümseten ve duygulandıran gözlemleri içeriyor. Aslında yakın çevresini, doğduğu yeri fotoğraflarken kendini tanımaya çalışan bir insanın gördüğü sıradan ama bir o kadar da derin izlenimler olarak adlandırılabilir bunlar... Öpüşen çingene çocuklar, kuzuyla oynaşan küçük oğlan çocuğu, sevgilisi Elizabeth’in kamerasına yansıyan görüntülerinin yanı sıra savaş yıllarının belgelerini de bu fotoğraflarında bulmak mümkün. Askerler, cepheye gidenler, gerçeğin soğuk yüzünü değil, hikayeyi izleyiciye bırakan bir gerçeklikle tarihe yazılıyor Andrè Kertész tarafından. 19251936 yıllarını kapsayan “Fransa Dönemi” sanatsal gelişiminin en önemli evresini oluşturuyor. Paris’te yaklaşık 10 yıl serbest fotoğrafçı olarak çalışan sanatçı, bu dönem Leger, Mondrian, Chagall, Brancusi gibi 20. yüzyılın en önemli sanatçılarının portrelerini de çekiyor. Macaristan’da çektiği fotoğraflarda kendini tanımaya çalışan bir gözün varlığını hissettiren Kertész Fransa’da, ait olmadığı bir yeri tanımaya çalışan, ünlülerin yanı sıra sıradan insanlara sıradışılaştıran daha sanatsal bir yöne doğru kaydırıyor kamerasını. Bu dönem çok sayıda portre çeken sanatçının özellikle Piet Mondrian‘un evini ve onunla özdeşleşmiş pipo ve gözlüklerinden oluşan fotoğrafları ilginç olduğu kadar hep yanında olduğunu dile getirdiği gerçekçiliğin farklı versiyonları olarak adlandırılabilir. 1930’ların başlarında Paris’in sanatsal atmosferinin de etkisiyle ilginç bir diziye başlayan Kertész, bozulmuş (distortions) olarak adlandırdığı bu nü fotoğraflarda özellikle kadın vücudunun kimi uzuvlarını bükeyli aynalar aracılığıyla deforme eder ve farklı görüntüler oluşturur. Çoğu eleştirmen bu “bozulmuş fotoğrafların” ilhamını 20. yüzyılın ilk yarısındaki avangard eğilimlere ve Kertész’in Calder, Picasso ve Mondrian gibi kimi sanatçılarla girdiği sanatsal ilişkiye bağlar. Kardeşim Scherzo’yu Taklit Ederken, Macaristan, 1917 ndrè Kertész’in üçüncü ve son dönemini 1936’dan 1985’teki ölümüne dek yaşamını A sürdürdüğü Amerika yılları oluşturuyor. Bu yıllar Kertész’in uluslararası üne kavuştuğu, üslubunun geliştiği ve çeşitlendiği dönem olarak tanımlanabilir. Amerika’ya geldiği ilk Uluslararası üne kavuştu dönem moda fotoğrafçılığı yapan, 1960’lardan sonra ise sanatsal ve yaratıcı fotoğraflar çekmeye devam eden Kertész, sanat kariyerinin doruğuna da bu yıllarda kavuşur. Amerika’ya yerleştiği ilk yıllar serbest fotoğrafçılık yapan Kertész’e Life dergisinin editörleri fotoğraflarını kullanamayacaklarını söyleyerek geri çevirir ve neden olarak bu fotoğrafların “çok fazla konuştuğunu” söylerler. Bu çok konuşan fotoğraflarla yaşamı tekrar düşünmek için İstanbul Modern’deki sergiye dikkatlice bakmak gerekiyor. Gezegen hızla ısınıyor! OZAN YAYMAN İZMİR “Gezegenimiz hızla ısınıyor” söylemlerinin altında yatan gerçekler, günden güne etkisini daha da hissettiriyor. Aralık ayının ortasına gelmemize karşın kışın etkisinin hissedilmemesi dikkatleri yeniden “küresel ısınma”ya çevirdi. Başta batı bölgeleri olmak üzere tüm yurt genelinde sıcak hava yarın öbür gün yerini soğuklara bırakacak olsa da, küresel ısınma olgusu artık hayatımızın bir parçası. Küresel ısınmaya karşı çözüm yolu olarak, Kyoto Protokolü’nü imzalamayan ülkelerin anlaşmayı kabul etmesi, emisyonların azaltılması, petrol, doğalgaz ve kömür gibi yakıtların kullanımından kaynaklanan sera gazı etkilerinin azaltılması gösteriliyor. Hiçbir önlem alınmaması durumunda ise gelecek 40 yıl sonunda atmosferdeki karbondioksit oranının sanayi toplumu öncesi döneme göre iki katına çıkacağı belirtiliyor. Çevre örgütleri bunun da dünyayı 1.4 ile 5.8 santigrat derece arasında ısıtacağına vurgu yapıyor. Atmosferdeki karbon miktarının acil olarak yüzde 80 oranında düşürülmesi gerekiyor. Bu da alternatif enerji kaynaklarının kullanılmasıyla olanaklı. Kuşlar göçmüyor, kayak merkezleri açılışlarını erteliyor, ağaçlar çiçek açıyor ayrılmadılar. Bunun havaların birden soğumasıyla kuş nüfusu üzerinde olumsuz etki yaratacağı belirtiliyor. Tüm yurt genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi’nde güneşli hava kendisini esirgemiyor. İzmir, Manisa, Denizli, Aydın, Muğla gibi yerleşimlerde yurttaşlar hâlâ kaban giymedi. Uludağ 3 yıldır kar özlemi içerisinde. Hava sıcaklıklarının bu yıl da mevsim normallerinin üzerinde oluşması sonucu biriken karlar eridi. 15 Aralık tarihinde açılan sezon 10 gün sonraya ertelendi. Bölgede önceki yıllarda bu zamanda kar kalınlığının 70 santimetreye ulaştığı belirtilirken, Uludağ’a iki haftadır kar düşmediğine dikkat çekildi. Avrupa’nın önemli kayak merkezleri de yeterli kar kalınlığı bulunmadığı gerekçesiyle açılışlarını erteledi. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 45 derece üstünde olması üreticiyi endişelendiriyor. Yağışların 12 hafta daha gecikmesi halinde tarlalarda ekili bulunan ürünlerin bozulacağına dikkat çekiliyor. ilan renkli OLUMSUZ ETKILER İzmir Kuş Cenneti son yılların en kalabalık kuş nüfusunu ağırlıyor. Yılın bu mevsiminde daha ılıman iklim arayışıyla güç yollarına koyulan kuşlar, sıcak havalara aldanıp yerlerinden KÜRESEL ISINMA 2007 mücadele yılı olacak MERSİN (Cumhuriyet) Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Temsilciler Meclisi toplantısında, 2007’nin “Küresel Isınma ve İklim Değişikliğiyle Mücadele Yılı” ilan edilmesi kararlaştırıldı. Platform bu kapsamda, küresel ısınma konulu bir sempozyum düzenleyecek ve küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle ilgili yerel örnekler üzerinden kamuoyunu bilgilendirecek. Platform, yeni çimento fabrikaları, nükleer tesisler ve Tarsus’ta kurulması planlanan zehirli atık projesini de gündemine aldı. TÜRÇEP Temsilciler Meclisi 3. Toplantısı, 810 Aralık tarihleri arasında Mersin’de yapıldı. Doğu ve Batı Karadeniz, Doğu Akdeniz, Marmara ve İç Anadolu çevre platformlarından 22 temsilcinin katıldığı toplantıda, bölgenin ve Türkiye’nin çevre sorunları değerlendirildi. Toplantıda 2007, “Küresel Isınma ve İklim Değişikliğiyle Mücadele Yılı” ilan edilirken sonuç bildirgesinde ülkenin çeşitli bölgelerindeki çevre sorunlarına değinildi. Bildirgede, Türkiye’de kirli teknoloji transferinin hızla devam ettiği belirtilerek çevrecilerin çimento fabrikaları, katı atık bertaraf tesisleri ile 20’yi aşkın yerde termik santral yapımına karşı olduğu vurgulandı. Türkiye’nin ayrıca nükleer atık çöplüğü haline dönüştürülmek istendiğine dikkat çekilen bildirgede bu girişimlerin bir an önce durdurulması talep edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle