17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

borçlarını ödeme ve Steinmaier, küreyi inceliyor... bütçe açıklarını giderme sürecini hızlandırdıklarını açıklaması yüzleri güldürüyor. Ancak, Yunanistan’ın Avrupa Para Birliği‘ne dahil olabilmek için yalan söylemesi ve kamu açıklarıyla borçlarını gizlemesi, AB'nin 2000 yılında Lizbon Gündemi adı altında aldığı kararlara ulaşmak için şu ana kadar yeterince ilerleme kaydedememesi, 1996’dan bu yana Avrupa’nın her geçen yıl Amerika’nın gerisinde kalması, ABD’nin işgücü verimliliği konusunda Avrupa’dan iki katı daha hızlı ilerleme kaydetmesi gibi gelişmeler madalyonun diğer yüzünü ortaya koyuyor. Avrupa'nın bugün en ciddi kaygıları arasında yer alan ekonomik sıkıntılar, kıtanın müreffeh ülkeleri arasında hızla moral bozukluğuna neden oluyor. Küreselleşen dünyaya nasıl ayak uydurabilir? sorusu birçok üyenin kendi kendine sorduğu sorular arasında. Bu konuya bağlı olarak bir diğer önemli sorun da Avrupa nüfusunun hızla yaşlanıyor olması. Nüfusun korunabilmesi için arzu edilen oran 2,1 çocuk iken halihazırda bu oran AB25'te 1,5 çocuk. 2030'a kadar anti–Semitizme dönüştürülüyor. Bu da hoşgörüye sınırlı bir gelişme kaydedilerek bu oranın 1,6'ya dayanan çok kültürlü toplum yapılarıyla övünen çıkacağı tahmin ediliyor. Bu durumda 2050'de AB'de Avrupa ülkelerinin İslamfobia (İslam korkusu) çalışan nüfusun (1564 yaş) 48 milyon kişi azalacağı çıkmazına girmelerine neden oluyor. AB’nin dünya öngörülüyor. Bu da, sosyal güvenlik sisteminde krize üzerinde daha geniş, daha derin ve daha kuvvetli bir neden olmaması için acil reformların kaçınılmaz rol oynamasının önemine dikkat çeken ve olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca AB, yaşlanan genişlemenin AB’ye güç katacağını belirten AB nüfusla birlikte ortaya çıkacak işgücü açığının Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli kapatılması için göçmenlere kapılarını açmak Rehn’in tersine, AB kamuoylarında genişlemeye olan zorunda kalacak gibi görünüyor. Küreselleşmenin destek giderek azalıyor. etkilerini yakından hisseden AB, rekabetçi gücünü Son olarak değinilecek nokta uluslararası alanda tamamen yitirmemek için daha esnek bir çalışma yaşanan gelişmeler ve AB’nin bu gelişmeler rejimine geçmenin baskısını hissediyor. karşısındaki tutumu olacak. Aslında bu bağlamda dile getirilecek düşünceler AB’nin geleceğine ilişkin bazı düşünceleri de içeriyor. Avrupa, küresel oyunun ENİŞLEME kurallarını tanımlama sürecine, aktör olarak AB’de genişleme konusunda yaşanan tartışmalar katılabilecek mi? Yoksa, mevcut sorunların izleyicisi da oldukça yoğun geçiyor. AB'nin en başarılı dış olma rolüyle yetinecek mi? Bu soru bugünkü AB’nin siyaset aracı olarak bilinen genişleme 3 askerî belki de kendisine sormaktan çekindiği, korktuğu diktatörlüğü İspanya, Portekiz, Yunanistan ve 10 ama er ya da geç sormak zorunda kalacağı bir soru. eski komünist ülkeyi AB potasına aldı. Ancak Aslında bu soru yine AB’nin geleceğini de, genişleme Avrupalılar artan oranda genişlemeye karşı çıkıyor. politikalarını da belirleyecek oranda büyük öneme Brüksel'in genişlemenin "anlam ve önemini" sahip bir soru. vatandaşlarına daha iyi anlatması gerekiyor. AB eğer önümüzdeki 50 yılda da etkisini Genişlemeye karşı olan AB üyesi ülkelerde yabancı sürdürmek istiyorsa, ortak dikkatini dışarıya vermesi düşmanı ve ırkçı partiler ile politikacılar, en başta da gerekiyor. Ortak dikkat için ise ortak dış politika Avusturya, Fransa, Danimarka ve Polonya’da yaygın oluşumuna ihtiyaç var tabii ki. Çağımızın en büyük destek kazanıyor. Hatta bu partiler ve politikacılar sorunları, küreselleşme, iklim değişikliği, enerji artık AP’de bile temsil ediliyorlar. Göçmen dalgası bağımlılığı, göç, terör, Ortadoğu'da istikrar ve korkusu gerilimleri artırırken, bu tür kaygılar, aşırı Afrika'nın kalkındırılması gibi konular AB’nin uçtakiler tarafından yabancı düşmanı ırkçılığa ve masaya yumruğunu vurması gereken konular. AB C S TRATEJİ 15 bugün, birliğe pek az katılım umudu olan veya hiç umut taşımayan komşu ülkelerle, bilhassa da Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle ilgili daha yetkin bir politika geliştirmeli. AB Ortadoğu’da ve çevresinde süren kavgalar önünde kayıtsız duramamalı. Avrupa, kendi içine kapanma eğilimi ile cesaretli davranma arasında gidip geldikçe ve bu seçeneklerden ilkine daha sıcak baktıkça AB’nin ikinci 50 yılının ne şekilde kutlanacağı sorusu akıllara geliyor. 1960’lı yılların başından 1990’lı yılların sonuna kadar uluslararası platformda silik bir dönem geçiren AB, bugün de bu tür siliklik yaşıyor. Bu çerçevede, Avrupa yeni bir dünya düzeninin tanımlanmasına katkı yapmalı ve değişen dünyada kendi rolünün ne olduğuna vakit kaybetmeden yanıt vermelidir. Avrupa ya, kendine özgü gelişme modelini ortaya koymak, değerlerini sınırlarının dışına taşımak ve bunları dış dünyaya örnek olarak sunmak üzere geleceğini belirleyecek ya da dünyada sıradan bir ziyaret mekânı olarak kalmaya mahkum olacaktır. AB, birliğin kurumlarını derinleştiremiyor, küreselleşmenin KURUMSAL KİMLİK olumsuz etkilerinden kendisini koruyamıyor. Nüfusun AB’nin kurumsal kimliği de bir biçimde değişiyor yaşlanması ve çalışabilir nüfusun giderek azalması ise ciddi ve bu değişime uyum sağlayacak biçimde yeni Avrupa ekonomisini tehdit ediyor. kurumsal mekanizmalara, yeni bir işleyişe ihtiyaç duyuluyor. AB vatandaşların yüzde 44’ünün birlik üyesi olmaktan mutsuz olduğuna yönelik anket sonuçları, konunun ciddiyetini gözler önüne seriyor. 15’den 27’ye ve ileride belki de 35 üyeye ulaşacak bir AB’nin siyasal karar mekanizmasını felce uğratacak risklerden kurtarmak, Avrupa Parlamentosu’nun işlevini artırarak AB’nin demokratik işlevini artırmak, AB’nin yönetim sorunlarını çözmesi açısından oldukça önemli noktalar. Bugün AB üyesi ülke vatandaşlarının AB düzeyinde temsili zayıf durumdadır. Ayrıca, AB’nin başkenti olan Brüksel ise, geniş bir coğrafyaya yayılan insanlara oldukça uzak ve yabancı durumda. Sonuç olarak, piyasa Avrupası ya da siyasal Avrupa, coğrafya kıtası ya da değerler kıtası, ticaret alanı ya da hukuk alanı. AB bu ikilemler içinde boğulmadan, büyümekten ve ilerlemekten vazgeçmeden herkese anlayışla yaklaşan, herkese kucak açan bir toplum modeli olmalıdır. Geniş refah devleti imkanları ve hızla yaşlanan nüfusu için AB acil önlemler almalı, yükselen Hindistan ve Çin'e karşı rekabet gücünü koruyabilmelidir. Bunun için ise, AB’nin en başta siyasal ve parasal konularını çözümlemesi gerekiyor. AB, kendine başarı yolunu getirmiş olan iki ayağı üzerine basmaya devam etmelidir. Bu iki ayak derinleşme ve genişlemedir. Dipnot: 1 EC: Leaken Declaration, 2001, http://www.euconvention.be/static/Leaken%20Declaration.asp, 27.03.2007. G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle