16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Bahadır Selim DİLEK NeoCon’lar sınır tanımıyor, Afganistan ve Irak’tan sonra yeniden Somali… C S TRATEJİ duruluyor ve El Kaide bağlantılı örgütlerin Somali’yi bir terör yuvasına dönüştürebileceği dile getiriliyor. Belki şansın da yardımıyla, teröre karşı verilen uluslararası savaşta yeni bir cephe açılması önlenebilir. Ancak çok uluslu İslami terör gibi son derece hareketli bir düşmana karşı Amerika işi şansa bırakmamalı, daha esnek ve etkin bir strateji geliştirmelidir. Washington daha hızlı tepkiler verebilmelidir. Özellikle de teröristlerin belirlediği koşullarda çatışmaya girmek gibi bir tuzağa düşmemelidir" yorumu yaparak, ABD kamuoyunu Irak’ın ardından Somali’ye de hazırlamak için üzerine düşen görevde ilk adımı atmıştı. Sonuçta, hedefteki El Kaide üyelerinden birinin 1998’de Kenya ve Tanzanya’daki ABD elçiliklerine düzenlenen saldırılarda yer aldığı, diğerinin ise örgütün Doğu Afrika’daki liderlerinden biri olduğu iddiasıyla ABD güçleri saldırıya geçti. Aslında 11 Eylül’den sonra ise, özellikle Afganistan’dan kaçan El Kaide liderlerinin Somali’ye yerleştikleri bilgisi kulaktan kulağa fısıldanır olmuştu. Bir yıl sonra ABD deniz kuvvetlerinden bir filo Somali’yi Afrika ve Arap Yarımadası’na bağlayan yol üzerindeki Cibuti yakınlarında konuşlandırıldı. Birliğin görevi ise teröristleri yakalamak, yerel ve yasal askeri güçleri eğitmek ve istihbarat toplamak olarak belirlendi. Yemen ve Kenya’da yeni sahil güvenlik timleri eğitildi. ABD’li uzmanlar, Cibuti ve Etiyopya’da, sınır polislerini eğitti. CIA 2003’te Somali’de saklanan El Kaide üyeleri hakkında bilgi toplamaya başladı. Her şey hazırlandığında ABD tarafından eğitilmiş Somali ve Etiyopya birlikleri, Somali’nin başkenti Mogadişu’daki radikal İslamcı yönetime savaş ilan ettiler. Çok geçmeden, 28 Aralık 2006’da Mogadişu’yu ele geçirmeyi de başardılar. Diğer açıdan Somali’ye operasyonu Etiyopya’nın yapması, ABD’nin ülkeler arasındaki dini ve etnik sorunları kullanarak birbirine karşı Somali’deki İslamcı militanlar... Y eni yılın ilk haftasında, ABD ordusu, El Kaide’ye bağlı teröristlerin bulunduğu şüphesiyle dünyanın en yoksul ülkelerinden Somali’nin güneyindeki bir bölgeye hava saldırısı düzenledi. Gündemde çok fazla yer bulmasa da bu kritik gelişme, ABD yönetiminin 11 Eylül saldırılarının ardından uygulamaya koyduğu politikalardan vazgeçmediğini, hatta küresel enerji rekabetinde hedef büyütmekte olduğunu ortaya koydu. Bir başka deyişle ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) dayanarak başlattığı küresel enerji savaşı Ortadoğu’dan sonra Afrika’ya da sıçramış oldu. Peki, gözlerin Ortadoğu’daki gelişmelere ve özellikle de ABD’nin Irak’ta içine düştüğü zor durumdan kurtulma çabalarına çevrildiği bir dönemde Cibuti’den kalkan ABD Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağının, Somali’nin güneyinde El Kaide üyelerinin bulunduğu düşünülen bölgeye saldırı düzenlemesi ne anlama geliyor? ABD ‘terör hedefini’ büyüttü Ortadoğu ve Asya içlerinde önleyici vuruş yapan ABD, hedef büyüttü. Somali’de El Kaide militanları bulunduğu gerekçesiyle son olarak bu ülkenin güneyine hava akını düzenledi. Bu harekat da ABD’nin büyük stratejisinin bir parçası… sıra enerji ve enerji güvenliği kavramlarının da birlikte anılması gerekiyor. SENARYO AYNI Aslında ABD’nin ortaya koyduğu senaryo, ne Afganistan’dakinden ne de Irak’takinden farklı. Sadece, oyuncuların adı değişik. Washington’daki yeni muhafazakar sıfatlı küresel oyun kurucular için zaten gerekçe 2006 yılı Haziran ayı başında hazırlanmıştı. Biraz hafızalarımızı yenilemek için 26 Haziran 2006 tarihinde yine Strateji’de yayınlanan bir yazıdan küçük bir alıntı yapmakta yarar bulunuyor: Uluslararası haber ajanslarının 5 Haziran tarihli bültenleri, dünya kamuoyuna "Somalili İslamcıların, başkent Mogadişu’nun denetimini ele geçirdiklerini" duyuruyordu. Bu haberlerin uluslararası politikalara yön verenlerin toplantı masalarında değerlendirilmeye başladığı dakikalarda, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın Somali kolu olan İslami Birlik Başkanı Şeyh Ahmet, Mogadişu'nun kendi kontrolleri altında olduğunu ve çarpışmaların sona erdiğini açıkladı. Mogadişu, haftalar süren çatışmalardan sonra İslamcıların eline geçmişti… Somali’de şeriat yönetimi kurulmasını isteyen gruplar, aşiret liderlerini ABD ile işbirliği yapmakla, aşiret liderleri de İslamcı grupları, "El Kaide’ye destek vermekle" suçluyordu. Bu suçlamalar uluslararası gündemde çok yankı bulmasa da Washington yönetiminin, özellikle El Kaide bağlamında Afganistan ve Irak politikalarının devamı anlamında önümüzdeki sürecin kırılma noktasını oluşturabilecek bir potansiyeli beraberinde getiriyordu. Bu noktada El Kaide’nin altının çiziliyor olması dikkat çekici. El Kaide’nin adının geçtiği her ülkede, ABD’nin ciddi anlamda ekonomik çıkarlarının olduğu göz önüne alınırsa, Somali’de son yaşanan gelişmeler ile "Ortadoğu’nun ardından Afrika mı gündemde? ABD’nin yeni hedefi Somali mi?" soruları kendiliğinden ortaya çıkıveriyor. Ancak, ABD’nin "ilgisini esirgememesi için" tablodaki eksik unsurların tamamlanması, El Kaide’nin yanı AŞİRET LİDERLERİNE DESTEK Yani, ABD’nin Somali’de destek vermekte olduğu aşiret liderleri, İslamcıları El Kaide’ye destek vermekle suçlayınca, Washington yönetimi için de "sihirli sözcük" söylenmiş oluyordu. Söz konusu sihirli sözcüğe duyarlı olan dev mekanizma çalışmaya başladı. Bu mekanizma çalışırken de kamuoyunun hassasiyetlerinin gözetilmesi ABD’nin, "halkın desteğini almış" görüntüsüne büyük önem veren siyasi figürleri açısından büyük önem taşıyordu. ABD’nin stratejik konularda sesi olan yayın kurumlarının halkı bu konuda bilgilendirmesi gerekiyordu. O da yapıldı. The New York Times, "Somali’de Taliban tarzı bir yönetim oluşturulması olasılığı üzerinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle