14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Dr. C. Akça ATAÇ TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası caatac@tusam.net Küresel yoksulluğun azaltılması tartışmaları sonuç vermiyor… C S TRATEJİ şekilde anlatıyor. Doğu Karayip ülkelerini temsil eden Eliot Page de görüşmelerin bazen "korkutucu" boyutlara ulaştığını söylüyor. Her şeye rağmen büyük ekonomilerin temsilcilerinin baskılarına karşı direnebilen küçük ekonomilerin temsilcileri ise, bu sefer karşılarında, ironik bir şekilde, temsil ettikleri ülkenin devlet veya hükümet başkanını buluyorlar. Doğrudan gıda, baraj veya okul yardımı almanın, sübvansiyonlar konusunda ısrar etmekten daha kârlı olduğunu düşünen politikacılar, çoğu zaman kendi temsilcileri ile ters düşüyorlar. DTÖ’nün zaman zaman "demokratik" olmayan ve baskıcı uygulamalara sahne olduğu ortada. Ancak uluslararası ticareti, önemli ölçüde disiplin ve kontrol altına aldığı da bir gerçek… Ticaret yapma haklarının gasp edildiğini düşünen ülkelerin hakemliğine başvuracağı bir kuruluş DTÖ. Uzmanlara göre, "Dünya üzerinde Kosta Rika’nın ABD’den hesap sorabilme, hakkını alabilme olasılığının bulunduğu tek yer" orası. Bu bağlamda, özellikle daha adil ve etkili olma potansiyeli hesaba katıldığında, 149 üyeli DTÖ gözden çıkarılamayacak kadar değerli bir oluşum. Bu nedenle de AB ve ABD’nin elinde uğradığı itibar erozyonunun mutlaka sona ermesi ve tarım sübvansiyonları ile gümrük tarifeleri konusunda bir uzlaşmaya varılması gerekiyor. DTÖ’nün Fransız Genel Sekreteri Pascal Lamy de küresel ticareti içine düştüğü bu çıkmazdan kurtarmak ve DTÖ’nün sadece zenginlerin çıkarını korumadığını ispatlamak için AB ve ABD’nin insafa gelmesini bekliyor. AB Komisyonu’nun Peter Mandelson’dan önceki Ticaret Komiseri olan ve Komisyon’daki görev süresi sona erince DTÖ genel sekreterliğine adaylığını koyan Lamy, seçim kampanyasını "gelişmekte olan ülkeler" üzerine kurmuştu. Şimdi kendisine oy veren Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin beklentilerini karşılamak zorunda olan Lamy’ye en büyük güçlüğü çıkaran ülke ise kendi vatanı Fransa… Y oksul ülkelerin, küresel ticaret ile adil koşullar altında bütünleşmesi amacına hizmet etmesi için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından 2001 yılında başlatılan Doha Turu, AB ve ABD arasındaki anlaşmazlık nedeniyle geçen Temmuz ayında çıkmaza girmişti. DTÖ’nün uluslararası toplumdaki itibarının daha fazla zarar görmemesi ve gelişmekte olan ülkelerin mutlaka desteklenmesi yönünde giderek artan baskılar karşısında bu iki aktör, 8 Ocak günü bir kere daha bir araya gelerek görüşmelerin yeniden başlaması için üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerine dair dünya kamuoyunun önünde el sıkışarak güvence verdiler. ABD Başkanı George Bush ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, serbest ticaretin yoksul ülkelerin de lehine olacak şekilde genişletilmesi ve dolayısıyla Doha Turu’nun başarıyla sonlandırılması için anlaşmazlığa konu olan tarım sübvansiyonlarının ve gümrük tarifelerinin yeniden değerlendirilmesinde "işbirliği" içinde olacaklarını söylediler. Ancak açlık ve yoksulluğa karşı neredeyse ümitsiz bir savaş veren "üçüncü dünya ülkeleri", 5 yılı aşkın bir süre boyunca bu tür sahnelerin sayısız kere yinelenmiş ve hemen ardından görüşmelerin, bütün yardım çağrılarına rağmen tıkanmış olmasından dolayı, AB ve ABD’ye duydukları güvensizliği ve kızgınlığı gizlemiyorlar. BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın altını çizdiği şekliyle "1 milyardan fazla insanın açlık sınırında yaşadığı ve her gün 20 binden fazla kişinin açlıktan öldüğü" bir dünyada, Doha Turu’nun başarıyla sonlanması, büyük önem taşıyor. Üçüncü dünya Batı’ya kızgın Batının tarım sübvansiyonları ve yüksek gümrük duvarları Latin Amerika ve Afrika ülkelerinden yoğun tepki görüyor. ‘Dünya ticaretini adil koşullara çekmek için kurulduğu’ iddia edilen DTÖ’nün bu işlevden uzaklaştığı savunuluyor. siyasî, ekonomik, hukukî ve etik pek çok tartışmaya konu oldu. İlk bakışta, küresel güçlerin zayıf ülkelere, neyi, ne kadar ve kaça üreteceklerini söyleyerek baskı uyguladıkları yeni bir platform olarak algılandı. Ardından gelen uygulamalar da, DTÖ’nün zengin ülkeler için çalışan "zengin seven" bir oluşum olduğu düşüncesini perçinledi. Ayrıca basına açık olmayan DTÖ görüşmelerinin en sert geçen uluslararası toplantılar olduğu da biliniyor. Az gelişmiş ülkeler, şakayla karışık olarak, görüşmelerin "masaya yumruk vurma" veya "kol bükme" yöntemi ile gerçekleştirildiğini dile getiriyorlar. Güçlü tarafların temsilcilerinin Latin Amerika ve Afrika temsilcilerinin direncini kırmak için toplantıları bilinçli olarak sabahın ilk ışıklarına kadar uzatması ise alışagelmiş bir uygulama… Brezilya’nın DTÖ eski temsilcisi Pedro Camargo de Neto, sıra imzaların atılmasına geldiğinde, kendisine kaç kere "Hazır imzalarken burayı da imzala" denerek emrivaki yapılmaya kalkıldığını; neyi imzalayacağını sorduğunda ise "Boşver, anlatsak da anlamazsın zaten" diye yanıt aldığını hüzünlü bir DTÖ’NÜN İTİBARI 1995 yılındaki kuruluşundan bu yana DTÖ, DOHA TURU NEDEN TIKANDI AB ve ABD’nin çiftçilere yüksek miktarda Afrika, küreselleşmeden olumsuuz etkilenen bölgelerin başında geliyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle