16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] Sakinleştirici bir meltem gibi Ruhumu yıkıyorsunuz BAAS partimiz ise çiçeğe durmuş dal Merhemin yapamadığını yapıyor beyaz gül Zayıf düşmek asla Dik durduk güzel ahlakımızla Mağrur duruşumuz, yoldaşıdır ruhumuzun Yabancıları denizimize yığdı düşman Onlara hizmet edenin de olacak sonu hüsran. İşte göğsümüzü kurtlara açıyoruz Ve canavarın önünde titremeden Baş ettik en zor meydan okumalarla İnşallah bunların da üstesinden geliriz. Nasıl dayanırlar böyle bir gerginliğe Halkım, sizi yüz üstü bırakmadık Tüm felaketlerde lider yine partimdir. Irak’ta Baas sürecinin sonu ve yeni gelişmeler… C S TRATEJİ ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ ABD’nin bilinçli bir şekilde uygulamaya koyduğu Ortadoğu politikasının önemli bir sonucu da Arap Milliyetçiliği açısından bir sembol olan ve anlam ifade eden BAAS hareketinin Saddam’ın idamı ile son bulmasıdır. Birinci Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu ülkelerinin emperyalistlerce harita üzerinde cetvelle çizilerek, bir anlamda paylaşılarak oluşturulması ve süreç içinde, özellikle İsrail’e bir tepki olarak doğan Arap Milliyetçiliği birçok ülkede güçlenirken özellikle Mısır’da Cemal Abdül Nasır ile en parlak günlerine erişti. Sonraları Enver Sedat, Hafız Esad ve bir ölçüde Muammer Kaddafi ile sürdürülen bu milliyetçilik hareketi özellikle, Irak ve Suriye’de BAAS Partisi ve BAAS Hareketi ile tüm Arap ülkelerinde bir heyecan yaratmıştı. Zaman zaman BAAS Partisi çizgisinde ülkeler arası birlikler oluşturacak kadar etkili olan milliyetçi sosyalist BAAS efsanesinin son önemli lideri de alelacele ortadan kaldırıldı. ABD Ortadoğu’ya düşmanlık ekiyor dam cezasına çarptırıldıktan sonra yazdığı "Salıverin" isimli şiirinde bu dizelere yer veren Saddam Hüseyin, Irak halkına veda ederken bütün acımasız yönlerine karşın duygusal yönünü ve kendisi için BAAS Hareketi ve Partisi’nin ne kadar önemli olduğunu da ortaya koyuyordu. Sovyetler Birliği’nin parçalanmasından sonra ortalığı boş bulan ABD’nin enerjiye dönük emelleri doğrultusunda ilk gözüne kestirdiği ülke Irak ve onun hırslı lideri Saddam Hüseyin olmuştu. İran’a karşı savaştırdığı Saddam’a kimyasal dahil çeşitli silahlar satan, savaş sırasında İran askeri gücü hakkında uzaydan aldığı bilgileri Saddam’a aktaran ABD’nin yine Saddam’a yeşil ışık yakarak Kuveyt’e saldırması için kışkırtmış olduğu da iddia edilmektedir. ABD’nin bu kışkırtmalarıyla iyice şımaran Saddam Hüseyin’in etrafına saldırmasıyla aradığı gerekçelere kavuşan ABD, bundan sonra Irak’a yönelik bildiğimiz süreci başlattı. İki savaş sonunda Irak tamamen işgal edildi. Bu müdahaleler ve işgallerle Ortadoğu’ya yayılan huzursuzluk dalgaları ABD’nin bildiğini okuyan, saldırgan ve yanlı politikalarıyla da alevler içinde bir Ortadoğu yarattı. Artık yanı başımızda ve özellikle yine ABD’nin yanlı ve geçmişteki müttefikliğimize ters düşen PKK terör örgütünü kollayıcı tutumu da dahil çeşitli sorunlarla dolu bir Ortadoğu ile yaşamak durumundayız. Ama ABD’nin halen süregelen bütün bu yanlışlarından yalnız Saddam’ın Ortadoğu halkı zarar görmedi, idam edilmesi Ortadoğu ülke ve halklarının ayrımcılığı çoğu alevlere teslim edilmedi. körükledi... Şüphesiz artık ABD’nin Ortadoğu’daki devri de sona erdi. ABD, Irak işgalinin öncesindeki etkinliğini Ortadoğu’da yitirirken gerek bölgede gerekse bölge dışında kendisini destekleyen ülkeleri de büyük ölçüde kaybetti. Art niyetle uyguladığı bu akıl almaz politikalar ve askeri yöntemlerle, bölge halkını kendine geri dönülmez bir şekilde düşman ettiği gibi, daha da acısı bölge halkında onarılmaz derin yaralar açtı. ABD, bu süreçte etnik İ Irak tarihi darbelerle, bu darbelerin büyük bölümünde de Saddam BAAS NEDİR? parçalamak için Türkiye Hüseyin’in baş aktör olmasıyla yazıldı. Ülkemizi Cumhuriyeti’nin esası Kemalizm’i hedef Batı dünyası, petrol zengini Arap ABD’nin Irak’ta uyguladığı politikalar, alan dünyasını ve Arap Milliyetçiliğini hedef onun en etkin temsilcisi BAAS iddiasının tersine ‘nefret tohumları’ alırken, Hareketini ortadan kaldırma yolunda en son adımı atarak "Son Büyük Lider" Saddam ekiyor. Saddam’ın idamı, etnik ve Hüseyin’i idam ettirdi. Arap dünyası işte bu BAAS efsanesini yitirirken belki de dinsel çatışmaları derinleştiriyor. farkında olmadan daha büyük grupları birbirine karşı kışkırttığı gibi Ortadoğu için son derece hassas olan din ve mezhep olgusunu ön plana çıkaran ayrımcı politikalarla Sünni ve Şiileri de birbirine düşürdü, kalıcı şekilde düşman etti. Bugün Irak, Lübnan ve Filistin’de birbirlerine giren Araplara yarın Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Suriye, Bahreyn ve başka ülkelerdeki Araplar da katılırsa şaşmamak gerekecek. Ülkelere demokrasi getirip sağlıklı toplumlar yaratacağı bahanesiyle Ortadoğu’yu alevlere atan, yapıcılıktan ziyade, yıkıcılıkla ülkeleri parçalayıcı bir felaketler dizisini Ortadoğu’ya armağan eden, Irak’a demokrasi getirmek yerine iç savaş çıkaran ABD ve Başkan Bush’u tarih asla affetmeyecektir. parçalanmalara doğru yol alıyor. 1950’lerden bu yana Arap dünyasını heyecanlandırıp, birleşme yolunda bu denli umutlandıran BAAS nedir? Nasıl gelişmiştir? Olası sonuna nasıl yaklaşmıştır? Bu sorularla ilgili yanıtları şöyle özetleyebiliriz; 1947’da Şam’da RumOrtodoks Mişel Eflak ve Sünni Müslüman Salah El Din Bitar tarafından kurulan BAAS Partisi, (Arapça: Hizb el Baas el Arabi el İştiraki) Arap Sosyalist Yeniden Diriliş Partisi anlamına gelir. Önce Suriye’de kurulan Parti’nin bir kolu sonradan Irak’ta da kurulmuştur. Birlik, hürriyet ve sosyalizm ilkeleri üzerine kurulan parti, Marksizm, 19. yüzyıl Alman Milliyetçiliği ve geleneksel Arap Milliyetçiliğinin karışımı niteliğindeki bir ideolojiyle laik bir yaklaşım içindeydi ve gelişmesini Suriye’de 1965, 1966, 1970 ve Irak’ta 1979’daki çeşitli düzenlemelerle sürdürdü. Süreç içinde Lübnan, Ürdün, Güney Yemen ve Libya’da da örgütlendi. Mişel Eflak sonradan Suriye’den kaçıp "sığındığı" Irak’ta 1989’a kadar partinin başkan yardımcılığı görevini sürdürdü. Suriye’de parti Nusayriler’in askeri gücüne dayanarak iktidarını sürdürürken, Irak’ta da zaman içinde ağırlıklı olarak Tikrit kökenli Sünni bir aşiret ve bunun mensubu Saddam Hüseyin’le gelişme gösterdi. Parti halen Suriye’de Hafız Esad’ın oğlu Beşşar Esad’ın başkanlığında varlığını "görece" korurken, 2003’de Amerikan güçlerince iktidardan indirilerek 2006’nın son günü idam edilen Saddam Hüseyin’den sonra Irak’ta şimdilik yer altından, faaliyetlerine Partinin eski
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle