Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zeytinin anavatanı: Edremit Körfezi Cahit İNCEOĞLU (Akçay Belediye Başkanı) alk arasındaki bazı inanışlara göre zeytinin kutsal bir yönü bulunmaktadır. Bir söylenceye göre; Havva ile birlikte cennetten kovulan Adem 930 yaşında öleceğini hisseder ve Tanrının kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını diler. Bu amaçla oğlu Şit’i Cennet bahçesine gönderir. Cennetin bekçisi melek, Şit’in duası üzerine iyikötü ağacından aldığı üç tohumu ona verir v babasının ağzına koymasını söyler. Adem ölür ve ağzından yeşeren ve kök salan bu üç tohumdan Akdeniz’in simgesi üç ağaç filiz verir. Zeytin, sedir ve selvi. Efsanelerde adı hayat ağacı, ölümsüz ağaç, olarak geçen zeytin ağacı antik çağlardan beri insanoğlunun hayatının içinde olmuş, kimi zaman meyvesi olan zeytin, kimi zaman yağı olan zeytin yağı, kimi zaman yan H ürünleri ile insanlığa gıda, lezzet , sağlık, temizlik, hatta güzellik ve şifa kaynağı olmuştur. İşte insan yaşamında zeytinin böylesine anlamlı ve önemli bir yeri vardır. Tarım Bakanlığı 1988 yılı istatistik verilerine göre ülkemizde 87 milyon zeytin ağacı bulunmakta, 75 milyon ağaç adedi ile Ege Bölgesi ülke üretiminin büyük çoğunluğu gerçekleştirmektedir. Edremit Körfezindeki zeytin ağacı sayısı ise 10 milyon adedin üzerinde bulunmaktadır. Gelişen teknoloji ile birlikte insanlığın doğaya verdiği zararlar arttıkça ekolojisi bozulan dünyamızda sağlık sorunları da artmakta insanlar daha doğal ve sağlıklı beslenmek için çaba göstermektedir. Bu çabalar sonucu zeytin yağı, dünyada yeniden keşfedilen bir ürün olmuştur. İnsan sağlığı açısından her türlü yağ çeşidi , yağ hücreleri ve dokular için vazgeçilmezdir. A,D,E ve K vitaminleri yalnızca yağda çözülebilirler. Gerçek bir vitamin deposu ola zeytin yağı içerdiği E vitamini sayesinde karaciğer, alyuvarlar, adaleler beyin ve damar çe HASAT TARIM KONTROLLÜ ZİRAİ MÜCADELE Ziraat Mühendisi Orhan SARIBAL Ziraat Mühendisi Fikret SARIBAL "Kontrollü zirai mücadele yöntemi ile tarım sektörüne hizmet" Zafer Meydanı Belediye Karşısı No: 4/B Gürsu / BURSA • Tel: 0 (224) 3710382 perlerini koruyucu etkisi günümüzde kanıtlanmıştır. Ancak insan sağlığı açısında bu denli yararlı olan zeytin yağı ülkemizde yeterli miktarda tüketilmemektedir. Ülkemizde 15 kg olan yağ tüketiminin sadece yüzde 7’sini zeytin yağı oluşturmaktadır. Yıllık yaklaşık 750 bin ton olan yağ açığımız ithal yoluyla dışarıdan karşılanmaya çalışılmakta bu ithalat nedeni ile yılda 1.5 milyar dolar boşa harcanmaktadır. Zeytin yağı stokları iç piyasada tüketilemezken gereksiz yere ithalat yapılmaktadır. Ülkemiz zeytin ağacı sayısı yönünden zengin bir ülke ise de bu ağaçların büyük bölümü (yüzde 3540) yaşlı ve bakımsızdır. İspanya da 2.7 kg, İtalya da 2.3 kg, Tunus da 2.6 kg, ağaç başına zeytin yağı verimi söz konusu iken ülkemizde bu oranın 1.5 kg ın altında kalıyor olması düşündürücüdür. Oysa ağaç bakımı, gençleştirme çalışmaları, zararlılarla mücadele ve hasat teknikleri ile ağaç başına verimin 2.5 kg’ın üzerine çıkarılması mümkün bulunmaktadır Medeni hukuktaki miras hukuku tarım arazileri yönünden gözden geçirilerek yeniden düzenlenmeli, İtalya da olduğu gibi tarım arazilerinin küçültülmesine neden olan hükümler değiştirilmeli, tarım işletmelerinin sadece aile işletmesi niteliğinde kalması önlenmelidir. Zeytinliklerimizin yüzde 70’inin kır ve eğimli araziler üzerinde olması, sulamayı güçleştirmekte, bu durum aynı zamanda gübrelemeyi ve zirai mücadeleyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Geleneksel yöntemlerle sırıkla sağlanan hasat genç sürgünleri kırmakta , ertesi yıl yüzde 60’lara varan rekolte düşüklerine neden olmaktadır. El ile toplama, makineli toplama , ağ germe vb. yöntemlerle üretici buluşturulmalıdır. Zeytinciliğin gelişmesi için sulanması desteklenmeli, damlama sulama sistemleri ve projeleri kredilendirilmeli ve desteklenmelidir. Ülkemizde şeker pancarı ve tütün dikim alanlarının sınırlandırılması sonucu oluşan alanlarda yeni zeytinliklerin kurulması teşvik edilmelidir. Üreticiler ile Tarım teknisyenleri , Ziraat Mühendisleri , Tarım Fakülteleri ve Zeytincilik enstitüleri ile bu güne kadar yeterince kurulamamış buluna iletişim sağlanmalıdır. Zeytin fidanı üretimi teşvik edilmelidir. Ülkemizde zeytin fidanı ihracatı yasaklanmış durumdadır. Zeytin gen kaynaklarının dışarıya çıkmasını önlemek amacıyla alınan bu yasaklama kararı yeniden gözden geçirilmeli ve kaldırılmalıdır. Zeytin tarımında her ne kadar genler önemli olsa da Zeytin ve Zeytin yağı kalitesini belirleyen en önemli ve asıl faktör ekolojidir. Zeytin fidanı ihracatı serbest bırakıldığı taktirde yoğun emek gerektiren zeytin fidanı üretiminden yılda 500 milyon dolar gibi bir ihracat girdisi sağlanarak ülke ekonomisine bir katma değer yaratabileceği gii bir ölçüde zeytin yetiştiren yörelerin işsizlik sorunu da giderilmiş olacaktır. Ülkemizde bu güne kadar gerçek anlamda bir zeytin politikasının uygulanmaması , zeytin üreticilerinin ciddi bir biçimde desteklenmemesi , her yıl üretim girdi maliyetlerinin artması , maalesef Akdeniz , Ege ve Marmara bölgelerinin kıyı şeridinde zeytinliklerimizin sistematik olarak sökülmesine neden olmakta , bunların yerini yazlık tatil siteleri , oteller ve kooperatifler almaktadır. Zeytin ve zeytin yağı konusunda özellikle üreticilerimize yeterli destek verilmediği , umduğu gelir olanakları sağlanmadığı sürece zeytin ağacı sayımızın giderek azalması ve zeytin üretiminin hızla gerilemesi kaçınılmaz olacaktır. Öte yandan;Edremit Körfezi Alplerden sonra oksijen oranı bakımından dünyada ikinci sırada yer alan bir yöremizdir. Gelecek kuşaklara sağlıklı bir ekoloji , yaşanabilir bir çevre bırakmak istiyorsak zeytin tarımı politikalarını devlet eliyle gerçekçi ve uygulanabilir hale getirmek ve yerel yönetimler olarak da kıyı yağmacılığı ve zeytin kıyımına ödün vermemek zorunluluğumuz bulunmaktadır. 10