Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
anlatmıyordu. Aslında benim çocukluk anıla" "•" "'»ıim, vaşadtğım şeyler yani. • Yarışmayla ılgılı oır u,.... • Yarışmayı kazanınca Cumhuriyet LJ<^ ; , nin iç sayfalarından birinde resmim çıktıydı. Ö sıralar Heybeliada'da otuyorum. Birkaç gün sonra plaja gittim, denize gireccğim. Uzaktan tanıdık Heybeliadalı bir genç telaşla yanınıa geldi. "Yahu Zeyyat, gazetede resmini gördum" dedi. "Blrisini mi bıçakladın, ne oldu?" ÇünY ü gazetede ya birini bıçaklayınca ya bıçaklanınca resmin çıkıyor. öyle anlaşılıyor. O genç de öyle anlamış. Pek tabii benım yazı yazdığımdan falan haberi yok. Işte böyle bir garip anısı olmuştur bu yarışmayı kazanmanın. • ödUlün maddi değerini hattrlayabiliyor musunuz? • Ödül 1000 lirayı. O paranın bir kısmıyla bütün evdekilere armağanlar aldım. Babama kravat filan. Geri kalanını da güzel güzel yedim. • Biraz da hikâyeleriniz Uzerine konuşalım. örneğin, hikâyelerinizdekı gUtmeceyle huzün... • Bir sanat yapıtının başanlı yanı, hüzünle gülmecenin bir arada yürtimesinde ortaya çıkıyor kanısındayım. örneğin Şarlo'nun fılmlerinde de öyle değil midir? Onun yapıtlarında da gülmece ile hüzün bir arada, yan yana yaşar. Sanırım Orhan Kemal'in "Murtaza"sı ile Cervantes'in "Don Kişof'u için de aynı şey söylenebilir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mUmkün. Ben de kimi zaman hüznc kapılır, kimi zaman kıvanca kapılanırım. Yazdıklarıma yansıyan da belki budur. • Yazdıklarmıza toplu olarak bakınca hikâye daha ağır basıyor... • Yalnız hikâyeye ağırhk vermek gibi bir sorun yok. Roman da çocuk romanı da yazdım. Ne var ki yazarlıkta bir türün ağırhk kazanması söz konusu olabiliyor. Bu da yazarın yazarlık karakteriylc ilgili olsa gerek. Spordan bir örnek vereyim: Atletizmde yüz metre koşucuları var, maratoncular var. Hikâye bence bir yüz metre koşucusudur. Roman ise maraton ya da kros koşucusu. Yani hikâye, "Az laf, çok iş" demek. Hikâyeyi az, ama öz konuşan insanlara da benzetebiliriz. Roman ise konuşmaya doymayan söyleşi merakhları gibi. Her dereden su getirir. • Hikâyeyi romandan ya da şiirden ayıran... • Hikâyeyi şiire daha yakın buluyorum. Kurgusal açıdan bakarsak ikisi dc daha doğal, daha candan, daha bir kendiliğinden. Oysa roman öyle değil. Romanda işin içınc birtakım hazırlıklar giriyor, planlamalar girıyor. Şiir ve hikâye okurla sevişerek, bir rastlantı ve karşılıklı anlaşma sonucu evlenirken, roman görücü usulüyle evleniyor. Şiir ve hikâye okura oldukları gibi görünüyorlar. Roman ise önceden tuvaletini yapıyor, kaşını gözünü alıyor, hazırlığa girişiyor. Ayrıca şu da var: Şiir bir "söyleme", hikâ' ye ise "anlatma". İşin bir başka boyutu da şiir ve hıkâyenin ticari yanlannın zayıf, romanın güçlü olması. • BugUnlerde neler yapıyorsunuz? • Şu sıralar, "Yavru Kayık" adlı çocuk kitabımın ikinci baskısı çıktı Can Yayınları'ndan. Bir de Siegfried Lenz'den yaptığım yeni bir çevirı: Bir Savaş Sonu. Çok hoşuma giden bir uzun öykü bu. Çok ıncc bir kıtap olacaktı. Barış ödiilii'nU aldığı zaman yaptığı "Barışın Kenarında" adlı konuşmasını da ekledik. Tezgâhta ne var derlcr ya, şu sıralar bir uzun öykü üzerınde çalışıyorunı Ne zaman biter, ben de bilmiyorum. Bu arada bir yandan da Mişlma'nın çok sevdiğım No Oyunlan'nı çeviriyorum. Altı oyunu çevırdim. Ne zaman yayımlanır bilemiyorum. Bcni az yazmakla eleştııırler. Ben hikâyenın üzerine pek fazla gıtmiyorum. O gelsin benı bulsun. Böyle düşünüyorum Onun için yazmak sürrri »aman alıyor biraz. L H FOTOROMAN Şu gözlerimizi silelim bakalım... İNCİR ÇEKİRDEĞİ Tabii her arkadaşımızın fikri kendisıne aittir. TURGUT ÖZAL Başbakan Siyaset, en uygun olanı yapmaktır. METİN GÜRDERE ANAP Genal Başkan Yardımcısı Devlet Bakanı Kâr eden kurumun muhatifi olacaktır. İLHAN AŞKIN Bu Meclıs cumhurbaşkanını seçer, seçilen cumhurbaşkanı partisinden ayrılır tarafsız olur. TURGUT ÖZAL Başbakan Bu planın, Türkiye'nin planı olduğunu söylemekten gurur duyuyorum. İŞİN ÇELEBİ Devlet Bakanı ' ' Ufukta kupa görünüyor mu? Hadi canım sen de... TURGUT ÖZAL Başbakan Sanatçı olmak için neyim eksik bilemiyorum. YELİZ $arkıcı Sanayileşmiş ve dünya pazarlarında söz sahibi olmuş bir ülkeyız. İŞİN ÇELEBİ Devlet Bakanı Ben milletvekili olmadan önce her şeyı milletvekillerinin kararlaştırdığını sanıyordum. EYÜP AŞIK ANAP milletvekili Beni niye tutukluyorsunuz? CEVHER ÖZDEN Hay aksi, Kartal aldı götürdü... •Kastellı" 10 yenilmemiz lehimize. TODOR VESELİNOVİÇ Fenerbahçe Tekntk Dırektöru Mektup göndermek ne zamandan ben âdet oldu? GALİP DEMİREL ANAP Genel Başkan Yardımcısı Evlenince ınsan heyecanını kaybediyor. FULOEN URAS Sinema uyuncusu Fenerbahçe Teknik Direktörü Todor Veselinoviç, Beşiktaş maçında. (Fotoğraflar: MUSTAFA ERSOY) Uç beş kuruş kazanmak için bizi soymaya çalışıyorlar. MUKADDER ÖZDEN •Kastellı'nin eşı