Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C A ** I I |f Prrial Atahek Çağdaş tıp mı, muskacılık mı?.. [2] Biryandan tıp teknolojisiböylesine ilerlerken, bilgisayarlı analizlerdevri yaşanırken, diğeryandan da dualara muskalara mıdönüyoruz?.. 4 Haziran 1989 tarihli Cumhuriyet Dergi'de yayımlanan "Çagdaş tıp mı, muskacılık mı?" konuiu yazımua, iki meslektaşım ilgi duyarak kalkıda bulundular. önemi nedeniyle konuya yeniden dönme gereğini duydum. Ankara Tıp Fakültesi Tıbbi Etik Ana Bilim üalı görevlisi Sayın Dr. Yaman örs, mektubunda şöyle diyor: "... Sizin Dergi'dcki yazılarınızı büyük beğeniyle okurken, yine zaman zaman, işlediğiniz konularla ö/cllikle tıp fakultelerindeki öğretim iıyeleriniıı nedcn az ilgilcndiklerini sorgulamadan, bu arada kcndi adıma da sıkıntı cluynıadan edemiyorum. Genellikle yaptığımız gibi, kendini bağışlaına yollarını da bul/nuyor değilim; ancak çok açık olarak burası bunlardan söz açmanın yeri olanıaz. \~ Konuyla ilgili ikinci mektup da mcslcktaşım Sayın Dr. Ramazan tnci'den geldi. (Siirt) Batman'dan yazan Dr. R. tnci deşunları belirlmiş: "Saygıdeğer Höcarn, 4 Haziran 1989 tarihli Cumhuriyet Ga/elesi ekinde yayımlanan 'Çağdaş tıp mı, muskacılık mı?' başlıklı yazınızı okudum. Çok önemli bir toplumsal konuya değinmişsiniz. Hekim olarak kendi adıma teşekkür ederim. Ben iki kongrede 'Toplum Saglıgında Sarılıgın Tedavi Yöntemleri' ve yine eylul ayının ilk haftası içinde Istanbul'da yapılacak olan 2. Ulusal Infeksiyon Hastalıklan Kongresi'nde yine batıl inançlarla sağaltılmaya çalışılan ve bazıları ölüm derecesinde olan örneklerle sağlık eğitiminin önemini vurgulamak amacı ile göturüyorum. Bu konularda sizinlc bilimsel çaJışmaya katkıya hazırım. Şelam, sevgi ve en iyi dileklerimle guzel günler temenni ederim!' Değerli meslektaşlarımın ulkemizin sağlık sorunlarıyla ilgili katkıları, bu toplumun aydını olma sorumluluğunu taşımanın gerçek bir ölçütüdür. Halkın içinde yaşadığı sıkıntılara gözünü kapamadan, "Bana ne" demeden kendini sorumlu saymak, bu sorumlııluğun gereği olarak elindcn gcleni yapmak çağdaşlığın önemli bir göslcrgesi. Bu gclişmcleri görmekten mutluluk duyuyorum, bu mutluluğu okurlarımla paylaşmak istiyorum. Kuşkusuz, ele aldığımız konu, ülkemizdeki insanların sağlığını doğrudan ctkileyecek önemde büyük bir sorundur. Artık gerilerde kalması gereken bilimdin çatışmasını şeriat özlemleriyle yeniden diriltmek, hastalıklann nedenleriyle olsun, sonuçlarıyla olsun bilimsel gcrçekleri reddederek inanca dayalı bir çözüm aramak, dinle ilgisi de kuşkulu bir mistik gerilemedir. Yaşanan örnekler bir iki değil, pek çok çevrede pek çok hastalığı ilgilendiren boyuttadır. Sarılık hastalığının bilimsel nedenlerini bir yana bırakıp da iki kaşın arasını bilen birine kestirerek şifa aramak, bilinenlerin en yaygın örneğidir. Aslında hastalığı ıçin doktora giden hastaların bir bölümünde bile iki kaş arasındaki ince kcsiği görmek olasıdır. Kadınlardaki "kısırlık" olgusunun bu alanda zengin bir sosyal davranış alanı oiduğu uzun zamandır bilinmektedir. Kadının çocuğu olınamasını sadecc kadına bağlayan, erkeğin rolü olabileceğini kabul bile etmeyen bir arnlayışm her türlü bilimsel yolu bir yana bırakıp, "Kadına dogurma yelisl kazandıracagı" sanılan dualar, muskalar, otlarla şifa araması önemli bir araştırma konusudur. Ozellikle kadın hastalıklan ve doğum uzmanı meslektaşlarımız Ulkemizin çeşitli yörelerinde bu konuyla ilgili pek çok örnekle karşılaşmışlardır. Ruhsal hastalıklan cinlerin etkisine bağlamak da sanıldığı kadar gerilerde kalmış değildir. Birçok ycrde, hastalıklan "hocalık" ve "doklorluk" diye ikiye ayıran yanlış inancın varhğı bilinmektedir. Ruhsal hastalıklan hastalıktan saymamaktan başlayarak, her türlü bilimdışı yolla iyilik arayan yöntemler de bugün bile araşürılması gere ken bir konu durumunda. Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı arkadaşlarımız bu konuda zengin gözlemlere sahipler. Bizler, tıp fakültesine 40 yıl önce girerken bilgisizliğin karanlığını bilimin ışığıyla aydınlatmanın heyecanını da duyuyorduk. Karşılaştığımız olayları ulkemizin geri bıraktırılmış olmasıyla açıklıyor, her gün biraz daha azalacağını düşünüyorduk. Ulkemizin sağlık alanında çağdaşlaşmasının bizim çalışmalarımıza da bağlı olduğunu hiç unutmadan bilgi ufkumuzu, duşunce ufkumuzu genişletmenin uğraşını veriyorduk. BugUn, "Kırk yıl önceden daha geriye mi gidiyoruz" diye kendime soruyorum. Bir yandan tıp teknolojisi böylesine ilerlerken, bilgisayarlı analizler devrini yaşarken, diğer yandan da dualara, muskalara mı dönuyoruz, bilmiyorunı. Değerli meslektaşım Dr. Yaman örs'e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Üniversitehin bilim yuvası olarak Ulkeyi aydınlatmadaki görevini, bu görevin yeterince yapılmamasındaki üzüntüyü, duygularıyla dile getirmiş. Doğrusu, TRT "zakkum" konusundaki ilk yayınını yaptığı zaman, tıp fakültelerinden daha yaygın, daha etkin tepki beklemiştim. Üniversitelerin kamuoyunu aydınlatma görevi vardır ve bu göreve sahip çıkmaları bilimin prestijini arttıracaktır. Ulkemizin dört yöresine dağılmış görev yapan meslektaşlarımızın sağlık sorunlanna bakışları hepimiz için önemlidir. Sağlık kültürü gibi güç bir görevi bu sayfada yerine getirme uğraşımıza meslektaşlarımızın katkıda bulunması benim için mutluluktur, okurlarımıza iletmek de görevimiz olmakta. Hekimliğin babası olan Hipokrat, hastalıklann tanrılarla değil, insanlarla ilgili olduğunu süylediği zaman, "çağdaş tıp" biliminin temelini de atmaya başlamıştı. Sonradan, "sosyal tıp", hastalıklann toplumsal nedenlerle ilgisini konu edindi, bu alandaki başanları kitlelerin sağlığını kurtarmanın gücü oldıı. Şimdi, bütün bunlan ıskalayıp da yenidSn Hipokrat öncesine dönme çabaları, kuşkusuz, biz çağdaş hekimlerin tepkisiyle karşılaşacaktır. Hekim olma sorumluluğu ülkemi/de aydın olma sorumluluğunu da taşıyor. Bflinçli halkımızla btltUnleşmenin yolu da bu değil mi? D Son olarak 4 haziran tarihli Cumhuriyet Dergi'dcki "Çağdaş tıp mı, muskacılık mı?" başIik.li yazınızı okuyunca, yukarıdakilerc ck olarak vc toplumumu7daki bilinç dışı, us dışı, çağ dışı, uygarlık dışı yflnelişlerin bilincinde olduğunu dUşünen bir kişi olarak gerçeklen utanma duydum. Alatürk'ün alaturka bir topluluktan çağdaş uygarhğa yönelmiş bir toplum yaratma çabalarını düşuuunce, başta din alanı olmak üzere neredeyse hcr yönden 'arabeskleşen' ve 'arabeskleştirilen' bir topluluk içinde yaşıyor olmanın ü/üntusunu daha çok duydum; bunun yanında da bir tıp adamı, akademisyen ve aydın olmanııı sorumluluğunu. Ülkedc cgemen olma&ı için büyük çaba harcanan, 'araslırmamah, açıklamamalı, anlamamalı, (böylece) dünyayı, dogayı, kendini, topluınu tanımamalı,' ilkesinc karşı bir savaşım memizin gereği açık sizin de vurguladığınız gibi. Son aylarda, ülkemi/de hekimlik uğraşının düzeyi ve toplumsal sorumluluğu açısından, zakkum olayının altında yatan 'görüşlerin' doğrultusundaki birtakını olaylara tanık olduğuma dcğinmek istiyorıım. Ancak bütün bunların etkin vc çok boyutlu bir biçimde tartışılacağı fırsatların yaratılması, onların da yeterince değcrlcndirilmesi için, pek çok çaba göstermeliyiz. Oeleceğin belirlenmesinde bu tür çabalann büyük payı olacağı kanısındayım. Esenlik ve başarı dileklerimle." SAĞLIK PROKTOLOGIE SAĞLIK HEMOROİOFİSTÜL VARİSLERİN INFRAROT, İĞNE İLE TEDAVİSİ Op.Dr. HAYATİ F.KOCAL Bankalarla anlaşma vardır. Rumell Cad. Ogan Apt. No: 16 K. 2 Nişantaşı Tel: 141 35 8 9 132 01 2 0 SAĞLIK TURKIYE KANSERLE SAVAŞ VAKFI SAĞLIK SAĞLIK ÇANAJANS IST : 151 41 55 ANK 231 26 99 Vakfımız onkoloji merkezi derin ışın tcdavisi, cilt kansprleri tedavisi kanserin ilaçla tedavisi (Kemoterapi) için hizmetinize hazırdır. LEVENT. NİSPETİYE BİRLİK SOKAK SONU TEL: 178 83 4 1 5 HAT BAŞ AGRILARINIZIN TEŞHİS ve TEDAVİSİ İÇİN ASMED SAAUK MtNKEZl PANOROMİK SEFALOMETRİK lncelemeler için de hizmötınızdedir. Rad.Dr. Ali AKINCI Rad.Dr. Adnan GÜZELÖZ Tel; 141 00 87 140 32 98 131 18 26 Akupunktur AĞRI KLİNİĞİ 'MİGRES ' BAŞ AĞRILARI ' FANTOM AĞRILARI Tedavisi Rumelı Cad Ogan Apl No 16 K 2 NİŞANTAŞI Tel H 1 35 89 132 01 20 Halaskârgazı Cad OsmanMy Apt No 194/1 D 1 Osmanbey/İST Tel: 148 63 93 42