Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YAZARLAR DEĞERLENDİRİYOR 1940’lı yılların tiyatro kitapları arasında dolaşmak DİKMEN GÜRÜN K itap... Tiyatro kitapları... Geniş bir konu. Günümüzde ya da yakın geçmişimizde değil, biraz daha gerilerde dolaşmak istiyorum. Çünkü, cumhuriyetin ilk dönemlerinde yazılanlar, yapılanlar verimli yollar açmış bizlere. Hepsine değinmek olanaksız. Kitabın kişisel varoluşu geniş bir alana yaydığı 2 şeklinde yapılan yorumlara katılarak ilerliyorum. Çağdaş tiyatromuzun temel direği Muhsin Ertuğrul’un 1940’lı yılların öncesine ve sonrasına ait anıları, eleştirileri, öğretilerinin izlerini kitaplardan sürüyoruz: İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim, Prof. Dr. Özdemir Nutku tarafından düzenlenmiş olan Gerçeklerin Düşleri, Benden Sonra Tufan Olmasın ve Şakir Eczacıbaşı girişimiyle hazırlanan Muhsin Ertuğrul Türk Tiyatrosunda Altmış Yıl... Tarihi anlatmaktan ziyade tarihi yaşatan kitaplar... Bu dönemde Nâzım Hikmet de Ferhat ile Şirin, Enayi, İnek, Kafatası gibi oyunlarıyla tiyatromuzu zenginleştiriyor. 1932’de Darülbedayi’de oynayan Kafatası için şöyle diyor Muhsin Ertuğrul: “Kafatası piyesi tercümeden ayrıldığımızın, orijinal eserler yazabildiğimizin ilk kuvvetli ispatıdır…” Elimdeki oyun 1934 Dost Yayınları baskısı ve kapak tasarımı Avni Arbaş imzalı. Refik Ahmet Sevengil’in ilk iki cildinin 1934’te basıldığı beş ciltlik Türk Tiyatrosu Tarihi tiyatromuza dair çok önemli bir referans. Baskıları çoktan tükenmiş olan bu kitapların, bugün Yakın Çağlarda Türk Tiyatrosu başlığı altında yeniden basılmış olması memnuniyet verici. TİYATRONUN FELSEFESİ... Kitaplığıma bakıyorum: Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun, 1941’de Halk Kitapları’ndan çıkmış olan Tiyatro adlı eserini alıyorum elime. Önsözünde “Bu eseri yazmaktan maksadım tiyatro sanatı hakkında acemilere şöyle böyle bir fikir vermek değildir. (...) Bu yazılarda ‘tiyatro nasıl olmalıdır?’ sorusuna cevap verecek yerde, ‘tiyatro nedir?’ sorusuna cevap vermeye çalışıyorum. (...) Bu sorunun cevabını vermek tiyatronun felsefesini yapmak olur. İşte ben buna heves etmiş ve emek vermiş bulunuyorum” 3 diyor. Baltacıoğlu, tiyatronun bina, sahne, oyunculuktan önce “kafa” işi olduğunu vurgular. “Horst Blanck, Antikçağda Kitap adlı eserinin önsözünde Brockhaus Ansiklopedisi’ nden bir alıntı yapar: ‘Kitap, insanlığın kültür hayatındaki en önemli olgulardan biridir... Sosyolojik açıdan bakıldığında, kitap tüm toplumların (ya da en azından çoğunun) gerçekliğin kapılarını tam anlamıyla aralamalarını sağlayan bir araçtır...’ ” 1 Meyerhold, Gordon Craig gibi tiyatro ustalarının çalışmalarını geleceğin tiyatrosuna yönelik olarak inceler. Baltacıoğlu’nun tiyatro felsefesini, görüşlerini bu yazının sınırları içine sığdırmak olanaksız. Eleştirileri, oyunları, okul tiyatrosu, halkevleri çalışmaları... Zengin açılımlarla beslenmiş bir kültür dünyası... Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun, Tiyatro kitabı, ‘tiyatro felsefesi’, ‘öz tiyatro’, ‘süre’ gibi gibi kavramlar ışığında yeniden ele alınması, tartışılması gereken söylemler içerir. HALKEVLERİ TEMSİL YAYINLARI CHP Halkevleri Temsil Yayınları da kitaplığımın köşe taşlarından: Cumhuriyetin ilk yirmi yılında devletin sınırlı imkânlarıyla kültür, sanat ve eğitim alanında atılan adımlar Cumhuriyetin sağlam geleceğine duyulan inancın sonucudur. Halkevlerinin Cumhuriyet dönemi kültür politikalarında ayrı bir yeri vardır kuşkusuz. 19 Şubat 1932’de CHF (Cumhuriyet Halk Fırkası) şemsiyesi altında kurulan Halkevlerin de tiyatro faaliyetlerinin öne çıkmasıyla birlikte temsil yayınlarına başlanır. 1940’larda basılan telif, tercüme ve uyarlama oyunlar tiyatroya verilen önemin bir göstergesidir. İ. Galip Arcan’ın yazdığı Kimsesizler; Halit Fahri Ozansoy’un Fransızca’dan uyarladığı Fedakârlık; Avni Dilligil Şüphe; Ercüment Behzat Lav Karagöz Stepte; Ali Süha Delilbaşı Bir Yağmur Gecesi; Vedat Nedim Tör Değişen Adam; Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Andaval Palas; İlhan Tarus Ceza Hakimi ... Halkevleri sahnelerinde oynanmış olan eserlerden sadece birkaç örnek... Sevgili Yıldız Kenter’in tiyatro ile ilk buluştuğu yer olan Ankara Halkevine dair sözleriyle noktalıyorum bu konuyu: “Halkevleri benim bir parçamdır. Mektepten çıkar oraya koşardım (....) Halkevinde sahneye çıkmak ayrıca mutlu ediyordu beni. Halkevleri Allahın bir nimetiydi. (...) Yaşatmadılar böyle yararlı bir eğitim kurumunu. Sistemi bozdular. (...) Öylesine yararlı ve güzeldi ki o çalışmalar. Adeta bir kon FOTOĞRAF: VEDAT ARIK servatuvar gibiydi. Ben oradan yetiştim. (...) Atatürk’ün bize bir hediyesiydi Halkevleri. Kıymetini bilemediler.” 4 HÜMANİZMA RUHU VE TERCÜME BÜROSU Şimdi de bir başka rafa uzanıyorum: Christopher Marlowe Doktor Faustus, çeviren Doç. İrfan Şahinbaş. Terentius Kardeşler, Nurullah Ataç çevirmiş. Moliere Gülünç Kibarlar, İ. Galip Arcan çevirisi. Sophocles, Plautus, Racine, Voltaire, Hebbel ve daha nice yazar, nice eser... Erken Cumhuriyet dönemi kültür politikalarının önemli bir girişimidir Tercüme Bürosu. Maarif Vekili Hasan Ali Yücel, 2 Mayıs 1939’da Birinci Türk Neşriyat Kongresi’nin açılışında şöyle der: “Garp kültür ve tefekkür camiasının seçkin bir uzvu olmak dileğinde ve azminde bulunan Cumhuriyetçi Türkiye, medeni dünyanın eski ve yeni fikir mahsullerini kendi diline çevirmek ve bu alemin duyuş ve düşünüşü ile benliğini kuvvetlendirmek mecburiyetindedir.” 5 Böylece başlatılan kültür seferberliğinde Yunan ve Latin klasikleri, tiyatro eserleri, Doğu’nun ve Batı’nın felsefi yapıtları dilimize çevriliyor ve hepsinin önsözünde Hasan Ali Yücel’in şu deyişine yer veriliyordu: “Hümanizma ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi insan varlığının en müşahhas şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesiyle başlar...” Benim kuşağım bu eserlerle yetişti. Cumhuriyetin kuruluşunun 75. yılında, Cumhuriyet Gazetesi tarafından başlatılan Dünya Klasikleri Dizisi’nin amacı ise yarıda kalan Aydınlanma Devrimini yayınlanamamış dünya klasiklerini de katarak sürdürmekti... Ve ne güzel ki günümüzde de İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi ile gençlerin dünyalarını aydınlatmaya devam ediyor. Aydınlık bir dünya için, aydınlık bir düşünce için, aydınlık yaşamlar için önemli okumalar bunlar. n 1 Horst Blanck, Antikçağda Kitap, Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer, Dost Kitapevi, Ankara, Mayıs 2009, s.9 2 a.y. 3 Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, Tiyatro, Halk Kitapları (Sebat Basımevi) 1941. s.5 4 Dikmen Gürün, Tiyatro Benim Hayatım: Yıldız Kenter’in Hayat Hikâyesi, Yapı Kredi Yayınları, 3. Baskı, Ocak 2016, s 34. 5 Hasan Ali Yücel, Milli Eğitimle İlgili Söylev ve Demetler, T.C. Kültür Bakanlığı Türk Klasikleri Dizisi 28, 1993, s.4. 52 31 Ekim 2019