03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAYINCILAR YAYIN DÜNYASINA BAKIYOR ‘Okuyan, tartışan bir Türkiye mümkün!’ ELİF AKKAYA TEKIN YAYINEVI KOORDINATÖRÜ “Okuyan, kültürel etkinliklerle okuduğunu tartışan ve paylaşan; fikir ve düşünceyi, kuramı yazarıyla sohbet ederek öğrenen okur perspektifli faaliyetleri ülkenin dört bir yanına taşıyan etkinlikler ve niteliği önceleyen çalışmalarla gelişmiş bir toplum yaratmak mümkün.” C umhuriyet Kitap Eki, yaklaşan 38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı için bir yazı istediğinde yayınevimiz beş ayrı şehirde, aynı tarihlerde veya peşi sıra düzenlenen kitap fuarlarına hazırlık yapma ve yetişme telaşındaydı... Bunlar Denizli, Edirne, Antalya ve Ankara’da devam eden ve İstanbul’da düzenlenecek olan kitap fuarlarıdır... Katılamadığımız Eskişehir Kitap Fuarı, yazarlarımızla gittiğimiz Akhisar ve Samandağ Kitap Günleri’ni de bu sıralamanın içine koymak gerekiyor. Akademik bir bütünlük içinde eğitimöğretimin bir parçası olan “okumak”, aynı zamanda her türlü bilgiye ulaşmanın, farklı dünyaları anlayabilmenin ve insanın gelişiminin olmazsa olmaz araçlarından biridir. Bir ülkede çevrilen, yayımlanan ve okunan kitap sayısı o toplumun gelişmişliğinin bir göstergesi olarak görülür. Bu anlamda okuru yayınevleriyle, yazarlarla buluşturması açısından kitap fuarlarının önemi her geçen gün artıyor, bir farkındalık oluşuyor, bu sevindirici. KİTABEVLERİNİN AZALMASI ÖNEMLİ BİR SORUN Şehirlerde, ilçelerde ve hatta beldelerde artan fuarlara karşılık kitabevlerinin azalması ve hatta kimi yerlerde yok olması, gündemimizde duran önemli sorunlardan biridir. Yılın yalnızca bir haftasında düzenlenen fuarların olumlu etkisini devamlı kılacak ve kitapokuryazar ilişkisinin kopmasını önleyecek olan o bölgede etkinlik gösterecek kitabevleridir. Türkiye’de ilk kez İstanbul’da, 1982’de başlayan, yayınevimizin de o tarihten beri kesintisiz katıldığı TÜYAP’ın düzenlediği kitap fuarları, zamanla çeşitli şehirlere yayılarak okuru farklı alanlarda yayıncılık yapan yayınevleriyle ve binlerce çeşit kitapla, onların yazarlarıyla buluşturmayı sağladı. Bu çok değerlidir; ancak bu değer, fuarın niteliği, içeriği ve okura ulaşan etkinlikleriyle ölçülebilir. Burada öncelikli kıstas, sürekli okur olacak potansiyeli yaratmaktır. O bölgenin köyüne, kasabasına, arka mahallelerine dek ulaşmak ve kitap edinme, kitap okuma alışkanlığını/kültürünü yereldeki kurumlarla birlikte organize şekilde geliştirmektir. Eğer kitap fuarları bunu hedeflemezlerse, yerel kurumlar bir program çerçevesinde fuar politikası yürütmezse yalnızca “yapmış” olmak anlamına gelecek, var olan potansiyeli de olumsuz etkileyeceklerdir. YEREL YÖNETİMLERİN KİTAP FUARLARI ARTTI Ülkemizde yerel yönetimler bundan yaklaşık 10 yıl önce kendileri kitap fuarı yapmaya başladı; son beş yıldır ülkenin en ücra köşesinde ve aynı zaman aralıkları içinde onlarca kitap fuarı yapıldığını biliyoruz. Kitap fuarlarının bir şehrin markası ve değerini kültürel açıdan büyütmesi bağlamında ne kadar değerli olduğunun anlaşılması, bölgedeki yerel kurumların bunun ayırdında olması çok önemli. Ancak bu durum beraberinde çeşitli sorunları da getirmektedir. Fuarların nitelik ve içerik açısından zayıf oluşları, çoğunda yayınevlerinin yer almıyor oluşu, okura fayda sağlayacak etkinliklerin olmayışı kitap adına üzücü... Adına “fuar veya kitap günleri” denilen, “seçerek” yayınevi veya yazar çağırarak, hatta yayıncıdan çok kitapçıların katılımıyla düzenlenen, niteliği/içeriği önemsenmeyen, yazarın ve yayıncının mağdur edilebildiği, içeriği bir fuarın niteliklerinden bütünüyle uzak dermeçatma organi zasyonlar ise her geçen gün artan fuar sayısına paralel artış gösteriyor. ZİYARET EDEN ÇOK, KİTAP ALAN AZ 2015 yılında TÜYAP tarafından ilk kez düzenlenen Karadeniz Kitap Fuarı için Samsun’daydık. Garip bir şekilde fuarı ziyaret eden insan sayısı çok fazla ancak alışveriş yapan yok denecek kadar azdı. Fuarın 4. günü “satışların zayıf olması ve ne yapılabilir düşüncesiyle” yayınevleri ve fuar yönetimi toplandığında, ziyaretçilerin kitap fuarına gelip ne yapacağını bilemediği konuşulmuştu. Yani ziyaretçiler geliyor, kitapları seyrediyor ve gidiyordu. Bu bize hâlâ ülkemizde büyük bir kesimin kitap edinme, okuma ve yazarıyla buluşabilme kültürünün gelişmediğine dair önemli bir veri sağlıyor. TÜYAP, kitap fuarları bağlamında bakıldığında nitelikli ve içeriği zengin çalışmalar ortaya koyuyor; bunu yaparken kalıcı olmayı ve geliştirmeyi de esas alıyor. Ancak biz yayıncılar, kitabın bir kültür ürünü olduğu unutulmadan, kitabı, yazarı ve yayıncıyı koruyan birtakım projeler geliştirmesini de bekliyoruz. KRİZ! Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, ar tan maliyetler yayıncının kitap üretimini önemli ölçüde etkilemişken, kitapların satış fiyatları sürekli artış gösterirken; okurun kitaba ulaşması, yayıncıların fuarlarda düşük maliyetlerde ve sansüre uğramadan yer alabilmesi fuarları yapan firmalarının veya yerel yönetimlerin önceliği olmalıdır. Unutulmamalı ki; yayınevleri kitap üretirken önemli bir hizmeti de yerine getirmektedir, kamuya kültür hizmeti vermektedir. Sırf bu nedenle kitap üretimi, dağıtımı, teşhir ve satışı da özel önlemlerle koruma altına alınmalıdır. Fuarlara katılırken kılı kırk yarıyor ve sırf katılmak için büyük fedakârlıklar yapıyoruz. Maliyetleri çoğu zaman boyumuzu aştığı halde, kültürel hayatın içinde kalabilmek ve onu canlı tutabilmek adına zararı sineye çekiyoruz. FUARLAR ŞEHRİN MERKEZİNDE YAPILMALI Kitap alışverişi içinde olan tüm çalışmalar, özel desteklerle, farklı program ve hedeflerle zenginleştirilerek, faydanın maksimum düzeyde sağlanacağı etkinliklerle kamuya yaygın bir şekilde ulaştırılmalıdır. Kitap fuarları şehrin, ilçenin göbeğinde, merkezinde veya meydanlarında yapılmalıdır. İstanbul Kitap Fuarı’nın içeriği, niteliği ve barındırdığı çeşitlilik artarken; ulaştığı okur sayısına bakıldığında ters bir orantı söz konusu. Şehrin çok dışında olması, ulaşım zorluğu okuru veya etkinliğe katılım gösterecek insanların isteğini kırmaktadır. İstanbul neredeyse 6 büyük şehire denk... 16 milyon insana ulaşmak, kültürel alanın içine katmak çok önemli. Farklı binlerce başlıktaki kitabı, her düşüncedeki yazarı bölge halkıyla buluşturan fuar ve kitabevi sayısı ne kadar çok artarsa; ülke geneline, şehirlere, ilçelere ne kadar yayılırsa kitap edinme ve kitap okuma kültürü de o kadar artacaktır. Toplumsal değişim ve dönüşümün başında kitap okuma kültürünün yaygınlaşması gelir. Okuyan, kültürel etkinliklerle okuduğunu tartışan ve paylaşan; fikir ve düşünceyi, kuramı yazarıyla sohbet ederek öğrenen okur perspektifli faaliyetleri ülkenin dört bir yanına taşıyan organizasyonlar ve niteliği önceleyen çalışmalarla gelişmiş bir toplum yaratmak mümkün. Gelişmiş bir toplumun neleri değiştirebileceğini hayal etmek de zor değil... Bu anlayışla yapılan fuarlar, kültürel etkinlikler asıl dönüşümü sağlayacak olandır. Okuyan, tartışan ve geleceğe umutla bakan bir Türkiye mümkün! n 40 31 Ekim 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle