27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKUR L A R A Ayşegül Devecioğlu’nun“Ara Tonlar”ı, zamanı anlamlandırma çabasının, kapatılamayan bir hesabın hikâyesini anlatıyor. Anımsanamayan, paylaşılamayan bir resmin çerçevesini çiziyor. Hayatın mı yoksa kurgunun mu daha tuhaf olduğunu tartışıyor yine. Bunu hangi zamanda yapıyor diye merak ederseniz cevap kitabın henüz başında gösteriyor kendisini: “Yine eylül!” Devcioğlu ile romanını konuştuk. TÜYAP ile Türkiye Yayıncılar Birliği’nin işbirliğiyle düzenen İzmir Kitap Fuarı, 1826 Nisan 2015 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. 20 yaşına gelen fuara bu yıl 400 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılıyor. Fuarda söyleşi, şiir dinletileri, panel ve çocuk etkinlikleriyle birlikte 150 kültür etkinliği var. Aralarında Süreyya Berfe, Can Dündar, Canan Tan, Ayşe Kulin, Hakan Günday, İlber Ortaylı, Deniz Kavukçuoğlu, Ece Temelkuran, Ali Kırca, Yüksel Pazarkaya, Mine Söğüt, Enver Aysever, Haydar Ergülen, Ercan Kesal, Semih Poroy, Zeynep Oral, Nihat Behram, Ataol Behramoğlu gibi pek çok değerli yazar, şair ve bilim insanı dokuz gün süresince okurlarıyla bir araya gelecek. İzmir Kitap Fuarı, 20 yıldır olduğu gibi bu yıl da Kültürpark içindeki salonlarda okurlarını karşılayacak. Şair Süreyya Berfe, fuarın bu yılki onur konuğu. İlk şiiri 1962’de Yön dergisinde çıkan Berfe, şiirlerini Süreyya Kanıpak imzasıyla 1965’e kadar Düzlem, Zeren, Yelken, Şiir Sanatı, Türk Dili, Somut gibi dergilerde, Berfe soyadını aldıktan sonraki şiir ve yazılarını ise Papirüs, Yeni Dergi, Yazı, Forum, Oluşum, Soyut, Somut, Ant, Yeni Edebiyat, Yeni a, Birikim, Milliyet Sanat, Defter, Kitaplık, Gösteri dergileriyle Yeni Gazete ve Ulus gazetelerinde yayımladı. Süreyya Berfe’nin şiirleri 18 dile çevrildi. Fuar süresince Süreyya Berfe’nin de katılımıyla söyleşi, panel ve dinletiler düzenlenecek. Bol kitaplı bir fuar geçirmenizi diliyoruz... P T ervasız Pertavsız ENİS BATUR Kenarda düşünmek ürkiye’nin düşünsel alanı, son çeyrek yüzyıl içinde hızla medya ortamına kaydı. Yazılı ve görsel basına odaklanan fikir üreticileri güncel eksene kilitlendiler, sıcağı sıcağına her gelişmeyi hızla yorumlayan, yabana atılamayacak bir bölüğü Akademi çıkışlı kişilere gün geldi “kanaat önderi” tanımlaması yakıştırıldı. Düşünmek fiili, düşünce geliştirmenin yerini günübirlik tempoda kanı saçmanın kafesinde sıkışıp kaldı. Bunlara, teknolojinin açtığı yeni kapılar eklendi sonra: Sanal dünya yeni ortamlar oluşturmuştu, böylece günlük tempodan anlık tempoya geçildi: Artık tweet dünyasında peş peşe tıklanılıyordu. Tıkanışın bu kadarı beşon yıl önce hayâl bile edilemezdi. Orhan Pamuk 1990 öncesinde, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi’nde dergilerin güçlü ağırlığına gerçekleştiğinde, haftalar sonra birkaç yazı tanık oluyoruz; dönüp baktığımızda. 1920’li yazmıştım. Buna karşılık, Usame bin Ladin yılların başında çıkmaya başlayan üç dergiöldürüldüğünde, yazmaya hemen başladım, nin (Dergâh, Türk Mecmuası, Aydınlık) ana ama metni tamamlamam yaklaşık bir yıl eksenleri çizdiğini, zaman içinde Kadro’dan sürdü. 11 Eylül hakkındaki oturmuş düşünBüyük Doğu’ya, Varlık’tan Birikim’e, çok celerim bu kitapta yer aldı, demek tamıtasayıda aylık organın düşünce ve kültür mına on yıl sonra. yaşamının çehresini belirlediğini görüyoGelgelelim, ağır ağır oluşan bir metin ruz. Aralarında üç aylık, altı aylık sürelerde (burada Geronimo’nun Ölümü), hem önceyayımlananlar da vardı. Bir sorun, bir konu, sine göndermeler içerir (bkz. Hatay’da Bir bir izlek üzerinde düşünce üretmeye daha RollsRoyce, 1991), hem sonrasına, elbette geniş zaman ayırmak, görüşlerini temellenbilmeksizin, gönderme yapar: Charlie Hebdirerek açmak, soluklu değerlendirmelere do olayına köprü kuran bir düşünsel çaba kalkışmak için uygun araçlardı. Kitap boyubarındırdığına göre. tundaki çalışmalara gelince, acil güncellik kaygıları 1990 öncesinde henüz egemen CHARLIE HEBDO olmamıştı, kişi hakkını vererek yapıtını haCharlie Hebdo örneksel bir durum daha zırlardı. yarattı. Orada ve burada tez yorumların, Bu tablo farklılığı konusunda sayısız örgörüşlerin devreye girmesi doğaldı, yadırneksonuçtan söz edilebilir ya, ben sıradan ganacak sonuç değil kesinlikle: Taze bir bir tanesini anacağım: Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ı çıktıktan birkaç ay sonra iki okuma denemesi yazmış, yayımlamıştım. Bu yıl, yazarın son romanının kitapçılara dağıtıldığı hafta, bir gazetenin kültür sayfasından arayıp “görüş” almak istediklerinde “henüz kitaba ulaşmadığımı” belirttim, ertesi gün duydum: Cümlem “görüş” olarak yayımlanmıştı. Öyle anlaşılıyor ki sizin ağır hareket etmeniz, ağırdan alarak düşünmeyi seçmeniz önemsiz, hızlılar sizin bu durumunuzdan fikre (?) ulaşmayı biliyorlar. Düşünce geliştirme bağlamında yavaşlık / hızlılık denklemi göCharlie Hebdo olayı 7 Ocak 2015 günü patlak verdi. rece, şüphesiz. 11 Eylül olayları Düşünce geliştirme bağlamında yavaşlık/ hızlılık denklemi görece, 11 Eylül bunlardan biri... TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap gelişmenin güncel boyutu sözü ve yazıyı işe koşacaktır. Ama burada bitmez fikir üretmenin sınırı, bitmemelidir: Birilerinin de oturup düşünmeye koyulması, düşünce çarklarını ağır ağır döndürmeye koyulması zorunlu seçeneklerdendir. Bunu anlatmakta güçlük çektiğimi gördüm: Uzaktan ve yakından hemen (bis) “görüş”lerimi öğrenmek isteyenlerin çıkmasına şaşırmadım, ne de olsa enikonu âşinâsı olduğum bir kültür ortamına ilişkin hazır yorumlarımı merak etmeleri doğaldı. Gelgelelim “sessiz” kalışımı yanlış bulanlar, bu tavrın altında bir çekince, belki korkudan kaynaklanan pısırıklık görenler olduğunu saptamakta gecikmedim: Onlara kalırsa, bana yakışan tepkimi gecikmeden, seçeceğim bir kürsüden, ifade ederek paylaşmamdı. Charlie Hebdo olayı 7 Ocak 2015 günü patlak verdi. On bir gün sonra, masamda bir denemeye başladım: “Gülmekten Ölmek”. Geçen süre içinde herkes gibi ben de olup bitenleri izledim, söylenenleri ve yazılanları kayda aldım. Bir yandan da başta hedefsiz bir kurcalama sürecini katediyordum: Düşünerek, okuyarak, tartarak. Hayır, dileyen inanmasın, ille de ‘bu konuda yazmalıyım’ sancısı taşımıyordum. Okuduklarımdan, duyduklarımdan farklı bir çizgide akıl yürüttüğüm için doğdu yazma gereksinmesi, içimde. “Gülmekten Ölmek”i dilediğim gibi yazabilecek miyim, ne kadar zamanda bitirebilirim, hiçbir fikrim yok şimdi, çünkü acelem yok: Olayın yankıları soğumasın tasası taşımıyorum, oluşan çatı güncel bir perspektifle bağlantılı değil. Tam tersine, kenara çekilerek, mesafe tutturarak yazmak öteki seçim. n İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 3 1 6 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle