18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Barış Açısını Savunmak / Yayına Hazırlayan: Necmiye Alpay, Hakan Tahmaz / Metis Yayınları / 366 s. Kürt sorununda çatışmayla geçen otuz küsur yıldan sonra ilan edilen ÇözümBarış Süreci, bugün belirsiz bir dönemeçte. Henüz hangi adımların atıldığını, neyin neden ters gittiğini anlayamadan çatışma günlerine büsbütün geri döneceğimiz korkusu yaşıyoruz. Türkiye ve komşu ülkelerdeki gelişmeleri anlama, sürecin olanak ve zorlukları üzerine bilgilenme ihtiyacı kendini her zamankinden fazla hissettiriyor. “Barış Açısını Savunmak” bu amaçla hazırlandı. Kitapta, Türkiye Barış Meclisi’nin Şubat 2015’te düzenlediği “Çözüme Doğru” konferansının sunumlarıyla “Çözüme Doğru: Olasılıklar, İmkânlar ve Sorunlar Üzerine” adlı rapor, güncellenmiş halleri ve kapsamlı bir kronoloji ile birlikte yer alıyor. Model Kavramı / Alain Badiou / Çeviren: Alp Tümertekin / İthaki Yayınları / 126 s. 1968 Mayıs olayları arifesinde kaleme alınan “Model Kavramı”, L. Althusser başkanlığında geliştirilen “Bilim İnsanları İçin Felsefe Dersleri” tasarısının bir parçası. Bu disiplinlerarası çalışmada, modelleme ve ideoloji ilişkisinin doğasını araştıran Alain Badiou, sıradan okur tarafından da nesnel bilginin taşıyıcısı sayılan matematiksel modellerin taraflılığını vurguluyor. “Model Kavramı”nın en çarpıcı yanı, Badiou metinlerinden beklenmediği kadar açık ve kolay okunur olması. Bu çalışma matematiğin epistemolojisi başta olmak üzere bilim felsefesi açısından da tartışılacak yanlarıyla birlikte, güncelliğini koruyor. Meleklerin Kanı / Nalini Singh / Çeviren: Bilge Turan Zourbakis / Yabancı Yayınları / 400 s. Nalini Singh, “Lonca Avcısı” serisinin ilk kitabı olan “Meleklerin Kanı”nda okuru, güzelliğin ve kana susamışlığın hüküm sürdüğü ve meleklerin her şeyin hâkimi olduğu bir dünyayla tanıştırıyor. Tehlikeli bir yakışıklılığa sahip olan New York Başmeleği Raphael, vampir avcısı Elena Deveraux’ya bir iş teklif etmişti. Ancak Elena’nın bu sefer peşine düşmesi gereken yolunu şaşıran bir vampir değil, çok daha tehlikeli, çok daha deli bir avdı. Avının peşinde Elena bir yandan hızla tutkunun eşiğine sürüklenirken, bir yandan da hayatı için mücadele ediyordu ve hayatını kurtarsa bile Raphael’in baştan çıkaran dokunuşlarına yenik düşmesi kaçınılmazdı. Çünkü başmeleklerin oyunu söz konusu olduğunda ölümlülerin hiç şansı yoktu... C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Şeytanın Hatırası / Fulya Gümüşpala Teke / Destek Yayınları / 352 s. Ölümü kurtuluş olarak görmeye yakışmayacak kadar genç, nahif ve savunmasız bir kız... Ancak bir ejderhanın ağzına yaraşacak alevlerle, yıllar boyu içinde büyüttüğü intikamını bir genç kızın saf varlığını kavurarak almaya yemin etmiş genç bir subay... Egoizmin doruğunda kendi bedensel doyumu ve çıkarları dışında hiçbir şeye değer vermeyen, buz tutmuş kalbi dillere destan güzelliğini dahi gölgeleyen bir karadul... “Şeytanın Hatırası” umutsuzluğun, acının ve garezin, yaşama, affedişe ve umuda dönüşmesinin romanı. Yalnız Bir Evin Kahkahası / Ann Leary / Çeviren: Ilgın Yıldız / Novella Yayınları / 400 s. Çocukluğundan beri küçük bir kasabada yaşayan Hildy Good, kasaba sakinleriyle ilgili her şeyi bilmesiyle ünlüdür, ayrıca yetenekleri sadece bununla da sınırlı değildir: O başarılı bir emlakçı, bir anne ve büyükannedir! Ancak kızları çok içtiğini söyleyerek onu rehabilitasyona yolladığından beri geceleri kendini biraz yalnız hisseder. Kendisini yalnız ve boş yere cezalandırılmış gibi hisseden Hildy, kasabaya yeni taşınan zengin Rebecca McAllister’la arkadaş olur ve onun sayesinde yeniden hayatın bir parçası olduğunu hissetmeye başlar. Bu ikili, biraz dedikodu yaparak biraz da içerek kaygılarını unutmaya çalışır. Tabii bu, aralarındaki sırlardan sadece bir tanesidir, diğeri ise tüm kasabayı ve bazı insanların hayatlarını altüst edecek kadar büyüktür. Kara Zeybek / Demet Altınyeleklioğlu / Artemis Yayınları / 730 s. Birinci Dünya Savaşı sonrası halkları birbirine düşüren işgaller iki ülkeyi, iki milleti, sayısız canı yerle bir etti. Ne dostluk, ne aşk, ne birlik bildi. Mağlubu, yitirilen kardeşçe bir gelecekken galibi, acımasız kaderdi. Eleni ve Enver’in aşkı tam da bu nedenlerle savaşta da barışta da mümkünsüz görünüyordu. İnsanları kadar gelecekleri de düşmandı bu aşka. Birlikte bir gelecek umut etmeden önce, halkların arasına ekilen kin tohumlarını, farklılıkların altını çizen savaş boyalarını, kardeşi düşman eden hırsları vatanından söküp atmalıydı Enver. O güne dek kalbi hasretle karalar bağlayacak; bahtı kara, sevdası kara, gözü kara bu yiğit, ölüme yürürken Kara Zeybek diye nam salacaktı. Denizin öte yakasında yaşayan Mehmet ve Fidan’ın büyük aşkının geleceği de aynı sebeplerle kör bir kuyunun dibindeydi. Barış ve aşk hep uzaklarda mı kalacaktı? n 1338 8 E K İ M 2 0 1 5 n S A Y F A 2 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle